Tayvan Büyükelçisi, Çin-ABD-Tayvan gerilimi hakkında QHA’ya konuştu
Tayvan Büyükelçisi, Çin-ABD-Tayvan gerilimi hakkında QHA’ya konuştu
Tayvan Büyükelçisi, ABD ve Çin arasında yaşanan bu gerginliğin arka planını Kırım Haber Ajansına (QHA) anlattı.
Haber Giriş Tarihi: 19.09.2022 14:46
Haber Güncellenme Tarihi: 08.05.2024 15:17
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Selahaddin Kaşgarlı / QHA Ankara Muhabiri
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin 3 Ağustos 2022'de Çin’in tehditlerine rağmen ziyaret etmesi sonrası yaşanan gerginlikler hala sıcaklığını koruyor. Gerek Amerika Birleşik Devletleri’nin bu ziyarete verdiği önem, gerek Çin’in buna karşı sergilediği tutum, dünya devletleri tarafından dikkatlice takip ediliyor. ABD ve Çin arasında yaşanan bu gerginliğin arka planını, Tayvan'ın Ankara Büyükelçisi Chih-yang Huang (Volkan Chih-yang Huang) Kırım Haber Ajansına değerlendirdi.
Dünyada Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminin ardından stratejik dengeler ciddi oranda etkilendi. Dünyanın Rusya'ya koyduğu yaptırımlar sayesinde oluşan Rusya karşısında yer alan geniş cephe, pek çok açıdan uluslararası dengeleri yeni bir konuma getirdi. Geçen ay Çin'in uzun yıllardır devam eden Tayvan üzerindeki hak iddiaları yeniden alevlenmişti. Çin uçaklarının Tayvan sınırlarında yaptığı uçuş ve tatbikat dünyayı yeniden Çin-Tayvan hattına çekmişti. ABD'nin Çin'e verdiği notalar ise yeni bir dünya savaşının ayak sesleri olarak yorumlanmıştı. Çin'in Tayvan üzerindeki hak iddiaları, Çin'in "bir ülke, iki sistem" yalanı ve Doğu Türkistan'da Çin yönetiminin ortaya koyduğu soykırım fiillerini Tayvan'ın Ankara Büyükelçisi Volkan Chih-yang Huang, Kırım Haber Ajansına değerlendirdi. Huang, "Çin'in bir ülke iki sistem iddiası, yalandan ibarettir" ifadelerini kullandı. İşte o röportaj:
"ÇİN YILLARDIR TAYVAN'A GÖZDAĞI VERİYOR"
Çin yönetimi, gerek demokrasi, gerekse de insan hakları konusunda dünyada parmakla gösterebileceğimiz bir yerde olan Tayvan’dan ne istiyor?
Çin, 1949'dan beri Tayvan'ın kendisinin bir parçası olduğunu iddia etmektedir ve Tayvan boğazı sorunlarını zorla çözmeye çalışmaktan vazgeçmemiştir. Otoriter siyasi sisteme ve hegamonik yönetim ideolojisine dayanan Çin, boğazın iki yakasının birbirine tabi olmadığı gerçeğini göz ardı etmektedir. Çin sadece Tayvan'ın demokratik gelişimini ve uluslararası toplumla etkileşimini görmek istemiyor, aynı zamanda dünyanın Tayvan'a verdiği desteğin Kapalı siyasi sistemler için büyük bir tehdit olduğuna inanıyor.
Aslında, egemen devletlerin yetkililerinin karşılıklı ziyaretleri çok alışılagelmiştir. Demokratik bir ülke olarak Tayvan, uluslararası dostlarının ziyaretlerini içtenlikle karşılamaktadır. Son yıllarda, Tayvan ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişki giderek ısınmıştır. Tayvan ve ABD yetkilileri arasındaki karşılıklı ziyaretlerin seviyesinin artması ve sıklaşması, Tayvan'ın uluslararası toplumun desteğini alarak "bağımsız" hale geleceğinden korkan Çin'in sinir uçlarını harekete geçirmiştir. Çin, uzun süredir Tayvan'ın demokratik bir ülke olduğu gerçeğiyle yüzleşmek konusunda isteksizdir ve yıllar içinde Tayvan'a daha fazla gözdağı vermeye ve saldırmaya başlamıştır. Egemen bir ülke olarak Tayvan, herhangi bir zamanda Tayvan'ı ziyaret edecek uluslararası dostlarını ağırlama ve ikili diyalogları artırmak istemekte ve bu hakka sahiptir. Herkesi demokratik değerlere, bölgesel ve uluslararası barışa birlikte katkıda bulunmaya davet ediyorum.
TAYVAN 16. SIRADA "BİR ÜLKE, İKİ SİSTEM" İDDİASI YALAN
Çin için Tayvan neden bu kadar önemli? Bir ÇKP bahanesi olan “Barışçıl Birleşme” planını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence siyasi hedefler, özellikle jeopolitik, öncelikli düşünce olmalıdır. Tayvan'ın coğrafi konumu, Doğu Asya'dan Batı Pasifik'e uzanan ilk ada zincirinde önemli bir düğümdür. Son yıllarda Çin, deniz gücünü geliştirmeye devam etmiştir ve Pasifik'te ABD ile yüz yüze gelmek üzere ilk ada zincirini kırmayı ummaktadır. Bu nedenle, Çin, Tayvan'ı işgal ederse, ilk ada zincirini başarıyla kırabilecektir.
İkincisi, Tayvan'ın döviz rezervleri 548,77 milyar ABD doları olup, Çin, Japonya, İsviçre ve Hindistan'dan sonra dünyada beşinci sırada yer almaktadır. 2021'de Tayvan'ın toplam ticaret hacmi 827,9 milyar ABD dolarına ulaşarak dünyada 16. sırada yer almıştır. Gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH) 774,8 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir ve bu da Tayvan'ın güçlü bir ekonomisinin olduğunu göstermektedir.
Öte yandan, Tayvan'ın yarı iletken üretimi ve verim oranı uluslararası üne sahiptir. TSMC, dünyanın en büyük dökümhanesidir ve gelişmiş üretim süreçleriyle tanınmaktadır. TSMC'nin küresel pazar payı bu yılın ilk çeyreğinde %53'e ulaşmıştır. Tayvan'daki diğer yarı iletken endüstrileri dahil edilirse, pazar payı oranı %77,3'e kadar çıkacaktır. Çin, yarı iletken endüstrisini aktif olarak geliştirmektedir. Çin için Tayvan'a hakim olmak, küresel yarı iletken endüstrisine ve teknolojisine hakim olmak demektir.
Buna ek olarak, Çin'in Tayvan ile askeri yeniden birleşme niyetinden asla vazgeçmediği bilinen bir gerçektir ve ilgili beyanlara birçok Çin resmi belgesinde de rastlanmaktadır. Çin tek taraflı olarak yeniden birleşmeden sonra sözde "tek ülke, iki sistemin" uygulanacağını iddia etmektedir. Ancak Çin'in Hong Kong'lu demokrasi yanlısı aktivistleri çökertmek ve protestocuların destekçilerini tutuklamak ve dava açmak gibi eylemleri "bir ülke, iki sistem" iddiasının yalandan ibaret olduğunu göstermektedir.
"BM, ÇİN'İ UYGURLARI VE DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ MÜSLÜMANLARIN ÇOĞUNU GÖZALTINA ALMAKLA SUÇLAMAKTADIR
Hatırlayacağınız üzere, Çin’in Fransa Büyükelçisi katıldığı bir televizyon programında, “Barışçıl birleşmeden sonra Tayvan halkını yeniden eğiteceğiz” demişti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu ifade, sözde bir ülke, iki sistem ve barışçıl yeniden birleşme sisteminin inandırıcı olmadığını bir kez daha vurguluyor. Çin'in Fransa Büyükelçisi Lu Shaye’nin, Tayvan'ın işgalinden sonra yeniden eğitim denilen saçma sözleri ve eylemleri vurgulaması çok tuhaf. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin 31 Ağustos'ta yayınladığı rapor, Çin'i Uygurları ve Doğu Türkistan'daki Müslümanların çoğunu gözaltına almakla suçlamaktadır.
Çin ve ABD arasında sıkışıp kalan Tayvan’ın ileriye dönük stratejilerinde Türkiye ne konumda? Türkiye - Tayvan ilişkileri nasıl ilerlemeli?
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşmasında Çin'in askeri tatbikatlarının neden olduğu Tayvan Boğazı krizinden bahsetmişti. Ukrayna savaşının ve Covid-19 pandemisinin küresel ekonomi ve istikrar üzerindeki olumsuz etkisi altında başka bir krizin yaşanmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Gerginliği azaltmak için öz kontrol çok önemlidir. Bu konuda Türkiye'nin barışı destekleme, askeri provokasyonlardan kaçınma ve tansiyonu düşürme önerisine tamamen katılıyoruz.
Son olarak, ABD’nin Tayvan konusundaki kararlılığı ilerde Tayvan için ne tür yarar veya zarara neden olur?
Çin askeri tatbikatlar yaptıktan sonra, Tayvan'ın Çin'in askeri provokasyonu konusundaki görüşlerini ve Tayvan'ın kendine hakim ancak çekingen olmayan duruşunu birçok Türk hükumet yetkilisine, Kongre üyelerine, düşünce kuruluşlarına, iş ve akademik çevrelere ve Tayvan'ı önemseyen tüm iyi dostlarımıza anlattım ve çeşitli sorularını yanıtladım. Birçok Türk arkadaşın endişesini takdir ediyor ve demokratik Tayvan'a desteklerini hissediyoruz. Temelde herkes barışın bölgedeki ve dünyadaki çoğu ülkenin çıkarına olduğuna inanmakta ve kışkırtıcı askeri eylemlere karşı çıkmaktadır.
Tayvan ayrıca Türkiye ile ikili ilişkileri ve ekonomik, ticari işbirliğini geliştirmek ve ikili alışverişleri güçlendirmek için çaba göstermeye devam edecektir. Başkan Tsai, ısrarlı ve kasıtlı olarak artan askeri tehditler karşısında bir keresinde, "Tayvan'ın asla geri adım atmayarak; ülkem kendi kendini savunma yeteneklerini güçlendirmek için elinden gelenin en iyisini yapacaktır ve Tayvan, Amerika Birleşik Devletleri'nin güvenilir bir ortağıdır ve gelecekte Tayvan-ABD ilişkisini geliştirmeye devam edecektir" şeklinde ifadeleri yer almıştır.
Boğazlararası ilişkilerdeki ve hatta bölgedeki mevcut gerilim, Çin hükümetinin aşırı tepkisinin ve bir dizi tek taraflı yaptırımların ve gerçek zamanlı askeri tatbikatların sonucu gibi görünmektedir. Amerika Birleşik Devletleri ve demokratik Tayvan’ın ikili ilişkileri sağlam bir şekilde ilerlemektedir. Benzer fikirlere sahip iki ülke birbirini destekleyerek Tayvan'a zarar vermeyecek bir kazan-kazan durumu yaratmaktadırlar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tayvan Büyükelçisi, Çin-ABD-Tayvan gerilimi hakkında QHA’ya konuştu
Tayvan Büyükelçisi, ABD ve Çin arasında yaşanan bu gerginliğin arka planını Kırım Haber Ajansına (QHA) anlattı.
Selahaddin Kaşgarlı / QHA Ankara Muhabiri
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin 3 Ağustos 2022'de Çin’in tehditlerine rağmen ziyaret etmesi sonrası yaşanan gerginlikler hala sıcaklığını koruyor. Gerek Amerika Birleşik Devletleri’nin bu ziyarete verdiği önem, gerek Çin’in buna karşı sergilediği tutum, dünya devletleri tarafından dikkatlice takip ediliyor. ABD ve Çin arasında yaşanan bu gerginliğin arka planını, Tayvan'ın Ankara Büyükelçisi Chih-yang Huang (Volkan Chih-yang Huang) Kırım Haber Ajansına değerlendirdi.
Dünyada Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminin ardından stratejik dengeler ciddi oranda etkilendi. Dünyanın Rusya'ya koyduğu yaptırımlar sayesinde oluşan Rusya karşısında yer alan geniş cephe, pek çok açıdan uluslararası dengeleri yeni bir konuma getirdi. Geçen ay Çin'in uzun yıllardır devam eden Tayvan üzerindeki hak iddiaları yeniden alevlenmişti. Çin uçaklarının Tayvan sınırlarında yaptığı uçuş ve tatbikat dünyayı yeniden Çin-Tayvan hattına çekmişti. ABD'nin Çin'e verdiği notalar ise yeni bir dünya savaşının ayak sesleri olarak yorumlanmıştı. Çin'in Tayvan üzerindeki hak iddiaları, Çin'in "bir ülke, iki sistem" yalanı ve Doğu Türkistan'da Çin yönetiminin ortaya koyduğu soykırım fiillerini Tayvan'ın Ankara Büyükelçisi Volkan Chih-yang Huang, Kırım Haber Ajansına değerlendirdi. Huang, "Çin'in bir ülke iki sistem iddiası, yalandan ibarettir" ifadelerini kullandı. İşte o röportaj:
"ÇİN YILLARDIR TAYVAN'A GÖZDAĞI VERİYOR"
Çin yönetimi, gerek demokrasi, gerekse de insan hakları konusunda dünyada parmakla gösterebileceğimiz bir yerde olan Tayvan’dan ne istiyor?
Çin, 1949'dan beri Tayvan'ın kendisinin bir parçası olduğunu iddia etmektedir ve Tayvan boğazı sorunlarını zorla çözmeye çalışmaktan vazgeçmemiştir. Otoriter siyasi sisteme ve hegamonik yönetim ideolojisine dayanan Çin, boğazın iki yakasının birbirine tabi olmadığı gerçeğini göz ardı etmektedir. Çin sadece Tayvan'ın demokratik gelişimini ve uluslararası toplumla etkileşimini görmek istemiyor, aynı zamanda dünyanın Tayvan'a verdiği desteğin Kapalı siyasi sistemler için büyük bir tehdit olduğuna inanıyor.
Aslında, egemen devletlerin yetkililerinin karşılıklı ziyaretleri çok alışılagelmiştir. Demokratik bir ülke olarak Tayvan, uluslararası dostlarının ziyaretlerini içtenlikle karşılamaktadır. Son yıllarda, Tayvan ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişki giderek ısınmıştır. Tayvan ve ABD yetkilileri arasındaki karşılıklı ziyaretlerin seviyesinin artması ve sıklaşması, Tayvan'ın uluslararası toplumun desteğini alarak "bağımsız" hale geleceğinden korkan Çin'in sinir uçlarını harekete geçirmiştir. Çin, uzun süredir Tayvan'ın demokratik bir ülke olduğu gerçeğiyle yüzleşmek konusunda isteksizdir ve yıllar içinde Tayvan'a daha fazla gözdağı vermeye ve saldırmaya başlamıştır. Egemen bir ülke olarak Tayvan, herhangi bir zamanda Tayvan'ı ziyaret edecek uluslararası dostlarını ağırlama ve ikili diyalogları artırmak istemekte ve bu hakka sahiptir. Herkesi demokratik değerlere, bölgesel ve uluslararası barışa birlikte katkıda bulunmaya davet ediyorum.
TAYVAN 16. SIRADA "BİR ÜLKE, İKİ SİSTEM" İDDİASI YALAN
Çin için Tayvan neden bu kadar önemli? Bir ÇKP bahanesi olan “Barışçıl Birleşme” planını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence siyasi hedefler, özellikle jeopolitik, öncelikli düşünce olmalıdır. Tayvan'ın coğrafi konumu, Doğu Asya'dan Batı Pasifik'e uzanan ilk ada zincirinde önemli bir düğümdür. Son yıllarda Çin, deniz gücünü geliştirmeye devam etmiştir ve Pasifik'te ABD ile yüz yüze gelmek üzere ilk ada zincirini kırmayı ummaktadır. Bu nedenle, Çin, Tayvan'ı işgal ederse, ilk ada zincirini başarıyla kırabilecektir.
İkincisi, Tayvan'ın döviz rezervleri 548,77 milyar ABD doları olup, Çin, Japonya, İsviçre ve Hindistan'dan sonra dünyada beşinci sırada yer almaktadır. 2021'de Tayvan'ın toplam ticaret hacmi 827,9 milyar ABD dolarına ulaşarak dünyada 16. sırada yer almıştır. Gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH) 774,8 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir ve bu da Tayvan'ın güçlü bir ekonomisinin olduğunu göstermektedir.
Öte yandan, Tayvan'ın yarı iletken üretimi ve verim oranı uluslararası üne sahiptir. TSMC, dünyanın en büyük dökümhanesidir ve gelişmiş üretim süreçleriyle tanınmaktadır. TSMC'nin küresel pazar payı bu yılın ilk çeyreğinde %53'e ulaşmıştır. Tayvan'daki diğer yarı iletken endüstrileri dahil edilirse, pazar payı oranı %77,3'e kadar çıkacaktır. Çin, yarı iletken endüstrisini aktif olarak geliştirmektedir. Çin için Tayvan'a hakim olmak, küresel yarı iletken endüstrisine ve teknolojisine hakim olmak demektir.
Buna ek olarak, Çin'in Tayvan ile askeri yeniden birleşme niyetinden asla vazgeçmediği bilinen bir gerçektir ve ilgili beyanlara birçok Çin resmi belgesinde de rastlanmaktadır. Çin tek taraflı olarak yeniden birleşmeden sonra sözde "tek ülke, iki sistemin" uygulanacağını iddia etmektedir. Ancak Çin'in Hong Kong'lu demokrasi yanlısı aktivistleri çökertmek ve protestocuların destekçilerini tutuklamak ve dava açmak gibi eylemleri "bir ülke, iki sistem" iddiasının yalandan ibaret olduğunu göstermektedir.
"BM, ÇİN'İ UYGURLARI VE DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ MÜSLÜMANLARIN ÇOĞUNU GÖZALTINA ALMAKLA SUÇLAMAKTADIR
Hatırlayacağınız üzere, Çin’in Fransa Büyükelçisi katıldığı bir televizyon programında, “Barışçıl birleşmeden sonra Tayvan halkını yeniden eğiteceğiz” demişti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu ifade, sözde bir ülke, iki sistem ve barışçıl yeniden birleşme sisteminin inandırıcı olmadığını bir kez daha vurguluyor. Çin'in Fransa Büyükelçisi Lu Shaye’nin, Tayvan'ın işgalinden sonra yeniden eğitim denilen saçma sözleri ve eylemleri vurgulaması çok tuhaf. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin 31 Ağustos'ta yayınladığı rapor, Çin'i Uygurları ve Doğu Türkistan'daki Müslümanların çoğunu gözaltına almakla suçlamaktadır.
"TÜRKİYE'NİN BARIŞI DESTEKLEYEN ADIMLARINA KATILIYORUZ"
Çin ve ABD arasında sıkışıp kalan Tayvan’ın ileriye dönük stratejilerinde Türkiye ne konumda? Türkiye - Tayvan ilişkileri nasıl ilerlemeli?
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşmasında Çin'in askeri tatbikatlarının neden olduğu Tayvan Boğazı krizinden bahsetmişti. Ukrayna savaşının ve Covid-19 pandemisinin küresel ekonomi ve istikrar üzerindeki olumsuz etkisi altında başka bir krizin yaşanmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Gerginliği azaltmak için öz kontrol çok önemlidir. Bu konuda Türkiye'nin barışı destekleme, askeri provokasyonlardan kaçınma ve tansiyonu düşürme önerisine tamamen katılıyoruz.
Son olarak, ABD’nin Tayvan konusundaki kararlılığı ilerde Tayvan için ne tür yarar veya zarara neden olur?
Çin askeri tatbikatlar yaptıktan sonra, Tayvan'ın Çin'in askeri provokasyonu konusundaki görüşlerini ve Tayvan'ın kendine hakim ancak çekingen olmayan duruşunu birçok Türk hükumet yetkilisine, Kongre üyelerine, düşünce kuruluşlarına, iş ve akademik çevrelere ve Tayvan'ı önemseyen tüm iyi dostlarımıza anlattım ve çeşitli sorularını yanıtladım. Birçok Türk arkadaşın endişesini takdir ediyor ve demokratik Tayvan'a desteklerini hissediyoruz. Temelde herkes barışın bölgedeki ve dünyadaki çoğu ülkenin çıkarına olduğuna inanmakta ve kışkırtıcı askeri eylemlere karşı çıkmaktadır.
Tayvan ayrıca Türkiye ile ikili ilişkileri ve ekonomik, ticari işbirliğini geliştirmek ve ikili alışverişleri güçlendirmek için çaba göstermeye devam edecektir. Başkan Tsai, ısrarlı ve kasıtlı olarak artan askeri tehditler karşısında bir keresinde, "Tayvan'ın asla geri adım atmayarak; ülkem kendi kendini savunma yeteneklerini güçlendirmek için elinden gelenin en iyisini yapacaktır ve Tayvan, Amerika Birleşik Devletleri'nin güvenilir bir ortağıdır ve gelecekte Tayvan-ABD ilişkisini geliştirmeye devam edecektir" şeklinde ifadeleri yer almıştır.
Boğazlararası ilişkilerdeki ve hatta bölgedeki mevcut gerilim, Çin hükümetinin aşırı tepkisinin ve bir dizi tek taraflı yaptırımların ve gerçek zamanlı askeri tatbikatların sonucu gibi görünmektedir. Amerika Birleşik Devletleri ve demokratik Tayvan’ın ikili ilişkileri sağlam bir şekilde ilerlemektedir. Benzer fikirlere sahip iki ülke birbirini destekleyerek Tayvan'a zarar vermeyecek bir kazan-kazan durumu yaratmaktadırlar.
Son Haberler