SON DAKİKA
Hava Durumu

#18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü

QHA - Kırım Haber Ajansı - 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dr. Nariye Seydamet: Sürgün, Kırım Tatar medeniyetini yok etmeye yönelik bir tedbirdi Haber

Dr. Nariye Seydamet: Sürgün, Kırım Tatar medeniyetini yok etmeye yönelik bir tedbirdi

18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı hafızlardaki yerini koruyor. Bu sene diaspora çatısı altında düzenlenen anma ve dua etkinliklerinden biri de Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi tarafından düzenlenen "Kadın Gözünden 18 Mayıs 1944" isimli panel oldu. Konuşmacı olarak yer alan panelist, Tuvgan Til İnternet Sitesi Kordinatörü Dr. Nariye Seydamet etkinliğin sonunda Kırım Haber Ajansının (QHA) mikrofonuna konuştu.  "SÜRGÜNDEN SONRA KADINLAR YENİ BİR YERDE HAYATA DEVAM ETMEK İÇİN DEĞİL, HAYATTA KALMAK İÇİN MÜCADELE VERDİ" Seydamet büyük sürgünü matem günü olarak değerlendirerek, “Sürgün, Kırım Tatar medeniyetine büyük bir zarar getirdi. Sürgün, Kırım Tatar milletini yok etmeye yönelik bir tedbirdi” yorumunu yaptı. QHA'nın "Kadın olarak 1944 Sürgününü yaşasaydınız neler hissederdiniz?" sorusuna ise "O dönemki psikoloji çok farklıydı. Erkekler savaştayken kadınlar çocukların karnını nasıl doyuracağını, onları nasıl ısıtacağını düşünüyordu. Sürgünden sonra kadınlar yeni bir yerde hayata devam etmek için değil, hayatta kalmak için mücadele verdi” cevabını verdi. Tuvgan Til İnternet Sitesi Dil Koordinatörü Nariye Seydamet: Sürgün, Kırım Tatar medeniyetini yok etmeye yönelik bir tedbirdihttps://t.co/UAfx2fmthj pic.twitter.com/ob7HYevoS6 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 21, 2023

Doç. Dr. Gayana Yüksel: 1944 Sürgünü’nün acısını, 2014'te Kırım'ın işgalinde evimizden kovulduğumuzda hissettim Haber

Doç. Dr. Gayana Yüksel: 1944 Sürgünü’nün acısını, 2014'te Kırım'ın işgalinde evimizden kovulduğumuzda hissettim

Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi, 20 Mayıs 2023 tarihinde 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırmının 79. yıldönümü dolayısıyla panel düzenledi. Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Üyesi, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gayana Yüksel, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğinde gerçekleştirilen "Kadın Gözünden 18 Mayıs 1944" isimli panelde konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmasının ardından katılımcılar tarafından büyük alkış toplayan Yüksel, Kırım Haber Ajansının (QHA) sorularına yanıt verdi. YÜKSEL1944 SÜRGÜNÜNDE KADINA DİKKAT ÇEKTİ Yüksel, büyük sürgünün bir benzerini 2014 yılındaki Rus işgalinden sonra anavatanı Kırım'a girişinin yasaklanmasının ardından yaşadığını belirtti. Yüksel, "1944 Sürgünü’nün acısını 2014'te Kırım'ın işgalinde evimizden kovulduğumuzda hissettim" dedi. Yüksel, sürgünde en çok kadınların acı çektiğini dile getirdi. Sürgündeki gibi evine gidemediğini vurgulayan Yüksel, “Tek isteğimiz, tek umudumuz bu haksızlık bir an önce bitsin, Kırım serbest olsun” diyerek Kırım işgalden kurtulduktan sonra Kezlev'e gitmeyi çok istediğini söyledi.  Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Üyesi Doç. Dr. Gayana Yüksel: 1944 Sürgünü’nün acısını, Kırım 2014’te işgal edildiğinde evimizden kovulduğumuzda hissettimhttps://t.co/aCBo05nR4Y pic.twitter.com/GvWZgoWk6M — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 21, 2023

Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifinden “Kadın Gözünden 18 Mayıs 1944” paneli Haber

Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifinden “Kadın Gözünden 18 Mayıs 1944” paneli

Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi, 20 Mayıs 2023 tarihinde 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yılı çerçevesinde panel düzenledi. Panel, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yıldönümünde Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezindeki Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi’nde yapıldı. “Kadın Gözünden 18 Mayıs 1944” başlıklı panele; Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı İlmi Ümerov, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Tatar Teşkilatları Platformu Başkanı, Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, KTMM üyesi Doç. Dr. Gayana Yüksel, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, Tuvgan Til İnternet Sitesi Dil Koordinatörü Dr. Nariye Seydamet, TURKSİD Ukrayna Derneği Başkanı İsmet Yüksel, Kırım Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Olgun Boydak, panelist Abibe Useinova, gazeteci Gönül Şamilkızı ve Ankara'daki Kırım Tatar diasporasından çok sayıda kişi katıldı. ŞEFİKA GASPIRALI KADIN İNİSİYATİFİNDEN “KADIN GÖZÜNDEN 18 MAYIS 1944” PANELİ Kırım Haber Ajansı, paneli Facebook hesabından canlı yayımladı: "SÜRGÜNÜN ACISINI EN ÇOK KADINLAR ÇEKTİ" Panelin açılışında konuşan Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin, sürgünün acısının en çok kadınların çektiğini ifade etti ve "Bu sürgünü bu kez de kadınlar anlatsın" dedi. Panelin açılışında Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Kırım Tatar kadınlarının sürgün ve soykırım acısını hiçbir zaman unutmadığını ve sürgün ve soykırımın yaşattığı acıları en çok kadınların çektiğini kaydetti. Ardından, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü konulu belgesel film gösterildi. "SÜRGÜNÜ GÖRMEDİK AMA ETKİSİNİ YAŞIYORUZ" Panelin moderatörlüğünü yapan Doç. Dr. Gayana Yüksel, ailesinden öğrendiği sürgün hatıralarını anlattı. Yüksel konuşmasında, "Sürgünü görmedik ama etkisini yaşıyoruz, sürgünden geldik Kırım’a tutunmaya çalıştık, işgal ettiler şimdi savaş başladı ve yine vatanımızdan çıktık” ifadelerini kullandı. Yüksel, “Kırım Tatarlarının tek bir suçu var. Yurdumuz çok güzel, cennet gibi bir yer. Bu yüzden Kırım Tatarlarını rahat bırakmıyorlar” dedi.  Kırım Tatar Sürgünü'nü temsil eden bir çizim gösteren Yüksel, ressamın şu anda Ukrayna’da Rus saldırılarına karşı savaştığını söyledi. Ardından büyüklerinden duyduğu sürgüne dikkat çeken Yüksel, büyükbabasının sürgün esnasında 20 yaşında olduğunu Kırım Tatarlarının savaştaki sembolü olduğunu belirtti. Büyükbabası ve büyükannesinin hatıralarını anlatan Yüksel, onların Ural Dağları’na sürüldüğünü dile getirdi.  Ailesinin hatıralarını anlatırken, gözyaşlarına hakim olamayan Yüksel, dikkat çekici bir olayı paylaştı. Yüksel’in büyükannesinin 17 Mayıs akşamı kapısına bir askerin geldiğini ve “Bu gece sizi götürecekler eşyalarınızı alıp gidin” dediğini aktardı. Aile büyüklerinin fotoğraflarla gösteren Yüksel, büyükbabasının enstrüman çaldığını sürgünden sonra bununla hayata tutanabildiğini vurguladı. Gayana Yüksel, 1954’te çekilen orijinal bir fotoğrafı göstererek “Hayat sürgünden sonra da devam etti” dedi.  Al Jazeera tarafından yapılan sürgün ile ilgili belgesel filmin gösterimi yapıldıktan Doç. Dr. Yüksel, sözlerini, "Bunları unutmayın, unutturmayın” ifadesiyle sonlandırdı.  "MAALESEF, BUGÜN BU FELAKETLERE HALA ŞAHİT OLUYORUZ” Ardından Dr. Nariye Seydamet sunumunda, Kırım Tatarlarının bu felaketleri ilk kez yaşamadığını Ruslarla hep mücadele ettiğini vurguladı. Seydamet, anne tarafından akrabalarının sürgün hatırasını dile getirdi. Akrabalarının Semerkand’a sürüldüğünü ifade eden Seydamet, büyükbabası ve büyükannesinin orada hayatını kaybettiğini anlattı.  Seydamet, Almanların büyükbabasını kampa işçi olarak topladığını orada çalıştıktan sonra Sovyetler tarafından sürgüne gönderildiğini aktardı. Seydamet, büyükbabasına sonrasında neden oradan Kırım’a döndüğünü sorduğunda, "Vatanımız için döndük" dediğini söyledi. Seydamet akrabalarının fotoğraflarını gösterdi. Seydamet konuşmasının sonunda, “Gördüğümüz gibi ailelerimizi anlatıyoruz, her birinin yaşadığı felaketi… Maalesef bugün bu felaketlere hala şahit oluyoruz” dedi.  "MİLLET ÖZ TARİHİNİ YAŞIYORSA AYAKTADIR" Ardından Abibe Useinova, söz hakkını alarak kürsüdeki konuşmasını yaptı. Useinova, annesinin bizzat yaşadığı sürgünü duygulu bir şekilde anlattı. Rus askerlerinin, 18 Mayıs gecesi Kırım'daki tüm ailesinin vagonlara zorla bindirilip sürüldüğünü ifade eden Useinova, savaşta olan dayısı dışında ailesinin Özbekistan’a sürüldüğünü söyledi.  Yolculuk esnasında yaşanan zorluklara değinen Useinova, annesinin 54 seneden sonra vatana döndüğünü ve 2021 yılında yurdunda vefat ettiğini ifade etti. Useinova konuşmasının sonunda annesinin sürgünle ilgili anlattığı videoyu katılımcılara gösterdi.  Programın sonunda konuşan Gayana Yüksel, “Bu insanların sesi olalım, unutmayalım. Hikayelerini her yerde anlatalım. Millet öz tarihini yaşıyorsa ayaktadır. Halkımız sürgünde de olsa, soykırım da yaşasa savaşta da olsa ayakta kalmaya devam edecek” vurgusu yaptı.  Yüksel, sonraki etkinliklerin Kırım’da yapılması için temennide bulundu. Panelin sonunda keman ve gitar performansı ile Kırım türküleri çalındı.

Kırım Derneği İstanbul Anadolu Yakası Şubesinden Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı anma ve dua etkinliği Haber

Kırım Derneği İstanbul Anadolu Yakası Şubesinden Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı anma ve dua etkinliği

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği İstanbul Anadolu Yakası Şubesi 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yıldönümüne özel anma ve dua etkinliği düzenledi. Sürgün yolunda ve sürgünden sonra hayatını kaybeden Kırım Tatarları için düzenlenen program; Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Programa, Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun eşi Safinar Cemileva, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, Kırım Derneği İstanbul Anadolu Yakası Şubesi Başkanı Şebnem Sözen, derneğin yönetim kurulu üyeleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katılım gösterdi.   Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kırım Tatar milli marşı "Ant Etkenmen" ile başlayan anma etkinliğinde, Stalin rejiminin uyguladığı sürgünde hayatını kaybeden Kırım Tatarları için hazırlanan slayt gösterildi. Kırım Derneği Genel Merkezinin, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı hakkında hazırladığı bildiri okundu. Etkinlik Validebağ Camisi'nin İmamı tarafından okunan mevlit ve ikramlarla son buldu. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Eskişehir'de Kırım Gelişim Vakfından 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı konferansı Haber

Eskişehir'de Kırım Gelişim Vakfından 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı konferansı

Kırım Gelişim Vakfı tarafından 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yıldönümünde Eskişehir'de anma etkinliği ve konferans düzenlendi. Eskişehir Yunus Emre Kültür Merkezi'nde saat 19.30'da başlayan etkinliğe; Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, Kırım Tatar Teşkilatları Platformu ve Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Ercan Bozkurt, Eskişehir Romanya Dobruca Kırım Göçmenleri Derneği Başkanı Metin Gündoğdu, Eskişehir Kırım Halkbilim Gençlik Derneği Başkanı Erol Kurun, Kırım Gelişim Vakfı Bursa Şubesi Başkanı Haluk Yaşayanlar, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Prof. Dr. Enver Aydoğan, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutluk Kağan Sümer, Kırım Ailesi Koordinatörü Anife Kurtseitova, Önceki dönem Eskişehir Kırım Halk Bilim Araştırma Gençlik ve Spor Kulübü Derneği (EKHAD) Başkanı Recep Şen ve Eskişehir Kırım Tatar diasporasından çok sayıda kişi katıldı. Konferans öncesinde sürgün yolunda hayatını kaybeden Kırım Tatarları anıldı. 19 Mayıs 1919'da Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün milli mücadelenin ilk adımı için Samsun'a çıkışı dolayısıyla Atatürk ve silah arkadaşlarınım mücadelesi için saygı duruşunda bulunuldu. Etkinliğin başında İstiklal Marşı ve Kırım Tatar milli marşı "Ant Etkenmen" okundu.  "NİYETLERİ BASİT BİR SÜRGÜN SOYKIRIM DEĞİL KIRIM TATARLARINI DÜNYADAN SİLMEKTİ" Programın açılış konuşmasını Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit yaptı. Şilit, "Dünyanın gözünün içine baka baka Kırım'da çocuk, yaşlı yaşıyor, gençler Rus ordusuna karşı savaşıyordu. Niyetleri basit bir sürgün soykırım değil Kırım Tatarlarını dünyadan silmekti. Bir tek canlı kalmaksızın hayvan vagonlarına bindirilerek 22 gün yollarda havasızlıktan, açlıktan, hastalıktan halkımız şehit oldu. Bu hikaye değil. Aynı niyet bugün de sürmektedir, Kırım'ın işgalinden sonra Ukrayna'dan gelen Kırım Tatarları buna bir örnektir" değerlendirmesini yaptı. KIRIM TATAR SANATÇI RÜSTEM MEMED, KIRIM TATAR YIRLARINI SESLENDİRDİ Şilit'in konuşmasının ardından ünlü Kırım Tatar sanatçı Rüstem Memed, 3 yaşında vatanından sürgün edildiğini anlattı. Rüstem Memed, "Dünyanın en önemli duygusu vatan duygusudur. İnşallah biz de vatanımıza döneceğiz" dedi. İlgiyle takip edilen programda yer alan katılımcılar Kırım Tatar şarkılarına eşlik etti.  KAZIM KURT: KIRIM'A BURADAN DESTEK VERMELİYİZ Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, 18 Mayıs 1944 tarihinin unutulmaması gereken kara bir gün olduğunu söyledi. Başkan Kurt, "Kırım'ı buradan desteklemeli, buradan yardım etmeliyiz" dedi. Türkiye ve Kırım Tatarlarının ilişkileri sayesinde Kırım'ın kurtuluşa ereceğini belirtti.  UKRAYNA BÜYÜKELÇİSİ BODNAR, YAZILI MESAJ GÖNDERDİ Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, programa katılamadığı için yazılı mesaj gönderdi. Programda, Büyükelçi Bodnar'ın mesajı okundu. Bodnar, "Rusya'nın saldırgan politikası sonucunda Kırım Tatar halkının halen çektiği acıyı kelimelerle ifade etmek mümkün değildir. Kırım Tatarlarının acısı Ukrainlerin de acısıdır. Tüm Kırım Tatar halkına en derin taziyelerimi sunuyorum" açıklamasını yaptı.  CUMHURBAŞKANLIĞI BAŞDANIŞMANI YALÇIN TOPÇU, YAZILI MESAJ GÖNDERDİ Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yalçın Topçu, programa yazılı mesaj gönderdi. Gönderdiği mesajında, "İnsanlık suçu olan 18 Mayıs 1944 Sürgünü'nde hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum" ifadesine yer verdi.  Konuşmaların ardından konferansın açılışı yapıldı. Konuşmacı olarak; Prof. Dr. Kutluk Kağan Sümer, Prof. Dr. Enver Aydoğan ve Recep Şen yer aldı. PROF. DR. AYDOĞAN: DEVLETİN ADI NE OLURSA OLSUN AYNI SOYKIRIMCI POLİTİKA Prof. Dr. Enver Aydoğan, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın çocuklara anlatılması gerektiğini ve gençlerin geleceklerini kurmasında bu tarihin önemli bir rol oynayacağını kaydetti. Kırım'ın coğrafyası ve tarihini anlatan Prof. Dr. Aydoğan, 1783 yılında ilk kez Ruslar tarafından Kırım'ın işgal edildiğini hatırlattı. Prof. Dr. Aydoğan, "Bunlar (Ruslar) işgalci bir millet. Bu devletin gözü doymadı 2014'te Kırım'ı işgal etti doymadı, 24 Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmek için saldırdı. Ruslar katil, insanlık düşman, yayılmacı bir millettir. Adı Çarlık olsun, SSCB olsun, Rusya Federasyonu aynı olsun aynı soykırımcı politika, değişen bir şey yok" ifadelerini kullandı.  PROF. DR. SÜMER: DİŞİMİZLE TIRNAĞIMIZLA VATANIMIZA TUTUNDUK Prof. Dr. Kutluk Kağan Sümer, Türkiye'de Kırım Tatarlarının nüfusuna dikkat çeken Sümer, baskılara maruz kalan Kırım Tatarlarının küllerinden doğduğunu vurguladı. Stalin rejiminin uyguladığı Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı döneminde 2. Dünya Savaşı'nda genç erkeklerin Rus ordusuna zorla gönderildiğini aktardı. Sürgün yıllarının ardından Kırım Tatarlarının vatana dönüş mücadelesine başladığına değinen Prof. Dr. Sümer, "Hareketin başlamasını hissediyorduk akıllarında tek bir şey vardı: Kırım'a dönmek" dedi. Sümer, "Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu hapiste başlattığı açlık grevi ve milli hareket eylemi Kırım Tatarlarının milli sembolü haline geldi. Dönüşümüz hiç yumuşak olmadı" dedi. 1991 Haziran'ında Kırım Tatar Milli Meclisinin kurulduğunu dile getiren Sümer, "Dişimizle tırnağımızla vatanımıza tutunduk. Bu mücadele çok kolay olmadı" vurgusunu yaptı. Sümer, 2014 işgalinden sonra Rusya'nın, geçen sene Ukrayna'nın tamamını işgal etme amacıyla saldırdığını belirterek, "Bu istila başarılı olabilseydi Rusya, Moldova'ya girecekti" dedi. Sümer, "Kırım davası en mühim davadır, diğerleri diplomatik ilişkidir" ifadesiyle sözlerini sonlandırdı. ŞEN: RUSYA'YI TARİHİN KARA SAYFALARINA GÖMECEĞİZ Önceki dönem Eskişehir Kırım Halk Bilim Araştırma Gençlik ve Spor Kulübü Derneği (EKHAD) Başkanı Recep Şen, "1944'ü son olarak değil sonun başlangıcı olarak görmüyorum. Ruslar bu soykırımdan vazgeçmeyecek ama Kırım Tatarları da mücadele etmeye devam edecek" dedi. Şen, Rusya'nın zulüm politikasını anlattı. Şen, "Kırım Tatar kardeşlerim Türkiye'de bir eviniz var unutmayın ama uzak da yakındır. Burada sizlerin ve bizlerin birbirinden öğreneceğimiz çok şey var. Soydaş ve kandaş olarak birbirimizi daha anlamayı öğrenmeliyiz" ifadelerini kullandı. Recep Şen'in "Rusya'yı tarihin kara sayfalarına gömeceğiz" ifadeleri salonda büyük alkış topladı. Konuşmaların ardından Recep Şen, Kırım Tatarlarının milli lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun kız kardeşi Dilara Cemileva'yı tanıttı ve onu sahneye davet etti. Cemileva, "Nerede olsak biz her zaman birleşeceğiz, 18 Mayıs'ta dualar yapıyor, ecdadlarımız için ama Mayıs'ta milletin kendi tarihini milli davasını devam edeceğini görüyoruz. Bir asırdır milletimiz, dilimiz tarihimizin yeniden ayağa kalkması için uğraşıyoruz. O dönemler en siyasi gücü olan Kırım Tatarlarıydı. Rus işgalcilere karşı durmaya çalıştık, sokaklara döküldük, bu bizim vatanımız yol vermeyeceğiz dedik, inşallah bu zamanlar da geçer ve vatanımıza döneriz" dedi. Etkinliğin sonunda Kırım Tatar Ailesi'nin hazırladığı video gösterildi.  "KIRIM TATAR TÜRKLERİ BU İŞGALİ HİÇBİR ZAMAN TANIMAMIŞTIR VE TANIMAYACAKTIR" Konferansta; Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Ercan Bozkurt, Eskişehir Kırım Halkbilim Araştırma Gençlik Derneği Başkanı Erol Kurun, Eskişehir Romanya Dobruca Kırım Göçmenleri Derneği Başkanı Metin Gündoğdu imzasıyla Eskişehir Kırım Teşkilatları Platformu adına bildiri okundu. Bildiride şu ifadelere yer verildi: "Kırım Tatar Türklerinin anavatanlarından koparılarak Özbekistan ve Urallara sürüldüğü gün, tarihe kara bir leke olarak düşmüştür. 18 Mayıs 1944 tarihinde SSCB tarafından aslı olmayan gerekçelerle, dolduruldukları hayvan vagonlarında ölüme mahkûm edilen Kırım Tatar Türkleri, yaklaşık nüfuslarının yarısını bu yolculuk sırasında ve sonrasında kaybetmişlerdir. Günlerce süren, havasız vagonlardaki yolculuğun ardından sürgün bölgesine varabilen Kırım Tatarları pek çok problemle karşılaşmıştır. Rusya’nın Çarlık döneminden bu yana yüzyıllardır vazgeçmeden uygulamaya çalıştığı sıcak denizlere inme ve Kırım’ı TATAR TÜRKSÜZLEŞTİRME politikasının bir sonucu olan bu sürgün, Kırım Tatar Türklerini ölümle burun buruna getirmekle kalmamış, sürgün bölgesinde de açlık ve hastalıklarla mücadele etmek zorunda bırakmıştır. Nihayet, yarım asra yakın bir zaman çektikleri Kırım hasreti 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla son bulmuştur. Sürgün bölgelerinden peyderpey Kırım’a geri dönüş başlamıştır. Vatan topraklarından uzakta kök salamayan Kırım Tatar Türk halkı, avdetle birlikte eskisinden daha güçlü bir şekilde ana toprağına tutunarak ayağa kalkmayı başarmıştır. Ancak, Kırım Tatar Türklerinin vatanlarında özgürce yaşama, dil ve kültürlerini yaşatma isteği 26 Şubat 2014 tarihinde Rusya Federasyonu’nun Kırım’ı işgaliyle yine gölgelenmiştir. Her ne kadar Rusya o günden bu yana devam eden işgalle amacına ulaşmayı başarmış gözükse de Kırım Tatar Türkleri bu işgali hiçbir zaman tanımamıştır ve tanımayacaktır. Sıradan insani hakları bile her fırsatta ellerinden alınan bir halkın baskılara rağmen dik duruşu, adı değişen fakat gayesi asla değişmeyen politikalara karşı bitmek bilmeyen mücadelesi takdire şayandır. Dünyanın yalnız bıraktığı Kırım Tatar Türk halkının ve Kırım’ın Türkiye ve bilhassa Türkiye’de yaşayan Kırım Tatar Türkleri için önemi büyüktür. Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçekçi politikalarla Kırım’a destek olmasını beklemekteyiz. Kırım Tatar Türkleri diasporası olarak bu politikalara önayak olmak adına, projeler üretmekte ve çalışmalar yapmaktayız. 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Türkleri Sürgününün 79. yıldönümünde de kaybolma tehlikesi altındaki dilimizi ve kültürümüzü muhafaza etmek için fikri, siyasi ve fiili mücadelemiz devam etmektedir. Kamuoyuna Saygılarımızla..."

Tuncer Kalkay: Rusların bu kötülükleri hiçbir zaman başarılı sonuçlanmayacak Haber

Tuncer Kalkay: Rusların bu kötülükleri hiçbir zaman başarılı sonuçlanmayacak

Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, 18 Mayıs 1944 Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yıldönümüne özel Kırım Haber Ajansına (QHA) demeç verdi. Kalkay, Kırım Tatar halkının yaşadığı sürgün yıllarını ve sonuçlarını unutmayacaklarını vurgulayarak özellikle kadınların büyük bir mücadele verdiğini hatırlattı.  KIRIM VAKFI BAŞKANINDAN 18 MAYIS 1944 MESAJI Her türlü felakete karşı kültürünü yaşatmaya ve yaşamaya devam eden Kırım Tatarlarının, vatanına döndüğünü ancak Putin Rusyası'nın 2014 yılındaki işgaliyle yeniden soykırıma maruz kaldığını belirtti. Kalkay, Rusya'nın Kırım Tatarlarının kültürel mirası olan Hansaray'ı yok etmeye çalıştığını söyledi. Kalkay mesajında şunları aktardı: "Bu barbarlar (Ruslar) Kırım Tatarlarının nefes almasına bile dayanamıyor. Ukrayna'ya karşı başlattıkları savaşla birlikte Kırım Tatarlarını yok etmeye çalışıyorlar. Ancak Rusların bu kötülükleri hiçbir zaman başarılı sonuçlanmayacak. Kırım Tatarları kazanacak, Ukrayna kazanacak, insanlık kazanacak, demokrasi kazanacak. Biz bu acıları hiçbir zaman unutmayacağız. Ama yok olmamak için, dik durmak için, anavatanımızı saklamak (korumak) için bir Kırım Tatarı olarak özümüzle, kurumlarımızla, var olan gücümüzle kendimizi göstermeye çalışacağız. Bu facialı günde sürgünde ve sürgün sonrasında vatanı için canını veren şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Yaşasın Kırım Tatar halkı, yaşasın Ukrayna!" 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Dönemin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB) katili Josef Stalin'in emriyle Kırım Tatarları bir gece ansızın evlerinden çıkarıldı. Eşyalarını toplayıp yurtlarını terk etmesi söylenen Kırım Tatarlarına yalnızca 10 dakikalık süre verildi. Meydana toplatılan Kırım Tatarları hayvan vagonlarına bindirilerek zorla Sibirya, Ural Dağları ve Türkistan coğrafyasına kadar sürüldü. Sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46'sı sürgün yolunda açlıktan, havasızlıktan ve türlü hastalıklardan hayatını kaybetti. Yaşamını yitiren Kırım Tatarlarının naaşları ise yol kenarlarına atıldı.  Aylarca süren sürgünün ardından sürüldükleri yerlerde hayata tutunma mücadelesi veren Kırım Tatarları 1991'de SSCB'nin dağılmasıyla anavatanlarına dönse de Rusya Federasyonu'nun Devlet Başkanı Vladimir Putin'in emriyle vatan Kırım 2014 yılında yeniden işgal edildi. Yurdunda kalan Kırım Tatarları 24 Şubat 2022'de Ukrayna'nın ana karasına yönelik başlayan işgal girişimi ve topykeun saldırıların ardından işgalci yönetim tarafından Ukrayna cephesine karşı savaşması için zorla askere alınıyor.  Vatan topraklarında kalan Kırım Tatarlarının bugün kültürü asimile ediliyor, evlerine baskın uygulanıyor. Özgür yaşam savaşı veren Kırım Tatarlarının anavatanında yaklaşık yüzde 80 Rus vatandaşı yaşamakta.

Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin: Kırım Tatarları, hiçbir zaman boyun eğmedi Haber

Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin: Kırım Tatarları, hiçbir zaman boyun eğmedi

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yıldönümü dolayısıyla Kırım Haber Ajansına konuştu. Kırım Tatar halkının son 200 yıldır sürgün, soykırım, muhaceret gibi acı süreçlerden geçtiğini belirten Şahin, 1944'teki sürgünün öncesini, sürgün sürecini ve sonrasını anlattı. Şahin, vatan Kırım'dan ayrılmak zorunda kalan Kırım Tatarlarının farklı bölgelere dağıldığını Kırım topraklarında kalanların ise felaketi yaşamaya devam ettiğini vurguladı.  KIRIM DERNEĞİ GENEL BAŞKANI MÜKREMİN ŞAHİN'DEN SÜRGÜN MESAJI: İNŞALLAH, GELECEĞİMİZ PARLAK OLACAK Genel Başkan Mükremin Şahin, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB), Kırım Tatar kültürünü yok etmek için önce Kırım Tatar aydınlarını, daha sonra da 18 Mayıs 1944 tarihinde bütün bir halkı vatan toprağından sürdüğünü ifade etti. SSCB'nin dağılmasıyla Kırım Tatarlarının anavatanına dönüşüyle birlikte 1991'de Kırım Tatar Milli Kurultayının toplandığını belirten Şahin, 2014 yılında Putin Rusyası'nın yeniden Kırım Tatarlarına yönelik soykırım politikasını hayata geçirdiğini vurguladı. Şahin, video mesajında şunları aktardı: "Bugün Kırım Tatar halkına karşı baskı ve zulümler devam etmekte. Mekteplerimiz kapatılmakta, basınımız susturulmakta, gizli örgüt muamelesi görmekteyiz. Kırım Tatar halkı bu acılı, facialı yıllar içerisinde hiçbir zaman diz çökmedi, itaat etmedi. Boysunmagan halk diye bir tabir var. Diz çökmeyen, boyun eğmeyen halk anlamında. Bugün de Kırım Tatar halkı boysunmadı. İnşallah geleceğimiz parlak olacak, biz buna inanıyoruz. 18 Mayıs 1944'te ve devam eden yıllarda şehitlerimizi, yok edilen, öldürülen büyüklerimizi, dedelerimizi rahmetle anıyoruz. Onların mekanı cennet, ruhları şad olsun. Muhaceret yollarında 1783'ten sonra mezarları olmayan atalarımızın da ruhları şad olsun. İnşallah geleceğimiz Kırım'da, vatanımızda aydınlık ve parlak olacak, inancımız budur" 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı. Kırım Tatarları 1991'de SSCB'nin dağılmasıyla anavatanlarına dönse de Rusya Federasyonu'nun savaş suçlusu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in emriyle vatan Kırım, 2014 yılında yeniden işgal edildi. Yurdunda kalan Kırım Tatarları, 24 Şubat 2022'de Ukrayna'ya karşı başlatılan işgal girişimi ve topyekun saldırıların ardından işgalci yönetim tarafından Ukrayna cephesine karşı savaşması için zorla askere alınıyor. Bugün, işgalci Ruslar tarafından Kırım Tatarlarına baskı ve zulüm yarımadada halen devam ediyor.

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliğinde Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı kurbanları anıldı Haber

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliğinde Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı kurbanları anıldı

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliğinde Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı kurbanları anıldı ve Kırım Tatar Bayrağı göndere çekildi. Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliğinde 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yıl dönümünde, sürgünde hayatını kaybedenlerin anısına saygı duruşunda bulunuldu ve siyah kurdeleli Kırım Tatar bayrağı göndere çekildi. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.