"Cenazemizin Kırım'da defnedilmesini istemiyoruz"

Rus işgali altındaki Kırım'ın Kerç şehrinde hayatını kaybeden Türk vatandaşı birkaç gün içinde gerekli eylemlerin yapılmaması ve cenazesinin Türkiye’ye götürülmesine izin alınamaması halinde gurbette defnedilecek. Hayatını kaybeden Sezer Bilin’in ailesi ise cenazenin sahipsiz kabul edilerek Rusya tarafından işgal edilen Kırım'da geçerli olan Rus yasaları doğrultusunda Hristiyan geleneklerine göre defnedilecek olmasından endişe duyuyor ve Türkiye’ye getirilmesini istiyor.

İstanbul'dan Kırım'a yük götüren 'Hatice' isimli kuru yük gemisinde kamarot olarak çalışmaya başlayan ve dört günlük personel olan 1 çocuk babası 42 yaşındaki Sezer Bilin, 21 Ocak günü Kerç Deniz Sahası'nda gemiden düşerek hayatını kaybetti. Sezer Bilin kız kardeşi Yasemin Tülen’e son olarak, "Kerç'e geldik. Burada telefon çekmiyor" şeklinde cep telefonu mesajı gönderdi. Bilin'in ölüm haberini ise ailesine, geminin bağlı olduğu denizcilik şirketi verdi. QHA'nın edindiği bilgiye göre Sezer Bilgin'in ölümü "şüpheli" ve bütün adli işlemleri tamamlanarak cenazesi Kerç limanında polis morgunda bekletiliyor.

“Kardeşim zaten 4 günlük personeldi”

Yasemin Bilin şimdi ağabeyinin cenazesini Türkiye’ye getirmek için çaba gösterdiğini kaydederek QHA muhabirine konuştu. Bilin, "Kırımlı yetkililerin, olayın halen soruşturulduğu gerekçesiyle, Sezer Bilin’in cenazesinin nerede olduğunu söylemediklerini, cenazeyi teslim etmediklerini” ifade ederek şunları söyledi: “Kardeşim orada 4 günlük bir personeldi ve dördüncü günü kardeşimi kaybettik. Türkiye’de Dışişleri Bakanlığı’na ulaştık. Cenazeyi almak için kendim gidemediğimi yetkililerden yaradım istediğimi söyledim. Onlar da yazışmaların sonucunda aile yakınlarından birisinin gelmesi gerektiğini söylediler. Benim gitmem şuanda mümkün değil ve oraya gitmeyi de istemiyorum. Annem ve oğlum var onları bırakamam. Eşimi ve babamı kaybettim.  Bunu göze alamam annem de gitmemi kesinlikle istemiyor.  Son dakikaya kadar gerekli yetkililerle görüşüp gerekenin yapılması için elimden geleni yapacağım. Tek isteğim Kırım’da gömülmemesi. Sonuçta abimin de 3 yaşında bir çocuğu var ve o da babasının mezarına gitmek isteyecektir.”

“Bu süreç çok uzadı”

Kırım Müftülüğü ile de irtibata geçtiklerini ifade eden Tülen, “Parmak izinin tespitini bekliyoruz dediler. Bunun önümüzdeki haftalarda belli olacağını söylediler. Sanıyorum Rus tarafından tetkik ediliyor. Oradan sonuç geldiğinde gönderebiliriz demişlerdi ama bu süreç uzadı. Önümüzdeki haftayı bekliyoruz. Bunu hızlandırmak adına yapabilecekleri bir şey varsa dışişlerine tekrar başvurduk. Onlar da cenazeyi alabilmek için aile yakınlarından birinin gitmesi gerektiğini söylediler” diye belirtti. Öte yandan Kırım Müftülüğü'nün Müslüman olduğu kanıtlanmış bir cenazeyi talep etmesi durumunda teslim alabilme imkanına sahip olduğu biliniyor.

“Türkiye’de kendi şehrimizde gömülmesini istiyoruz”

21 Ocak’tan beri ağabeyinin cenazesini almak için mücadele ettiklerini kaydeden Yasemin Bilin, “Cenazeyi alamazsak Kırım yasalarına göre ağabeyimin cenazesi 'sahipsiz' kabul edilerek yakılacak ve külleri kiliseye teslim edilerek Hıristiyan geleneklerine göre defnedilecek. Firma yetkililerin bölgedeki iki isme vekalet verdikleri taktirde işleri yürütebilecekleri söylendi ama vekalet zaten 28 Ocak’ta verildi. 21 Ocak’ta ağabeyimi kaybettik. Süreç oldukça uzadı. İslami şartlara göre de gömülse biz Türkiye’de kendi şehrimizde gömülmesini istiyoruz” diye konuştu.

O gemi Kırım’da ne yapıyordu?

QHA’nın edindiğini bilgilere göre  Rusya tarafından işgal edilen Kırım’ın kolluk kuvvetleri, Türk vatandaşının ölümü ile ilgili davayı inceliyor. Cenaze ile ilgili sorunlarından biri, Sezer Bilin’in çalıştığı Türk gemisinin kaptanının Bilin’in cesedini teşhis etmeyi reddetmesi ile ilgili. Gemi kaptanının teşhis etmesi halinde Sezer Bilin’in cenazesinin çoktan Türkiye’ye gönderilmiş olacağı savunuluyor. Konuyla ilgili başka bir soru işareti ise  “Türkiye ve Rusya Federasyonu arasındaki ticari ilişkilerin neredeyse tamamen durduğu bu dönemde bir Türk geminin, Rusya tarafından geçici olarak işgal edilen bölge olan Kırım’da ne yapıyordu?” oldu.