Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği: Egemenlik hakları yoksa insan hakları yoktur
Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği: Egemenlik hakları yoksa insan hakları yoktur
DİNİ, ETNİK VE SİYASİ BASKILARIN MERKEZİ: DOĞU TÜRKİSTAN
Haber Giriş Tarihi: 10.12.2020 22:37
Haber Güncellenme Tarihi: 04.03.2023 03:44
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Ömer Cihad KAYA
QHA Ankara
Dünyada acı tecrübelere sahne olan insan haklarının ağır ihlalleri ve soykırım fiillerine dikkat çekmek üzere 1948 yılında Birleşmiş Milletler, 10 Aralık tarihini insan hakları günü ilan etti. Bugün, dünyada baskıcı ve emperyal rejimlerin yayılmacı politikalarına dikkat çekiliyor. Geçmişte Nazi Almanyası ve Rus devletleri tarafından milyonlarca insanın hayatına kast edilen ağır soykırım fiilleri işlendi. Yaşadığımız dünyada ise, geçmişten hiç ders almamışçasına Rusya Federasyonu işgal ettiği Kırım'da, Çin yönetimi ise Doğu Türkistan'da benzer hak ihlallerini ve çeşitli şekilde soykırım fiillerini hayata geçiriyor. Doğu Türkistan'da 2017 yılından bu yana yıkıcı bir şekilde işlenen soykırım fiillerini, Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Genel Sekreteri Nureddin İzbasar ile konuştuk. Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerinin en temel çözümünün, Doğu Türkistanlılara egemenlik haklarının verilmesi olduğunu vurguladı.
"DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ HAK İHLALLERİ SOYKIRIM BOYUTLARINA ULAŞTI"
Dünya İnsan Hakları Günü'nde Uygur Türklerine karşı işlenen soykırım fiillerinin gündeme gelmemesinin acı bir durum olduğunu dile getiren Nureddin İzbasar, Kırım Haber Ajansına yaptığı açıklamada, "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde geçen tüm ihlal fiillerinin, bugün Doğu Türkistan’da Çin rejimi tarafından işlendiği bilinmelidir. Özellikle 2017 senesindeki Çin’in bir kuşak bir yol projesinden sonraki attığı adımlar ve yaptığı değişikliklerden sonra bu ağır hak ihlalleri, soykırım boyutlarına ulaşmış durumdadır. Yani soykırım sözleşmesindeki maddeler, aynen uygulanmaktadır. Doğu Türkistan’da Nazi Almanyasında işlenen suçların aynısı birebir işlenmekte hatta daha ağırları yapılmaktadır." ifadelerini kullandı.
Uygur insan hakları savunucusu, yaşadığımız dünyada insan hakları gibi en temel ilkelerden birisini ihlal eden Çin yönetiminin ortaya koyduğu fiillerle Doğu Türkistan halkının etnik, kültürel, sosyolojik ve siyasi olarak topyekün bir şekilde ortadan kaldırılmak istendiğini vurguladı.
DOĞU TÜRKİSTANLILAR, KENDİ TOPRAKLARINDA EGEMENLİK HAKLARINI İSTİYOR
Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Genel Sekreteri, dernek olarak dünyaya şu mesajı verdiklerini bildirdi:
"Doğu Türkistanlılar, bundan sonra hiçbir şekilde Çinlilerle aynı ülkede yaşamayacaktır. Ortada bir soykırım faciası vardır. Doğu Türkistanlılar kıyamete kadar unutamayacakları ağır bir süreçten geçmektedir. Bu süreçte Çin hükumeti hem devlet eliyle, hem de oraya taşıdığı yoğun nüfus baskısıyla bu soykırımı ortaya koymaktadır. Bu yüzden, 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde verdiğimiz en temel mesaj şudur:
Doğu Türkistanlıların haklarının korunmasının en temel garantisi, Doğu Türkistan’ın egemenlik haklarının Doğu Türkistan halkına verilmesidir. Çünkü egemenlik hakları yoksa insan hakları yoktur.
Dünyanın Çin’in yapmakta olduğu bu vahşice soykırım ve yayılmacı politikanın farkına varması lazımdır. Bugün Doğu Türkistanlılar, Türkistan’ın doğusunda bir kalkan olarak durmaktadır. Eğer bu kalkan Çin yönetimi tarafından geçilirse dünyanın tamamına yayılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Dünya kamuoyu, bu duruma acil bir çözüm üretmelidir. Bu yayılmacı politika devam ettiği sürece, Doğu Türkistan’dan sonra ikinci adımda Türkistan coğrafyası ve diğer ülkeler yer almaktadır. O bakımdan, dünyanın Nazi Almanyasını nasıl durdurdu ise aynı şekilde Doğu Türkistan’da soykırım yapan Çin’i de bir an önce durdurması gerekmektedir."
DİNİ, ETNİK VE SİYASİ BASKILARIN MERKEZİ: DOĞU TÜRKİSTAN
Çin hükumetinin sistematik baskı ve asimilasyonlar ile dini, etnik, kültürel ve siyasal anlamda “soykırıma” varan faaliyetleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor.ABD Dışişleri Bakanlığının açıkladığı verilere göre Doğu Türkistan’da yaklaşık 2 milyona yakın Uygur Türkü ve diğer azınlıklara mensup Müslümanlar, eğitim adı altında zorla toplama kamplarında tutulmakta.
Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Pekin idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında 1 milyondan fazla Uygur Türkünü zorla tutuyor. Farklı kaynaklarda cezaevleri ile gözaltı merkezlerinde tutulanlarla birlikte bu rakamın 3-4 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.
Ayrıca, Çin hükumeti, her ne kadar dünya kamuoyunda aksini iddia etse de Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında, ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre 2 milyonu aşkın Doğu Türkistanlı zorla tutuluyor. Burada, Çin Komünist Partisinin sistematik baskı ve zulüm politikalarına maruz kalan Uygur Türkü ve diğer azınlıklar, birçok hak ihlali ile karşı karşıya.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği: Egemenlik hakları yoksa insan hakları yoktur
DİNİ, ETNİK VE SİYASİ BASKILARIN MERKEZİ: DOĞU TÜRKİSTAN
Ömer Cihad KAYA
QHA Ankara
Dünyada acı tecrübelere sahne olan insan haklarının ağır ihlalleri ve soykırım fiillerine dikkat çekmek üzere 1948 yılında Birleşmiş Milletler, 10 Aralık tarihini insan hakları günü ilan etti. Bugün, dünyada baskıcı ve emperyal rejimlerin yayılmacı politikalarına dikkat çekiliyor. Geçmişte Nazi Almanyası ve Rus devletleri tarafından milyonlarca insanın hayatına kast edilen ağır soykırım fiilleri işlendi. Yaşadığımız dünyada ise, geçmişten hiç ders almamışçasına Rusya Federasyonu işgal ettiği Kırım'da, Çin yönetimi ise Doğu Türkistan'da benzer hak ihlallerini ve çeşitli şekilde soykırım fiillerini hayata geçiriyor. Doğu Türkistan'da 2017 yılından bu yana yıkıcı bir şekilde işlenen soykırım fiillerini, Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Genel Sekreteri Nureddin İzbasar ile konuştuk. Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerinin en temel çözümünün, Doğu Türkistanlılara egemenlik haklarının verilmesi olduğunu vurguladı.
"DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ HAK İHLALLERİ SOYKIRIM BOYUTLARINA ULAŞTI"
Dünya İnsan Hakları Günü'nde Uygur Türklerine karşı işlenen soykırım fiillerinin gündeme gelmemesinin acı bir durum olduğunu dile getiren Nureddin İzbasar, Kırım Haber Ajansına yaptığı açıklamada, "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde geçen tüm ihlal fiillerinin, bugün Doğu Türkistan’da Çin rejimi tarafından işlendiği bilinmelidir. Özellikle 2017 senesindeki Çin’in bir kuşak bir yol projesinden sonraki attığı adımlar ve yaptığı değişikliklerden sonra bu ağır hak ihlalleri, soykırım boyutlarına ulaşmış durumdadır. Yani soykırım sözleşmesindeki maddeler, aynen uygulanmaktadır. Doğu Türkistan’da Nazi Almanyasında işlenen suçların aynısı birebir işlenmekte hatta daha ağırları yapılmaktadır." ifadelerini kullandı.
Uygur insan hakları savunucusu, yaşadığımız dünyada insan hakları gibi en temel ilkelerden birisini ihlal eden Çin yönetiminin ortaya koyduğu fiillerle Doğu Türkistan halkının etnik, kültürel, sosyolojik ve siyasi olarak topyekün bir şekilde ortadan kaldırılmak istendiğini vurguladı.
DOĞU TÜRKİSTANLILAR, KENDİ TOPRAKLARINDA EGEMENLİK HAKLARINI İSTİYOR
Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Genel Sekreteri, dernek olarak dünyaya şu mesajı verdiklerini bildirdi:
"Doğu Türkistanlılar, bundan sonra hiçbir şekilde Çinlilerle aynı ülkede yaşamayacaktır. Ortada bir soykırım faciası vardır. Doğu Türkistanlılar kıyamete kadar unutamayacakları ağır bir süreçten geçmektedir. Bu süreçte Çin hükumeti hem devlet eliyle, hem de oraya taşıdığı yoğun nüfus baskısıyla bu soykırımı ortaya koymaktadır. Bu yüzden, 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde verdiğimiz en temel mesaj şudur:
Doğu Türkistanlıların haklarının korunmasının en temel garantisi, Doğu Türkistan’ın egemenlik haklarının Doğu Türkistan halkına verilmesidir. Çünkü egemenlik hakları yoksa insan hakları yoktur.
Dünyanın Çin’in yapmakta olduğu bu vahşice soykırım ve yayılmacı politikanın farkına varması lazımdır. Bugün Doğu Türkistanlılar, Türkistan’ın doğusunda bir kalkan olarak durmaktadır. Eğer bu kalkan Çin yönetimi tarafından geçilirse dünyanın tamamına yayılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Dünya kamuoyu, bu duruma acil bir çözüm üretmelidir. Bu yayılmacı politika devam ettiği sürece, Doğu Türkistan’dan sonra ikinci adımda Türkistan coğrafyası ve diğer ülkeler yer almaktadır. O bakımdan, dünyanın Nazi Almanyasını nasıl durdurdu ise aynı şekilde Doğu Türkistan’da soykırım yapan Çin’i de bir an önce durdurması gerekmektedir."
DİNİ, ETNİK VE SİYASİ BASKILARIN MERKEZİ: DOĞU TÜRKİSTAN
Çin hükumetinin sistematik baskı ve asimilasyonlar ile dini, etnik, kültürel ve siyasal anlamda “soykırıma” varan faaliyetleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor.ABD Dışişleri Bakanlığının açıkladığı verilere göre Doğu Türkistan’da yaklaşık 2 milyona yakın Uygur Türkü ve diğer azınlıklara mensup Müslümanlar, eğitim adı altında zorla toplama kamplarında tutulmakta.
Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, Pekin idaresinin kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında 1 milyondan fazla Uygur Türkünü zorla tutuyor. Farklı kaynaklarda cezaevleri ile gözaltı merkezlerinde tutulanlarla birlikte bu rakamın 3-4 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.
Ayrıca, Çin hükumeti, her ne kadar dünya kamuoyunda aksini iddia etse de Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında, ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre 2 milyonu aşkın Doğu Türkistanlı zorla tutuluyor. Burada, Çin Komünist Partisinin sistematik baskı ve zulüm politikalarına maruz kalan Uygur Türkü ve diğer azınlıklar, birçok hak ihlali ile karşı karşıya.
EN ÇOK OKUNANLAR