SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Zera Bekirova

QHA - Kırım Haber Ajansı - Zera Bekirova haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Zera Bekirova haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Şehit lider Numan Çelebicihan Kırım'da anıldı Haber

Şehit lider Numan Çelebicihan Kırım'da anıldı

Vatan Kırım'da Kırım Tatar dilinde ve Latin alfabesinde yayımlanan Nenkecan kadın dergisi; 23 Şubat 2025 tarihinde Kırım Halk Cumhuriyeti'nin Başkanı; Kırım, Litvanya, Polonya ve Belarus Müslümanlarının Birinci Müftüsü, unutulmaz lider, antlı şehit ve Kırım Tatar milli marşının yazarı Numan Çelebicihan'ın doğumunun 140. yılı vesilesiyle anma programı gerçekleştirdi. Nenkecan Dergisi Başeditörü Zera Bekirova, Kırım Haber Ajansına (QHA) verdiği bilgide; anma programının, Çelebicihan'ın doğduğu günün belli olmaması nedeniyle şehit edildiği 23 Şubat günü icra edildiğini belirtti. Akmescit'teki Yeşil Ada Davet Salonu'nda düzenlenen etkinlik, şehit lider Numan Çelebicihan ve Kırım Tatar şehitler için Yasin-i Şerif okunmasıyla başladı. Ardından Doç. Dr. Nariman Abdulvahap, Doç. Dr. Şevket Yunusov ve Nenkecan Dergisi Başeditörü Zera Bekirova, Kırım Tatar halkının unutulmaz lideri Numan Çelebicihan hakkında sunum yaptı. Doç. Dr. Nariman Abdulvahap’ın hazırladığı sunumda Numan Çelebicihan’ın Kırım Tatar edebiyatındaki yeri hakkında bilgi verdiğini aktaran Zera Bekirova, “Ayrıca Numan Çelebicihan’ın insani yönlerinden bahsetti. Örneğin giyimine büyük önem verdiğini, çiçekleri sevdiğini anlattı. Çok ilgi çekici bir sunum oldu” dedi. Öte yandan, Doç. Dr. Şevket Yunusov ise "Numan Çelebicihan'ın şiirinde temsil eğilimi" başlıklı sunumu yaptı. Zera Bekirova, 1. Kırım Tatar Milli Kurultayı'nda kadınlara oy verme ve aday olma hakkının verilmesi ile ilgili maddenin anayasaya nasıl dahil edildiği ve Kırım Halk Cumhuriyeti Başkanı Numan Çelebicihan'ın buna verdiği destek hakkında sunum yaptı. Kendi sunumu hakkında Zera Bekirova şunları anlattı: Kırım Tatar kadın hareketi konusunda ve özellikle Numan Çelebicihan’ın kadın hareketine verdiği önem hakkında bilgi verdim. Cafer Seydamet’in anılarına dayanarak, kadınlara oy verme ve aday olma hakkının verilmesinin 1. Kırım Tatar Milli Kurultayı'nda hararetli tartışmaların sonucunda kabul edildiğini anlattım. Kurultay'da karşı çıkan çok oldu ama Numan Çelebicihan bu konuda ısrar etti. Cafer Seydamet hatıralarında bu konu hakkında, ‘Bazı ülkelerde kadınlara yaşama hakkı bile verilmezken Kırım’da kadınlara oy verme ve aday olma hakkının verilmesi ile ilgili madde anayasaya dahil edilmişti’ şeklinde bahsediyor. Kurultay'da kadınların haklarını savunurken Numan Çelebicihan meselenin dini tarafını öne sürerek; İslam’da kadınlara verilen önem ve saygıdan bahsederek bu maddenin kabul ettirilmesine vesile oldu. Anma programı sırasında Numan Çelebicihan'ın, yazdığı "Ant Etkenmen" şiirinin tam versiyonu başta olmak üzere birçok eseri okundu. PROGRAMA KATILAN HERKESE SARI LALE HEDİYE EDİLDİ Programa katılan herkese birer sarı lale hediye ettiklerini belirten Zera Bekirova, “Numan Çelebicihan’dan bir hatıra olsun istedik. Katılan herkese sarı lale hediye ettik.” şeklinde bilgi verdi. Ayrıca etkinliğe 200’den fazla kişinin katıldığını ve etkinlik sonunda herkesin organizatörlere böyle anlamlı bir anma programı düzenledikleri için teşekkür ettiğini belirtti.

İşgal altında yaşayan Kırım Tatarları edebiyatını ayakta tutmayı sürdürüyor Haber

İşgal altında yaşayan Kırım Tatarları edebiyatını ayakta tutmayı sürdürüyor

10 yıldan uzun süredir Rus işgali altında yaşayan Kırım Tatarları her geçen gün artan baskılara rağmen kültürünü, ana dillerini ve edebiyatını korumaya devam ediyor. Kırım’ın Akmescit (Simferopol) kentinde 1 Eylül 2024 tarihinde 6. Kırım Tatar Kitap Fuarı etkinliği gerçekleştirildi. Bu seneki etkinlik, Kırım Tatar şair, tercüman ve gazeteci Yunus Kandım’ın (Yunus Qandım) 65. doğum yıl dönümüne ithaf edildi. Nenkecan Kadın Dergisi, Qaradeniz Production ve Yeşil Ada Gösteri Salonu tarafından organize edilen etkinlikte, 25’ten fazla kitabın tanıtımı yapıldı. Ayrıca etkinlikte yazar söyleşileri ve çocuklar için çeşitli etkinlikler düzenlenirken Kırım Tatar sanatçılar da sahne aldı. FUAR YUNUS KANDIM'E İTHAF EDİLDİ Kırım Haber Ajansına (QHA) açıklama yapan Nenkecan Dergisi Başeditörü, Kırım Tatar gazeteci ve yazar Zera Bekirova, bu sene 6. kez Kırım Tatar Fuarını düzenlediklerini belirterek, “Her sene yapılan fuarı bir Kırım Tatar yazarına ithaf etmek artık geleneksel hale geldi. Bu seneki fuarı, şair, tercüman ve gazeteci Yunus Kandım hatırasına ithaf edildi. Bu bağlamda etkinlikte Yunus Kandım'ın hayatını anlatan ‘Kandım: Kalp Ateş Gibi Yandığında’ (Qandım. Yürek ateş kibi yanğanda) isimli belgesel filmi gösterildi. Ayrıca Yunus Kandim’e ithafen şiirler okundu. Şairin eserlerinden bazı parçalar sahnelendi. Yunus Kandım'ın şiirlerinden bestelenen şarkılar söylendi.” şeklinde konuştu. "AİLE DEĞERLERİ" YARIŞMASI DÜZENLENDİ Bu sene Kırım Tatar Kitap Fuarında, Kırım’da 17 yıldır düzenlenen “Aile Değerleri” yarışmasının da düzenlendiğini aktaran Bekirova, “Bu yarışma her sene ilkbaharda yapılıyordu ancak bu sene çeşitli sebeplerden ötürü yapılamadı. Bununla birlikte çocuklar yarışma için hazırlıklar yaptı. Dolayısıyla çocukların emeklerinin boşa gitmemesi için yarışmayı fuar çerçevesinde gerçekleştirdik. Yarışmaya 10 çocuk katıldı. Bu çocuklar, sürgünü atlatıp geri Kırım’a getirilen aile yadigarlarını tanıttılar. Büyükanne ve büyükbabalarının hikayelerini anlattılar. En küçük yarışmacı 10 yaşındaki Usein Useinov mükemmel bir iş çıkardı. Ona büyük ödül verildi.” dedi. Fuarda 26 kitabın tanıtıldığını belirten Bekirova, “Çocuk kitapları da vardı. Bunlar arasında Armançık çocuk dergisi tarafından Ediye Muslimova’nın editörlüğünde hazırlanan 2. Kırım Tatarca Çocuk Ansiklopedisi kitabı da yer aldı. Ayrıca tanıtılan kitaplar arasında tarihi roman, şiir, sürgün ve ünlü Kırım Tatarlarının hayatlarını konu alan araştırma kitapları da yer aldı." şeklinde konuştu. 6. Kırım Tatar Kitap Fuarı’nın en iyi kitabı olarak, gazeteci Lilya Bucurova tarafından hazırlanan ve geçen sene vefat eden tarihçi Aleksa Gayvaronskiy’in “Kırım Tarihi” eserinin seçildiğini aktaran Bekirova, “Ayrıca 10 farklı dalda daha farklı yazarlara ödüller taktim edildi. Bu ödüller yazarlara yeni araştırmalar, yeni kitapları yazmak için bir motivasyon olacak. Onlara ilham vereceğini düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı. Yoğun katılımla gerçekleşen 6. Kırım Tatar Kitap Fuarı Kırım Tatar sanatçılarının sahne aldığı bir açık hava konseriyle sona erdi. "KANDIM" BELGESELİ YAYINDA Fuar çerçevesinde gösterilen "Kandım. Kalp Ateş Gibi Yandığında" (Qandım. Yürek ateş kibi yanğanda) belgesel filmi YouTube üzerinden izlenebilir.

Nenkecan dergisi, ekim özel sayısını Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına armağan etti Haber

Nenkecan dergisi, ekim özel sayısını Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına armağan etti

Nenkecan Dergisi Başeditörü, ünlü Kırım Tatar gazeteci-yazar Zera Bekirova, Kırım'da hazırlanan ve Kırım Tatar dilinde Latin alfabesinde yayımlanan Nenkecan kadın dergisinin ekim ayı sayısının Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına ithaf edildiğini duyurdu. Derginin kapağını, bazyazısını ve dergideki yazıları yayımlayan Zera Bekirova, "Mecmuamızın özel sayısı Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına ithaf edildi. Daha nice 100 yıllara" ifadelerini kullandı. NENKECAN DERGİSİ, EKİM ÖZEL SAYISINI TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN 100. YILINA İTHAF ETTİ Kırım Tatar gazeteci-yazar Zera Bekirova'nın Nenkecan Dergisi ekim ayı özel sayısındaki başyazısı: "Sevgili okuyucularımız, bundan tam 100 yıl önce 28 Ekim 1923 tarihinde Türkiye'nin bağımsızlığı ve özgürlüğü için mücadelenin başı olan Mustafa Kemal Atatürk, ünlü 'Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz' sözünü söyledi. Dünya tarihine Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Türk milletinin Ata'sı olarak girdi. 29 Ekim 2023 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti bir asrı geride bırakıp yeni yüzyıllara adım atacak. Biz de, dergimizin bu ekim ayında çıkan sayısını, Türkiye'nin 100. yılına armağan ediyoruz. Ümit ediyoruz ki, bu Kırım Tatar halkının; Türkiye'ye, Türk halkına sonsuz şükranının, minnettarlığının ufacık da olsa temsili olabilir. Aslında, bu teşekkürü sözlerle ifade etmek imkansızdır. Borcumuzu ifade etmek için kelimeler kifayetsizdir. Sağ ol, var ol Türkiye, daha nice 100 yıllara"   Nenkecan Dergisinin Türkiye Cumhuriyeti özel sayısında; Kırım Tatar yazar Dr. Serra Menekay, Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay ve birçok değerli isim yazılarıyla yer aldı. Dergide, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün veciz sözlerine de yer verildi.

Zera Bekirova'nın "Bekir Çobanzade’nin İzlerinden" eseri, Kırım Tatar Kitap Fuarı’nın en iyi kitabı seçildi Haber

Zera Bekirova'nın "Bekir Çobanzade’nin İzlerinden" eseri, Kırım Tatar Kitap Fuarı’nın en iyi kitabı seçildi

Rus işgali altındaki Kırım’ın Akmescit (Simferopol) şehrinde 9 Eylül 2023 tarihinde 5. Kırım Tatar Kitap Fuarı etkinliği düzenlendi. Geleneksel hale gelen etkinlik; Nenkecan Kadın Dergisi, Qaradeniz Production ve Yeşil Ada Gösteri Salonu tarafından organize edildi. Crimean Tatars platformu tarafından yapılan açıklamada, bu sene düzenlenen Kırım Tatar Kitap Fuarı'nın ömrünü Türk dünyasında dil birliğine adayan ünlü Kırım Tatar dilbilimci, şair ve yazar Bekir Sıtkı Çobanzade’nin 130. doğum yıldönümüne ithaf edildiği aktarıldı. FUARIN EN İYİ KİTABI, ZERA BEKİROVA'NIN KALEME ALDIĞI “BEKİR ÇOBANZADE’NİN İZLERİNDEN” ESERİ OLDU 5. Kırım Tatar Kitap Fuarı’nın en iyi kitabı, Kırım Tatar gazeteci-yazar Zera Bekirova’nın kaleme aldığı "Bekir Çobanzade’nin İzlerinden" eseri oldu. Fuarın en iyi kitabının yazarı olan Zera Bekirova, eserini Kırım Haber Ajansına anlattı. Bekirova, "Kitabım, Bekir Çobanzade'nin okuduğu Türkiye ve Macaristan'a, doğduğu ve 1920-24 yılları arasında çalıştığı Kırım'a, Taşkent, Semerkand, Buhara üniversitelerinde ders verdiği, 1930-35 senelerinde Özbek Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanlığı yaptığı Fergana Üniversitesine, en çok faaliyet gösterdiği ve idam edildiği Azerbaycan’a iş seferlerimde topladığım malzemelerden tertip edildi. Bunun için emeği geçen insanlara teşekkür borcum var. Çobanzade'nin izlerini araştırmaya devam ediyorum" ifadelerini kullandı. ZERA BEKİROVA, “BEKİR ÇOBANZADE’NİN İZLERİNDEN” ESERİNİ TANITMIŞTI Zera Bekirova, 2023 yılının nisan ayında Kırım Haber Ajansına, “Bekir Çobanzade’nin İzlerinden” eserini tanıtmıştı. Kitabı hakkında konuşan Zera Bekirova, “Bekir Çobanzade efsanevi bir insan desem abartı olmaz” dedi. Sürgünden gelen Kırım Tatarlarının onun doğduğu evi, satın alıp değiştirmeden kullandığını belirten Bekirova, "Çobanzade ailesi çobanlık ile hayatını geçirmiş bir ailedir. Babası onun da çoban olmasını istemişti ama Bekir’in isteği çok başkaydı. Annesi okumuş bir kadın olduğu için onları eğitimli yapmak istemiştir. Çobanzade’nin annesi 'İlim kazanı, ateşsiz ocaksız yanar' demiştir ve bu onun aklından hiç çıkmamıştır" ifadelerini kullandı. Bekirova, "Rüştiye Mektebi açıldığı zaman, Bekir Çobanzade okula dahil olmak ister. Ancak yaşından ötürü kabul alamaz. Sonrasında kabul aldığında '43. Öğrenci' olarak kabul edilir. Birçok alim Çobanzade’nin soyadını, 1920’li yıllarda kullanmaya başladığını ifade etti." dedi. Bekir Çobanzade'nin Rüştiye Mektebinden mezun olurken; İsmail Bey Gaspıralı’yı, Hasan Sabri Ayvazov’u ve birçok öğretmeni bilgisi ile şaşırttığını anlatan Zera Bekirova, Çobanzade’nin, Gaspıralı’nın yolundan gittiğini vurguladı. Çobanzade’nin İstanbul’da okumak için 1909’da Galatasaray Lisesi’ne geldiğinde İstanbul’da kurulan Kırım Tatar milli hareketi saflarına katıldığını belirten Bekirova, şu ifadelere dikkat çekti. Bekirova, "O kadar başarılı bir öğrencidir ki Galatasaray Lisesi’nin müdürü Tevfik Fikret onu seçmiştir. 1914 yılında 1. Dünya Savaşı başladığında Rusya kendi vatandaşlarını ülkesine geri çağırdı. Çobanzade de bu sıralarda yer almaktadır. Odesa’ya Rusça öğrenmeye gider sonrasında zor şartlar alında İstanbul’a gelip 1916’da liseden diploma alır. İstanbul'da tanıdığı Macar alimlerle tanışıp Macaristan’a Budapeşte Üniversitesine gitmiştir. Bekir Çobanzade, zor olan Macar dilini öğrenmiştir. Çobanzade, 'Macar dili zor öğrenilir ancak ben inadım onlardan geri kalmam' demiştir" dedi. Zera Bekirova, Macaristan arşivlerinde Çobanzade’nin elyazmalarını aradığını, zor şartlar altında bulduğunu, bulduklarının da birer kopya olduğunu ifade etti. Bekirova, Çobanzade'nin Avrupa’daki eğitimin ardından Kırımer’in davetiyle Kırım’a milli hareketin lideri olarak geldiğini, bunun da Kırımer’in bir emri olduğunu ve Çobanzade’nin bu şekilde liderliği aldığını belirterek şöyle devam etti: "Çobanzade, liderliği döneminde Akmescit’e geldi. Akmescit'te birçok faaliyette bulundu. 1921-22 yıllarında başlayan Kırım’daki açlığa karşı Çobanzade önlemler almıştır. 1920’lerde Azerbaycan’da Latin alfabesi hareketini başlatan Azerbaycan Türklerinin liderleri faaliyete başladı. Bu insanlar Kırım’da Bekir Çobanzade’nin konuşmasını dinleyip, hayran kalır. Azerbaycan Türkü aydınlar, o sırada Çobanzade’nin Azerbaycan’a gelmesini istiyorlar. Çobanzade, Azerbaycan’a Kırım’a yerleşen Sovyet hükumetinin, 1924-1925 yıllarında yarattığı baskı yüzünden gitmiştir. 1925 yılında Çobanzade, Azerbaycan’da altı önemli göreve getirilir. Bakü’de İçerişehir’de ikamet etmeye başlar. Kitapları eve sığmayan Çobanzade’ye Azerbaycan Türkü milyoner Tağızade’nin evinin ikinci katında beş odalı bir ev verilir. Çobanzade, Azerbaycan yıllarında çok önemli faaliyetlerde bulunmuş, dil konusunda önemli adımlar atmıştır. 1930’lu yıllarda Özbekistan’da Fergana Pedogoji Enstitüsü’nde bölüm kurmuş ve bölüm başkanlığı yapmıştır" Bekir Çobanzade'nin maruz kaldığı baskıları anlatan Zera Bekirova, "1929 yılından itibaren Kırım’da Bekir Çobanzade’yi karalama kampanyası başlatıldı. Bu dönemde Çobanzade hakkında iftiralar atılmaya başlamıştı. Hatta bu karalama kampanyası nedeniyle Bekir Çobanzade’nin kız kardeşi Zuleyha Çobanzade işinden atıldı. Çobanzade, bu dönemde Mihail Kalinin’e mektup yazmıştır. Kalinin, bu mektuba geri dönmüş ve Züleyha Çobanzade’nin işe geri döndürülmesini emretmiştir. 1926’da Bakü’de yapılan Bakü Türkoloji Kurultayı’nda bulunan Bekir Çobanzade, Kırım Tatar olarak yazılmıştır. Kurultay’da herkes kendi dilinde konuşma yapmıştır. Bu Türk dili için çok önemli bir andır. Kurultay’da bulunan 128 aydından 98’i 1938'de katledildi. Bekir Çobanzade, aydın katliamı sırasında sorgulanmaya başlar. Çobanzade'nin, 1937 senesi 13 Ekim’de 20 dakikalık mahkemenin ardından infaz hükmü verilmiştir. Çobanzade, Türkçe için önemli faaliyetler yürütmüş, pek çok konferansta Türkçe’nin önemli yazarlarına atıflar yapmış; araştırmalar yürütmüştür" açıklamasını yaptı.

Zera Bekirova, ALJİR ölüm kampındaki Kırım Tatar kadınlarını anlattı Haber

Zera Bekirova, ALJİR ölüm kampındaki Kırım Tatar kadınlarını anlattı

Sovyetler Birliği’nin eli kanlı lideri Josef Stalin’in 1937’de başlattığı “Kızıl Terör” sonucunda, Kazakistan'ın başkenti Astana'dan yaklaşık 40 kilometre uzakta bir kamp kuruldu. Bu ölüm kampının ismi, "Akmola Vatan Hainlerinin Eşlerinin Kampı" sözcüklerinin ilk harflerinden oluşuyordu: ALJİR. Stalin’in emriyle sözde vatan haini suçlamasıyla öldürülen aydınların eşleri, bu kamplarda tutularak çeşitli işkencelere maruz bırakıldı. Bu kampta 62 milletten 20 bine yakın kadın esir tutuldu. 1937 yılından itibaren 15 yıl boyunca faaliyet gösteren kamp, 1953'te eli kanlı diktatör Stalin’in ölümünün ardından kapatıldı. Kazakistan’ın Akmola şehrinde 2007 yılında ALJİR’de bulunan ve hayatını kaybeden kadınların hatırasına bir müze inşa edildi. Müzede, ALJİR kurbanlarının hatırası yerli ve yabancı turistler için sergileniyor. Sayısız zulüm ve baskının merkezi olan Sovyetler Birliği'nin toplama kamplarına dair bilgi ve belgeler her geçen yıl gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Kanlı rejimin yarattığı yıkımlar halen hafızalardaki yerini koruyor. 1937 yılında Kazakistan'ın Akmola kasabasında kurulan ALJİR toplama kampı, kelimenin tam manasıyla bir ölüm kampıydı. Bu ölüm kampında, Türk dünyasına hizmet veren onlarca Türk aydının eşleri tutuldu. İnsan hayatının hiçe sayıldığı ALJİR ölüm kampına dair yeni bulguları Kırım Tatar gazeteci, araştırmacı Zera Bekirova, Kırım Haber Ajansı için anlattı. SOVYETLERİN GÜNAH GALERİSİ: ALJİR ÖLÜM KAMPI  Gazeteci Zera Bekirova, QHA'nın, "ALJİR kamplarında, kadınlar nasıl yaşıyordu? Neler yapıyordu?'' sorusunu yanıtladı. Bekirova, Sovyetler Birliği’nin birçok milletten aydının eşlerini de hapsetmek için harekete geçtiğini dile getirdi. Bekirova, "Sovyetler Birliği, belirlediği sözde vatan hainlerinin eşlerinin de cezalandırılmasını istemişti. Kadınların çoğu eşlerine ne olduğundan habersizdi" dedi. Sovyetlerin kanlı mirası olan kamp hakkında değerlendirme yapan Zera Bekirova, “Akmola'daki müzede kadınların çektikleri zorlukları, yaşadıkları sıkıntıları, nasıl hakarete uğradıkları tekrar canlandırıldı” dedi. Bekirova, işgencelere dair, "Mesela bir NKVD subayı kadına sorgun yaparken, kadın öyle yüksek bir iskemlede oturuyor ki kadının ayakları havada kalıyor. Sorgu, 5-6 saat sürdüğü için kan dolaşımı yüzünden damarları patlıyor. Bu da cezanın bir türü..." ifadelerini kullandı. Kampta tutulan kadınların 6 barakada bulunduğunu dile getiren Bekirova, "Bu altı barakada, 60'tan 100'e kadar kadın yaşıyordu" değerlendirmesini yaptı. Bekirova, ALJİR’de mahkum edilen kadınların, gardiyanlar ve görevliler tarafından türlü hakaretlere maruz kaldığını dile getirdi. Zera Bekirova, mahkumların kimliğine saygısızlık yapıldığına dikkat çekerken, “Adları soyadları yoktu. Mahkum edilen kadınların kim olduğunu belirten numaraları vardı. Bu isimler sonradan belirlenebildi” dedi. Akmola’daki müzeyi gezen Bekirova, “İnsan, orada gezerken hayret ediyor. Toprağın her karışı kemik, insanın ayak bastığı yerler kemik… Kasaba büyük bir kabristan adeta” dedi. Bekirova, “Doğrusu, bunları bilip orada yaşayan insanlar şimdi nasıl yaşıyor, geceleri nasıl rahat uyuyorlar diye hayret ettim” ifadelerini kullandı. Akmola'nın yerlileri ile de konuşan Bekirova, bir köylünün kendisine, “Burası Allah’ın lanetlediği topraklardır. Bu toprakta bereket olmaz. Buranın her adımında kemik yatar” dediğini dile getirdi. "YAKINLARINDAN UTANDILAR..." QHA, konuya ilişkin gazeteci Bekirova’ya, “Her milletten kadının burada tutulması, onların zihinlerinde bir milli bilinç oluşturdu mu?” sorusunu yöneltti. Bekirova, “Kadınlar ceza müddetlerini tamamlamalarına rağmen eve dönmek için güç bulamıyordu” dedi. Kadınların kampta yaşadıkları zorluklardan utandığını dile getiren Bekirova, “Örneğin, Bekir Çobanzade’nin eşi kamptan bir çocukla geri döndü. Çobanzade’nin çocuğu olmadığı sonradan ortaya çıktı. Abdullah Latifzade’nin eşi, ALJİR'e gönderilirken oğlu Yaver de çocuk yurduna yollandı. Yaver, Kırım’a asla dönmedi. Kazakistan’da yaşamaya devam etti” açıklamasını yaptı. ALJİR’de bulunan kadınların duygu durumuna değinen Bekirova, “Bu kadınların yıllar boyunca uğradıkları hakaretler, aşağılamalar, kendilerini kadınlıktan çıkmış hissettirdi onlara. Belki de yakınlarından utandılar” dedi. Bekirova, yaşanan faciadan Türk dünyasından gelen kadınların büyük oranda etkilendiğini ifade ederek, “Burada yaşananları çeşitli milletten insanlar hatıratlarında yazsa da Türk kadınlarının yazdığı bir hatırata rastlamadım” ifadelerini kullandı. Kırım Tatarlarından 1931 yılında da bölgeye göç edenlerin olduğuna dikkat çeken Bekirova, “Akmola kampında kurulan 26 numaralı özel yerleşim yerinden 1931 yılında sadece Kırımlı 54 aile sürgün edildi. Ancak konuyla ilgili, tek resmi bilginin bu olduğunu söylemekte fayda var. Bunun dışında daha nice aile sürgüne mahkum edildi” dedi. SOVYETLERİN ALJİR KAMPINA ALDIĞI KIRIM TATAR KADINLAR KİMLERDİ? ALJİR ölüm kampına Kırım’dan getirilen kadınların sayısını belirlemek için yeterli düzeyde arşiv belgesi bulunmuyor. Kampta tutulan kadınların arasında  akademisyenler, profesörler, şairlerin eşleri yer alıyor. Bunlar arasında: Bekir Çobanzade'nin eşi Rukiye Çobanzade, Kırım Pedagoji Enstititü doçenti, şair Abdulla Lâtif’in hanımı Regina Lâtifzade, Tercüman gazetesinin muharriri, dilci, I. Kurultay Başkanı Asan Sabri Ayvazov’un eşi Olga Ayvazova, yazar ve tercüman, Kırım Pedagoji Enstitüsü hocası, alim Osman Akçokraklı’nın eşi Zera Akçokraklı, Kırım Tahsil Nazırlığının 1934-1937 yıllarındaki Bakanı Ramazan Aleksandroviç’in eşi Tenzile Aleksandroviç, Kırım Toprak Bakanı Fevzi Musanifin’in eşi Ediye Halaycı Musanif, Kırım Tahsil Bakanı (1937)  Bilal Çagar’ın eşi Lüdmila Çagar, Kırım Sağlık Bakanı, Kırım Devlet Neşriyatı Genel Müdürü Bilal Çeşmeci’nin eşi Zera Çeşmeci ve pek çok devlet adamının eşi vardı. Bu kamplardaki daha nice önemli insanın eşleriyle ilgili araştırmalar yapılmaya devam ediyor. Adı geçen kadınların hepsinin Eylül-Kasım 1937 yılında yakalanmasına karar verildi. 2 Ağustos 1938 tarihinde ise tutuklandılar. Eli kanlı Sovyetler Birliği, kadınların toplama kampına alınmasına sebep olarak, eşlerinin faaliyetlerini bildirmemelerini gerekçe gösterdi. Bu kadınların eşleri, 1938 yılında kurşuna dizilmişti. Zera Bekirova, ALJİR ölüm kampındaki #Kırım Tatar kadınlarını anlattı ????️ Videonun tamamı için: https://t.co/9yCE0i45Yk ???? https://t.co/9d7Q7cYdZO pic.twitter.com/6EEX8AVBFC — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) August 14, 2023

Hansaray Müzesinin eski müdürü Server Ebubekirov hayatını kaybetti Haber

Hansaray Müzesinin eski müdürü Server Ebubekirov hayatını kaybetti

Bahçesaray Hansaray Müzesinin yıllarca müdürlüğünü yapan ve Rusya'nın Kırım'ı işgal ettiği 2014'te çok sevdiği işinden ayrılan Server Ebubekirov, bugün hayata gözlerini yumdu. Nenkecan Dergisi Başeditörü, ünlü Kırım Tatar gazeteci-yazar Zera Bekirova, Server Ebubekirov'un hayatını Kırım Haber Ajansına anlattı. ZERA BEKİROVA, SERVER EBUBEKİROV'U ANLATTI Zera Bekirova, merhum Kırım Tatarı Server Ebubekirov hakkında Kırım Haber Ajansına şunları söyledi: “1951 yılında Özbekistan’ın Semerkand şehrinde doğdu. Annesi Bahçesaray’ın Çotkara, babası ise Akyar’ın Mamaşay köyünden. Taşkent Nizami Pedagoji Enstitüsü Kırım Tatar Dili ve Edebiyatı bölümünün ilk mezunlarındandır. 1988’de Kırım’a döndü ve Hansaray Müzesine iş başvurusunda bulundu. O zamanlar, Kırım Tatarlarının Hansaray’a yakınlaştırılmadığı bir dönemdi. Aylarca işsiz kalmış, hatta inşaat işçisi olarak bile çalışmıştı. Israrlı çabaları sonucunda 1989 senesi ocak ayında işe alındı. Sonrasında, Hansaray Müzesinin müdürü oldu. Bahçesaray Saray Müzesi Müdürü, etnograf Üsein Bodaninskiy'in​​​​​​ devamcısı olarak, müzenin Kırım Tatar halkının kültürel mirası olduğunu hatırlattı. Bu şekilde korunması için özverili bir şekilde çalıştı. Onun çabaları sayesinde İkinci Dünya Savaşı sırasında müzeden çıkarılan değerli sergiler iade edilmiş, milletimizin tarihi ve medeniyetiyle ilgili eserler toplanmıştır. Server Ebubekirov, Hansaray Müzesinin eski müdürlerinin hepsiyle görüşmeye, konuşmaya ve bilgi almaya çalıştı. Hansaray Müzesini ziyaret eden dönemin Britanya Prensi Charles’ı ağırladı. 2014’ten sonra Server Aga, müzede çalışmak istemedi. En sevdiği işinden ayrıldığı için çok üzülmesine rağmen ne kadar ısrar ettiler ise de o, bunu kabul etmedi. Yayına hazır 4 kitabı vardı. Ancak yaşadığı bu ciddi hastalık, onun hayallerinin gerçekleşmesine izin vermedi." RUSYA, KIRIM TATARLARININ KÜLTÜREL MİRASINI YOK EDİYOR İşgalci Rusya, Kırım Tatar mimarisinin dünyadaki tek örneği olan Hansaray’ı, güya restorasyon adı altında yürüttüğü uygulamalarla tahrip ederken, tam anlamıyla bir kültürel soykırıma imza atıyor. Bölgedeki diğer tarihi Kırım Tatar izlerinin de silinmesine yönelik faaliyet yürütüyor. Kırım’ı işgal ettikten sonra Rusya, yarımadadaki kültür mirası çalmaya ve yok etmeye başladı. Sözde restorasyon kılıfı altında yapılan tahribat, zaman zaman gündeme geliyor. Ukrayna uzun süredir bu barbarlıkla mücadele etmeye çalışıyor. Bahçesaray Tarih ve Kültür Milli Parkının eski Müdürü Elmira Ablalimova, Rus işgalcilerin 16 Aralık 2022’de “restorasyon" çalışmaları adı altında Hansaray’daki Altın Oda’nın çatısını ve vitray camlarını tamamen söktüğünü bildirmişti.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.