"Kırım’da Rus işgaline sadece Kırım Tatarları direniyor"
"Kırım’da Rus işgaline sadece Kırım Tatarları direniyor"
Avukat Nikolay Polozov, Kırım’daki Rus baskısı, Rusya’daki Ukraynalı siyasi mahkumlar ve insan hakları faaliyetleri hakkında konuştu.
Haber Giriş Tarihi: 19.01.2018 19:09
Haber Güncellenme Tarihi: 19.01.2018 19:10
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Avukat Nikolay Polozov, Hayat Radyosuna verdiği özel röportajda Ahtem Çiygoz ve İlmi Ümerov'un serbest bırakılmalarına dair gizli belgelerle ilgili dava hakkında konuştu.
Polozov'la gerçekleştirilen röportajın tam metni şu şekilde:
Hayat Radyosu: Sovyet muhaliflerini savunan avukatların adlarını hatırlıyorum. Dina Kaminskaya ve Sofya Kallistratova. Şimdi de siz ve meslektaşlarınız Ukraynalı siyasi tutsakları savunmak için risk alıyorlar. Tarih tekerrür mü ediyor?
Nikolay Polozov: Evet, sanırım. Yine de (dönemine) göre belirli bir gelişme var. SSCB totaliter bir ülkeydi, günümüz Rusya’sı otoriter bir ülke. Sivil özgürlükler aynı şekilde bastırılıyor, insan hakları da devletin baskıcı organları tarafından aynı şekilde çiğneniyor.
Her jenerasyonda, her kuşakta siyasi mahkûmları profesyonelce ve dürüstçe savunan insanların olduğuna seviniyorum. Tarihin bu aşamasında, bunlar Ukraynalı siyasi tutsaklardır, ancak Sovyet yıllarında da, hem Vasily Stus hem de Rus Sovyet yönetimi tarafından zulüm görülen diğer Ukraynalı siyasi tutsakları hatırlıyoruz.
Hayat Radyosu: Şu an "kötüye kullanımın" ölçeği nedir? Kaç Ukrayna kökenli siyasi tutsak Rusya'da soruşturma altında veya ceza infaz kurumlarında bulunuyor ve kaç Rusya vatandaşı var?
Nikolay Polozov: “Memorial” insan hakları teşkilatının verilerini baz alırsak, yüzlerce Rus siyasi tutsak yani Memorial’in kriterlerine uygun 500'den fazla kişi söz konusu. Ukraynalı siyasi tutsaklardan bahsediyorsak en az 60 kişi.
Bu sayının, 18 yıllık Putin rejimi sırasında yönetim tarafından toplanan siyasi mahkum sayısı olduğunu anlamak zorundayız. Ukraynalı siyasi tutsaklar hakkında konuşuyorsak eğer, tüm bunlar Kırım'ın işgali ve Rusya'nın Ukrayna'nın doğusuna askeri saldırısıyla başladı. Bu sayının artmayacağının bir garanti yok. Rus yönetiminin mevcut politikası göz önüne alındığında büyük olasılıkla artacaktır.
Hayat Radyosu: Muhtemelen Ukraynalı siyasi mahpusların bir avantajı vardır: Ukrayna devleti onları savunmaya çalışıyor.
Nikolay Polozov: Evet, hem toplum hem devlet, Batı ülkeleri ile işbirliği de dahil olmak üzere (pek çok sahada) büyük çaba sarf ediyor. Bu yönde bazı başarılar var.
Yine de, bazı Ukraynalı siyasi mahkumların serbest bırakılması sağlanabildi. Donetsk ve Lugansk bölgelerinin Rus kontrolü altındaki topraklarında tutulan bazı askeri tutsaklar kurtarıldı. Tabii ki bu açıdan onların durumu, siyasi sebeplerden ötürü baskıya maruz kalan Rus muhaliflerin, siyasi mahkumların durumundan daha iyi.
Hayat Radyosu: Çiygöz ve Ümerov'un kurtuluşunu hatırlatmak istiyorum. Adı geçen siyasi mahkumların afına ilişkin herhangi bir belge bulunmaması nedeniyle Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı İdaresi’ne karşı dava açmayı planlıyordunuz. Bu konu nasıl ilerliyor? Beklentiler nedir?
Nikolay Polozov: Gerçekten de büyük bir sorun. Hukuki gerekçelerden söz ediyorsak, "de jure" olarak hem Çiygöz hem Ümerov hala Kırım'da bulunuyorlar. Belgelere göre Kırım'dan ayrılmadılar, özel operasyonla götürüldüler, ellerine hiçbir belge verilmedi.
Burada önemli bir sorunla karşı karşıyayız. Ahtem Çiygöz ve İlmi Ümerov anavatanlarına gitmek istiyorlar. Onların yarımadaya girebilmesi için, işgal altındaki Kırım ve Rusya Federasyonu'nun yargı yetkisi alanındaki hukuki statülerini belirlemek gerekiyor.
Ben ve meslektaşım Kırımlı avukat Edem Semedlâyev, Devlet Başkanlığı İdaresine başvuruda bulunduk, zira af kararı devlet başkanı tarafından imzalanıyor. Bu bilgilerin gizlendiği gerekçesiyle talebimiz reddedildi.
Bu, Rusya Federasyonu Anayasasının ihlalidir, çünkü 24. madde açıkça diyor: Eğer devlet organları ve yetkilileri, belirli bir vatandaşın hak ve özgürlüklerini etkileyen herhangi bir karar kabul ediyorsa, (hakkında karar alınan kişi) bu belgeleri inceleme hakkına sahiptir. Bu nedenle geçtiğimiz yılın sonunda hem Ahtem Çyigöz hem de İlmi Ümerov adına devlet başkanlığı idaresinden af kararı metinlerini sunması talebi ile Moskova Tverskoy Bölge Mahkemesinde dava açtım.
Şimdiye kadar dava henüz incelenmeye alınmadı. Beklentilere gelince, çeşitli seçenekler var. İlk seçenek, mahkeme bizi haklı bulacak ve kararlar tarafımıza sunulacak. O halde bunun üzerinden hareket ederiz. Ama Rus mahkemelerinin yönetimin kararlarına mutlak bağımlılığı göz önüne alındığında, bu düşük bir olasılık.
Eğer idarede gizleme kararı aldılarsa, neden mahkemede gizliliği kaldırsınlar ki, mahkemeleri zaten kukla mahkemeyken? Ancak uluslararası mahkemeler de dahil olmak üzere temyiz imkânımız var. Görevimiz bir şekilde Rusya Federasyonu’ndan Ümerov ve Çiygöz’ün hukuki statüsüne ilişkin bilgi almak.
Hayat Radyosu: Rus yönetiminin bu eylemleri zayıflığının göstergesi midir?
Nikolay Polozov: Sanırım, Rus yetkililerinin Kırım Tatarlarına yönelik (güttükleri) ortak politikanın yansıması. Bu, en asgari derecede iyi niyetli ortam ve olabildiğince sert baskı demek. Siyasi anlamlardan söz ediyorsak, bunun gibi küçük detaylarda bile Rus yönetiminin Kırım’da yürüttüğü genel eğilim ortaya çıkıyor.
Hayat Radyosu: 26 Şubat davası ile ilgili (hazırladığınız) kitap hakkında da biraz söz eder misiniz?
Nikolay Polozov: Şu an, 26 Şubat Davası ve özellikle Ahtem Çiygöz davasıyla ilgili bir kitap yazıyorum. Her şey gerçek belgelere dayansa da, gerçek olaylar üzerine kurulu olsa da bunun bir edebi eser olacağını düşünüyorum. Bu kitapta, Kırım’da katılımcısı ve tanığı olduğum o olaylara dair kendi görüşümü anlatmak istiyorum. Bu kitapta davadan çok Kırım, Kırım Tatarları ve onların işgalden sonra karşılaştıkları durum anlatılacak.
Hayat Radyosu: “Kırım Tatarlarının dışında Kırım ile Ukrayna’yı birbirine başka hiçbir şey bağlamıyor.” Bunları BM Genel Kurulunda Kırım ile ilgili kararın kabul edilmesinden sonra söylediniz. Ne demek istediniz?
Nikolay Polozov: İşgalin başlamasından yaklaşık dört yıl geçti. Görüyoruz ki şu an işgal altındaki topraklarda bulunan Ukraynalı vatandaşlar arasında işgale karşı konsolide direniş, pasif bile olsa, aslında yalnızca Kırım Tatarları tarafından yapılıyor. Diğer Ukrayna vatandaşlarından, diğer millet temsilcilerinden ise tek tük bireysel temsilciler var.
Parlak örneklerden biri Vladimir Baluh, Nikolay Semena. Ama Kırım’da Ukrayna tarafında olan Ruslar, Ukrayna’dan yana olan Ukraynalılar, Yunanlılar, Ermeniler veya diğer milletlerin bir araya toplandığını göremiyorum. Asıl baskı yükü Kırım Tatar halkının üzerinde.
Hayat Radyosu: Yaptırım baskısı göz önüne alındığında, Rusların yönetime olan desteği değişecek mi? Sonuçta, "Kırım Bizim" coşkusu demokrat Rusların bir kısmına da dokundu.
Nikolay Polozov: Kırım’ın işgal edilmesinden elde edilen manevi sevinçler hızlı şekilde tükeniyorlar. Maddi sevinçler de onları takip ediyor, bu nedenle, Rusya'da yaşayan Rusların ve “Rus dünyası”nı sevinçle karşılayan Kırım sakinlerinin tam olarak beklentileri gerçekleşmedi.
Bir başka konu da Rus toplumunun çok eylemsiz olması. Şimdi çok bölünmüş ve depresif durumdalar. Şu an bu sorunun farkına varmaları mümkün değildir, ama zamanla tüm bunları yeniden düşünmeleri gerekecek.
Hayat Radyosu: Kırım Tatar özerkliği fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Nikolay Polozov: Bunun Birleşmiş Milletler ilkesi olduğunu anlamalıyız. Bu, yerli halkların kendi kaderini tayin hakkıyla ilgili. Kırım Tatarları bir kez daha vatanlarından mahrum edilmeye çalışılmıştı. Kırım Tatar halkının kendi vatanında yaşama hakkına layık olduğu kanaatindeyim. İşgal meydana geldi. Kırım Tatarlarının hiçbiri Kremlin'e, Putin'e gidip: "Bize özerklik verin - biz sizinle birlikte yaşayacağız" demedi. Onlar ülkelerine, Ukrayna'ya gidiyorlar ve burada kendi kaderini tayin hakkını demokratik usullerle hayata geçirmeye çalışıyorlar. Benim fikrimce bu, Kırım’ın Ukrayna’ya yeniden entegrasyonunun yalnızca bir ek garantisi olacaktır.
Herhangi bir çekişme ve şart olmadan Kırım'ın yeniden entegrasyonu için (gereken) siyasi durum geliştiğinde Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün yeniden tesis edilmesi gerekiyor. Artı Ukrayna devleti ve Ukrayna vatandaşlarının Rus yönetiminin yasa dışı eylemleri nedeniyle uğradığı kayıplar için de büyük bir tazminat olmalı.
Hayat Radyosu: Putin'in deniz filosu konusundaki önerisi, tazminat miktarını azaltma isteğinden kaynaklanıyor olabilir mi sizce?
Nikolay Polozov: Rus politikacıların cüretine rağmen yaptırımlar etkili bir etkiye sahip. Kremlin manevra yapmak zorunda kalıyor. Yılın sonunda Ukrayna ile Donbas’ın işgal altındaki bölgeleri arasında büyük esir değişimi yapıldığını gördük (Moskova tarafından kontrol edildiği açıktır). Kararın Kremlin tarafından baskı altına alındığı aşikar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
"Kırım’da Rus işgaline sadece Kırım Tatarları direniyor"
Avukat Nikolay Polozov, Kırım’daki Rus baskısı, Rusya’daki Ukraynalı siyasi mahkumlar ve insan hakları faaliyetleri hakkında konuştu.
Avukat Nikolay Polozov, Hayat Radyosuna verdiği özel röportajda Ahtem Çiygoz ve İlmi Ümerov'un serbest bırakılmalarına dair gizli belgelerle ilgili dava hakkında konuştu.
Polozov'la gerçekleştirilen röportajın tam metni şu şekilde:
Hayat Radyosu: Sovyet muhaliflerini savunan avukatların adlarını hatırlıyorum. Dina Kaminskaya ve Sofya Kallistratova. Şimdi de siz ve meslektaşlarınız Ukraynalı siyasi tutsakları savunmak için risk alıyorlar. Tarih tekerrür mü ediyor?
Nikolay Polozov: Evet, sanırım. Yine de (dönemine) göre belirli bir gelişme var. SSCB totaliter bir ülkeydi, günümüz Rusya’sı otoriter bir ülke. Sivil özgürlükler aynı şekilde bastırılıyor, insan hakları da devletin baskıcı organları tarafından aynı şekilde çiğneniyor.
Her jenerasyonda, her kuşakta siyasi mahkûmları profesyonelce ve dürüstçe savunan insanların olduğuna seviniyorum. Tarihin bu aşamasında, bunlar Ukraynalı siyasi tutsaklardır, ancak Sovyet yıllarında da, hem Vasily Stus hem de Rus Sovyet yönetimi tarafından zulüm görülen diğer Ukraynalı siyasi tutsakları hatırlıyoruz.
Hayat Radyosu: Şu an "kötüye kullanımın" ölçeği nedir? Kaç Ukrayna kökenli siyasi tutsak Rusya'da soruşturma altında veya ceza infaz kurumlarında bulunuyor ve kaç Rusya vatandaşı var?
Nikolay Polozov: “Memorial” insan hakları teşkilatının verilerini baz alırsak, yüzlerce Rus siyasi tutsak yani Memorial’in kriterlerine uygun 500'den fazla kişi söz konusu. Ukraynalı siyasi tutsaklardan bahsediyorsak en az 60 kişi.
Bu sayının, 18 yıllık Putin rejimi sırasında yönetim tarafından toplanan siyasi mahkum sayısı olduğunu anlamak zorundayız. Ukraynalı siyasi tutsaklar hakkında konuşuyorsak eğer, tüm bunlar Kırım'ın işgali ve Rusya'nın Ukrayna'nın doğusuna askeri saldırısıyla başladı. Bu sayının artmayacağının bir garanti yok. Rus yönetiminin mevcut politikası göz önüne alındığında büyük olasılıkla artacaktır.
Hayat Radyosu: Muhtemelen Ukraynalı siyasi mahpusların bir avantajı vardır: Ukrayna devleti onları savunmaya çalışıyor.
Nikolay Polozov: Evet, hem toplum hem devlet, Batı ülkeleri ile işbirliği de dahil olmak üzere (pek çok sahada) büyük çaba sarf ediyor. Bu yönde bazı başarılar var.
Yine de, bazı Ukraynalı siyasi mahkumların serbest bırakılması sağlanabildi. Donetsk ve Lugansk bölgelerinin Rus kontrolü altındaki topraklarında tutulan bazı askeri tutsaklar kurtarıldı. Tabii ki bu açıdan onların durumu, siyasi sebeplerden ötürü baskıya maruz kalan Rus muhaliflerin, siyasi mahkumların durumundan daha iyi.
Hayat Radyosu: Çiygöz ve Ümerov'un kurtuluşunu hatırlatmak istiyorum. Adı geçen siyasi mahkumların afına ilişkin herhangi bir belge bulunmaması nedeniyle Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı İdaresi’ne karşı dava açmayı planlıyordunuz. Bu konu nasıl ilerliyor? Beklentiler nedir?
Nikolay Polozov: Gerçekten de büyük bir sorun. Hukuki gerekçelerden söz ediyorsak, "de jure" olarak hem Çiygöz hem Ümerov hala Kırım'da bulunuyorlar. Belgelere göre Kırım'dan ayrılmadılar, özel operasyonla götürüldüler, ellerine hiçbir belge verilmedi.
Burada önemli bir sorunla karşı karşıyayız. Ahtem Çiygöz ve İlmi Ümerov anavatanlarına gitmek istiyorlar. Onların yarımadaya girebilmesi için, işgal altındaki Kırım ve Rusya Federasyonu'nun yargı yetkisi alanındaki hukuki statülerini belirlemek gerekiyor.
Ben ve meslektaşım Kırımlı avukat Edem Semedlâyev, Devlet Başkanlığı İdaresine başvuruda bulunduk, zira af kararı devlet başkanı tarafından imzalanıyor. Bu bilgilerin gizlendiği gerekçesiyle talebimiz reddedildi.
Bu, Rusya Federasyonu Anayasasının ihlalidir, çünkü 24. madde açıkça diyor: Eğer devlet organları ve yetkilileri, belirli bir vatandaşın hak ve özgürlüklerini etkileyen herhangi bir karar kabul ediyorsa, (hakkında karar alınan kişi) bu belgeleri inceleme hakkına sahiptir. Bu nedenle geçtiğimiz yılın sonunda hem Ahtem Çyigöz hem de İlmi Ümerov adına devlet başkanlığı idaresinden af kararı metinlerini sunması talebi ile Moskova Tverskoy Bölge Mahkemesinde dava açtım.
Şimdiye kadar dava henüz incelenmeye alınmadı. Beklentilere gelince, çeşitli seçenekler var. İlk seçenek, mahkeme bizi haklı bulacak ve kararlar tarafımıza sunulacak. O halde bunun üzerinden hareket ederiz. Ama Rus mahkemelerinin yönetimin kararlarına mutlak bağımlılığı göz önüne alındığında, bu düşük bir olasılık.
Eğer idarede gizleme kararı aldılarsa, neden mahkemede gizliliği kaldırsınlar ki, mahkemeleri zaten kukla mahkemeyken? Ancak uluslararası mahkemeler de dahil olmak üzere temyiz imkânımız var. Görevimiz bir şekilde Rusya Federasyonu’ndan Ümerov ve Çiygöz’ün hukuki statüsüne ilişkin bilgi almak.
Hayat Radyosu: Rus yönetiminin bu eylemleri zayıflığının göstergesi midir?
Nikolay Polozov: Sanırım, Rus yetkililerinin Kırım Tatarlarına yönelik (güttükleri) ortak politikanın yansıması. Bu, en asgari derecede iyi niyetli ortam ve olabildiğince sert baskı demek. Siyasi anlamlardan söz ediyorsak, bunun gibi küçük detaylarda bile Rus yönetiminin Kırım’da yürüttüğü genel eğilim ortaya çıkıyor.
Hayat Radyosu: 26 Şubat davası ile ilgili (hazırladığınız) kitap hakkında da biraz söz eder misiniz?
Nikolay Polozov: Şu an, 26 Şubat Davası ve özellikle Ahtem Çiygöz davasıyla ilgili bir kitap yazıyorum. Her şey gerçek belgelere dayansa da, gerçek olaylar üzerine kurulu olsa da bunun bir edebi eser olacağını düşünüyorum. Bu kitapta, Kırım’da katılımcısı ve tanığı olduğum o olaylara dair kendi görüşümü anlatmak istiyorum. Bu kitapta davadan çok Kırım, Kırım Tatarları ve onların işgalden sonra karşılaştıkları durum anlatılacak.
Hayat Radyosu: “Kırım Tatarlarının dışında Kırım ile Ukrayna’yı birbirine başka hiçbir şey bağlamıyor.” Bunları BM Genel Kurulunda Kırım ile ilgili kararın kabul edilmesinden sonra söylediniz. Ne demek istediniz?
Nikolay Polozov: İşgalin başlamasından yaklaşık dört yıl geçti. Görüyoruz ki şu an işgal altındaki topraklarda bulunan Ukraynalı vatandaşlar arasında işgale karşı konsolide direniş, pasif bile olsa, aslında yalnızca Kırım Tatarları tarafından yapılıyor. Diğer Ukrayna vatandaşlarından, diğer millet temsilcilerinden ise tek tük bireysel temsilciler var.
Parlak örneklerden biri Vladimir Baluh, Nikolay Semena. Ama Kırım’da Ukrayna tarafında olan Ruslar, Ukrayna’dan yana olan Ukraynalılar, Yunanlılar, Ermeniler veya diğer milletlerin bir araya toplandığını göremiyorum. Asıl baskı yükü Kırım Tatar halkının üzerinde.
Hayat Radyosu: Yaptırım baskısı göz önüne alındığında, Rusların yönetime olan desteği değişecek mi? Sonuçta, "Kırım Bizim" coşkusu demokrat Rusların bir kısmına da dokundu.
Nikolay Polozov: Kırım’ın işgal edilmesinden elde edilen manevi sevinçler hızlı şekilde tükeniyorlar. Maddi sevinçler de onları takip ediyor, bu nedenle, Rusya'da yaşayan Rusların ve “Rus dünyası”nı sevinçle karşılayan Kırım sakinlerinin tam olarak beklentileri gerçekleşmedi.
Bir başka konu da Rus toplumunun çok eylemsiz olması. Şimdi çok bölünmüş ve depresif durumdalar. Şu an bu sorunun farkına varmaları mümkün değildir, ama zamanla tüm bunları yeniden düşünmeleri gerekecek.
Hayat Radyosu: Kırım Tatar özerkliği fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Nikolay Polozov: Bunun Birleşmiş Milletler ilkesi olduğunu anlamalıyız. Bu, yerli halkların kendi kaderini tayin hakkıyla ilgili. Kırım Tatarları bir kez daha vatanlarından mahrum edilmeye çalışılmıştı. Kırım Tatar halkının kendi vatanında yaşama hakkına layık olduğu kanaatindeyim. İşgal meydana geldi. Kırım Tatarlarının hiçbiri Kremlin'e, Putin'e gidip: "Bize özerklik verin - biz sizinle birlikte yaşayacağız" demedi. Onlar ülkelerine, Ukrayna'ya gidiyorlar ve burada kendi kaderini tayin hakkını demokratik usullerle hayata geçirmeye çalışıyorlar. Benim fikrimce bu, Kırım’ın Ukrayna’ya yeniden entegrasyonunun yalnızca bir ek garantisi olacaktır.
Herhangi bir çekişme ve şart olmadan Kırım'ın yeniden entegrasyonu için (gereken) siyasi durum geliştiğinde Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün yeniden tesis edilmesi gerekiyor. Artı Ukrayna devleti ve Ukrayna vatandaşlarının Rus yönetiminin yasa dışı eylemleri nedeniyle uğradığı kayıplar için de büyük bir tazminat olmalı.
Hayat Radyosu: Putin'in deniz filosu konusundaki önerisi, tazminat miktarını azaltma isteğinden kaynaklanıyor olabilir mi sizce?
Nikolay Polozov: Rus politikacıların cüretine rağmen yaptırımlar etkili bir etkiye sahip. Kremlin manevra yapmak zorunda kalıyor. Yılın sonunda Ukrayna ile Donbas’ın işgal altındaki bölgeleri arasında büyük esir değişimi yapıldığını gördük (Moskova tarafından kontrol edildiği açıktır). Kararın Kremlin tarafından baskı altına alındığı aşikar.
Son Haberler