ABD seçiminin gölgesinde Ukrayna-Rusya Savaşı: Trump döneminde barış mümkün olacak mı?
ABD seçiminin gölgesinde Ukrayna-Rusya Savaşı: Trump döneminde barış mümkün olacak mı?
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Ersin Orallı, Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın yeniden Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olmasını Ukrayna-Rusya Savaşı bağlamında değerlendirdi.
Haber Giriş Tarihi: 06.11.2024 21:11
Haber Güncellenme Tarihi: 09.02.2025 17:20
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Dilara Dilşah Kaya / QHA Ankara
Amerika Birleşik resimleri ( ABD ) Başkanlık seçimi, 5 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirildi. Seçimin sonuçları akşam gününde Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın yüzde 51 ile 47'si arasında. ABD Başkanının seçildiği açıklandı.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Ersin Orallı , Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın kazandığı ABD Başkanlık seçimlerinin ardından muhtemel ve ayrıca bu seçimlerde Ukrayna-Rusya Savaşında yaşanma ihtimali var Kırım Haber Ajansı için değerlendirdi.
TEMEL SORU: BARIŞ, HANGİ ŞARTLAR ALTINDA SAĞLANACAK?
Doç. Orallı, 47. Başkan Donald Trump'ın seçimden önce açık bir şekilde “Ukrayna'daki çatışmaların bitirilmesi ve savaşı sonlandıracağını” ifade ettiğinin hatırlanmasının değerlendirilmesine başladığını belirtti. Trump'ın bu hayatında hangi koşulların gerçekleşeceğinin öneminin arz edildiğini aktaran Orallı; ele alınması gereken temel konuların barışın ne şekilde sağlanacağını belirtti. Orallı, barışın; Ukrayna'nın zorlanarak savaşının bitirilmesi yönünde mi yoksa Rusya'nın işgal ettiği topraklardan çıkarılması ile mi durdurulacağının önemli olduğunu kaydetti. Trump'ın, Rusya'nın işgal ettiği topraklardan vazgeçmesi ve Kırım da dahil olmak üzere Ukrayna'nın buluşman tamamen çekilmesini sağlayacak bir barışı gerçekleştirmesi halinde yüz yılda en büyük başarılarından birinin imza atmış olduğunu ifade etti.
BARIŞ, UKRAYNA'NIN İŞGALİ KABUL ETMESİYLE SAĞLANAMAZ
Ukrayna'nın zorlanarak savaşının bitirilmesi halinde gerçek bir barışın olmayacağını değerlendiren Orallı, bu durumun uluslararası hukuka göre kabul edilemez olduğunu şu ifadelerle aktardı:
ABD kamuoyunda konuşuluş şekliyle; Ukrayna'yı silah bırakmaya, Ukrayna'yı işgali kabul etmeye, Ukrayna'yı yeni bir anayasa yapmaya ve Ukrayna'yı bölmeye zorlayacak bir barıştan bahsediyorsak, bu kabul edilebilir bir barışılamaz. Bu 21. yüzyılda tamamen fiilen ortadan kalkmış olan işgal, ilhak hatta fetih modelinin hukukileşmesi, siyasi anlamda kabul görme, meşruiyet kazanma işareti gelir. Bu nedenle Ukrayna'ya hiçbir barışın dayatılması gerektiği kanaatindeyim. Yoksa bir lider tehdit altında ya da bir şantaj altında toprak üzerinde baskıyla bir ateş ya da bir barışçıl süt ürünleri ile karşı karşıya kalmanın; Uluslararası siyaset ve uluslararası hukuk açısından kabul edilebilir olmasıdır. Trump'ın böyle bir dayatmacı anlayışına girmek demek, zaten çatırdayan 21. yüzyıldaki uluslararası hukuk mottosunun büyük oranda kaybolması, zarar görmediğini anlama gelecek.
RUS İŞGALİNİ MEŞRULAŞTIRACAK BİR BARIŞ, DOĞU AVRUPA'YI DA TEHDİT EDECEK
“Rusya'nın bir işgal süreci olarak önce Kırım’ı ardından Donetsk ve Lugansk bölgesini daha sonra da Mariupol üzerinden Odesa'ya kadar uzanan ve Ukrayna'yı neredeyse Karadeniz'den koparacak bir hattı işgal etmesinin hem siyaseten hem de hukuken kabul edilebilir bir yanı olmadığı gerçeğini öncelikle vurgulamak gerekir” diyen Uluslararası İlişkiler Uzmanı Orallı, barışın da Ukrayna'ya herhangi bir şey dayatmadan ortaya konulması gerektiğini vurguladı. Orallı, dayatmacı ve zorlayıcı bir şekilde sağlanacak olan bir sözde barış ile Doğu Avrupa ülkelerinin de Rus tehdidi altında kalacağını vurgularken, “Rusya'nın haksız bir işgal süreciyle elde ettiği topraklar meşrulaşırsa; bundan sonra sıra Polonya'ya, Macaristan’a, Finlandiya'ya, İsveç’e gelebilir. Yani NATO, çok daha büyük bir tehdit altına girebilir” ifadelerini kullandı.
"RUSYA'NIN İŞGALİNİ SONLANDIRACAK BİR BARIŞ MODELİ"
Donald Trump yönetimindeki ABD'nin, Doğu Avrupa’nın karşılaşacağı tehdidi göz önünde bulundurarak; savaşı kısa vadede değil orta ve uzun vadede bitirmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Orallı, ABD'nin yalnızca kendi çıkarları için değil tüm bölgenin ve uluslararası camianın çıkarları için güçlü bir hareket zeminine imza atması gerektiğini kaydetti. Orallı, sağlanacak barışla ilgili beklentiyi ise “Ukrayna'yı küçük düşürmeyecek, Ukrayna halkını mutsuz etmeyecek, Kırım'ın da dahil olduğu işgal altındaki toprakların terk edilmesini sağlayacak, Rusya'nın haksız işgal sürecinin sonlanmasını sağlayacak bir barış modelidir. Hak ve hakkâniyet bunu gerektirmektedir” şeklinde değerlendirdi.
UKRAYNA’NIN NATO’YA DAHİL EDİLECEĞİ BİR MODELDE UZLAŞILMALI
Ukrayna’nın Zafer Planı’nı açıklamasının ardından sık sık gündeme gelen NATO’ya davet isteğine de değinen Orallı, Ukrayna’nın NATO’nun genişleme sürecine dahil olmasının geleceğe dair önemli bir soru olduğunu vurguladı. Orallı; Amerika Birleşik Devletleri Başkanı seçilen Trump’ın, Ukrayna’nın bu isteğine cevap vermesinin temelinde Ukrayna’ya değil NATO’ya bakış açısının yattığını kaydetti.
Trump yönetimindeki ABD'nin NATO'ya bağlanmasını engellemesinin uluslararası güvenlik ve özellikle Avrupa güvenlik yapısı paketini yeni sorunları kaydetmeyeceğini Orallı, olası bir Ukrayna'ya desteğin kesilmesi Rusluğun kabul edilmediğini belirtti. Orallı, ilgili olarak " NATO'n un zayıflaması ya da şu ana kadar Ukrayna'ya sunmuş olduğu destek kesmesi demek, Rusya'nın haksız işgalinin fiili gerçekten ve siyasi anlamda meşruiyet kazanmak ve belki de çok daha büyük olanları topraklarını beraberine getireceği yeni bir düzen doğuracaktır. dayanıklılıkla iki durum arasında çözülebileceği bir zeminin yaratılması gerekmektedir" .
“UKRAYNA'NIN NATO ÜYELİĞİ, TÜRKİYE TARAFINDAN OLUMLU KARŞILANACAKTIR”
Doç. Dr. Orallı son olarak, Türkiye'nin NATO'ya üye olduğu gün bu yana NATO'nun izninden ve derinleşmesinden yana bir tavır sergilediğini belirtti. Uzman isimlerinde şunları söyledi:
Türkiye, NATO'ya üye olduğu günden beri NATO'nun izninden ve derinleşmesinden yana bir tavır sergiledi. Özellikle Türkiye'nin konvansiyonel düzenleyici ve gösterge güçlerinde NATO'nun en güçlü ikinci ordusu olup aynı zamanda 70 yıl boyunca Güneydoğu kanadının savunucusu pozisyonlarında değerlendiriliyorse, şüphesiz Rusya'nın dönem dönem ortaya çıkması tehdidini Ukrayna'nın NATO üyesi olması, Türkiye açısından olumlu bir karşılamayla değer görecektir. Bu durum, Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışmaların sonunun daha fazla insan hayatına mal olmaması açısından da elzemdir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
QHA - Kırım Haber Ajansı
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ABD seçiminin gölgesinde Ukrayna-Rusya Savaşı: Trump döneminde barış mümkün olacak mı?
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Ersin Orallı, Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın yeniden Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olmasını Ukrayna-Rusya Savaşı bağlamında değerlendirdi.
Dilara Dilşah Kaya / QHA Ankara
Amerika Birleşik resimleri ( ABD ) Başkanlık seçimi, 5 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirildi. Seçimin sonuçları akşam gününde Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın yüzde 51 ile 47'si arasında. ABD Başkanının seçildiği açıklandı.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Ersin Orallı , Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın kazandığı ABD Başkanlık seçimlerinin ardından muhtemel ve ayrıca bu seçimlerde Ukrayna-Rusya Savaşında yaşanma ihtimali var Kırım Haber Ajansı için değerlendirdi.
TEMEL SORU: BARIŞ, HANGİ ŞARTLAR ALTINDA SAĞLANACAK?
Doç. Orallı, 47. Başkan Donald Trump'ın seçimden önce açık bir şekilde “Ukrayna'daki çatışmaların bitirilmesi ve savaşı sonlandıracağını” ifade ettiğinin hatırlanmasının değerlendirilmesine başladığını belirtti. Trump'ın bu hayatında hangi koşulların gerçekleşeceğinin öneminin arz edildiğini aktaran Orallı; ele alınması gereken temel konuların barışın ne şekilde sağlanacağını belirtti. Orallı, barışın; Ukrayna'nın zorlanarak savaşının bitirilmesi yönünde mi yoksa Rusya'nın işgal ettiği topraklardan çıkarılması ile mi durdurulacağının önemli olduğunu kaydetti. Trump'ın, Rusya'nın işgal ettiği topraklardan vazgeçmesi ve Kırım da dahil olmak üzere Ukrayna'nın buluşman tamamen çekilmesini sağlayacak bir barışı gerçekleştirmesi halinde yüz yılda en büyük başarılarından birinin imza atmış olduğunu ifade etti.
BARIŞ, UKRAYNA'NIN İŞGALİ KABUL ETMESİYLE SAĞLANAMAZ
Ukrayna'nın zorlanarak savaşının bitirilmesi halinde gerçek bir barışın olmayacağını değerlendiren Orallı, bu durumun uluslararası hukuka göre kabul edilemez olduğunu şu ifadelerle aktardı:
RUS İŞGALİNİ MEŞRULAŞTIRACAK BİR BARIŞ, DOĞU AVRUPA'YI DA TEHDİT EDECEK
“Rusya'nın bir işgal süreci olarak önce Kırım’ı ardından Donetsk ve Lugansk bölgesini daha sonra da Mariupol üzerinden Odesa'ya kadar uzanan ve Ukrayna'yı neredeyse Karadeniz'den koparacak bir hattı işgal etmesinin hem siyaseten hem de hukuken kabul edilebilir bir yanı olmadığı gerçeğini öncelikle vurgulamak gerekir” diyen Uluslararası İlişkiler Uzmanı Orallı, barışın da Ukrayna'ya herhangi bir şey dayatmadan ortaya konulması gerektiğini vurguladı. Orallı, dayatmacı ve zorlayıcı bir şekilde sağlanacak olan bir sözde barış ile Doğu Avrupa ülkelerinin de Rus tehdidi altında kalacağını vurgularken, “Rusya'nın haksız bir işgal süreciyle elde ettiği topraklar meşrulaşırsa; bundan sonra sıra Polonya'ya, Macaristan’a, Finlandiya'ya, İsveç’e gelebilir. Yani NATO, çok daha büyük bir tehdit altına girebilir” ifadelerini kullandı.
"RUSYA'NIN İŞGALİNİ SONLANDIRACAK BİR BARIŞ MODELİ"
Donald Trump yönetimindeki ABD'nin, Doğu Avrupa’nın karşılaşacağı tehdidi göz önünde bulundurarak; savaşı kısa vadede değil orta ve uzun vadede bitirmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Orallı, ABD'nin yalnızca kendi çıkarları için değil tüm bölgenin ve uluslararası camianın çıkarları için güçlü bir hareket zeminine imza atması gerektiğini kaydetti. Orallı, sağlanacak barışla ilgili beklentiyi ise “Ukrayna'yı küçük düşürmeyecek, Ukrayna halkını mutsuz etmeyecek, Kırım'ın da dahil olduğu işgal altındaki toprakların terk edilmesini sağlayacak, Rusya'nın haksız işgal sürecinin sonlanmasını sağlayacak bir barış modelidir. Hak ve hakkâniyet bunu gerektirmektedir” şeklinde değerlendirdi.
UKRAYNA’NIN NATO’YA DAHİL EDİLECEĞİ BİR MODELDE UZLAŞILMALI
Ukrayna’nın Zafer Planı’nı açıklamasının ardından sık sık gündeme gelen NATO’ya davet isteğine de değinen Orallı, Ukrayna’nın NATO’nun genişleme sürecine dahil olmasının geleceğe dair önemli bir soru olduğunu vurguladı. Orallı; Amerika Birleşik Devletleri Başkanı seçilen Trump’ın, Ukrayna’nın bu isteğine cevap vermesinin temelinde Ukrayna’ya değil NATO’ya bakış açısının yattığını kaydetti.
Trump yönetimindeki ABD'nin NATO'ya bağlanmasını engellemesinin uluslararası güvenlik ve özellikle Avrupa güvenlik yapısı paketini yeni sorunları kaydetmeyeceğini Orallı, olası bir Ukrayna'ya desteğin kesilmesi Rusluğun kabul edilmediğini belirtti. Orallı, ilgili olarak " NATO'n un zayıflaması ya da şu ana kadar Ukrayna'ya sunmuş olduğu destek kesmesi demek, Rusya'nın haksız işgalinin fiili gerçekten ve siyasi anlamda meşruiyet kazanmak ve belki de çok daha büyük olanları topraklarını beraberine getireceği yeni bir düzen doğuracaktır. dayanıklılıkla iki durum arasında çözülebileceği bir zeminin yaratılması gerekmektedir" .
“UKRAYNA'NIN NATO ÜYELİĞİ, TÜRKİYE TARAFINDAN OLUMLU KARŞILANACAKTIR”
Doç. Dr. Orallı son olarak, Türkiye'nin NATO'ya üye olduğu gün bu yana NATO'nun izninden ve derinleşmesinden yana bir tavır sergilediğini belirtti. Uzman isimlerinde şunları söyledi:
Son Haberler