AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi: Rusya oyun oynuyor, yaptırımlar artırılmalı
Fransa, Almanya, Polonya, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık dâhil olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden üst düzey diplomatlar ve dışişleri bakanları, Avrupa güvenliğini artırmayı amaçlayan “Weimar+ Grubu” formatındaki görüşmeler için 31 Mart 2025 tarihinde İspanya’nın başkenti Madrid'de bir araya geldi.
Görüşmeler öncesinde gazetecilere konuşan Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, bir dizi acil konuya değinerek Ukrayna'ya desteğin sürdürülmesinin ve devam eden savaşın durdurulması için Rusya üzerindeki baskının arttırılmasının önemini vurguladı.
KALLAS: RUSYA ÜÇ HAFTADIR ORTADA YOK
Kallas, “Weimar+” toplantısının konuları arasında Ukrayna'ya ve barış sürecine yardımcı olmak için yapılabilecekler ve Avrupa'nın bu sürece olan katkısının yer aldığını belirtti.
Kallas cümlelerine, “Gördüğümüz kadarıyla Ukrayna'nın koşulsuz ateşkesi kabul etmesinin üzerinden üç hafta geçti ve üç hafta sonra hâlâ Rusya ortada yok.” şeklinde devam etti ve “Rusya oyun oynuyor ve gerçekten barış istemiyor.” vurgusunu yaptı.
“Dolayısıyla sorumuz şu: Rusya'ya nasıl daha fazla baskı yapabiliriz?” ifadelerini kullanan Kallas, toplantıda gündeminde Avrupa’nın güvenliğinin de olduğunu bildirdi.
Bununla birlikte Kallas, Avrupa’yı daha güçlü kılmak için hâlihazırda var olan araçları kullanmak üzere daha fazla ne yapılabileceğinin tartışılacağını söyledi.
Buna ek olarak Kallas, “Sahip olduğumuz en güçlü araç birliğimizdir, dolayısıyla Avrupa olarak üzerimize gelen tüm bu tehditlerle yüzleşirken bunun için çalışmalıyız.” dedi.
AVRUPA’DAN ORTAK DEKLARASYON
“Weimar+” zirvesi sonrasında AB bürokratları Ukrayna’ya desteğin sürdürüleceğini, Rusya’ya karşı baskının artacağını ve Avrupa’nın güvenlik alanında daha fazla inisiyatif alacağını ifade eden ortak bir deklarasyon yayımladı:
Buça Katliamı’nın yıl dönümünden üç gün sonra, 19 Kasım tarihli Varşova Deklarasyonumuz, 12 Aralık tarihli Berlin Deklarasyonumuz ve 12 Şubat tarihli Paris Deklarasyonumuz temelinde, Ukrayna'nın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler (BM) Şartı ve uluslararası hukuk ilkelerine dayalı kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışa yönelik sarsılmaz desteğimizi bir kez daha yineliyoruz. Ukrayna, önkoşulsuz tam bir ateşkesi kabul ederek de barışa olan güçlü bağlılığını göstermiştir. Ancak Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığı sona ermemiştir. Rusya yeni koşullar dayatmak ve Ukrayna şehirleri ile altyapısına yönelik saldırılarını sürdürerek daha fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olmak yerine, savaşı sona erdirme konusunda ciddi olduğunu göstermelidir. Rusya'yı oyalama taktiklerine son vermeye ve Ukrayna'nın yaptığı gibi gecikmeksizin eşit koşullarda derhal koşulsuz bir ateşkesi kabul ederek ve bunu tam olarak uygulayarak karşılık vermeye çağırıyoruz. Net bir zaman dilimi içerisinde ilerleme kaydedildiğini görmemiz gerekiyor. Paris ve Londra'da gerçekleştirilen son toplantıları temel alarak, Ukrayna, Avrupa ve tüm uluslararası toplum için hayati önem taşıyan Ukrayna'da kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışın en iyi nasıl desteklenebileceğine ilişkin tartışmayı ileriye taşıdık. Uluslararası ortaklarımızla birlikte Ukrayna'ya daha fazla siyasi, mali, ekonomik, insani, askeri ve diplomatik destek verme kararlılığımızı sürdürüyoruz. Bu amaçla, Yetenek Koalisyonları ve bir sonraki toplantısını 11 Nisan'da yapacak olan Ukrayna Savunma Temas Grubu (Ramstein Formatı) çerçevesinde de Ukrayna'yı kısa ve uzun vadeli önemli askeri desteklerle güçlendireceğiz. Bu grubun üyeleri de dâhil olmak üzere birçok Avrupalı ortak Ukrayna'yı askerî açıdan desteklemek üzere önemli ilave taahhütlerde bulunmuş olup gelecekte de benzer taahhütlerde bulunmayı planlamaktadır. Ayrıca, saldırganlık savaşını sürdürme kabiliyetini engellemek ve Ukrayna'nın adil ve kalıcı bir barışı güvence altına almak için mümkün olan en iyi konuma gelmesini sağlamak üzere yeni yaptırımlar da dâhil olmak üzere mevcut tüm araçları kullanarak Rusya üzerinde daha fazla baskı uygulamaya hazırız. Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlık savaşına son verene ve neden olduğu zararı tazmin edene kadar Rusya'nın varlıklarının hareketsiz kalması gerektiğini yineliyoruz. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü saldırı savaşıyla bağlantılı olarak işlenen savaş suçları ve diğer en ciddi suçlar için tam hesap verebilirliğin sağlanması konusunda da kararlıyız. AB Konseyi çerçevesinde Ukrayna'ya yönelik Saldırı Suçu için bir Özel Mahkeme kurulması yönünde kaydedilen ilerleme önemli bir adımdır. Barışa giden inandırıcı bir yol, insani yardım çabalarını, özellikle de savaş esirlerinin takasını, sivillerin serbest bırakılmasını ve hukuka aykırı bir şekilde sınır dışı edilerek Rusya ve Belarus'a nakledilen tüm Ukraynalı çocukların ve diğer sivillerin geri dönmesini içermelidir. Adil ve kalıcı bir barışın tesis edilmesine yol açabilecek bir ateşkes için sarf edilen çabaları destekliyoruz. İzleme ve doğrulamaya ilişkin net bir çerçeve de dâhil olmak üzere, uygulanabilir ve sürdürülebilir bir ateşkes için gerekli unsurların tanımlanmasına yönelik son dönemde kaydedilen ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Barış sürdürülebilir olmalı ve yeni saldırganlık eylemlerini önleyecek etkili garantilerle desteklenmelidir. Ukrayna için gerçek, sağlam ve inandırıcı güvenlik garantileri, Ukrayna'nın ortaklarıyla güvenlik ilişkilerini belirleme egemenlik hakkına ve uluslararası toplumun gelecekteki Rus saldırganlığını önleme görevine dayanan adil ve kalıcı bir barışın vazgeçilmez unsurudur. Bu konuda öncü bir rol oynamaya hazırız. Barış adil olmalıdır ve Rusya'nın saldırganlık savaşı, saldırganın ödüllendirilmesiyle sona erdirilemez. Avrupa-Atlantik güvenliğinden ve Ukrayna'nın bağımsızlığından, egemenliğinden ve toprak bütünlüğünden ödün veren hiçbir anlaşma olamaz. Ukrayna'nın askeri ve savunma sanayisini ya da ortak ülkelerin Ukrayna'daki askeri varlığını kısıtlayan hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceğiz. Bu barışın sağlanması için üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Avrupa şu anda Ukrayna'ya verilen tüm desteğin neredeyse üçte ikisini ve askeri yardımın yüzde 60'ını sağlamaktadır. Avrupa-Atlantik güvenliğinin temel taşı olarak NATO'ya olan sarsılmaz bağlılığımızı yineliyor ve Lahey'deki zirvede önemli bir sonuç elde etmek amacıyla Avrupa kıtasının güvenlik ve savunmasının geleceği için daha fazla sorumluluk üstlenmeyi taahhüt ediyoruz. Ukrayna'nın kendi kaderini tayin etme ve demokrasisini savunma konusundaki doğal hakkını yineliyoruz. Ukrayna'nın geleceği Avrupa'da ve AB’dedir ve Ukrayna'nın geleceği Avrupa'nın güvenliği için hayati önem taşımaktadır. Avrupa müzakerelere tam anlamıyla dâhil olmalıdır ve kendi kararlarını kendisi verecektir. Uluslararası ortaklarımızla koordinasyon içerisinde Ukrayna'nın onarım, toparlanma ve yeniden inşasını destekleme kararlılığımızı sürdürüyoruz. Demokratik değerlerimize olan bağlılığımızı bir kez daha teyit ediyor ve BM Şartı'nın evrensel ilkeleri temelinde Ukrayna'da adil ve kalıcı bir barışı birlikte teşvik etmek için küresel ortaklarımızla daha fazla temas hâlinde olacağımızı belirtiyoruz. Avrupa'nın kendi güvenliği için daha fazla sorumluluk üstlenmesi ve mevcut ve gelecekteki zorluklarla başa çıkabilmek için daha donanımlı hale gelmesi gerektiğini bir kez daha teyit ediyoruz. AB Ortakları, Avrupa'nın daha egemen, kendi savunmasından daha sorumlu ve 360 derecelik bir yaklaşımla mevcut ve gelecekteki zorluk ve tehditlere karşı özerk bir şekilde hareket etmek ve bunlarla başa çıkmak için daha donanımlı hâle gelmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Avrupa Savunmasının Geleceğine ilişkin Beyaz Kitap ışığında, tüm alanlardaki çalışmaların hızlandırılması çağrısında bulunuyoruz. AB ayrıca Ukrayna'da adil ve kalıcı bir barışa doğru ilerlemek için atılacak adımların desteklenmesinde de üzerine düşen tüm rolü oynamalıdır.