18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin yıl dönümü kutlu olsun!
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin yıl dönümü kutlu olsun!
Kahraman Türk askerinin yazdığı destansı mücadelenin yıl dönümü... 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin 108. yıl dönümü kutlu olsun!
Haber Giriş Tarihi: 18.03.2023 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 19.03.2023 23:46
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olan Çanakkale Savaşı’nda kahraman Türk askerinin yazdığı destansı zaferin üzerinden 108 yıl geçti. Bugün, şanlı Türk tarihinin en parlak zaferlerinden olan ve Çanakkale’nin geçilmez olduğunu bütün dünyaya ispatlayan Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108'inci yıl dönümü. Aynı zamanda 18 Mart Çanakkale Zaferi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün askerlerine tarihe geçen şu sözlerini söylediği zaferdir:
"Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum."
DÜNYA TARİHİNDE NADİR GÖRÜLEN BİR VATAN SAVUNMASI
Denizde ve karada 200 binin üzerinde askerin canını verdiği, kat kat düşman kuvvetlerine karşı kazanılan bu zafer, aynı zamanda dünya tarihinde nadir görülen bir vatan savunması örneği olarak kayıtlara geçti.
Böylece Türk ordusu tarafından 18 Mart 1915’te İtilaf Devletleri donanmaları yenilgiye uğratılarak Çanakkale Savaşı’nın denizdeki bölümü sona erdi.
Türk ordusunun büyük çabası ile Gelibolu Yarımadası’na yapılan kara çıkartmaları bertaraf edildi. 19-20 Anafartalar ve Arıburnu’ndan, 9 Ocak 1916’da ise Seddülbahir’den çekilen İtilaf birlikleri, büyük bozguna uğradı. Çarlık Rusya’nın çöküşünü hızlandıran bu savaşın sonucunda İngiltere’de yönetim değişikliği yaşandı.
Türk tarihine destansı bir zafer olarak geçen Türk ordusunun bu galibiyeti, aynı zamanda Anadolu topraklarının ve Boğazların Türklerin hakimiyetinde kalmasına olanak sağladı.
ÇANAKKALE ZAFERİ VE MUSTAFA KEMAL
Mustafa Kemal, yaklaşık 11 ay süre boyunca Çanakkale Cephesi’nde bulunmuştur. 20 Ocak 1915’te 19’uncu Tümen Komutanı olarak cephede göreve atanmış, 10 Aralık 1915’te cepheden ayrılmıştır.
Çanakkale Savaşları’na Yarbay rütbesi ile katılmış, 1 Haziran 1915’te Albaylığa terfi etmiştir. Cephede 19’uncu Tümen Komutanı, Maydos Mıntıka Komutanı, Arıburnu Kuvvetleri Komutanı ve Anafartalar Grup Komutanı görevlerinde bulunmuştur. Yararlı hizmetlerinden dolayı 30 Nisan’da Gümüş İmtiyaz Harp Madalyası’na, 17 Mayıs’ta ise Altın Liyakat Madalyası’na layık görülmüştür. Tekirdağ/Yarçeşme’den sonra Eceabat, Bigalı, Düztepe Güneyi, 180 Rakımlı Tepe Güneyi ve Çamlıtekke’yi karargâh olarak kullanmıştır.
Mustafa Kemal'in Çanakkale'de "İşte kazandığımız an, bu andır!" dediği hatırası
Mustafa Kemal, Arıburnu, Anafarta ve Kireçtepe bölgelerindeki üç önemli kritik askerî müdahalesi ile Çanakkale Savaşları’nın kaderini tayin etmiştir. Bunlardan Arıburnu müdahalesi, 25 Nisan 1915 tarihinde İngilizlerin ilk çıkarma teşebbüsleri olan Arıburnu çıkarmasına karşı yapılmıştır.
Conkbayırı-Anafarta müdahalesi, 6 Ağustos 1915 tarihinde ikinci çıkarma teşebbüsleri olan ve Conkbayırı-Anafarta hattını ele geçirmek teşebbüsüne karşı 9 ve 10 Ağustos 1915 tarihlerinde; Kireçtepe müdahalesi ise, Anafarta çıkarması sonrası kuşatma manevrası amacıyla yapılan Kireçtepe sırtlarını ele geçirme hedefli İngiliz girişimine karşı 16 Ağustos 1915’te gerçekleşmiştir.
Arıburnu müdahalesi, 25 Nisan 1915 tarihinde saat 04.30’dan itibaren Kabatepe açıklarından çıkarma yapan, birçoğu Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinden oluşan İngiliz birliklerine karşı yapılmıştır. 27’nci Alay’a bağlı kıyı gözetleme postalarıyla karşılaşan İngiliz birlikleri kısa sürede Conkbayırı sırtlarına hızlıca ilerlemişlerdir.
Kocaçimen-Conkbayırı hattı tüm yarımadanın en yüksek mevkii olup burada tutunacak birliklerin, savaşın neticesini belirleyecek nitelikte olduğu muhakkak iken Bigalı’da ihtiyat tümeni olarak konuşlanmış olan 19’uncu Tümen, 25 Nisan çıkarmasının haberini saat 05.30’da almıştır; fakat düşmanın tam olarak nereye çıktığı ve miktarının ne olduğu hakkında henüz yeterli bir bilgi yoktur.
Mustafa Kemal, sabahın erken saatlerinden itibaren birliklerini harekete hazır bir hale getirerek çıkarma hakkında detaylı bilgi almaya çalışmıştır. Nitekim kolordudan kesin bir emir almaksızın harekete geçme kararı vermiş ve 57’nci Alay ile bir dağ bataryasını yanına alarak Kocaçimen istikametine yürüyüşe başlamıştır.
Bigalı’dan Kocaçimen’e doğru gitmek için kullanılabilecek tek yol, Kocadere’den geçmekle mümkün olabilirdi; fakat burası geniş bir düzlüğe sahip olduğu için düşman gözetleme birlikleri, bu yürüyüşü fark edebilir ve donanma ya da uçak bombardımanına maruz kalınabilir, endişesi ile Mustafa Kemal, emrindeki birlikleri Bigalı-Matikderesi-Kocaçimen istikametinde fundalık, dere ve kayalıklar arasından yürütmüştür.
Kocaçimen sırtlarına gelindiğinde birliklerine 10 dakikalık bir istirahat verip Abdalbayırı-Conkbayırı istikametine gelmelerini söylemiştir. Kendisi de yanına yaverini alarak durumu yakından görmek üzere Conkbayırı’na doğru yol almış; bu esnada düşmanın çıkarma teşebbüsüne karşı koyan 27’nci Alay’a ait gözetleme postasının bazı askerlerinin Düztepe bölgesinden Kocaçimen’e doğru kaçıştıklarını görmüştür.
Bizzat bu askerlerin önüne geçerek onları durdurmuş ve mevzi almalarını sağlamıştır. Mustafa Kemal, hazırladığı raporunda bunu şöyle anlatır:
–Niçin kaçıyorsunuz, dedim.
– Efendim, düşman, dediler
– Nerede, dedim.
– İşte! Diye 261 Rakımlı tepeyi gösterdiler.
– Düşmandan kaçılmaz, dedim.
– Cephanemiz kalmadı, dediler.
– Cephaneniz yoksa süngünüz var, dedim ve bağırarak süngü taktırdım ve yere yatırdım.
Bunun üzerine düşman askeri de yere yatmış ve kazanılan kısa bir müddetten sonra 57’nci Alay ve dağ bataryası bölgeye yetişmiştir.
Mustafa Kemal, Ruşen Eşref’e verdiği mülakatta içinde bulunulan bu durumu, Çanakkale Savaşları’nın en önemli anı olarak değerlendirir ve İşte, kazandığımız an, bu andı der. Gerçekten de saat 10.00’da taarruza başlayan 57’nci Alay birlikleri kısa sürede Conkbayırı-Kocaçimen hattının güvenliğini sağlamıştır.
Yarımadanın en yüksek tepesi olan Kocaçimen’in elde tutulması, Mustafa Kemal’in öngörüsü sayesinde olmuştur. Bu hat, neredeyse tahliyenin yapıldığı 19/20 Aralık 1915 gecesine kadar değişikliğe uğramadan Türk birliklerinin elinde kalmıştır.
Dünyanın en güçlü donanmalarına geçit vermeyerek “Çanakkale Geçilmez” diyen Türk ordusunun destansı zaferi, her yıl olduğu gibi bu yıl da Türk halkı tarafından coşkuyla kutlanıyor.
Büyük zaferin yıl dönümünde, her sene Çanakkale Şehitler Abidesi’nde ve yurdun dört bir yanında çeşitli törenler düzenleniyor.
Kırım Haber Ajansı olarak 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümünde 18 Mart Çanakkale Zaferini Türk milletine armağan eden Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve şehit olan Mehmetçikleri rahmet ve minnetle yad ediyoruz. Aziz ruhları şad olsun...
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin yıl dönümü kutlu olsun!
Kahraman Türk askerinin yazdığı destansı mücadelenin yıl dönümü... 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin 108. yıl dönümü kutlu olsun!
Dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olan Çanakkale Savaşı’nda kahraman Türk askerinin yazdığı destansı zaferin üzerinden 108 yıl geçti. Bugün, şanlı Türk tarihinin en parlak zaferlerinden olan ve Çanakkale’nin geçilmez olduğunu bütün dünyaya ispatlayan Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108'inci yıl dönümü. Aynı zamanda 18 Mart Çanakkale Zaferi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün askerlerine tarihe geçen şu sözlerini söylediği zaferdir:
"Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum."
DÜNYA TARİHİNDE NADİR GÖRÜLEN BİR VATAN SAVUNMASI
Denizde ve karada 200 binin üzerinde askerin canını verdiği, kat kat düşman kuvvetlerine karşı kazanılan bu zafer, aynı zamanda dünya tarihinde nadir görülen bir vatan savunması örneği olarak kayıtlara geçti.
Böylece Türk ordusu tarafından 18 Mart 1915’te İtilaf Devletleri donanmaları yenilgiye uğratılarak Çanakkale Savaşı’nın denizdeki bölümü sona erdi.
Türk ordusunun büyük çabası ile Gelibolu Yarımadası’na yapılan kara çıkartmaları bertaraf edildi. 19-20 Anafartalar ve Arıburnu’ndan, 9 Ocak 1916’da ise Seddülbahir’den çekilen İtilaf birlikleri, büyük bozguna uğradı. Çarlık Rusya’nın çöküşünü hızlandıran bu savaşın sonucunda İngiltere’de yönetim değişikliği yaşandı.
Türk tarihine destansı bir zafer olarak geçen Türk ordusunun bu galibiyeti, aynı zamanda Anadolu topraklarının ve Boğazların Türklerin hakimiyetinde kalmasına olanak sağladı.
ÇANAKKALE ZAFERİ VE MUSTAFA KEMAL
Mustafa Kemal, yaklaşık 11 ay süre boyunca Çanakkale Cephesi’nde bulunmuştur. 20 Ocak 1915’te 19’uncu Tümen Komutanı olarak cephede göreve atanmış, 10 Aralık 1915’te cepheden ayrılmıştır.
Çanakkale Savaşları’na Yarbay rütbesi ile katılmış, 1 Haziran 1915’te Albaylığa terfi etmiştir. Cephede 19’uncu Tümen Komutanı, Maydos Mıntıka Komutanı, Arıburnu Kuvvetleri Komutanı ve Anafartalar Grup Komutanı görevlerinde bulunmuştur. Yararlı hizmetlerinden dolayı 30 Nisan’da Gümüş İmtiyaz Harp Madalyası’na, 17 Mayıs’ta ise Altın Liyakat Madalyası’na layık görülmüştür. Tekirdağ/Yarçeşme’den sonra Eceabat, Bigalı, Düztepe Güneyi, 180 Rakımlı Tepe Güneyi ve Çamlıtekke’yi karargâh olarak kullanmıştır.
Mustafa Kemal'in Çanakkale'de "İşte kazandığımız an, bu andır!" dediği hatırası
Mustafa Kemal, Arıburnu, Anafarta ve Kireçtepe bölgelerindeki üç önemli kritik askerî müdahalesi ile Çanakkale Savaşları’nın kaderini tayin etmiştir. Bunlardan Arıburnu müdahalesi, 25 Nisan 1915 tarihinde İngilizlerin ilk çıkarma teşebbüsleri olan Arıburnu çıkarmasına karşı yapılmıştır.
Conkbayırı-Anafarta müdahalesi, 6 Ağustos 1915 tarihinde ikinci çıkarma teşebbüsleri olan ve Conkbayırı-Anafarta hattını ele geçirmek teşebbüsüne karşı 9 ve 10 Ağustos 1915 tarihlerinde; Kireçtepe müdahalesi ise, Anafarta çıkarması sonrası kuşatma manevrası amacıyla yapılan Kireçtepe sırtlarını ele geçirme hedefli İngiliz girişimine karşı 16 Ağustos 1915’te gerçekleşmiştir.
Arıburnu müdahalesi, 25 Nisan 1915 tarihinde saat 04.30’dan itibaren Kabatepe açıklarından çıkarma yapan, birçoğu Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinden oluşan İngiliz birliklerine karşı yapılmıştır. 27’nci Alay’a bağlı kıyı gözetleme postalarıyla karşılaşan İngiliz birlikleri kısa sürede Conkbayırı sırtlarına hızlıca ilerlemişlerdir.
Kocaçimen-Conkbayırı hattı tüm yarımadanın en yüksek mevkii olup burada tutunacak birliklerin, savaşın neticesini belirleyecek nitelikte olduğu muhakkak iken Bigalı’da ihtiyat tümeni olarak konuşlanmış olan 19’uncu Tümen, 25 Nisan çıkarmasının haberini saat 05.30’da almıştır; fakat düşmanın tam olarak nereye çıktığı ve miktarının ne olduğu hakkında henüz yeterli bir bilgi yoktur.
Mustafa Kemal, sabahın erken saatlerinden itibaren birliklerini harekete hazır bir hale getirerek çıkarma hakkında detaylı bilgi almaya çalışmıştır. Nitekim kolordudan kesin bir emir almaksızın harekete geçme kararı vermiş ve 57’nci Alay ile bir dağ bataryasını yanına alarak Kocaçimen istikametine yürüyüşe başlamıştır.
Bigalı’dan Kocaçimen’e doğru gitmek için kullanılabilecek tek yol, Kocadere’den geçmekle mümkün olabilirdi; fakat burası geniş bir düzlüğe sahip olduğu için düşman gözetleme birlikleri, bu yürüyüşü fark edebilir ve donanma ya da uçak bombardımanına maruz kalınabilir, endişesi ile Mustafa Kemal, emrindeki birlikleri Bigalı-Matikderesi-Kocaçimen istikametinde fundalık, dere ve kayalıklar arasından yürütmüştür.
Kocaçimen sırtlarına gelindiğinde birliklerine 10 dakikalık bir istirahat verip Abdalbayırı-Conkbayırı istikametine gelmelerini söylemiştir. Kendisi de yanına yaverini alarak durumu yakından görmek üzere Conkbayırı’na doğru yol almış; bu esnada düşmanın çıkarma teşebbüsüne karşı koyan 27’nci Alay’a ait gözetleme postasının bazı askerlerinin Düztepe bölgesinden Kocaçimen’e doğru kaçıştıklarını görmüştür.
Bizzat bu askerlerin önüne geçerek onları durdurmuş ve mevzi almalarını sağlamıştır. Mustafa Kemal, hazırladığı raporunda bunu şöyle anlatır:
–Niçin kaçıyorsunuz, dedim.
– Efendim, düşman, dediler
– Nerede, dedim.
– İşte! Diye 261 Rakımlı tepeyi gösterdiler.
– Düşmandan kaçılmaz, dedim.
– Cephanemiz kalmadı, dediler.
– Cephaneniz yoksa süngünüz var, dedim ve bağırarak süngü taktırdım ve yere yatırdım.
Bunun üzerine düşman askeri de yere yatmış ve kazanılan kısa bir müddetten sonra 57’nci Alay ve dağ bataryası bölgeye yetişmiştir.
Mustafa Kemal, Ruşen Eşref’e verdiği mülakatta içinde bulunulan bu durumu, Çanakkale Savaşları’nın en önemli anı olarak değerlendirir ve İşte, kazandığımız an, bu andı der. Gerçekten de saat 10.00’da taarruza başlayan 57’nci Alay birlikleri kısa sürede Conkbayırı-Kocaçimen hattının güvenliğini sağlamıştır.
Yarımadanın en yüksek tepesi olan Kocaçimen’in elde tutulması, Mustafa Kemal’in öngörüsü sayesinde olmuştur. Bu hat, neredeyse tahliyenin yapıldığı 19/20 Aralık 1915 gecesine kadar değişikliğe uğramadan Türk birliklerinin elinde kalmıştır.
Dünyanın en güçlü donanmalarına geçit vermeyerek “Çanakkale Geçilmez” diyen Türk ordusunun destansı zaferi, her yıl olduğu gibi bu yıl da Türk halkı tarafından coşkuyla kutlanıyor.
Büyük zaferin yıl dönümünde, her sene Çanakkale Şehitler Abidesi’nde ve yurdun dört bir yanında çeşitli törenler düzenleniyor.
Kırım Haber Ajansı olarak 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümünde 18 Mart Çanakkale Zaferini Türk milletine armağan eden Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve şehit olan Mehmetçikleri rahmet ve minnetle yad ediyoruz. Aziz ruhları şad olsun...
Son Haberler