Anadolu Ajansı Muhabiri Büşra Begçecanlı, yapay zekanın Ukrayna-Rusya Savaşı ve İsrail-Filistin çatışması kapsamında kullanımına ve geleceğine dair Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirmelerde bulundu. Begçecanlı, birbirine rakip iki yapay zeka uygulaması olan ChatGPT ve Bard’a, "Devletler arasındaki savaşlarda yapay zekanın rolü ne olacak?" sorusunu QHA için yöneltti.
Haber Giriş Tarihi: 03.01.2024 21:46
Haber Güncellenme Tarihi: 16.01.2024 11:43
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Şerife Beyza Satılmaz / QHA ANKARA
Anadolu Ajansı Muhabiri Büşra Begçecanlı, yapay zekanın Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı topyekûn savaş ve İsrail-Filistin çatışması kapsamında kullanımına ve geleceğine dair Kırım Habar Ajansına (QHA) değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca Begçecanlı, biribirine rakip iki yapay zekâ aracı olan ChatGPT ve Bard’a "Devletler arasındaki savaşlarda yapay zekanın rolü ne olacak?” sorusunu QHA için yöneltti.
"DEVLETLER ASLINDA ŞİRKETLERE GÜN GEÇTİKÇE DAHA BAĞIMLI HALE GELİYOR"
Yapay zeka üzerine çalışan biri olarak yapay zeka ve gelecek üzerine düşünceleriniz ve öngörüleriniz nelerdir?
Büşra Begçecanlı: Yapay zekayı küresel düzeyden bireysel düzeye yani tümdengelim şeklinde ele alalım. Öncelikle küresel düzeyde şirketler ve devletler olarak ikiye ayırabiliriz. Şirketler bu konuda ne yapıyor? Devletler bu konuda ne yapıyor? Şirketlerde bizim bildiğimiz şu an Silikon Vadisi var ama İsrail'in de yeni bir Silikon Vadisi kurmaya çalıştığını biliyoruz. Aynı zamanda Rusya'nın ve Çin'in de bu konuda gerekli çalışmalar yaptığını biliyoruz. Bu konuda Rusya ve Çin için çok şey bilmiyoruz, çok saklı tutuyorlar. Bizim bildiğimiz daha çok İsrail ve Silikon Vadisi. Silikon Vadisi'nde bu atmosferi anlamak için şöyle bir örnek verebiliriz; vadide iki grup var. Birinci grup, "Rekabeti kızıştıralım çünkü bütün şirketler ilerliyor biz de geride kalmamak için yatırımlarımızı buna göre yapalım, yapay zekaya daha fazla geliştirelim" diyor. İkinci grup da "Çok hızlı gidiyoruz, bunun tehlikelerin ve risklerin önüne geçemeyeceğiz o yüzden daha yavaş gidelim" diyor. Birinci gruptakiler mesela Google ve Microsoft bütün çıkan start-upları, yatırımları kendi bünyesine katarak yatırımlarını artırdı ve daha fazla yapay zekanın gelişmesine öncü oldu. Örnek olarak DeepMind 2010 senesinde çıkmıştı, DeepMind çalışmalarını hızlandırınca Google’ın dikkatini çekiyor. Google satın almak istiyor ve 2014 yılında da satın alıyor. Google 2014 yılında satın aldıktan sonra buraya iyice para aktarıyor. AlphaGo diye bir şey çıkartıyorlar, AlphaGo ilk defa “Go” oyununda bir gerçek insanı yeniyor ve o dönemde şirketler, 'Biz bunun 10 sene sonraki gelişme olmasını bekliyorduk" diyorlar. Yani bu kadar hızlı bi şekilde gelişiyor. İkinci gruba örnek verecek olursak Microsoft-Volplanal ilişkisini örnek verebiliriz. Microsoft OpenAl’ı satın almıştı ve bu tamamen DeepMind’e karşı atak olarak sayılabilir. Microsoft OpenAl’ı satın aldığında, OpenAl’ın içinden bir grup bunu istemedi. Çünkü bu grup rekabeti daha da kızıştıracak bir durum olduğunu düşünerek istemedi ve hatta grup istifa etti. En son örneğini Sam Altman’ın kovulma olayında görebiliriz. Bu nedenle ChatGPT'nin arkasındaki mühendislik zekâsı olan Ilya Sutskever uyarıyor, "çok hızlı gidiyoruz, çok fazla yatırım çekiyorsunuz ve ülke liderleriyle görüşüyorsunuz" diyor. Bu uyarıları Sam Altman ve Greg Brockman dikkate almayınca, Sutskever atağını yapıyor ve kurulda onları kovdurmaya çalışıyor ve başarıyor. Sam Altman kovulduktan sonra Microsoft devreye giriyor şirketin yüzde 50'sine ortak oluyor. Çalışanları topluyor ve "Eğer Sam Altman gelmezse Microsoft’a gelin" diyor. Bu baskıyla Sam Altman geri dönüyor. Silikon Vadisi'nde bu şekilde bir rekabet ortamı var.
Tabii ki, bu şirketler birer isim sadece, bunlara yatırım yapan isimlerini bilmediğimiz yatırımcılar da var. Onlar bu "rekabet savaşını" körüklüyor.
Şu an en tehlikeli görülen teknoloji Artificial General Intelligence (AGI). Normal Artificial Intelligence’dan nasıl bir farkı var? Şimdi siz şu anda geliştirilen yapay zekaya bir direktif verdiğiniz zaman onu yapıyor ama artık AGI sizin direktifleriniz ile gelecek için de bir program üretebilecek. Yapay zekâ gelecek için de düşünebilecek, bu nasıl olacak? Örneğin bir labirentin içindesiniz ve labiretin içine yapay zekayı koydunuz. Yapay zekâ labirentten nasıl çıkılması gerektiğini bulacak ve ilerisi için plan yapabilecek. Silikon Vadisi'nde bunun üzerine çalışmalar yapılıyor. Devletler düzeyinde de en önemli ortaya çıkan konu “data”. Biliyorsunuz veri yeni güç dünyada ve tabii ki devletler arasında. Şirketler ise veriyi elinde tutan kısımda. Bu durumdan dolayı devletler aslında şirketlere her gün geçtikçe daha fazla bağımlı hale geliyor. Çünkü devletler bu dataları kullanarak yapay zekâ silahı üretiyorlar, insanların davranışlarına şekillendirmede bu dataları kullanıyorlar.
Bireysel düzeyde baktığımızda küresel bir endişe yaşıyor insanlar, bu endişeleri insanlığın ilk defa yaşadığını düşünmüyorum. Geçmişte elektriğin, buharlı makinaların ve hatta internetin icadında sürekli olarak "Biz ne olacağız" endişesi yaşamış insanlık. Bu noktada fark olabilir mi diye düşündüğümüzde yapay zekanın bence farkı çok hızlı ilerlemesi olabilir. Mesela 2019’da Oracle’ın CEO’su ile bir röportaj yapıyorlar. "Şimdi yapay zekâ yüzü okuyor, insanları kategorize ediyor ama duygularını okuyabilecek mi?" sorusunu soruyorlar. Bu şahıs buna 30 senesini veriyor, 30 sene sonra "okuyabilir" diyor ama 2023 yılında yapay zekâ duygu analizi yapabiliyor durumda. Kısacası tahmin edilenden çok hızlı ilerliyor, geçmiş örneklerle ve yapay zeka arasında bunun farkı var. İkinci fark ise bir buhar makinanın bilinçlenmesi konusu hiçbir zaman konuşulmadı. Bilinçlenebileceği ve öz benliğinin olabileceği konusu hiçbir zaman konuşulmadı. Şimdi ise "Yapay zekanın bir bilinci olacak mı? Kendini tanıyabilecek mi?" tartışmaları yaşanıyor. Tabii bilinç noktasına girersek bu daha felsefeciler tarafından da tam tanımı olan bir şey değil. Ancak Silikon Vadisi’ndeki CEO’ların bir kısmı ya da mühendislerin bir kısmı bilinci olacak diyor, bir kısmı da bu imkânsız diyor. Bana sorarsanız uzak bir ihtimal ama artık dünyada hiçbir şeye imkânsız diyemiyoruz. Hepimizin bir bilinci var ve farklı frekanslarda yaşıyoruz. Her insan farklı frekansla yaşıyor, bir yapay zekâ bu tip frekansa erişebilir mi?
Buharlı makinalar çıktığı zamanki endişenin aynısını yaşıyoruz işlerimizi kaybetme sıkıntısı 2030’da yapay zekanın çoğu iş alanına hakim olacağı konuşuluyor. Bu yapay zeka birçok alanda iş alanı da açacak bunları yöneten insanlar için ayrıca iş alanları oluşturacak. McKinsey bu ay içinde Amerika'da 12 milyon kişinin yapay zekâ yüzünden işsiz kalacağına değil de çalışma alanlarının değişeceğine ilişkin bir rapor yayımladı. Gazeteciliği ele alalım, şu an ChatGPT ve Midjourney gibi araçlar bizim işimize çok kolaylaştırıyor. Baktığımızda "İlerde işimizi alabilir mi? Bir gazeteci dili ile haber yazabilir mi?" sorusunu düşünüyoruz. Evet yazabilir ilerde, bu şu anlama gelebilir; bunu yönetecek biri olacak ama yönetecek kişiler belli sayıda olacağı için diğer insanlar evet işsiz kalabilecek.
“UKRAYNA SAVAŞI’NI YAPAY ZEKA SİLAHLARININ TEST EDİLDİĞİ BİR ORTAM OLARAK TANIMLAYABİLİRİZ”
Bir süredir saldırı ve savunma sistemlerine, yapay zekayı entegre etme çalışmaları hızlı bir şekilde devam ediyor. Özellikle ABD, Çin, Güney Kore, Rusya ve İsrail gibi ülkeler bu konuda ön plana çıkıyor. Bildiğimiz üzere de dünyanın ana gündemini de yaklaşık 2 yıldır süren Ukrayna-Rusya Savaşı ve yakın zamanda 7 Ekim tarihi itibariyle devam eden israil-Filistin çatışması oluşturuyor. Bu iki güncel mesele üzerinden yapay zekanın savaşlarda kullanılmasını nasıl değerlendirirsiniz?
Büşra Begçecanlı: Önce devletlerin şu anki çalışmalarını ve yatırımlarını kısaca ele alıp sonra yapay zeka savaş alanında nasıl kullanılabilir sorusuna cevap arayabiliriz. Şu anda, Ukrayna ve İsrail perspektifinde konuyu ele alabiliriz. Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Rusya'da büyük yatırım var yapay zekaya. Özellikle ABD Savunma Bakanlığının orduya binlerce dolar yapay zekaya yatırım yapması direktifini verdiğini biliyoruz. Çin de 2030’a kadar yapay zeka konusunda lider olmayı hedefliyor ama Çin konusunda bizim çok bilgimiz yok, çok kapalı bir toplum ve tamamen kendi araçlarını kullanıyorlar bunun sebebi de Pekin yönetiminin, "Datamı başka bir ülkeye yönetmesin, ben kendi vatandaşımın datasını yöneteceğim" demesi. Rusya konusunda da bilgimiz yok, hiçbir şeyi açık bir şekilde yayınlamıyorlar ama son zamanlarda Putin'in yapay zeka konusunda çok konuşmaya başladığını fark ettik. Geçenlerde yapay zeka ikiziyle ekrana çıktı, yapay zekanın geleceğini konuştular. Bunun dışında Rusya’da yapay zeka ile ilgili birkaç konferans oldu. Putin'in sürekli öne sunduğu şey yapay zekada en güçlü olan dünyada en güçlü olacak teziydi.
“BİRÇOK BATILI ŞİRKET UKRAYNA'YA VİDEOLARDAN, FOTOĞRAFLARDAN RUS ASKERLERİNİN DATASINI SAĞLIYOR”
Savaşlar kısmına girersek askeriye alanında temel hedef, şu anda kullanılan dataları tamamen almak. Görüntülerden, videolardan alınan data savaş alanındaki hedefi belirliyor ve size hedefiniz burada diye komut veriyor. Ukrayna’dan ele alacak olursak birçok Batılı şirket Ukrayna'ya videolardan, fotoğraflardan Rus askerlerinin datasını sağlıyor. Bu datalarla da yapay zeka sistemi savaş alanını tarıyor. Örneğin iki kişi duruyor, hangisinin sizin düşmanınız olduğunu söyleyebiliyor. Ukrayna, şu an bu şekilde kullanıyor ve bu arada Rusya’nın aksine açık bir şekilde yapay zeka sistemi kullandığını söylüyor. Ayrıca daha fazla yapay zekaya ihtiyacı olduğunu da belirtiyor. Daha önceden ne kadar çok silahınız varsa o kadar öndesiniz demekti. Düşmana karşı yapay zeka bu işi şöyle değiştirecek; daha hızlı ve efektif olmanızı sağlayacak. Bunun dışında da tamamen insansız araçlarla savaş alanı sunacak, hedef belirleme de ne kadar hızlıysanız ve ne kadar öndeyseniz düşmanınızından da o kadar öndesiniz demektir.
“ABD’Lİ TEKNOLOJİ ŞİRKETİ PALANTİR, KENDİNİ UKRAYNA HEDEF SİSTEMİNİN DİJİTAL BEYNİ OLARAK TANIMLIYOR”
ABD’li teknoloji şirketi Palantir, kendini Ukrayna hedef sisteminin dijital beyni olarak tanımlıyor. Palantir'in kurucusu olan Peter Thiel aynı zamanda az önce bahsettiğimiz DeepMind’in kuruluşunda yer alan kişi. İsmi geçmiyor ama büyük rol oynuyor. Bu şirket ayrıca Amerika'nın Irak'ı işgali sırasında kurulmuş bir şirket. Palantir şirketi, Ukraynalı askerlere datanın yanı sıra bir ChatBot sistemi sağlıyor, bu ChatBot sisteminde Ukraynalı askerler arasında hızlı bir konuşma gerçekleşiyor, onun dışında savaş sahasını tarayıp çok hızlı tam zamanlı bir strateji geliştirme yöntemi sağlıyor. Ukraynalı askerlere öne geçmesi için ne yapması gerektiği konusunda anlık strateji veriyor. Daha önce saatlerce süren strateji belirleme işi, bu noktada bir dakikaya düşmüş oluyor.
Tabii burada bir soru ortaya çıkıyor bu data sistemine ne kadar güvenebiliriz? Sunmuş olduğu strateji ne kadar güvenilir olabilir? Bu noktada da aslında Ukrayna-Rusya Savaşı'nı, yapay zeka silahlarının test edildiği bir ortam olarak tanımlayabiliriz. Şu anda şirketler geliştirdiği sistemleri Ukrayna sahasında test ediyor, büyük ihtimalle açıklarını bulup daha da geliştirmeye çalışıyorlar. Örneğin datadan yanlış bilgi geldi ya da bu ChatBot yanlış bir strateji sunduysa askerlerce bunlar şu anda test ediliyor.
"YAPAY ZEKA SİSTEMLERİNDE BUNUN BİR SONRAKİ AŞAMASI TETİĞİ DE KENDİSİNİN ÇEKMESİ OLACAK"
Ukrayna’nın kendi teknoloji şirketi Detroit’te, Batılı şirketlerden gelen datalardan hedef belirleme, hedefin yüzünü tanımlama silahı üretti. Bu sistem sahadaki nesneyi tarıyor, hangisi düşman onu belirliyor, hatta tetiği düşmana göre ayarlıyor ve nerede düşman bulunduğunu söylüyor. Tetik çekildi ve basmak sizin elinizde şeklinde uyarı veriyor. Yapay zeka sistemlerinde bunun bir sonraki aşaması tetiği de kendisinin çekmesi olacak. Kaç sene var tahmin edilemez ama bunun bir 10 sene olduğu söyleniyor. Bana göre çok hızlı ilerlediği için 5 sene sonra bile görebiliriz. Her şeyi yapay zeka yapıyor olsa da son karar insanda ama bu birkaç sene sonra değişebilir.
"İSRAİL, GOOGLE VE AMAZON ALTYAPISINI KULLANARAK KENDİ YAPAY ZEKA SİSTEMİNİ DE EĞİTİYOR"
İsrail yeni Silikon Vadisi olduğu için bu noktada ilk olarak Hasbara sisteminden bahsedebiliriz. Çünkü Ukrayna'nın kullandığı silahla aynı silah Hasbara sistemi. Yine çok hızlı bir şekilde hedefi belirliyor. Mesela İsrail, gelen datalar doğrultusunda kalabalık bir mahallede Hamas üyesini ya da Hamas'a çok yakın olan birisini belirledi ve anında bulup hedefi tespit ediyor ve askerler de hiçbir şekilde vakit kaybetmeden burayı anında bombalıyor. Bir kişi için yüzlerce kişi ölüyor... Ukrayna sistemiyle aynı: hedefi bul, belirle, tetiği çek. Ama basmak insana kalmış. Bunun dışında geçen haftalarda ortaya çıkan Nimbus Projesi'ni konuştuk. bu Nimbus Projesi ile İsrail, 2020’de bütün güvenlik stratejisini bulut sistemine aktarıyor. Bulut sisteminde veriler şifreli bir şekilde konumlanıyor, veriler bilgiyi üretirken ve kullanırken hepsi şifreli güvenli şekilde bulut sisteminde kalıyor. İsrail, 2021’de ihale açıyor belli şartları var. Bu ihaleye giren 5 şirket var. Bu şirketler: Microsoft, Google, Amazon, IBM ve Oracle. İhaleyi bulut sistemini kullanmak için Google ve Amazon kazanıyor. Bulut sistemi ne işe yarıyor? Bu dataları güvenli bir şekilde korumanın yanında, kullanan kişiye yüz tanımlama, nesne takibi ve duygu analizi sağlıyor. Ayrıca İsrail, Google ve Amazon alt yapısını kullanarak kendi yapay zeka sistemini de eğitiyor. İnsanın sesini tarayarak yalan söyleyip söylemediğini anlamak gibi kendi yapay zeka araçlarını da geliştiriyor.
İsrail, Demir Kubbe sisteminde de daha hızlı bir şekilde gelen roketleri engellemek için yapay zeka kullanıyor. Bir diğeri de toprak idaresi kurumu var İsrail'de. Bu, mevcut yerleşim yerlerinin idaresini sağlıyor ve daha fazla ne kadar yerleşim yerleri kazanılabileceği amacıyla stratejileri yöneten bir kurum. Amazon ve Google, buraya data sağlıyor ve toprak idaresi kurumu bu datalarla strateji üretiyor. İsrail'in bu ihalede iki şartı vardı; birincisi datalar üzerine çalışılırken İsrail'de ofis açılması şartıydı. Çünkü İsrail datalarının yurt dışına çıkmasını istemiyor. Amazon ve Google, İsrail’de bir sene inşaatı süren ofisler açtılar. Buradaki amaç datalar dışarı çıkarsa ve bu datalar, başka ülkelerin eline geçerse Uluslararası Ceza Mahkemesinde bunların nasıl aleyhe kullanılabileceği meselesiydi.
Bundan dolayı İsrail, kendi topraklarında tutuyor datasını, şirketler buraya gelip ofis açarak bu bulut sistemini yönetiyor. İkinci şartı da gelen herhangi bir siber saldırıda nükleer saldırıda kendilerini korumaları için yedek tesisler açmasıydı. Nimbus projesini bu şekilde özetleyebiliriz.
Geçen ay iki gazeteci bir Whatsapp grubuna sızdıktan sonra yazışmaları ifşa ediyorlar. Whatsapp grubunda kimler var diye bakarsak Silikon Vadisi teknoloji şirketlerinin CEO’ları, İsrail Dışişleri Bakanlığının teknoloji sorumluları, İsrail Savunma güçlerinden komutanlar burada tamamen kamuoyunu yönetmek üzere bir grup kurmuşlar. 7 Ekim’den sonra iletişimleri de artıyor. Burada insanları fişlemek, işten attırmak ya da "Daha fazla İsrail propagandası nasıl yapılabilir?" gibi meseleler öne çıkıyor. Stratejilerin yanı sıra asıl bizim konumuz olan yapay zeka kısmı da var. Yüz tanıma sistemi için yapay zekanın kurulması, demir kubbenin geliştirilmesi için yapay zekanın fonlanması gibi konularda tamamen fikir alışverişi ve fon üzerine bir sohbetleri oluyor.
Son olarak bu örnek çok verilir bıçak icat edildiğinde siz bıçağı cinayet işlemek için de kullanabilirsiniz ama yemek yapmak için de kullanabilirsiniz. Baktığımız zaman yapay zeka sağlık alanında da çok önemli gelişmeler kat ediyor. Felçli insanları insanlarla iletişime geçirebiliyor, kanser üzerine çalışıyor. Şu anda onun dışında mesela DeepMind, keşfedilemeyen proteinleri keşfedip onun datasını yayınladı. Güzel gelişmeler olurken bir yandan da bir anda yapay zeka silahları karşımıza çıktı. Bu aslında insanın nasıl kullanıldığı ile alakalı tamamen insana kalmış bir şey. Bu teknolojiyi üretici konumunda olanların insanlara bunu ne kadar açacağı, devletlerle ilişkisi, devletlerin şirketlerle ilişkisi bunlar tamamen birbiriyle bağlantılı olan konular.
“CHATGPT UYARDI: YAPAY ZEKA KULLANIMININ ETİK, HUKUKİ VE GÜVENLİKLE İLGİLİ SORUNLARI DA DİKKATE ALINMALIDIR”
Biribirine rakip iki Yapay zeka uygulamasına sorduk: "Devletler arasındaki savaşlarda yapay zekanın rolü ne olacak?"
CHATGPT’NİN CEVABI
“Farklı rol oynayabilir ancak bu konudaki gelişmeler hızla ilerlemekte ve gelecekteki durumu belirleyecek birçok faktör bulunmaktadır. Faktörleri de sıralamış birincisi “istihbarat ve gözlemleme”, yapay zeka büyük veri analizi ve derin öğrenme gibi teknikleri kullanarak düşman faaliyetlerini izlemek, analiz etmek ve anlamak için kullanabilir. Bu düşman stratejilerini önceden tahmin etmeye ve savunma veya saldırı planlamada daha iyi kararlar almaya yardımcı olabilir. “Otonom sistemler ve robotik” diye ikinci bir başlık açtı.. İnsansız hava araçları, denizaltılar, tanklar, askeri araçlar üzerinde kullanılabilir. Algoritmalarla, belirlenen hedeflere saldırabilir. Yapay zeka üçüncü olarak ise “siber güvenlik ve saldırılar” başlığı açtı. Siber güvenlik alanında kullanarak düşmanın siber altyapısını inceleme, savunma ve saldırılarda kullanılabilir. İnsan kaynak sistemler diye de bir başlık daha açarak personel yönetimi, eğitim gibi insan kaynaklı süreçlerde de kullanılabilir. Bu noktada yapay zeka kullanımının etik, hukuki ve güvenlikle ilgili sorunları da dikkate alınmalıdır”diye de son olarak bir not düştü.
BARD UYGULAMASININ CEVABI
“İstihbarat” alanı ilk başlığı ve veriyi analiz ederek kalıplar belirleyerek istihbarat rol oynayabilir dedi. İkinci başlık “silah sistemleri” hedeflerin belirlenmesini, yönlendirilmesi, kontrol edilmesi, iyileştirilmesi. Doğru bir şekilde hedefleri belirleyebilir ve ateş edebilir. (Az önce konuştuğumuz otonom tam otonom silahlar) Savaş yönetimi alanında da kontrol ve karar vermeyi eleştirmek için kullanılabilir.
(Aslında burada şu an yaşananların aynısını görüyoruz sadece işte tam otonom yapılı silahlar yok yani hem karar verip hem silah ya ateş açan silahlar yok)
Ayrıca Bard, potansiyel riskler diye de bir başlık açarak kontrol kaybı, yapay zeka tabanlı silahlanma yarışı ve etik sorunlar diye ayrıca riskleri bir başka altında topladı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yapay zeka savaşlarda nasıl bir rol oynuyor?
Anadolu Ajansı Muhabiri Büşra Begçecanlı, yapay zekanın Ukrayna-Rusya Savaşı ve İsrail-Filistin çatışması kapsamında kullanımına ve geleceğine dair Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirmelerde bulundu. Begçecanlı, birbirine rakip iki yapay zeka uygulaması olan ChatGPT ve Bard’a, "Devletler arasındaki savaşlarda yapay zekanın rolü ne olacak?" sorusunu QHA için yöneltti.
Şerife Beyza Satılmaz / QHA ANKARA
Anadolu Ajansı Muhabiri Büşra Begçecanlı, yapay zekanın Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı topyekûn savaş ve İsrail-Filistin çatışması kapsamında kullanımına ve geleceğine dair Kırım Habar Ajansına (QHA) değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca Begçecanlı, biribirine rakip iki yapay zekâ aracı olan ChatGPT ve Bard’a "Devletler arasındaki savaşlarda yapay zekanın rolü ne olacak?” sorusunu QHA için yöneltti.
"DEVLETLER ASLINDA ŞİRKETLERE GÜN GEÇTİKÇE DAHA BAĞIMLI HALE GELİYOR"
Yapay zeka üzerine çalışan biri olarak yapay zeka ve gelecek üzerine düşünceleriniz ve öngörüleriniz nelerdir?
Büşra Begçecanlı: Yapay zekayı küresel düzeyden bireysel düzeye yani tümdengelim şeklinde ele alalım. Öncelikle küresel düzeyde şirketler ve devletler olarak ikiye ayırabiliriz. Şirketler bu konuda ne yapıyor? Devletler bu konuda ne yapıyor? Şirketlerde bizim bildiğimiz şu an Silikon Vadisi var ama İsrail'in de yeni bir Silikon Vadisi kurmaya çalıştığını biliyoruz. Aynı zamanda Rusya'nın ve Çin'in de bu konuda gerekli çalışmalar yaptığını biliyoruz. Bu konuda Rusya ve Çin için çok şey bilmiyoruz, çok saklı tutuyorlar. Bizim bildiğimiz daha çok İsrail ve Silikon Vadisi. Silikon Vadisi'nde bu atmosferi anlamak için şöyle bir örnek verebiliriz; vadide iki grup var. Birinci grup, "Rekabeti kızıştıralım çünkü bütün şirketler ilerliyor biz de geride kalmamak için yatırımlarımızı buna göre yapalım, yapay zekaya daha fazla geliştirelim" diyor. İkinci grup da "Çok hızlı gidiyoruz, bunun tehlikelerin ve risklerin önüne geçemeyeceğiz o yüzden daha yavaş gidelim" diyor. Birinci gruptakiler mesela Google ve Microsoft bütün çıkan start-upları, yatırımları kendi bünyesine katarak yatırımlarını artırdı ve daha fazla yapay zekanın gelişmesine öncü oldu. Örnek olarak DeepMind 2010 senesinde çıkmıştı, DeepMind çalışmalarını hızlandırınca Google’ın dikkatini çekiyor. Google satın almak istiyor ve 2014 yılında da satın alıyor. Google 2014 yılında satın aldıktan sonra buraya iyice para aktarıyor. AlphaGo diye bir şey çıkartıyorlar, AlphaGo ilk defa “Go” oyununda bir gerçek insanı yeniyor ve o dönemde şirketler, 'Biz bunun 10 sene sonraki gelişme olmasını bekliyorduk" diyorlar. Yani bu kadar hızlı bi şekilde gelişiyor. İkinci gruba örnek verecek olursak Microsoft-Volplanal ilişkisini örnek verebiliriz. Microsoft OpenAl’ı satın almıştı ve bu tamamen DeepMind’e karşı atak olarak sayılabilir. Microsoft OpenAl’ı satın aldığında, OpenAl’ın içinden bir grup bunu istemedi. Çünkü bu grup rekabeti daha da kızıştıracak bir durum olduğunu düşünerek istemedi ve hatta grup istifa etti. En son örneğini Sam Altman’ın kovulma olayında görebiliriz. Bu nedenle ChatGPT'nin arkasındaki mühendislik zekâsı olan Ilya Sutskever uyarıyor, "çok hızlı gidiyoruz, çok fazla yatırım çekiyorsunuz ve ülke liderleriyle görüşüyorsunuz" diyor. Bu uyarıları Sam Altman ve Greg Brockman dikkate almayınca, Sutskever atağını yapıyor ve kurulda onları kovdurmaya çalışıyor ve başarıyor. Sam Altman kovulduktan sonra Microsoft devreye giriyor şirketin yüzde 50'sine ortak oluyor. Çalışanları topluyor ve "Eğer Sam Altman gelmezse Microsoft’a gelin" diyor. Bu baskıyla Sam Altman geri dönüyor. Silikon Vadisi'nde bu şekilde bir rekabet ortamı var.
Tabii ki, bu şirketler birer isim sadece, bunlara yatırım yapan isimlerini bilmediğimiz yatırımcılar da var. Onlar bu "rekabet savaşını" körüklüyor.
Şu an en tehlikeli görülen teknoloji Artificial General Intelligence (AGI). Normal Artificial Intelligence’dan nasıl bir farkı var? Şimdi siz şu anda geliştirilen yapay zekaya bir direktif verdiğiniz zaman onu yapıyor ama artık AGI sizin direktifleriniz ile gelecek için de bir program üretebilecek. Yapay zekâ gelecek için de düşünebilecek, bu nasıl olacak? Örneğin bir labirentin içindesiniz ve labiretin içine yapay zekayı koydunuz. Yapay zekâ labirentten nasıl çıkılması gerektiğini bulacak ve ilerisi için plan yapabilecek. Silikon Vadisi'nde bunun üzerine çalışmalar yapılıyor. Devletler düzeyinde de en önemli ortaya çıkan konu “data”. Biliyorsunuz veri yeni güç dünyada ve tabii ki devletler arasında. Şirketler ise veriyi elinde tutan kısımda. Bu durumdan dolayı devletler aslında şirketlere her gün geçtikçe daha fazla bağımlı hale geliyor. Çünkü devletler bu dataları kullanarak yapay zekâ silahı üretiyorlar, insanların davranışlarına şekillendirmede bu dataları kullanıyorlar.
Bireysel düzeyde baktığımızda küresel bir endişe yaşıyor insanlar, bu endişeleri insanlığın ilk defa yaşadığını düşünmüyorum. Geçmişte elektriğin, buharlı makinaların ve hatta internetin icadında sürekli olarak "Biz ne olacağız" endişesi yaşamış insanlık. Bu noktada fark olabilir mi diye düşündüğümüzde yapay zekanın bence farkı çok hızlı ilerlemesi olabilir. Mesela 2019’da Oracle’ın CEO’su ile bir röportaj yapıyorlar. "Şimdi yapay zekâ yüzü okuyor, insanları kategorize ediyor ama duygularını okuyabilecek mi?" sorusunu soruyorlar. Bu şahıs buna 30 senesini veriyor, 30 sene sonra "okuyabilir" diyor ama 2023 yılında yapay zekâ duygu analizi yapabiliyor durumda. Kısacası tahmin edilenden çok hızlı ilerliyor, geçmiş örneklerle ve yapay zeka arasında bunun farkı var. İkinci fark ise bir buhar makinanın bilinçlenmesi konusu hiçbir zaman konuşulmadı. Bilinçlenebileceği ve öz benliğinin olabileceği konusu hiçbir zaman konuşulmadı. Şimdi ise "Yapay zekanın bir bilinci olacak mı? Kendini tanıyabilecek mi?" tartışmaları yaşanıyor. Tabii bilinç noktasına girersek bu daha felsefeciler tarafından da tam tanımı olan bir şey değil. Ancak Silikon Vadisi’ndeki CEO’ların bir kısmı ya da mühendislerin bir kısmı bilinci olacak diyor, bir kısmı da bu imkânsız diyor. Bana sorarsanız uzak bir ihtimal ama artık dünyada hiçbir şeye imkânsız diyemiyoruz. Hepimizin bir bilinci var ve farklı frekanslarda yaşıyoruz. Her insan farklı frekansla yaşıyor, bir yapay zekâ bu tip frekansa erişebilir mi?
Buharlı makinalar çıktığı zamanki endişenin aynısını yaşıyoruz işlerimizi kaybetme sıkıntısı 2030’da yapay zekanın çoğu iş alanına hakim olacağı konuşuluyor. Bu yapay zeka birçok alanda iş alanı da açacak bunları yöneten insanlar için ayrıca iş alanları oluşturacak. McKinsey bu ay içinde Amerika'da 12 milyon kişinin yapay zekâ yüzünden işsiz kalacağına değil de çalışma alanlarının değişeceğine ilişkin bir rapor yayımladı. Gazeteciliği ele alalım, şu an ChatGPT ve Midjourney gibi araçlar bizim işimize çok kolaylaştırıyor. Baktığımızda "İlerde işimizi alabilir mi? Bir gazeteci dili ile haber yazabilir mi?" sorusunu düşünüyoruz. Evet yazabilir ilerde, bu şu anlama gelebilir; bunu yönetecek biri olacak ama yönetecek kişiler belli sayıda olacağı için diğer insanlar evet işsiz kalabilecek.
“UKRAYNA SAVAŞI’NI YAPAY ZEKA SİLAHLARININ TEST EDİLDİĞİ BİR ORTAM OLARAK TANIMLAYABİLİRİZ”
Bir süredir saldırı ve savunma sistemlerine, yapay zekayı entegre etme çalışmaları hızlı bir şekilde devam ediyor. Özellikle ABD, Çin, Güney Kore, Rusya ve İsrail gibi ülkeler bu konuda ön plana çıkıyor. Bildiğimiz üzere de dünyanın ana gündemini de yaklaşık 2 yıldır süren Ukrayna-Rusya Savaşı ve yakın zamanda 7 Ekim tarihi itibariyle devam eden israil-Filistin çatışması oluşturuyor. Bu iki güncel mesele üzerinden yapay zekanın savaşlarda kullanılmasını nasıl değerlendirirsiniz?
Büşra Begçecanlı: Önce devletlerin şu anki çalışmalarını ve yatırımlarını kısaca ele alıp sonra yapay zeka savaş alanında nasıl kullanılabilir sorusuna cevap arayabiliriz. Şu anda, Ukrayna ve İsrail perspektifinde konuyu ele alabiliriz. Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Rusya'da büyük yatırım var yapay zekaya. Özellikle ABD Savunma Bakanlığının orduya binlerce dolar yapay zekaya yatırım yapması direktifini verdiğini biliyoruz. Çin de 2030’a kadar yapay zeka konusunda lider olmayı hedefliyor ama Çin konusunda bizim çok bilgimiz yok, çok kapalı bir toplum ve tamamen kendi araçlarını kullanıyorlar bunun sebebi de Pekin yönetiminin, "Datamı başka bir ülkeye yönetmesin, ben kendi vatandaşımın datasını yöneteceğim" demesi. Rusya konusunda da bilgimiz yok, hiçbir şeyi açık bir şekilde yayınlamıyorlar ama son zamanlarda Putin'in yapay zeka konusunda çok konuşmaya başladığını fark ettik. Geçenlerde yapay zeka ikiziyle ekrana çıktı, yapay zekanın geleceğini konuştular. Bunun dışında Rusya’da yapay zeka ile ilgili birkaç konferans oldu. Putin'in sürekli öne sunduğu şey yapay zekada en güçlü olan dünyada en güçlü olacak teziydi.
“BİRÇOK BATILI ŞİRKET UKRAYNA'YA VİDEOLARDAN, FOTOĞRAFLARDAN RUS ASKERLERİNİN DATASINI SAĞLIYOR”
Savaşlar kısmına girersek askeriye alanında temel hedef, şu anda kullanılan dataları tamamen almak. Görüntülerden, videolardan alınan data savaş alanındaki hedefi belirliyor ve size hedefiniz burada diye komut veriyor. Ukrayna’dan ele alacak olursak birçok Batılı şirket Ukrayna'ya videolardan, fotoğraflardan Rus askerlerinin datasını sağlıyor. Bu datalarla da yapay zeka sistemi savaş alanını tarıyor. Örneğin iki kişi duruyor, hangisinin sizin düşmanınız olduğunu söyleyebiliyor. Ukrayna, şu an bu şekilde kullanıyor ve bu arada Rusya’nın aksine açık bir şekilde yapay zeka sistemi kullandığını söylüyor. Ayrıca daha fazla yapay zekaya ihtiyacı olduğunu da belirtiyor. Daha önceden ne kadar çok silahınız varsa o kadar öndesiniz demekti. Düşmana karşı yapay zeka bu işi şöyle değiştirecek; daha hızlı ve efektif olmanızı sağlayacak. Bunun dışında da tamamen insansız araçlarla savaş alanı sunacak, hedef belirleme de ne kadar hızlıysanız ve ne kadar öndeyseniz düşmanınızından da o kadar öndesiniz demektir.
“ABD’Lİ TEKNOLOJİ ŞİRKETİ PALANTİR, KENDİNİ UKRAYNA HEDEF SİSTEMİNİN DİJİTAL BEYNİ OLARAK TANIMLIYOR”
ABD’li teknoloji şirketi Palantir, kendini Ukrayna hedef sisteminin dijital beyni olarak tanımlıyor. Palantir'in kurucusu olan Peter Thiel aynı zamanda az önce bahsettiğimiz DeepMind’in kuruluşunda yer alan kişi. İsmi geçmiyor ama büyük rol oynuyor. Bu şirket ayrıca Amerika'nın Irak'ı işgali sırasında kurulmuş bir şirket. Palantir şirketi, Ukraynalı askerlere datanın yanı sıra bir ChatBot sistemi sağlıyor, bu ChatBot sisteminde Ukraynalı askerler arasında hızlı bir konuşma gerçekleşiyor, onun dışında savaş sahasını tarayıp çok hızlı tam zamanlı bir strateji geliştirme yöntemi sağlıyor. Ukraynalı askerlere öne geçmesi için ne yapması gerektiği konusunda anlık strateji veriyor. Daha önce saatlerce süren strateji belirleme işi, bu noktada bir dakikaya düşmüş oluyor.
Tabii burada bir soru ortaya çıkıyor bu data sistemine ne kadar güvenebiliriz? Sunmuş olduğu strateji ne kadar güvenilir olabilir? Bu noktada da aslında Ukrayna-Rusya Savaşı'nı, yapay zeka silahlarının test edildiği bir ortam olarak tanımlayabiliriz. Şu anda şirketler geliştirdiği sistemleri Ukrayna sahasında test ediyor, büyük ihtimalle açıklarını bulup daha da geliştirmeye çalışıyorlar. Örneğin datadan yanlış bilgi geldi ya da bu ChatBot yanlış bir strateji sunduysa askerlerce bunlar şu anda test ediliyor.
"YAPAY ZEKA SİSTEMLERİNDE BUNUN BİR SONRAKİ AŞAMASI TETİĞİ DE KENDİSİNİN ÇEKMESİ OLACAK"
Ukrayna’nın kendi teknoloji şirketi Detroit’te, Batılı şirketlerden gelen datalardan hedef belirleme, hedefin yüzünü tanımlama silahı üretti. Bu sistem sahadaki nesneyi tarıyor, hangisi düşman onu belirliyor, hatta tetiği düşmana göre ayarlıyor ve nerede düşman bulunduğunu söylüyor. Tetik çekildi ve basmak sizin elinizde şeklinde uyarı veriyor. Yapay zeka sistemlerinde bunun bir sonraki aşaması tetiği de kendisinin çekmesi olacak. Kaç sene var tahmin edilemez ama bunun bir 10 sene olduğu söyleniyor. Bana göre çok hızlı ilerlediği için 5 sene sonra bile görebiliriz. Her şeyi yapay zeka yapıyor olsa da son karar insanda ama bu birkaç sene sonra değişebilir.
"İSRAİL, GOOGLE VE AMAZON ALTYAPISINI KULLANARAK KENDİ YAPAY ZEKA SİSTEMİNİ DE EĞİTİYOR"
İsrail yeni Silikon Vadisi olduğu için bu noktada ilk olarak Hasbara sisteminden bahsedebiliriz. Çünkü Ukrayna'nın kullandığı silahla aynı silah Hasbara sistemi. Yine çok hızlı bir şekilde hedefi belirliyor. Mesela İsrail, gelen datalar doğrultusunda kalabalık bir mahallede Hamas üyesini ya da Hamas'a çok yakın olan birisini belirledi ve anında bulup hedefi tespit ediyor ve askerler de hiçbir şekilde vakit kaybetmeden burayı anında bombalıyor. Bir kişi için yüzlerce kişi ölüyor... Ukrayna sistemiyle aynı: hedefi bul, belirle, tetiği çek. Ama basmak insana kalmış. Bunun dışında geçen haftalarda ortaya çıkan Nimbus Projesi'ni konuştuk. bu Nimbus Projesi ile İsrail, 2020’de bütün güvenlik stratejisini bulut sistemine aktarıyor. Bulut sisteminde veriler şifreli bir şekilde konumlanıyor, veriler bilgiyi üretirken ve kullanırken hepsi şifreli güvenli şekilde bulut sisteminde kalıyor. İsrail, 2021’de ihale açıyor belli şartları var. Bu ihaleye giren 5 şirket var. Bu şirketler: Microsoft, Google, Amazon, IBM ve Oracle. İhaleyi bulut sistemini kullanmak için Google ve Amazon kazanıyor. Bulut sistemi ne işe yarıyor? Bu dataları güvenli bir şekilde korumanın yanında, kullanan kişiye yüz tanımlama, nesne takibi ve duygu analizi sağlıyor. Ayrıca İsrail, Google ve Amazon alt yapısını kullanarak kendi yapay zeka sistemini de eğitiyor. İnsanın sesini tarayarak yalan söyleyip söylemediğini anlamak gibi kendi yapay zeka araçlarını da geliştiriyor.
İsrail, Demir Kubbe sisteminde de daha hızlı bir şekilde gelen roketleri engellemek için yapay zeka kullanıyor. Bir diğeri de toprak idaresi kurumu var İsrail'de. Bu, mevcut yerleşim yerlerinin idaresini sağlıyor ve daha fazla ne kadar yerleşim yerleri kazanılabileceği amacıyla stratejileri yöneten bir kurum. Amazon ve Google, buraya data sağlıyor ve toprak idaresi kurumu bu datalarla strateji üretiyor. İsrail'in bu ihalede iki şartı vardı; birincisi datalar üzerine çalışılırken İsrail'de ofis açılması şartıydı. Çünkü İsrail datalarının yurt dışına çıkmasını istemiyor. Amazon ve Google, İsrail’de bir sene inşaatı süren ofisler açtılar. Buradaki amaç datalar dışarı çıkarsa ve bu datalar, başka ülkelerin eline geçerse Uluslararası Ceza Mahkemesinde bunların nasıl aleyhe kullanılabileceği meselesiydi.
Bundan dolayı İsrail, kendi topraklarında tutuyor datasını, şirketler buraya gelip ofis açarak bu bulut sistemini yönetiyor. İkinci şartı da gelen herhangi bir siber saldırıda nükleer saldırıda kendilerini korumaları için yedek tesisler açmasıydı. Nimbus projesini bu şekilde özetleyebiliriz.
Geçen ay iki gazeteci bir Whatsapp grubuna sızdıktan sonra yazışmaları ifşa ediyorlar. Whatsapp grubunda kimler var diye bakarsak Silikon Vadisi teknoloji şirketlerinin CEO’ları, İsrail Dışişleri Bakanlığının teknoloji sorumluları, İsrail Savunma güçlerinden komutanlar burada tamamen kamuoyunu yönetmek üzere bir grup kurmuşlar. 7 Ekim’den sonra iletişimleri de artıyor. Burada insanları fişlemek, işten attırmak ya da "Daha fazla İsrail propagandası nasıl yapılabilir?" gibi meseleler öne çıkıyor. Stratejilerin yanı sıra asıl bizim konumuz olan yapay zeka kısmı da var. Yüz tanıma sistemi için yapay zekanın kurulması, demir kubbenin geliştirilmesi için yapay zekanın fonlanması gibi konularda tamamen fikir alışverişi ve fon üzerine bir sohbetleri oluyor.
Son olarak bu örnek çok verilir bıçak icat edildiğinde siz bıçağı cinayet işlemek için de kullanabilirsiniz ama yemek yapmak için de kullanabilirsiniz. Baktığımız zaman yapay zeka sağlık alanında da çok önemli gelişmeler kat ediyor. Felçli insanları insanlarla iletişime geçirebiliyor, kanser üzerine çalışıyor. Şu anda onun dışında mesela DeepMind, keşfedilemeyen proteinleri keşfedip onun datasını yayınladı. Güzel gelişmeler olurken bir yandan da bir anda yapay zeka silahları karşımıza çıktı. Bu aslında insanın nasıl kullanıldığı ile alakalı tamamen insana kalmış bir şey. Bu teknolojiyi üretici konumunda olanların insanlara bunu ne kadar açacağı, devletlerle ilişkisi, devletlerin şirketlerle ilişkisi bunlar tamamen birbiriyle bağlantılı olan konular.
“CHATGPT UYARDI: YAPAY ZEKA KULLANIMININ ETİK, HUKUKİ VE GÜVENLİKLE İLGİLİ SORUNLARI DA DİKKATE ALINMALIDIR”
Biribirine rakip iki Yapay zeka uygulamasına sorduk: "Devletler arasındaki savaşlarda yapay zekanın rolü ne olacak?"
CHATGPT’NİN CEVABI
“Farklı rol oynayabilir ancak bu konudaki gelişmeler hızla ilerlemekte ve gelecekteki durumu belirleyecek birçok faktör bulunmaktadır. Faktörleri de sıralamış birincisi “istihbarat ve gözlemleme”, yapay zeka büyük veri analizi ve derin öğrenme gibi teknikleri kullanarak düşman faaliyetlerini izlemek, analiz etmek ve anlamak için kullanabilir. Bu düşman stratejilerini önceden tahmin etmeye ve savunma veya saldırı planlamada daha iyi kararlar almaya yardımcı olabilir. “Otonom sistemler ve robotik” diye ikinci bir başlık açtı.. İnsansız hava araçları, denizaltılar, tanklar, askeri araçlar üzerinde kullanılabilir. Algoritmalarla, belirlenen hedeflere saldırabilir. Yapay zeka üçüncü olarak ise “siber güvenlik ve saldırılar” başlığı açtı. Siber güvenlik alanında kullanarak düşmanın siber altyapısını inceleme, savunma ve saldırılarda kullanılabilir. İnsan kaynak sistemler diye de bir başlık daha açarak personel yönetimi, eğitim gibi insan kaynaklı süreçlerde de kullanılabilir. Bu noktada yapay zeka kullanımının etik, hukuki ve güvenlikle ilgili sorunları da dikkate alınmalıdır” diye de son olarak bir not düştü.
BARD UYGULAMASININ CEVABI
“İstihbarat” alanı ilk başlığı ve veriyi analiz ederek kalıplar belirleyerek istihbarat rol oynayabilir dedi. İkinci başlık “silah sistemleri” hedeflerin belirlenmesini, yönlendirilmesi, kontrol edilmesi, iyileştirilmesi. Doğru bir şekilde hedefleri belirleyebilir ve ateş edebilir. (Az önce konuştuğumuz otonom tam otonom silahlar) Savaş yönetimi alanında da kontrol ve karar vermeyi eleştirmek için kullanılabilir.
(Aslında burada şu an yaşananların aynısını görüyoruz sadece işte tam otonom yapılı silahlar yok yani hem karar verip hem silah ya ateş açan silahlar yok)
Ayrıca Bard, potansiyel riskler diye de bir başlık açarak kontrol kaybı, yapay zeka tabanlı silahlanma yarışı ve etik sorunlar diye ayrıca riskleri bir başka altında topladı.
Son Haberler