Ukrayna kültürünün ve millî kimliğinin ayrılmaz parçalarından biri olan kobza, Türklerin millî çalgısı kopuz çalma geleneğinden kökenini alıyor. Usta-çırak ilişkisiyle öğretilen bu gelenek; kardeşlikle aktarılan millî bilincin bir kanıtı olarak, karşılaştığı tüm zorluklara rağmen Ukrayna kültüründe yaşatılmaya devam ediyor.
Oluşturulma Tarihi: 12 Aralık 2024, Perşembe 14:16
Güncellenme Tarihi: 13 Aralık 2024, Cuma 01:57
Etimolojik olarak kopuz/kobuz/komuz sözcüğünden gelen kobza çalgı aleti, "kobzamak (kopuz çalmak)" fiilinden türemiştir. Kopuz çalma geleneği, 13. yüzyılda Ukrayna’nın Poltava bölgesine yerleşen oldukça büyük bir Türk topluluğunun Gürcistan’ın kuzeybatısında yer alan Abhazya'dan göçü ile ülkede kobza çalma geleneği haline dönüştü.
Daha sonrasında Ukrayna’nın tüm bölgelerine yayılan kobzayı icra edenlere ise, “kobzar” adı veriliyor. Bununla birlikte genellikle kör olan kobzarlar, Ukrayna dağlarında gezen göçebe ozanlardır ve Ukrayna kültüründe saygın bir şekilde “Tanrı'nın adamları” olarak adlandırılır.
Göçebe kobzarlar, kobza çalma geleneğini aktarabilmek için usta-çırak ilişkilerinin bulunduğu kardeşlik loncaları (tsekh) kurdular. Bu loncalara kabul edilebilmek için ise, kobza çalarken “lir” (şarkı) söyleyebilmek ve gizli bir dil olan “lebiy” dilini bilmek gerekiyordu. “Lebiy” dili ise, Ukraince kelimelerin yanı sıra modern Yunanca, Romence, İbranice, Almanca, Macarca, Türkçe, Rusça ve İsveççe'den ödünç alınan kelimelerden oluşuyordu.
Aynı zamanda genç kobzarlar, eğitimini tamamladıktan sonra lonca teşkilatına başvurma hakkını elde ediyordu. Bunun için sınav vermeleri ve "odklinçşina (ustadan ayrılma)" ritüelini tamamlamaları gerekiyordu. “Panotets” (usta) olabilmek ise oldukça uzun bir süre gerektiriyordu.
1920'li ve 1930’lu yıllarda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSBC) baskısıyla karşılaşan kobza çalma geleneği icracılarının loncaları kapatılarak yasaklandı. Lonca üyeleri gözaltına alındı ve bir çoğu öldürülerek kobzaları yok edildi. Bu sebeple kobzarlar, gizli bir şekilde kobza çalmak zorunda kaldı.
Buna rağmen kobzarlar, mucizevi bir şekilde baskılardan ve asimilasyondan kurtuldular ve geleneksel enstrümanlarını ve “lir” repertuarlarını bozulmamış bir şekilde bugüne taşıdılar.
Ukrayna’da kobzarlar hâlâ loncalarda; kobza çalma geleneğinin tarihini öğretiyor, etik ve ahlaki eğitim veriyor. Ayrıca geleneksel repertuarı oluşturan kantolar, ilahiler ve epik eserlerin metinleri, türküler ve diğer parçalar loncalarda öğretiliyor; geleneksel müzik aletleri yapımı (kobza, bandura, hurdy-gurdy) genç nesillere aktarılıyor.
Ukrayna’nın Kıyiv şehrinde bulunan Ulusal Halk Kültürü Merkezi’ne bağlı Ivan Honçar Müzesi; loncalarla iş birliği yaparak bu geleneğin geleceğe aktarımında rol oynuyor. Kobzaların sergilendiği bu müzede, kobza çalma geleneği dijital anlatımlarla ve videolarla ziyaretçilere ulaşıyor.
Bunlara ek olarak kobza çalma geleneği, bütün zorluklara rağmen Ukrayna kültüründe yaşatıldığını ve aktarıldığını kanıtladı. Ukrayna'nın bu milli geleneği, 2024 yılında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi bağlamında "Kobzar-Lirnık (Lirnyk) Geleneğinin Korunmasına Yönelik Uygulama" adıyla Korumanın İyi Uygulamaları Listesi’ne dahil oldu.
Ukrayna'nın en önemli tarihi simalarından Taras Şevçenko, 18 Nisan 1840 tarihinde sadece Ukrayna edebiyatı tarihinde değil aynı zamanda Ukrayna halkının bilincinde de büyük önem taşıyan "Kobzar" adlı şiir kitabını çıkarmıştı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkistan’dan Ukrayna’ya taşınan bir çalgı: Kobza
Ukrayna kültürünün ve millî kimliğinin ayrılmaz parçalarından biri olan kobza, Türklerin millî çalgısı kopuz çalma geleneğinden kökenini alıyor. Usta-çırak ilişkisiyle öğretilen bu gelenek; kardeşlikle aktarılan millî bilincin bir kanıtı olarak, karşılaştığı tüm zorluklara rağmen Ukrayna kültüründe yaşatılmaya devam ediyor.
Oluşturulma Tarihi: 12 Aralık 2024, Perşembe 14:16
Güncellenme Tarihi: 13 Aralık 2024, Cuma 01:57
Etimolojik olarak kopuz/kobuz/komuz sözcüğünden gelen kobza çalgı aleti, "kobzamak (kopuz çalmak)" fiilinden türemiştir. Kopuz çalma geleneği, 13. yüzyılda Ukrayna’nın Poltava bölgesine yerleşen oldukça büyük bir Türk topluluğunun Gürcistan’ın kuzeybatısında yer alan Abhazya'dan göçü ile ülkede kobza çalma geleneği haline dönüştü.
Daha sonrasında Ukrayna’nın tüm bölgelerine yayılan kobzayı icra edenlere ise, “kobzar” adı veriliyor. Bununla birlikte genellikle kör olan kobzarlar, Ukrayna dağlarında gezen göçebe ozanlardır ve Ukrayna kültüründe saygın bir şekilde “Tanrı'nın adamları” olarak adlandırılır.
Göçebe kobzarlar, kobza çalma geleneğini aktarabilmek için usta-çırak ilişkilerinin bulunduğu kardeşlik loncaları (tsekh) kurdular. Bu loncalara kabul edilebilmek için ise, kobza çalarken “lir” (şarkı) söyleyebilmek ve gizli bir dil olan “lebiy” dilini bilmek gerekiyordu. “Lebiy” dili ise, Ukraince kelimelerin yanı sıra modern Yunanca, Romence, İbranice, Almanca, Macarca, Türkçe, Rusça ve İsveççe'den ödünç alınan kelimelerden oluşuyordu.
Aynı zamanda genç kobzarlar, eğitimini tamamladıktan sonra lonca teşkilatına başvurma hakkını elde ediyordu. Bunun için sınav vermeleri ve "odklinçşina (ustadan ayrılma)" ritüelini tamamlamaları gerekiyordu. “Panotets” (usta) olabilmek ise oldukça uzun bir süre gerektiriyordu.
1920'li ve 1930’lu yıllarda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSBC) baskısıyla karşılaşan kobza çalma geleneği icracılarının loncaları kapatılarak yasaklandı. Lonca üyeleri gözaltına alındı ve bir çoğu öldürülerek kobzaları yok edildi. Bu sebeple kobzarlar, gizli bir şekilde kobza çalmak zorunda kaldı.
Buna rağmen kobzarlar, mucizevi bir şekilde baskılardan ve asimilasyondan kurtuldular ve geleneksel enstrümanlarını ve “lir” repertuarlarını bozulmamış bir şekilde bugüne taşıdılar.
Ukrayna’da kobzarlar hâlâ loncalarda; kobza çalma geleneğinin tarihini öğretiyor, etik ve ahlaki eğitim veriyor. Ayrıca geleneksel repertuarı oluşturan kantolar, ilahiler ve epik eserlerin metinleri, türküler ve diğer parçalar loncalarda öğretiliyor; geleneksel müzik aletleri yapımı (kobza, bandura, hurdy-gurdy) genç nesillere aktarılıyor.
Ukrayna’nın Kıyiv şehrinde bulunan Ulusal Halk Kültürü Merkezi’ne bağlı Ivan Honçar Müzesi; loncalarla iş birliği yaparak bu geleneğin geleceğe aktarımında rol oynuyor. Kobzaların sergilendiği bu müzede, kobza çalma geleneği dijital anlatımlarla ve videolarla ziyaretçilere ulaşıyor.
Bunlara ek olarak kobza çalma geleneği, bütün zorluklara rağmen Ukrayna kültüründe yaşatıldığını ve aktarıldığını kanıtladı. Ukrayna'nın bu milli geleneği, 2024 yılında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi bağlamında "Kobzar-Lirnık (Lirnyk) Geleneğinin Korunmasına Yönelik Uygulama" adıyla Korumanın İyi Uygulamaları Listesi’ne dahil oldu.
Ukrayna'nın en önemli tarihi simalarından Taras Şevçenko, 18 Nisan 1840 tarihinde sadece Ukrayna edebiyatı tarihinde değil aynı zamanda Ukrayna halkının bilincinde de büyük önem taşıyan "Kobzar" adlı şiir kitabını çıkarmıştı.