Eskişehir'de Kırım Gelişim Vakfından 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı konferansı
Eskişehir'de Kırım Gelişim Vakfından 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı konferansı
Kırım Gelişim Vakfı, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 79. yılında Eskişehir’de konferans düzenledi. Konferansın sonunda, sürgünün 79. yılına ilişkin Eskişehir Kırım Teşkilatları Platformu tarafından hazırlanan bildiri okundu.
Haber Giriş Tarihi: 18.05.2023 22:45
Haber Güncellenme Tarihi: 19.05.2023 18:16
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Kırım Gelişim Vakfı tarafından 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yıldönümünde Eskişehir'de anma etkinliği ve konferans düzenlendi.
Eskişehir Yunus Emre Kültür Merkezi'nde saat 19.30'da başlayan etkinliğe; Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, Kırım Tatar Teşkilatları Platformu ve Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Ercan Bozkurt, Eskişehir Romanya Dobruca Kırım Göçmenleri Derneği Başkanı Metin Gündoğdu, Eskişehir Kırım Halkbilim Gençlik Derneği Başkanı Erol Kurun, Kırım Gelişim Vakfı Bursa Şubesi Başkanı Haluk Yaşayanlar, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Prof. Dr. Enver Aydoğan, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutluk Kağan Sümer, Kırım Ailesi Koordinatörü Anife Kurtseitova, Önceki dönem Eskişehir Kırım Halk Bilim Araştırma Gençlik ve Spor Kulübü Derneği (EKHAD) Başkanı Recep Şen ve Eskişehir Kırım Tatar diasporasından çok sayıda kişi katıldı.
Konferans öncesinde sürgün yolunda hayatını kaybeden Kırım Tatarları anıldı. 19 Mayıs 1919'da Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün milli mücadelenin ilk adımı için Samsun'a çıkışı dolayısıyla Atatürk ve silah arkadaşlarınım mücadelesi için saygı duruşunda bulunuldu. Etkinliğin başında İstiklal Marşı ve Kırım Tatar milli marşı "Ant Etkenmen" okundu.
"NİYETLERİ BASİT BİR SÜRGÜN SOYKIRIM DEĞİL KIRIM TATARLARINI DÜNYADAN SİLMEKTİ"
Programın açılış konuşmasını Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit yaptı. Şilit, "Dünyanın gözünün içine baka baka Kırım'da çocuk, yaşlı yaşıyor, gençler Rus ordusuna karşı savaşıyordu. Niyetleri basit bir sürgün soykırım değil Kırım Tatarlarını dünyadan silmekti. Bir tek canlı kalmaksızın hayvan vagonlarına bindirilerek 22 gün yollarda havasızlıktan, açlıktan, hastalıktan halkımız şehit oldu. Bu hikaye değil. Aynı niyet bugün de sürmektedir, Kırım'ın işgalinden sonra Ukrayna'dan gelen Kırım Tatarları buna bir örnektir" değerlendirmesini yaptı.
Şilit'in konuşmasının ardından ünlü Kırım Tatar sanatçı Rüstem Memed, 3 yaşında vatanından sürgün edildiğini anlattı. Rüstem Memed, "Dünyanın en önemli duygusu vatan duygusudur. İnşallah biz de vatanımıza döneceğiz" dedi. İlgiyle takip edilen programda yer alan katılımcılar Kırım Tatar şarkılarına eşlik etti.
KAZIM KURT: KIRIM'A BURADAN DESTEK VERMELİYİZ
Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, 18 Mayıs 1944 tarihinin unutulmaması gereken kara bir gün olduğunu söyledi. Başkan Kurt, "Kırım'ı buradan desteklemeli, buradan yardım etmeliyiz" dedi. Türkiye ve Kırım Tatarlarının ilişkileri sayesinde Kırım'ın kurtuluşa ereceğini belirtti.
UKRAYNA BÜYÜKELÇİSİ BODNAR, YAZILI MESAJ GÖNDERDİ
Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, programa katılamadığı için yazılı mesaj gönderdi. Programda, Büyükelçi Bodnar'ın mesajı okundu. Bodnar, "Rusya'nın saldırgan politikası sonucunda Kırım Tatar halkının halen çektiği acıyı kelimelerle ifade etmek mümkün değildir. Kırım Tatarlarının acısı Ukrainlerin de acısıdır. Tüm Kırım Tatar halkına en derin taziyelerimi sunuyorum" açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yalçın Topçu, programa yazılı mesaj gönderdi. Gönderdiği mesajında, "İnsanlık suçu olan 18 Mayıs 1944 Sürgünü'nde hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum" ifadesine yer verdi.
Konuşmaların ardından konferansın açılışı yapıldı. Konuşmacı olarak; Prof. Dr. Kutluk Kağan Sümer, Prof. Dr. Enver Aydoğan ve Recep Şen yer aldı.
PROF. DR. AYDOĞAN: DEVLETİN ADI NE OLURSA OLSUN AYNI SOYKIRIMCI POLİTİKA
Prof. Dr. Enver Aydoğan, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın çocuklara anlatılması gerektiğini ve gençlerin geleceklerini kurmasında bu tarihin önemli bir rol oynayacağını kaydetti. Kırım'ın coğrafyası ve tarihini anlatan Prof. Dr. Aydoğan, 1783 yılında ilk kez Ruslar tarafından Kırım'ın işgal edildiğini hatırlattı. Prof. Dr. Aydoğan, "Bunlar (Ruslar) işgalci bir millet. Bu devletin gözü doymadı 2014'te Kırım'ı işgal etti doymadı, 24 Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmek için saldırdı. Ruslar katil, insanlık düşman, yayılmacı bir millettir. Adı Çarlık olsun, SSCB olsun, Rusya Federasyonu aynı olsun aynı soykırımcı politika, değişen bir şey yok" ifadelerini kullandı.
PROF. DR. SÜMER: DİŞİMİZLE TIRNAĞIMIZLA VATANIMIZA TUTUNDUK
Prof. Dr. Kutluk Kağan Sümer, Türkiye'de Kırım Tatarlarının nüfusuna dikkat çeken Sümer, baskılara maruz kalan Kırım Tatarlarının küllerinden doğduğunu vurguladı. Stalin rejiminin uyguladığı Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı döneminde 2. Dünya Savaşı'nda genç erkeklerin Rus ordusuna zorla gönderildiğini aktardı. Sürgün yıllarının ardından Kırım Tatarlarının vatana dönüş mücadelesine başladığına değinen Prof. Dr. Sümer, "Hareketin başlamasını hissediyorduk akıllarında tek bir şey vardı: Kırım'a dönmek" dedi.
Sümer, "Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu hapiste başlattığı açlık grevi ve milli hareket eylemi Kırım Tatarlarının milli sembolü haline geldi. Dönüşümüz hiç yumuşak olmadı" dedi.
1991 Haziran'ında Kırım Tatar Milli Meclisinin kurulduğunu dile getiren Sümer, "Dişimizle tırnağımızla vatanımıza tutunduk. Bu mücadele çok kolay olmadı" vurgusunu yaptı. Sümer, 2014 işgalinden sonra Rusya'nın, geçen sene Ukrayna'nın tamamını işgal etme amacıyla saldırdığını belirterek, "Bu istila başarılı olabilseydi Rusya, Moldova'ya girecekti" dedi. Sümer, "Kırım davası en mühim davadır, diğerleri diplomatik ilişkidir" ifadesiyle sözlerini sonlandırdı.
ŞEN: RUSYA'YI TARİHİN KARA SAYFALARINA GÖMECEĞİZ
Önceki dönem Eskişehir Kırım Halk Bilim Araştırma Gençlik ve Spor Kulübü Derneği (EKHAD) Başkanı Recep Şen, "1944'ü son olarak değil sonun başlangıcı olarak görmüyorum. Ruslar bu soykırımdan vazgeçmeyecek ama Kırım Tatarları da mücadele etmeye devam edecek" dedi. Şen, Rusya'nın zulüm politikasını anlattı. Şen, "Kırım Tatar kardeşlerim Türkiye'de bir eviniz var unutmayın ama uzak da yakındır. Burada sizlerin ve bizlerin birbirinden öğreneceğimiz çok şey var. Soydaş ve kandaş olarak birbirimizi daha anlamayı öğrenmeliyiz" ifadelerini kullandı. Recep Şen'in "Rusya'yı tarihin kara sayfalarına gömeceğiz" ifadeleri salonda büyük alkış topladı.
Konuşmaların ardından Recep Şen, Kırım Tatarlarının milli lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun kız kardeşi Dilara Cemileva'yı tanıttı ve onu sahneye davet etti. Cemileva, "Nerede olsak biz her zaman birleşeceğiz, 18 Mayıs'ta dualar yapıyor, ecdadlarımız için ama Mayıs'ta milletin kendi tarihini milli davasını devam edeceğini görüyoruz. Bir asırdır milletimiz, dilimiz tarihimizin yeniden ayağa kalkması için uğraşıyoruz. O dönemler en siyasi gücü olan Kırım Tatarlarıydı. Rus işgalcilere karşı durmaya çalıştık, sokaklara döküldük, bu bizim vatanımız yol vermeyeceğiz dedik, inşallah bu zamanlar da geçer ve vatanımıza döneriz" dedi.
Etkinliğin sonunda Kırım Tatar Ailesi'nin hazırladığı video gösterildi.
"KIRIM TATAR TÜRKLERİ BU İŞGALİ HİÇBİR ZAMAN TANIMAMIŞTIR VE TANIMAYACAKTIR"
Konferansta; Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Ercan Bozkurt, Eskişehir Kırım Halkbilim Araştırma Gençlik Derneği Başkanı Erol Kurun, Eskişehir Romanya Dobruca Kırım Göçmenleri Derneği Başkanı Metin Gündoğdu imzasıyla Eskişehir Kırım Teşkilatları Platformu adına bildiri okundu. Bildiride şu ifadelere yer verildi:
"Kırım Tatar Türklerinin anavatanlarından koparılarak Özbekistan ve Urallara sürüldüğü gün, tarihe kara bir leke olarak düşmüştür. 18 Mayıs 1944 tarihinde SSCB tarafından aslı olmayan gerekçelerle, dolduruldukları hayvan vagonlarında ölüme mahkûm edilen Kırım Tatar Türkleri, yaklaşık nüfuslarının yarısını bu yolculuk sırasında ve sonrasında kaybetmişlerdir. Günlerce süren, havasız vagonlardaki yolculuğun ardından sürgün bölgesine varabilen Kırım Tatarları pek çok problemle karşılaşmıştır. Rusya’nın Çarlık döneminden bu yana yüzyıllardır vazgeçmeden uygulamaya çalıştığı sıcak denizlere inme ve Kırım’ı TATAR TÜRKSÜZLEŞTİRME politikasının bir sonucu olan bu sürgün, Kırım Tatar Türklerini ölümle burun buruna getirmekle kalmamış, sürgün bölgesinde de açlık ve hastalıklarla mücadele etmek zorunda bırakmıştır. Nihayet, yarım asra yakın bir zaman çektikleri Kırım hasreti 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla son bulmuştur. Sürgün bölgelerinden peyderpey Kırım’a geri dönüş başlamıştır. Vatan topraklarından uzakta kök salamayan Kırım Tatar Türk halkı, avdetle birlikte eskisinden daha güçlü bir şekilde ana toprağına tutunarak ayağa kalkmayı başarmıştır.
Ancak, Kırım Tatar Türklerinin vatanlarında özgürce yaşama, dil ve kültürlerini yaşatma isteği 26 Şubat 2014 tarihinde Rusya Federasyonu’nun Kırım’ı işgaliyle yine gölgelenmiştir. Her ne kadar Rusya o günden bu yana devam eden işgalle amacına ulaşmayı başarmış gözükse de Kırım Tatar Türkleri bu işgali hiçbir zaman tanımamıştır ve tanımayacaktır. Sıradan insani hakları bile her fırsatta ellerinden alınan bir halkın baskılara rağmen dik duruşu, adı değişen fakat gayesi asla değişmeyen politikalara karşı bitmek bilmeyen mücadelesi takdire şayandır.
Dünyanın yalnız bıraktığı Kırım Tatar Türk halkının ve Kırım’ın Türkiye ve bilhassa Türkiye’de yaşayan Kırım Tatar Türkleri için önemi büyüktür. Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçekçi politikalarla Kırım’a destek olmasını beklemekteyiz. Kırım Tatar Türkleri diasporası olarak bu politikalara önayak olmak adına, projeler üretmekte ve çalışmalar yapmaktayız. 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Türkleri Sürgününün 79. yıldönümünde de kaybolma tehlikesi altındaki dilimizi ve kültürümüzü muhafaza etmek için fikri, siyasi ve fiili mücadelemiz devam etmektedir. Kamuoyuna Saygılarımızla..."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Eskişehir'de Kırım Gelişim Vakfından 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı konferansı
Kırım Gelişim Vakfı, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 79. yılında Eskişehir’de konferans düzenledi. Konferansın sonunda, sürgünün 79. yılına ilişkin Eskişehir Kırım Teşkilatları Platformu tarafından hazırlanan bildiri okundu.
Kırım Gelişim Vakfı tarafından 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yıldönümünde Eskişehir'de anma etkinliği ve konferans düzenlendi.
Eskişehir Yunus Emre Kültür Merkezi'nde saat 19.30'da başlayan etkinliğe; Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, Kırım Tatar Teşkilatları Platformu ve Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Ercan Bozkurt, Eskişehir Romanya Dobruca Kırım Göçmenleri Derneği Başkanı Metin Gündoğdu, Eskişehir Kırım Halkbilim Gençlik Derneği Başkanı Erol Kurun, Kırım Gelişim Vakfı Bursa Şubesi Başkanı Haluk Yaşayanlar, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Prof. Dr. Enver Aydoğan, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutluk Kağan Sümer, Kırım Ailesi Koordinatörü Anife Kurtseitova, Önceki dönem Eskişehir Kırım Halk Bilim Araştırma Gençlik ve Spor Kulübü Derneği (EKHAD) Başkanı Recep Şen ve Eskişehir Kırım Tatar diasporasından çok sayıda kişi katıldı.
Konferans öncesinde sürgün yolunda hayatını kaybeden Kırım Tatarları anıldı. 19 Mayıs 1919'da Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün milli mücadelenin ilk adımı için Samsun'a çıkışı dolayısıyla Atatürk ve silah arkadaşlarınım mücadelesi için saygı duruşunda bulunuldu. Etkinliğin başında İstiklal Marşı ve Kırım Tatar milli marşı "Ant Etkenmen" okundu.
"NİYETLERİ BASİT BİR SÜRGÜN SOYKIRIM DEĞİL KIRIM TATARLARINI DÜNYADAN SİLMEKTİ"
Programın açılış konuşmasını Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit yaptı. Şilit, "Dünyanın gözünün içine baka baka Kırım'da çocuk, yaşlı yaşıyor, gençler Rus ordusuna karşı savaşıyordu. Niyetleri basit bir sürgün soykırım değil Kırım Tatarlarını dünyadan silmekti. Bir tek canlı kalmaksızın hayvan vagonlarına bindirilerek 22 gün yollarda havasızlıktan, açlıktan, hastalıktan halkımız şehit oldu. Bu hikaye değil. Aynı niyet bugün de sürmektedir, Kırım'ın işgalinden sonra Ukrayna'dan gelen Kırım Tatarları buna bir örnektir" değerlendirmesini yaptı.
KIRIM TATAR SANATÇI RÜSTEM MEMED, KIRIM TATAR YIRLARINI SESLENDİRDİ
Şilit'in konuşmasının ardından ünlü Kırım Tatar sanatçı Rüstem Memed, 3 yaşında vatanından sürgün edildiğini anlattı. Rüstem Memed, "Dünyanın en önemli duygusu vatan duygusudur. İnşallah biz de vatanımıza döneceğiz" dedi. İlgiyle takip edilen programda yer alan katılımcılar Kırım Tatar şarkılarına eşlik etti.
KAZIM KURT: KIRIM'A BURADAN DESTEK VERMELİYİZ
Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, 18 Mayıs 1944 tarihinin unutulmaması gereken kara bir gün olduğunu söyledi. Başkan Kurt, "Kırım'ı buradan desteklemeli, buradan yardım etmeliyiz" dedi. Türkiye ve Kırım Tatarlarının ilişkileri sayesinde Kırım'ın kurtuluşa ereceğini belirtti.
UKRAYNA BÜYÜKELÇİSİ BODNAR, YAZILI MESAJ GÖNDERDİ
Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, programa katılamadığı için yazılı mesaj gönderdi. Programda, Büyükelçi Bodnar'ın mesajı okundu. Bodnar, "Rusya'nın saldırgan politikası sonucunda Kırım Tatar halkının halen çektiği acıyı kelimelerle ifade etmek mümkün değildir. Kırım Tatarlarının acısı Ukrainlerin de acısıdır. Tüm Kırım Tatar halkına en derin taziyelerimi sunuyorum" açıklamasını yaptı.
CUMHURBAŞKANLIĞI BAŞDANIŞMANI YALÇIN TOPÇU, YAZILI MESAJ GÖNDERDİ
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yalçın Topçu, programa yazılı mesaj gönderdi. Gönderdiği mesajında, "İnsanlık suçu olan 18 Mayıs 1944 Sürgünü'nde hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum" ifadesine yer verdi.
Konuşmaların ardından konferansın açılışı yapıldı. Konuşmacı olarak; Prof. Dr. Kutluk Kağan Sümer, Prof. Dr. Enver Aydoğan ve Recep Şen yer aldı.
PROF. DR. AYDOĞAN: DEVLETİN ADI NE OLURSA OLSUN AYNI SOYKIRIMCI POLİTİKA
Prof. Dr. Enver Aydoğan, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın çocuklara anlatılması gerektiğini ve gençlerin geleceklerini kurmasında bu tarihin önemli bir rol oynayacağını kaydetti. Kırım'ın coğrafyası ve tarihini anlatan Prof. Dr. Aydoğan, 1783 yılında ilk kez Ruslar tarafından Kırım'ın işgal edildiğini hatırlattı. Prof. Dr. Aydoğan, "Bunlar (Ruslar) işgalci bir millet. Bu devletin gözü doymadı 2014'te Kırım'ı işgal etti doymadı, 24 Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmek için saldırdı. Ruslar katil, insanlık düşman, yayılmacı bir millettir. Adı Çarlık olsun, SSCB olsun, Rusya Federasyonu aynı olsun aynı soykırımcı politika, değişen bir şey yok" ifadelerini kullandı.
PROF. DR. SÜMER: DİŞİMİZLE TIRNAĞIMIZLA VATANIMIZA TUTUNDUK
Prof. Dr. Kutluk Kağan Sümer, Türkiye'de Kırım Tatarlarının nüfusuna dikkat çeken Sümer, baskılara maruz kalan Kırım Tatarlarının küllerinden doğduğunu vurguladı. Stalin rejiminin uyguladığı Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı döneminde 2. Dünya Savaşı'nda genç erkeklerin Rus ordusuna zorla gönderildiğini aktardı. Sürgün yıllarının ardından Kırım Tatarlarının vatana dönüş mücadelesine başladığına değinen Prof. Dr. Sümer, "Hareketin başlamasını hissediyorduk akıllarında tek bir şey vardı: Kırım'a dönmek" dedi.
Sümer, "Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu hapiste başlattığı açlık grevi ve milli hareket eylemi Kırım Tatarlarının milli sembolü haline geldi. Dönüşümüz hiç yumuşak olmadı" dedi.
1991 Haziran'ında Kırım Tatar Milli Meclisinin kurulduğunu dile getiren Sümer, "Dişimizle tırnağımızla vatanımıza tutunduk. Bu mücadele çok kolay olmadı" vurgusunu yaptı. Sümer, 2014 işgalinden sonra Rusya'nın, geçen sene Ukrayna'nın tamamını işgal etme amacıyla saldırdığını belirterek, "Bu istila başarılı olabilseydi Rusya, Moldova'ya girecekti" dedi. Sümer, "Kırım davası en mühim davadır, diğerleri diplomatik ilişkidir" ifadesiyle sözlerini sonlandırdı.
ŞEN: RUSYA'YI TARİHİN KARA SAYFALARINA GÖMECEĞİZ
Önceki dönem Eskişehir Kırım Halk Bilim Araştırma Gençlik ve Spor Kulübü Derneği (EKHAD) Başkanı Recep Şen, "1944'ü son olarak değil sonun başlangıcı olarak görmüyorum. Ruslar bu soykırımdan vazgeçmeyecek ama Kırım Tatarları da mücadele etmeye devam edecek" dedi. Şen, Rusya'nın zulüm politikasını anlattı. Şen, "Kırım Tatar kardeşlerim Türkiye'de bir eviniz var unutmayın ama uzak da yakındır. Burada sizlerin ve bizlerin birbirinden öğreneceğimiz çok şey var. Soydaş ve kandaş olarak birbirimizi daha anlamayı öğrenmeliyiz" ifadelerini kullandı. Recep Şen'in "Rusya'yı tarihin kara sayfalarına gömeceğiz" ifadeleri salonda büyük alkış topladı.
Konuşmaların ardından Recep Şen, Kırım Tatarlarının milli lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun kız kardeşi Dilara Cemileva'yı tanıttı ve onu sahneye davet etti. Cemileva, "Nerede olsak biz her zaman birleşeceğiz, 18 Mayıs'ta dualar yapıyor, ecdadlarımız için ama Mayıs'ta milletin kendi tarihini milli davasını devam edeceğini görüyoruz. Bir asırdır milletimiz, dilimiz tarihimizin yeniden ayağa kalkması için uğraşıyoruz. O dönemler en siyasi gücü olan Kırım Tatarlarıydı. Rus işgalcilere karşı durmaya çalıştık, sokaklara döküldük, bu bizim vatanımız yol vermeyeceğiz dedik, inşallah bu zamanlar da geçer ve vatanımıza döneriz" dedi.
Etkinliğin sonunda Kırım Tatar Ailesi'nin hazırladığı video gösterildi.
"KIRIM TATAR TÜRKLERİ BU İŞGALİ HİÇBİR ZAMAN TANIMAMIŞTIR VE TANIMAYACAKTIR"
Konferansta; Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Ercan Bozkurt, Eskişehir Kırım Halkbilim Araştırma Gençlik Derneği Başkanı Erol Kurun, Eskişehir Romanya Dobruca Kırım Göçmenleri Derneği Başkanı Metin Gündoğdu imzasıyla Eskişehir Kırım Teşkilatları Platformu adına bildiri okundu. Bildiride şu ifadelere yer verildi:
"Kırım Tatar Türklerinin anavatanlarından koparılarak Özbekistan ve Urallara sürüldüğü gün, tarihe kara bir leke olarak düşmüştür. 18 Mayıs 1944 tarihinde SSCB tarafından aslı olmayan gerekçelerle, dolduruldukları hayvan vagonlarında ölüme mahkûm edilen Kırım Tatar Türkleri, yaklaşık nüfuslarının yarısını bu yolculuk sırasında ve sonrasında kaybetmişlerdir. Günlerce süren, havasız vagonlardaki yolculuğun ardından sürgün bölgesine varabilen Kırım Tatarları pek çok problemle karşılaşmıştır. Rusya’nın Çarlık döneminden bu yana yüzyıllardır vazgeçmeden uygulamaya çalıştığı sıcak denizlere inme ve Kırım’ı TATAR TÜRKSÜZLEŞTİRME politikasının bir sonucu olan bu sürgün, Kırım Tatar Türklerini ölümle burun buruna getirmekle kalmamış, sürgün bölgesinde de açlık ve hastalıklarla mücadele etmek zorunda bırakmıştır. Nihayet, yarım asra yakın bir zaman çektikleri Kırım hasreti 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla son bulmuştur. Sürgün bölgelerinden peyderpey Kırım’a geri dönüş başlamıştır. Vatan topraklarından uzakta kök salamayan Kırım Tatar Türk halkı, avdetle birlikte eskisinden daha güçlü bir şekilde ana toprağına tutunarak ayağa kalkmayı başarmıştır.
Ancak, Kırım Tatar Türklerinin vatanlarında özgürce yaşama, dil ve kültürlerini yaşatma isteği 26 Şubat 2014 tarihinde Rusya Federasyonu’nun Kırım’ı işgaliyle yine gölgelenmiştir. Her ne kadar Rusya o günden bu yana devam eden işgalle amacına ulaşmayı başarmış gözükse de Kırım Tatar Türkleri bu işgali hiçbir zaman tanımamıştır ve tanımayacaktır. Sıradan insani hakları bile her fırsatta ellerinden alınan bir halkın baskılara rağmen dik duruşu, adı değişen fakat gayesi asla değişmeyen politikalara karşı bitmek bilmeyen mücadelesi takdire şayandır.
Dünyanın yalnız bıraktığı Kırım Tatar Türk halkının ve Kırım’ın Türkiye ve bilhassa Türkiye’de yaşayan Kırım Tatar Türkleri için önemi büyüktür. Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçekçi politikalarla Kırım’a destek olmasını beklemekteyiz. Kırım Tatar Türkleri diasporası olarak bu politikalara önayak olmak adına, projeler üretmekte ve çalışmalar yapmaktayız. 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Türkleri Sürgününün 79. yıldönümünde de kaybolma tehlikesi altındaki dilimizi ve kültürümüzü muhafaza etmek için fikri, siyasi ve fiili mücadelemiz devam etmektedir. Kamuoyuna Saygılarımızla..."
Son Haberler