SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tuncer Kalkay

QHA - Kırım Haber Ajansı - Tuncer Kalkay haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tuncer Kalkay haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırım Vakfı Başkanı Kalkay, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı anlattı Haber

Kırım Vakfı Başkanı Kalkay, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı anlattı

Kırım Tatar halkı, 18 Mayıs 1944'te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle vatan topraklarından sürüldü. Hayvan vagonlarında Türkistan, Urallar ve Sibirya bölgelerine sürülen Kırım Tatarlarının yüzde 46'sı ise yolda ve sürgünü takip eden günlerde hayatını kaybetti. Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay'ın #18Mayıs1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümü mesajı pic.twitter.com/VkLzvvPf7v — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024 Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yılında hayatını kaybeden Kırım Tatarlarını andı. Kalkay, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgününün, Kırım Tatarlarının hayatında taşıdığı en büyük travmalardan birisi olduğunu ve hiçbir Kırım Tatarının 18 Mayıs 1944 sürgününü unutmasının mümkün olmadığını söyledi. Kalkay, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yılı münasebetiyle QHA'ya verdiği demecinde, “Vatanımız Kırım 2014 yılında işgal altına alındı ve 2014’ten yılından bugüne kadar on yıl geçti ama on yıl olmasına rağmen bugüne kadar Kırım'da böyle çok kitlesel olarak kalabalıklarla andığımız 18 Mayıs anma günlerimize maalesef müsaade etmiyorlar. Bundan dolayı 18 Mayıs 1944 sürgününün dünya genelinde anılması çok önemli. Bu bakımdan Türkiye'de de yoğun bir Kırım Tatar nüfusu olduğu için de Türkiye'de yapılacak faaliyetler çok büyük bir anlam taşıyor.” dedi. Kalkay, video mesajının devamında şu ifadeleri dile getirdi: “18 Mayıs 1944 Sürgünü bir realite. Bahsettiğim gibi Kırım Tatarları  için çok büyük bir travma. Maalesef o günün şartlarında belki de bilerek onunla ilgili çok az iz bırakıldı. Bugün ilgili bir fotoğraf bulmak bile mümkün değil. Bununla ilgili arşivleri de istedikleri şekilde hülle yoluyla açıyorlar. Ancak bu sürgünü yaşayan insanlar günümüze kadar ciddi manada bir insan geldi. Ve bu insanlarla ilgili olarak da pek çok kayıtlar alındı, koyuldu. Özellikle Türkiye'de Yurt Dışı Türkler Başkanlığının kaydetmiş olduğu 250’nin üzerindeki sürgün tanığının hatıraları var. Tabii ki, bunlardan bir kısmını dinledik. Bir kısmına sosyal medyada da baktık. Ama benim bire bir sürgün tanığı olan insanlardan dinlediğim pek çok hikayeler de var. Bunlardan birisi Rasim Bekiro. Kırım'da Akmescit’te Kırım Pedagoji Üniversitesinin Rektör Yardımcılığını yapmıştı. Onda tabii ki, bu bahsedilen travmalarda çok değişik şeyler vardı. O beş yaşında olmasına rağmen sürgünü çok iyi hatırlıyor. Sürgünde kendisinin kaybolacağını annesi tarafından bildiği için eğer çocuklar farklı bir yere nakledilirse, farklı bir ıslah evine, çocuk evine gitme şansları olursa çocuklar birbirinden ayrılmasın diye bu çocuklar günlerce anneleri tarafından elleri bağlanmış bir şekilde bırakılmış. Beş yaşındaki bu çocuğun yaşamış olduğu travmalardan en büyüğü buydu. Yani oradaki aileler nasıl kendi kucaklarında çocuklarını kaybettiklerini, anneleri babalarının cenazeleriyle günlerce yolculuk yaptıklarını, nefessiz kaldıklarını,yiyecek temin edemediklerini, açlıkla günlerce mücadele ettiği gibi benzer pek çok hikayeleri dinliyoruz. Her ne kadar bunlar bize yansıtılmasa da bu sürgün tanıklarıyla ilgili bugüne kadar çok güzel kayıtlar yapıldı ve onlar da gerçeği örtbas edilmesine maalesef müsaade etmek istemeyenler için de güzel bir cevap oluyor. Bugünlerde Türkiye'de bu bahsettiğimiz Sovyetler Birliği'ne veya Rusya'ya karşı sempati duyan insanlar maalesef  sürgünümüzü anacağımız günlerde eş zamanlı olarak sürgünü aklamaya, Kırım Tatarlarını karalamaya yine Rusya'nın ve Sovyetler Birliği'ni katliamlarını aklamaya yönelik bir takım çıkışlarda bulunuyorlar. Bunlar o kadar  kötü bir takım propagandalar ki, biz bu propagandaları Sovyetler Birliği'nde bile duymamıştık. Yani Sovyetler Birliği tabii ki bize çok büyük kötülükler yapmıştı. Ama Sovyetler Birliği bile 1967 yılında devlet olarak yayımladığı kararnamede Kırım Tatarlarının suçsuz olduğunu kararnameden açıklamışken bu insanlar Kırım Tatarlarının bu sürgünü yaşamalarını haklı gösterecek, onların acılarıyla övünecek bir zafer gösterisi haline getirerek o çirkin kalemleriyle bunları yazmaları da bizi bu kadar yaralıyor.” ???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere Yarımada'daki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan'da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Kırım Vakfı Başkanı Kalkay: Kızıl Ordu Korosu’nun İstanbul ve Ankara konserleri de iptal edilmeli! Haber

Kırım Vakfı Başkanı Kalkay: Kızıl Ordu Korosu’nun İstanbul ve Ankara konserleri de iptal edilmeli!

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Rus Kızıl Ordu Korosu'nun Kırım Tatar Sürgünü'nün 80. yıl dönümü ile Büyük Kafkasya Sürgünü'nün 160. yıl dönümünde Bursa ve Antalya'da yapmayı planladığı ancak gelen tepkiler üzerine ertelediği konserler hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirmede bulundu.  ???? Kızıl Ordu Korosu’nun İstanbul ve Ankara konserlerinin de iptali için çağrı! ???? Rus Kızıl Ordu Korosu’nun tepki çeken Türkiye turnesi hakkında değerlendirmede bulunan Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Haber Ajansına (QHA) verdiği demeçte, ertelenen konser tarihlerinin… pic.twitter.com/UTrx1DUX2r — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 1, 2024 "RUS KIZIL ORDU KOROSU SANATÇILARDAN DEĞİL, ORDU MENSUPLARINDAN OLUŞUYOR" Konuyla ilgili olarak QHA'nın sorusuna yanıt veren Kalkay, Rus Kızıl Ordu Korosu'nun sıradan bir sanat ekibi olmadığını, Rusya Savunma Bakanlığına bağlı ordu mensuplarından oluştuğunu vurguladı. Söz konusu Türkiye turnesinin, Rusya'nın işlediği insanlık suçlarının örtbas edilmesi amacı taşıdığını ve bunun açık bir provokasyon olduğunu belirten Kalkay, "Rusya, Kırım Tatar Sürgünü'nü tabiki çok iyi biliyor. Kırım 2014 yılında işgal edildiğinde Putin (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) yaptığı ilk konuşmada Kırım Tatar Sürgünü'nünden üzüntü duyduğundan bahsederek, Kırım Tatarlarına şirin gözükmeye çalışmıştı. Devlet Başkanı düzeyinde 18 Mayıs tarihini bilen bir ülkenin askerî yapısı da bu sürgünü gayet iyi bilir. Bu turnenin yapılacağı tarih de özellikle provokasyon içermektedir. Aynı şekilde 21 Mayıs da (Çerkes Sürgünü) hedef alındı" ifadelerini kullandı.  "RUSYA HER İKİ TARİHİ DE KASITLI OLARAK SEÇTİ" Kalkay, Rusya'nın geçmişine sahip çıktığını ve geçmişini kabul ettiğini dile getirdi. Kalkay bu kapsamda geçmişte yaptığı katliamları kabul eden Rusya'nın her iki tarihi de kasıtlı olarak seçtiğini vurgulayarak, "Rusya, Türkiye'deki Kırım Tatar ve Çerkes diasporasıyla dalga geçercesine şarkı söylemek gibi bir eyleme girişti. Ama verilen tepkiler neticesinde 18 Maysı ile 21 Mayıs tarihlerini ertelemek durumunda kaldılar" hatırlatmasını yaptı. "BİNLERCE İNSANI KATLEDEN RUS ORDUSUNUN TÜRKİYE'DE ŞARKI SÖYLEMESİ KABUL EDİLEMEZ" "Bizim asıl tepkimizi anlamak lazım" diyen Kalkay, Rus Kızıl Ordu Korosu'nun sanatçılardan değil, Ukrayna'daki savunmasız sivilleri katleden Rusya'ya bağlı ordunun mensuplarından oluştuğunun altını çizdi. Kalkay sözlerine, "Ukrayna'da binlerce sivili öldüren veya vatan topraklarından çıkmasına sebep olan Rus ordusunun Türkiye'de şarkı söylemesi ve eğlenmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Bir taraftan acılara sebep olmak bir taraftan insanları eğlendirmek kabul edilemez. Kırım Tatar kuruluşu olarak bunun tamamen karşısındayız" dedi. "ANKARA VE İSTANBUL'DAKİ KONSERLERİN İPTAL EDİLMESİNİ BEKLİYORUZ" Kalkay, koronun İstanbul ve Ankara'da yapacağı konserlerinin de iptal edilmesini beklediklerini kaydetti. RUS KIZIL ORDU KOROSU KONSERLERİNİ İLERİ BİR TARİHE ERTLEDİ Türk dünyasının yaşayan efsanesi, Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu başta olmak üzere Kırım Tatar ve Çerkes diasporasının tepkisini çeken konserler süresi belirtilmeksizin ileri bir tarihe ertelenmişti. Türkiye turnesinin organizasyonunu üstlenen ISF Sanat şirketi, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, "18 Mayıs Bursa Kültür Park Açık Hava, 20-21 Mayıs Antalya Açıkhava Sahnesi, 22 Mayıs alanya Açıkhava Sahnesi etkinliklerimiz teknik nedenlerden dolayı ileri bir tarihe ertelenmiştir" ifadelerine yer vermişti. Rusya Savunma Bakanlığına bağlı Rus Kızıl Ordu Korosu'nun, provakasyon amacı taşıyan Türkiye turnesinin tarihleri dikkatlerden kaçmadı. Çarlık Rusya tarafından 21 Mayıs 1864'te vatanlarından sürülen Çerkes halkı ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde eli kanlı Josef Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944'te yurtlarından koparılan Kırım Tatarlarının acı günlerinin yıl dönümlerinde yapılması planlanan konserlerin iptal edilmesi için çağrılar yapıldı.  Türkiye'ye resmî ziyaretlerde bulunan Kırım Tatar halkının millî lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, konuyla ilgili tepkisini Türkiye tarafına iletti. Kırımoğlu, konserlerin tarihinden duyduğu rahatsızlığı Türkiye Dışişleri Bakanlığına yazdığı mektupla dile getirirken; 24 Nisan 2024 tarihinde başkent Ankara'da Türkiye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu ile bir araya gelerek, konserin Kırım Tatar Sürgünü'nün 80. yıl dönümü ile Büyük Kafkasya Sürgünü'nün 160. yıl dönümünde yapılmaması için görüşmede bulundu. Kırımoğlu ayrıca, konuyu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile yaptığı görüşmeye de taşıdı.

Kırım Vakfından Eskişehir’e davet: Anma mitingine sen de katıl! Haber

Kırım Vakfından Eskişehir’e davet: Anma mitingine sen de katıl!

Kırım Tatar Teşkilatları Platformu'na bağlı teşkilâtların 9 Mart 2024 tarihinde aldığı karar neticesinde bu sene 80. yılı olan 18 Mayıs Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı Eskişehir'de anılacak.  Türkiye'nin dört bir yanında yaşayan Kırım Tatarları, 18 Mayıs 2024 Cumartesi günü Eskişehir'de yapılacak olan "Büyük Anma Yürüyüşü"nde bir araya gelecek. KIRIM VAKFI BAŞKANI TUNCER KALKAY HALKI ESKİŞEHİR'E DAVET EDİYOR Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım'ın 2014 yılında Rusya tarafından işgal edildiğini hatırlattığı konuşmasında, vatan topraklarında anma etkinliği yapılamadığını vurguladı. Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Kalkay, Rus işgalcilerin Kırım'ı hapishaneye dönüştürdüğünü belirterek, Kırım haricinde başka ülkelerde yapılacak olan anma etkinliklerinin büyük bir önem taşıdığını vurguladı. Türkiye'deki Kırım Tatar nüfusuna dikkat çeken Kalkay, tüm halka 18 Mayıs'ta Kırım Tatar bayraklarıyla Eskişehir'de bulunmaları için çağrıda bulundu. ???? Kırım Vakfı Eskişehir’e çağırıyor: Anma mitingine sen de katıl! ???? Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Tatar Teşkilatları Platformu Toplantısı’nda alınan karar neticesinde 18 Mayıs 2024 tarihinde Eskişehir’de yapılacak olan “Büyük Matem Mitingi”ne herkesi davet etti pic.twitter.com/jZ6NkO0Oo8 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 2, 2024 QHA aracılığıyla seslenen Kalkay davetinde şu ifadeleri kullandı: "Tüm halkımızı, Kırım Tatarlarının yanında olmayı bir vicdanî sorumluluk olarak gören dostlarımızı, sürgünün 80. yıl dönümü olan 18 Mayıs 2024 tarihinde bizimle birlikte olmaya davet ediyoruz. Acılarımızı paylaşmalarını istiyoruz. 18 Mayıs 2024 tarihinde Eskişehir'de görüşmek üzere."

Sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Temsilcisi Şaptukayev Kırım Derneği Genel Merkezini ziyaret etti Haber

Sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Temsilcisi Şaptukayev Kırım Derneği Genel Merkezini ziyaret etti

Sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Türkiye ve Ortadoğu Temsilcisi Abdûlhakim Şaptukayev, bugün Kırım Derneği Genel Merkezini ziyaret etti. Şaptukayev, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin ve Kırım Derneği Genel Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Kırım Vakfı  Başkanı Tuncer Kalkay tarafından karşılandı. Şahin ve Kalkay, Şaptukayev'e çalışmalar hakkında bilgi verdi. Çeçen temsilci Şaptukayev, Çeçenistan’ın günümüzde Rusya’nın işgali altında bulunması nedeniyle Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Hükumetinin sürgünde değişik ülkelerde çalışmalarını sürdürdüğünü ve 14 ülkede temsilciliğinin olduğunu bildirdi. ÇEÇEN İÇKERYA CUMHURİYETİ TEMSİLCİSİ KIRIM DERNEĞİNİ ZİYARET ETTİ Abdûlhakim Şaptukayev'in ziyaretiyle ilgili Kırım Derneği Genel Merkezinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “ 'Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’nin Rusya Federasyonu tarafından geçici olarak işgal edilen toprak olarak tanınması ve Çeçen halkının soykırımının kınanması ile ilgili' başlıklı kararın 2022 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından kabul edilmesi üzerine Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’ni tanıyan ilk ülke Ukrayna olmuştu. İşgal altındaki Çeçenistan’da Kadirov sözde yönetiminin Moskova’nın hizmetindeki memur olarak verilen talimatları yerine getirdiğini ve Çeçen milletini itibarsızlaştırmaya yönelik her yolu kullandığını anlatan Şaptukayev, Çeçenistan’ın işgalden kurtarılıp bağımsızlığını kazanıncaya kadar Başbakanlığını Ahmed Zakayev’in üstlendiği Çeçen İçkerya Hükümetinin çalışmalarını Sürgünde de olsa devam ettireceğini açıkladı. Şaptukayev, işgal ettiği Kırım’da Kırım Tatarlarına karşı 2014 yılından beri yürüttüğü  politikalarını yıllar öncesinde Çeçenistan’da Çeçenler için uyguladığını, Çeçenleri dünya gözünden düşürmek ve itibarsızlaştırmak içinde Rusya'nın planlı olarak ürettiği  terörist uygulamaları Çeçenlere yüklediğini  bildirdi. Şaptukayev, terörist eylemlerin karşısında olduklarını, demokratik prensipler çerçevesinde kaldıklarını, Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’ni Türkiye’de anlatmak amacıyla kurdukları 'Çeçen İçkerya Derneği' vasıtasıyla da faaliyetlerini yürüttüklerini belirtti."

Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, “Ballıkpınar Kırım Tatar Kültür Evi”ni anlattı Haber

Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, “Ballıkpınar Kırım Tatar Kültür Evi”ni anlattı

Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifinin düzenlediği Kırım Tatar Kültür Günleri, üçüncü gün etkinlikleri ile Kırım Derneği Genel Merkezinde devam ediyor. Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin'in moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğe; Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı İlmi Ümerov, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Derneği Genel Başkan Yardımcısı Rıfat Baybörü, Kırım Derneği Ballıkpınar Şubesi Başkanvekili Volkan Altan, Kırım Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Olgun Boydak, Şefika Gaspıralı Kadın İnisiyatifi Başkanı Necla Kalkay, Kırım Gelişim Vakfı Bursa Şube Başkanı Haluk Yaşayanlar, Kırım Kültür Evi Koordinatörü Yılmaz Baybörü ve gazeteci-yazar Gönül Şamilkızı ile pek çok davetli katıldı. Üçüncü gününde bugün ilki saat 14.00'te başlayan ikinci etkinliğin konuğu Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, “Ballıkpınar Kırım Tatar Kültür Evi”ni anlattı. 120 YIL ÖNCE KURULAN KÖY: BALLIKPINAR Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, “Ballıkpınar Kırım Tatar Kültür Evi” adlı sunumuna Kırım Tatarlarının yaşadığı Ballıkpınar Köyü'nün, 120 yıl önce Türkiye'ye göç eden Kırım Tatarları tarafından kurulduğunu ve kurulma sürecindeki çalışmaları anlatarak başladı. KIRIM KÜLTÜR EVİ KIRIM TATARLARININ TARİHİNİ YAŞATIYOR Kırım Tatarlarının kültürel somut mirasının müze haline getirildiği Kültür Evi’ni anlatan Kalkay, “Kültür Evinin inşası için bir Whatsapp grubu oluşturduk. Halkımızın elindeki Kırım Tatar kültürü ve tarihi ile ilgili foroğraflar ve eşyalar topladık” dedi. Köyün içinde bulunan eski bir sağlık ocağının tadilatı yapılarak kurulan 3 odalı Kültür Evi’nde, Kırım Tatarlarının kültürünü, tarihi, somut kültürel eşyalarla halka aktarmaya ve yaşatmaya çalıştıklarını belirten Kalkay, Kültür Evi’ni ziyaret edenlerin Kırım Tatarlarının tarihine şahit olduğunu vurguladı. GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE BALLIKPINAR KÖYÜ Kalkay, Ballıkpınar Köyü'ne göç eden Kırım Tatarlarının, bugün işgal altında olan Kırım'ın Kerç, Akmescit ve diğer bölgelerinden geldiğini aktararak köye yerleşen ailelerden bahsetti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vaktiyle Ballıkpınar Köyü'ne ziyarete geldiğini aktaran Kalkay, “1930’ların başında Atatürk'ün bu köye geldiğine ve Soyadı Kanununa bizim köyümüzde karar verdiğine dair anlatımlar var” ifadelerini kullandı.  KIRIM TATARLARININ KÜLTÜR HAFIZASI Kalkay, son olarak bugüne kadar ulaşan kültürel mirasın korunduğuna, Kırım Tatar kültürünün her yerde yaşatılmasının ve herkese tanıtılmasının önemine değinen Kalkay şu ifadelere dikkat çekti: “Bizim buradaki amacımız öncelikli olarak kendi köyümüz, Kırım Tatar köyleri hatta tüm halkımızın geçmişlerinin ne kadar önemli olduğunu, o yaşanmışlıkları, günümüze hatta geleceğe taşımak. Bunun, herkesin vazifesi olduğu bilinciyle, bu kültürü taşıyacak misyona sahip olduğumuz için bu işi yaptık.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.