Dünya Çocuk Hakları Günü: Doğu Türkistan’da çocuk olmak
20 Kasım 1989’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ardından ilan edilen Dünya Çocuk Hakları Günü, dünyadaki çocuk haklarının korunması adına bir kilometre taşı oluşturdu. Ancak bu önemli günün coşkuyla kutlandığı pek çok ülkenin aksine, Doğu Türkistan’daki Uygur Türkü çocuklar, hayatlarının her anında hak ihlalleriyle karşı karşıya kalıyor. Çin'in esaretinde yaşayan milyonlarca Uygur Türkü çocuğun yaşam, eğitim, sağlık ve barınma hakları ellerinden alınıyor.
ÇİN TOPLAMA KAMPLARINDAki ÇOCUKLARIN ACISI
Çin hükûmetinin son yıllarda Doğu Türkistan’da inşa ettiği toplama kampları, Uygur Türkü çocukların hayatlarını cehenneme çevirmiş durumda. Ailelerinden koparılan çocuklar, Çin rejimi tarafından baskı ve asimilasyon politikalarına tabi tutuluyor. Zorla alınarak kamplara yerleştirilen Uygur Türkü çocuklar, hem fiziksel hem de psikolojik şiddete maruz kalıyor. Çin'in, çocukları "Çinlileştirme" amacıyla uyguladığı zorla eğitim ve kültürel baskı, bu çocukların kimliklerini ve kültürel miraslarını silmeyi hedefliyor.
BİR MİLYON UYGUR TÜRKÜ ÇOCUK KAMPLARDA ASİMİLE EDİLİYOR
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne göre anne-babalar, çocuklarına verilecek eğitimi seçme konusunda hak sahibi iken Çin rejimi, Doğu Türkistanlı ailelerin bu hakkını gasp ediyor. Çin “Ülkeye sadakat aşılamak” adı altındaki sloganıyla yaklaşık 1 milyondan fazla Uygur Türkü çocuğu kamplara hapsederek onları asimile ediyor. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) ise Çin rejiminin Uygur Türkü çocukları ailelerinden ayırarak "Çocuk Kampları"na gönderdiğini delillere dayanan bir rapor yayımlayarak duyurdu.
İnsan hakları örgütleri, her platformda Çin rejiminin 3 milyondan fazla Uygur Türkünü Çin'in Nazi kamplarında tuttuğunu dile getiriyor.