Mustafa Tanyeri: Ortada bir savaş değil bir kurtuluş mücadelesi var
Dilara Dilşah KAYA / QHA Ankara
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Ukrayna’ya Rusya’ya karşı mücadelesinde destek olmaya devam ediyor. İktidardaki Joe Biden yönetimi, 2025 yılının Ocak ayında koltuğu Donald Trump’a bırakacak. Bu değişim, ABD’de yaşayan Ukrayna halkı ve savaşın gidişatı için büyük önem taşıyor.
ABD’de Ukraynalıların yaşadığı Ukrainian Village semtine giderek temaslar kuran The Election Post Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Tanyeri, hem Ukraynalıların hem de ABD'lilerin savaşa karşı bakış açılarını ve iktidara gelecek olan Trump’ın savaşla ilgili politikaları hakkındaki öngörülerini Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi.
ABD, SAVAŞIN BAŞLAMASININ ARDINDAN "UNITED FOR UKRAINE" İSİMLİ BİR PROGRAM BAŞLATTI
Ukrainian Village semtinin varlığının çok eskilere dayandığını, 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan topyekûn savaştan önce de Ukraynalıların Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) var olduğunu belirten Mustafa Tanyeri, savaşa kadar yaklaşık bir milyon Ukraynalının ülkede yaşadığını aktardı.
Tanyeri, Ukraynalıların orada sadece bir semt değil aynı zamanda bir sosyal yapı inşa ettiğini; okul, kilise, hastane ve sosyal hayatın gerekliliği olan oluşumların hayata geçirilmiş olduğunu belirtti.
Savaşın başlamasının ardından ABD’nin “United for Ukraine” isimli bir proje başlattığını aktaran Tanyeri, proje hakkında “Savaştan sonra burada ABD'nin uyguladığı bir program var. ‘United for Ukraine’ diye bir program çıkarıldı. Savaş nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan Ukraynalıların, Amerika Birleşik Devletleri'ne geçici sığınmasıyla ilgili bir program bu" bilgilendirmesini yaptı. Tanyeri, ülkesine dönenlerin de olduğunu fakat ABD’de yaklaşık 3 milyon Ukraynalının olduğuna dikkat çekti.
YENİ KABİNE AKILLARDA SORU İŞARETİ OLUŞTURUYOR
20 Ocak 2025’te yönetimi devralacak olan Trump yönetiminin Biden yönetiminden farklı bir bakış açısına sahip olduğunu belirten Tanyeri, Trump’ın yeni kabinesinde yer alacak isimlerle ilgili de değerlendirmeler yaptı. Tanyeri, "Özellikle Trump'ın yeni kabinesinde yer alacağı öngörülen birtakım isimlerin Amerika'nın Ukrayna'ya çok fazla para göndermesinden, yardım yapmasından rahatsız olanlardan oluştuğunu ve biraz da Putin yanlısı veyahut Rusya'ya daha sempatiyle bakan bazı kişilerden oluştuğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
TRUMP’IN ÇÖZÜMÜ NE OLACAK?
Bu kabinenin ABD’nin Ukrayna politikasında çok büyük bir değişiklik meydana getirmeyeceğini düşünen Tanyeri, Trump’ın seçim sürecinden bu yana devam ettirdiği savaşı bitirme söylemlerine de değindi. Şu ifadeleri kullandı:
Trump'ın iddiası bu savaşı bitirmek ama burada ilginç olan şu ana kadar Trump'ın herhangi bir plan ortaya koymuş olmaması. Yani savaşı bitirmek nasıl olacak? Örneğin Putin'i ikna ederek mi? 2022'deki işgale başladığı anki duruma geri dönmesini sağlayarak mı? Donbas ve Lugansk meseleleri ne olacak? Kırım tartışmaya girecek mi? Bunlar belli değil.
TRUMP’IN UKRAYNA’YA DESTEĞİ BİDEN YÖNETİMİNDE OLDUĞU GİBİ DEVAM EDEBİLİR
Tanyeri, ikinci bir alternatif teklif olarak olarak Trump’ın Ukrayna'ya Rusya’nın şu ana kadar geldiği noktayı kabul etmesi ve işgal edilen topraklardan vazgeçmesini sunabileceğini fakat bu teklifin Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy tarafından kesinlikle kabul edilmeyeceğini vurguladı.
Fakat diğer yandan, Rusya lideri Putin’in, Trump'ın Ukrayna tarafından da belli ölçüde makul sayılabilecek önerilerini kabul etmemesi durumunda ABD’nin, Ukrayna’ya dönük desteğinin Biden yönetiminde olduğu gibi devam edebileceğine dikkat çekti.
Yaklaşık üç senedir devam eden savaşta Ukrayna halkının yorulduğunu vurgulayan Tanyeri, bu süreçte Cumhurbaşkanı Zelenskıy’ın dirayetli bir yönetim sergilediğini ve Ukrayna halkı için gerekli bütün çabaları gösterdiğini belirtti. Savaşın yoğunluğunun Ukrayna halkında ciddi bir psikolojik yıpranmaya sebep olduğunu belirten Tanyeri, ABD’deki diaspora içinde savaşın bitmesini isteyen belirli çevrelerin var olduğunu kaydetti.
“ORTADA BİR SAVAŞ DEĞİL BİR KURTULUŞ MÜCADELESİ VAR”
Ayrıca Tanyeri, iki ülke arasındaki durumun savaş olarak değerlendirilemeyeceğini şu ifadelerle açıkladı:
İki ülkenin savaşı değil ki zaten bu. İki ülke bir şekilde birbirine saldırmış değil. Bir taraf saldırmış, diğer taraf kendini üç seneden beri savunmaya çalışıyor. Oysa aslında ortada bir savaş değil bir kurtuluş mücadelesi, işgale karşı bir mücadele var. Tanım olarak da aslında Rusya-Ukrayna Savaşı tanımı da doğru değil. Çünkü ortada bu anlamda bir savaş yok. Bir saldırgan devletin, komşu devlete saldırıp onun topraklarını ele geçirmeye çalışması ve insanlarını öldürmesi diye bir gerçek var. Onun için bu, normal bir savaş olarak telakki edilemez.
SÖZDE REFERANDUM ENGELLENEBİLİRDİ
Trump döneminde oluşturulacak olası bir barış anlaşmasını da değerlendiren Tanyeri, Rus işgali altındaki Donetsk, Lugansk ve Kırım’ın farklı değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Tanyeri, Kırım’da 1944 yılında Sovyetler Birliği’nin lideri Stalin’in aldığı sürgün kararı ile Kırım Tatar nüfusunun azaltıldığını aktardı. Bu konu üzerinde, dönemin Ukrayna hükûmetinin uyguladığı politikaların da hatalı olduğunu ifade eden Tanyeri, doğru politikalar izlenseydi Rusya’nın sözde referandumunun engellenebileceğini vurguladı. Tanyeri, “Eğer Kırım’da Kırım Tatar nüfusu yüksek olsaydı, orada Putin'in yıllar içerisinde alttan alta dağıttığı Rusya vatandaşlığı ve Rusya’ya teveccüh gösteren insanların sayısından çok daha fazla Kırım Tatarı yaşıyor olsaydı; sözde referandumda da istediklerini elde edemezlerdi" ifadelerini kullandı.
“KIRIM SADECE UKRAYNA RUSYA ARASINDAKİ BİR MESELE DEĞİL TARİHİ OLARAK TÜRKİYE’NİN DE MESELESİ”
Donetsk ve Lugansk ile Kırım’ı farklı şekilde ele alan Tanyeri, Kırım’ın Türkiye açısından da önem atfettiğine dikkat çekti. "Kırım sadece Ukrayna Rusya arasındaki bir mesele değil, tarihi olarak Türkiye’nin de meselesidir" ifadelerini kullanan Tanyeri, Türkiye’nin soydaşlarının yaşadığı Kırım konusuna dahil olarak bölgede söz söyleyebilme hakkına sahip olması gerektiğini vurguladı.