8 Aralık Pazar günü, bölgemiz için tarihi günlerden biri. Pazar günü, dünyanın birçok ülkesinde sabah kahvaltısı ve Paris’tekiler için Notre Dame’daki Pazar ayinine katılarak geçerken ülkemizde ve bölgemizde yine hareketli ve heyecanlı bir güne uyandık.
Benim açımdan, Suriye’de kazananlardan birinin Raghid Al-Tatari olduğunu duyunca Kırım Tatarları için içimdeki umut daha çok arttı. Al-Tatari’nin Tatar olup olmadığını bilemiyorum. Fakat haberlerde Suriye’de en uzun süre tutuklu siyasi mahkum olarak 70 yaşına birkaç gün kalmışken serbest kalmasına çok sevindim. 25 Aralık 1954’te doğan Al-Tatari, 1981 yılında 26 yaşında iken baba Hafız Esad’ın ordusunda pilot olarak görev yapmaktaydı. Hama’daki isyanı bastırmak için şehri bombalaması emrine uymayınca hakkında soruşturma açıldı. Hamile olan eşini Suriye’de geride bırakarak önce Ürdün sonra Mısır’a sığınma talebinde bulundu. Ne yazık ki, bu iki ülkeden geri çevrilince 26 yaşında gözaltına alınıp hiçbir yargılama yapılmadan hapse atıldı. 43 yıl sonra Al-Tatari'nin özgürlüğüne kavuşması, diktatörlere karşı haklı olanların galip geldiğini gösteriyor.
13 yıl süren iç savaşın 12 günde bitmesi dışında Suriye’de yaşananları anlamak ve anlatabilmek gerçekten zor. 1967 Arap-İsrail Savaşı’na nasıl Altı Gün Savaşı deniyorsa buna da 12 Gün Suriye Savaşıdiyebiliriz. Çok fazla silah kullanılmadan bu zafere ulaşılması da yine Orta Doğu’ya özgü bir durum.
Başlıkta Suriye ile Ukrayna ve Kırım arasındaki ilişkiye vurgu yapıyorum. Aslında 2014’te Kırım’ın işgali ile başlayan ve 10 yıldan fazla süren Ukrayna-Rusya Savaşı’nın Şam’ın özgürleşmesinde, Hafız Esad’ın heykellerinin yıkılmasında, tüm Suriyelilerin coşkulu şekilde sokaklara çıkmasında önemli bir katkısı var. Kırım’ın işgalinin ardından görece kolay şekilde Suriye’yi de aslında işgal eden Putin, Zelenskıy karşısında bin gün önce Kıyiv’de duvara çarpmasının ardından Şam’da bir başka yenilginin tadını almış oldu.
Şu anda Suriye'de kazananlar; Suriyeliler, Türkiye, İsrail ve Al-Tatari, Ukrayna'ya ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy'a teşekkür etmeliler. Zelenskıy, Afganistan ve Suriye'de olduğu gibi savaş karşısında ülkesinden kaçmak yerine tüm halkıyla beraber Putin saldırganlığına, zalimliğine ve soykırımına tek başına direndi.
12 Gün Suriye Savaşı’nın kaybedenleri ise Esad rejimi ve destekçileri, Rusya, İran, Hizbullah, Hamas ve Suriyeli Kürtler olacak. Donald Trump’ın sosyal medyadaki mesajı, 900 tane ABD askerinin de geri çekileceğini gösteriyor.
"Her halükârda, Suriye bir karmaşa içindedir, ancak bizim dostumuz değildir ve ABD'nin bununla hiçbir ilgisi olmamalıdır. Bu bizim savaşımız değil. İzin verin ne olacaksa olsun. Karışmayın!" yazan Trump’ın kabinesinde yer alacak olan ünlü Amerikan başkanı JFK Kennedy’in akrabası olan Robert F. Kennedy Jr., ABD askerlerinin Türkiye ile Kürtler arasında yaşanacak herhangi bir çatışmada "cannon fodder-top yemi" (kurbanlık koyun)" haline gelebileceğini belirtiyor.
Suriye’de Putin’in yenilmesi, ilk olarak TV ekranlarında Rus kara propagandası yapanların nasıl Rus yalanlarıyla beslendiklerini de gösterdi. Şam’ı kaybetmek Moskova’nın suratında çok büyük Osmanlı tokadı olarak patladı. Elin içi ile tercihen kolla geniş açı çizilerek atılan bu tokadın atması zevkli yemesi de ızdırap vericidir. En iyi Osmanlı tokadı kulakları çınlatacak kadar ses çıkartacak şekilde atılanıdır. Putin’in de bir anlamda "Şam Babası" olduğunu da göstermiştir. Şam Babası, ailesinin üstüne yüklemiş olduğu sorumlulukları getirmekle işi olmayan kişiye takılan lakaptır. Putin ilk önce Kırım’a daha sonra Suriye’ye en son tüm Ukrayna’ya saldırarak Şam Babası gibi davrandığını da göstermiştir. Küresel güç olmak için yola çıkan Putin, bugün itibarıyla bölgesel güç olarak bile anılamaz. Çocukken sokak dövüşçüsü olan Putin, Orta Doğu sokaklarında çok kötü dayak yedi.
Rusya, Moskova’yı büyük güç yapmak isterken Doğu Akdeniz’deki Hmeymin hava üssü ile Tartus deniz üssünü de kaybetmiştir. 2017 yılında Rus Duması 49 yıllığına bu iki üssü kiralamıştı. Bu kayıplar sonucu, Sahra altı Afrika’daki Rus varlığı da zayıflayacak ve oradaki üç tane askeri diktatörlüğün de sonu gelecektir. Aynı şekilde Libya’da Rus ayısı eskisi gibi koşturamayacaktır. Akyar’daki Rus Karadeniz Donanma üssü, Moskova’ya 2042’ye kadar kiralanmıştı. Ermenistan’da Türkiye Cumhuriyeti sınırının dibindeki Gyumri üssü 2044 yılına kadar Ruslara kiralanmıştı. Bu iki askeri üssü, Rus askerlerinin terk etmesi de çok yakındır.
Putin Hitler’e benzerliğini de ispatlamıştır. "Putler" terimi askeri anlamda da geçerli olmuştur. Çünkü Hitler, Nazi Almanyası’nın sonunu iki cepheli savaşa girerek getirmiştir. II. Dünya Savaşı’nda Çekoslavakya ve Avusturya’yı aldıktan sonra batıda Hollanda, Belçika ve Fransa’yı aldıktan sonra Barbarosa Operasyonu ile Sovyetler Birliğinin işgalini başlatmıştır. Putin de birçok cephede savaşmayı seçti. Wagner’i kullanarak Afrika’nın içlerine kadar ilerledi. Rusya’yı Şam kapılarında yenilgiye uğratanlar arasında eski Sovyet coğrafyasındaki savaşçılar yanında Doğu Türkistanlıların da olduğunu vurgulamak gerekiyor. Rus ahtapotunun kollarından biri olan Suriye’nin kesilmesinin domino etkisi olacaktır. Şam’daki Emevi Camisi'nde Sayın Erdoğan’ın Cuma namazını kılacak olması gibiKırım’da Bahçesaray Hansaray Camisi'nde de eninde sonunda Cuma namazı eda edilecektir.
Rus ahtapotunun kollarının uzandığı Latin Amerika ve Afrika’daki ülkeler yanında BRICS ülkeleri de şapkayı önlerine koyup Rus yanlısı olmanın artı ve eksilerini hesaplayacaktır. Putin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını Rusların çoğu gibi benim için de trajedi oldu demişti. Sovyetler Birliğinin kaotik çöküşünü, 20. yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi olarak tanımlamıştı. Çarpıtılmış tarih görüşüne sahip olan ve Sovyetler Birliği çökerten NATO’ya duyduğu öfkeyle hareket eden Putin’in, gerçeklikten kopmuş ve başka bir dünyada yaşamasının bedelini, artık Orta Doğu halkları ve eski Sovyet halkları ödemeyecektir. 50 yıl önce St. Petersburg’daki ilk gençlik yıllarında kendisini “holigan” olarak tanımlayan Putin, genellikle kendisinden daha büyük ve güçlü olan oğlan çocuklarıyla kavga ediyordu.
Sokaklarda öğrendiği şu kuralı kafasındaki hastalıklı düşünce dolayısıyla yanlış şekilde uygulamaya devam ediyor, "50 yıl önce Leningrad Caddesi bana bir kural öğretti: Eğer bir kavga kaçınılmazsa, ilk yumruğu sen atmalısın." Kendisini çocukluğundaki komün apartmanında köşeye sıkıştırdığı fare gibi görüyor. Anısını şu şekilde anlatıyor. Farenin kaçacak yeri yoktu. Hızla kaçmaya çalışan fare, çaresizce Putin’in üzerine atılmasını şöyle anlatmıştı:
"Orada, sahanlıkta köşeye sıkışmak kelimesinin anlamına dair hızlı ve kalıcı bir ders aldım."
Esad ve ailesi Moskova’ya kaçıp sığınma hakkı talep etti. Putin gibi Esad da Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanacak ve Bosna Kasabı Miloseviç ve Karadziç gibi cezasını çekecek. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heorhiy Tıhıy, İran’ın "terörist gruplar" olarak adlandırdığı grupları Ukrayna’nın desteklediği yönündeki suçlamalarına ilişkin bir soruya yanıtı da burada belirtmek gerekiyor:
“Ukrayna, Suriye’deki güvenlik durumunun kötüleşmesine dair sözde müdahalemizle ilgili tüm suçlamaları kesin bir şekilde reddetmektedir. Rusya'nın iki cephede birden savaşamayacağını Suriye'deki olaylardan açıkça görebiliyoruz."
Son olarak, şunu söylemek gerekiyor ki; 12 Gün Suriye Savaşı’nın kazananı Türkiye ve Ukrayna dolayısıyla Kırım olacaktır.
Ağustos 2023'te bir hava saldırısında yıkılan bir evin duvarına bir grafiti çizen Suriyeli sanatçılar. Duvar resmi, Wagner paralı asker grubundan Rus savaş suçlusu Yevgeniy V. Prigojin'i tasvir ediyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Sezai Özçelik
Suriye, Ukrayna ve Kırım
8 Aralık Pazar günü, bölgemiz için tarihi günlerden biri. Pazar günü, dünyanın birçok ülkesinde sabah kahvaltısı ve Paris’tekiler için Notre Dame’daki Pazar ayinine katılarak geçerken ülkemizde ve bölgemizde yine hareketli ve heyecanlı bir güne uyandık.
Benim açımdan, Suriye’de kazananlardan birinin Raghid Al-Tatari olduğunu duyunca Kırım Tatarları için içimdeki umut daha çok arttı. Al-Tatari’nin Tatar olup olmadığını bilemiyorum. Fakat haberlerde Suriye’de en uzun süre tutuklu siyasi mahkum olarak 70 yaşına birkaç gün kalmışken serbest kalmasına çok sevindim. 25 Aralık 1954’te doğan Al-Tatari, 1981 yılında 26 yaşında iken baba Hafız Esad’ın ordusunda pilot olarak görev yapmaktaydı. Hama’daki isyanı bastırmak için şehri bombalaması emrine uymayınca hakkında soruşturma açıldı. Hamile olan eşini Suriye’de geride bırakarak önce Ürdün sonra Mısır’a sığınma talebinde bulundu. Ne yazık ki, bu iki ülkeden geri çevrilince 26 yaşında gözaltına alınıp hiçbir yargılama yapılmadan hapse atıldı. 43 yıl sonra Al-Tatari'nin özgürlüğüne kavuşması, diktatörlere karşı haklı olanların galip geldiğini gösteriyor.
13 yıl süren iç savaşın 12 günde bitmesi dışında Suriye’de yaşananları anlamak ve anlatabilmek gerçekten zor. 1967 Arap-İsrail Savaşı’na nasıl Altı Gün Savaşı deniyorsa buna da 12 Gün Suriye Savaşı diyebiliriz. Çok fazla silah kullanılmadan bu zafere ulaşılması da yine Orta Doğu’ya özgü bir durum.
Başlıkta Suriye ile Ukrayna ve Kırım arasındaki ilişkiye vurgu yapıyorum. Aslında 2014’te Kırım’ın işgali ile başlayan ve 10 yıldan fazla süren Ukrayna-Rusya Savaşı’nın Şam’ın özgürleşmesinde, Hafız Esad’ın heykellerinin yıkılmasında, tüm Suriyelilerin coşkulu şekilde sokaklara çıkmasında önemli bir katkısı var. Kırım’ın işgalinin ardından görece kolay şekilde Suriye’yi de aslında işgal eden Putin, Zelenskıy karşısında bin gün önce Kıyiv’de duvara çarpmasının ardından Şam’da bir başka yenilginin tadını almış oldu.
Şu anda Suriye'de kazananlar; Suriyeliler, Türkiye, İsrail ve Al-Tatari, Ukrayna'ya ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy'a teşekkür etmeliler. Zelenskıy, Afganistan ve Suriye'de olduğu gibi savaş karşısında ülkesinden kaçmak yerine tüm halkıyla beraber Putin saldırganlığına, zalimliğine ve soykırımına tek başına direndi.
12 Gün Suriye Savaşı’nın kaybedenleri ise Esad rejimi ve destekçileri, Rusya, İran, Hizbullah, Hamas ve Suriyeli Kürtler olacak. Donald Trump’ın sosyal medyadaki mesajı, 900 tane ABD askerinin de geri çekileceğini gösteriyor.
"Her halükârda, Suriye bir karmaşa içindedir, ancak bizim dostumuz değildir ve ABD'nin bununla hiçbir ilgisi olmamalıdır. Bu bizim savaşımız değil. İzin verin ne olacaksa olsun. Karışmayın!" yazan Trump’ın kabinesinde yer alacak olan ünlü Amerikan başkanı JFK Kennedy’in akrabası olan Robert F. Kennedy Jr., ABD askerlerinin Türkiye ile Kürtler arasında yaşanacak herhangi bir çatışmada "cannon fodder-top yemi" (kurbanlık koyun)" haline gelebileceğini belirtiyor.
Suriye’de Putin’in yenilmesi, ilk olarak TV ekranlarında Rus kara propagandası yapanların nasıl Rus yalanlarıyla beslendiklerini de gösterdi. Şam’ı kaybetmek Moskova’nın suratında çok büyük Osmanlı tokadı olarak patladı. Elin içi ile tercihen kolla geniş açı çizilerek atılan bu tokadın atması zevkli yemesi de ızdırap vericidir. En iyi Osmanlı tokadı kulakları çınlatacak kadar ses çıkartacak şekilde atılanıdır. Putin’in de bir anlamda "Şam Babası" olduğunu da göstermiştir. Şam Babası, ailesinin üstüne yüklemiş olduğu sorumlulukları getirmekle işi olmayan kişiye takılan lakaptır. Putin ilk önce Kırım’a daha sonra Suriye’ye en son tüm Ukrayna’ya saldırarak Şam Babası gibi davrandığını da göstermiştir. Küresel güç olmak için yola çıkan Putin, bugün itibarıyla bölgesel güç olarak bile anılamaz. Çocukken sokak dövüşçüsü olan Putin, Orta Doğu sokaklarında çok kötü dayak yedi.
Rusya, Moskova’yı büyük güç yapmak isterken Doğu Akdeniz’deki Hmeymin hava üssü ile Tartus deniz üssünü de kaybetmiştir. 2017 yılında Rus Duması 49 yıllığına bu iki üssü kiralamıştı. Bu kayıplar sonucu, Sahra altı Afrika’daki Rus varlığı da zayıflayacak ve oradaki üç tane askeri diktatörlüğün de sonu gelecektir. Aynı şekilde Libya’da Rus ayısı eskisi gibi koşturamayacaktır. Akyar’daki Rus Karadeniz Donanma üssü, Moskova’ya 2042’ye kadar kiralanmıştı. Ermenistan’da Türkiye Cumhuriyeti sınırının dibindeki Gyumri üssü 2044 yılına kadar Ruslara kiralanmıştı. Bu iki askeri üssü, Rus askerlerinin terk etmesi de çok yakındır.
Putin Hitler’e benzerliğini de ispatlamıştır. "Putler" terimi askeri anlamda da geçerli olmuştur. Çünkü Hitler, Nazi Almanyası’nın sonunu iki cepheli savaşa girerek getirmiştir. II. Dünya Savaşı’nda Çekoslavakya ve Avusturya’yı aldıktan sonra batıda Hollanda, Belçika ve Fransa’yı aldıktan sonra Barbarosa Operasyonu ile Sovyetler Birliğinin işgalini başlatmıştır. Putin de birçok cephede savaşmayı seçti. Wagner’i kullanarak Afrika’nın içlerine kadar ilerledi. Rusya’yı Şam kapılarında yenilgiye uğratanlar arasında eski Sovyet coğrafyasındaki savaşçılar yanında Doğu Türkistanlıların da olduğunu vurgulamak gerekiyor. Rus ahtapotunun kollarından biri olan Suriye’nin kesilmesinin domino etkisi olacaktır. Şam’daki Emevi Camisi'nde Sayın Erdoğan’ın Cuma namazını kılacak olması gibi Kırım’da Bahçesaray Hansaray Camisi'nde de eninde sonunda Cuma namazı eda edilecektir.
Rus ahtapotunun kollarının uzandığı Latin Amerika ve Afrika’daki ülkeler yanında BRICS ülkeleri de şapkayı önlerine koyup Rus yanlısı olmanın artı ve eksilerini hesaplayacaktır. Putin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını Rusların çoğu gibi benim için de trajedi oldu demişti. Sovyetler Birliğinin kaotik çöküşünü, 20. yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi olarak tanımlamıştı. Çarpıtılmış tarih görüşüne sahip olan ve Sovyetler Birliği çökerten NATO’ya duyduğu öfkeyle hareket eden Putin’in, gerçeklikten kopmuş ve başka bir dünyada yaşamasının bedelini, artık Orta Doğu halkları ve eski Sovyet halkları ödemeyecektir. 50 yıl önce St. Petersburg’daki ilk gençlik yıllarında kendisini “holigan” olarak tanımlayan Putin, genellikle kendisinden daha büyük ve güçlü olan oğlan çocuklarıyla kavga ediyordu.
Sokaklarda öğrendiği şu kuralı kafasındaki hastalıklı düşünce dolayısıyla yanlış şekilde uygulamaya devam ediyor, "50 yıl önce Leningrad Caddesi bana bir kural öğretti: Eğer bir kavga kaçınılmazsa, ilk yumruğu sen atmalısın." Kendisini çocukluğundaki komün apartmanında köşeye sıkıştırdığı fare gibi görüyor. Anısını şu şekilde anlatıyor. Farenin kaçacak yeri yoktu. Hızla kaçmaya çalışan fare, çaresizce Putin’in üzerine atılmasını şöyle anlatmıştı:
"Orada, sahanlıkta köşeye sıkışmak kelimesinin anlamına dair hızlı ve kalıcı bir ders aldım."
Esad ve ailesi Moskova’ya kaçıp sığınma hakkı talep etti. Putin gibi Esad da Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanacak ve Bosna Kasabı Miloseviç ve Karadziç gibi cezasını çekecek. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heorhiy Tıhıy, İran’ın "terörist gruplar" olarak adlandırdığı grupları Ukrayna’nın desteklediği yönündeki suçlamalarına ilişkin bir soruya yanıtı da burada belirtmek gerekiyor:
“Ukrayna, Suriye’deki güvenlik durumunun kötüleşmesine dair sözde müdahalemizle ilgili tüm suçlamaları kesin bir şekilde reddetmektedir. Rusya'nın iki cephede birden savaşamayacağını Suriye'deki olaylardan açıkça görebiliyoruz."
Son olarak, şunu söylemek gerekiyor ki; 12 Gün Suriye Savaşı’nın kazananı Türkiye ve Ukrayna dolayısıyla Kırım olacaktır.
Ağustos 2023'te bir hava saldırısında yıkılan bir evin duvarına bir grafiti çizen Suriyeli sanatçılar. Duvar resmi, Wagner paralı asker grubundan Rus savaş suçlusu Yevgeniy V. Prigojin'i tasvir ediyor.