Çiygöz’ün eşi Elmira Ablyalimova: “26 Şubat davası siyasi bir düzmece"
Çiygöz’ün eşi Elmira Ablyalimova: “26 Şubat davası siyasi bir düzmece"
Ahtem Çiygöz’ün eşi Elmira Ablyalimova, “26 Şubat” davasına kamu savunmacısı olarak kabul edildi. 15 Ocak'ta yapılacak olan duruşma arifesinde, QHA Haber Ajansının bu cesur kadınla konuşma fırsatı oldu.
Haber Giriş Tarihi: 10.01.2016 13:00
Haber Güncellenme Tarihi: 25.01.2016 19:26
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
"26 Şubat davasının siyasi düzmece olduğunu artık hem avukatlar hem de kamu biliyor."
Herkesin bildiği gibi 26 Şubat 2014 tarihinde Kırım Parlamentosu önünde Kırım Tatar Milli Meclisi ve Rus Birliği (Russkoye Yedinstvo) Partisi’nin karşı karşıya geldiği büyük bir miting yapıldı. Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunan Kırım Tatarları, parlamentonun Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılması ile ilgili kararını kabul etmesini önlemek ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü desteklemek için mitinge katıldı. Aynı anda Kırım Parlamentosu önünde Sergey Aksyonov’un başkanlığında, Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını isteyen Rusya yanlısı teşkilatların düzenlediği bir başka miting yapıldı. Rus işgalinden sonra Rus yanlısı hükümet, “26 Şubat kamu düzenini bozan toplu eylemeleri organize etme” bahanesiyle düzmece bir soruşturma başlattı.
Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz, 26 Şubat 2014 tarihinde Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu önünde miting organize etmek suçuyla 29 Ocak’ta gözaltına alınmıştı. “26 Şubat davası” kapsamında gözaltına alınan diğer Kırım Tatarları da “toplu eyleme katılmakla” suçlanıyorlar.
Elmira Ablalimova ile yaptığımız sohbette o günün olayları, “26 Şubat” davası ve Ahtem Çiygöz’ün mevcut durumundan konuştuk. Cesur eşin moralini bozmadığını, eşini desteklemeye ve savunmaya hazır olduğunu gördük.
Elmira Hanım, Ahtem Çiygöz işgalci yönetim tarafından tutuklanalı bir sene oldu...
-Evet, o günü çok iyi hatırlıyorum. O günü Mustafa Degermenci ve Ali Asanov’un aileleri de hatırlıyor. Bu olaylar hafızamıza kazındı ve yaşananları unutmak imkansız.
Ahtem Çiygöz’ün tutuklanacağını öngördüğünü anlatıyorlar. Bununla birlikte birkaç Meclis üyesini de tutuklanabilecekleri konusunda uyarmıştı. Bu fikirlerini sizinle de paylaşmış mıydı?
Evet, tutuklamadan önce bu konuyu sık sık konuşuyorduk, ancak Ahtem, Kırım’dan taşınma seçeneğini hiç kabul etmiyordu. Kırım’dan taşınmak onun için kaçmakla aynı şeydi. Tutuklu bulunduğu şu günlerde bile, koşulları ne olursa olsun vatanın terk edilmemesi gerektiğini, Kırım’dan giden ve dönme şansı olan Kırım Tatarlarının da vatanlarına geri dönmesi gerektiğini düşünüyor. Zaten vatanımıza dönmek için oldukça yüksek bir bedel ödedik, bu yüzden ilk tehditte onu bırakıp gitmemiz düşünülemez.
Ahtem Çiygözle şu an görüşebiliyor musunuz? Şayet görüşebiliyorsanız ne kadar sık görüşebiliyorsunuz?
Şu an bulunduğu gözaltı merkezinin kurallarına göre Ahtem’i ayda iki kez görebiliyordum. Ancak 28 Aralık 2015 tarihinde verilen mahkeme kararıyla onun kamu savunmacısı olduğum için daha sık görüşebiliyoruz.
Ahtem Çiygöz’ün şu anki sağlığı ne durumda?
Bazı sağlık sorunları var. Doktor muayenesi olmadan bu sorunlar giderilemez. Başvurduğumuz doktorlar ise işten çıkarılma tehdidi yüzünden Ahtem’in yanına gitmeye korkuyorlar.
Hapis koşullarında son gelişmeleri takip edebiliyor mu?
Evet, avukatlardan her zaman son gelişmelerle ilgili bilgi göndermelerini istiyor, güncel haberlerle ilgileniyor.
Herkes biliyor ki Ahtem Çiygöz’e karşı açılan dava düzmece ve sahte bir dava. Mitingte çekilmiş olan, Çiygöz’ün insanları yatıştırmaya çalıştığı görüntüler yayınlanmıştı. Sizce işgalci hükümet tarafından neden o hedef gösterildi?
Bence Ahtem Çiygöz, Kırım Tatar sorununun rehinesi oldu. Şu anda Kırım’da kalan, milli hareketin prensiplerini savunan otoriter liderlerden bir tek o kaldı. Kırım Tatar milli liderlerinin sürgününü ve yarımadada değişen siyasi durumu kesinlikle kabul etmiyordu. Ayrıca yerli halkın vatanında güvenli yaşama hakkını savunmaktaydı.
İşgalci hükümet ile Kırım’da Kırım Tatarlarının haklarının ihlal edilmesini, insan kaçırma olaylarını gündeme tekrar tekrar getirmişti. Korkutma ve sindirme amacıyla yapılan sebepsiz aramaları, Kırım Tatar medyasının susturulması hakkında konuştu. Davaya gelince ben davanın siyasi bir düzmece olduğunu düşünüyorum. Zamanla bunları kim istedi, kimlerin emriyle gerçekleştirildi göreceğiz. Suçlamalar tamamen saçmalık. Tüm videolarda 26 Şubat 2014 tarihindeki mitingte Ahtem’in çatışma çıkarmak yerine halkı sakinleştirmek için elinden geleni yaptığını görebiliyoruz. Bu olayların Kırım’ın, Rusya tarafından işgalinden önce olduğundan bahsetmiyorum bile.
Ahtem Çizgöz’ün eşi olmanız dolayısıyla size de baskı uygulanıyor mu?
En büyük baskıyı arama sırasında hissettim. Böyle yanlış, alaycı, höşgörüsüz davranışları hayatımda hiç görmemiştim. Soruşturma makamlarından bir baskı olmadı.
İnsanların davranışları değişti mi? Daha ziyade destek mi yoksa uzaklaşma mı hissediyorsunuz?
Büyük destek görüyoruz ve bunu fazlasıyla hissediyorum. Ben veya Ahtem’in akrabaları nereye gidersek gidelim özel bir ilgi görüyoruz. İnsanlar yanımıza gelip, Ahtem’in sağlığı ve morali hakkında sorular soruyorlar. Yardım teklif ediyorlar. Bence tutuklamadan sonra Ahtem’i daha çok insan desteklemeye başladı. Bu durumda insanlar Ahtem’in yeni bir tarafını gördü. Vatansever, prensiplerine sadık kalan, hiç kimsenin önünde eğilmeyen, teslim olmayan bir insan gördüler.
Ukrayna, Kırım’daki siyasi tutuklulara yeteri kadar ilgi gösteriyor mu?
Son zamanlarda Kırım'ın sorunları tekrar gündeme geldi. Belki benim fikrim taraflı olabilir, ancak tutuklulara oldukça az ilgi gösteriliyor. Ukrayna resmi yetkililerinden farklı isimler duyuyoruz. Bu onlar hakkında hiç konuşulmadığı anlamına gelmiyor, demek istediğim Ukrain siyasi tutuklarla birlikte bizim tutuklarımızın da adları dile getirilmeli. Çünkü “26 Şubat” davası açıkça siyasi bir dava ve er ya da geç sadece yasal bağlamda kalmayacak, diplomatik platformlara da taşınacak. Dolasıyla bunu unutmamamız gerekiyor.
Kırım’da bulunan Kırım Tatar medya temsilcileri sizinle temas kuruyorlar mı? İlgi gösteriyorlar mı?
Çiygöz konusu şu an sadece Kırım’da işgalci yönetimle işbirliği içinde olanlar için rahatsız edici bir konu.
Ukrayna anakarasında kalan Kırım Tatarları sizce bu konuda daha çok dikkat çekmek ve sorunu çözme adına ne yapabilirler?
Tüm zorluklara rağmen Kırım’da kalan Kırım Tatarlarıyla birlik olmalılar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Çiygöz’ün eşi Elmira Ablyalimova: “26 Şubat davası siyasi bir düzmece"
Ahtem Çiygöz’ün eşi Elmira Ablyalimova, “26 Şubat” davasına kamu savunmacısı olarak kabul edildi. 15 Ocak'ta yapılacak olan duruşma arifesinde, QHA Haber Ajansının bu cesur kadınla konuşma fırsatı oldu.
"26 Şubat davasının siyasi düzmece olduğunu artık hem avukatlar hem de kamu biliyor."
Herkesin bildiği gibi 26 Şubat 2014 tarihinde Kırım Parlamentosu önünde Kırım Tatar Milli Meclisi ve Rus Birliği (Russkoye Yedinstvo) Partisi’nin karşı karşıya geldiği büyük bir miting yapıldı. Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunan Kırım Tatarları, parlamentonun Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılması ile ilgili kararını kabul etmesini önlemek ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü desteklemek için mitinge katıldı. Aynı anda Kırım Parlamentosu önünde Sergey Aksyonov’un başkanlığında, Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını isteyen Rusya yanlısı teşkilatların düzenlediği bir başka miting yapıldı. Rus işgalinden sonra Rus yanlısı hükümet, “26 Şubat kamu düzenini bozan toplu eylemeleri organize etme” bahanesiyle düzmece bir soruşturma başlattı.
Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz, 26 Şubat 2014 tarihinde Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu önünde miting organize etmek suçuyla 29 Ocak’ta gözaltına alınmıştı. “26 Şubat davası” kapsamında gözaltına alınan diğer Kırım Tatarları da “toplu eyleme katılmakla” suçlanıyorlar.
Elmira Ablalimova ile yaptığımız sohbette o günün olayları, “26 Şubat” davası ve Ahtem Çiygöz’ün mevcut durumundan konuştuk. Cesur eşin moralini bozmadığını, eşini desteklemeye ve savunmaya hazır olduğunu gördük.
Elmira Hanım, Ahtem Çiygöz işgalci yönetim tarafından tutuklanalı bir sene oldu...
-Evet, o günü çok iyi hatırlıyorum. O günü Mustafa Degermenci ve Ali Asanov’un aileleri de hatırlıyor. Bu olaylar hafızamıza kazındı ve yaşananları unutmak imkansız.
Ahtem Çiygöz’ün tutuklanacağını öngördüğünü anlatıyorlar. Bununla birlikte birkaç Meclis üyesini de tutuklanabilecekleri konusunda uyarmıştı. Bu fikirlerini sizinle de paylaşmış mıydı?
Evet, tutuklamadan önce bu konuyu sık sık konuşuyorduk, ancak Ahtem, Kırım’dan taşınma seçeneğini hiç kabul etmiyordu. Kırım’dan taşınmak onun için kaçmakla aynı şeydi. Tutuklu bulunduğu şu günlerde bile, koşulları ne olursa olsun vatanın terk edilmemesi gerektiğini, Kırım’dan giden ve dönme şansı olan Kırım Tatarlarının da vatanlarına geri dönmesi gerektiğini düşünüyor. Zaten vatanımıza dönmek için oldukça yüksek bir bedel ödedik, bu yüzden ilk tehditte onu bırakıp gitmemiz düşünülemez.
Ahtem Çiygözle şu an görüşebiliyor musunuz? Şayet görüşebiliyorsanız ne kadar sık görüşebiliyorsunuz?
Şu an bulunduğu gözaltı merkezinin kurallarına göre Ahtem’i ayda iki kez görebiliyordum. Ancak 28 Aralık 2015 tarihinde verilen mahkeme kararıyla onun kamu savunmacısı olduğum için daha sık görüşebiliyoruz.
Ahtem Çiygöz’ün şu anki sağlığı ne durumda?
Bazı sağlık sorunları var. Doktor muayenesi olmadan bu sorunlar giderilemez. Başvurduğumuz doktorlar ise işten çıkarılma tehdidi yüzünden Ahtem’in yanına gitmeye korkuyorlar.
Hapis koşullarında son gelişmeleri takip edebiliyor mu?
Evet, avukatlardan her zaman son gelişmelerle ilgili bilgi göndermelerini istiyor, güncel haberlerle ilgileniyor.
Herkes biliyor ki Ahtem Çiygöz’e karşı açılan dava düzmece ve sahte bir dava. Mitingte çekilmiş olan, Çiygöz’ün insanları yatıştırmaya çalıştığı görüntüler yayınlanmıştı. Sizce işgalci hükümet tarafından neden o hedef gösterildi?
Bence Ahtem Çiygöz, Kırım Tatar sorununun rehinesi oldu. Şu anda Kırım’da kalan, milli hareketin prensiplerini savunan otoriter liderlerden bir tek o kaldı. Kırım Tatar milli liderlerinin sürgününü ve yarımadada değişen siyasi durumu kesinlikle kabul etmiyordu. Ayrıca yerli halkın vatanında güvenli yaşama hakkını savunmaktaydı.
İşgalci hükümet ile Kırım’da Kırım Tatarlarının haklarının ihlal edilmesini, insan kaçırma olaylarını gündeme tekrar tekrar getirmişti. Korkutma ve sindirme amacıyla yapılan sebepsiz aramaları, Kırım Tatar medyasının susturulması hakkında konuştu. Davaya gelince ben davanın siyasi bir düzmece olduğunu düşünüyorum. Zamanla bunları kim istedi, kimlerin emriyle gerçekleştirildi göreceğiz. Suçlamalar tamamen saçmalık. Tüm videolarda 26 Şubat 2014 tarihindeki mitingte Ahtem’in çatışma çıkarmak yerine halkı sakinleştirmek için elinden geleni yaptığını görebiliyoruz. Bu olayların Kırım’ın, Rusya tarafından işgalinden önce olduğundan bahsetmiyorum bile.
Ahtem Çizgöz’ün eşi olmanız dolayısıyla size de baskı uygulanıyor mu?
En büyük baskıyı arama sırasında hissettim. Böyle yanlış, alaycı, höşgörüsüz davranışları hayatımda hiç görmemiştim. Soruşturma makamlarından bir baskı olmadı.
İnsanların davranışları değişti mi? Daha ziyade destek mi yoksa uzaklaşma mı hissediyorsunuz?
Büyük destek görüyoruz ve bunu fazlasıyla hissediyorum. Ben veya Ahtem’in akrabaları nereye gidersek gidelim özel bir ilgi görüyoruz. İnsanlar yanımıza gelip, Ahtem’in sağlığı ve morali hakkında sorular soruyorlar. Yardım teklif ediyorlar. Bence tutuklamadan sonra Ahtem’i daha çok insan desteklemeye başladı. Bu durumda insanlar Ahtem’in yeni bir tarafını gördü. Vatansever, prensiplerine sadık kalan, hiç kimsenin önünde eğilmeyen, teslim olmayan bir insan gördüler.
Ukrayna, Kırım’daki siyasi tutuklulara yeteri kadar ilgi gösteriyor mu?
Son zamanlarda Kırım'ın sorunları tekrar gündeme geldi. Belki benim fikrim taraflı olabilir, ancak tutuklulara oldukça az ilgi gösteriliyor. Ukrayna resmi yetkililerinden farklı isimler duyuyoruz. Bu onlar hakkında hiç konuşulmadığı anlamına gelmiyor, demek istediğim Ukrain siyasi tutuklarla birlikte bizim tutuklarımızın da adları dile getirilmeli. Çünkü “26 Şubat” davası açıkça siyasi bir dava ve er ya da geç sadece yasal bağlamda kalmayacak, diplomatik platformlara da taşınacak. Dolasıyla bunu unutmamamız gerekiyor.
Kırım’da bulunan Kırım Tatar medya temsilcileri sizinle temas kuruyorlar mı? İlgi gösteriyorlar mı?
Çiygöz konusu şu an sadece Kırım’da işgalci yönetimle işbirliği içinde olanlar için rahatsız edici bir konu.
Ukrayna anakarasında kalan Kırım Tatarları sizce bu konuda daha çok dikkat çekmek ve sorunu çözme adına ne yapabilirler?
Tüm zorluklara rağmen Kırım’da kalan Kırım Tatarlarıyla birlik olmalılar.
EN ÇOK OKUNANLAR