SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tepav

QHA - Kırım Haber Ajansı - Tepav haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tepav haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

TEPAV'da Rus saldırıları altındaki Ukrayna'da savaşın insanî boyutu ele alındı Haber

TEPAV'da Rus saldırıları altındaki Ukrayna'da savaşın insanî boyutu ele alındı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği ortaklığında, 21 Şubat 2024 tarihinde "Rusya'nın Ukrayna'ya Savaşı: İyileşme Ve İnsanî Boyut" başlıklı panel gerçekleştirildi. Programda; TEPAV Başkanı Prof. Dr. Güven Sak, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, Ekonomik ve Siyasi Politikalar Merkezi Direktörü, emekli büyükelçi Murat Ersavcı, Türkiye Dışişleri Bakanlığı Ukrayna Kordinatörü Yağmur Ahmet Güldere, Onur Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Onur Çetinceviz, Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Katsumata Takahiko, Ukrayna Derneği Başkanı ve Karabük Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Yuliya Biletska, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Gelişim Programları Uygulama Birimi AHS Uzmanı Gülbahar Bayrak ve Polonya'nın Ankara Büyükelçisi Maciej Lang konuşmacı olarak yer aldı. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren TEPAV Başkanı Prof. Dr. Güven Sak, konuşmacıların meselenin hangi boyutunu ele almaya çalışacaklarını vurguladı. Sak, "Savaşın ardından tekrar inşa sürecini, normalleşme sürecini değerlendiriyoruz" dedi. Prof. Dr. Güven Sak, toplantının önemli olduğunu vurgularken; konuşmaların ardından meselenin daha açık bir hale geleceğini ifade etti. Sak, "Bu panelden sonra zihnimizdeki bazı meseleler daha net bir hal alacak" dedi. TÜRK İŞ İNSANLARI SAVAŞ SÜRECİNDE UKRAYNA'DA KALMAYA DEVAM ETTİ Açılış konuşmacılarından Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, toplantının neden önemli olduğunu değerlendirdi. Bodnar, meselenin insanî boyutunun gözden kaçtığını ifade ederken; "Ukrayna-Rusya savaşının ikinci yıl dönümü yaklaşıyor. Biz cephe ile ilgili ya da jeopolitik durumla ilgili fazlasıyla konuşurken, insanlar hakkında çok az konuşuyoruz. Bu durumdan etkilenen kadınlar ve çocuklar var. Bugün saldırılar karşısında geleceğe dair bir şey düşünmek de zorlaşıyor" açıklamasını yaptı. Bodnar, konuşmasında Türk iş insanlarının önemine dikkat çekerken, "Bu süreçte Türk iş insanları, önemli bir konumda durdu. Onur Cetinceviz savaşta dahi burada kalmaya devam etti ve yatırımlarını sürdürdü" dedi. Ukrayna'nın savaştan sonra ve bu süreçte yatırım için avantajlı bir ülke olduğunu ifade eden Bodnar, Japon iş insanlarının da bölgede aktif faaliyet yürüttüğüne işaret etti. Bodnar, "Bu hususta Japonyalı iş insanları da ülkemizde önemli bir konumda bulunuyor" ifadelerini kullandı.  Hem Türkiye'nin hem de Polonya'nın savaş sürecinde insanî açıdan yardımlarının yoğun olduğunu dile getiren Bodnar, "Türkiye savaşın başından beri elli bin Ukraynalıya ev sahipliği yapıyor. Polonya da Ukrayna'yı destekleyen ve ülkesine kabul eden ilk ülkelerden" açıklamasını yaptı. KIRIM'IN İŞGALİNİN ONUNCU SENESİ Toplantının moderatörü olan Ekonomik Ve Siyasi Politikalar Merkezi Direktörü Emekli Büyükelçi Murat Ersavcı, konuşmasına Rusya'nın işgal girişimindeki en önemli detayı hatırlatarak başladı. Rusya'nın Kırım'ı daha önce işgal ettiğine işaret eden Ersavcı, "Sayın Büyükelçi işgalin ikinci yılı olduğunu söyledi. Ben de size Rusya'nın Kırım'ı işgalinin onuncu senesi olduğunu hatırlatmak istiyorum" dedi. TÜRKİYE, UKRAYNA'DA ÖNEMLİ BİR KONUMDA Türkiye Dışişleri Bakanlığı Ukrayna Kordinatörü Yağmur Ahmet Güldere, Türkiye'nin Ukrayna'ya yönelik yardımlarının süreceğini ifade ederek konuşmasına başladı. Güldere, "Siz yaralarınızı sararken sizinle olacağız. Türk şirketleri de bu süreç içinde bulunacak, yatırımları sürdürecek" dedi. Bölgedeki ekonomik yatırımları ele alan Güldere, Türkiye'nin önemli bir konumda olduğuna dikkat çekti. Güldere, "Biz bölgede yatırım yapan, süreci tasarlayan ve ilerleyen ülkelerden biriyiz" ifadelerini kullandı. Güldere, işgalin ilk günlerinde yaşananları anlattı. İşgalin ilk günlerinde Türkiye'nin Ukrayna Büyükelçisi görevini yürüten Güldere, bölgedeki Türk vatandaşlarının tahliyesine ilişkin süreci gözler önüne serdi. Güldere, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik işgalinin belirtileri olduğuna dikkat çekerken, "Şubat ayına girerken tabi bir çok sinyal vardı" dedi. Bölgedeki Türk vatandaşların durumunu nasıl yönettiklerini anlatan Güldere, "Bölgede yaşayan Turklerin tahliyesi için çaba sürdürdük. İnsanlar sığınıkta konumlanan büyükelçilikten tahliye edildiler" açıklamasını yaptı. TÜRK İŞ İNSANLARI UKRAYNA'DA FAALİYET YÜRÜTMEYE DEVAM EDİYOR Onur Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Onur Çetinceviz, Onur Grubu ve kendisinin yaklaşık 20 senedir Ukrayna'da olduğunu dile getirdi. Çetinceviz, "Benim burada bulunmamın esas sebebi 20 yıldır Ukrayna'da çalışıyor olmam ve Ukrayna'yı ikinci evim gibi görmem" dedi. Çetinceviz, Ukrayna'da yürüttükleri projelerden bahsederken, "Ukrayna'da 6 bin kilometrenin üzerinde yol çalışması yaparken, binlerce proje yaptık. Savaştan önce Zaporijjya Köprüsü ve Dmitro havaalanını yapıyorduk. Savaş yüzünden bunlar yarım kaldı. Umuyorum savaş bitince bu projeler tamamlanacak" ifadelerini kullandı. Çetinceviz, savaştan sonra da işlerine devam ettiklerini ifade ederken, "Onur Grubu işgalden sonra da bölgede işini yapmaya devam etti. Yolların ve köprülerin tamirine devam ediyoruz. Buna en önemli örnek Irpin Köprüsüydü" dedi. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, konuşmasında süreci başarılı bir şekilde yürüttüklerini dile getirdi. Eren, "Bizim kolektif hedefimiz bölgede canlılık kazandırmak ve yeniden inşa sürecini devam ettirmek" dedi. Süreç içinde toplantıların gerçekleştiğine işaret eden Eren, geçen ay İstanbul'da önemli bir toplantı gerçekleştirdiklerine dikkat çekti. Eren, "Geçen ay İstanbul'da Ukraynalı bakan Kubrakov'un katılımıyla Ukrayna'daki Türk iş insanlarına ilişkin bir forum gerçekleştirdik" dedi. JAPONYA, UKRAYNA'DAKİ ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Katsumata Takahiko, Japonya'nın Ukrayna'ya desteğini güçlü bir şekilde sürdüreceğini dile getirdi. Takahiko, "Japonya, iki senedir Ukrayna'ya destek vermeye devam ediyor" dedi. Takahiko, Ukrayna'da Japon müteahhitlerin varlığını sürdürdüğünü, tıpkı Türk müteahhitler gibi burada kalmaya devam ettiklerini ifade etti. Büyükelçi, bölgede iş birliğine açık olduklarını ve koordineli haraket edilebileceğinin de altını çizdi. TÜRKİYE İLE UKRAYNA ARASINDAKİ İNSANΠYARDIMA DİKKAT ÇEKİLDİ Ukrayna Derneği Başkanı ve Karabük Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Yuliya Biletska, ikinci oturumun moderatörlüğünü yaptı. Biletska, Ukrayna ile Türkiye'nin arasında insanî yardım hususunda önemli bir etkileşim olduğunu kaydetti. "Türkiye ile Ukrayna arasındaki örnekler önemli. Ancak iki sene önce savaş başladığında, insanlar tahliye olduğunda Türk halkı kapılarını Ukraynalı mültecilere açtı. Ukrayna'ya yardımda bulundu" dedi. Biletska, Türk birinin savaştan birkaç ay sonra yardım içine kendisine ulaştığını ve zor durumda kalan bir aile için yardım etmek istediğini dile getirdi. Ukrayna Derneği Başkanı Biletska, zor koşullar altında olsalar da bunu başardıklarını ifade etti. Bu durumun Türk yardımseverliğini gösterdiğini dile getirdi. TÜRKİYE'DEKİ UKRAYNALI ÇOCUKLARIN DURUMU NE? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Gelişim Programları Uygulama Birimi AHS Uzmanı Gülbahar Bayrak, Türkiye'de devlet nezdinde bakılan Ukraynalı çocuklara ilişkin güncel bilgileri sundu. Türkiye'nin Ukraynalı çocuklara sahip çıktığını anlatan Bayrak, bazı Ukraynalı çocukların da uluslararası kuruluşlar ve kendilerinin gözetiminde koruyucu ailelere verildiğini söyledi. Türkiye'deki Ukraynalı çocukların bulundukları yerleri anlatan Bayrak, Odesa'dan gelen çocukların Eryaman Çocuk Evleri Sitesi'nde ikamet ettiklerini dile getirdi. Bayrak, Ayaş'ta da 90 kişi kapasiteli Ukraynalı çocukların barındığı yerin olduğunu dile getirdi. Ayrıca Bayrak, 350 çocuğun da Antalya'daki merkezde bulunduğunu dile getirdi.

TEPAV'da tahıl koridoruna Ukrayna yaklaşımı konuşuldu Haber

TEPAV'da tahıl koridoruna Ukrayna yaklaşımı konuşuldu

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfında (TEPAV), 11 Ekim 2023 tarihinde, "Tahıl Koridoru Perspektifleri: Ukrayna Yaklaşımı" başlıklı panelde; Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar ve Ukraynalı dış politika uzmanları Tahıl Koridoru Anlaşmasına ilişkin değerlendirme yaptı. Toplantıda, Ukrayna Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Dış Politika Araştırmaları Merkezi Başdanışmanı Dr. Ivan Us ve Ukrayna Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Dr. Oleksandr Bogomolov söz alarak Ukrayna bakış açısıyla Tahıl Koridoru Anlaşması'nı yorumladı. UKRAYNA BÜYÜKELÇİSİ VASIL BODNAR: UKRAYNA SAVAŞIYOR VE ELİNDEN GELDİĞİNCE DÜNYAYA YARDIM ETMEYE ÇALIŞIYOR Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, yaptığı konuşmada, “Ukrayna savaşıyor ve Ukrayna elinden geldiğince dünyaya yardım etmeye çalışıyor. Artık en büyük varlıklarımızdan biri gıda ve özellikle tahıl üretimidir. Dolayısıyla savaştan önce bile küresel gıda güvenliğine katkımızın olduğuna inanıyoruz. Ve bu konuda ortak çıkarları ve ortak bakış açısını paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Bodnar, Türkiye’nin arabuluculuk rolünü değerlendirirken, “Bu nedenle, hem Ukrayna'daki savaşa barışçıl bir çözüm bulma çabalarında hem de arabuluculuk sürecinde elde edilen tüm çabalardan ve elde edilen tüm etkili sonuçlardan dolayı Türk tarafına çok minnettarız” açıklamasını yaptı. Büyükelçi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Tahıl Koridoru Anlaşması'ndaki özverili çabasına ilişkin, "Türkiye Dışişleri Bakanlığının bizzat yürüttüğü çabalara ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gerçekten minnettarız" dedi. Büyükelçi Bodnar, bu toplantının amacının sadece Ukrayna’nın çabasını anlatmak olmadığına dikkat çekerken; “Çünkü burada sadece savaşmak ve mücadelemize destek aramakla kalmıyoruz, aynı zamanda farklı yöntemlerle barışı ve Cumhurbaşkanı Zelenksıy’ın eseri olan barış formülünü de arıyoruz” ifadelerini kullandı. Vasıl Bodnar, Türkiye’nin bölgede barışı tesis etme konusundaki çabasının önemli olduğuna işaret ederek, “Türk tarafının küresel gıda güvenliği boyutunda lider olmaya hazır olduğunu zaten açıkladığını biliyoruz. Mümkün olduğu kadar çok ülkeyi ilgilendiren ve barışı aramada lider rolü oynayan geleneksel çözümlerin dışında başka çözümler bulmaya çalışıyoruz çünkü buna en çok ihtiyacımız olan zamanı yaşıyoruz. Ayrıca bölgemizin Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu ve bölgede daha istikrarlı bir duruma geldiğimizde küresel toplumun çok daha mutlu olacağını tahmin ediyorum" değerlendirmesini yaptı. Ukrayna’nın bütün engellere rağmen tahıl göndermek için yollar kullandığını dile getiren Bodnar, “İşin pratik tarafı şu ki, tahıl koridorunun işlememesine rağmen hala hem karadan hem de denizden olmak üzere tahıl gönderebiliyoruz. Geçen günlerde üç gemi Odesa limanından ayrıldı ve yoluna devam etti. Seviyeyi, artışı ve sıklığı artırmaya çalışıyoruz. Bu durum, daha önce imkansız görünen bir şeyin artık mümkün hale geldiğini, hatta uygulamaya dönüştüğünü gösteriyor” açıklamasını yaptı. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik topyekun işgal girişiminin donmuş çatışmaya dönme ihtimalinin arzu edilmediğini ifade eden Büyükelçi Bodnar, “Şimdi, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının donmuş bir çatışmaya dönüşmesi tehlikesi var ki biz bunu elbette istemiyoruz ve kesinlikle barışçıl bir yol bulmayı arzu ediyoruz” dedi. UKRAYNALI UZMAN DR. OLEKSANDIR BOGOMOLOV: TÜRKİYE, UKRAYNA İÇİN STRATEJİK BİR ÜLKE Ukrayna Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Dr.Oleksandır Bogomolov, Rusya’nın Tahıl Koridoru Anlaşması'nı bir şantaj aracı olarak kullanmasının imajını zedelediğini söyledi. Bogomolov, “Rusya'nın şimdiki konumu eskisinden kesinlikle farklı. Kendisini küresel bir kurtarıcı ve sözde küresel gıda güvenliği ve benzeri konularla ilgilenen bir ülke olarak sunabilirdi. İşte bu özel durumda Rusya, bunu bir şantaj aracı olarak kullandı" dedi. Dr. Oleksandr Bogomolov, Türkiye’nin Ukrayna için önemli bir müttefik olduğuna dikkat çekerken, “Türkiye, Ukrayna için stratejik açıdan çok önemli bir ülke ve bunu ilk kez söylemiyorum. Gerçekten kariyerim boyunca bu fikri tanıtmaya çalışıyorum. Ve özellikle mevcut Ukrayna hükumetinin, özellikle de cumhurbaşkanımızın ve artık tüm Ukrayna toplumunun, Türkiye'nin değerini anladığını söyleyebilirim. Biz çağdaş bir milletiz, genç bir ülkeyiz ama yaşlı bir milletiz” ifadelerini kullandı. Bogomolov, Ukrayna’nın dış politikasında bir evrim yaşandığını ve Türkiye’nin önemli bir müttefik haline büründüğüne işaret ederken, “Genç bir ülke olarak dış politikamız da bir tür evrim geçirdi. Başlangıçta, sanki bazen güneye neredeyse hiç bakmıyormuşuz gibi, iki boyut olan Avrupa Birliği ve Rusya üzerinde çok yoğunlaştık. Ukrayna'nın istikrarlı olması için buna pek dikkat etmedik. Ben her zaman temellere, Ukrayna'nın tarih boyunca nasıl var olduğunun jeopolitik temellerine geri dönmemiz gerektiği fikrini savunuyordum ve Ukrayna her zaman üçgenin içindeydi. Türk açısı da en temel ve en önemli açılardan biriydi. Türkiye ile paylaştığımız bölge de bizim için stratejik açıdan önemli bir bölge olarak görülmeli” dedi. Türkiye için Karadeniz’in güvenliğinin önemli olduğunu dile getiren Bogomolov, “Türkiye için olduğundan daha önemli olan Karadeniz'dir. Karadeniz, Türkiye için güvenlik açısından da bir önceliktir. Belki de bu bir numaralı öncelik değildir çünkü Türkiye askeri, stratejik ve ekonomik olarak daha büyük bir su havzasına, yani Akdeniz'e daha fazla odaklandı. Ancak artık tek bir devlet tarafından ciddi biçimde baltalanan Karadeniz'in güvenliği, tam da bu nedenle Rusya'nın endişesini artırıyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin iki kriz arasında kaldığını ifade eden Dr. Bogomolov, “Türkiye artık adeta iki krizin arasında kalmış bir ülke. Türkiye'yi anlayabilmemiz için bazen bu noktayı gözden kaçırıyoruz ama Türkiye'nin iki krizi olduğunu anlamamız gerekiyor. Güneyinde Suriye savaşı var, kuzeyinde ise Rusya ile bizim savaşımız var” dedi. Rusya’nın Suriye’deki tutumuna dikkat çeken Bogomolov, “Rusya, 2015'ten bu yana Esed rejimini destekleme bahanesiyle Suriye'yi işgal ederek güvenlik durumunu baltalıyor ve Türkiye'nin NATO üyesi olarak Suriye krizine önerdiği çözümleri engellemeye çalışıyor” açıklamasını yaptı. Bogomolov, SSCB’nin yıkılmasıyla ulus inşasına girişen 15 bağımsız devletin faaliyetlerine karşı Rusya’nın neler yaptığına dikkat çekti. Bogomolov, “İnsanlar genellikle sürecin tarihselliğini, Rusya'da neler olduğunu ve Rusya'nın neden savaşa girdiğini hafife alıyor. Bu savaş Rusya için bir sonuçtur. Rusya'nın Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra gösterdiği evrim... Sovyetler Birliği çöktüğünde 15 bağımsız devlet vardı. Hemen kendilerini ulus devlet olarak yaratma veya yeniden yaratma konusunda zorlu bir sürece girdiler. Bölgemizdeki pek çok kişi tarafından belki de yeterince takdir edilmese de karşılaştırmalı ve çok öğretici olan Türk tarihi deneyimine bakabiliriz. Ülkeniz muazzam bir zorlukla karşı karşıya kaldığında, kendisini güçlü bir ulus devlet olarak yeniden inşa edebildi. Rusya'ya ne oldu? Rusya. Başlangıçta demokratikleşme, liberalleşme fikirleriyle oynuyordu ve bu çok geçmeden bu sona erdi” dedi. Rusya’nın amacının geçmişi kendi isteğine göre yeniden kurgulamak olduğunu belirten Bogomolov, “Rusya, geçmişten miras kalan, fazlasıyla otokratik, fazlasıyla merkezileştirilmiş yönetim ve idare tarzı ile devam etti. Şimdi dediğimiz gibi, pratikte diktatörlük olarak kendini gösterdi. Ve savaşa gitmesinin nedeni de Rusya'nın resmen bir imparatorluk olarak kurulduğu 300 yıllık tarihi boyunca neyse o olmaya devam etmesidir” ifadelerini kullandı. UKRAYNALI UZMAN DR. IVAN US, RUSYA'NIN TAHIL STRATEJİSİNİ ANLATTI Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Dış Politika Araştırmaları Merkezi Başdanışmanı Dr. Ivan Us, Rusya’nın tahılı politik bir araca dönüştürme hikayesini anlattı. Us, “2021 yılı sonunda Financial Times dergisi Başkan Putin'in diplomasisini anlatan büyük bir makale yazdı. Neden diplomasi ile? Zira Rusya, küresel politikada buğday kullanmaya başladığı iddiasıyla, attığı tweet nedeniyle birçok fakir ülkenin kendilerine bağımlı olduğunu söyleyerek diğer ülkeler üzerinden baskı yapmaya başlamıştı” dedi. Rusya ve Ukrayna’nın dünyadaki iki büyük gıda üreticisi olduğunu dile getiren Us, “Rusya'nın bu savaşı başlattığı Ukrayna da bir diğer büyük gıda üreticisiydi. Bu, dünyadaki iki büyük gıda üreticisinin, gıdayı satamayacakları ve fiyatlara yol açan bir savaşla karşı karşıya kaldıkları anlamına geliyor. Nisan 2022'de Dünya Ticaret Örgütü, bu savaşın küresel gıda güvenliği üzerindeki etkisine ilişkin büyük bir rapor hazırladı” ifadelerini kullandı. Ukrayna’nın coğrafi şartlarında limanların kullanımına ilişkin konuşan Us, “Coğrafyaya baktığınızda deniz limanımız kapalı olduğu için ne kuzeyini ne doğusunu ne de güneyini kullanamadığı için Ukrayna buğdayını satamadı. Ve bu durumda elbette Avrupa Birliği bize yardımcı oldu ancak Ukrayna'ya gıda ihracatının lojistiği Avrupa Birliği ortaklarımızın kullanımına yönelik değildi. Denize dönük olarak çalışır. Bu nedenle Rusya'nın abluka altına aldığı ve Temmuz 2022'de Karadeniz Tahıl Girişimi'nin ortaya çıktığı bir durumda denizi nasıl kullanabileceğimiz sorusu ortaya çıktı. Ukrayna için mucize gibi bir şeydi çünkü aslında tüm dünyaya ihraç ettiğimiz malın ana kısmı olan buğday ve diğer gıda ürünlerinin denizden yararlanma şansına sahip olmasıydı. Ne yazık ki sadece üç liman var ve Ukrayna sürekli olarak bu girişimde kullanılacak limanların sayısını artırmamız gerektiğini söylüyor” açıklamasını yaptı. Tahıl Koridoru Girişimi'nin dünyadaki etkisine değinen Us, “Ve bu girişim işe yaramaya başladığında küresel fiyatların düşmesine gerçekten yardımcı oluyor. Ve gerilim bu yıl gerçekten azaldı. Bu girişim çalışmalarının bize gerçekten çok faydası oldu. Fiyatların istikrarsız olduğu bu dünyada istikrara yönelik büyük bir gelirdi ve her şey yolundaydı. Ama biliyorsunuz Temmuz 2023'te Rusya bu girişimin daha fazla hayata geçirilmesine yeşil ışık yakmama kararı alarak sorun yarattı” dedi. TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI Rusya’nın Ukrayna topraklarının tamamına yönelik başlattığı savaş ve işgal girişimi nedeniyle, dünya pazarına açılamayan Ukrayna tahıllarının ihracatı yapılamamış ve ihracatı yapılamayan hububat dolayısıyla dünya, gıda krizinin eşiğine gelmişti. Rusya’nın sebep olduğu küresel gıda krizini önlemek için Türkiye kolları sıvadı. Savaşın başından bu yana arabuluculuk rolü üstlenen Türkiye, Birleşmiş Milletler çatısı altında İstanbul’da iki kez Ukrayna ve Rusya askeri heyetlerini ağırladı. 22 Temmuz 2022’de Karadeniz üzerinden tahıl koridoru oluşturulması için, “Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi” imzalandı. İmzalanan anlaşmanın ardından tahıl taşıyacak gemilerin hazırlık çalışmaları ise tamamlandı. Tahıl yüklü gemiler Odesa, Çornomorsk, Yujnıy limanlarından yola çıkarak İstanbul’daki Müşterek Koordinasyon Merkezi’nde bekletiliyordu. Denetimlerin ve güvenliğin sağlanmasında rol oynayan Türkiye, tahılların dünya pazarına açılmasını sağlıyordu. 17 Temmuz 2023 itibarıyla Rusya, bu anlaşmayı durdurduğunu açıkladı. Rusya, anlaşmadan çekilmesinin ardından Ukrayna limanlarına sistematik saldırılar gerçekleştirdi. Ukrayna'nın alternatif yollarla kurduğu girişimleri baltalamak için Ukrayna'nın tahıl altyapısına saldırı gerçekleştirdi. İşgalci Rusya'nın tahıl depoları ve limanlara yönelik saldırıları devam ediyor.

Kırımoğlu, TEPAV'da Haber

Kırımoğlu, TEPAV'da "Rusya’nın Ukrayna’ya Saldırısı ve Kırım Sorunu" başlıklı programda büyükelçilerle bir araya geldi

Ayyıldız Huri Kaptan/QHA ANKARA Kırım Tatarlarının milli lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, 5 Temmuz Salı günü TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde (ETÜ) kendisine fahri doktora unvanının takdimi için düzenlenen Onursal Doktora Tevcih Töreni'nin ardından saat 15.30'da Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) binasında "Rusya’nın Ukrayna’ya Saldırısı ve Kırım Sorunu" başlıklı programa konuşmacı olarak katılarak büyükelçilere hitap etti. Emekli Büyükelçi N. Murat Ersavcı'nın moderatörlüğünde gerçekleşen programa çok sayıda büyükelçi, akademisyen ve pek çok diplomatik temsilci katıldı. "Bizim ülkemiz, halkımız böyle zor bir durumda iken problemlerimiz hakkında ne kadar çok bilgi dünyaya duyurulursa bizim için o kadar iyi olacak." diyen Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisinin dünden bugüne faaliyetlerine değindi ve şunları kaydetti: "70 yıldan sonra kendi milli yönetim sistemimizi, kurultayımızı kurduk, ilk Sovyetler Birliğinde demokratik seçimler hayata geçirdik, halkımızı temsil eden kurultayı seçtik ve kurultay kendi toplantısında Kırım Tatar milletinin sözcüsü olan Kırım Tatar Milli Kurultayını seçti. Aslında bizim mücadelemiz çok uzun yıllardır sürüyor, biz bu mücadelemizde hiçbir zaman silah, şiddet kullanmadık. Hep demokratik yollarla mücadele ettik. Kırım Tatar Sürgününden sonra Kırım’a Rusya’dan getirilen insanlar bizim evlerimize, topraklarımıza yerleştiler. Biz sürgünden sonra vatanımıza döndüğümüzde elbette onların çekinceleri vardı, Kırım Tatarları güçlenirse bizi evlerinden kovacaklar diye. Ancak biz orada yaşayan insanlara dedik ki; biz vatanımıza dönüyoruz, kimseden hiçbir şey istemiyoruz, siz yaşadığınız evlerimizde yaşamaya devam edebilirsiniz. Biz kendi sorunlarımızı Ukrayna devleti ile beraber çözeceğiz. Biz buraya barış içinde yaşamak için geldik, biz sizlere kardeşlik, barış ve dost elimizi uzatıyoruz. Ama onları devamlı bize karşı kışkırtan Rusya vardı." "8 YIL ÖNCE HER ŞEY DEĞİŞTİ" Ukrayna demokratik bir ülke olduğu için Kırım Tatarlarının yavaş yavaş sorunlarını belli derecede çözmeye başladığını belirten Kırımoğlu, "Okullarımızı açtık, binlerce evler kurduk, üniversite bile açtık ama 8 yıl önce her şey değişti, (Kırım’da) Rus işgali başladı. Kırım Tatarları hiçbir zaman işgalcileri desteklemediler. Kırım Tatar Milli Meclisi resmi açıklama yaptı: İşgali ve ilhakı tanımıyoruz, biz Kırım yarımadasını Ukrayna toprağı olarak kabul ediyoruz ve Ukrayna toprak bütünlüğünü savunuyoruz. İşte bu yüzden biz Kırım yarımadasında işgalcilerin en büyük düşmanı olduk. Halkımızı temsil eden Kırım Tatar Milli Meclisi yasaklandı, aşırı milliyetçi bir kuruluş olarak tanındı, Kırım Tatar Milli Meclisi yetkililerinin Kırım’a girişi yasaklandı, iki yetkilisi mahkemeye verildi, yargılandı, birçok aktivistimiz kaçırıldı, öldürüldü ve binlerce insan topraklarını terk ederek Ukrayna topraklarına gitmeye zorlandı." dedi. "ARTIK HERKES UKRAYNALI" Kırımoğlu, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı savaşa ilişkin ise şunları kaydetti: "İşte halkın trajedisi şu: Uzun yıllar devamında vatan için totaliter Komünist rejimine karşı mücadele eden insanlar, yine Sovyet rejiminden daha beter olan Rus işgal rejimine maruz kaldılar yine vatanlarını terk etmek zorunda bırakıldılar. Bu yetmiyormuş gibi 4 ay önce Ruslar, tüm Ukrayna’yı işgal etmeye çalıştılar. Beş yönden 130 bin kadar askerini vatanımıza gönderdiler. Bunlar akıllarınca 3 gün içerisinde Kıyiv’i ele geçireceklerdi. Cumhurbaşkanını ya öldürecekler ya da rehin alacaklardı. Orada kukla bir Ukrayna hükumeti kuracaklardı ve o kurulan kukla hükumete kendi isteklerini dikte ettireceklerdi. Ukrayna halkının gösterdiği cesareti, vatanperverliği, fedakarlığı tüm dünyayı şaşırttı, Ruslar bunu beklemiyordu. Şimdi Ukrayna halkı öylesine birleşti ki artık herkes Ukraynalı… Bizim şu an tek ümidimiz; bu savaşı kazanmak. Eğer biz bu topraklarımızı dönüp geri alamazsak... halkımızın başka bir perspektifi yok. Rusların asıl niyeti; Kırım’ı askeri bir üs yapmak ve bu askeri üs etrafında da kendilerine sadık insanları (işbirlikçileri) görmek. Kırım’ın asıl sahipleri olan biz Kırım Tatarları onların bu formülüne girmiyoruz. Onlar bize güvenmiyorlar, bizi düşman olarak görüyorlar. Bu nedenle de Kırım Tatarlarına yönelik çeşitli baskılarla Kırım Tatarlarının vatanlarını boşaltmalarını istiyorlar. "MÜZAKERE SÜRECİNDE RUSYA'NIN KABUL EDİLEMEZ İSTEKLERİ OLDU" Savaş boyunca bazı görüşmeler oldu. Belarus sınırındaki görüşmelere karşıydık. Çünkü Belarus’tan bizim topraklarımıza ateş açılıyor. Bize saldırıp bizi işgal eden bir ülkenin müttefikinin topraklarının müzakere yeri olamayacağını belirtmiştik. Cumhurbaşkanı Zelenskıy ise buna cevaben; ‘Eğer bu teklifi kabul etmez isek biz savaşı durdurmayı istemiyormuşuz gibi karşı propaganda olarak kullanırlar’ diyerek kabul etmişti. Son görüşme ise İstanbul’da olmuştu. Başından sonuna kadar Rusların istekleri şunlar oldu: Birincisi; Ukrayna Kırım yarımadasının Rus toprağı olduğunu tanıyacak, ikincisi Ukrayna, yine onların kurduğu sözde Lugansk ve Donetsk Cumhuriyetlerini tanıyacak, üçüncüsü Ukrayna, AB’ye ve NATO’ya girme niyetlerinden vazgeçecek bir de silahlarını Ruslara teslime edecek. Ruslar ancak böyle insanları öldürmeyi durduracakmış ve ateşkes sağlayacakmış. Tabii ki hiçbir normal devlet böyle şartları kabul etmez, biz de etmedik. Biz de dedik ki; Kırım ve Donbas meselesini sonra konuşuruz, şimdi ateşkes sağlansın, ölümleri durduralım, bu ateşkes sizin için de lazım en azından kendi ölülerinizi toparlarsınız da insanlarınızı toprağa verirsiniz. Onlar cesetlerini bile almak istemiyorlar, durum bu. UKRAYNA'DAKİ SAVAŞ KIRIM'A SIÇRAYACAK MI? İşgal altındaki vatandaşlarımızı savaşa hazırlıyorlar. İnsanlarımız savaşın Kırım’a sıçrayıp sıçramayacağını soruyorlar. Elbette bu savaşı istemiyoruz ama Karadeniz kıyısındaki şehirlerimize roketler atıyorlar. Bizim buna roketle karşılık verme imkanımız yok. Ama maalesef savaşsız olmayacak gibi görünüyor. Bu bizim için çok acı bir şey. Ukrayna’nın bazı şehirleri yeryüzünden yok ediliyor. İşta karşımızda böyle bir düşman var. Bizim çok fazla sivil kaybımız var aralarında göğsüne yakın mesafeden ateş açılarak öldürülen çocuklar bulunuyor. Ömrümün 15 yılı hapishanelerde geçirdim, öylesine acımasız insanlar gördüm ancak onların arasında bile böyle bir vahşete imza atan birini görmedim. UKRAYNA'YA SALDIRAN RUSYA'YA KARŞI YAPTIRIMLARIN ROLÜ Kırımoğlu, Rusya’ya yönelik yaptırımların "faydasız" olduğunu söyleyip bu meselenin sadece masada çözüleceğini savunanlara ilişkin ise şu ifadeleri kullandı: "Bir devlet ben bu toprağı işgal ettim, kimseye vermeyeceğim, bu konuda da hiç kimseyle bir şey konuşmayacağım derse ne masası? Masada olmanın ne manası var? Madem bu devletin başında, aklı yerinde olmayan hasta, kendi ülkesinin ihtiyaçlarını, geleceğini düşünmeyen biri var ve onunla masada ne konuşacak ne anlaşacaksınız? Bu yüzden batı ülkeleri keskin yaptırım kararları almalı yoksa Putin başka dilden anlamayacak. Bu devlet sadece güçten anlıyor, mantık, hukuk bunlardan anlamıyor." Putin’in taleplerinin çok yalancı ve sahte olduğunu dile getiren Kırımoğlu, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırma nedenini, Ukrayna’nın NATO’ya girme niyeti olarak açıklamasına ilişkin “Peki 2014 yılında NATO söz konusu değildi. Neden bizim topraklarımıza girdi neden işgal etti?” dedi.

TEPAV'da Rus saldırıları altındaki Ukrayna konuşuldu Haber

TEPAV'da Rus saldırıları altındaki Ukrayna konuşuldu

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Ankara Politikalar Merkezi (APM) ev sahipliğinde, 13 Mart 2023 tarihinde Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, Ukrayna dış politika uzmanları ve APM uzmanlarının katılımıyla toplantı gerçekleştirildi.  Toplantıda; Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, Emekli Büyükelçi Fatih Ceylan, "Ukranian Prism" Başkanı Gennadiy Maksak, Ukraynalı eski diplomat, dış politika uzmanı Doç. Dr. Yevgeniya Gaber, Ukraynalı analist Anastasiya Gerasımçuk, Ukraynalı araştırmacı Irina Kosse, Ukraynalı araştırmacı Olga Çızova, Dr. Anna Şelest ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Ankara Politikalar Merkezinden (APM) uzmanlar katıldı. Toplantıda, açılış konuşmasını APM Başkanı, Emekli Büyükelçi Fatih Ceylan yaptı. Emekli Büyükelçi Ceylan'ın moderatörlüğünde süren toplantıda, ilk konuşmayı "Ukranian Prism" Başkanı Gennadiy Maksak gerçekleştirdi. Maksak, Rus saldırıları altındaki Ukrayna'nın bugünkü durumu ve dış politikası hususunda gerçekleştirdiği konuşmasında, güncel sorunlara ışık tuttu. Maksak, konuşmasında uluslararası ilişkilerde Ukrayna’nın güvenlik politikalarına değindi. UKRAYNA'DA ENERJİ GÜVENLİĞİ TARTIŞILDI Toplantıda Ukraynalı heyetin ilk konuşmasını Irina Kosse gerçekleştirdi. Kosse, Ukrayna’nın önde gelen düşünce kuruluşu Ekonomik Araştırma Enstitüsünde (IER) uzun yıllardır görev yapması bakımından güvenlik ve ekonomi politik konular hakkında değerlendirme yaptı. Konuşmasında, Ukrayna'nın güvenlik meselesine değinirken; enerji yolları ve enerji politikaları hususunda da açıklamalarda bulundu. Kosse, enerji güvenliği ve uluslararası ticaret kapsamında yaptığı değerlendirmelerle Ukrayna’nın Avrupa entegrasyonu hakkında açıklamalarda bulundu. KARADENİZ'DE DENGELER DEĞİŞTİ Ukraynalı analist Anastasiya Gerasımçuk, Ukrayna’nın güvenlik politikaları hakkında konuşurken, Karadeniz'de değişen dengelere dikkat çekti. Karadeniz’de Rusya’nın işgalinin ardından doğan tehlikelerin, Türkiye için arz ettiği tehlikelerden bahsetti. Gerasımçuk, Karadeniz ve bölge jeopolitiğinde güvenlik politikalarına değindi. Öte yandan, Rusya'nın propaganda araçlarını kullanması hususunun altını çizdi. TÜRKİYE'YE DESTEKLERİ İÇİN TEŞEKKÜR EDİLDİ Ukraynalı eski diplomat, güvenlik ve dış siyaset uzmanı Doç. Dr. Yevgeniya Gaber, Ukrayna'nın dış politikası ve uluslararası ilişkilerdeki yeri hakkında açıklamalarda bulundu. Gaber konuşmasında, özellikle Ukrayna, Rusya ve Türkiye'nin dış politikalarına odaklanarak, Avrupa ve Karadeniz bölgesel güvenliği hakkında değerlendirme yaptı. Ukrayna'nın stratejik müttefikleri üzerine gerçekleştirdiği konuşmada, Türkiye'nin kararlı desteğine dikkat çekti. Konuşmacıların değerlendirmelerinin ardından soru cevap kısmına geçildi. Bu kısımda, Ukrayna’nın silah ve mühimmat bakımından nelere ihtiyacı olduğu tartışılırken; Rus işgali altındaki Kırım’daki son durum ve Ukrayna ordusunun Kırım'ı işgalden kurtarmasına yönelik adımları ele alındı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.