SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türk dünyasında çocuk yaşta evlilik sorunu: Yaygınlık ve toplumsal etkileri

Türk dünyasında çocuk yaşta evlilik, sosyo-kültürel, ekonomik ve toplumsal faktörlerin etkisiyle hâlâ önemli bir sorun olarak varlığını sürdürüyor. Bu durum, kız çocuklarının eğitim hakkından mahrum kalmalarına ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleşmesine yol açıyor. QHA, bu ciddi toplumsal sorun hakkında Türk dünyası ülkelerinin durumunu; eldeki resmi veriler, analizler ve raporların yardımıyla okuyucuları için derledi.

Haber Giriş Tarihi: 26.03.2025 07:17
Haber Güncellenme Tarihi: 26.03.2025 21:09
Kaynak: Haber Merkezi
Türk dünyasında çocuk yaşta evlilik sorunu: Yaygınlık ve toplumsal etkileri

Türk dünyasında çocuk yaşta evlilik, kültürel ve ekonomik faktörler nedeniyle hâlâ yaygın bir sorun olarak kabul ediliyor. Bu evlilikler, genç kızların ve kız çocuklarının eğitim hakkından mahrum kalmalarına ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleşmesine neden oluyor.

Çocuk yaşta evlilik, 18 yaşından küçük bir bireyin evlendirilmesi anlamına geliyor ve tüm dünyada sosyoloji ve sosyal politikanın en önemli konularından biri olarak kabul ediliyor. Uluslararası insan hakları hukukuna göre çocuk evliliği, taraflardan birinin veya her ikisinin 18 yaşın altında olduğu resmî veya gayriresmî bir birlikteliği içeriyor. Dolayısıyla bu evlilik biçimleri doğrudan bir insan hakları ihlali suçu olarak kayıtlara geçiyor.

Bununla birlikte çocuk yaşta evlilik; birden fazla insan hakkının ihlalini ve kız çocukları başta olmak üzere çocukları doğrudan etkileyen, haklarını tam olarak gerçekleştirmelerini engelleyen bir toplumsal cinsiyete dayalı “şiddet biçimi” olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda uluslararası hukuk kapsamında zararlı kabul edilen, fiziksel, zihinsel ve cinsel zarar veya acıya neden olan bu hak ihlali, hem kısa hem de uzun vadeli sonuçları itibarıyla bir suç olarak ele alınıyor.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (İHEB)Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi (ICCPR)Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS)Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu (BPfA) ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDGs) gibi birçok uluslararası anlaşma ve belge, tam ve gönüllü rıza olmaksızın yapılan bir evliliğin, insan hakları ihlali teşkil ettiğini kabul ediyor.

EN FAZLA KIZ ÇOCUKLARI ETKİLENİYOR

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından paylaşılan verilere göre; 15-19 yaş arası kız çocuklarının ölüm nedenlerinin başında, hamilelik ve doğumla ilgili komplikasyonlar geliyor. Ayrıca 18 yaşın altında doğum yapan kız çocuklarının dünyaya getirdikleri bebeklerin ölüm ya da gelişim risklerinin de daha fazla olduğu belirtiliyor.

BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) uzmanları, çocuk yaşta evliliğin önüne geçilmesinin küresel toplum sağlığı kalitesinin yükseltilmesi, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve insan haklarının yaygınlaştırılması açısından çok önemli olduğunu söylüyor. Buna rağmen; çocuk yaşta veya ergenlik döneminde evlenen kız çocuklarının toplumsal normlara uygun olarak genellikle ev işleriyle ve çocuk bakımıyla ilgilenmesi bekleniyor. Bu durum, yaşadıkları toplumlarda uzun süredir devam eden cinsiyet eşitsizliğinin sürmesine katkı sağlıyor.

TÜRK DÜNYASINDA ÇOCUK YAŞTA EVLİLİK ORANLARI

Uluslararası insan hakları örgütü Equality Now tarafından 2024 yılının ekim ayında yayımlanan “Breaking Barriers: Addressing Child, Early and Forced Marriage In Eurasia” (Engelleri Aşmak: Avrasya'da Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evliliğin Ele Alınması) isimli rapor; Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Kırgızistan, Rusya, Tacikistan ve Özbekistan olmak üzere yedi ülkedeki çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikleri (ÇYEZE) ele aldı. Aynı zamanda ilgili rapor, çocuklara yönelik bu hak ihlalinin altında yatan nedenleri ve yasal çerçevelerini analiz ediyor.

Bununla birlikte ilgili rapora göre; çocuk yaşta evliliklerin yaygınlığı, ülkeler ve azınlık grupları arasında farklılık gösteren oranlarla, önemli ölçüde değişkenlik gösteriyor. BM Nüfus Fonu (UNFPA) verilerine göre; Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra Türk dünyasında ekonomik zorluklar, yoksulluk ve gıda kıtlığı erken yaşta çocuk evliliğini artırdı ancak bu yaygınlık zamanla azaldı.

TÜRK DÜNYASI ÜLKELERİNDE ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLE İLGİLİ BİLGİLER

İlgili rapora göre Türk dünyası ülkelerinde çocuk yaşta evlilik oranları yüksekten düşüğe doğru; Kırgızistan yüzde 13, Azerbaycan yüzde 11, Özbekistan yüzde 3,4 olarak sıralanıyor.

Kırgızistan’da 20-24 yaş arası kadınların yaklaşık yüzde 13’ü 18 yaşından önce evleniyor. 2019-2020 yıllarında, mahkemeler tarafından ele alınan 62 çocuk evliliği vakasının yüzde 89,6'sının ülkenin güney bölgesinde meydana geldiği rapor edildi.

Azerbaycan’da 20-24 yaş arası kadınların yaklaşık yüzde 11’i 18 yaşından önce evleniyor. Bununla birlikte, 2010-2015 yılları arasında ülkede çocuk evliliklerinden 21 bin çocuk doğdu.

Özbekistan’da 20-24 yaş arası kadınların yüzde 3,4'ünün 18 yaşından önce evlendiği bildirildi. Öte yandan, ülkede 2018 yılında 4 bin 786 kız çocuğu, 18 yaşından önce evlendi. Ancak bu sayı, 2022 yılında 74'e düştü. 

Kazakistan İstatistik Ofisinin (Qazstat) 2020 yılı verilerine göre, ülkede çocuk yaşta evliliklerin tespiti ve takibi konusunda sağlıklı bir veri tabanı bulunmuyor. Öte yandan Qazstat’ın 2015 verilerine göre; 15-49 yaş arası kadınlar arasında kız çocuklarının yüzde 0,1'i 15 yaşından önce, 20-49 yaş arası kadınların ise yüzde 7,8'i 18 yaşından önce evlendi.

Evli veya 18 yaşına kadar birlikteliği olan kadınların oranının yaygınlığı zaman içinde dalgalanarak yaklaşık 20-25 yıl önce en yüksek seviyesine ulaştı, ardından tekrar düşüşe geçti.

Girls Not Brides verilerinde yer aldığı üzere; Türkmenistan’da kızların yüzde 6’sı 18 yaşından önce evleniyor. Bununla birlikte, BM Women’ın bildirdiğine göre; Türkmenistan'da, 18 yaşından önce evlenmiş veya bir birliktelik içinde olan 20-24 yaş arası kadınların oranı yüzde 6,1 olarak kaydediliyor.

Diğer yandan; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan 2024 yılı evlenme ve boşanma istatistiklerine göre; 2024 yılında 16-17 yaş aralığında toplam 9 bin 971 çocuğun evlendiği biliniyor. İlgili raporda; bu çocukların 9 bin 354'ünün kız, 617'sinin ise erkek olduğu bildirildi.

Bu verilere göre; 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuklarının sayısı, erkek çocuklarının sayısından yaklaşık 15 kat fazladır. Aynı zamanda, 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuklarının toplam evlenmeler içindeki oranı yüzde 1,64 iken, erkek çocuklarının oranı yüzde 0,10 olarak kaydedildi. 

Bunlara ek olarak BM Women, Türkiye’de çocuk yaşta evlilik oranını, “20-24 yaş arası kadınların yüzde 14,7'si 18 yaşından önce evlenmiş veya bir birliktelik yaşamıştır” şeklinde değerlendirdi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) erken yaşta evlilik oranlarına dair doğrudan istatistikler oldukça sınırlı olarak bildirildi. Ancak, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) 2023 yılı istatistik verilerine göre, 18 yaş altı 61 kız ve 7 erkek çocuğu ebeveyn olarak kayıtlara geçti. Bu durum, KKTC’de erken yaşta evliliklerin ve cinsel ilişkilerin varlığına işaret ediyor.

KKTC’de çocuk yaşta evliliğin nedenlerine dair oldukça sınırlı bilgi bulunmakla birlikte, ekonomik zorluklar, eğitim eksikliği, geleneksel ve kültürel normlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve yasal düzenlemelerdeki boşluklar çocuk yaşta evliliğe ve çocukların hak ihlaline uğramasına neden olduğu çeşitli kaynaklarda kaydediliyor. 

EVLENMEK KADININ EN BÜYÜK BAŞARISI MI?

UNFPA tarafından 2013 yılında yayımlanan “Azerbaycan'da Çocuk Evlilikleri” isimli rapora göre; Azerbaycan’da sosyal ve kültürel uygulamalar, erkek çocuk tercihine ve kadınların erkek çocuklarına göre ikincilleştirilmesine dayanıyor. Azerbaycan’da toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çeşitli alanlarda ilerlemeler kaydedilmesine rağmen; ilişkiler genellikle geleneksel değerlere dayanmaya devam ediyor. Bu sebeple erkeklerin koruyucu ve sağlayıcı olduğu yönündeki toplumsal beklenti, öncelikle ev işleri ve bakımdan sorumlu olarak görülen kadınların ikincilliğini pekiştiriyor. İlgili rapora katkıda bulunan uzmanlara göre, evlilik genellikle kadınlar için başarının zirvesi olarak görülür ve çoğu kişi bunu hayattaki birincil rolü ve en büyük başarısı olarak kabul eder.

Öte yandan bu bakış açısı ve “görünüşte” aile onurunu korumak için kız çocuklarının eğitim ve özgürlüğüne getirilen kısıtlamalarla birleştiğinde, kadınların kişisel ve akademik gelişim fırsatlarını ciddi şekilde sınırlanıyor. Ayrıca erken yaşta evlenme baskısı, kadının sosyal statüsünü yükseltmenin bir yolu olarak görülen erken yaşta annelik beklentileriyle daha da artıyor.  Bu şekilde gerçekleşen erken evlilikler nedeniyle genç yaşta hamilelik de yaygın olarak görülüyor. İlgili rapora göre; Azerbaycan’da cinsel eğitimle ilgili tartışmalar tabu olarak görülüyor. Ayrıca cinsel davranış veya tacizle ilgili konuşmalardan genellikle kaçınılıyor. Bu da çocukların, hazırlıksız ve bilgisiz büyümesine neden oluyor. 

“ÇOCUK YAŞTA EVLİLİK AİLE ONURUNU KORUYOR”

Nadira Mukhamejan ve Aidana Zhakypbekova tarafından 2022 yılından yayımlanan “Kırgızistan'da Gelin Kaçırma: Muhafazakâr Değerlerin Bir Yansıması mı?” isimli makale, Kırgızistan’da çocuk evliliğini toplumsal cinsiyet rollerine bağlıyor. İlgili makaleye göre, Kırgızistan’da çocuk yaşta evliliğin kabulü ve devamını, kültürel normlar ve kadınları ev hanımları ve bakıcılar olarak konumlandıran kültürel yapı sağlıyor. Bununla birlikte Kırgızistan’da kadının bekaretinin aile onuru için çok önemli olduğu inancı, özellikle geleneksel değerlerin daha ağır bastığı kırsal toplumlarda çocuk yaşta evliliğin kabul görmesine neden oluyor. Ayrıca ekonomik bağımlılık ve muhafazakâr dinî inançlar, bu normların sürdürülmesini etkiliyor.

Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi (CEDAW) Komitesi’nin 2018 yılında yayımladığı “CEDAW İhtiyari Protokolü'nün 8. maddesi Uyarınca Kırgızistan Hakkında İnceleme” isimli rapor ise, Kırgızistan'da erkekliği çevreleyen geleneksel normları, erkeklere zorla evlilikler için güç ve teşvik verdiğini vurguluyor.

TÜRK DÜNYASINDA "KIZ KAÇIRMA" SORUNU

Bunlara ek olarak ilgili rapora göre; Kırgızistan'da geleneksel hale gelen kız kaçırma hadiseleri de son dönemde artış gösterdi. Bu amaçla ve erkeklerin kültürel ve kişisel kimlik duygusunu geri kazanmalarının bir yolu olarak, kadınları evliliğe zorlama ve “gelin kaçırma” gibi uygulamalar yeniden canlandı.

Bilindiği üzere; bu durum, SSBC’nin yıkılışıyla bağımsızlığını kazanan Türk devletlerinde ortak bir unsur olarak kabul ediliyor.

Bununla birlikte göçebe Türk toplumlarında, yiğitliğin ve gücün temel bir değer olarak görülmesi ve kız kaçırmanın, erkek tarafı için bu değerleri kanıtlamanın bir yolu olması, kız kaçırmanın bir gelenek hâline gelmesine neden oldu. Çoğu Türk destanında ve kahramanlık hikâyelerinde kız kaçırmadan oldukça söz edilir. Bazı kaynaklar bu durumu kahramanlık ve aşk unsurunun birleşimi olarak görür. Buna karşın, modern zamanlara göre yasal olmayan bu durum, çocuk yaşta evliliğin ve çocuk istismarının nedenleri arasında yer alır.

KÜLTÜR MÜ, DİN Mİ? YOKSA İKİSİ DE Mİ?

Equality Now’un ilgili raporuna göre; Özbekistan'da çocuk yaşta evlilikler, öncelikle kadınların toplumdaki ve evdeki rollerine ilişkin geleneksel görüşlerden kaynaklanıyor. Çoğu İslam ülkesinde olduğu gibi ataerkil yapılar, Özbekistan’da aile dinamiklerini önemli ölçüde şekillendirdi. UNFPA tarafından 2013 yılında yayımlanan “Özbekistan’da Çocuk Yaşta Evlilik (Genel Bakış)” isimli raporda yer aldığı üzere, Özbekistan’da geleneklerin çocuk yaşta evlilikler üzerindeki etkisi, sosyoekonomik faktörleri ve eğitim düzeyini gölgede bırakacak kadar büyük olarak kabul ediliyor.  Ayrıca görücü usulü evliliklerin normalleştirilmesi ve ebeveynlerin çocuklarının evliliklerine karar vermesi gerektiği inancı, bu uygulamanın yaygınlığına daha da katkı sağlıyor.

Bunlara ek olarak Özbekistan Mahalle ve Aile Araştırma Enstitüsü, 2021 yılında erken yaşta evlenen 250 kız çocuğunu kapsayan bir anket gerçekleştirdi. Ankete katılanlardan erken yaşta evliliklerin başlıca nedenleri olarak; ebeveynlerin arzusunu (yüzde 66,3), erken aşk hayatı ve hamileliği (yüzde 63,4), ebeveynlerin ahlaki davranış endişesini (yüzde 30,2) ve tarihî gelenekleri (yüzde 26,6) gösterdi.

TÜRKİYE’DE ÇOCUK YAŞTA EVLİLİK

UNFPA Türkiye ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, çocuk yaşta evlilik konusunda yürütülen çalışmalara bilimsel temelli bir zemin oluşturabilmek ve çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklere yönelik önleme programları ve savunuculuk çalışmaları için yol gösterici olmak amacıylaTürkiye’de Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler: 1993-2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları Veri Analiziadlı raporu, 2021 yılında yayımladı. 

İlgili rapora göre; Türkiye’de çocukluk dönemi yerleşim yeri, çocuk yaşta evliliğin temelindeki etkiler arasında yer alıyor. Ayrıca, 20-24 yaş grubunda olup 18 yaşından önce evlenmiş kadınlar arasında çocukluk dönemini köylerde yaşayan kadınlarda 18 yaş öncesinde evlilik daha yaygın olarak görülüyor. 

Bununla birlikte Türkiye’de çocuk yaşta evlilikler, eğitim düzeyinin düşük olması ile doğrudan ilişkili olarak kaydediliyor. Bu konuda sadece evlenen veya evlendirilen çocuklar açısından değil ebeveynlerin eğitim düzeylerinin de bu konuda belirleyici olduğu biliniyor.

CİDDİ BİR SORUN OLARAK AKRABA EVLİLİĞİ

Evliliğin kuruluşunda gelenekselliği gösteren önemli faktörlerden biri de akraba evliliği. Kadının ve eşinin ebeveynleri arasında akraba evliliğinin olması, genç kadınların akraba evliliği yapmalarını ve çocuk yaşta evlendirilmelerini teşvik eden faktörlerden biri olarak kaydedildi. 

Bununla beraber, Türkiye’de; eş ile tanışma biçimi, evlilik biçimi ile resmî ve dinî nikâh sırası, başlık parası, akrabalık ilişkisi ve başlangıçtaki aile yapısı, çocuk yaşta evliliği etkileyen etkenler olarak sıralandı. Çocuk yaşta evliliğe kadınlar özelinde bakıldığında ise; kadınların eğitim düzeyi, kadınların istihdamı, kadınların gelir ve mal sahipliği durumu çocuk yaşta evliliği doğrudan etkiledi.

Aynı şekilde kız çocuklarının eğitimi, erkeklerin ev işlerine katılımı, evlendiğinde kadının bakire olması gibi toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin tutumlar, Türkiye’de çocuk yaşta evliliğin sebepleri olarak belirtiliyor.

“ON BES, OTAV İYESİ”

Kazakistan’da çocuk yaşta evliliğin sebepleri, diğer Türk devletlerinde olduğu gibi cinsiyet eşitsizliği, kız çocuklarının ebeveynlerinin iradesine tamamen tabi olması, ekonomik sıkıntılar, eğitim seviyesi, sosyokültürel ve dinî nedenler olarak sıralanıyor. 

Bununla birlikte, Kazak kültüründe “On bes (jas) otav iyesi” (On beş (yaş) ev sahibi)" gibi bir atasözünün bulunması da kültürün erken yaşta evliliği öncelediğini gösterebilir. 

Aynı şekilde Kazak kültüründe kız çocuklarının çeyiz hazırlığı gibi geleneksel uygulamalar, erken yaşta evlilikleri teşvik edebiliyor. Aileler, kız çocuklarını erken yaşta evlendirerek bu tür gelenekleri yerine getirmeye çalışabiliyor. UNFPA tarafından 2013 yılında yayımlanan “Kazakistan’da Çocuk Evliliği (Özet)” isimli inceleme raporuna göre, 5-19 yaş arası evli kız çocukları, Almatı bölgesindeki tüm evli kadınların yüzde 4,8'ini oluşturuyor.  Ayrıca burada kaydedilen doğumların yüzde 3,1'inin de bu yaş aralığındaki kız çocuklarına ait olduğu kaydediliyor. 

Bununla birlikte ilgili raporda, çocuk evliliği oranlarının ülkenin yoksul kesimlerinde daha yüksek olduğuna işaret edildi. Ancak Kazakistan'daki çocuk evliliği sorununun, sadece ekonomik faktörlerle izah edilemeyeceği vurgulandı. 

Aynı şekilde ilgili raporda “Diğer önemli etkiler arasında sosyal ve kültürel faktörlerin yanı sıra kadınların ve kız çocuklarının eğitim düzeyleri ve kırsal bir bölgede ikamet etmeleri de yer almaktadır. Çocuk yaşta evliliğin en çok İslam inancına sahip nüfus grupları arasında görüldüğü ve bazı azınlık etnik grupları arasında daha sık rastlandığı da unutulmamalıdır.” ifadelerine yer verildi.

Bunlara ek olarak, kızları evlendiğinde damadın ailesinden alacakları başlık parası (kalın) bazı ebeveynlerin çocuklarını erken evlendirme kararlarını etkiliyor. 

TÜRKMENİSTAN'DA DURUM NE?

Girls Not Brides, Türkmenistan’da çocuk yaşta evliliği toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle ve kız çocuklarının erkek çocuklardan daha aşağı olduğu inancıyla ilişkilendiriyor. Bununla birlikte; diğer Türk devletlerinde görülen ekonomik kaygı, eğitime ulaşamama, cinsiyetler arası güç dinamikleri, cinsiyet tabuları, başlık parası ve bazı kültürel uygulamaların, Türkmenistan için de geçerli olduğu belirtildi.

Türkmenistan'ın en yoksul hanelerinde yaşayan kızların 18 yaşından önce evlenme olasılığının, en zengin hanelerde yaşayanlara göre daha yüksek olduğu kaydedildi. En yoksul hanelerde yaşayan 20-24 yaş arası kızların yüzde 11,1'i 18 yaşından önce evlenirken; bu oran en zengin hanelerde yaşayan kızlarda yüzde 3,5 olarak bildirildi.

Girls Not Brides tarafından bildirildiği üzere; Türkmenistan’da bazı aileler, kızlarını ortaokuldan sonra okutmak istemiyor. Çünkü; Türkmenistan’da okuyan kızlar günümüzde halen evlilik için uygun olarak kabul edilmiyor.

Ayrıca hâlihazırda evli olan 20-24 yaş arası Türkmen kadınlarının yüzde 15,2'si, kendilerinden yaşça büyük kişilerle evli. Bunlara ek olarak Türkmenistan'da kadınlar eş, anne ve bakıcı olarak görülmeye devam ediyor. Bu durum da eğitim ve istihdam fırsatlarına erişimlerini kısıtlıyor ve evlilikle ilgili kararlar üzerinde kız çocuklarının etkilerini azaltıyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.