Ortadoğu'da büyük bir savaş, Rusya'nin yararınadır.

Putin, ABD'nin İsrail'e askeri yardım sağlamasının Washington'ın dikkatini Ukrayna'dan uzaklaştırmasıyla sonuçlanacağını umuyor. Arap dünyası ülkeleri arasındaki nüfuzunu artırmak isteyen Kremlin, Soğuk Savaş zamanı, İsrail'i "Batı emperyalizminin suç ortağı", Filistinlilerin faaliyetlerini ise "ulusal kurtuluş hareketi" olarak nitelendirmişti.

SSCB'nin yasal halefi olduğunu iddia eden Rusya, Hamas'ın yardımıyla kışkırtılabilecek İsrail'in istikrarsızlaştırılması ile doğrudan ilgileniyor. Bu örgüt Rusya'da terörist olarak görülmüyor. Son birkaç yılda Rusya Federasyonu'nun üst düzey liderleri ile Hamas arasında 7 resmi toplantı yapıldı. Ayrıca Rusya, Gazze Şeridi'ne özellikle tanksavar sistemleri olmak üzere silah sağlıyor.

Kremlin'e göre Hamas'la işbirliğinin belirli bir amacı vardı. Rusya Federasyonu'nun Ortadoğu'daki jeopolitik konumunu güçlendirirken aynı zamanda ABD'nin konumunu zayıflatmak. Buna göre; Filistin ile İsrail arasında geniş çaplı bir çatışma, ABD çıkarlarını doğrudan etkileyecek ve Washington'ın, Ortadoğu'daki konumunu zayıflatacak bir takım risk ve tehditler yaratacaktır.

Ortadoğu, küresel politika ve ekonomide benzersiz bir rol oynuyor. Başta ABD, Çin, Rusya ve Türkiye olmak üzere birçok etkili uluslararası oyuncunun çıkarları bu bölgede kesişiyor. İsrail ile Filistin arasında başlatılan yerel bir çatışma, bölgede büyük ölçekli bir savaşı kışkırtma potansiyeline sahiptir. Ayrıca ABD'nin dikkatinin stratejik müttefiki İsrail'e kayması, Rusya'ya, Putin'in toprak genişlemesinin temel hedeflerinden biri olan Ukrayna'daki durumu tırmandırması için bir fırsat penceresi açacak. 

Ayrıca, Ortadoğu'daki bir savaş dünya çapında jeopolitik türbülansa neden olabilir ve bu durum Kore Yarımadası'ndaki güvenlik sorununun yani sıra post-Sovyet coğrafyada Rusya'dan gelecek ek tehditleri de ağırlaştırabilir. Olayların bu şekilde gelişmesi, ABD ve Batı'nın dünya sahnesindeki stratejik çıkarlarına darbe indirebilir. 

İsrail kendisini, devletini tehdit edecek bir savaş durumunda bulma riskiyle karşı karşıyadır. İsrail ordusunun zayıflaması durumunda Kudüs'e komşu ülkeler saldırgan eylemlere girişebilir. Özellikle Şii Lübnan Hizbullahı'nın, geleneksel müttefiki olan İran'ın faktörü önemlidir. İkincisi, zaten dolaylı olarak düşmanlıkların bir katılımcısı haline gelmiştir. Lübnan-İsrail sınırında yerel çatışmalar yaşanıyor. Tahran, Hizbullah'ın bölgedeki müttefiki olarak ona mümkün olan her türlü desteği sağlayacak.

Rus medya kaynakları, düşmanlıkların gidişatını yakından takip ediyor ve Hamas'a sempatisini gizlemiyor, işledikleri savaş suçlarını görmezden gelmeyi tercih ediyor. 

Ortadoğu bölgesinin sosyo-politik özellikleri göz önüne alındığında, yerel bir çatışmanın devletlerarası bir çatışmaya dönüşme ihtimali hiçbir şekilde yanıltıcı değildir. Putin'in doğrudan ilgilendiği şey de bu; Batı'ya darbe vurmak ve dünyanın en patlayıcı bölgelerinden birinde uzun vadeli silahlı çatışmaların yeni bir yuvasını yaratmak.