SON DAKİKA
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türk milletinin direniş ocağı 113 yaşında!

25 Mart tarihi, Türkiye'nin en eski sivil toplum kuruluşu olan Türk Ocaklarının 113. kuruluş yıl dönümü. Türk Ocakları, Osmanlı Devleti'nden Türk Milli Kurtuluş Savaşı'na, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan günümüze Türklüğün faydasına hizmet etmeye devam ediyor.

Haber Giriş Tarihi: 26.03.2025 23:46
Haber Güncellenme Tarihi: 27.03.2025 00:33
Kaynak: Haber Merkezi
Türk milletinin direniş ocağı 113 yaşında!

Türk Ocağı, Türk’ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı, yüksek alevlerle tütsün, muhitine nurlar saçsın; yaşasın ve yaşatsın. Türk Ocağı, Türklük güneşinin ocağıdır. Asırlarca bunu söndürmek için çalıştılar. Bu ocak hepimizi aydınlattı.  Gazi Mustafa Kemal Atatürk

"TÜRKLERİN MİLLİ TERBİYE VE İLMİ, İCTİMAİ VE İKTİSADİ SEVİYELERİNİN TERAKKİSİNE ÇALIŞMAK..."

Türkiye'nin en köklü sivil toplum kuruluşu ve asırlık çınarı Türk Ocakları, 25 Mart 1912'de kuruldu. Türk Ocakları, kuruluşunun üzerinden geçen yıllar boyunca Türkiye'nin sosyal ve siyasi hayatında önemli roller oynadı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son devrinde, Türk aydını, kültürel mirasını korumak için bir an önce adım atması gerektiğini fark etti. Kuruluşuna ilişkin çalışmaları 1911 yılında başlayıp gelişen Ocak, 1912 yılında Türk tarihi, kültürü ve dili ile ilgilenen Türk aydınları tarafından İstanbul’da neşet etti.

1912'de yayımlanan Türk Ocağı Esas Nizamnamesi'ne göre, Ocağın amacı, "Akvam-ı İslamiyenin bir rükn-i mühimmi olan Türklerin milli terbiye ve ilmi, içtimai, iktisadi seviyelerinin terakki ve i'lasıyla Türk ırk ve dilinin kemaline çalışmak" idi. Dernek, amacını gerçekleştirmek için Türk Ocağı adı ile kulüpler açarak dersler, konferanslar, müsamereler tertip, kitaplar ve risaleler neşir edecek, mektepler açmaya çalışacaktı. Türk Ocağının amacına ulaşmaya çalışırken, "sırf milli ve içtimai bir vaziyette" kalacağı belirtilmekte, "Asla siyaset ile uğraşmayacak ve hiçbir vakit siyasi fırkalara hadim bulunmayacaktır" denilmekteydi. Bu da Türk Ocaklarının temel gayesi ve faaliyet alanı bakımından eğitim-öğretim ve kültür alanlarının odak noktası olarak tespit edildiğini gösteriyordu.

Türk Ocağının kurucuları, Türk evlerinde geleneksel toplanma yerini temsil eden "ocak" fikrinden ilham aldı. Aydınlar, Türk kültürü ve mirasına dayalı bir eğitim kurumu oluşturarak, Türk halkında, milli kimlik ve gurur duygusunun gelişmesine yardımcı olabileceklerine inandılar. Askeri Tıbbiye Mektebinde nüvesini oluşturan Türk Ocağı’nın kuruluşunda, yönetim kadrosunda dönemin ünlü Türkçüleri; Mehmed Emin Yurdakul, Yusuf Akçura, Ahmed Ağaoğlu gibi simalar boy gösterdi.

Balkan Harbi ve I. Dünya Savaşı yıllarında Ömer Seyfeddin, Ziya Gökalp, Ali Cânib gibi isimler bugüne kadar benimsenen Osmanlıcılık fikrine karşı çıkarak Türk Ocaklarının, Türkçülük fikrini geliştirmek için büyük önemi olduğunu vurguladılar. Ahmet Ferit Tek, Türk Ocağının kurucularından ve derneğin resmî kuruluşundan sonraki ilk genel başkanıydı. Sonrasında görevi, Türk milli mücadelesinin sembol ismi, "Milli hatip" Hamdullah Suphi Tanrıöver'e bıraktı. Hamdullah Suphi, II. Meşrutiyet’in ardından kurulan Türk Derneği, Türk Yurdu Cemiyeti, Türk Ocağı ve Türk Bilgi Derneği gibi kuruluşların faaliyetlerine katıldı; uzun süre Türk Ocaklarının başkanlığını yaptı.

Türk Ocağı, dönemin Türkçü aydınlarının desteğiyle kısa sürede Türk kültürünün tanıtılması ve yaşatılmasında öncü bir kurum haline geldi. Türkçüler, bu dönemde kadın haklarını savunurken kendilerine özgü görüşleriyle öne çıktı. 1912'den başlayarak Türk Ocağında ilk kez kadınlar ve erkekler birlikte toplanmaya başladı. Bu toplantılar sonucunda Türk Ocağı, Türk Yurdu Cemiyeti ile birleşmesi sonucunda güç bakımından ivme kazandı. 1918 yılına gelindiğinde memlekette tam otuz beş Türk Ocağı şubesi açılmıştı.

(Temelleri 1927 yılında atılan Ankara'daki Türk Ocakları Merkez Binası)

MİLLİ MÜCADELE VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KURULUŞUNDA ÖNEMLİ GÖREVLER ALDI 

Türk Ocakları, Millî Mücadele dönemine gelindiğinde büyük bir misyon üslendi. Mustafa Kemal Paşa’nın yanında oldu ve Cumhuriyet’i Türkçülük fikrinin somut bir yansıması olarak kabul etti. Öyle ki; Milli Mücadele'nin en çetin dönemlerinde Türk Ocakları, en önde mücadele etmiş ve Türk milletinin direniş ocağı haline gelmişti.

Mustafa Kemal Paşa ve diğer Türk aydınları da Türk Ocaklarını, Cumhuriyet’in sosyal ve kültürel değerlerini anlatmak için bir güç olarak görmüşlerdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan sonra 1927’ye gelindiğinde Türk Ocakları 257 adet şubeye sahip olmuştur.

1930 yılında bugünkü Türk Tarih Kurumunun temeli olan “Türk Ocağı Türk Tarihi Tetkik Heyeti” de Türk Ocakları bünyesinde açılmıştır. Cumhuriyetin dayandığı ilke ve inkılapları halka anlatmada büyük bir rol üstlenen Türk Ocakları, millî birlik ve beraberliğin sağlanmasında önemli görevlerde bulunmuş ve yakın tarihimize damgasını vuran Türkiye’nin en uzun ömürlü sivil toplum kuruluşu unvanını almıştır.

Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz; geçmişten bugüne köklü tarihi, geleneği ve kültürüyle faaliyet yürüten Türk Ocaklarının kuruluş felsefesini, Türk kimliğini ilmi ve ictimai sahada ilerletmek amacıyla yapılan çalışmaları ve günümüzdeki pek çok alanda yürütülen projeleri Kırım Haber Ajansına anlatmıştı. Kırım Haber Ajansı Başeditörü Ömer Cihad Kaya’nın yaptığı özel röportajda Prof. Dr. Mehmet Öz, Türk Ocaklarının işgal yıllarında direnişin merkezlerinden birisi olduğunun altını çizmişti.

TÜRK YURDU VE TÜRK OCAKLARI

Türk Ocağının yayın hayatı da kuvvetli bir şekilde ilerliyordu. Türk Yurdu Dergisi, devrin birçok ilim ve fikir adamını Türk Ocağı bünyesinde toplamıştı. Türk Yurdu Dergisi, Türk aydınının fikirlerini konuşturduğu; Türklük bilincini geliştirdiği bir merkez haline geldi. Türk Yurdu’na Azerbaycan’dan, Kırım’dan, Türkistan’dan birçok yazı yollanmış, bu dönemde Anadolu Türkleri ile Türkistan arasında güçlü ilişkiler inşa edilmiştir. Türk Yurdu’ndan Türk tarihinin ne çetinliklerden geçtiği anlatılırken, Türk dilinin de ulaşması gereken sadelik hakkında birçok yazı kaleme alındı. Azerbaycan Türklerini, Rus mezalimine karşı mücadele etmeye çağıran Azerbaycan Türklerinin ünlü yazarı Emin Abid, “Batı, Türk'ün güzel yüzünün zafer gülümsemesini hissetmesini istemiyor. Batı, Türk kalbinin, Türk dünyasının maneviyat güneşi ile aydınlanmasını istemiyor” cümlelerini kullanarak Türk Ocaklarının önemini vurgulamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türklüğün bu yıkılmaz kalesi hakkında tarihe şu veciz ifadeleri düşmüştü:

“Türk Ocağı, Türk’ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı, yüksek alevlerle tütsün, muhitine nurlar saçsın; yaşasın ve yaşatsın. Türk Ocağı, Türklük güneşinin ocağıdır. Asırlarca bunu söndürmek için çalıştılar. Bu ocak hepimizi aydınlattı.”

"BİR ASIRDIR TÜRKLÜĞÜN FAİDESİNE ÇALIŞAN TÜRK OCAKLARI..."

Türk Ocakları Genel Merkezi, kuruluşun 113. yıl dönümünde yayımladığı açıklamada, "Bir asırdır Türklüğün faidesine çalışan Türk Ocakları 113 yaşında. Kutlu olsun" ifadelerini kullandı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.