SON DAKİKA
Hava Durumu

Şevkiyev: "Rusya'nın Kırım'daki su sorunu nedeniyle Ukrayna'ya saldıracağını düşünmüyorum"

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) üyesi, işgalden sonra Kırım’da faaliyeti yasaklanan Kırım Vakfının Başkanı Rıza Şevkiyev, Kırım Haber Ajansına (QHA) açıklamalarda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 11.07.2020 15:02
Haber Güncellenme Tarihi: 11.07.2020 15:02
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Şevkiyev: "Rusya'nın Kırım'daki su sorunu nedeniyle Ukrayna'ya saldıracağını düşünmüyorum"

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) üyesi, işgalden sonra Kırım’da faaliyeti yasaklanan Kırım Vakfının Başkanı Rıza Şevkiyev, Kırım Haber Ajansına (QHA) açıklamalarda bulundu.

Röportajın ilk kısmını oluşturan bu bölümde, Ukrayna Parlamentosunun neden Kırım’ın milli özerklik statüsüyle ilgili yasayı kabul etmediği ve hangi Ukraynalı siyasetçilerin Kırım’ın işgalinden sorumlu olduğu konularındaki düşüncelerini paylaştı.

“ÇALIŞMA GRUBUNA KİMİN DAHİL EDİLECEĞİ KONUSU KTMM’DE TARTIŞILMALIYDI” 

Rıza Aga, daha önce Kırım Haber Ajansının yayınladığı "İşgal Hakkında Sansürsüz: Kırım Haber Ajansında Webcast" isimli programa konuk olarak katılan Ukrayna milletvekili Rüstem Umerov, Kırım’dan sorumlu çalışma grubunun ilk toplantısının temmuz ayının başında gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanlığında yapılacak bu görüşmeden neler bekliyorsunuz? 

Evet, Ukrayna Cumhurbaşkanıyla 18 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığında görüştük. O zaman Cumhurbaşkanı böyle bir grup oluşturmayı teklif etti. Ama grubun oluşturulma konusu uzadı. Daha sonra grubun oluşturulduğu bildirildi. Fakat ben, KTMM üyesi olarak bu kararın alınmasından uzak kaldım. Açıkçası, bundan dolayı biraz alındım. Çalışma grubuna dahil olacak kişilerin konusunun KTMM veya KTMM Yönetim Kurulu toplantısında tartışılması ve uygun kararın alınması gerektiğini düşünüyorum. Gruba dahil olan insanlara karşı değilim. Onlar çok saygın insanlar. Ancak bana göre, sadece bu konu değil Kırım Tatarlarıyla ilgili olan tüm konular KTMM’de tartışılmalı. Sonuçta doğrudan Cumhurbaşkanıyla çalışacak olan bu çalışma grubu halk için en önemli konuları gündeme getirecek.

Yani siz grubun daha geniş tutulmasını istiyorsunuz?

Daha geniş değil. Ben grubun tartışma prosedürünü geçtikten sonra oluşturulmasını isterdim. Herkesin çalışma grubu üyeleri konusunda kendi tekliflerini sunduğu ve neden böyle düşündüğünü açıkladıktan sonra grubun oluşturulmasını isterdim. Bu grupta soydaşlarımız, arkadaşlarımız, siyasetçilerimiz yer alıyor fakat onlar aynı zamanda “Halkın Hizmetkarı” Partisiyle çelişki içinde olan çeşitli parlamento gruplarının üyeleri. Bana göre bundan dolayı çalışma grubunun çalışması etkilenebilir. Cumhurbaşkanının danışmanları: “Sen kiminle görüşüyorsun?” veya “Bu insanlar kendi partilerin çıkarlarını savunuyor” diyebilirler. Bu da Cumhurbaşkanının kafasını karıştırabilir ve dikkatini Kırım Tatar milli özerkliği gibi önemli konulardan uzaklaştırabilir. Bu yüzden çalışma grubunda halk tarafından seçilen KTMM üyelerinin ve Parlamentodaki partilerden tarafsız olan kişilerin yer alması gerektiğini düşünüyorum. Bana göre, bu sonraki oylamalar sırasında daha çok oy toplamaya yardım edebilir.

Yani çalışma grubunun üyeleri ile ilgili kafanızda soru işareti olduğu için ondan pek bir beklentiniz yok?

Bu konu üzerinde pek durmak istemiyorum. Kendi düşüncemi her zaman açıkça söyledim ve söylemeye devam edeceğim... Zaman ilerliyor ama çalışma grubu hala toplanmadı. 18 Mayıs’tan beri iki ay geçti. Cumhurbaşkanlığına bağlı bir çalışma grubunun oluşturulması ile ilgili imzalanmış kararı hala görmedim. Bence tüm bunlar daha önce söylediğim sebeplerden dolayı meydana geliyor. Tabii ki, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov'un bu konuyla ilgilenmesi gerekiyor. O grubun bu formatta çalışmasını kabul etmişse demek ki toplantının en kısa zamanda gerçekleşmesini talep etmeli. Bu görüşmelerin bir sonucunu görürsek, Ukrayna Parlamentosunun Kırım Tatarları için önemli olan üç yasanın incelemesine yaklaşırsa o zaman kafamda hiç soru kalmayacak. O zaman bu formatta bile grubun kendi işlevini yerine getirdiğini düşüneceğim.

18 Mayıs 2020’de Cumhurbaşkanı Zelenskiy KTMM temsilcileriyle yaptığı görüşme sırasında Kurban Bayram ve Ramazan Bayramına dini bayram statüsünün verileceğini ifade etmişti. Acak 23 Mayıs’ta Ramazan Bayramında bu gerçekleşmedi.  30 Temmuz’da Kurban Bayramı kutlanacak. Sizce bu tarihe kadar Cumhurbaşkanı ilgili kararı imzalar mı?

Benim bildiğim kadarıyla, KTMM Refat Çubarov ve Milletvekili Rüstem Umerov’un bildirdiğine göre bu bayramlar takvimde özel bir gün olarak belirtilecek. Yani resmi bayram olmayacak sadece Ukrayna’da basılan takvimlerde Ramazan veya Kurban Bayramlarının denk geldiği günlerde onların o gün kutlandığı belirtilecek. Bu beni tatmin etmiyor. İş yerimde duvarda asılı ve geçen sene basılmış olan takvimde zaten Kurban ve Ramazan Bayramlarının hangi günlere denk geldiğini belirtiliyor.

Bayramlarda resmi tatil olsaydı o zaman iyi olurdu. En azından böyle bir şey Ukrayna genelinde uygulanamıyorsa Kırım’da bu bayramlar resmi tatil yapılmalı. Rusya, Kırım’ı işgal ettikten sonra yarımadada bu bayramlarda bir gün tatil verilmeye başladı. Ukrayna’da bu konu uzatılacak veya bu bayramlar özel bir gün olarak sadece takvimde belirtilecekse bu konuyu hiç açmasaydılar daha iyi olurdu.

“OYLAMA SONUCU NE OLURSA OLSUN KIRIM’IN STATÜSÜ İLE İLGİLİ YASA TASARISI OYLAMAYA ÇIKARILMALI”

Kırım Tatarları için kilit konu yarımadaya milli özerklik statüsünün verilmesidir. Sizce, Parlamento neden bu konunun çözülmesini uzatıyor? Onlara ne engel oluyor?

Bence onlara hiçbir şey engel olmuyor. 30 yıl içinde bu konu hiçbir zaman Parlamentoya oylamaya çıkarılmadı. Dolayısıyla milletvekillerinin nasıl davranacağını bilemiyoruz. Sadece farklı partilerin bu konuda ne söyleyebileceğini tahmin edebiliriz. Ama yine de yasa tasarıların hazırlanması ve Parlamentoya sunulması gerekiyor. Parlamento oylamak istemezse bile bu da bir sonuçtur. Bu demek ki Avrupa Birliği’ne (AB), yerli halkların haklarından sorumlu komitelerine, hak savunucu örgütlerine Ukrayna’nın “ne şekilde Avrupa’ya doğru gittiğini” gösterebileceğiz. Bu yüzden böyle yasa tasarıların oylama sonucu ne olursa olsun oylamaya çıkarılması gerekiyor. Daha sonra Parlamento uluslararası topluma neden yerli halklara destek vermediğini açıklasın. 

Kırım Tatar milli özerkliğinin neden kabul edilmesi gerektiği konusu basında birçok kez ele alınmıştı. Sizce siyasi elitler neden bu yasayı kabul etmekten çekiniyor?

Bu korku Sovyetler döneminden kaldı. O zamanlar herkes Sovyetler Birliği’nin propagandasına inanıyordu. Propaganda ise 2. Dünya Savaşı sırasında Kırım Tatarlarının insanları yaktığını, herkese ihanet ettiğini ve savaşta savaşmadıklarını iddia ediyordu. Öte yandan 2. Dünya Savaşı sırasında madalya alan Kırım Tatarlarının sayısına bakılırsa nüfus oranına göre halkımızda kahramanlarının sayısının bu savaşa katılan diğer halklara oranla daha çok olduğunu görebiliriz. Sovyetler döneminde Moskova, Ukrayna’da da bu propagandayı yayıyordu. Bugün bile Rus propagandası aktif bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Onlar insanları yanlış yönlendiriyorlar. Onların basınında sürekli Kırım Tatarlarının güya 2. Dünya Savaşı sırasındaki hainliği ve acımasızlığını anlatan sözde “bilimsel makaleler” yayınlanıyor.

Bilindiği gibi, eski Sovyetler Birliği sınırları içinde meydana gelen çatışmalar özerkliklerin topraklarında gerçekleşti; Dağlık Karabağ, Güney Osetya, Abhazya...Belki özerklikler çatışmaya sebep olduğu için siyasetçiler bu tür bir yasayı kabul etmekten çekiniyorlar?

Buna bağlı olduğunu sanmıyorum. Donbas'ta mesela bir özerklik yoktu. Kırım stratejik açısından Rusya için çok önemli bir yer. Sovyetler döneminde ve daha sonra Kırım’da Rus filosu konuşlandırılıyordu. Onlara göre Karadeniz NATO kuvvetlerine karşı koymanın merkezi. Ama aslında saldırganlığının da merkezi; tüm Avrupa ve dünya için bir tehdit.

Kırım’a daha önce milli özerklik statüsü verilseydi sizce Moskova yarımadayı işgal edebilir miydi?

Eğer 90’ların başında milli özerkliğin oluşturulması ile ilgili yasa kabul edilseydi bizim milli hareketimiz bu özerkliğinin Ukrayna’ya bağlı olarak güçlenmesi için çalışırdı. Kırım’a hızla yayılan ayrılıkçı Rus sivil örgütlerinin gelişmesine engel olabilirdik. Kırım daha demokratik ve askerileşmemiş bir bölge olurdu. Ukrayna ise Karadeniz’de kendi filosunu geliştirebilirdi. Yani Rusya Kırım’da kök salmazdı, yarımadada askeri güce sahip olmazdı. Bence Kırım Tatar milli özerkliği olsaydı işgal yaşanmazdı.

“TURÇİNOV DAHA KARARLI OLMALIYDI”

Cumhurbaşkanı Zelenskiy 5 Temmuz’da Ukrayna Deniz Kuvvetleri Gününde konuşma yaparken denizcilere Kırım’ı savunmaya izin vermeyen insanların affedilmemesi gerektiğini söyledi. Kırım işgal edilirken Oleksandr Turçinov Ukrayna Cumhurbaşkanı Vekili ve Parlamento Başkanı görevini yürütüyordu. Sizce Kırım’ın işgal edilmesinde Turçinov’un bir suçu var mı? Örneğin eski Genelkurmayı Komutanı Volodımır Zaman bir röportajında yarımadanın Rusya’ya teslim edilmesinden Turçinov’un sorumlu olduğunu söylemişti…

Ben şahsen onun suçlu olduğunu düşünüyorum. Madem, Cumhurbaşkanı Vekili gibi bir sorumluluğu üstlenmişti ülkesini korumak için kesin emirler vermeliydi. Uzman ve siyaset bilimcileri dinlemeden ülkesi için, devletin sınırlarını korumak için mücadele etmeliydi. Bu onun göreviydi. Silahlı Kuvvetlere emir vererek karşı koymak gerekiyordu. Bu durumda uluslararası toplum için bile bu konuyu çözmek daha kolay olurdu. Fakat “yeşil adamlar” (Rus askerleri) Kırım’a girdiği zaman Kıyiv’de iktidar savaşı yürütülüyordu. Sanki Kırım’ı umursamıyorlar sadece iktidarda kalmak istiyorlardı. 

Ama Turçinov işgalcilere karşı koyma emri verdiğini ancak askerlerin onlara uymadığını ileri sürüyor…

Ben Angara (Perevalnoye) köyündeki askeri üsse birkaç kere gitmiştim. Askerlerimize destek vermek için gıda, sigara götürmüştüm. Orada konuşlandırılmış tank birliğinin etrafı üniformalarında işaretleri olmayan “yeşil adamlarla” çevrilmişti. Askeri araçlar, kamyonlar, toplar bu üs etrafında yerleştirilmişti. O zaman subaylarla konuşmuştum onlara: “Neden saldırmaya başlamıyorsunuz? Tanklarınız var onları yok edebilirsiniz!” demiştim. Onlar ise bana “Emir yok!” diye cevap vermişlerdi. 

Bugünlerde bazı uzmanlar Kırım’daki su kıtlığı nedeniyle Kremlin’in Ukrayna’ya saldırabileceğini düşünüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Rusya’nın suya ihtiyaç duyduğu ve bundan dolayı onların saldırabileceğini düşünenler var. Ama biz 6 yıldır bunu bekliyoruz ve kimse saldırmıyor. Onların ellerinde saldırıya geçmek için daha uygun fırsatlar vardı. Şu an ise böyle bir şey yaparlarsa ekonomik yaptırımlar daha da artabilir ayrıca Ukrayna ordusu gün geçtikçe güçleniyor. Bu yüzden onlar Kırım’ın kuzey bölgelerinde kuyular açıyorlar, onlarca kilometrelik su boruları döşüyorlar ve suyu tek bir su sistemine toplamaya çalışıyorlar. Kerç köprüsünü yük trenleri için açtıktan sonra suyu trenlerle yarımadaya taşımaya başlarlar. Yani onlar bu sorunu farklı yollarla çözüyorlar. Dolayısıyla Rusya’nın su yüzünden saldırıya geçeceğini düşünmüyorum. Onlar Ukrayna zayıfladığı, ordusunun gelişmediğini gördükleri ve uluslararası toplumun zayıflığını hissettikleri zaman saldırabilirler.


En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.