Ukrayna'nın NATO üyeliği, Rus saldırganlığını durdurmak için kritik fırsat
Yazının Giriş Tarihi: 08.07.2023 23:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.07.2023 00:14
11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Letonya'nın başkentinde NATO Liderler Zirvesi yapılacak. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, Vilnius Zirvesi'ni Avrupa'da ortak güvenlik için kilit bir zirve olarak nitelendirdi. Zelenskıy, "Vilnius'ta ortak güvenliğimiz için müttefiklerle maksimum düzeyde çalışıyoruz. Her şey ortaklarımıza bağlı" dedi.
Aynı zamanda, zirve öncesinde Ukrayna'nın Batılı ortakları, NATO'ya katılmanın ancak savaşın bitiminden sonra mümkün olduğunu ilan etti. "Savaşın sonu" terimiyle, Rusya ile müzakere masasına bir tür uzlaşma sağlanmasını koydular.
Fakat bugün, Rusya Federasyonu'nun, Batı ile ilişkilere yönelik yaklaşımlarını gözden geçirmeyi düşündüğüne dair hiçbir kanıt yok. Aksine Rus yetkililer, AB ve NATO üyesi ülkeleri, Moskova'ya düşman olmakla suçlamaya devam ediyor.
Kremlin, Batı'yı Rusya Federasyonu'na yönelik eylemlerde eski sosyalist ülkeleri ve bazı eski SSCB cumhuriyetlerini kullanmaya çalışmakla suçluyor. Aslında Ukrayna, Rusya ile savaşmak için değil aksine bir daha Rus işgaline maruz kalmamak için NATO'ya üye oluyor.
Moskova'nın Gürcistan topraklarını yüzde 20 işgali, Moldova'da ayrımcı Transdinyester'in desteklenmesi ve Ukrayna'nın Kırım ve Donbas topraklarını işgali, eski Avrupa sosyalist devletlerinin Batı'ya sığınmasına sebeb olmuştu. Rus emperyalizminin saldırısını defalarca hisseden Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri, 1990'ların başından beri ısrarla NATO'nun kapısını çalıyor.
Bunlar arasında şu ülkeler var: Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan (1999'da İttifak'a katıldı), Slovenya, Litvanya, Letonya, Estonya, Bulgaristan, Romanya (2004), Hırvatistan, Arnavutluk (2009), Karadağ (2017), Kuzey Makedonya (2020), Finlandiya (2023).
Tepkilere rağmen, Rusya her zaman NATO'nun genişlemesi ile uzlaşmak zorunda kaldı. Rusya'nın tam kapsamlı işgalinden önce nükleer saldırgan bir devletle karşı karşıya kalan Ukrayna ile ilgili olarak NATO'nun tam da böyle davranması gerekiyordu.
Rusya, Ukrayna'yı daha fazla genişleme için bir sıçrama tahtası olarak görüyor. Kremlin'in toprak emelleri, Moskova'nın eski Sovyetler Birliği ve Rusya İmparatorluğu'nun ayrılmaz bir parçası olarak görmeye devam ettiği Baltık ülkeleri de dahil olmak üzere NATO üye ülkelerine kadar uzanıyor.
Estonya Başbakanı Kaja Kallas, Rusya Federasyonu'nun işgali durumunda ülkesinin "dünya haritasından silineceğini" söyledi. Kallas, "Estonya 'haritadan silinecek' ve başkentinin tarihi merkezi, Baltık ülkelerini olası bir Rus saldırısından korumaya yönelik mevcut NATO stratejisi kapsamında yerle bir edilecek. Ukrayna ile Baltık ülkelerinin büyüklüklerini karşılaştırırsak bu, ülkelerin ve kültürümüzün tamamen yok olması anlamına gelir" dedi.
Bugün Putin Rusyası, müzakere etmenin mümkün olduğu sorunlu bir komşudan, hedefi; Ukrayna devletini tamamen yok etmek, Batı'ya daha fazla genişlemek ve AB ile NATO bloğunu tamamen yok etmek olan bir düşmana dönüştü.
İttifak ülkelerinin Ukrayna ile birlikte daha da güçlenmesi, Rusya'nın saldırganlığını durdurabilir ve onu uluslararası hukuka karşı sistematik ihlallerinden dolayı cezalandırabilir.
Ukrayna, 1990'lardan bu yana İttifak'ın tüm operasyonlarına (Deniz Kalkanı, Afganistan, Irak'taki eğitim görevi vb.) katılan tek NATO ortağı ülkedir. NATO, mevcut durum göz önüne alındığında doğu kanatlarını güçlendirmelidir. Böylece, Batı silahlarına sahip nitelikli bir muharebe ordusu olan Ukrayna, tam teşekküllü güçlü bir NATO gücü haline gelebilir.
Bu nedenle, yalnızca Ukrayna'nın NATO'ya katılımı, uzun vadede Avrupa kıtasında başka bir savaşın alevlenmesine izin vermeyecektir. Günümüzün yeni tarihsel çerçevesi içinde kendini çoktan tüketmiş olan “özel ortaklık” ya da “derin işbirliği” felsefesinden uzaklaşmak gerekmektedir. Bu ilişki formülü, asıl amacı Ukrayna'nın NATO üyeliğini kazanmasına yönelik politikalarla değiştirilmelidir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Asif Aliyev
Ukrayna'nın NATO üyeliği, Rus saldırganlığını durdurmak için kritik fırsat
11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Letonya'nın başkentinde NATO Liderler Zirvesi yapılacak. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, Vilnius Zirvesi'ni Avrupa'da ortak güvenlik için kilit bir zirve olarak nitelendirdi. Zelenskıy, "Vilnius'ta ortak güvenliğimiz için müttefiklerle maksimum düzeyde çalışıyoruz. Her şey ortaklarımıza bağlı" dedi.
Aynı zamanda, zirve öncesinde Ukrayna'nın Batılı ortakları, NATO'ya katılmanın ancak savaşın bitiminden sonra mümkün olduğunu ilan etti. "Savaşın sonu" terimiyle, Rusya ile müzakere masasına bir tür uzlaşma sağlanmasını koydular.
Fakat bugün, Rusya Federasyonu'nun, Batı ile ilişkilere yönelik yaklaşımlarını gözden geçirmeyi düşündüğüne dair hiçbir kanıt yok. Aksine Rus yetkililer, AB ve NATO üyesi ülkeleri, Moskova'ya düşman olmakla suçlamaya devam ediyor.
Kremlin, Batı'yı Rusya Federasyonu'na yönelik eylemlerde eski sosyalist ülkeleri ve bazı eski SSCB cumhuriyetlerini kullanmaya çalışmakla suçluyor. Aslında Ukrayna, Rusya ile savaşmak için değil aksine bir daha Rus işgaline maruz kalmamak için NATO'ya üye oluyor.
Moskova'nın Gürcistan topraklarını yüzde 20 işgali, Moldova'da ayrımcı Transdinyester'in desteklenmesi ve Ukrayna'nın Kırım ve Donbas topraklarını işgali, eski Avrupa sosyalist devletlerinin Batı'ya sığınmasına sebeb olmuştu. Rus emperyalizminin saldırısını defalarca hisseden Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri, 1990'ların başından beri ısrarla NATO'nun kapısını çalıyor.
Bunlar arasında şu ülkeler var: Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan (1999'da İttifak'a katıldı), Slovenya, Litvanya, Letonya, Estonya, Bulgaristan, Romanya (2004), Hırvatistan, Arnavutluk (2009), Karadağ (2017), Kuzey Makedonya (2020), Finlandiya (2023).
Tepkilere rağmen, Rusya her zaman NATO'nun genişlemesi ile uzlaşmak zorunda kaldı. Rusya'nın tam kapsamlı işgalinden önce nükleer saldırgan bir devletle karşı karşıya kalan Ukrayna ile ilgili olarak NATO'nun tam da böyle davranması gerekiyordu.
Rusya, Ukrayna'yı daha fazla genişleme için bir sıçrama tahtası olarak görüyor. Kremlin'in toprak emelleri, Moskova'nın eski Sovyetler Birliği ve Rusya İmparatorluğu'nun ayrılmaz bir parçası olarak görmeye devam ettiği Baltık ülkeleri de dahil olmak üzere NATO üye ülkelerine kadar uzanıyor.
Estonya Başbakanı Kaja Kallas, Rusya Federasyonu'nun işgali durumunda ülkesinin "dünya haritasından silineceğini" söyledi. Kallas, "Estonya 'haritadan silinecek' ve başkentinin tarihi merkezi, Baltık ülkelerini olası bir Rus saldırısından korumaya yönelik mevcut NATO stratejisi kapsamında yerle bir edilecek. Ukrayna ile Baltık ülkelerinin büyüklüklerini karşılaştırırsak bu, ülkelerin ve kültürümüzün tamamen yok olması anlamına gelir" dedi.
Bugün Putin Rusyası, müzakere etmenin mümkün olduğu sorunlu bir komşudan, hedefi; Ukrayna devletini tamamen yok etmek, Batı'ya daha fazla genişlemek ve AB ile NATO bloğunu tamamen yok etmek olan bir düşmana dönüştü.
İttifak ülkelerinin Ukrayna ile birlikte daha da güçlenmesi, Rusya'nın saldırganlığını durdurabilir ve onu uluslararası hukuka karşı sistematik ihlallerinden dolayı cezalandırabilir.
Ukrayna, 1990'lardan bu yana İttifak'ın tüm operasyonlarına (Deniz Kalkanı, Afganistan, Irak'taki eğitim görevi vb.) katılan tek NATO ortağı ülkedir. NATO, mevcut durum göz önüne alındığında doğu kanatlarını güçlendirmelidir. Böylece, Batı silahlarına sahip nitelikli bir muharebe ordusu olan Ukrayna, tam teşekküllü güçlü bir NATO gücü haline gelebilir.
Bu nedenle, yalnızca Ukrayna'nın NATO'ya katılımı, uzun vadede Avrupa kıtasında başka bir savaşın alevlenmesine izin vermeyecektir. Günümüzün yeni tarihsel çerçevesi içinde kendini çoktan tüketmiş olan “özel ortaklık” ya da “derin işbirliği” felsefesinden uzaklaşmak gerekmektedir. Bu ilişki formülü, asıl amacı Ukrayna'nın NATO üyeliğini kazanmasına yönelik politikalarla değiştirilmelidir.