SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tayvan

QHA - Kırım Haber Ajansı - Tayvan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tayvan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tayvan parlamentosundan Doğu Türkistan'a destek Haber

Tayvan parlamentosundan Doğu Türkistan'a destek

Tayvan Parlamentosu Uygur Dostluk Grubu ve Tayvan Doğu Türkistan Derneği, 12 Kasım 1933’te kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'nin 91. yıl dönümü ve 12 Kasım 1944’te kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin 80. yılı dolayısıyla ortak bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Doğu Türkistan, tarihsel olarak hiçbir zaman Çin’in parçası olmamıştır!” ifadelerine yer verildi. DOĞU TÜRKİSTAN, ÇİN'İN PARÇASI OLMADI Tayvanlı yetkililer, Çin'in bölgeyi "Xinjinag" olarak adlandırmasının tarihi gerçeklerle örtüşmediğini belirtti. 1884'te Çin'in Qing Hanedanı'nın generali Tso Tsung-tang tarafından bir milyondan fazla Uygur Türkünün katledilmesinin ardından Doğu Türkistan'ın işgal edilerek, Çin'e bağlı bir vilayet haline getirildiği belirtilen açıklamada, "Doğu Türkistan (sözde Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi) tarihsel olarak hiçbir zaman Çin’in bir parçası olmadı. Qing Hanedanı Generali Tso Tsung-tang’ın bir milyondan fazla Uygur’u katletmesinin ardından, ‘Xinjiang’ 19 Kasım 1884’te -tam 140 yıl önce- bir vilayet haline getirildi” denilerek, ÇKP’nın siyasi propagandaları ve akademik çalışmalarında öne sürmeye çalıştığı “Xinjinag ezelden beridir Çin’e aittir” yalanını reddedildi. BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ VE ÇKP'NİN ZULMÜ Bildiride, 1933 ve 1944 yıllarında iki kez bağımsızlık ilan eden Doğu Türkistan Cumhuriyetleri’ne de değinildi. Ayrıca, “Bundan 80 yıl önce 12 Kasım 1944’te kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin kendi hükûmeti, ordusu, resmi dili ve para birimi vardı ancak kısa ömürlü oldu. ÇKP ve Sovyet baskısı altında yok edildi ve liderliği Ağustos 1949’da bir uçak kazasında öldü, böylelikle tüm bölge Çin Komünist Partisinin (ÇKP) kontrolü altına girdi” denildi. UYGURLARIN BAĞIMSIZLIK HAKKI, İNSAN HAKLARIYLA UYUMLUDUR Tayvanlı yetkililer, ÇKP’nin devam eden zulmünü kınadıklarını belirterek, Doğu Türkistan halkının bir gün bağımsızlıklarını kazanacakları umuduyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti. Bildirinin sonunda, “ÇKP’nin devam eden zulmünü kınıyor ve bir gün bağımsızlıklarını elde edecekleri umuduyla Uygur halkının kendi kaderini tayin etme hakkıyla dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz. Ancak gerçekten egemen olduklarında insan hakları güvence altına alınabilir ve böylece Çin’in pençesinden kurtulup eski ihtişamlarına geri dönebilirler” ifadeleri kullanıldı. UYGUR HALKI YALNIZ DEĞİL Tayvanlı yetkililer ayrıca, Uygurların karşı karşıya kaldığı soykırımın dünya tarafından kabul edildiğini belirterek, BM’nin Çin’in Uygurlara yönelik uygulamalarını “insanlığa karşı suç” olarak tanıdığını anımsattı. Tayvan, sadece kendi ülkesinin değil, dünyanın dört bir yanındaki birçok ülkenin bu zulmü soykırım olarak tanıdığını ve Uygurların haklı davasına destek verdiğini vurguladı.

Tayvan'dan Ukrayna'ya HAWK füze bataryası desteği Haber

Tayvan'dan Ukrayna'ya HAWK füze bataryası desteği

Tayvan sessiz sedasız bir şekilde, Ukrayna'nın hava savunmasını destekleyen en önemli ülkelerden biri haline geldi. Eski Pentagon yetkilisi Tony Hu'ya göre Tayvan, ordunun envanterinde bulunan HAWK kara hava savunma füze bataryalarını, Ukrayna Hava Kuvvetlerine gönderdi. Tony Hu’nun, RJ War Room adlı YouTube kanalına yaptığı açıklamalar, Tayvan ile Ukrayna arasında 2023 yılında ABD’nin aracılığıyla gerçekleştirilen bir hava savunma anlaşmasına dair önceki raporları doğruladı. FÜZE BATARYALARI VE RADAR SİSTEMLERİ UKRAYNA’YA ULAŞTI Tayvan’ın MIM-23 HAWK füzeleri, fırlatıcıları ve radarları; ABD ve İspanya tarafından Ukrayna’ya verilen diğer HAWK bataryalarıyla birlikte, Ukrayna'nın hava savunmasını önemli ölçüde güçlendirecek. Tayvan'dan gönderilen HAWK bataryaları, Ukrayna'nın toplamda 15 adet Raytheon yapımı HAWK bataryası kullanabilmesine olanak tanıyacak. Her bir batarya en az altı üçlü füze fırlatıcısı ve ilgili radarlarla donatılacak. Ukrayna, Şubat 2022’de başlayan Rusya'nın topyekun işgal girişiminin başlagıcında 50’ye yakın eski Sovyet yapımı hava savunma bataryası ile mücadeleye başlamıştı. Bu bataryaların bir kısmı, modern Batı sistemleriyle değiştirildi. HAWK BATARYALARI, UKRAYNA'NIN HAVA SAVUNMA AĞINA DAHİL EDİLECEK HAWK sistemi, 60 yılı aşkın bir geçmişe sahip olsa da oldukça basit, güvenilir ve taşınabilir bir yapı sunuyor. Düşük hızlı İHA'lar, seyir füzeleri ve savaş uçakları gibi hedeflere karşı oldukça etkili olan HAWK, Ukrayna'nın hava savunma yapısını tamamlayacak. HAWK füzesinin, aynı zamanda Ukrayna'nın kullandığı daha modern bir hava savunma sistemi olan ABD-Norveç ortak yapımı NASAMS ile uyumlu olması, büyük bir avantaj sağlıyor. TAYVAN, UKRAYNA'YA DESTEK VERİYOR Tayvan, Ukrayna'nın savunma mücadelesindeki çabalarına açıkça destek veriyor olmasa da bu yardımla önemli bir katkı sağlıyor. Tayvan’ın 2015’te depoya çektiği ve yerli tasarım sistemlerle değiştirdiği HAWK bataryalarını Ukrayna'ya göndermesi, Rus saldırıları altındaki ülkenin hava savunma sistemlerini güçlendirmesinin önünü açtı. 2023 yılında ABD'li yetkililerin, Tayvan hükumetiyle HAWK bataryalarının geri alınması için görüşmelerde bulunduğu biliniyordu. HAWK’IN AVANTAJLARI HAWK füze bataryası, NATO'nun en önemli hava savunma sistemlerinden biri olmasa da savaşta önemli bir rol oynuyor. Bu bataryaların menzili, Patriot sisteminden çok daha kısa (yaklaşık 30 mil) ancak oldukça etkili bir radar hedefleme sistemiyle çalışıyor. Bununla birlikte, HAWK’ın radarları jamming (parazit yapma) gibi tehditlere karşı hassasiyete sahip. Ukrayna, Batı’nın sağladığı sistemlerin yanı sıra, farklı ülkelerde hâlâ kullanılan veya kullanılmaya devam eden HAWK bataryaları sayesinde, geniş bir füze stoğuna ve üretim hattına ulaştı. Bu durum, Ukrayna'nın ihtiyaç duyduğu her türlü hava savunma sistemi için geniş bir kaynak ağına sahip olmasını sağlıyor.

ABD'yi Trump yönetecek: Tayvan ve Çin'i neler bekliyor? Haber

ABD'yi Trump yönetecek: Tayvan ve Çin'i neler bekliyor?

Tayvan'daki Çin Demokrasi Akademisi Genel Müdürü Tsang Chien-yuan, Donald Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesi sonrasında yaşanabilecek olası gelişmeleri Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi. Tsang, Trump’ın yeniden başkan olmasıyla birlikte ABD’nin Tayvan’a olan yaklaşımının nasıl şekilleneceği, Tayvan’a olan etkisi ve Çin’e yönelik politikalarda ne gibi değişiklikler olacağına dair önemli açıklamalarda bulundu. TAYVAN’A YÖNELİK POLİTİKA DEVAM EDEBİLİR Tsang, Trump’ın birinci döneminde Tayvan’a yönelik güçlü destek politikalarının dikkat çekici olduğunu belirtti. Trump yönetiminin, Tayvan’a askeri yardımda bulunduğunu ve Tayvan’ın uluslararası alandaki duruşunu güçlendiren adımlar attığını hatırlatan Tsang, Trump’ın ikinci döneminde de ABD’nin Tayvan’a yönelik desteğini sürdüreceğini öngördüğünü ifade ederek, “Trump’ın Tayvan’a olan desteği, Tayvan’ın güvenliği ve uluslararası konumunun güçlendirilmesinde önemli bir faktör oldu. İkinci dönemde de bu politikaların devam etmesini bekliyoruz” dedi. ÇİN’E YÖNELİK SERT TUTUM SÜREBİLİR Çin ile ilişkilerde de Trump’ın sert bir tutum benimseyeceğini belirten Tsang, Trump’ın önceki dönemde Çin'e karşı yürüttüğü ticaret savaşı ve teknolojik engellemeleri anımsattı. Tsang, “Trump, Çin ile stratejik rekabeti artırarak, Pekin’in küresel nüfuzunu sınırlamaya yönelik politikalar izledi. İkinci döneminde de bu tutumunu sürdürebilir. Bu, Tayvan’ın ABD ile olan ilişkilerinde de önemli bir rol oynayacaktır” ifadelerini kullandı. TAYVAN İÇİN HEM FIRSATLAR HEM ZORLUKLAR Tsang, Trump’ın yeniden başkan olmasının Tayvan için hem fırsatlar hem de zorluklar getirebileceğini vurguladı. Tayvan’ın güvenliği açısından ABD’nin sağladığı desteğin çok değerli olduğunu belirten Tsang, bu desteğin Tayvan’ın Çin’e karşı olan savunmasını güçlendirdiğine dikkat çekti. Ancak, Trump’ın Çin ile ilişkilerdeki sert tutumunun, Tayvan için aynı zamanda bir tehdit oluşturabileceğini ifade eden Tsang, “Trump’ın Çin ile ilişkilerdeki sert yaklaşım, bölgedeki askeri gerilimi artırabilir. Tayvan’ın bağımsızlık mücadelesi, Çin’in tepkisini daha da sertleştirebilir” diye konuştu. BÖLGESEL GERİLİM ARTABİLİR Tayvan’ın geleceği konusunda ABD’nin tutumunun büyük önem taşıdığını belirten Tsang, Trump’ın ikinci dönemde Tayvan’a yönelik politikalarını belirlerken, Çin’in tepkilerini de göz önünde bulundurmak zorunda kalacağını ifade etti. Tayvan’ın bağımsızlığını savunmasının, bölgedeki stratejik dengeleri değiştirebileceğini ve daha fazla gerilime yol açabileceğini söyledi. Tsang son olarak, Trump’ın yeniden başkan seçilmesinin Tayvan için, ABD ile olan güvenlik iş birliğini sürdürme açısından önemli bir fırsat sunacağını, ancak aynı zamanda Çin ile ilişkilerdeki gerginliğin Tayvan’ın geleceği üzerinde daha büyük bir etki yaratabileceğini belirtti.

Tayvan Hindistan'da diplomatik misyon açıyor! Haber

Tayvan Hindistan'da diplomatik misyon açıyor!

Tayvan Cumhuriyeti, Çin'in baskıları ve toprak iddialarına karşı diplomasi siyasetini genişletiyor. Tayvan'ın Hindistan Temsilcisi Baushuan Ger, 8 Ekim 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, Tayvan'ın Hindistan'da üçüncü diplomatik misyonunu gelecek hafta açacağını duyurdu. DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI ÜZERİNE ORTAK BAĞLANTILAR New Delhi'de gerçekleştirilen Tayvan Ulusal Günü kutlama programında konuşan Ger, "Coğrafi olarak uzak olmamıza rağmen, demokrasi, özgürlük, insan hakları ve hukuk devleti konusundaki ortak taahhütlerimiz, iki taraf arasındaki iş birliğini derinleştirmede önemli bir rol oynamıştır" dedi. MUMBAİ'DE YENİ MİSYON Ger, "2012 yılında Chennai'de kurulan ofisten sonra, Mumbai'de Taipei Ekonomik ve Kültürel Merkezi'ni gelecek hafta açmaktan mutluluk duyuyorum. 30. yıl dönümüne yaklaşırken, bu üç misyon aracılığıyla Hindistan'daki ortaklarımızla yakın çalışmayı ve ikili ilişkileri yeni zirvelere taşımayı dört gözle bekliyoruz" ifadelerini kullandı. TİCARİ İŞ BİRLİĞİNDE BÜYÜME Tayvan'ın Yeni Güneybound Politikası ile Hindistan'ın Doğuya Açılma Politikası'nın birleşmesiyle, iki ülke arasındaki ticaretin 2016'daki 5 milyar ABD dolarının 2023'te 8,2 milyar ABD dolarına yükseldiğini belirten Ger, Hindistan'ın artık Tayvan'ın 16. en büyük ticaret ortağı haline geldiğini vurguladı. Öte yandan Ger, Hindistan'da şu anda 260 Tayvanlı firmanın faaliyet gösterdiğini ve bu firmaların toplam 5 milyar ABD doları yatırım yaptığını aktardı. TAYVANLI ŞİRKETLERİN KATKILARI Temsilci, Tayvanlı işletmelerin Hindistan'daki katkılarını "olağanüstü" olarak tanımladı ve bu şirketlerin toplamda 170 binden fazla istihdam sağladığını söyledi. Ger, "Sadece ileri teknoloji ve yönetim uzmanlığı getirmekle kalmıyor, aynı zamanda geniş istihdam fırsatları sunarak 'Atmanirbhar Bharat' hedefine katkıda bulunuyorlar" dedi. Tayvan'ın PSMC'si ile Hindistan'ın Tata Elektroniği arasında Dholera, Gujarat'ta inşa edilecek ilk 12 inç yarı iletken fabrikası için devam eden teknoloji transferi iş birliği projesi sayesinde, Hindistan'ın imalat ve yarı iletken ekosistemlerini güçlendirmek için derin endüstriyel iş birliğine olan bağlılıklarını gösterdiklerini ifade etti. Ger, eğitim alanında Hindistan'daki üniversite kampüslerinde 36 Tayvan Eğitim Merkezi kurulduğunu ve bu sayede 14 binden fazla Hintli öğrencinin Mandarin öğrenme fırsatı bulduğunu söyledi. Ayrıca Ger, "Şu anda Tayvan'da yaklaşık 3 bin Hintli öğrenci eğitim almakta. Bu artan öğrenci sayısı, iki ülkenin halkları ve kültürleri arasında bir dostluk köprüsü oluşturacak" yorumunda bulundu. 

Tayvan'dan Çin'e rest: Çin, Tayvan'ın anavatanı değil! Haber

Tayvan'dan Çin'e rest: Çin, Tayvan'ın anavatanı değil!

Geçen Mayıs ayında göreve gelen Tayvan Cumhurbaşkanı Lai Ching-te, 10 Ekim'de kutlanacak olan Tayvan Ulusal Günü’ne günler kala düzenlenen bir konserin öncesinde yaptığı konuşmada, ülkelerinin 113. yıl dönümünü kutladığını vurguladı. Çin Halk Cumhuriyeti'nin 1 Ekim'de 75. kuruluş yıldönümünü kutladığını hatırlatan Lai, “Çin Halk Cumhuriyeti’nin, Çin Cumhuriyeti’ndeki halkın anavatanı olduğunu söylemek tamamen imkansız. Tam aksine, Çin Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti’nde yaşayanların anavatanıdır” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Lai Ching-te'nin açıklaması seyircilerden büyük alkış aldı. Konuya ilişikin henüz Pekin'den bir yanıt gelmedi. GERİLİMLİ İLİŞKİLER VE ASKERİ TATBİKATLAR Son yıllarda ABD ile Çin arasında ticaret, ekonomik güvenlik, teknoloji rekabeti ve Tayvan sorunu gibi pek çok konuda gerilim yaşanıyor. ABD ve müttefikleri Filipinler, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın Güney Çin Denizi’nde düzenlediği askeri tatbikata karşılık olarak, Çin de 1 Ekim'i takip eden haftalarda aynı bölgede askeri tatbikatlar gerçekleştirmişti. TARİHSEL ARKA PLAN: MİLLİYETÇİ PARTİ VE KOMÜNİST PARTİ II. Dünya Savaşı sonrası Çin'de Milliyetçi Parti ile Komünist Parti arasında yaşanan iç savaş, Komünist Parti’nin zaferiyle sonuçlanmış ve mağlup olan Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı. 1971'de Birleşmiş Milletler tarafından Çin Halk Cumhuriyeti’nin tanınması, Tayvan’ın uluslararası alandaki temsilini zorlaştırmıştı. Pekin, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının bir parçası olduğunu savunuyor ve bu nedenle Tayvan'ın diğer ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasını engellemeye çalışıyor.

ABD’den Tayvan’a tarihi destek! Haber

ABD’den Tayvan’a tarihi destek!

ABD yönetimi, Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan’a 567 milyon dolar tutarında askeri yardım yapacağını açıkladı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, ABD Başkanı Joe Biden, 1961 tarihli Dış Yardım Yasası uyarınca, Tayvan’a savunma ürünleri ve hizmetleri sunmak üzere Dışişleri Bakanlığına yetki verdi. EN BÜYÜK YARDIM PAKETİ Bu yardım, ABD’nin Tayvan’a tek seferde gerçekleştirdiği en büyük askeri destek olarak kaydedildi. Daha önce Temmuz 2023’te de Tayvan’a 345 milyon dolarlık bir askeri yardım yapılacağı bildirilmişti. PDA (Başkanlık Çekim Yetkisi) çerçevesinde ABD, kriz dönemlerinde kendi envanterinden müttefik ülkelere silah ve askeri donanım sağlayabiliyor. YARDIM PAKETİNİN İÇERİĞİ Beyaz Saray, yardımın içeriğine dair ayrıntı vermedi ancak Defense News haber sayfasının gündeme taşıdığı habere göre paket; eğitim, zırh delici silahlar, hava savunma sistemleri ve insansız hava araçlarını kapsıyor. ABD yönetiminin, Tayvan’a yönelik üçüncü yardım paketinin detayları üzerinde çalıştığı ve Biden’ın görev süresi dolmadan bu sürecin tamamlanacağı belirtildi. Tayvan, 1949 yılından bu yana fiili olarak bağımsızlığa sahip olsa da Çin hükûmeti bu bölgeyi kendi toprakları olarak görmekte ve "tek Çin" ilkesini savunarak, Tayvan yönelik silah satışına ve resmî ilişkilere karşı çıkmakta.

Asya Pasifik'te tansiyon yeniden yükseliyor: ABD'den Tayvan hamlesi Haber

Asya Pasifik'te tansiyon yeniden yükseliyor: ABD'den Tayvan hamlesi

ABD, Çin'in baskılarına rağmen Tayvan ordusunu desteklemeyi sürdürüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı 16 Eylül 2024 tarihinde, Tayvan'a savaş uçağı ve ilgili ekipmanlara ait yedek parçaların onarımı, iadesi ve yeniden gönderilmesi de dahil olmak üzere, tahmini değeri 228 milyon ABD doları olan son silah satışını onayladı. Tayvan silah satışının, Çin'in "gri bölge" ihlalleri karşısında Tayvan'ın hava kuvvetlerinin savaşa hazırlığını korumasına yardımcı olacağını bildirdi. Son satış, ABD Başkanı Joe Biden döneminde Tayvan'a yapılan 16. silah satışı olarak tarihe geçti. SİLAH SATIŞLARININ CAYDIRICILIĞI Tayvan Milli Savunma Bakanlığının konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında, “Çin Komünist Partisinin (ÇKP) normalleştirilmiş gri bölge ihlalleri, denizde ve hava sahasında eğitim alanını ve müdahale süresini kısıtladı. ABD tarafından satılması kararlaştırılan havacılık malzemelerinin ve yedek parçaların onarımı ve iadesi, savaşa hazırlığın korunmasına yardımcı olacaktır. Hava Kuvvetlerinin çeşitli uçak ekipmanlarının güvenliği için zaruridir." ifadelerine yer verildi. ABD'DEN TAYVAN'A GÜVENCE Tayvan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, duyuruyu memnuniyetle karşıladı ve ABD hükûmetine, Tayvan İlişkileri Yasası uyarınca Tayvan'a yönelik güvenlik taahhütlerini uygulamaya devam ettiği için teşekkür etti. Tayvan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Bu, ABD hükûmetinin ülkemizin savunma yeteneklerini zenginleştirmeye yönelik yüksek düzeyde desteğini ve Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrara verdiği önemi gösteriyor." denildi.

Tayvan Cumhurbaşkanı: Çin önce Rusya'dan toprağını geri alsın Haber

Tayvan Cumhurbaşkanı: Çin önce Rusya'dan toprağını geri alsın

Çin, demokratik olarak yönetilen Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Ülkeyi kontrol altına almak için güç kullanma tehdidinde bulunuyor. Tayvan hükûmeti ise bu iddiaları reddediyor ve Ada'nın geleceğini sadece halkının belirleyebileceğini vurguluyor. Tayvan Cumhurbaşkanı Lai Ching-te 1 Eylül 2024 tarihinde verdiği röportajda, Çin'in Tayvan üzerindeki iddiaları toprak bütünlüğüyle ilgiliyse, o zaman 19. yüzyılda son Çin hanedanının devrettiği toprakları da Rusya'dan geri alması gerektiğini belirtti. 1858'DE İMZALANAN AİGUN ANTLAŞMASI Çin'in Tayvan'ı işgal ve ilhak etme arzusunun gerçek amacının toprak bütünlüğü olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Lai Ching-te, Çin'in 1858'de imzalanan Aigun Antlaşması ile Rusya'ya devredilen geniş toprakları geri almayı düşünmediğini belirtti. Bu antlaşma, Qing Hanedanı'nın zayıfladığı dönemde Rus İmparatorluğu ile imzalanmış ve Amur Nehri boyunca mevcut sınırların büyük kısmını Rusya'ya devretmişti. "RUSYA’DAN BU TOPRAKLARI NEDEN GERİ ALMIYOR? Lai Ching-te, “Çin’in Tayvan’ı işgal ve ilhak etme niyeti, Tayvan’daki herhangi bir kişi ya da siyasi partiye bağlı değil. Çin’in Tayvan’ı ilhak etme amacı, toprak bütünlüğü değil. Eğer bu bir toprak bütünlüğü meselesiyse, Rusya’dan bu toprakları neden geri almıyor? Rusya şimdi en zayıf durumda, değil mi? Bu da Çin’in Tayvan’ı işgal etmek istemediğini gösteriyor.” şeklinde konuştu. Lai Ching-te ayrıca, Çin’in Tayvan üzerindeki emellerinin uluslararası kurallara dayalı düzeni değiştirmek olduğunu vurgulayarak, “Gerçek amacının uluslararası alanda ve Batı Pasifik’te egemenlik sağlamak olduğunu” ifade etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.