Times Meydanı'nda Doğu Türkistan Milli Günü anıldı
Yirmi birinci yüzyılda inşa ettiği toplama kamplarında Uygur Türklerine soykırım uygulayan Şi Cinping yönetimindeki Çin, insan hakları ihlaline bugün de devam ediyor. 12 Kasım 1933 ve 1944 yılllarında bağımsızlığını duyurarak Doğu Türkistan cumhuriyetleri kuran Uygur Türkleri, soykırımın gölgesinde bugün Doğu Türkistan Milli Günü'nü kutluyor.
TIMES MEYDANI'NDA DOĞU TÜRKİSTAN MİLLİ GÜNÜ KUTLU OLSUN MESAJI YANSITILDI
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) New York eyaletinde yer alan meşhur Times Meydanı'nda bugün gök bayrak yansıtıldı. Kalabalık meydandaki ekranda "Doğu Türkistan Milli Günü kutlu olsun" sözleri yer aldı. Dünya Uygur Kurultayının katkılarıyla yayımlanan kutlama mesajı dikkat çekti.
DOĞU TÜRKİSTAN MİLLİ GÜNÜ
Doğu Türkistan Türkleri, 12 Kasım 1933 ve 1944’te iki kez bağımsız bir devlet ilan etmişti. Bu nedenle, iki cumhuriyetin kuruluş yıl dönümü “Doğu Türkistan Milli Günü” olarak kutlanıyor.
Dönemin Mançu rejimine karşı zafer elde eden Doğu Türkistanlılar, 12 Kasım 1933 ve 1944’te iki kez bağımsız bir devlet ilan etmişti. İlanından sonra sadece dört ay ayakta kalabilen Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti 1933 ile ilanından sonra beş yıl hüküm süren Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin (1944) kuruluşlarının yıl dönümü olan 12 Kasım; Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesinin hatırlanmasında ve Doğu Türkistanlı Uygur Türkleri ile diğer Türk toplulukları için büyük bir önem taşıyor.
DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETLERİ
Bağımsızlık ateşini yakan Doğu Türkistanlılar, 12 Kasım 1933’te Birinci Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'ni kurdu. Hoca Niyaz’ın Cumhurbaşkanı ve Sabit Damollam’ın Başbakan olduğu bu Cumhuriyet, Çinli Müslümanların (Tunganlar) diğer Çinliler ile anlaşması ve Rusların da bu düşman kuvvetlere destek vermesi sonucunda büyük katliamlara maruz kalarak yıkıldı.
YIKILIŞA GÖTÜREN ÇİN'DE KOMÜNİST VE SOVYET MANEVRALARI
Doğu Türkistan’da dört yıllık milli ayaklanma, Çin içerisindeki komünistlerin ve Sovyetlerin Doğu Türkistan’da manevra alanı bulmasına neden oldu. Milliyetçi Çin hükumetinin bölgedeki isyanlardan sonra nüfuzunu Komünist Çinli komutanlara bırakması, Türkistanlılar için işleri daha karmaşık hale getirdi.
Niyaz Hoca sonrası askeri birliklere komutan olan Abdu Niyaz, 1937’de Kaşgar’ı aldı. Çinlilere ve Ruslara karşı savaşabilmek için Tungan komutanlarla işbirliği girişiminde bulundu. Bunun üzerine, bölge geneline yayılan isyanı bastırmak için komünist Çinli vali Sovyetlerden yardım istedi. Sovyetlerin askeri takviyesinden sonra 1938 sonlarında ayaklanmalar bastırıldı.
OSMAN BATUR DİRENİŞİ VE İKİNCİ CUMHURİYET
1940 yılına gelindiğinde Altay, Gulca ve Urumçi'de isyanlar çıkmış, Altay bölgesinde başarılar elde edilmiştir. Vali isyancıların isteklerini, özellikle Rusların bölgeyi terk etmesini anlaşmayla kabul ettiyse de bir yıl sonra bozdu. Osman İslam (Batur) bunun üzerine, Altay’da görev yapan bütün Rusları kurşunu dizdirdi.
Osman Batur, 1944’e gelindiğinde hala bölgesine hakimdi. Bu sırada Doğu Türkistan, Çin’deki komünist ihtilalcilerin, milliyetçi Çin hükumetine karşı rahat zemin bulduğu bir alan haline geldi. Bundan yararlanan Uygur aydınları ve siyasileri, ayaklanmalara başladı. Nihayetinde Gulca’da Ali Han Töre, 12 Kasım 1944’te İkinci Doğu Türkistan Cumhuriyetini kurarak Cumhurbaşkanı oldu.
YIKILIŞ VE ÇİN İŞGALİ
Uygur siyasetçiler, Milliyetçi Çin’e karşı Sovyetler ile yakınlaşmışlardı. Komünizm, Çin’de zafer elde ettikten sonra, Komünist Rusya ile iyi ilişkiler içerisinde olsalar da bu yeni yönetimi tanımadılar. Alma Ata’ya davet edilen Ahmetcan Kasimi, İshak Beğ, Abdülkerim Abbas ve Delil Han uçakları düşürülerek öldürüldüler.
Cumhuriyetin en parlak önderlerinden Canım Han Hacı, Urumçi'de idam edildi. 1949’da Cumhuriyet tamamen Çin tarafından ortadan kaldırıldı. Osman Batur, son mücadeleleri sırasında Şubat 1951’de esir düştü. Nisan ayında Urumçi'de asılarak idam edildi.
1946’dan itibaren devlet başkanı Ahmetcan Kasimi oldu. Daha sonrasında Türkiye’ye iltica eden İsa Yusuf Alptekin ise bu hükumetin Genel Sekreterliği görevini yürüttü. Bu Cumhuriyet’in en büyük talihsizliği, Sovyet Rusya’ya karşı fazla iyimser olan tavırlarıydı.