Ukrayna Parlamentosu, dünyayı 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımaya çağırdı
Ukrayna Parlamentosu, 14 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleştirilen oylamada 310 milletvekilinin desteğiyle, Kırım Tatar Halkının Soykırım Kurbanlarını Anma Günü dolayısıyla uluslararası topluma yönelik bir çağrı metni kabul etti. Çağrıda, 1944 Sürgünü'nün soykırım olarak tanınması ve Rusya’nın Kırım Tatar halkına yönelik insan hakları ihlallerinin sona erdirilmesi gerektiği vurgulandı.
SÜRGÜN SOYKIRIM OLARAK TANINSIN
Konu ile ilgili açıklama yapan Kırım Tatar halkının milli lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, çağrının diğer ülkelerin hükûmetlerine ve parlamentolarına yönelik olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
Bu belge, her Kırım Tatar ailesini derinden etkileyen bir trajedi olan 18 Mayıs 1944 Sürgünü’nün yıl dönümü arifesinde kabul edildi. On binlerce kişi zorla sürgün edildi, binlercesi yolda ve sürgün yerlerinde öldü. Bu bir soykırımdı.
Bugünkü çağrı, diğer devletlerin hükûmetlerini ve parlamentolarını, bu suçları -tıpkı Letonya, Litvanya, Kanada, Polonya, Estonya ve Çekya’nın yaptığı gibi- soykırım olarak tanımaya ve Rusya’nın hem geçmişte hem de bugün işlediği suçlardan dolayı sorumlu tutulması için çabaları birleştirmeye çağırıyor.
“SOYDAŞLARIMIZ DEVLETİN YANLARINDA OLDUĞUNU HİSSEDİYOR”
Kırımoğlu, oylama günü Parlamentoda yaptığı konuşmada, işgal altındaki Kırım’da yaşayan Kırım Tatarlarının, Ukrayna devletinin kendilerini unutmadığını hissettiğini vurgulayarak, “Soydaşlarımız çok minnettar. Bu çağrı, onlara devletin yanlarında olduğunu, işgalcilerin bir gün topraklarından çıkarılacağını gösteriyor.” dedi.
“PUTİN REJİMİ SOYKIRIMI SÜRDÜRÜYOR”
Bununla birlikte Kırımoğlu, Rusya’nın Kırım’daki politikalarının yerli halkı sistematik şekilde vatanından sürmeyi amaçladığını ve Kırım’ı Rus vatandaşlarıyla doldurma girişimlerinin sürdüğünü belirterek şu açıklamayı yaptı:
İşgalciler, en ufak muhalefet belirtisine bile vahşice baskı uyguluyor. Facebook paylaşımları nedeniyle verilen ağır hapis cezaları, insanlık dışı işkenceler, kayıplar ve infazlar, Putin rejiminin hâlâ soykırım politikası izlediğini açıkça gösteriyor.
BELGEDE ÖNEMLİ KONULARA DİKKAT ÇEKİLDİ
Parlamento tarafından kabul edilen belgede, Kırım Tatar halkına yönelik baskıların sonlandırılmasının öncelikli bir mesele olduğuna dikkat çekilirken, Kırım Platformu’na verilen uluslararası desteğin artırılması gerektiği vurgulandı. Kırım Tatar halkının meşru temsil organı olan KTMM'ye yönelik yasağın kaldırılması, Kırım Tatar dili ve kültürünün geliştirilmesi de belge kapsamında öne çıkan hususlar arasında yer aldı. Ayrıca, siyasi tutsakların serbest bırakılması, Rus işgalinin yol açtığı olumsuzluklarla mücadele edilmesi ve Kırım’ın ekolojik yapısının korunması çağrısında bulunuldu. Yurtdışındaki Kırım Tatar çalışmaları ve akademik projelere destek verilmesi gerektiği belirtilirken, Ukrayna’nın Avrupa entegrasyonu süreci ve Karadeniz bölgesinde güvenliğin güçlendirilmesi de uluslararası iş birliği çerçevesinde öncelik taşıyan konular olarak öne çıktı.
18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI
Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti.
Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdiler. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü.
Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle sürgün yerlerinde kalmaya devam etti.
2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.
7 ÜLKE SOYKIRIM OLARAK TANIDI
Kırım Tatar Sürgünü’nün 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edilmesi sonrasında; 2019 yılında Letonya ve Litvanya parlamentoları, 2022’de ise Kanada Parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'ün temmuz ayında Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm ve 2024'ün ekim ayında Estonya Parlamentosu (Riigikogu), 2024'ün aralık ayında Çekya Parlamentosu, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımıştı.