SON DAKİKA
Hava Durumu

Doğu Akdeniz’de silahlanma arttı: Kıbrıs’ta neler oluyor?

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, Kıbrıs'ta artan yabancı askerî varlığını, bölgedeki gelişmeler doğrultusunda Ada'nın stratejik önemini ve söz konusu gelişmelerin Ada'nın geleceğine etkisini Kırım Haber Ajansı (QHA) için değerlendirdi.

Haber Giriş Tarihi: 27.08.2024 19:44
Haber Güncellenme Tarihi: 28.08.2024 03:09
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Doğu Akdeniz’de silahlanma arttı: Kıbrıs’ta neler oluyor?

Şerife Beyza Satılmaz / QHA ANKARA

Kıbrıs Adası'nın güneyinde yabancı ülkelerin silahlanma faaliyetleri Şubat 2024'ten itibaren artış gösterdi. Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) ait USS Wasp (LHD 1) helikopter ve uçak taşıma kapasiteli amfibi hücum gemisi, Limasol Limanı'na demirlendi. Ardından Birleşik Krallık'a ait amfibi hücum gemilerinin Ada açıklarında olduğu kaydedildi. Orta Doğu’nun ateşi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) limanlarına sıçradı. 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan İsrail-Hamas çatışması bölgedeki denklemleri yeniden şekillendirdi.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Kıbrıs Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, Kıbrıs Adası'nın bölgedeki gelişmeler doğrultusunda artan stratejik önemini ve bu gelişmelerin Ada'nın geleceğine etkisini Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi.

BÖLGEDE BÜYÜK BİR SAVAŞ HAZIRLIĞI İÇERİSİNDE TEYAKKUZDA BEKLİYORLAR  

ABD ve Birleşik Krallık’ın Kıbrıs üzerindeki silahlanma faaliyetlerinin son derece arttığını belirten Gözügüzelli, “Özellikle GKRY’nin limanlarında silahlanma faaliyeti Şubat 2024’ten bu yana daha yoğun ve artmış durumda. Güney Kıbrıs limanlarının, Limasol  Limanı başta olmak üzere uçak taşıma kapasiteli amfibi hücum gemisi ve helikopter gemilerine ev sahipiliği yaptığı belirtildi. Birleşik Krallık’a ait amfibi hücum gemilerinin Ada açıklarında bulunduğu dikkate alındığında, Amerika’nın İsrail’e yakıt taşıdığı Overseas Santorini gemisiyle Limasol Limanı’na yaklaşırken Güney Kıbrıs’a Batı deniz kuvvetlerinin yanı sıra kara ve hava gücü konusunda da yığınak artmış bulunmaktadır. İngiliz üslerine ait havalimanında binden fazla komandonın bekletildiği ve Amerika, Kanada, Almanya, Fransa’nın Güney Kıbrıs’taki askerî varlığının özel kuvvetler seviyesinde bulundurduğunu göz önüne alırsak açıkçası çok ürkütücü ve bölgede büyük bir savaş hazırlığı içerisinde teyakkuzda bekleyen ve gerekli tedbirleri alan bir Birleşik Krallık ve Amerika olduğunu görebiliriz.” dedi.

“RUM TARAFINDA DA BU CİDDİ ENDİŞE YARATTI”

Gözügüzelli, ABD güçlerinin 7 Ekim 2023’ten beri Birleşik Krallık üslerine ve İsrail’e gizlice uçak gönderdiğine işaret ederek şu ifadeleri kullandı:

 Özellikle Birleşik Krallık üslerinden kalkan uçaklar ve ABD askerlerinin konuşlanacağı iddiasıyla yapılan yeni lojmanın inşası değerlendirildiğinde Ağrotur ve Dikelya üsleri, Yemen’deki Husilerin bombalanmasında etkin olarak kullanılırken aynı zamanda İsrail’in askeri, istihbarat ve lojistik desteğinin tedarik edilmesi amacıyla kullanılıyor. Rum tarafında da bu ciddi endişe yarattı. Özellikle muhalefet partisi AKEL tarafından eleştirildi ve bu konuda protestolar yapıldı. Son dönemde söz konusu protestoların, ABD savaş gemilerinin Limasol Limanı’na yaklaşması ve demirlemesi sonrasında ortaya çıktığı görülmektedir. Burada 7 Ekim’den sonraki süreçte ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve müttefiklerinin savaş gemilerinin Doğu Akdeniz’de artan varlığı; Doğu Akdeniz, Kızıldeniz, Babülmendep Boğazı, Hint Okyanusu, Hürmüz Boğazı ve Basra Körfezi geneline bakıldığında bütün Batılı güçlerin savaşa angaja olacak şekilde müttefiklik ruhunda deniz alanlarında sanki bir savaşa hazırlık varmış gibi bir ortam oluşturdu.

ABD VE BİRLEŞİK KRALLIK’IN SİLAHLANMA FAALİYETİ, ULUSLARARASI HUKUKUN KARŞISINDA VE ADA'NIN MEVCUT STATÜSÜNDEKİ ANLAŞMALARA AYKIRI BİR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞİYOR

Gözügüzelli silahlanma faaliyetlerinin hem uluslararası hukuka hem de adanın mevcut statüsüne aykırı olduğunu vurgulayarak, “Kıbrıs’ın bu şekilde silahlandırılması, bir anlamda tamamen bölgede İsrail’in yanında net bir şekilde yer alan pozisyonun sürüdürülmesi ve bölgesel çatışma alanının genişlemesi durumunda Kıbrıs, büyük bir kritik merkez haline getirilmek isteniyor. Bu hazırlıklar, sürekli olarak bir çatışma riskinin varlığının hep gündem de kalmasına işaret edecek potansiyeldedir. Fakat bu yapılanma, özellikle 1960’taki Kurucu Anlaşmaları statüsüne aykırı bir şekilde adanın statüsünü ve adadaki kuvvet dengelerini göz ardı eden bir eylemdir. Üslerin çok net bir şekilde böyle kullanılması, Kıbrıs’taki bütün halkların güvenliği için bir tehdit teşkil etmektedir. Tabii bütün bu denklem içerisinde Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığı ve uluslararası konjonktürdeki statüsüne baktığımızda bu kırılması istenen denklem içerisinde Türkiye, Kıbrıs Türklerinin can, mal güvenliğini koruyucu ve kollayıcı rolüyle büyük bir caydırıcı bir güç olmaya devam etmektedir. Fakat Kıbrıs’ta olası bir çatışma alanının oluşması demek tarafların gergin bir sürece doğru ilerlemesi durumunda ABD ve Birleşik Krallık’ın silahlanma faaliyetinin tamamen uluslararası hukukun karşısında ve mevcut adanın statüsündeki anlaşmalara aykırı bir şekilde gerçekleştiğini belirtmemiz gerekiyor.” şeklinde devam etti.

ÇATIŞMA ALANININ YAYILMASI İÇİN HAZIRLIK YAPILDIĞI ANLAMINA GELİYOR

“Adeta bir barut fıçısı haline getirilen bir Ada statüsündeyiz” diyen Gözügüzelli, ABD ve İsrail’in aynı safta bu süreci ateşkese varacak şekilde sürdürmemesi, bölgesel çatışmayı yayacak konsepte ilertletmesi, Netanyahu’nun durdurulmaması, ABD’nin samimi ve etkili bir güç ortaya koymaması bu çatışma alanının yayılması için hazırlık yapıldığı anlamına geldiğini aktardı.

“BU NAMLULAR, BİR GÜN KIBRIS TÜRKÜNE DE TÜRKİYE’YE DE YÖNELTİLECEKTİR”

Gözügüzelli sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

Bu, ateşle oynamaktır. Kıbrıs Türkünün ve Ada'da yaşayan diğer halkların güvenliğini tehdit edecek şekilde bölgeyi bir sürece sürüklemektedir. Bunun sonunda hiçkimse garanti edemez ki, bu namlular bir gün Kıbrıs Türküne de Türkiye’ye de yöneltilecektir. O kadar kırılgan bir coğrafya içerisindeyiz. Dolayısıyla bu kırılganlığın giderilmesi adına yapılması gereken en önemli adımlardan biri ABD ve Birleşik Krallık’ın bölgedeki silahlanma, GKRY’de askeri yapılanma, askerî kuvvetleri artırma yönündeki politikasından vazgeçmesi. Diğer yandan İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından geri çekilerek iki devletli çözümün sağlanması ve barış tesis edilmesi adına Netanyahu iktidarının görevden uzaklaştırılmasına destek vermeleri gereklidir. Aksi takdirde, Netanyahu gibi hukuk tanımayan, hukuk uygulamayan, barış istemeyen birinin peşine düşerek bölgeyi ateş çemberine sokacak adımlara silahlanmayla destek verilmesi ve bunların İsrail’in güvenliği için yapılıyor denmesi dünyayla dalga geçmektir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.