SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Unesco

QHA - Kırım Haber Ajansı - Unesco haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Unesco haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

40 yıl sonra bir ilk: UNESCO Genel Konferansı Semerkant'ta toplanacak Haber

40 yıl sonra bir ilk: UNESCO Genel Konferansı Semerkant'ta toplanacak

Özbekistan Hükûmeti ile Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) arasında imzalanan bir anlaşma ile gerçekleşecek olan UNESCO Genel Konferansın 43. oturumuna Semerkant'ın resmen ev sahipliği yapacağı kesinleştirildi. Özbekistan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Saida Mirziyoyeva, 2 Nisan 2025 tarihinde resmî sosyal medya hesabından konuya ilişkin bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, anlaşmanın imza töreninin gerçekleştirildiği kaydedildi. 40 YIL SONRA BİR İLK: GENEL KONFERANS PARİS'TE DEĞİL SEMERKANT'TA TOPLANACAK Mirziyoyeva, konferansın 40 yıl sonra ilk kez Paris dışında düzenleneceğine dikkat çekerken bu durumun büyük bir onur ve sorumluluk olduğunu vurguladı. Açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Bu büyük bir onur ve sorumluluktur: Konferans 40 yıl sonra ilk kez Paris dışında düzenlenecektir. Bu, yaratıcı endüstrinin sıkı çalışmasının, kamu diplomasisinin ve en üst düzeydeki anlaşmaların sonucudur. Bu, dünya toplumunun ülkemizin açıklığına, eşsiz geleneklerine ve kültürel mirasına, zengin tarihine, müziğine ve edebiyatına büyük ilgiyle baktığının kanıtıdır." KURULAN BAĞLAR HER ALANDA KENDİNİ GÖSTERİYOR Aynı zamanda açıklamasında Özbekistan'ın hikayesini kültür ve sanat yoluyla anlattıklarını kaydeden Mirziyoyeva; bu sayede anlayış, bağlantı ve güven de inşa ettiklerini vurguladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, kurulan bu bağların kaçınılmaz olarak ekonomik ortaklıklara, iş birliğine dayalı projelere ve ortak fikirlere dönüştüğünün altını çizdi. Açıklamasını "Hoş geldiniz, UNESCO. Semerkant'ta görüşmek üzere!" ifadesiyle sonlandırdı.

Anatili baldan tatlıdır: Uluslararası Ana Dil Günü kutlu olsun! Haber

Anatili baldan tatlıdır: Uluslararası Ana Dil Günü kutlu olsun!

Uluslararası Ana Dil Günü, dünyada yok olmaya yüz tutmuş dillerin yaşamasını sağlamak, çok dilliliği teşvik etmek ve dilsel farkındalık yaratmak amacıyla Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) tarafından 17 Kasım 1999 tarihli karar ile 21 Şubat olarak ilan edildi. Uluslararası Ana Dil Günü, belirli coğrafyalarda yaşayan yerli halkların kendi dillerini kullanamamasına dikkat çekiyor. UNESCO'nun yayımladığı “Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası” isimli eserin Editörü Chris Molesey yerli dilleri, “Tarih yazılmaya başlandığından beri belirli bir coğrafyada konuşulan diller” olarak tanımlıyor.  Buna karşın bugün birçok coğrafyada kaybolmaya yüz tutmuş durumda olan diller bulunuyor. Eğitim hakkı ve insan haklarını kapsayan Ana Dil Günü dünyada birçok ülke ve milletlerde yaşanan dil sorununu ortaya çıkarıyor.  Halkın yerli dilini unutması veya konuşamaması, dillerinin yasaklanmasına veya zamanla kaybolmasına neden oluyor. Türk dil ailesinin Oğuz ve Kıpçak özelliklerini bünyesinde barındıran ve bu özelliği ile geniş bir coğrafyaya yayılmış Türk dünyasının ortak dili olabilme niteliğini taşıyan Kırım Tatarca, UNESCO “Yok Olma Tehlikesi Altındaki Diller Listesi”nde yer alıyor. İsmail Bey Gaspıralı’nın “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” söylemi ile 130 yıla yakın bir süre önce yayınladığı “Tercüman” gazetesinin dili olan Kırım Tatarca, Kahire’den Kazan’a, Bosna’dan Kaşgar’a kadarki büyük alanda okundu ve anlaşıldı. Buna karşın Kırım Tatarca bugün kendi ana vatanı Kırım’da dahi eğitimi verilmeyen bir dil hâline geldi.  Kırım’ı 2014 yılında işgal eden Rusya Federasyonu, o tarihte yetersiz de olsa mevcut olan ilk ve orta öğretim seviyesinde Kırım Tatarca eğitim olanaklarını işgalden bugüne geçen 10 yıl içinde neredeyse yok etti. Rusya, 2018 yılında yürürlüğe koyduğu bir kanunla işgal ettiği Kırım da dâhil olmak üzere, Rusça dışındaki diğer dillerin eğitimini zorunlu olmaktan çıkardı. İşgal altındaki Kırım’da yaşayan Kırım Tatarları kendi çabaları ile ana dilinin varlığını korumaya çalışıyor ve yaygınlaştırılması için çeşitli faaliyetler yürütüyor. 21 Şubat Uluslararası Ana Dil Günü kutlu olsun! pic.twitter.com/m9aLd5og1e — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) February 21, 2025 KIRIM TATARCA DİKTE ETKİNLİĞİ “Nefes” sivil toplum kuruluşu Dünya Ana Dili Günü vesilesiyle her yıl Kırım Tatarca çevrim içi dikte (imla) etkinliği düzenliyor. Bu yıl yedincisi düzenlenen etkinlikte, yazar, çevirmen, editör ve Kırım Tatar dili öğretmeni Maye Safet tarafından hazırlanan metin kullanılacak. UKRAYNA’DA KIRIM TATAR DİLİNİN KORUNMASINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR Ukrayna Bakanlar Kurulu, Rus işgali altındaki Kırım’da durumu kritik hale gelen, Ukrayna’nın yerli halkı olan Kırım Tatarlarının ana diline yönelik sağlanan devlet desteğini artırmak için, Şubat 2022'de 2022-2032 Kırım Tatar Dilinin Geliştirilmesi ve Yaygınlaştırılması Stratejisini kabul etti. İlgili stratejinin amacının, Ukrayna'nın yerli halkının dili olan Kırım Tatarca'yı yaygınlaştırmak ve gelişmesini sağlamak olduğu belirtildi. Kırım Tatar Dilinin Geliştirilmesi ve Yaygınlaştırılması Stratejisi çerçevesinde Ukrayna’da, Kırım Tatar Dili Millî Derlemi hazırlandı. Kırım Tatar dili araştırmalarının yanı sıra sürdürülebilir gelişim için bir temel oluşturmak amacıyla hazırlanan derlemde, tarih boyunca Kırım Tatar dilindeki Arapça, savaş öncesi Latin Alfabesi, Kiril Alfabesi ve modern Latin Alfabesi olmak üzere 4 alfabede yazılan eserlerin örnekleri yer alıyor. Hazırlanan Kırım Tatar Dili Millî Derlemi sayesinde artık Kırım Tatar dili çeviri uygulaması veya çevrim içi yazım denetleyicisi oluşturmak için bir veri tabanına ve araçlara sahip olundu. KIRIM TATAR DİLİNİN LATİN ALFABESİNE GEÇMESİ ONAYLANDI Bununla birlikte Ukrayna Bakanlar Kurulu, Ağustos 2023’te Kırım Tatar dilinin Latin alfabesine dayalı imlasının geliştirilmesine ilişkin kararı onayladı. Bu karar, Ukrayna’nın 2022-2032 Kırım Tatar Dilini Geliştirme ve Yaygınlaştırma Stratejisi çerçevesinde kabul edildi. Bu proje ile; Kırım Tatar dilin kapsamını genişletmek, Ukrayna vatandaşlarını dili incelemeye ve yaygınlaştırmaya teşvik etmek için yasal, kurumsal, mali ve bilgi desteğinin oluşturulmasının sağlanması hedefleniyor. Aynı zamanda Ukrayna Bakanlar Kurulu tarafından Kırım Tatarca imla kılavuzunun yayımlanması bekleniyor. Kıyiv Taras Şevçenko Milli Üniversitesinde, Rusya'nın Kırım’ı işgali sonrasında açılan Kırım Tatar Dili ve Edebiyatı Bölümü, 10 yılı aşkın süredir yeni öğrenciler yetiştiriyor.

UNESCO'dan Odesa'daki Rus saldırısına kınama Haber

UNESCO'dan Odesa'daki Rus saldırısına kınama

Savaş suçlusu Rusya, 31 Ocak 2025 tarihi akşam saatlerinde Ukrayna'nın Odesa şehrini balistik füzelerle hedef aldı. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından koruma altına alınan Odesa'daki tarihi bölgede çok sayıda yapıda hasar meydana geldi. UNESCO’nun 1 Şubat 2025 tarihinde resmî sayfasında yaptığı açıklamaya göre; kurum, işgalci Rusya’nın Odesa'da tarihî yapıların olduğu ve koruma altındaki binaların bulunduğu bölgeyi balistik füzelerle hedef almasını kınadı. Açıklamada, "Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve Odesa’nın tarihi merkezine dün gece düzenlenen füze saldırısında UNESCO Sözleşmeleri’nin koruması altında bulunan en az iki kültürel yapı ciddi şekilde zarar görmüştür. Tekrarlanan bu saldırılar durdurulmalıdır. Uluslararası hukuka saygı gösterilmelidir" denildi. .@UNESCO condemns missile attack on the historic centre of Odesa last night, a World Heritage site, severely damaging at least two cultural buildings placed under UNESCO Conventions’ protection. These repeated attacks must stop. International law must be respected. pic.twitter.com/11d0gsVoOk — UNESCO Kyiv (@unesco_kyiv) February 1, 2025 ODESA'YA UNESCO HEYETİ GÖNDERİLECEK Ayrıca, “UNESCO hasarın acil olarak belgelenmesine destek olmak ve Ukrayna makamlarıyla birlikte gerekli acil müdahaleleri belirlemek üzere hâlihazırda iş başındadır.” ifadeleri kullanıldı ve bir UNESCO heyetinin, Odesa'ya gönderileceği belirtildi. Our team is already at work to promptly support the urgent documentation of damage and identify with the Ukrainian authorities the required emergency interventions. A mission will be deployed by @UNESCO shortly. pic.twitter.com/K9tfBbiwVQ — UNESCO Kyiv (@unesco_kyiv) February 1, 2025 ODESA’NIN TARİHÎ MERKEZİ Karadeniz liman kentinin bir parçası olan Odesa'nın tarihî merkezi, klasisizm kurallarına göre planlanmış, iki ila dört katlı binalar ve ağaçlarla kaplı geniş dik caddelerle karakterize edilen yoğun bir yerleşim alanıdır. Tarihî binalar şehrin 19. ve 20. yüzyıl başlarındaki hızlı ekonomik gelişimini yansıtmaktadır. Bölgede tiyatrolar, köprüler, anıtlar, dinî yapılar, okullar, özel saraylar ve kiralık evler, kulüpler, oteller, bankalar, alışveriş merkezleri, depolar, borsalar ve ilk yıllarda çoğunluğu İtalyan olmakla birlikte diğer milletlerden mimar ve mühendisler tarafından tasarlanan diğer kamu ve idari binalar bulunmaktadır.  Eklektisizm (farklı sanatsal dizgelerden alınan öğelerin yeni bir dizge içinde yeniden kullanılması), tarihî kent merkezinin mimarisinin baskın özelliğidir. Kentin çok çeşitli etnik ve dini topluluklarına tanıklık eden bölge, kültürlerarası alışverişin ve 19. yüzyılda çok kültürlü ve çok etnikli Doğu Avrupa kentlerinin büyümesinin seçkin bir örneğini temsil etmektedir.

Kazak kültüründen kadim bir gelenek: Betaşar Haber

Kazak kültüründen kadim bir gelenek: Betaşar

Konargöçer kültürün doğrudan izlerini taşıyan Kazak kültürü, birçok kadim geleneğe ev sahipliği yapar. Bu geleneklerden betaşar ise Kazak Türkleri tarafından saygı duyulan bir gelenek olarak, geçirdiği çeşitli dönüşümlerle günümüze kadar kültürde yaşatılmaya devam ediliyor. Öyle ki; eski zamanlarda gelin ve damadın birbirlerini düğün öncesinde görememesi sebebiyle ortaya çıkan bu gelenek, 2024 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Kültür ve Bilim Örgütü (UNESCO) tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsilî Listesi’ne dâhil edildi. Betaşar geleneğine göre; gelin yüzünü damada ve damadın akrabalarına bir ritüel eşliğinde açar. Bet (yüz) açmak fiilinden gelen bu uygulama zamanla gelenekselleşir ve Kazakistan kültüründe yerini alır.  Bununla birlikte bu ritüel eskiden gelin, oğlan evine gittiğinde; günümüzde ise gelin, toy (düğün) yerine geldiğinde yapılır. DUVAK GİYME TÖRENİ Betaşar için öncelikle bir duvak giyme töreni yapılır. Gelinin annesi kızına, nesilden nesile aktarılan saukele (Kazak Türkü kızlarının geleneksel şapkası) ve jelek adı verilen duvak giydirir. Bu sırada kızın yengeleri ise bu sırada Jar, jar (Yar, yar) şarkısı söyler: Jazğıturı aqşa qar javmaq qayda, jar-jar! (İlkbaharda akça kar yağmak nerde, yar yar!) Qulın-tayday ayqasqan oñ jaq qayda, jar-jar! (Kulının tayla kucaklaştığı güzel yer nerde, yar yar!) Qanşa jaqsı bolsa da qayın atamız, jar-jar! (Ne zaman iyi olsa da kayın atamız, yar yar!) Aynalayın äkemdey bolmaq qayda, jar-jar! (Seveyim, babam gibi olması nerde, yar yar!)  Bir tolarsaq, bir tobıq sanda bolar jar-jar! (Bir dizden aşağı, bir topuk sayıda olur, yar yar!) Qırıq kisiniñ aqılı handa bolar, jar-jar! (Kırk kişinin aklı handa olur, yar yar!) Şeşem-ay! - dep jılama, bayğus qızdar, jar-jar! (Babam hey! - diye ağlama, bahtsız kız, yar yar!) Şeşeñ üçin qayın eneñ onda bolar, jar-jar! (Baban için kayın atan orda olur, yar yar!) Duvak giyme töreninden sonra gelin, yengeler veya görümceler; toya gelen misafirlerin olduğu yere gelir. Gelin, yengeler veya görümceler; üzerinde on iki hayvanlı Türk takvimi motifi olan ve doğurganlığı simgeleyen kuzu postunun veya beyaz bir halının üzerinde durur. Damat tarafından bir akın (şarkıcı, ozan, şair), yengelerin yanına gelir. Akın; gelinin güzelliğini, gençliğini ve gösterişini övdükten sonra, kocasına nasıl hürmet edeceği, kocasının kardeş ve akrabalarına nasıl davranıp saygı göstereceği, eve gelen misafire nasıl davranması gerektiği konusunda geline nasihatlerde bulunulur. Sonrasında akın, damat, damadın akrabaları ve ataları için dombra eşliğinde doğaçlama şarkılar söyler. ATALARA SAYGI VE SELAM Şarkıların karşılığında akına damadın ailesi tarafından körımdik (hediye) verilir. Bu sırada gelin, adı anılan her bir kişinin önünde saygıyla eğilir ve bu geleneğe ise, salem alu adı verilir. Daha sonrasında akın, gelinin yanına gelir ve dombrasının ucuyla yüzündeki jeleği kaldırır ve böylece gelinin yüzü görülür. Kayın ene (kaynana), artık ailesinin bir ferdi olan gelinini karşılar. Damat gelinin yanına gelir ve elini tutar. Yaşlı akrabalar ise, evlilikleri bereketli olsun diye yeni evlilerin üzerine tatlı ve şaşu atar. Misafirler de bu şaşulardan alıp, yeni evlilerin bereketlerinden nasiplenmeye çalışırlar.  Yeni gelin ve damadın yoluna ak yol adı verilen beyaz halı serilir. Ak yol, bu evliliğin tertemiz, mutlu ve huzurlu başlayıp sonsuza kadar devam etmesi anlamına gelir.  KÜLTÜR AKTARIMINDA BETAŞAR Betaşar Kazak kültüründe; büyükannelerden torunlara aktarılarak yaşatılır. Saukele ve duvağın yapımı ise bir el sanatı olarak usta-çırak ilişkisi içerisinde ya da aile ortamında öğrenilir. Akın olabilmek ise çok katmanlı bir eğitimden geçer.  Bu bakımdan betaşar, hem bir gelenek hem de bir zanaatın parçası olarak yaşatılmaya devam eder. 

Türkiye'nin kültürel mirası THY ile dünyaya tanıtılacak Haber

Türkiye'nin kültürel mirası THY ile dünyaya tanıtılacak

Türkiye Cumhuriyetinin dünyaca ünlü hava yolu şirketi Türk Hava Yolları (THY); kendilerini tercih eden yolculara Türkiye'nin zengin kültürel mirasını yansıtan "UNESCO Türkiye Serisi" seyahat setlerini hediye edecek. Setlerin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle geliştirildiği duyuruldu.  UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİ'NDEN ESİNLENİLDİ THY Basın Müşavirliği, konuyla ilgili ayrıntılı bir açıklama yaptı. "UNESCO Türkiye Serisi" adı verilen seyahat seti koleksiyonunda; Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Nemrut, Kapadokya, Göbeklitepe, Efes, Ani ve Troya'dan oluşan 6 kültür mirasına yer verildi. Ayrıca setin tasarımında dört farklı ebru tasarımı ve üç geleneksel halı ve kilim motifinden ilham alındığı belirtildi. Setin içeriğinde ise kişisel bakım ürünleri, çorap, göz bandı, diş fırçası gibi ürünler yer alıyor. Set; THY'nin business kabininde seyahat süresi 5-8 saat aralığındaki uçuşlarda ve 8 saat üzeri uçuşlarda ise ekonomi sınıfı kabinlerdeki yolculara sunulacak.  "MİSAFİRLERİMİZİN TÜRKİYE'NİN KÖKLÜ GEÇMİŞİNE DOKUNMALARINI VE EŞSİZ BİR BAĞ KURMALARINI HEDEFLİYORUZ" THY Genel Müdür Yardımcısı M. Akif Konar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada,  "UNESCO Türkiye Serisi ile yalnızca misafirlerimize eşsiz bir uçuş deneyimi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye'nin zengin kültürel mirasını dünya ile buluşturuyoruz. THY olarak, sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımımız ve kültürel değerlerimize sahip çıkma vizyonumuzla, sektöre öncülük etmeye devam ediyoruz. Bu koleksiyon, Türkiye'nin binlerce yıllık tarihini ve sanatını modern bir yorumla yolcularımıza sunma çabamızın somut bir göstergesidir. Misafirlerimizin bu setlerle Türkiye'nin köklü geçmişine dokunmalarını ve eşsiz bir bağ kurmalarını hedefliyoruz." ifadelerini kullandı. 

Dîvânu Lugâti’t-Türk'ün 950. yıl dönümü UNESCO listesine alındı Haber

Dîvânu Lugâti’t-Türk'ün 950. yıl dönümü UNESCO listesine alındı

Türk dili ve kültürünün en önemli eserlerinden biri olan Dîvânu Lugâti’t-Türk'ün yazılışının 950. yıl dönümü, kutlamak üzere Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 2024-2025 yılı etkinlikleri arasına alındı. TÜRKİYE DÜNYASINDAN ORTAK BAŞVURU Büyük Türk dilbilimcisi ve sosyolog Kaşgarlı Mahmud'un 11. yüzyılın ikinci yarısında Araplara Türkçe öğretmek amacıyla yazdığı bu ansiklopedik sözlük, Türk kültürünün temel taşlarından biri olarak kabul ediliyor. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın ortak teklifi ve Macaristan, Moritanya, Fas, Katar ve Tacikistan’ın desteğiyle UNESCO tarafından 2024-2025 yıl dönümleri listesine dahil edildi. DİVANÜ LUGAT'İT-TÜRK TÜRK MİRASININ ÖZETİ Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Aktotı Raimkulova, Dîvânu Lugâti’t-Türk'ün sadece bir sözlük değil, aynı zamanda Türk dillerinin zenginliğinin, geleneklerinin bilgeliğinin ve kültürünün canlılığının bir özeti olduğunu belirtti. Raimkulova, bu yıl dönümünün kutlanmasının sadece bir anma etkinliği değil, aynı zamanda küreselleşme çağında Türk kültürünü koruma çabalarına dikkat çekmek için bir fırsat olduğunu vurguladı. KÜRESEL KÜLTÜR MİRASI KORUNUYOR Bu anlamlı karar, Türk kültür mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması adına büyük bir adım olarak görülüyor. Dîvânu Lugâti’t-Türk, Türk dünyasının ortak kültürel değerlerini ve dilsel çeşitliliğini tanıtarak, küresel düzeyde daha fazla bilinirlik kazanacak.

Geleneksel Tulum Yapımcılığı ve İcrası, UNESCO listesine girdi Haber

Geleneksel Tulum Yapımcılığı ve İcrası, UNESCO listesine girdi

Türkiye, aktif olarak rol aldığını Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 2003 Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi listelerine, yaşayan mirasları kaydetmeye devam ediyor. Geleneksel Tulum Yapımcılığı ve İcrası, İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak kabul edilirken ayrıca daha önce listeye giren Nevruz dosyasına Moğolistan da eklendi. UNESCO 19. Hükûmetler Arası Somut Olmayan Kültürel Miras Komitesi 2 Aralık 2024 tarihinde Paraguay’da toplandı. 7 Aralık 2024 tarihine kadar sürecek Komite toplantısında “Geleneksel Tulum Yapımcılığı ve İcrası”, İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak kaydedildi. Geleneksel Tulum Yapımcılığı ve İcrası, Türkiye ve Kuzey Makedonya tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsilî Listesi’ne sunuldu. Farklı ülkelerden temsilcilerin bulunduğu 19. Hükûmetler Arası Somut Olmayan Kültürel Miras Komitesi Değerlendirme Organı ise, Geleneksel Tulum Yapımcılığı ve İcrası'nın Sözleşme’nin İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsilî Listesi’ne kaydedilmesine karar verdi. Bu bakımdan Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’nde ve Kuzey Makedonya’nın Trakya bölgesinde icra edilen geleneksel tulum/gayda yapımcılığı ve icrası; Türk kültüründe yaşatılan ve aktarılan bir yaşayan miras olarak kabul edildi. TÜRKİYE EN ÇOK UNSUR KAYDETTİREN İKİNCİ ÜLKE Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy konuyla ilgili yapmış olduğu açıklamada, “Kültürümüz UNESCO’da büyümeye devam ediyor.” vurgusunda bulundu. Ersoy ayrıca, “Geleneksel Tulum Yapımcılığı ve İcrası” unsurunun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsilî Listesi’ne kaydedilmesiyle Türkiye’nin listede bulunan unsur sayısının 31’e yükseldiğini duyurarak, “Türkiye, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerinde en çok unsur kaydettiren 2. ülke konumunu başarıyla korumaktadır.” dedi. NEVRUZ DOSYASINA MOĞOLİSTAN DA EKLENDİ Bununla birlikte her yıl 21 Mart’ta “baharın müjdecisi” olarak kabul edilen Nevruz; 2016’da Afganistan, Azerbaycan, Hindistan, İran, Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Pakistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Türkiye tarafından düzenlenen çok uluslu ortak dosya ile İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak kaydedilmişti. Devam eden 19. Hükûmetler Arası Somut Olmayan Kültürel Miras Komitesi’nde ise çok uluslu Nevruz ortak dosyasına Moğolistan da eklendi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.