SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türk Dünyasında Kadın Çalıştayı'nın oturumları sona erdi

Türk dünyasının dört bir yanından iştirak eden kadınlarının katılım sağladığı Türk Dünyasında Kadın Çalıştayı, KKTC’de devam ediyor. Çalıştayın kadın haklarına odaklanılan ikinci gününü Emel Kırım Vakfı Başkan Yardımcısı ver UMAY-DER Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Bay Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirildi.

Haber Giriş Tarihi: 30.11.2024 12:51
Haber Güncellenme Tarihi: 30.11.2024 13:26
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Türk Dünyasında Kadın Çalıştayı'nın oturumları sona erdi

Türk Dünyasında Kadın Çalıştayı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) ev sahipliğinde 28 Kasım 2024 tarihinde başladı. Umay Ana Türk Dünyası Kadınlar Birliği (UMAY-DER), Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği, Kadın Akademisyenler Derneği (TÜRKKAB), Özbekistan Kültür Dayanışma ve İş Birliği Derneği, İstanbul Gedik Üniversitesi ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kadın Araştırmaları ve Eğitim Merkezinin iş birliğinde gerçekleştirilen çalıştayın ikinci günü yoğun programıyla tamamlandı.

Çalıştayın ikinci günü, “Kadın Hakları” başlıklı oturumla başladı. Oturumda; İstanbul Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Reyila Kaşgarlı, Irak Türkleri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Saadet Yurdürün, Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM) Yönetim Kurulu Üyesi Melek Tabak, Batı Trakya Kültür ve Eğitim Şirketi Genel Müdürü Dr. Pervin Hayrullah ve Azerbaycan Diaspora Bakanlığı İletişim Başkanı Vesile Zeynalova Türk dünyası kadınlarının hakları hususunda katılımcılara hitap etti.

“DOĞU TÜRKİSTAN’DA HAK VE ÖZGÜRLÜKLERDEN SÖZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Doç. Dr. Reyila Kaşgarlı oturumda, “Doğu Türkistan’da İnsan Hakları” adlı sunumunu yaptı. Kaşgarlı sunumunda, “Doğu Türkistan’da kadın haklarını konuşmak belki doğru olurdu fakat Doğu Türkistan'da sadece kadın değil, çocuk hakları ve insan hakları çiğnenmiş durumda. Hak ve özgürlüklerden söz etmek asla mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.

Kaşgarlı ayrıca baskıcı Çin hükûmeti tarafından 2018’de evinden alıkonulduktan sonra kendisinden bir daha haber alınmayan Uygur Türkü Akademisyen Rahile Davut ve Çin’in toplama kamplarından kaçmayı başarabilen Uygur Türkü Sayragül Savurbay’dan bahsederek, “Doğu Türkistan sadece Uygurların vatanı değildir. Doğu Türkistan, Kıbrıs'ın da vatanıdır, Atatürk'ün de vatanıdır.” vurgusunda bulundu.

“TÜRKMEN KADINLARI VAROLUŞ MÜCADELESİNDE KİLİT ROL OYNADI”

Av. Saadet Yurdürün “Günümüzde Irak Türkmen Kadınlarının Hakları” adlı sunumunda, Türklerin yaşadığı Irak topraklarının işgalinden sonra 1921’de İngiliz mandası tarafından kurulan Irak Krallığı’ndan itibaren Türkmen kadınlarının haklarının Irak devletinin çizdiği şekilde şekillendiğini söyledi.

Irak’taki Türk toplumunun işgal tarihinden itibaren sindirilmeye ve asimile edilmeye çalışıldığını belirten Yurdürün, “Bu süreçte Türkmenler uzun bir süreçte insan haklarından bile mahrum bırakılmıştır. Böyle bir ortamda kadınlar Türkmen direnişinde yer almış ve varoluş mücadelesi içerisinde kilit yol oynamışlardır.” dedi.

KIRIMOĞLU'NUN EŞİ SAFİNAR CEMİLEVA KATILIMCILARLA FOTOĞRAF ÇEKTİRDİ

Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Emel Kırım Vakfı Başkan Yardımcısı ve UMAY-DER Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Bay, çalıştayın ikinci gününün başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini kaydetti.

Nurten Bay ayrıca, Kırım Tatarlarının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun eşi ve Kırım Türk Kadınlar Birliği Başkanı Safinar Cemileva’ya ilginin büyük olduğunu ve çalıştay boyunca katılımcıların kendisiyle fotoğraf çektirmek istediğini belirtti.

VATAN KIRIM’IN KAHRAMAN KADINLARI

Bununla birlikte Nurten Bay, Rus esaretindeki Kırım Tatar siyasî tutsaklar, onların eşleri ve yakınları ile hakları ihlal edilen Kırım Tatar kadınlarına dair bir konuşma gerçekleştirdi.

Nurten Bay konuşmasına, “Kırım 27 Şubat 2014 tarihinde Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra işgalcilerle iş birliği yapmayanlar özellikle de gece yarısından sonra evlerine baskın ve arama yapılıyor. Rusya kardeşlerimizi, göz altına alarak, suçsuz yere tutukluyor; uzun yıllar hapse mahkûm ediyorlar.  Sonra da yine yasa dışı olarak Rusya'nın Kırım'a çok uzak hapishanelerine gönderiyorlar. Büyük yazarımız Cengiz Dağcı’nın ‘bizler kahraman değiliz gerçek kahramanlar, 1944’te sürgün edildikleri yerlerden büyük mücadele ile Vatan Kırım’a dönenlerdir…’ demişti. Bu insanlarımızdan tutuklananlar ve eşleri, anneleri gerçekten birer kahramandır.” dedi.

Ayrıca konuşmasında; 3 Mart 2014 tarihinde Rus askerleri ve milisler tarafından kuşatılmış Kırım Bakanlar Kurulu binasının önünde tek kişilik protesto eylemi düzenleyen ve işgalci Rusya tarafından kaçırılıp öldürülen Reşat Ametov’un eşi Zarina Ametova, Kırım’ın Bahçesaray şehrinde 24 Mayıs 2016 günü kaçırılan Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Yönetim Kurulu üyesi 31 yaşındaki Ervin İbragimov’un annesi Leyla İbragimova, 23 Kasım 2017 tarihinde işgalcilerin düzenlediği baskın sırasında fenalaşıp hayatını kaybeden Veciye Kaşka, üç oğlu da Kırım hapishanelerinde tutulan Lilya Seitumerova, siyasî tutuklu Kırım Tatar Arsen Abharirov, asılsız olarak  olarak sözde “terörizm” ile suçlanıp tutuklanan Enver Mamutov, 2023 yılında evine yapılan baskın ve aramadan sonra gözaltına alınan Amathan Umerov, 2014’den beri Rus işgali altında bulunan Kırım’da yaşanan insan hakları ihlallerini bütün zorluklara rağmen duyurmaya çalışan ve 2019’da Rus işgalciler tarafından alıkonulan Lütfiye Zudiyeva, yakın zamanda Rus işgalciler tarafından alıkonulan ve 35 saat sonra serbest bırakılan Armançık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ediye Müslimova gibi bir anne veya bir eş olan birçok kahraman Kırım Tatar kadınına yer verdi.

KIRIM TATAR DİLİNİN VE KÜLTÜRÜNÜN KORUNMASINDA KADINLAR

Emel Kırım Vakfı Genel Sekreteri Melek Maksudoğlu, “Tarihte ve Göçte Kadın” konusunda konuşma yaptı. Konuşmasında, Kırım Tatar kadınlarının sürgünde dilini ve kültürünü korumasındaki önemli rolüne değinen Maksudoğlu, konuşmasına şu şekilde devam etti:

1991 yılında, Vatan Kırım’a dönüldükten sonra Kırım Tatar Milli Meclisinin açılışında liderimiz Yolbaşımız Mustafa Cemil Kırımoğlu’nun açılış konuşmasını Kırım Tatar dilinde yapması, Sovyetlerin Kırım Tatarlarını hem fiziksel hem kültürel olarak yok etme politikasının başarısızlığını Rusların yüzlerine vurmuştur. Edebiyatı, eğitimi anadilinde verilmediği sürece o dil, yazısız, ilkel, yoz bir dile dönüşür. Şefika Gaspıralı Alemi Nisvan dergisi çıkarttığı gibi Kırım’a dönünce, 1922 de ilk çıkan Nenkecan dergisi, Zera Bekirova baş editörlüğünde tekrar çıkarılmaya başlanmıştır. Nenkecan dergisi, sıradan bir kadın dergisi değildir. Dili edebi Kırım Tatarcasıdır. Edebiyat, sanat, başarılı sanatkar, akademisyen kadınlarla röportajlar yer almaktadır ve Kırım Tatar kültürünü tanıtımında çok önemlidir. Kadınlarımızın kültürümüzü ve dilimizi korumaktaki önemini meşhur yazarımız Cengiz Dağcı’da şöyle vurgular ‘ben eserlerimi, annemin bana konuştuğu gibi yazdım.

BİZİ BU MÜCADELE RUHUNDA BİRLEŞTİREN UNSUR TÜRKLÜĞÜMÜZDÜR

Türk Dünyasında Kadın Çalıştayı kapanış oturumu konuşmaları UMAY-DER ve TÜRKKAB Başkanı Prof Dr. Mualla Uydu Yücel tarafından gerçekleştirdi.

Yücel konuşmasına, “Her coğrafyada aslında mazlum Türklüğü konuşmaya çalıştık. Onların dertlerini anlatmaya ve bir anlamda da anlamaya çalıştık. Her milletin tarihine girdik dedim. Her milletin tarihine girdiğimiz için de biraz önce söylediğim gibi, bedelini ağır bir şekilde ödedik. Kimi hüzün, kimi gözyaşı, kimi zulüm, kimi sürgün, kimi soykırım. Türk tarihi aslında böyle bir tarihi de karşımıza koyuyor. Mücadele ediyor muyuz? Elbette ki mücadele ettik. Mücadele etmeye de devam edeceğiz. Ama bizi bu mücadele ruhunda birleştiren unsur Türklüğümüzdür.” ifadeleriyle başladı.

Konuşmasının devamında “Biz bu çalıştayımızı hazırlarken sizden özellikle şunu istedik. Şüphesiz Türkçe dünya dillerinden en mükemmelidir. Dolayısıyla da kendi lehçelerinde ama Türk lehçelerinden birisiyle sunum yapalım. Çünkü biliyoruz ki dilimiz kimliğimizdir. Eğer dilimizi unutursak kimliğimizi de unuturuz. Onun için burada bulunan herkesten bunu hassaten rica ediyorum. Kendi dilimizle lütfen konuşalım ve yazalım. Biz 7. yüzyılda dünyada Türkçeyi hâkim kurmuş olan bir milletin evlatlarıyız, eserleriyiz.” sözleriyle devam etti.

Sadece Türkiye’ye değil Türk dünyasında, Türk kadının olduğu her coğrafyada bir varlık mücadelesi içerisinde olduğunun bilindiğini kaydeden Yücel, bu mücadeleyi görünür kılanların Türk kadınları olduğunu vurgulayarak konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:

Biliyorum, inanıyorum ve görüyorum ki, tarihten ders alan, tarihinden kendisine tevarüs eden Türklüğü, Türk kadınını gelecek nesillere en güzel şekilde aktaracak ve bu noktada önder, öncü rolünü oynayacak kadınlar olacağız. Ve bugünü bir tarafa yazıp, biz tarihe Allah nasip ederse iz düşeceğiz. Altaylar'dan Tuna'ya, Kafkaslar'dan Balkanlara, Irak'a selam olsun. Türk'ün şanlı bayraklarının dalgalandığı bütün coğrafyaya. Tanrı Türk'ü korusun, yüceltsin, Türk birliği daim olsun, birlik olsun ve kutlu olsun.

Türk Dünyasında Kadın Çalıştayı 30 Kasım 2024 tarihinde katılımcılar tarafından gerçekleştirilecek KKTC teknik gezisi ile sona erecek.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.