KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Güney Kıbrıs'ın AB üyeliği Ada'da üçüncü darbedir
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Güney Kıbrıs'ın AB üyeliği Ada'da üçüncü darbedir
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AB'nin kendi koyduğu kural ve kriterini çiğnemek suretiyle 20 yıl önce GKRY'yi üyeliğe kabul etmesini eleştirerek, "GKRY'nin AB'ye alınması, Kıbrıs Adası'ndaki üçüncü darbedir." dedi.
Haber Giriş Tarihi: 01.05.2024 07:42
Haber Güncellenme Tarihi: 01.05.2024 07:42
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) tek taraflı olarak Avrupa Birliği’ne alınmasının 20’nci yıl dönümüyle ilgili yazılı açıklamada bulundu.
KKTC Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu tarafından kamuoyuna duyurulan açıklamada, Kıbrıs'ta federasyon temelli çözümü öngören Annan Planı Referandumu'na Kıbrıslı Türklerin çoğunlukla "evet", Rumların da "hayır" oyu verdiği hatırlatılırken, ayrıca oylamanın sonrasında Güney Kıbrıs'ın AB'ye üye olarak kabul edildiğine dikkati çekildi.
"HALKIMIZ ULUSLARARASI TOPLUMA KARŞI DA GÜVENİNİ YİTİRMİŞTİR"
Bugüne kadar Kıbrıs konusunun bir uzlaşıyla sonuçlandırılmasına yönelik referandum da dahil olmak üzere iyi niyetini ispatlamış Kıbrıs Türk halkının hâlâ izolasyon altında tutulmakta olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, şu ifadeleri kullandı:
"Annan Planı döneminde, tüm iyi niyetiyle çalışan Kıbrıs Türk halkı, iradesini de net şekilde sandığa yansıtmış olmasına rağmen, uluslararası toplum verdiği sözlerden bir anda çark etmiştir. Kıbrıs Türk halkı, sadece Rum halkına karşı güvensizlik duymamaktadır. Halkımız uluslararası topluma karşı da güvenini yitirmiştir. Uluslararası toplum, değil ahde vefaya bağlılık, vermiş olduğu sözlerin, ortaya koyduğu vaatlerin bir kandırma ve aldatma siyaseti olduğunu göstermiş hatta bazı yetkilileri bu kabul edilmez gerçeği bizzat kendileri de ifade etmişlerdir. Uluslararası toplumunyaratmış olduğu bu utanç tablosu çerçevesinde artık bu ve benzer vaatlere kanmayacağımızı net şekilde ortaya koydum."
"GKRY'NİN AB'YE ALINMASI, KIBRIS ADASI'NDAKİ ÜÇÜNCÜ DARBEDİR"
Rumların, 1960 yılında kurulan "Ortaklık Cumhuriyeti"nden, Türkleri 1963'ten itibaren silah zoruyla atmak istemelerinin ardından Ada'ya yerleşen Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü'nün, Rum liderliğine Kıbrıs'ın tümünü temsil hakkı vermesinin ilk darbe olduğunu vurgulayan Tatar, bu durumun bölgedeki tüm sorunların başlangıcı olduğuna işaret etti.
Tatar, Yunan Cuntası ve Ada'daki iş birlikçilerinin 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak üzere gerçekleştirdiği yönetime el koyma girişiminin ikinci darbe olduğunu kaydederek, 20 Temmuz 1974'te Türkiye'nin anlaşmalar ve uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanarak Kıbrıs'a asker çıkarmasının Ada'ya barışı getirdiğinin altını çizdi. Tatar, "Bu tarihten itibaren oluşan sınırlarla birlikte İki Halk kendi devletlerinde 50 yıldır yan yana kendi kendini yöneterek bu günlere gelinmiştir. Rum tarafının tüm silahlanma çabalarına rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadaki mevcudiyeti ve oluşturduğu caydırıcı güç sayesinde Kıbrıs’ta barış ve huzur ortamı muhafaza edilmektedir." dedi.
AB'nin kendi koyduğu kural ve kriterini çiğnemek suretiyle 20 yıl önce Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni üyeliğe kabul etmesini eleştiren Tatar, "GKRY'nin AB'ye alınması, Kıbrıs Adası'ndaki üçüncü darbedir." ifadesine yer verdi.
"1963 YILINDAN İTİBAREN UYGULANMAKTA OLAN İZOLASYON ZÜLMÜNÜN SONA ERMESİ ŞARTTIR"
Tatar, Kıbrıs Türk toplumunun haksız ambargo ve engellemeler ile karşı karşıya kaldığını belirterek, Kıbrıs'ta müzakerelerin ancak egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi ile başlayabileceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı, "Eğer Kıbrıs konusuna bir uzlaşı bulunmak isteniyorsa,buna dair müzakereler ancak ve ancak egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyidiyle yeni bir süreç olarak başlayabilir. Kıbrıs Türk halkına 1963 yılından itibaren uygulanmakta olan izolasyon zülmünün sona ermesi de şarttır. Kıbrıs Türk tarafı olarak egemen eşitliğimiz ve eşit ulusulararası statümüzün teyidinin ardından 2021 yılında Cenevre’de gayri resmi 5 + BM toplantısında masaya koyduğumuz önerimiz zemininde yapıcı bir sürece girmeye hazırız. Ancak rızamızı çektiğimizi net şekilde defaten ortaya koymuş olduğumuz tüketilmiş federasyon zemini içeren, hatta çağrıştıran herhangi bir süreçte Kıbrıs Türk Tarafı yer almayacaktır. AB’nin Rumları tek taraflı üye yaparak gerçekleştirdiği üçüncü darbenin enstrümanlarını kullanan baskıcı Rum rejiminin sürdürmekte olduğu izolasyon siyasetinden dolayı özden gelen haklarımızdan mahrum bırakılmayı kabul etmiyoruz. Bu haklarımzın teyid edilmesi için yılmadan çalışacağız.” ifadelerini kullandı.
GKRY, 1 Mayıs 2004 tarihinde Avrupa Birliği üyesi olmuş, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren ise para birimi olarak avroyı kullanmayı başlamıştı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Güney Kıbrıs'ın AB üyeliği Ada'da üçüncü darbedir
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AB'nin kendi koyduğu kural ve kriterini çiğnemek suretiyle 20 yıl önce GKRY'yi üyeliğe kabul etmesini eleştirerek, "GKRY'nin AB'ye alınması, Kıbrıs Adası'ndaki üçüncü darbedir." dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) tek taraflı olarak Avrupa Birliği’ne alınmasının 20’nci yıl dönümüyle ilgili yazılı açıklamada bulundu.
KKTC Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu tarafından kamuoyuna duyurulan açıklamada, Kıbrıs'ta federasyon temelli çözümü öngören Annan Planı Referandumu'na Kıbrıslı Türklerin çoğunlukla "evet", Rumların da "hayır" oyu verdiği hatırlatılırken, ayrıca oylamanın sonrasında Güney Kıbrıs'ın AB'ye üye olarak kabul edildiğine dikkati çekildi.
"HALKIMIZ ULUSLARARASI TOPLUMA KARŞI DA GÜVENİNİ YİTİRMİŞTİR"
Bugüne kadar Kıbrıs konusunun bir uzlaşıyla sonuçlandırılmasına yönelik referandum da dahil olmak üzere iyi niyetini ispatlamış Kıbrıs Türk halkının hâlâ izolasyon altında tutulmakta olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, şu ifadeleri kullandı:
"Annan Planı döneminde, tüm iyi niyetiyle çalışan Kıbrıs Türk halkı, iradesini de net şekilde sandığa yansıtmış olmasına rağmen, uluslararası toplum verdiği sözlerden bir anda çark etmiştir. Kıbrıs Türk halkı, sadece Rum halkına karşı güvensizlik duymamaktadır. Halkımız uluslararası topluma karşı da güvenini yitirmiştir. Uluslararası toplum, değil ahde vefaya bağlılık, vermiş olduğu sözlerin, ortaya koyduğu vaatlerin bir kandırma ve aldatma siyaseti olduğunu göstermiş hatta bazı yetkilileri bu kabul edilmez gerçeği bizzat kendileri de ifade etmişlerdir. Uluslararası toplumun yaratmış olduğu bu utanç tablosu çerçevesinde artık bu ve benzer vaatlere kanmayacağımızı net şekilde ortaya koydum."
"GKRY'NİN AB'YE ALINMASI, KIBRIS ADASI'NDAKİ ÜÇÜNCÜ DARBEDİR"
Rumların, 1960 yılında kurulan "Ortaklık Cumhuriyeti"nden, Türkleri 1963'ten itibaren silah zoruyla atmak istemelerinin ardından Ada'ya yerleşen Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü'nün, Rum liderliğine Kıbrıs'ın tümünü temsil hakkı vermesinin ilk darbe olduğunu vurgulayan Tatar, bu durumun bölgedeki tüm sorunların başlangıcı olduğuna işaret etti.
Tatar, Yunan Cuntası ve Ada'daki iş birlikçilerinin 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak üzere gerçekleştirdiği yönetime el koyma girişiminin ikinci darbe olduğunu kaydederek, 20 Temmuz 1974'te Türkiye'nin anlaşmalar ve uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanarak Kıbrıs'a asker çıkarmasının Ada'ya barışı getirdiğinin altını çizdi. Tatar, "Bu tarihten itibaren oluşan sınırlarla birlikte İki Halk kendi devletlerinde 50 yıldır yan yana kendi kendini yöneterek bu günlere gelinmiştir. Rum tarafının tüm silahlanma çabalarına rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadaki mevcudiyeti ve oluşturduğu caydırıcı güç sayesinde Kıbrıs’ta barış ve huzur ortamı muhafaza edilmektedir." dedi.
AB'nin kendi koyduğu kural ve kriterini çiğnemek suretiyle 20 yıl önce Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni üyeliğe kabul etmesini eleştiren Tatar, "GKRY'nin AB'ye alınması, Kıbrıs Adası'ndaki üçüncü darbedir." ifadesine yer verdi.
"1963 YILINDAN İTİBAREN UYGULANMAKTA OLAN İZOLASYON ZÜLMÜNÜN SONA ERMESİ ŞARTTIR"
Tatar, Kıbrıs Türk toplumunun haksız ambargo ve engellemeler ile karşı karşıya kaldığını belirterek, Kıbrıs'ta müzakerelerin ancak egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi ile başlayabileceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı, "Eğer Kıbrıs konusuna bir uzlaşı bulunmak isteniyorsa,buna dair müzakereler ancak ve ancak egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyidiyle yeni bir süreç olarak başlayabilir. Kıbrıs Türk halkına 1963 yılından itibaren uygulanmakta olan izolasyon zülmünün sona ermesi de şarttır. Kıbrıs Türk tarafı olarak egemen eşitliğimiz ve eşit ulusulararası statümüzün teyidinin ardından 2021 yılında Cenevre’de gayri resmi 5 + BM toplantısında masaya koyduğumuz önerimiz zemininde yapıcı bir sürece girmeye hazırız. Ancak rızamızı çektiğimizi net şekilde defaten ortaya koymuş olduğumuz tüketilmiş federasyon zemini içeren, hatta çağrıştıran herhangi bir süreçte Kıbrıs Türk Tarafı yer almayacaktır. AB’nin Rumları tek taraflı üye yaparak gerçekleştirdiği üçüncü darbenin enstrümanlarını kullanan baskıcı Rum rejiminin sürdürmekte olduğu izolasyon siyasetinden dolayı özden gelen haklarımızdan mahrum bırakılmayı kabul etmiyoruz. Bu haklarımzın teyid edilmesi için yılmadan çalışacağız.” ifadelerini kullandı.
GKRY, 1 Mayıs 2004 tarihinde Avrupa Birliği üyesi olmuş, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren ise para birimi olarak avroyı kullanmayı başlamıştı.
Son Haberler