İşgalcilerin yeni planı: Kırım'daki camilerin elektrikleri neden kesiliyor?
Yazının Giriş Tarihi: 22.04.2019 17:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.04.2019 17:14
Kırım'daki camilerin elektriklerinin kesilmesi meselesinin altındaki gerçekleri kamuoyuna daha doğru bir şekilde anlatmakta fayda var.
Şöyle ki; Kırım Tatarları, Kırım'a dönmeye başladıktan sonra dinî alanda teşkilatlanmalarını sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla gerçekleştirmişlerdi. Bu yapı tabandan tavana doğru, demokratik ve sivil toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte, belirli bir mahalde yaşayan halkın talep ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak inşa edilmişti. Buna göre; her mahalde (köy, mahalle, kasaba) kurulan her cami bir "Din Cemaati Teşkilatı"na bağlı ve ait idi. Burada lafzı geçen cemaat tabirinin dinî cemaat ve tarikatlarla ilgisi bulunmadığının altını çizerek devam edelim. Buradan kasıt o cami cemaatini oluşturan her birey bu "Din Cemaati Teşkilatının" da birer üyesi sayılıyor; bunlar kendi aralarında Cami derneğinin başkanı ve idaresini seçiyor; o mahaldeki dini ihtiyaçlar da bu dernek vasıtasıyla görülüyordu. Kırım Müslümanları Dinî İdaresi de bu cami derneklerinin oluşturduğu "çatı" kuruluş idi ve cami derneklerinin seçtiği delegelerin bir araya geldiği "Kurultay"ında (Genel Kurul toplantısında) Kırım Müslümanları Dinî İdaresinin başkanı yani Kırım Müftüsü seçiliyor idi. Böylelikle tabandan tavana demokratik temsil esasına dayalı bir yapı kurulmuş idi.
Elektrik kesintisi konusu ise esas itibarı ile bu yapıyı yok etmeyi amaçlayan bir görüntü arz ediyor. Rusya işgalinin ardından Kırım'da elektrik, su ve benzeri hizmetler Rus şirketlerine devredildi ve "bu şirketlerle bu hizmetlerin alımı için sözleşme yapmaz iseniz elektrik ya da su veya gaz gibi altyapı hizmetlerini alamazsınız" şeklinde bir kural getirildi. Özellikle son bir yılda, sözleşme yapmayanlara bu hizmetler verilmeye devam edildi ama çok yüksek cezalı faturalar çıkarılmaya; sözleşme yapmadan önce bu faturalar ödenmezse hizmetin bağlandığı taşınmazın satışı yolu ile tahsilat yapmaya başladılar. "Peki bunda ne var?" gibi bir soru gelebilir…
Buradaki Şam şeytanlığı oyunu şu:
İşgalden sonra Kırım Müftülüğü Rusya'nın kucağına oturarak kendisini tescil ettirdi ve maymunluğa başladı. Kendisi gibi iş birliği yapmayan yerel cami dernekleri ise resmî tescillerini yapamadılar. Bu nedenle de eletrik, su, gaz gibi altyapı hizmetleri için belirlenen Rus şirketi ile hukuken bir sözleşme imzalayacak temsil yetkisinden mahrum kaldılar. Bu da işbirlikçi Müftülüğün çok işine geldi. Şimdi, elektrik kesintileri ve ardından gelecek hacizler ile camiler ve cami derneklerine ait mülkler de satışa çıkarılacak ve işbirlikçi Müftülük bugüne kadar ele geçiremediği cami ve mescitleri kendine mülk edinecek. Bu sayede de Kırım Tatar millî hareketine destek veren cami derneklerini işlevsiz hale getirecek, bu cami cemaatini kendi tahakkümü altına alabilecek…
Bakmayın siz Müftü yardakçısı bazı hocaefendi tiplilerin mağdur ve mağrur edebiyatı yapıp "ama biz buradayız, hariçten gazel okumayın" demelerine… Hesapları, Kırım Tatar halkının tabandaki direncini ve direnişi kırmak. Bunu da camilerini ele geçirerek yapmaya çalışıyorlar.
Unutmayın; Rus'un her hareketinin altında başka bir hesap ve başka bir oyun mutlaka vardır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Namık Kemal Bayar
İşgalcilerin yeni planı: Kırım'daki camilerin elektrikleri neden kesiliyor?
Kırım'daki camilerin elektriklerinin kesilmesi meselesinin altındaki gerçekleri kamuoyuna daha doğru bir şekilde anlatmakta fayda var.
Şöyle ki; Kırım Tatarları, Kırım'a dönmeye başladıktan sonra dinî alanda teşkilatlanmalarını sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla gerçekleştirmişlerdi. Bu yapı tabandan tavana doğru, demokratik ve sivil toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte, belirli bir mahalde yaşayan halkın talep ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak inşa edilmişti. Buna göre; her mahalde (köy, mahalle, kasaba) kurulan her cami bir "Din Cemaati Teşkilatı"na bağlı ve ait idi. Burada lafzı geçen cemaat tabirinin dinî cemaat ve tarikatlarla ilgisi bulunmadığının altını çizerek devam edelim. Buradan kasıt o cami cemaatini oluşturan her birey bu "Din Cemaati Teşkilatının" da birer üyesi sayılıyor; bunlar kendi aralarında Cami derneğinin başkanı ve idaresini seçiyor; o mahaldeki dini ihtiyaçlar da bu dernek vasıtasıyla görülüyordu. Kırım Müslümanları Dinî İdaresi de bu cami derneklerinin oluşturduğu "çatı" kuruluş idi ve cami derneklerinin seçtiği delegelerin bir araya geldiği "Kurultay"ında (Genel Kurul toplantısında) Kırım Müslümanları Dinî İdaresinin başkanı yani Kırım Müftüsü seçiliyor idi. Böylelikle tabandan tavana demokratik temsil esasına dayalı bir yapı kurulmuş idi.
http://qha.com.tr/haberler/isgal-edilen-kirim-da-camilerde-elektrikler-kesintileri-devam-ediyor/23684/Elektrik kesintisi konusu ise esas itibarı ile bu yapıyı yok etmeyi amaçlayan bir görüntü arz ediyor. Rusya işgalinin ardından Kırım'da elektrik, su ve benzeri hizmetler Rus şirketlerine devredildi ve "bu şirketlerle bu hizmetlerin alımı için sözleşme yapmaz iseniz elektrik ya da su veya gaz gibi altyapı hizmetlerini alamazsınız" şeklinde bir kural getirildi. Özellikle son bir yılda, sözleşme yapmayanlara bu hizmetler verilmeye devam edildi ama çok yüksek cezalı faturalar çıkarılmaya; sözleşme yapmadan önce bu faturalar ödenmezse hizmetin bağlandığı taşınmazın satışı yolu ile tahsilat yapmaya başladılar. "Peki bunda ne var?" gibi bir soru gelebilir…
Buradaki Şam şeytanlığı oyunu şu:
İşgalden sonra Kırım Müftülüğü Rusya'nın kucağına oturarak kendisini tescil ettirdi ve maymunluğa başladı. Kendisi gibi iş birliği yapmayan yerel cami dernekleri ise resmî tescillerini yapamadılar. Bu nedenle de eletrik, su, gaz gibi altyapı hizmetleri için belirlenen Rus şirketi ile hukuken bir sözleşme imzalayacak temsil yetkisinden mahrum kaldılar. Bu da işbirlikçi Müftülüğün çok işine geldi. Şimdi, elektrik kesintileri ve ardından gelecek hacizler ile camiler ve cami derneklerine ait mülkler de satışa çıkarılacak ve işbirlikçi Müftülük bugüne kadar ele geçiremediği cami ve mescitleri kendine mülk edinecek. Bu sayede de Kırım Tatar millî hareketine destek veren cami derneklerini işlevsiz hale getirecek, bu cami cemaatini kendi tahakkümü altına alabilecek…
Bakmayın siz Müftü yardakçısı bazı hocaefendi tiplilerin mağdur ve mağrur edebiyatı yapıp "ama biz buradayız, hariçten gazel okumayın" demelerine… Hesapları, Kırım Tatar halkının tabandaki direncini ve direnişi kırmak. Bunu da camilerini ele geçirerek yapmaya çalışıyorlar.
Unutmayın; Rus'un her hareketinin altında başka bir hesap ve başka bir oyun mutlaka vardır.