Türk Dünyasının Umay Anaları Ödül Töreni, Türk dünyasını Ankara'da buluşturdu
Ankara Büyükşehir Belediyesinin destekleriyle Umay Ana Türk Dünyası Kadınlar Birliği tarafından 9 Mayıs 2025 tarihinde Türk Dünyasının Umay Anaları Ödül Töreni tertip edildi. Başkent Ankara'daki Gençlik Parkı Kültür Merkezi'nde tertip edilen programda Türk dünyasına hizmet eden kişilere ödülleri takdim edildi.
Ödül töreni saat 19.00'da saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunması ile başladı. Daha sonrasında Umay Ana Türk Dünyası Kadınlar Birliğinin tanıtım videosu gösterildi.
“TÜRK KADINLARINA VEFA BORCU”
Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Umay Ana Türk Dünyası Kadınlar Birliği Başkanı Prof. Mualla Uydu Yücel, Türk tarihine ve kültürüne emek vermiş kadınlara vefa borcunu yerine getirmek amacıyla bir araya geldiklerini belirtti.
Konuşmasında Türk töresinin ve kadim değerlerin altını çizen Yücel, “Uçsuz bucaksız bozkırlarda ortaya çıkan Türk varlığı, farklı coğrafyalarda daima gücünü göstermiştir. Bunun temelinde ise Türk töresi, yani yaşama biçimimizin özü yatmaktadır.” ifadelerini kullandı.
TARİH BOYUNCA GÜÇLÜ BİR DURUŞ SERGİLEYEN TÜRK KADINI
Kadının Türk toplumundaki yeri üzerine de vurgu yapan Yücel, “Doğuştan gelen farklılıklar doğrultusunda kadına ve erkeğe ayrı sorumluluklar yüklenmiştir. Bu sorumluluklar, Türk kadınının tarih boyunca hayatın her alanında güçlü bir duruş sergilemesini sağlamıştır.” diye konuştu.
Birliğin 2021 yılında tarihî mirası sahiplenmek ve Türk dünyasındaki kadınlarla kültürel bağ kurmak amacıyla kurulduğunu söyleyen Yücel, 2023 yılında Cumhuriyeti'n 100. yılı dolayısıyla İstanbul’da bir ödül töreni düzenlediklerini hatırlattı. Yücel, “O gün şunu gördük ki, çok sayıda Umay Ana’mız var. Bugün sadece 13’ünü ödüllendiriyoruz ama biz biliyoruz ki, Türk tarihine hizmet etmiş binlerce kadın var. Bu ödül töreniyle onlara olan vefa borcumuzu bir nebze olsun ödemeye çalışıyoruz.” dedi.
“DEVLETİN TEMELİ AİLEDİR”
Umay Ana ödüllerinin kadın-erkek eşitliğini esas aldığını belirten Yücel, “Tarihçilerimiz hep der ki; Türk toplumunda kadın ve erkek ne bir adım önde, ne bir adım geride, daima yan yanadır. Bu nedenle ödülleri beyefendilerin takdim etmesini istedik. Sağ olsunlar bizi kırmadılar.” şeklinde konuştu.
Yücel, konuşmasının sonunda kadınların toplumdaki belirleyici rolüne dikkat çekerek, “Devletin temeli ailedir, ailenin temeli ise kadındır. Güçlü kadınlar yetiştirecek bir gelecek inşa etmemiz dileğiyle, bu özel gecede yanımızda olduğunuz için her birinize teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
MANSUR YAVAŞ’TAN TÖRENE ÖZEL MESAJ
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ödül törenine katılamadığı için yazılı bir mesaj gönderdi. Başkan Yavaş mesajında Türk dünyası kadınlarının başarılarına verdiği desteği vurguladı. Umay Ana Türk Dünyası Kadınlar Birliği Başkanı Prof. Dr. Yücel’in nazik davetine teşekkür eden Başkan Yavaş, anlamlı organizasyonun kadınların emeklerinin görünür kılınması açısından son derece kıymetli olduğunu ifade etti.
Kadınların elinin değdiği her yerin güzelleştiğini belirten Yavaş, “Türk dünyasının da kadınlarımızın başarılarıyla daha güçlü olacağına ve güzelleşeceğine yürekten inanıyorum.” dedi.
“TÜRK DÜNYASININ RUHUNU KADINLAR YAŞATACAK”
Törene katılamayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Türk Devletleriyle İlişkiler Başkanı ve Ankara Milletvekili Prof. Dr. Kürşat Zorlu, gönderdiği mesajda kadim Türk kültürünü yaşatan kadınları onurlandıran bu anlamlı etkinliği gönülden desteklediğini belirtti.
Törenin düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik eden Zorlu, "Kadim değerlerini yaşatan, kültürel mirasımızın taşıyıcısı kıymetli hanımefendileri onurlandıran bu anlamlı törenin düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik ediyor, Umay Analarına gönülden şükranlarımı sunuyorum." ifadelerini kullandı.
Türk dünyasının geleceğinde kadınların rolüne dikkat çeken Zorlu, “Türk dünyasının ruhunu yaşatan siz değerli kadınlarımız, birliğimizin ve geleceğimizin teminatısınız.” dedi.
“YÜCE BİR TARİHE SAHİP TÜRKLÜĞÜM”
Tören kapsamında Siyasetçi Ülker Güzel’e ödülü Siyaset ve Kamu Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Anıl Çeçen takdim etti. Güzel konuşmasında, “Bir Türk kadını olarak her zaman elime bu mikrofonu aldığımda ne kadar şanslı bir kadınmışım ben diye düşündüm. Yüce bir tarihe sahip milletimin Türklüğümün geçmişiyle ve bu geçmişi geleceğe intikal ettirecek çalışan değerli hocalarımla ne kadar gurur duysam azdır diye düşünüyorum ve hepinize saygılarımı sevgilerimi ifade ediyorum.” ifadelerini kullandı.
GECEYE KKTC’DEN SELAM
Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği (GİKAD) Başkanı Dr. İçim Çağıner Kavuklu’ya ödülü, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu tarafından verildi. Kavuklu, KKTC’den selam getirdiğini belirtti ve Kıbrıs Türk halkının 500 yılı aşkın bir süredir adada varoluş mücadelesi verdiğini hatırlattı. Kavuklu, “Biz Kıbrıs Türk halkı olarak bu uğurda Türklüğümüzden, dilimizden ve kültürümüzden hiçbir zaman ödün vermedik. Çünkü arkamızda Türk dünyasının varlığını hissettik.” dedi.
Kavuklu, Türk dünyasından en büyük arzularının KKTC’nin Türk devletleri tarafından tanınması olduğunu vurguladı.
TÜRK MİLLETİNDE KADIN VE ANA OBRAZI
Törende Azerbaycan Milletvekili Dr. Tenzile Rüstemhanlı ödül aldı. Törene katılamayan Rüstemhanlı bir video mesaj gönderdi. Rüstemhanlı, Türk dünyasının kadınlarının bir araya gelmesini büyük bir önemle değerlendirdi. Rüstemhanlı, “Türk milletinde kadın ve ana obrazı, milletimizin en parlak, en güçlü simalarındandır.” dedi.
Azerbaycan Türk Kadınlar Birliğini 30 yıl önce kurduklarını hatırlatan Rüstemhanlı, “Amacımız, dünyanın dört bir yanına dağılmış Türk analarını bir araya getirmek, en azından birbirini tanımalarını sağlamak ve ortak bir kültürel bilinç oluşturmaktı. Bugün gelinen noktada bu hedefe hizmet eden her girişim, bizim için büyük kıymet taşıyor.” ifadelerini kullandı.
“BİZ HER ŞEYE RAĞMEN AYAKTA KALACAĞIZ”
Türkmeneli Kadınlar Derneği (TUKADER) Başkanı Dr. Fevziye Hasasu’ya ödülü Türk Boyları Konfederasyonu Genel Başkanı Durhasan Koca tarafından takdim edildi. Hasasu konuşmasında, Irak’taki Türkmen kadınlarının sesi olarak orada bulunmaktan büyük bir onur ve mutluluk duyduğunu dile getirdi. "Burada bir gün bu ödüle layık görülmekten o kadar mutluyum ki, anlatmak mümkün değil." sözleriyle duygularını ifade eden Hasasu, bu anlamlı törene Irak’taki Türkmen kadınlarının, “Umay Analarının” bir temsilcisi olarak katıldığını vurguladı.
Hasasu, Türk dünyasının sahip olduğu büyük tarihsel ve coğrafi mirasa dikkat çekerek, “Milletimiz, dünyanın neredeyse beşte birine yayılmış bir nüfusa sahiptir. Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanan köklü bir geçmişimiz var. Ancak Misak-ı Millî sınırları dışında kalan Kerkük, Telafer ve Hanekin gibi yerlerde büyük acılar yaşadık, hâlâ da yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Hasasu, Türk milletinin tarih boyunca karşılaştığı zorluklara rağmen asaletini koruduğunu söyledi ve “Dünyada kötülük arttıkça Türkleri yok etmeye çalışıyorlar. Ama biz her şeye rağmen ayakta kalacağız, direneceğiz. Çünkü bizde o Umay Ana'nın yüreği var. Kadın-erkek ayrımı yapmadan, tüm Türk milletini doğuran o yüce ruh bizleri yaşatıyor.” şeklinde konuştu.
Hasasu konuşmalarını, “Bir sefere çıktık ve bu seferin sorumluluğu bizde. Çocuklarımızdan biz sorumluyuz. Onları iyi yetiştirirsek, iyilik de onlarla birlikte çoğalacak. Fedakâr ve iyi yürekli insanlardan oluşan milletimiz, er ya da geç hak ettiği zafere ulaşacaktır.” ifadeleriyle bitirdi.
TÜRKÇEYE ADANMIŞ BİR ÖMÜR: LEYLA KARAHAN
TOBB Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Leyla Karahan’a ödülü Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfi Yıldırım tarafından verildi. Karahan, teşekkür konuşmasında, Türk dilinin derinliğine ve anlam zenginliğine vurgu yaptı.
Türkiye Türkçesi ile sınırlı kalmayan bir perspektifle Türk dünyasının ortak dili üzerine yıllardır çalıştığını belirten Karahan, “İki yüz milyondan fazla insanın konuştuğu Türkçeyi kastediyorum. Benim alanım sadece Türkiye’de konuşulan Türkçe değil, bütün Türk dünyasının dilidir bu. Türkçenin peşinden yıllardır koşuyorum ama bir türlü yetişemiyorum. Bu yaşıma geldim, hâlâ da yetişebileceğimi zannetmiyorum.” dedi.
Türk dünyasında birlik ve beraberliğin sağlanmasında ortak dilin kilit rol oynadığını belirten Karahan, bu anlamda Türk diline gereken önemin verilmesi gerektiğini vurguladı.
Karahan, annesinin hayatı boyunca kendisine verdiği desteği dile getirerek, “Benim annem hep arkamdaydı. Özellikle annelik görevim sırasında ‘Sen çalış, ben bakarım’ dedi ve bana konforlu bir çalışma ortamı sağladı. Dört gün önce annemi kaybettim. Bu ödülü hem onun için hem de bütün anneler için almak istiyorum.” dedi.
Karahan konuşmasını, “Keşke annem hayatta olsaydı da bugünümü görseydi. Çok gururlanırdı. Bütün annelerimizin, bütün emektar kadınlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum.” sözleriyle tamamladı.
“MESLEĞİM SAYESİNDE TÜRK DÜNYASINA HİZMET ETTİM”
Kadın Hastalıkları ve Doğum Profesörü Dr. Ayşe Filiz Yavuz’e ödülü Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz tarafından takdim edildi. Yavuz, ödül töreninde yaptığı konuşmasında, hekimliğin bir meslek olmanın ötesinde, aynı zamanda Türk dünyasına hizmet etmenin bir yolu olduğuna dikkat çekti.
Yavuz, “Hekim olmak sadece hastalarımıza hizmet etmek değil, aynı zamanda Türk dünyasına katkı sağlamak için de bir araçtır. Bu meslek, bana sadece insan sağlığına hizmet etme imkânı vermedi, aynı zamanda Türk dünyasına hizmet etme fırsatı da sundu.” diyerek, uzun yıllardır sürdürdüğü Türk dünyasıyla ilgili çalışmalarına değindi.
Yavuz, “Çalışmalarımı Türk Ocaklarından aldığım destek ile yirmi yılı aşkın süredir devam ettiriyorum. Türk Ocaklarına beni çok geniş bir dünyayla tanıştırdıkları ve bu fırsatları verdikleri için teşekkür ediyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.
"ÖDÜLÜMÜ ATATÜRK’E VE CUMHURİYET’E İNANAN KADINLARA İTHAF EDİYORUM"
Umay Ana Türk Dünyası Kadınlar Birliğinin Ankara Temsilcisi Prof. Dr. Meşkure Yılmaz’a ödülü Türk Dünyası Parlamenterler Birliği Başkanı Nail Çelebi tarafından verildi. Yılmaz konuşmasında, “Türk kadını tarih boyunca her zaman çeşitli haklara sahipti. Ancak bu hakları modern hukuk sistemiyle güvence altına alan kişi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu nedenle ben ödülümü Atatürk’e ve Cumhuriyet’e inanan kadınlara ithaf ediyorum.” ifadelerini kullandı.
NURTEN CAMCI BAY’A MUHTEŞEM ÖDÜL!
Türk Dünyasının Umay Anaları Ödül Töreni’nde Emel Kırım Vakfı Başkan Vekili Nurten Camcı Bay ödül aldı. Bay, Türk dünyasına yönelik hizmetlerinden dolayı Umay Ana Türk Dünyası Birliğinin ödülüne lâyık görüldü. Bay’a ödülü Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Beytepe Jandarma Astsubay Meslek Yüksekokulu (JAMYO) Müdürü Doç. Dr. Hacı Murat Arabacı tarafından takdim edildi. Bay, aldığı ödülü Kırım'da işgalci Rusya'ya karşı direnen kadınlara ve Rusya tarafından alıkonulan Kırım Tatar siyasî tutsakların eşleri ile annelerine ithaf etti.
Türk dünyasındaki millî uyanış hareketlerinin öncülerinden ve en büyük fikir adamlarından olan Kırım Tatarı İsmail Bey Gaspıralı’nın “Milletini seviyorsa elinden gelen işe başla” sözünü rehber edindiklerini bildiren Camcı Bay, Kırım, Doğu Türkistan başta olmak üzere Türk dünyası için ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını söyledi.
RUS İŞGALİ ALTINDA ANAVATAN KIRIM
Ayrıca Camcı Bay, konuşmasında Kırım’da yaşanan hak ihlallerine ve siyasî baskılara dikkat çekti. Camcı Bay, Kırım’ın 2014'ten bu yana Rus işgali altında olduğunu hatırlatarak, “İşgalin ardından Kırım Tatarları sistematik bir şekilde hedef alınmaya başlandı. Sabah baskınlarıyla evlerinden alınan kardeşlerimiz, hukuksuz bir şekilde tutuklanıyor, yıllarca hapis cezasına çarptırılıyor, Rusya'nın uzak hapishanelerine sürgün ediliyorlar. 65 yaşındaki Servet Gaziyev şu an Kırım’a 12 bin kilometre uzakta, Kamçatka’da bir cezaevinde. Sağlık hizmeti ve hukuki destek alamadığı için felç geçirdi, ailesiyle görüşemiyor.” ifadelerini kullandı. Camcı Bay, Rusya’nın tek amacının Kırım’ı Türksüzleştirmek ve yıldırmak olduğunu vurguladı.
Camcı Bay ayrıca Emel Kırım Vakfı olarak yürüttükleri “Kart Kampanyası” ile siyasî mahkûmların ailelerine destek sağladıklarını belirterek, kampanyaya destek veren Umay Ana Türk Dünyası Kadınlar Birliğine teşekkür etti.
CAMCI BAY ÖDÜLÜNÜ KIRIM TATAR SİYASÎ TUTSAKLARA ADADI
Camcı Bay konuşmasında, 2016 yılında kaçırılan Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Yönetim Kurulu ve Bahçesaray Kırım Tatar Bölge Meclisi üyesi Ervin İbragimov’dan hâlâ haber alınamadığını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
Bu ödülü sadece kendi adıma değil; üç çocuğu ve kardeşi hapiste olan büyük tarihçi Şükrü Seyitumer’in eşi Lilya Hanım, eşi ve ailesi tutuklu olan Fatma İsmailova, 15 Mart 2014'te tek başına protesto eylemi yaparken kaçırılan ve işkenceyle şehit edilen ilk direnişçi Reşat Ametov'ın eşi, çocukları tutuklanan Zarına Hanım gibi binlerce kadının ve annemizin direnişi adına alıyorum.
KAHRAMANLARI YETİŞTİREN KAHRAMAN TÜRK KADINLARI
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Nur Çetin’e ödülü Kazakistan Büyükelçiliği Müsteşarı Darhan Beysem Bay tarafından verildi. Çetin konuşmasında, "Biz Türk kadını için ne diyoruz? Türk kadını bir eliyle beşiği, bir eliyle dünyayı sallar. Eğer biz dünya tarihini şekillendiren güçlü ve kahraman bir milletten, Türk milletinden bahsediyorsak; bu milletin kahraman evlatlarını yetiştiren güçlü Türk analarını da unutmamamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
TÖRENDE ANNELER GÜNÜ VURGUSU
Kızılelma Derneği Genel Başkanı Dr. Yasemin Meydan’a ödülü EkoAvrasya Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Hikmet Eren tarafından takdim edildi. Meydan konuşmasında, “Gönül dostlarımız STK'lardan gelen arkadaşlarımız ve saygıdeğer bütün hocalarımı sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim. Özellikle Mualla Hocama teşekkür ediyorum. Türk dünyasına 38 yıl hizmet eden biri olarak anneler gününde aldığım bu ödül çok anlamlı ve değerli. dedi.
TÜRK DÜNYASINA BİR KÖPRÜ OLMAK
Yazar Dr. Zamira Öztürk’e ödülü, Özbekistan Kültür Dayanışma ve İşbirliği Derneği (ÖZKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Çokay Koçar tarafından verildi. Öztürk konuşmasında, “Yaklaşık yirmi iki, yirmi üç yıldır, elimizden geldiğince bize hep ne dediler? "Siz bir köprüsünüz." İki ülke arasında bir köprü olmamız gerektiği anlatıldı. Tek millet olduğumuzu hatırlatıldık. Seksan yıl boyunca, biz farklı bir milletmişiz gibi anlatıldık. Ama ilk kez bir hoca, bize doğru düzgün anlatmaya başladığında, atalarımızın geçmişiyle, Atatürk’le tanışınca gözlerimizdeki yaşları tutamadık. Çanakkale’yi anlattılar, Atatürk’ü anlattılar, biz ilk derste ağladık.” ifadelerini kullandı.
“BİZ ŞARKILARIMIZDA UMAY ANA İLE KONUŞUYORDUK”
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Feyzan Göher Balçın’a ödülü Millî Düşünce Merkezi Genel Başkanı Hakan Paksu tarafından takdim edildi. Balçın konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
Belki duymamışsınızdır, ancak Kıtalık kuşu, Sibirya Leyleği olarak bilinir. Ben, görevim gereği pek çok kez Sibirya topraklarında ve Orta Türkistan'da bulundum. Burada bana anlatılan bir hikâye, gerçekten çok etkileyiciydi. Sovyet Rusya döneminde, kendi çalgılarımızı kullanmamız ve müziğimizi yapmamız oldukça zordu. Ancak, Türkler, Umay Ana'nın yeryüzündeki izlerinden biri olan Kıtalık kuşunu, türkülerinde taklit ettiler. Demir kopuz çalarken, aslında kimse bilmiyordu ki, biz Umay Ana ile, Gök Tanrı ile konuşuyorduk. İşte bu, müziğin ve kültürün, biz Türkler için ne kadar köklü ve kutsal bir yer tuttuğunun bir göstergesidir. Bu ruhu taşıyarak, bizlere layık görülen bu değerli ödülü kabul ederken, başta Mualla Hocam olmak üzere, tüm ekibe teşekkürlerimi iletiyorum.
“KERKÜK SAĞ GÖZÜM, KIRIM SOL GÖZÜM”
“Türk Dünyasının Umay Anaları Ödül Töreni” gecenin son ödülünü Türk Halk Müziği Sanatçısı Elif Avcı’ya takdim etti. Avcı’ya ödülü Irak Türkleri Derneği Genel Başkanı Eyüp Kerem tarafından verildi. Konuşmasında Türk kültürüne olan derin bağlılığını her fırsatta dile getiren Avcı, "Türk'üm, türkü söylerim" diyerek başladığı yolculuğunun ne denli anlamlı olduğunu vurguladı.
Avcı, Türkçülük mefkûresi ve Turan birliğine gönül veren bir vatan evladı olarak, Türk kültürünü ve müziğini daha derinlemesine keşfetmek için çıktığı bu yolda ailesinin ve çevresinin desteğiyle büyük bir adım attığını ifade etti.
“Kerkük sağ gözüm, Kırım sol gözüm.” diyen Avcı cümlelerine, "Umay Ana ruhunu, Kurtuluş Savaşı yıllarında 'Evladım anasız yaşar ama vatansız yaşayamaz' diyerek kundaktaki bebeğini evde bırakıp cepheye giden Nene Hatun’a ithaf ediyorum," dedi ve ekledi: "Aynı şekilde, askerin mühimmatı ıslanmasın diye bebeğinin battaniyesini mühimmatı örtüp, kundaktaki yavrusuyla birlikte soğukta donarak şehit olan Kastamonulu Şerife Bacı'ya da ithaf ediyorum.” şeklinde devam etti.
Türk dünyasının Umay Analarının ödüllendirildiği, "Türk Dünyasının Umay Anaları Ödül Töreni” katılımcıların hep bir ağızdan “Çırpınırdı Karadeniz” şarkısını söylemesi ile sona erdi.