Kırım Tatar kadın asker QHA'ya konuştu: Vatanımızı yakında geri alacağımızı hissediyoruz!
Kırım Tatar kadın asker QHA'ya konuştu: Vatanımızı yakında geri alacağımızı hissediyoruz!
Numan Çelebicihan Taburunda görev yapan Kırım Tatar kadın asker Elzara Velilâyeva, Kırım Haber Ajansına (QHA), ailesinin vatan Kırım’dan ayrılma hikayesini, eşini, Ukrayna ordusuna yazılma amacını ve bir asker olmanın zorluklarını anlattı.
Haber Giriş Tarihi: 09.05.2024 13:00
Haber Güncellenme Tarihi: 09.05.2024 17:34
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Numan Çelebicihan Taburunda görev yapan Kırım Tatar kadın asker Elzara Velilâyeva, Rusya Kırım’ı işgal ettikten sonra 2014 yılında eşi ve çocukları ile birlikte Kırım’ı terk etmek zorunda kaldı. Eşi Enver, önce Donbas’ı daha sonra Kırım’ı Rus işgalcilerden kurtarmak içim Ukrayna ordusuna katılma kararı almıştı. Ailesi ona destek verdi ve evlerini geride bırakarak Ukrayna anakarasına gittiler.
???????? Kırım Tatar kadın asker QHA'ya konuştu: Kırım'ın kurtuluşuna az kaldı! pic.twitter.com/DqifYKFWHR
— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 9, 2024
2014 yılının yaz aylarında Enver Velilâyev, gönüllü olarak Aydar Taburuna yazıldı. Ukrayna'nın doğusunda görev yapan Velilâyev, Lugansk Havalimanı ve diğer yerleşim yerleri için yapılan çatışmalarda yer aldı. Rusya, 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya karşı geniş çaplı işgal saldırısı başlattığında Enver Velilâyev Herson bölgesinde görev yapıyordu, Elzara Velilâyeva ise çocuklarıyla Kıyiv’deydi. 24 Şubat 2022 öğleden sonra Enver Velilâyev ile olan iletişimi kesildi. O günden sonra eşinden hiçbir haber alamayan Elzara Velilâyeva, eşinin davasını devam ettirmeye karar vererek Ukrayna ordusuna yazıldı ve şu an Numan Çelebicihan Taburunda Rus işgalcilere karşı mücadele ediyor.
"KIRIM'IN KURTULUŞUNA AZ KALDI"
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, Mart 2024’te Elzara Velilâyeva’ya 3. Derece Cesaret Nişanı'nı takdim etmişti.
Eşinin Numan Çelebicihan Taburunun kurulmasını çok istediğini belirten Elzara Velilâyeva, “Eşimin geri döneceğini ve hayalinin gerçek olduğunu göreceğini umuyorum. Ailemizin Kırım’dan ayrılma amacı için mücadele etmeye sürdürüyoruz. Savaşmaya, zafer günümüzü yaklaştırmaya devam ediyoruz… Kırım'ın kurtuluşuna az kaldı, vatanımızı geri alacağızı hissediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Elzara Velilâyeva, ailesinin hikayesini, eşini, Ukrayna ordusuna yazılma amacını ve bir asker olmanın zorluklarını anlattı.
Rusya'nın 2014’te Kırım’ı işgal etmesi sonrasında ailece Yarımada'dan Ukrayna ana karasına çıkmaya karar verdiklerini anlatan Elzara Velilâyeva, “Bildiğiniz gibi Mart 2014’da Kırım’daki tüm bankalar, hesapları bloke etmişti. Biz bir şekilde bin grivna bularak 2 çocukla birlikte Kırım’dan ayrılmaya karar verdik. Eşim Ukrayna ordusuna katılarak ilk önce Donbas’ı Rus işgalcilerden kurtaracağına ve daha sonra Kırım için savaşacağına dair karar almıştı. Ben de onu destekledim. Tek başına kalmasın diye eşim, ben ve çocuklarımız hep birlikte Kırım’dan ayrıldık. Kızım o zaman 11, oğlum 6 yaşındaydı. Ukrayna ana karasında kimseyi tanımıyorduk. Bu yüzden bu konuda insanlara destek veren gönüllülerle iletişime geçtik. Bir gün televizyonda Kırım’dan çıkmak isteyenlere destek veren sivil örgütün acil hat telefon numarasını gördüm. İlk başta Lviv’e gitmeyi planlıyorduk çünkü çoğu Kırım Tatarı oraya gidiyordu. Ama biz toplanana kadar Lviv’de artık yer kalmamıştı. 'Jıtomir’de sığınmacılar için yer var, oraya gidebilirsiniz' dediler ve koordinatörün telefon numarasını verdiler. Daha önce hiç görmediğim koordinatörle iletişime geçtik. Tabii çok korkuyorduk, ben de bir anne olarak çok endişeliydim. Bilmediğimiz yere gidiyorduk ve bizi nelerin beklediğini bilmiyorduk. Ama Allah’a çok şükür, iyi insanların yardımıyla Jıtomir’e ulaştık ” şeklinde konuştu.
"İŞGALCİLERİN EŞİMİ ALIKOYMASINDAN ÇOK KORKUYORDUM"
Rus işgal güçlerinin Yarımada'da baskıları ve Ukrayna yanlısı insanları takip etmeye başladığı için Kırım ile Herson bölgesi arasındaki idari sınırda belge kontrolünü geçtikleri sırada çok endişelendiğini belirten Velilâyeva, “Eşim ilk başta tek başına Kırım’dan çıkmak istiyordu. Akmescit’ten trene binmeyi planlıyordu ama istasyonda sözde Kırım’ın Öz Savunması üyeleri herkesin kimliğini kontrol ederek nereye gittiklerini kayda alıyordu. Bu yüzden eşim eve geri döndü ve ‘Sizi burada bırakmayacağım, birlikte gidelim’ dedi. Bu olaydan sonra birlikte yola çıktık. O günü hatırlıyorum, Canköy Tren İstasyonu’nda kimlik kontrolü sırasında endişeliydik. Eşimi gözaltına alabileceklerinden veya çıkışına izin vermeyeceklerinden korkuyorduk. Ama Allah’a şükür Kırım’dan çıkabildik ve Jıtomir’e ulaştık. Bizi orada karşılayan koordinatörü hayatımızda ilk ve son kez gördük. Ona çok minnettarız. O bizi karşıladı ve başka gönüllülere yönlendirdi, ondan sonra bir daha onunla görüşmedik. Jıtomir’deki gönüllüler bizi geçici bir yere yerleştirdi, çocukları hemen okula yazdırdık. Bu konuda sorun olmadı, sadece ikamet yeri değiştirme konusunda sorun yaşadık. Çünkü Jıtomir’e gelen sığınmacıların çoğu, Kırım’dan ayrılan kadrolu askerdi. Yaklaşık 22 aile. Bizim gibi sivil sığınmacı yoktu. Bu yüzden ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Resmî prosedürler belli değildi. Bizi baya uğraştırdılar en sonunda eşim artık dayanamadı çok sinirlendi. Valilikte pasaportunu müdürün masasına atarak: ‘Ailem için gerekli belgeler ayarlamazsanız ve bir konut sağlamazsanız Ukrayna pasaportumu bırakıp Kırım’a dönüyorum.’ demişti. Çok kızmıştı. Ancak yine bize gönüllüler yardımcı oldu. Durumumuz gündeme getirildi. Ve belgelerimizle ilgili süreç hızlanmaya başladı. Şimdi geriye bakarken, o günlerde bu işlerin neden bu kadar yavaş ilerlediğini anlıyorum. Biz Kırım’dan Jıtomir’e gelen ilk sığınmacılar arasındaydık. Kimse henüz prosedürleri ve ne yapacağını bilmiyordu.” ifadelerini kullandı.
Temmuz 2014’te eşinin gönüllü olarak orduya yazıldığını aktaran Velilâyeva, “Lugansk’ta görev yaptı. Bazı yerleşim yerlerinin işgalden kurtarılmasında yer aldı. Lugansk Havalimanı için yapılan çatışmalara katıldı. 2022 yılına kadar Ukrayna’nın doğusunda farklı yerlerde görev yaptı. 2015’te Kırım’ın ablukasına katıldı.” dedi.
"24 ŞUBAT 2022'DE EŞİMLE İLETİŞİMİM KESİLDİ VE HALA NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYORUM"
Velilâyeva, 2014 yılından itibaren hep eşinin yanında olduğunu ve ona destek verdiğini, silah arkadaşlarıyla her zaman iletişim halinde olduğunu anlatarak, “24 Şubat 2022 tarihinde Rusya geniş çaplı işgal saldırısı başlattığı ilk günde eşimle iletişimim kesildi. Ve hala ondan hiçbir haber alamadım. Yani nerede olduğunu, başına ne geldiğini bilmiyorum. Saldırılar başladığında eşim Herson bölgesinde görev yapıyordu. Rusya saldırıya geçmeden önceki günlerde sık sık görüşüyorduk. Geniş çaplı saldırının başlayacağını biliyordu. Beni uyarmıştı, saldırı başladıktan sonra ne yapmam gerektiği konusunda bilgi vermişti. 24 Şubat 2022 günü öğlene kadar eşimle iletişim halindeydik. Bana çocuklarla birlikte Ukrayna’dan ayrılmamı söyledi. Ama hemen Ukrayna’dan ayrılamadık. Eşimden haber bekliyordum ve oğlum yatılı lisede okuyordu. İlk gün panik yaşanırken çocuğu okuldan alamamıştım; ulaşım yoktu, yollar kapalıydı. Daha sonra liseden çocuklarını alan diğer ebeveynler oğlumu kente getirdi. Ama o günün akşamına doğru eşimle iletişimim kesildi ve hala nerede olduğunu bilmiyorum. Farklı kurumlara başvurular yaptım fakat henüz hiçbir bilgi elime geçmedi.” şeklinde konuştu.
Eşinden haber alamamasına rağmen çocukları güvende tutmak için Ukrayna’dan ayrılmak zorunda kaldığını belirten Velilâyeva, “10 Mart 2014’te Ukrayna’dan çıkabildik. Çocuklarım çok küçük olmasa da ebeveyn olarak çocuklarınızın güvenliğini düşünmek zorundasınız. Benim annem ve eşimin annesi ağlayarak beni arıyordu: ‘Çocukları kurtar, onlar senin sorumluluğunda, bir şeyler yapmalısın’ diyordu. Bu yüzden çocukları daha çok güvende tutmak amacıyla bir süreliğine yurt dışına çıktık. Ama 2 ay sonra geri döndük. Çocuklar, ‘Füze saldırıları olsa da orası bizim evimiz, geri dönelim’ dedi. Bu yüzden geri dönme kararı aldık. Ayrıca eşimin iletişime geçeceğini umuyordum. Belki durumu hakkında bir şey belli olur diye uzakta olmak istemiyordum. Bundan dolayı da Ukrayna’ya geri dönmek istedim.” ifadelerini kullandı.
"EŞİMİN DAVASINI DEVAM ETTİRMEK İÇİN ORDUYA KALDIM"
Orduya katılma kararına ilişkin Elzara Velilâyeva şu açıklamalarda bulundu:
Eşimin kaybolması beni orduya yazılmaya iten ana sebeplerden biri oldu. Bu şekilde belki eşime daha yakın olurum veya belki onu bulmama yardım edebilecek bir ipucu bulunur umuduyla orduya katıldım. Öte yandan eşimin davasını sürdürmek istedim. Geri döneceğini ve geri döndüğünde, vatanımız Kırım’ı geri almak için yaptıklarımızla gurur duyacağını umuyorum. Ailemizin Kırım’dan ayrılma nedeni için mücadele etmeyi sürdürüyoruz. Savaşmaya, zafer günümüzü yaklaştırmaya devam ediyoruz. Ayrıca orduda görev yaparken belki eşimi tanıyan birine denk gelirim, onunla birlikte görev yapanları bulurum diye umudum var. Belki 8 yıldır hep eşimin yanında, askerî ortamda olduğum için bu bana cesaret verdi. İlk başta çok korkuyordum ama bir şekilde alıştım. Biliyorum ki, çocuklarım babalarıyla ve benimle gurur duyuyor. Eşim, Numan Çelebicihan Kırım Tatar Taburunun kurulmasını çok istiyordu ama bunu göremedi. Şimdi ise onun geri döneceğini ve hayalinin gerçek olduğunu göreceğini umuyorum. Ayrıca benim ondan önce, Numan Çelebicihan Kırım Tatar Taburu üyesi olduğumu görecek.”
"BAZI DURUMLARDA KADINLAR ERKEKLERDEN DAHA BÜYÜK DAYANIKLILIK GÖSTERİYOR"
Bir kadın olarak cephede görev yapmak çok zor olduğunu anlatan Velilâyeva, “Zor ama yapılabilir. Cephedeki şartlara uyum sağlıyorsunuz. İnsan her şeye alışıyor, ama savaşta daha değişik olaylar yaşanıyor. Orduda görev yapan kadınlarla gurur duyuyorum çünkü bunun ne kadar zor olduğunu anlıyorum. Gönüllü olarak orduya yazılan 19 yaşındaki kızların erkeklerle eşit görevler yürüttüğünü görünce gurur duymamak mümkün değil. Hatta bazı durumlarda kadınların erkeklerden daha büyük dayanıklılık gösterdiğini görüyoruz. Dolayısıyla bir kadın olarak hemcinslerimle gurur duyuyorum. Bu savaş 2014’teki savaştan çok farklı. Daha korkunç ve acımasız. Ama Ukrayna’daki kadınlar çok güçlü. Esaretten kurtarılan kadınları görüyoruz, aylarca devam eden işkencelere ve kötü muamele dayanmışlar. Onlara saygılarımı sunuyorum.” dedi.
"KIRIM'IN KURTULUŞUNA AZ KALDI"
Vatan Kırım’ın yakın zamanda Rus işgalinden kurtarılacağına inandığını kaydeden Elzara Velilâyeva, “Kırım'ın kurtuluşuna az kaldı, vatanımızı yakında geri alacağızımızı hissediyoruz. Kırım’dan 2014 yılında vatanımızı Rus işgalinden kurtarmak amacıyla ayrıldık ama bu süreç biraz uzadı. Tarihte gördüğümüz gibi halkımızın ikinci nesli ya vatanından sürülüyor ya da vatanına dönüyor. Şu an çocuklarımız Kırım’ı terk etmek zorunda kaldı. Şimdi de onlar büyüdü. Zamanında bizim Orta Asya’dan Kırım’a döndüğümüz gibi, çocuklarımızın ve torunlarımızın da vatanlarına dönmesini istiyoruz. Bu yüzden en kısa sürede Kırım’ı Rus işgalcilerden kurtarmak istiyoruz. Bağımsız Ukrayna’ya bağlı bir Kırım olsun istiyoruz. Çocuklarımızın, torunlarımızın Kırım’ın kalkınma sürecinde yer almasını, vatanlarında gelişmelerini istiyoruz. Ama öncelikli olarak çocuklarımızın özgür olmasını istiyoruz. Hepimiz özgürlüğümüz, yaşama hakkımız, topraklarımız için mücadele ediyoruz. Kırım Tatarları ve Ukraynalılar her zaman özgürlüğe değer veren halklardı. Bu bizim önceliğimiz. Çocuklarımıza halkımızın vatana dönüş için yürüttüğü millî mücadeleyi öğretiyoruz. Başka bir vatanımız yok. Kırım Yarımadası bizim vatanımız, başka gidecek yerimiz yok. Bu yüzden onun işgalden kurtarılmasını ve evlerimize geri dönmeyi istiyoruz. Akrabalarımız, yakınlarımız Kırım’da, çocuklarım da geri dönmek istiyor. Bu nedenle en büyük arzumuz işgalcilerden arındırılmış Kırım’ı görmektir.” ifadelerine yer verdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kırım Tatar kadın asker QHA'ya konuştu: Vatanımızı yakında geri alacağımızı hissediyoruz!
Numan Çelebicihan Taburunda görev yapan Kırım Tatar kadın asker Elzara Velilâyeva, Kırım Haber Ajansına (QHA), ailesinin vatan Kırım’dan ayrılma hikayesini, eşini, Ukrayna ordusuna yazılma amacını ve bir asker olmanın zorluklarını anlattı.
Numan Çelebicihan Taburunda görev yapan Kırım Tatar kadın asker Elzara Velilâyeva, Rusya Kırım’ı işgal ettikten sonra 2014 yılında eşi ve çocukları ile birlikte Kırım’ı terk etmek zorunda kaldı. Eşi Enver, önce Donbas’ı daha sonra Kırım’ı Rus işgalcilerden kurtarmak içim Ukrayna ordusuna katılma kararı almıştı. Ailesi ona destek verdi ve evlerini geride bırakarak Ukrayna anakarasına gittiler.
2014 yılının yaz aylarında Enver Velilâyev, gönüllü olarak Aydar Taburuna yazıldı. Ukrayna'nın doğusunda görev yapan Velilâyev, Lugansk Havalimanı ve diğer yerleşim yerleri için yapılan çatışmalarda yer aldı. Rusya, 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya karşı geniş çaplı işgal saldırısı başlattığında Enver Velilâyev Herson bölgesinde görev yapıyordu, Elzara Velilâyeva ise çocuklarıyla Kıyiv’deydi. 24 Şubat 2022 öğleden sonra Enver Velilâyev ile olan iletişimi kesildi. O günden sonra eşinden hiçbir haber alamayan Elzara Velilâyeva, eşinin davasını devam ettirmeye karar vererek Ukrayna ordusuna yazıldı ve şu an Numan Çelebicihan Taburunda Rus işgalcilere karşı mücadele ediyor.
"KIRIM'IN KURTULUŞUNA AZ KALDI"
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, Mart 2024’te Elzara Velilâyeva’ya 3. Derece Cesaret Nişanı'nı takdim etmişti.
Eşinin Numan Çelebicihan Taburunun kurulmasını çok istediğini belirten Elzara Velilâyeva, “Eşimin geri döneceğini ve hayalinin gerçek olduğunu göreceğini umuyorum. Ailemizin Kırım’dan ayrılma amacı için mücadele etmeye sürdürüyoruz. Savaşmaya, zafer günümüzü yaklaştırmaya devam ediyoruz… Kırım'ın kurtuluşuna az kaldı, vatanımızı geri alacağızı hissediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Elzara Velilâyeva, ailesinin hikayesini, eşini, Ukrayna ordusuna yazılma amacını ve bir asker olmanın zorluklarını anlattı.
"2014'TE AİLECE İŞGAL EDİLEN KIRIM'DAN AYRILMA KARARI ALDIK"
Rusya'nın 2014’te Kırım’ı işgal etmesi sonrasında ailece Yarımada'dan Ukrayna ana karasına çıkmaya karar verdiklerini anlatan Elzara Velilâyeva, “Bildiğiniz gibi Mart 2014’da Kırım’daki tüm bankalar, hesapları bloke etmişti. Biz bir şekilde bin grivna bularak 2 çocukla birlikte Kırım’dan ayrılmaya karar verdik. Eşim Ukrayna ordusuna katılarak ilk önce Donbas’ı Rus işgalcilerden kurtaracağına ve daha sonra Kırım için savaşacağına dair karar almıştı. Ben de onu destekledim. Tek başına kalmasın diye eşim, ben ve çocuklarımız hep birlikte Kırım’dan ayrıldık. Kızım o zaman 11, oğlum 6 yaşındaydı. Ukrayna ana karasında kimseyi tanımıyorduk. Bu yüzden bu konuda insanlara destek veren gönüllülerle iletişime geçtik. Bir gün televizyonda Kırım’dan çıkmak isteyenlere destek veren sivil örgütün acil hat telefon numarasını gördüm. İlk başta Lviv’e gitmeyi planlıyorduk çünkü çoğu Kırım Tatarı oraya gidiyordu. Ama biz toplanana kadar Lviv’de artık yer kalmamıştı. 'Jıtomir’de sığınmacılar için yer var, oraya gidebilirsiniz' dediler ve koordinatörün telefon numarasını verdiler. Daha önce hiç görmediğim koordinatörle iletişime geçtik. Tabii çok korkuyorduk, ben de bir anne olarak çok endişeliydim. Bilmediğimiz yere gidiyorduk ve bizi nelerin beklediğini bilmiyorduk. Ama Allah’a çok şükür, iyi insanların yardımıyla Jıtomir’e ulaştık ” şeklinde konuştu.
"İŞGALCİLERİN EŞİMİ ALIKOYMASINDAN ÇOK KORKUYORDUM"
Rus işgal güçlerinin Yarımada'da baskıları ve Ukrayna yanlısı insanları takip etmeye başladığı için Kırım ile Herson bölgesi arasındaki idari sınırda belge kontrolünü geçtikleri sırada çok endişelendiğini belirten Velilâyeva, “Eşim ilk başta tek başına Kırım’dan çıkmak istiyordu. Akmescit’ten trene binmeyi planlıyordu ama istasyonda sözde Kırım’ın Öz Savunması üyeleri herkesin kimliğini kontrol ederek nereye gittiklerini kayda alıyordu. Bu yüzden eşim eve geri döndü ve ‘Sizi burada bırakmayacağım, birlikte gidelim’ dedi. Bu olaydan sonra birlikte yola çıktık. O günü hatırlıyorum, Canköy Tren İstasyonu’nda kimlik kontrolü sırasında endişeliydik. Eşimi gözaltına alabileceklerinden veya çıkışına izin vermeyeceklerinden korkuyorduk. Ama Allah’a şükür Kırım’dan çıkabildik ve Jıtomir’e ulaştık. Bizi orada karşılayan koordinatörü hayatımızda ilk ve son kez gördük. Ona çok minnettarız. O bizi karşıladı ve başka gönüllülere yönlendirdi, ondan sonra bir daha onunla görüşmedik. Jıtomir’deki gönüllüler bizi geçici bir yere yerleştirdi, çocukları hemen okula yazdırdık. Bu konuda sorun olmadı, sadece ikamet yeri değiştirme konusunda sorun yaşadık. Çünkü Jıtomir’e gelen sığınmacıların çoğu, Kırım’dan ayrılan kadrolu askerdi. Yaklaşık 22 aile. Bizim gibi sivil sığınmacı yoktu. Bu yüzden ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Resmî prosedürler belli değildi. Bizi baya uğraştırdılar en sonunda eşim artık dayanamadı çok sinirlendi. Valilikte pasaportunu müdürün masasına atarak: ‘Ailem için gerekli belgeler ayarlamazsanız ve bir konut sağlamazsanız Ukrayna pasaportumu bırakıp Kırım’a dönüyorum.’ demişti. Çok kızmıştı. Ancak yine bize gönüllüler yardımcı oldu. Durumumuz gündeme getirildi. Ve belgelerimizle ilgili süreç hızlanmaya başladı. Şimdi geriye bakarken, o günlerde bu işlerin neden bu kadar yavaş ilerlediğini anlıyorum. Biz Kırım’dan Jıtomir’e gelen ilk sığınmacılar arasındaydık. Kimse henüz prosedürleri ve ne yapacağını bilmiyordu.” ifadelerini kullandı.
Temmuz 2014’te eşinin gönüllü olarak orduya yazıldığını aktaran Velilâyeva, “Lugansk’ta görev yaptı. Bazı yerleşim yerlerinin işgalden kurtarılmasında yer aldı. Lugansk Havalimanı için yapılan çatışmalara katıldı. 2022 yılına kadar Ukrayna’nın doğusunda farklı yerlerde görev yaptı. 2015’te Kırım’ın ablukasına katıldı.” dedi.
"24 ŞUBAT 2022'DE EŞİMLE İLETİŞİMİM KESİLDİ VE HALA NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYORUM"
Velilâyeva, 2014 yılından itibaren hep eşinin yanında olduğunu ve ona destek verdiğini, silah arkadaşlarıyla her zaman iletişim halinde olduğunu anlatarak, “24 Şubat 2022 tarihinde Rusya geniş çaplı işgal saldırısı başlattığı ilk günde eşimle iletişimim kesildi. Ve hala ondan hiçbir haber alamadım. Yani nerede olduğunu, başına ne geldiğini bilmiyorum. Saldırılar başladığında eşim Herson bölgesinde görev yapıyordu. Rusya saldırıya geçmeden önceki günlerde sık sık görüşüyorduk. Geniş çaplı saldırının başlayacağını biliyordu. Beni uyarmıştı, saldırı başladıktan sonra ne yapmam gerektiği konusunda bilgi vermişti. 24 Şubat 2022 günü öğlene kadar eşimle iletişim halindeydik. Bana çocuklarla birlikte Ukrayna’dan ayrılmamı söyledi. Ama hemen Ukrayna’dan ayrılamadık. Eşimden haber bekliyordum ve oğlum yatılı lisede okuyordu. İlk gün panik yaşanırken çocuğu okuldan alamamıştım; ulaşım yoktu, yollar kapalıydı. Daha sonra liseden çocuklarını alan diğer ebeveynler oğlumu kente getirdi. Ama o günün akşamına doğru eşimle iletişimim kesildi ve hala nerede olduğunu bilmiyorum. Farklı kurumlara başvurular yaptım fakat henüz hiçbir bilgi elime geçmedi.” şeklinde konuştu.
Eşinden haber alamamasına rağmen çocukları güvende tutmak için Ukrayna’dan ayrılmak zorunda kaldığını belirten Velilâyeva, “10 Mart 2014’te Ukrayna’dan çıkabildik. Çocuklarım çok küçük olmasa da ebeveyn olarak çocuklarınızın güvenliğini düşünmek zorundasınız. Benim annem ve eşimin annesi ağlayarak beni arıyordu: ‘Çocukları kurtar, onlar senin sorumluluğunda, bir şeyler yapmalısın’ diyordu. Bu yüzden çocukları daha çok güvende tutmak amacıyla bir süreliğine yurt dışına çıktık. Ama 2 ay sonra geri döndük. Çocuklar, ‘Füze saldırıları olsa da orası bizim evimiz, geri dönelim’ dedi. Bu yüzden geri dönme kararı aldık. Ayrıca eşimin iletişime geçeceğini umuyordum. Belki durumu hakkında bir şey belli olur diye uzakta olmak istemiyordum. Bundan dolayı da Ukrayna’ya geri dönmek istedim.” ifadelerini kullandı.
"EŞİMİN DAVASINI DEVAM ETTİRMEK İÇİN ORDUYA KALDIM"
Orduya katılma kararına ilişkin Elzara Velilâyeva şu açıklamalarda bulundu:
Eşimin kaybolması beni orduya yazılmaya iten ana sebeplerden biri oldu. Bu şekilde belki eşime daha yakın olurum veya belki onu bulmama yardım edebilecek bir ipucu bulunur umuduyla orduya katıldım. Öte yandan eşimin davasını sürdürmek istedim. Geri döneceğini ve geri döndüğünde, vatanımız Kırım’ı geri almak için yaptıklarımızla gurur duyacağını umuyorum. Ailemizin Kırım’dan ayrılma nedeni için mücadele etmeyi sürdürüyoruz. Savaşmaya, zafer günümüzü yaklaştırmaya devam ediyoruz. Ayrıca orduda görev yaparken belki eşimi tanıyan birine denk gelirim, onunla birlikte görev yapanları bulurum diye umudum var. Belki 8 yıldır hep eşimin yanında, askerî ortamda olduğum için bu bana cesaret verdi. İlk başta çok korkuyordum ama bir şekilde alıştım. Biliyorum ki, çocuklarım babalarıyla ve benimle gurur duyuyor. Eşim, Numan Çelebicihan Kırım Tatar Taburunun kurulmasını çok istiyordu ama bunu göremedi. Şimdi ise onun geri döneceğini ve hayalinin gerçek olduğunu göreceğini umuyorum. Ayrıca benim ondan önce, Numan Çelebicihan Kırım Tatar Taburu üyesi olduğumu görecek.”
"BAZI DURUMLARDA KADINLAR ERKEKLERDEN DAHA BÜYÜK DAYANIKLILIK GÖSTERİYOR"
Bir kadın olarak cephede görev yapmak çok zor olduğunu anlatan Velilâyeva, “Zor ama yapılabilir. Cephedeki şartlara uyum sağlıyorsunuz. İnsan her şeye alışıyor, ama savaşta daha değişik olaylar yaşanıyor. Orduda görev yapan kadınlarla gurur duyuyorum çünkü bunun ne kadar zor olduğunu anlıyorum. Gönüllü olarak orduya yazılan 19 yaşındaki kızların erkeklerle eşit görevler yürüttüğünü görünce gurur duymamak mümkün değil. Hatta bazı durumlarda kadınların erkeklerden daha büyük dayanıklılık gösterdiğini görüyoruz. Dolayısıyla bir kadın olarak hemcinslerimle gurur duyuyorum. Bu savaş 2014’teki savaştan çok farklı. Daha korkunç ve acımasız. Ama Ukrayna’daki kadınlar çok güçlü. Esaretten kurtarılan kadınları görüyoruz, aylarca devam eden işkencelere ve kötü muamele dayanmışlar. Onlara saygılarımı sunuyorum.” dedi.
"KIRIM'IN KURTULUŞUNA AZ KALDI"
Vatan Kırım’ın yakın zamanda Rus işgalinden kurtarılacağına inandığını kaydeden Elzara Velilâyeva, “Kırım'ın kurtuluşuna az kaldı, vatanımızı yakında geri alacağızımızı hissediyoruz. Kırım’dan 2014 yılında vatanımızı Rus işgalinden kurtarmak amacıyla ayrıldık ama bu süreç biraz uzadı. Tarihte gördüğümüz gibi halkımızın ikinci nesli ya vatanından sürülüyor ya da vatanına dönüyor. Şu an çocuklarımız Kırım’ı terk etmek zorunda kaldı. Şimdi de onlar büyüdü. Zamanında bizim Orta Asya’dan Kırım’a döndüğümüz gibi, çocuklarımızın ve torunlarımızın da vatanlarına dönmesini istiyoruz. Bu yüzden en kısa sürede Kırım’ı Rus işgalcilerden kurtarmak istiyoruz. Bağımsız Ukrayna’ya bağlı bir Kırım olsun istiyoruz. Çocuklarımızın, torunlarımızın Kırım’ın kalkınma sürecinde yer almasını, vatanlarında gelişmelerini istiyoruz. Ama öncelikli olarak çocuklarımızın özgür olmasını istiyoruz. Hepimiz özgürlüğümüz, yaşama hakkımız, topraklarımız için mücadele ediyoruz. Kırım Tatarları ve Ukraynalılar her zaman özgürlüğe değer veren halklardı. Bu bizim önceliğimiz. Çocuklarımıza halkımızın vatana dönüş için yürüttüğü millî mücadeleyi öğretiyoruz. Başka bir vatanımız yok. Kırım Yarımadası bizim vatanımız, başka gidecek yerimiz yok. Bu yüzden onun işgalden kurtarılmasını ve evlerimize geri dönmeyi istiyoruz. Akrabalarımız, yakınlarımız Kırım’da, çocuklarım da geri dönmek istiyor. Bu nedenle en büyük arzumuz işgalcilerden arındırılmış Kırım’ı görmektir.” ifadelerine yer verdi.
Son Haberler