SON DAKİKA
Hava Durumu

#Çin

QHA - Kırım Haber Ajansı - Çin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çin, Ukrayna’da Rus emperyalizmiyle kol kola: Çinli askerden itiraf! Haber

Çin, Ukrayna’da Rus emperyalizmiyle kol kola: Çinli askerden itiraf!

Doğu Türkistan’da yıllardır Uygur Türklerine büyük bir zulüm uygulayan Çin, Ukrayna’da Rus emperyalizminin yanında savaşıyor. Ukrayna'da işgalci Rus ordusunda savaşan bir Çinli asker, sosyal medyada paylaşılan bir videoda niçin geldiğini de itiraf etti. Bu hem Doğu Türkistan'daki hem Ukrayna'daki işgalci zihniyetin nasıl birbirine benzediğini de gözler önüne seriyor. ÇİN'İN RUSYA’YA DESTEĞİ: ZAFERLE DÖNMEK İÇİN Ukrayna’da Rusya'nın başlattığı topyekun işgal girişimi ve saldırılara destek veren Çinli asker, Pekin'in Moskova'ya gizli desteğini de ortaya koydu. Çinli askerin itirafı ise dikkat çekici. Çinli asker, "Neden Rusya'ya geldim? Ülke, halk ve çocuklar için. NATO’yu durdurmak, ABD'ye direnmek, zaferle dönmek için" açıklamasını yaptı. Bu sözler, Çin’in dünya üzerindeki stratejik hedefleri doğrultusunda, Rusya ile birlikte hareket ettiğini ve küresel bir güç mücadelesinde yer aldığını açıkça gösteriyor. TÜRK KANIYLA YOĞRULAN İŞGAL ZİHNİYETİ Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine adeta soykırım uygulayan Çin Komünist Partisi, Ukrayna’da ise savaş suçlarına ortak olup masumların canına kıyıyor. Rusya ve Çin'in bu zulüm stratejileri, tüm dünyada büyük bir tehdit oluşturuyor. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü topyekûn işgal girişimi ve saldırılarında yer alan Çinli askerin itirafları, Çin'in Rus emperyalizmine verdiği açık desteği ifşa etti. pic.twitter.com/uBDGyS96xR — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) November 20, 2024

Çin, Kaşgar'da sözde kültürel koruma başlattı: Amaç, soykırımı gizlemek! Haber

Çin, Kaşgar'da sözde kültürel koruma başlattı: Amaç, soykırımı gizlemek!

Çin, Doğu Türkistan’daki Türk halkına karşı sürdürdüğü soykırımı örtbas etmek için yeni bir planı devreye soktu. Bu plan çerçevesinde Doğu Türkistan'daki arkeolojik bölgeler ve kültürel miras sözde restorasyona uğrayacak. Çin propaganda medya ajansı Tianshan’ın 31 Ekim 2024 tarihli haberine göre; Çin hükumeti, Kaşgar Antik Kenti’ni sözde "koruma" altına aldı. ÇİN'İN "KÜLTÜREL MİRASI KORUMA" HAMLESİ: PROPAGANDA MI, GERÇEK Mİ? Çin, 14 Mart 2024 tarihinde bölgedeki 14. Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi tarafından kabul edilen sözde "Kaşgar Antik Kenti’nin Korunmasına İlişkin Düzenlemeler" adlı düzenlemeyi, 1 Mayıs 2024'te yürürlüğe soktu. Bu adım, Çin medyasınca, Çin’in Doğu Türkistan’daki kültürel mirası koruma çabalarının bir göstergesi olarak tanıtıldı. Ancak dünya üzerindeki Doğu Türkistan diasporası, bu hamleyi Çin’in bölgedeki soykırım suçlarını örtbas etme çabası olarak değerlendiriyor. TÜRK SOYKIRIMINI KÜLTÜREL MİRAS MASKESİYLE GİZLEME ÇABASI Çin, Doğu Türkistan'da yerel ve kültürel mirası "koruma" adı altında bölgede ortaya koyduğu baskılara devam ediyor. Kaşgar gibi tarihi bölgelerdeki arkeolojik çalışmalar ve sözde koruma projeleri, aslında Doğu Türkistan'da uygulanan kültürel soykırımı gizlemek amacıyla bir araç olarak kullanılıyor. Çin’in iddialarına göre; bu projeler, tarihi kalıntıları koruma amacı güdüyor. Ancak, bu adımlar aynı zamanda bölgedeki Uygur Türklerinin dilinin, inancının ve kültürünün yok edilmesine yol açıyor. SOYKIRIMIN GÖLGEDE KALAN YÜZÜ Doğu Türkistan'da tarihi eserler ve kültürel kalıntılar Çin tarafından tahrip edilip müzeye dönüştürülürken, bu alanlar sözde koruma projeleri ile yeniden şekillendiriliyor. Çin’in Kaşgar Antik Kenti’ne yönelik müdahaleleri, bölgedeki soykırımın gizlenmesi için birer paravan olarak kullanılıyor.

Trump'ın güçlü bir ABD ordusu kurma hedefi Çin için ne anlama geliyor? Haber

Trump'ın güçlü bir ABD ordusu kurma hedefi Çin için ne anlama geliyor?

Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) yeni Başkanı Donald Trump, ikinci dönemininde ABD ordusunu güçlendirme ve modernize etme sözünü bir kez daha yineledi. Trump, "Ordumuzu tamamen yeniden inşa edeceğiz" diyerek, ülkenin savunma kapasitesini artırmayı vaat etti. Ancak bu hedefin gerçekleştirilmesi, büyüyen devlet borcu ve askerî harcamaların sınırlandırılması gibi zorluklarla karşı karşıya. ÇİN'İN YÜKSELEN TEHDİDİ: TRUMP'IN ASKERİ STRATEJİSİNE YANSIMASI Trump, ordusunun modernizasyonuna büyük yatırım yapmayı vaat ederken, Çin'i Amerika'nın en büyük askerî tehditlerinden biri olarak tanımlıyor. Amrerika'nın Sesi  Çince Servisinin yaptığı analize göre, Trump’ın en yakın danışmanlarından biri olan eski askeri uzman Pete Hegseth, Çin'in global üstünlük için "bütünsel bir strateji" geliştirdiğini vurguladı. Çin'in askeri gücünün hızla artması, ABD'nin bu tehdide karşı koymak için savunma stratejilerini yeniden şekillendirmesine yol açacak. MALİ ZORLUKLAR VE BÜYÜYEN BORÇ Trump, ilk döneminde büyük bir askerî bütçe artışı yapmıştı ancak ülkenin hızla artan borcu, gelecekteki askerî harcamalar üzerinde ciddi baskılar yaratıyor. Federal borcun 35 trilyon doları aşması, Trump yönetiminin savunma harcamalarını artırma vaadini zorlaştırıyor. Uzmanlar, askerî harcamaların artırılmasının zor olacağını ve borç azaltma çabalarının öncelik olabileceğini belirtiyor. ÇİN İLE ÇATIŞMADA  ABD'İN İHTİYACI OLAN KAYNAKLAR ABD’nin Çin ile olası bir askeri çatışmaya hazırlanması için ciddi şekilde yeni kaynaklara ve teknolojiye ihtiyacı olduğu belirtiliyor. Stratejik analizlere göre, mevcut askerî malzeme ve mühimmat stokları Çin ile bir çatışmada hızla tükenebilir. Trump'ın, bu açığı kapatmak için büyük yatırımlar yapması gerektiği vurgulanıyor. Trump, Çin’in gelişen füze ve denizaltı stratejilerine karşı ABD'nin deniz gücünü artırmayı planlıyor. Özellikle yeni nesil denizaltıların üretimi, Amerika’nın denizlerdeki üstünlüğünü sürdürmesi için kritik öneme sahip. ABD'nin askeri platformlara, özellikle de denizaltılara daha fazla yatırım yapması gerektiği ifade ediliyor. ASKERİ TARTIŞMALARIN GÖLGESİNDE, ÇİN'İN YÜKSELEN GÜCÜ Trump’ın önümüzdeki dönemde Çin'e karşı daha agresif bir askerî strateji izlemesi bekleniyor. Bu strateji, ABD'nin Asya Pasifik bölgesindeki askeri varlığını artırmayı, Çin'in stratejik gücüne karşı denge oluşturmayı hedefliyor. Ancak dünya genelindeki diğer krizler, bu stratejiyi etkileyebilir. Trump'ın ikinci döneminde, askerî güç yeniden yapılanırken, Çin’in küresel tehdit olarak yükselmesi, Amerikan savunma stratejilerinde köklü değişikliklere yol açabilir. Ancak bu hedeflerin gerçekleştirilmesi, mali engeller, stratejik zorluklar ve uluslararası baskılar gibi birçok faktör tarafından şekillendirilecek.

Çin teknoloji devi Huawei'ye Türkiye'den üst düzey ziyaret Haber

Çin teknoloji devi Huawei'ye Türkiye'den üst düzey ziyaret

Çin, Doğu Türkistan'daki Uygur Türkleri ve diğer Türk toplulukları üzerinde baskıya devam ediyor. Uydular vasıtasıyla yolda yürüyen insanların kim olduğunu dahi tespit edebilecek teknolojiler geliştiren Çin, Doğu Türkistan'da inşa ettiği toplama kamplarında tuttuğu Uygur Türklerini teknoloji devi Huawei şirketinin geliştirdiği sistemler ile sıkı denetime tabi tutuyor. TOPLAMA KAMPLARINDA HUAWEİ TEKNOLOJİSİ Ayrıca Huawei’nin Çin Ulusal Fikri Mülkiyet Hakkı İdaresine (CNIPA) yaptığı bir başvuru kalabalık arasında bulunan Uygur Türklerinin yapay zeka ile tespit edilebilmesi için teknolojiler geliştirdiğini gösteriyor.  Huawei sadece toplama kamplarına atılan Uygurları gözetlemekle kalmıyor, sokakta yürüyen yayalar arasında Uygur Türkü olup olmadığını tespit edebilen teknolojiler geliştiriyor. Dünyada birçok devlet ise insan haklarını hiçe sayan teknoloji şirketi Huawei ile olan anlaşmalarını askıya aldı. HUAWEİ'DEN AÇIKLAMA Huawei'den yapılan açıklamaya göre, Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Yardımcısı Mustafa Tuzcu liderliğinde Pekin'e resmi ziyaret yapıldı. Resmi ziyarette, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu'nun yanı sıra Hazine ve Maliye Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı temsilcileri de yer aldı. Ziyaret sırasında, Türk heyeti ve Huawei yetkilileri üst düzey bir toplantı gerçekleştirdi.

Uygur Türkleri toplama kamplarına atılıyor, arsaları Çin şirketlerine peşkeş çekiliyor! Haber

Uygur Türkleri toplama kamplarına atılıyor, arsaları Çin şirketlerine peşkeş çekiliyor!

İşgal altındaki Türk yurdu Doğu Türkistan'da Çin yönetimi, toprak sahibi Uygur Türklerinin arsalarını zorla elinden alıyor ve bu arsaları Çin şirketlerine teslim ediyor. Geçen hafta Çin’in sosyal medya platformlarında bazı Çinli ünlülerin, Doğu Türkistan'a göç ettikleri ve burada ucuz evler ile bahçeli villalar satın aldıklarına yönelik reklamlar yapıldı. Ancak bu haberin ardında başka bir gerçeğin yattığı öğrenildi. Çin hükumetinin Uygur çiftçilerin topraklarını zorla ele geçirip, bu arazileri Çinli şirketlere verdiği belirtildi. TOPLAMA KAMPLARINDAKİ UYGURLARIN ARSALARI ÇİN ŞİRKETLERİNE VERİLİYOR! Sosyal medya paylaşımlarında, Çinli ünlülerin Doğu Türkistan'a yerleşmeyi teşvik eden bir kampanya yürüttüğü öğrenildi. Bu kampanyada yeni yerleşen bir Çinli çiftin yaşadığı "mükemmel" bir ev tanıtıldı. Ancak yapılan araştırmalar, bu evlerin ve çevresindeki arazilerin asıl sahiplerinin Uygur çiftçileri olduğunu ve bu toprakların zorla ellerinden alındığını ortaya koydu. Öte yandan çoğu arsanın sahibi olduğu öğrenilen Uygur çiftçilerin, toplama kamplarında olduğu öğrenildi. Bu politika, bölgedeki nüfusu kontrol etmek ve demografiyi değiştirmek için bir araç olarak kullanılıyor. ÇİN ŞİRKETİNE 500 DÖNÜM ARAZİ! Doğu Türkistan'daki yerel kaynakların Özgür Asya Radyosuna (RFA) verdiği bilgilere göre bu iddialar doğrulandı. Yarkent bölgesindeki bazı araziler, Şanghay merkezli bir inşaat şirketine "çok düşük" fiyatlarla satıldı. Bu arazi satışlarının ise toprak sahibi Uygur çiftçilere hiçbir ödeme yapılmadan gerçekleştiği bildirildi. Yarkent bölgesinde yapılan arazi satışlarının ardından, halkın büyük bir kısmı şikayetçi olmaktan korkuyor. Uygur çiftçiler, düşük ödemeler ve kötü koşullar nedeniyle karşı çıkmaya kalktığı takdirde toplama kamplarına atılmakla tehdit ediliyor. Bu olay, Doğu Türkistan'daki toprak sahiplerinin yaşadığı zulmü bir kez daha gözler önüne seriyor. 2017 yılındaki kitlesel gözaltı politikasının ardından, toplama kamplarında öldürülen veya 15 yıldan fazla ceza almış olan Uygur Türklerinin toprakları, Çinli şirketlere bedava veriliyor. Şimdi ise bu süreç daha da hızlandırmış durumda ve Uygur Türklerinin toprağı Çin hükümetinin ve şirketlerinin kontrolüne geçiyor. ÇİN ŞİRKETLERİ KAZANIYOR! Çin'in Uygur bölgesindeki toprak gaspı, sadece yerel halkı değil dünya genelindeki insan hakları savunucularını da endişelendiriyor. Çin hükumeti, Uygur halkını sistematik şekilde baskı altında tutarak, toprağa sahip çıkmalarını engelliyor ve bölgedeki kaynakları Çinli şirketlere teslim ediyor. Bu süreç, bölgede daha fazla Çinli yerleşimciyi çekerken, Uygur halkının toprakları giderek yok oluyor.

Çin propagandası belgesel oldu: 15 yıl hapiste kalan Uygur Türkü gazetecilerin çarpıcı değişimi! Haber

Çin propagandası belgesel oldu: 15 yıl hapiste kalan Uygur Türkü gazetecilerin çarpıcı değişimi!

Selahaddin Kaşgarlı / QHA Ankara Çin'in yeni yayımladığı propaganda filmi "Karanlıkta Ürümçi", 2009’daki Ürümçi Katliamı'na dair dezenformasyon içeren birçok hususu bünyesinde barındırıyor.  Propaganda ürünü film, 15 yıl aradan sonra ilk kez ortaya çıkan iki Uygur gazetecinin fiziksel ve zihinsel olarak çöküşünü gözler önüne serdi. Çin yapımı belgesel, 2009’daki Ürümçi Katliamı’yla ilgili gerçekleri çarpıtarak dünya kamuoyunu etkilemeyi hedefledi. Belgesel filmde, Uygur Türkü gazetecilerden Gülmire Emin ve Memetcan Abdullah görüşlerini bildirdi. Gülmire Emin ve Memetcan Abdullah, belgeselde "haydut" olmakla suçlanıyor. Ancak uluslararası insan hakları savunucuları, bu suçlamaların, tutukluların üzerindeki ağır baskı ve işkencelerin ürünü olduğunu vurguladı. Emin ve Abdullah’ın fiziksel hallerindeki çarpıcı değişiklikler, Çin hapishanelerindeki yıllar süren zulmü gözler önüne serdi. BASKI, İŞKENCE VE İTHAMLAR: BİR İNSANLIK DRAMI Norveç’te yaşayan Uygur Türkü aktivist Abdulveli Eyüp, bu filmde yer alan tutsakların durumunun çok daha derin bir anlam taşıdığını belirterek, "Bunlar yalnızca suçlu olarak gösterilen insanlar değil aynı zamanda sistematik işkencelere maruz kalmışlardır. Çin’in bu tür propaganda filmleri, uluslararası hukuku hiçe saymakta ve insan hakları ihlallerini gizlemeye çalışmaktadır" ifadelerini kullandı. Bir diğer Uygur Türkü aktivist İlşat Hasan, “Karanlıkta Ürümçi” filminde görülen şahısların, yıllarca süren işkence ve psikolojik baskılar altında kamera karşısına çıkartıldığını ve zorla suçlu duruma düşürülmeye çalışıldığını vurgulayarak, "Hayal edemeyeceğimiz kötülükler var ama Çin’in yapamayacağı kötülük yok. Filmdeki tüm görüntüler Çin hükûmetinin işlediği insanlık suçlarının kanıtıdır" dedi.

Uluslararası film yapımcıları: Çin, İkram Nurmehmet'i derhal serbest bırakmalı Haber

Uluslararası film yapımcıları: Çin, İkram Nurmehmet'i derhal serbest bırakmalı

Çin, Arap yetkilileri Doğu Türkistan'a davet ederek dünya kamuoyunu Uygur Türklerinin güvende olduğuna ikna etmeye çalışıyor ancak Uygur Türkü yönetmen İkram Nurmehmet'in sadece Türkiye'de eğitim aldığı için Pekin'deki evinde gözaltına alınması ve kendisine 6 yıl 5 ay hapis cezası verilmesi durumun pek de böyle olmadığını gösteriyor. Risk Altındaki Film Yapımcıları Uluslararası Koalisyonu (ICFR), 7 Kasım 2024 tarihinde konuya ilişkin bir açıklama yaptı. ICFR, asılsız iddialarla hapse atılan Uygur Türkü film yapımcısı İkram Nurmehmet’in derhal serbest bırakılması için girişimde bulundu. ICFR, uluslararası film endüstrisini Uygur meslektaşlarının serbest kalması için destek olmaya çağırdı. "İŞKENCE ALTINDA KENDİSİNE ZORLA SÖYLETİLEN BİR İTİRAF" ICFR, Çinli yetkililerin Nurmehmet'e uyguladığı muamele ve işkenceleri şiddetle kınadığını belirterek şunları ifade etti: Davaya yakın kaynaklara göre, Nurmehmet’in davası, yetkililer tarafından yirmi gün boyunca karanlık bir odada esir tutulduğu sırada işkence altında kendisine zorla söyletilen sahte bir itirafa dayanmaktadır. Nurmehmet'e yönelik suçlamalar, 2010-2016 yılları arasında İstanbul’daki Marmara Üniversitesinde öğrenci olarak geçirdiği süreyle ilgilidir. Mezun olduktan sonra Çin’e dönen Nurmehmet, reklam filmleri ve kısa filmler çeken üretken bir yönetmen haline geldi. 2020 yapımlı Elephant in the Car adlı filmi, o yılki Hong Kong Uluslararası Film Festivali’nde Altın Ateş Kuşu Ödülü’ne aday gösterildi. Çağrı metninde, "Çin'in Nurmehmet'e karşı 2023’te nihai olarak tutuklanmasına kadar uzanan şaşırtıcı muamelesi, Der Spiegel de dahil olmak üzere birçok uluslararası gazete tarafından belgelendi” denildi. HAKSIZ YERE HAPSEDİLEN YÜZ BİNLERCE UYGUR SERBEST BIRAKILMALI Öte yandan, İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) Çin Direktör Yardımcısı Maya Wang, Uygur Türkü yönetmenin hapse atılmasıyla ilgili bir açıklama yaptı. Wang, "Çin hükumetinin Uygurlara karşı kötü niyetli ‘Sert Darbe Kampanyası’ başlatmasının üzerinden yedi yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, yetkililer İkram Nurmehmet gibi genç Uygurları siyasi amaçlı suçlamalarla yargılamaya devam ediyor. İkram Nurmehmet ve haksız yere hapsedilen yüz binlerce Uygur derhal serbest bırakılmalıdır" şeklinde konuştu. NURMEHMET DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ ÜRÜMÇİ 1 NO’LU CEZAEVİNDE İkram Nurmehmet halen birlikte hüküm giydiği diğer dört Uygur Türkü ile Doğu Türkistan'daki Ürümçi 1 No’lu cezaevinde tutuluyor.

Çin Büyükelçisinden Türkiye’ye tehdit gibi ticari eleştiri! Haber

Çin Büyükelçisinden Türkiye’ye tehdit gibi ticari eleştiri!

Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Liu Shaobin, Türkiye’nin Çin’den ithal edilen elektrikli otomobillere getirdiği tedbirlerin, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarını ihlal ettiğini iddia ederek bu uygulamaların “ayrımcı ticari korumacılık” içerdiğini belirtti. Türkiye’den Ekonomi adlı gazeteye verdiği demeçte; Büyükelçi Liu, alınan önlemlerin Çinli işletmelerin Türkiye’ye yatırım yapması konusundaki güvenini sarstığını dile getirdi. TÜRKİYE’NİN BU TEDBİRLERİ GÖZDEN GEÇİRMESİ GEREK Diplomat, Çinli yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin azalmasının, ikili ticaretin ve iş birliğinin geleceğini tehdit ettiğini iddia etti. Liu, “Bu koruma tedbirleri sadece Türk tüketicilere zarar vermekle kalmamış, aynı zamanda Çinli işletmelerin Türkiye’ye yatırım yapma konusundaki güvenini olumsuz etkilemiştir” diyerek, iki ülkenin iş birliğine zarar verilmemesi için Türkiye’nin bu tedbirleri gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı. TÜRKİYE’YE ÜSTÜ KAPALI TEHDİT Mİ? Bu açıklamalar, Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Çin temaslarının sürdüğü bir güne denk gelirken, Liu’nun, iki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması ve iş birliğinin geliştirilmesi için "temel hassasiyetlerin" karşılıklı olarak gözetilmesi gerektiğini belirtmesi dikkat çekti. Liu ayrıca, Türkiye’deki yatırım ortamının, Çinli firmalar için önemli fırsatlar sunduğunu dile getirdi. Ucuz iş gücü ve özellikle otomotiv ve yüksek teknoloji alanının Çinli yatırımcılar için cazip olduğunu vurguladı. Çin’in kapsamlı bir teşvik paketi hazırlığında olduğunu belirten Liu, Çin’in dışa açılma politikasının süreceğini, Türkiye’ye yatırımların artacağını, ancak bunun iki ülkenin karşılıklı "hassasiyetlerine gösterdiği saygıyla" mümkün olacağını ifade etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.