SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sürgün

QHA - Kırım Haber Ajansı - Sürgün haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sürgün haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakan Fidan, Ahıska Türklerinin sürgün acısını paylaştı Haber

Bakan Fidan, Ahıska Türklerinin sürgün acısını paylaştı

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 14 Kasım 1944’te Sovyetler Birliği tarafından 94 bin Ahıska Türkünün tarihi vatanlarından sürülmesinin 80. yıl dönümünde önemli bir açıklama yaptı. Bakan Fidan, Ahıska Türklerinin acılarını paylaştığını ve Türkiye olarak onların her zaman yanlarında olduklarını vurguladı. AHISKA TÜRKLERİNİN DÖNÜŞ YOLCULUĞUNA DESTEK Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ahıska Türklerinin günümüzde Gürcistan sınırları içinde kalan ana vatanlarından sürgün edilmesine yol açan trajedinin 80. yılında yayımladığı mesajda, o dönemde hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek, geride kalanların acılarını paylaştığını belirtti. Fidan, Ahıska Türklerinin vatanlarına dönüşünün başarıyla tamamlanması için Türkiye’nin güçlü bir destek verdiğini ifade etti. Türkiye’nin, Ahıska Türklerinin haklarının korunması ve yurda dönüş süreçlerinin takibini başta Avrupa Konseyi olmak üzere uluslararası platformlarda sürdürdüğünü belirterek, "Ahıska Türklerinin ana vatanlarına dönüş yolculuklarının başarıyla tamamlanmasını en güçlü şekilde destekliyoruz" ifadelerini kullandı. Yaklaşık yüz bin Ahıska Türkü kardeşimiz, 14 Kasım 1944 tarihinde, asırlarca yaşadıkları Gürcistan’ın Ahıska bölgesindeki ana vatanlarından sürgün edildiler. Sürgün sırasında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yurtlarından edilen tüm Ahıskalı… — Hakan Fidan (@HakanFidan) November 14, 2024 Ahıska Türklerinin, Gürcistan’daki yaşam koşullarını iyileştirmek amacıyla hayata geçirilen projelere de değinen Bakan Fidan, bu çabalarla Ahıskalı ailelerin ekonomik olarak ayakta kalmalarına yardımcı olunduğunu ve özellikle gençler için burs imkanları sunulduğunu vurgulayarak, "Gürcistan’daki Ahıskalı ailelerin ihtiyaçlarının karşılanması, yaşadıkları bölgelerde ekonomik olarak ayakta kalabilmeleri için projeler hayata geçiriyoruz. Ahıskalı gençlere burs imkanları sunuyoruz" dedi. Fidan, Türkiye’nin, Ahıska Türklerine sağladığı istisnai vatandaşlık ve uzun süreli ikamet izni imkanlarına da değindi. Ayrıca, Ukrayna-Rusya Savaşı sürecinde zor durumda kalan Ahıska Türklerine Türkiye’ye güvenle ulaşmalarına yardımcı olunduğunu vurguladı. DÜNYADA 500 BİN AHISKA TÜRKÜ YAŞIYOR Dışişleri Bakanı, Ahıska Türklerinin dünya genelinde sayılarının 500 bine ulaştığını ve bu büyük topluluğun birlik ve beraberlik içinde kalabilmesi, kültürel miraslarını yeni nesillere aktarabilmesi için Türkiye’nin her türlü desteği sağlayacağını sözlerine ekledi. Fidan, Ahıska Türklerinin ve diğer Türk diasporalarının, Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve her zaman yanında olacaklarını bildirdi.

Kırım Vakfından Ahıska Sürgünü açıklaması Haber

Kırım Vakfından Ahıska Sürgünü açıklaması

Sosyalist Sovyet Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle on binlerce Ahıska Türkü, tıpkı Kırım Tatarları gibi tam 80 yıl önce bugün öz vatanlarından canice koparılmıştı. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı, Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 80. yıl dönümü münasebetiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. KIRIM VAKFI, AHISKA TÜRKLERİNİN SÜRGÜNÜ ANDI Kırım Vakfı resmî internet sayfası aracılığıyla paylaşılan anma mesajında şu ifadelere yer verildi: "İkinci Dünya savaşı sırasında Sovyet Rusyası, erkeklerini cephelerinin önüne sürdüğü Kalmukların, Karaçay-Malkarların, Çeçen-İnguşların, Kırım Tatarların savunmasız kalan kadınlarını, çocuklarını ve yaşlılarını vatanlarından binlerce km. uzaklara topyekûn olarak sürgüne göndermesine 14 Kasım 1944 tarihinde Ahıska Türklerini de ekledi. Sovyetler Birliği’nce ikinci dünya savaşına kadar askere almadığı Ahıska Türklerinin eli silah erkekleri savaş boyunca cephelerde nüfusunun önemli bir bölümünü kaybederken, kadınları ve yaşlıları ise 1944 yılının ekim ayında tamamlanan Ahıska-Borcom demiryolu inşaatında çalıştırıldı. Mükafatlandırılması gerekirken, Stalin tarafından tehdit unsuru olarak görülen Ahıska Türkleri 14 Kasım 1944 tarihinde kendilerinin inşaa ettikleri demiryolu üzerinde istif edilircesine dolduruldukları hayvan vagonlarında günlerce süren bir sürgün yolculuğuna tabii tutulmuştu. İkinci dünya savaşında Sovyet Rusyasının gerçekleştirdiği  topyekün sürgünlerden sonuncusuna maruz kalan Ahıska Türklerinin sürgün esnasında cephede savaşan erkekleri de savaş sonunda sürgünün bir parçası olmaktan kurtulamadı. Sürgün öncesinde sayıları 115 bin olarak belirtilen Ahıska Türklerinin nüfusunun önemli bir bölümü sürgünün zor şartlarına dayanamayarak kaybedilmiş, vatanlarındaki mallarına el konulmuş, mili kimlikleri ile ilgili her türlü izler de yok edildi. Seksen yıldır devam eden sürgün boyunca vatanlarına dönmelerine izin verilmeyen tek halk olarak kalan Ahıska Türkleri, gerek Sovyetler Birliği gerekse kendini Sovyetlerin devamı sayan Rusya tarafından sürgünün telafisine yönelik herhangi bir iyileştirmeye de tâbi tutulmadı. Bugün dünyanın 10 ülkesine dağılmış olarak hayatlarını idame ettirmeye çalışan Ahıska Türklerinin Ukrayna’da yaşayan önemli bir bölümü de Rusya’nın Ukrayna topraklarında başlattığı saldırıları ve işgalleri nedeniyle Rusya’nın müsebbibi olduğu bir sürgünü günümüzde de yaşamaktadır. Ahıska Türklerinin vatanlarına dönüş de dahil gasp edilen ve seksen yıldan beri verilmeyen hakları için verdikleri mücadelelerini içtenlikle destekliyor, sürgünün sekseninci yıl dönümünde acılarını paylaşıyor, sürgün şehitlerini de rahmetle anıyoruz."

Kırım Derneği, Ahıska Sürgünü’nün 80. yıl dönümünü andı Haber

Kırım Derneği, Ahıska Sürgünü’nün 80. yıl dönümünü andı

Sosyalist Sovyet Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle on binlerce Ahıska Türkü, tıpkı Kırım Tatarları gibi tam 80 yıl önce bugün öz vatanlarından canice koparılmıştı. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi, Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 80. yıl dönümü münasebetiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. KIRIM DERNEĞİ, AHISKA TÜRKLERİNİN SÜRGÜNÜ ANDI Kırım Derneği, 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Tatarlarının vatanlarından koparıldığı tarihi anı hatırlattığı 14 Kasım tarihli basın bildirisinde şu ifadelere yer verdi: "Sovyetler Birliği ve cani lideri Stalin tarafından 14 Kasım 1944 tarihinde vatanlarından topyekün sürgüne gönderilen Ahıska Türklerinin  acısını 80 yıl dönümünü yüreğimizin derinliklerinde hissederek hatırlıyoruz. Erkekleri  II. Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği saflarında canlarını siper ederken, olan bitenden habersiz kadınları, çocukları ve yaşlıları Türkiye sınırının birkaç adım ötesinde yaşadıkları topraklarından “sınır güvenliğini tehdit ettikleri" gerekçesiyle vatanlarından koparılmıştı. Tıka basa dolduruldukları hayvan vagonlarında sürgüne gönderilen Ahıska Türkleri; aç, susuz günlerce süren tren yolculuğu esnasında ve sürgün yerlerindeki ilk aylarında maruz kaldığı insanlık dışı uygulamalara ve olağanüstü zor şartlara dayanamayarak nüfusunun önemli bir bölümünü kaybetmişti. Malları ve gayrimenkulleri de ellerinden alınan Ahıska Türklerinin yerleşim yerlerinin adları da değiştirilmiş, yaşadıkları yerlerde izlerini taşıyan her şey yerle bir edilerek yok edilmişti. Bugüne kadar vatanlarına dönmelerine izin verilmeyen Ahıska Türklerine, sürgünün telafisine yönelik herhangi bir iyileştirme sağlanmadığı gibi bugün Ukrayna topraklarında devam eden Rusya’nın işgal ve saldırıları sonucunda yeni sürgünler yaşatılmıştır. Aynı kaderi paylaştığımız Ahıska Türklerinin seksen yıldır devam eden hak mücadelesini destekliyor, acılarını paylaşıyor, sürgün şehitlerini de rahmetle anıyoruz. Unutmadık! Unutmayacağız!"

80 yıldır dinmeyen acı: Ahıska Sürgünü ve Soykırımı Haber

80 yıldır dinmeyen acı: Ahıska Sürgünü ve Soykırımı

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle on binlerce Ahıska Türkü tam 80 yıl önce bugün öz vatanlarından canice koparılmıştı. Ahıska Türkleri, günümüzde Gürcistan sınırlarında kalan vatanlarından bir gece ansızın hayvan vagonlarına bindirilerek Sibirya başta olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerine sürgün edildi. Ahıska Türklerinin Stalin zulmü ile anavatanlarından sürülmelerinin 80. yıl dönümünde sürgünde hayatını kaybedenler dualarla anılıyor. 14 KASIM 1944 AHISKA SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Bugün Gürcistan toprakları içerisinde yer alan ve Ardahan’a 15 kilometre uzaklıkta bulunan Ahıska, 1829’a kadar Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı kaldı. Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından imzalanan Edirne Antlaşması’yla şehrin kaderi değişti. Ahıska, Çarlık Rusya’sının hakimiyetine girdi. Bu da, Ahıskalı Türklerin yıllar boyu yaşayacağı zulümlerin fitilini ateşledi. Ahıska, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetler Birliği sınırları içinde kalan Gürcistan’a bağlandı. 2. Dünya Savaşı’na kadar askere çağrılmayan Ahıska Türkleri, savaş başlayınca Rusya tarafından silah altına alındı. 40 bin civarında insan, Almanlarla savaşmak üzere cepheye gönderildi. Geride kalan kadınlar ve yaşlılar da Ahıska-Borcom demir yolu inşaatında çalıştırıldı. Bu hat, 1944 yılı ekim ayında tamamlandı. Ahıskalılar, kendilerini vatana hasret bırakacak trenlerin yolunu, kendi elleriyle yapmış oldu. Soykırım ve sürgünün 80. yıl dönümünde yurtlarından koparılan Ahıskalı Türklerin yaşadığı zulüm unutulmadı. Bir gece ansızın hayvan vagonlarına bindirilen kadın, çocuk, yaşlı 17 bin insan açlıktan, soğuktan ve çeşitli hastalıklardan hayatını kaybetti, 212 köyün boşaltılmasıyla 94 bine yakın kişi vatanından koparıldı. Katil Stalin idaresindeki askerler, hayatını kaybeden Ahıskalıların naaşlarını yol kenarına attı. Trenlere doldurulan Ahıskalı Türklerin tüm eşyaları geride kaldı. Vagonlara üst üste bindirilen Ahıskalıların zorunlu yolculuğu bir aydan fazla sürdü. Hayatta kalan Ahıskalılar özellikle Kazakistan başta olmak üzere Türkistan ve Sibirya'nın çeşitli bölgelerine sürüldü. Yaşam mücadelesi veren Ahıska Türkleri, 1956 yılında özel yerleşim sınırlamalarının Sovyet idaresince kaldırılması nedeniyle Kafkasya’nın farklı bölgelerine dönmeye başladı. Ancak, halkın büyük bir kısmı sürgüne gönderildikleri bölgelerde yaşamaya devam etti. AHISKA TÜRKLERİNİN VATANA DÖNÜŞ MÜCADELESİ Ahıska Türklerine sürgünden sonra vatan olan topraklardan Türkiye Cumhuriyeti, kanlı sürgünden yıllar sonra Ahıska Türklerinin kendi topraklarına yerleştirilmesi için çalışmalar yürüttü. 2004 yılının şubat ayında Rusya ve ABD hükûmeti, Uluslararası Göç Örgütünün desteğiyle Rusya’nın Krasnodar bölgesinde ikamet eden Ahıska Türklerinin ABD’de yerleştirilmesi programı başlattı. 2005 yılının eylül ayı itibarıyla yaklaşık 21 bin Ahıska Türkü programa katılma başvurusunda bulundu ve 5 bin kişi ABD’nin farklı şehirlerinde yerleştirildi. Günümüzde Ahıska Türkleri dünyada 550 bin civarında nüfusa erişti. Daha sonra da 2014’te Kırım’ın işgali neticesinde Ukrayna’nın doğusunda başlayan Rus işgali nedeniyle çatışmanın ortasında kalan bölgedeki Ahıska Türklerinin bir kısmı Türkiye’nin girişimiyle Erzincan’ın Üzümlü ilçesine yerleştirildi.  Ahıska Türklerinin en çok yaşadıkları ülkelerin başında Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, Özbekistan, Kırgızistan, Ukrayna ve ABD geliyor.

Karaçay-Malkar Sürgünü'nün 81. yılı Haber

Karaçay-Malkar Sürgünü'nün 81. yılı

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Tatarlarına, 14 Kasım 1944 tarihinde Ahıska Türklerine uyguladığı sürgün ve soykırım politikasının bir diğer kurbanı ise 2 Kasım 1943 tarihinde Karaçay Türkleri, 8 Mart 1944 tarihinde ise Malkar Türkleri olmuştu. Kendilerini Tavlu (dağlı) olarak adlandıran Karaçay ve Balkarlar dil, örf, âdet, din, içtimaî teşkilât, folklor, edebiyat ve tarih itibariyle tek topluluktur. Elbruz (Mingi Tav) dağının bir yamacında Karaçaylar, diğer yamacında Balkarlar yaşamaktadır. Coğrafî ayrılık dışında bu iki kardeş topluluk arasında önemli bir farklılık yoktur. Sovyetler Birliği'nin 18 Mayıs 1944'te Kırım Tatarlarına uyguladığı sürgün ve soykırım politikasının daha önceki kurbanları 2 Kasım 1943 tarihinde Karaçay Türkleri olmuştu. pic.twitter.com/gEPAvg2eem — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) November 2, 2024 Sağlıklı ve eli silah tutan Karaçay-Malkarlı erkekler muhtelif cephelerde Sovyet ordusu saflarında Almanlara karşı savaşırken aileleri vatanlarından sürülmekteydi. Kayıtlarda sürgün edilen Karaçaylıların sayısı en az 69 bin 267, Malkarlıların sayısı ise 37 bin 713 olarak yer aldı. Bu sayıların yaklaşık yüzde 54’ü çocuk, yüzde 28’i kadın ve yüzde 18’i yaşlı ve savaştan yaralı dönmüş malûl erkeklerden oluşmaktaydı. MADALYALI KAHRAMANLARIN "VATAN HAİNİ" AİLELERİ! İkinci Dünya Savaşı'nın 9 Mayıs 1945 tarihinde sona ermesiyle zorla Sovyet ordusuna alınan ve birçoğuna madalya verilen Karaçay-Malkarlı askerler ailelerine kavuşmak için vatanlarına döndüklerinde; annelerinin, babalarının, kardeşlerinin, eşlerinin ve çocuklarının vatan hainliğiyle suçlanarak bir gün içerisinde yurtlarından sürgün edildiklerini öğrendi. İkinci Dünya Savaşı sırasında, tıpkı Kırım Tatarlarına ve Ahıska Türklerine uygulandığı gibi Sovyetler Birliği topraklarını işgal eden Almanlarla işbirliği yaptıkları suçlamasıyla Karaçay ve Malkar Türkleri hayvan vagonlarına doldurulmak suretiyle bir gün içerisinde Sovyet yönetimi tarafından topyekûn sürgün edildi. VATANA İLK GERİ DÖNÜŞLER 14 YIL SONRA BAŞLADI SSCB hakimiyetindeki muhtelif bölgelerine gönderilerek sürgün yerlerinde birbirlerinden ayrılması özellikle planlanan Karaçay-Malkarlılar; Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın ücra köşelerine dağıtıldı. Karaçaylılar, Kruşçev’in 1956 yılında Komünist Partisi 20. Kongresindeki gizli konuşmasında Stalin tarafından haksız yere sürüldüklerini belirttiği 5 Sovyet halkından biriydi. Aynı yıl Kruşçev, Karaçaylıların geri dönmeleri ve bu haksızlığın düzeltilmesi yolunda gerekli çalışmaları yapacağına dair garanti vermişti. 14 yıl boyunca Kafkasya’dan uzakta sürgünde yaşayan Karaçay-Malkar halkı, 1957 yılında vatanlarına geri dönmeye başladı. Bir soykırım halini alan sürgün yıllarında Karaçay-Malkarlılar nüfuslarının büyük bölümünü kaybetti. KARAÇAY-MALKARLARIN NÜFUS DEĞİŞMİ 1939 yılında 75 bin 800 kişilik bir nüfusa sahip olan Karaçaylılar 1959 yılında ancak 81 bin 400 kişilik bir nüfusa ulaşabilmişti. Malkarlıların nüfus kaybı ise çok daha fazlaydı. 1939 yılında 42 bin 700 olan Malkar nüfusu, 1959 yılında 42 bin 400’e düşmüştü. 1959 nüfus sayımı sonuçlarına göre sürgünden Kafkasya’ya dönen Karaçaylıların sayısı 67 bin 830 kişiydi. 13 bin 570 Karaçaylı ise sürgün yerlerinde kalmıştı. 1959 yılında Kafkasya’ya dönebilen Malkarlı sayısı ise 34 bin 88 kişiydi. Malkarlıların 8 bin 312’si sürgün yerlerinde kalmıştı.

AKPM, Kırım Tatarlarının sürgününü soykırım eylemi olarak tanıma çağrısında bulundu Haber

AKPM, Kırım Tatarlarının sürgününü soykırım eylemi olarak tanıma çağrısında bulundu

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Ukrayna Parlamentosunun (Verkhovna Rada) talebine yazılı bir bildiriyle yanıt vererek, sürgünün Kırım Tatar halkına yönelik soykırım olarak tanınması çağrısında bulundu. Belge Litvanya, Letonya, Estonya, Monako, Romanya, İspanya, Arnavutluk, İsveç, Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye'den milletvekilleri tarafından imzalandı. Belgede AKPM, Kırım Tatarlarının insan haklarının Sovyetler Birliği ve Rusya tarafından ihlal edilmesini kınamakta ve tüm ortaklara, Kırım Tatar halkının 1944'te sürgün edilmesini soykırım olarak tanımaya çağırdı. AKPM açıklamasında, "18 Mayıs'ta Ukrayna, 1944'te Kırım Tatarlarının Kırım'dan sürülmesinin kurbanlarını anıyor. Yaklaşık 200 bin Kırım Tatarı, yani tüm ulus 3 gün içinde sürgün edildi ve en az yüzde 46'sı Orta Asya yolunda ve sürgünün ilk birkaç yılında hayatını kaybetti. 80 yıl önce gerçekleştirilen bu soykırımın kurbanlarını anıyor, 2014 yılından bu yana Rusya İmparatorluğu, SSCB ve şimdi de Rusya Federasyonu tarafından ayrımcılığa maruz kalan Kırım Tatarlarına saygılarımızı sunuyoruz. Hem SSCB hem de Rusya tarafından, Kırım Tatarlarını anayurtlarından mahrum etmeye yönelik tüm hak ihlallerini kınıyoruz ve tüm ortaklarımızı, örneği takip etmeye ve 1944'teki tehciri Kırım Tatarlarına karşı bir soykırım eylemi olarak tanımaya çağırıyoruz." ifadelerini kullandı. Ayrıca AKPM, uluslararası topluma, Kırım'daki insan hakları ihlallerine, Kırım Tatarlarına yönelik zulme son verilmesi ve Kremlin'deki tüm tutukluların serbest bırakılması için Rusya'ya yönelik diplomatik baskıyı artırma çağrısında bulundu. Çağrıda, "Yalnızca Ukrayna'nın zaferi, yerel Kırım Tatar halkına yönelik baskıyı durdurabilir ve insan haklarına saygıyı yeniden tesis edebilir." açıklaması yapıldı. 8 Mayıs'ta Ukrayna Parlamentosu (Verkhovna Rada), yabancı ülkelere ve uluslararası kuruluşlara, 1944'te Kırım Tatarlarının sürgününü soykırım olarak tanımaya ve 18 Mayıs'ta Kırım Tatar soykırımı kurbanlarının anma törenlerine katılmaya çağrıda bulundu. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI'NIN 80. YILI 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin diktatörü Stalin’in emriyle Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuldu. O döneme değin gerçekleşen Vatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan bölgesinde kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Ukrayna'dan Nariman Celal için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrı Haber

Ukrayna'dan Nariman Celal için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrı

Ukrayna’daki insan hakları örgütleri, Kırım’ın işgalci yönetiminin Kırım Tatar siyasi tutsaklar; Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcı Nariman Celal, Aziz Ahtemov ve Asan Ahtemov’u Rusya’ya sevk etmeye hazırlandığını ifade etti. Ukrayna’da faaliyet gösteren insan hakları örgütleri, Kırım Tatar siyasi tutsaklar için ortak bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Elimize geçen bilgilere göre, yasa dışı olarak hapsedilen Kırımlı siyasi tutsaklar Nariman Celal, Asan Ahtemov ve Aziz Ahtemov Rusya'ya sürgün edilebilir. Bu, derhal durdurulması gereken Rusya'nın Kırım Tatarlarını canice yarımadadan kovma ve onlara zulmetme politikasının devamıdır.” denildi. İnsan hakları savunucuları, siyasi tutsakların sürgün edilmesi planından dönülmesi ve derhal serbest bırakılması için Rusya'ya çağrı yaptı. ERDOĞAN’A KIRIM TATAR SİYASİ TUTSAKLARININ SÜRGÜNÜNÜ ENGELLEME ÇAĞRISI Ayrıca açıklamada Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen insan hakları savunucuları, "Rusya Federasyonu topraklarına olası sürgünü önlemek ve yasa dışı olarak alıkonulan Ukrayna vatandaşı Kırım Tatarları Nariman Celal, Asan Ahtemov ve Aziz Ahtemov'un serbest bırakılmasına yardımcı olmaya davet ediyor. Uzun yıllar boyunca Türkiye Cumhuriyeti, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne kararlılıkla destek verdi ve aynı zamanda özellikle de yasa dışı olarak alıkonulan siyasi tutsak Kırım Tatarlarının kaderine kayıtsız kalmamıştır" ifadelerini kullandı. SİYASİ TUTSAKLARA BASKI UYGULAYAN RUS YETKİLİLERE YAPTIRIM ÇAĞRISI Bununla birlikte uluslararası kuruluşlara, Ukrayna'nın ortakları olan ülkelerin hükumetlerine ve yabancı devlet başkanlarına siyasi nedenlerden ötürü Ukrayna vatandaşlarına baskı uygulayan Rus yetkililerine yaptırım uygulanması için çağrı yapıldı. Ayrıca, tüm Ukrayna vatandaşı siyasi tutsaklar serbest bırakılana kadar Rusya’ya uygulanan siyasi, ekonomik ve diplomatik baskıların devamı vurgulandı. NARİMAN CELAL RUS HAPİSHANELERİNDE! Rus istihbaratından 7 Eylül 2021 tarihinde yapılan açıklamada, Akmescit yakınındaki Anğara köyünde 23 Ağustos 2021 tarihinde sözde “sabotaj eyleminin” düzenlendiği iddia edilirken “sabotajın” güya Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Baş Müdürlüğü ve Kırım Tatar Milli Meclisi tarafından organize edildiği ileri sürülmüştü. FSB, yürütülen “soruşturma” çerçevesinde 3 “şüphelinin” tutuklandığını bildirirken; Ukrayna tarafının “sabotajı düzenleyen kişilere” güya 2 bin dolar ödül sözü verdiğini iddia etmişti. Rus propaganda televizyon kanalı Zvezda’nın Telegram hesabında yayımlanan haberde, sözde sabotajın düzenlendiği yerden görüntülere ve güya sabotaj eylemini düzenleyen Aziz Ahtemov ve Asan Ahtemov’un itiraf videolarına yer verilmişti. 3 KIRIM TATARI HAKKINDA TUTUKLAMA KARARI ALINDI Sözde Kiyevskiy Bölge Mahkemesi, 6 Eylül’de KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal, Kırım Tatar aktivistleri Asan Ahtemov ve Aziz Ahtemov hakkında tutuklama kararı almıştı. FSB, yürüttüğü düzmece soruşturma sonucu alıkoyduğu Nariman Celal, Asan Ahtemov ve Aziz Ahtemov’u güya “sabotaj” düzenlemekle suçlamıştı. ALIKONULAN KIRIM TATARLARINA İŞKENCE UYGULANDI İşgalciler, günler boyunca Aziz Ahtemov ve Asan Ahtemov’un bağımsız avukatlarla görüşmesine izin vermemişti. Daha sonra büyük çabalar sonucu müvekkil ile görüşen avukat Ayder Azamatov, işgalci Rus güçlerinin Kırım Tatarlarına işkence uyguladıklarını anlatmıştı. İKİ KİŞİYE TUTUKLAMA CEZASI Öte yandan asılsız bahanelerle haklarında dava açılan Kırım Tatarları Şevket Useinov ve Eldar Odamanov hakkında tutuklama cezası kararı alınmıştı. Biri gece ortasında, diğeri sabah erken saatlerde FSB görevlileri tarafından kaçırılan Kırım Tatarları Şevket Useinov ve Eldar Odamanov hakkında Rusya İdari Suçlar Kanununun 19.3 maddesi uyarınca (polis görevlisinin talebine uymamak) dava açılmıştı. Sözde Kiyevskiy Bölge Mahkemesi Kırım Tatarlarını suçlu bularak Şevket Useinov hakkında 14 gün tutuklama cezası, Eldar Odamanov hakkında ise 15 gün tutuklama cezası kararı almıştı. BASKI İÇİN BİR BAHANE İşgalci güçler tarafından Nariman Celal, Asan Ahtemov ile Aziz Ahtemov’a yöneltilen suçlamalar çerçevesinde Aralık 2021’de iki Kırım Tatarının evine baskın düzenlenmişti. Evlerde yapılan aramalardan sonra Kırım Tatarları Kurtumer Çalgozov ve Nariman Ametov sorgulanmak üzere alıkonulmuştu. Nariman Ametov sorgulama sırasında kendisine elektrikle işkence uygulandığını bildirmişti. İŞGALCİ MAHKEME 3 KIRIM TATARINA HAPİS CEZASI Rus işgali altındaki Kırım’ın sözde Yüksek Mahkemesi, 21 Eylül 2022’de kurmaca suçlamalar çerçevesinde alıkonulan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı Nariman Celal ve Kırım Tatar aktivistler Asan Ahtemov ile Aziz Ahtemov hakkında aldığı kararları açıkladı. Sözde mahkeme, KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal hakkında 17 yıl hapis cezası, Asan Ahtemov hakkında 15 yıl hapis cezası, Aziz Ahtemov hakkında ise 13 yıl hapis cezası kararı aldı.

Çeçen ve İnguş Sürgünleri 79. yıl dönümünde anılıyor Haber

Çeçen ve İnguş Sürgünleri 79. yıl dönümünde anılıyor

23 Şubat 1944 Çeçen-İnguş Sürgünü ve Soykırımının yıl dönümü. Sovyet Rusya tarafından 23 Şubat 1944’te Çeçen ve İnguş halkalarının sürgün edilmesi, tarihin kara sayfalarından biri olarak hatırlanmaya devam ediyor. Kanlı sürgünlerin mimarı olan Stalin’in emri ile bütün Çeçenler ve İnguşların, Çeçen-İnguş Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve Dağıstan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nden Orta Asya’ya sürgünü başladı. Bazı verilere göre Çeçen ve İnguş Sürgünü sırasında komünistler tarafından 650 binden fazla kişi sürgün edildi. Avrupa Parlamentosu 2004’te Çeçen ve İnguş halkalarının sürgününü soykırım olarak tanıdı. KAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONUNDAN BİLDİRİ Kafkas Dernekleri Federasyonu günün anlam ve önemine binaen bildiri yayımladı. Bildiride, "Çeçen-İnguş Halkı, başta SSCB’nin mirasçısı olan Rusya Federasyonu’ndan, yani muhatabından, daha sonra tüm dünyadan kendilerine yaşatılan bu vahşetin, insanlık suçunun kabul edilmesini ve soykırımın tanınmasını bekliyor" ifadelerini kullandı. SÜRGÜN ANMALARI Çeçenistan’da 23 Şubat uzun zamandır Anma ve Matem Günü olarak kaydediliyordu ancak 2011 yılından sonra, Çeçenistan’da Rusya genelinde kutlanan resmi bayramların da kutlanması gerektiği gerekçesiyle (Rusya’da 23 Şubat “Vatan Savunucuları Günü” kaydediliyor) anma gününün 23 Şubat’ta kaydedilmesi yasaklandı. 2012 yılında Kremlin kuklası Çeçenistan Başkanı Ramazan Kadırov, Anma ve Matem gününün babasının, eski Çeçenistan Başkanı Ahmat Kadırov’un ölüm günü olan 10 Mayıs tarihinde yapılmasına karar verdi. Rusya’ya bağlı İnguşetya Cumhuriyetinde 23 Şubat 2018’de Çeçen ve İnguş halkalarının sürgün edilmesinin 74. yıl dönümünde sürgün kurbanları anılmıştı. Rusya Federasyonu’nda İnguşetya Cumhuriyeti’ndeki Nazran şehrinde matem mitingi düzenlenmiş, camilerde ise sürgünün 74. yıl dönümü dolayısıyla dualar okunmuştu. Bununla birlikte anma etkinliklerin çoğu, Avrupa ve ABD şehrinde yapılmıştı. Çeçenler Paris, Strazburg, Nantes, Nice ve Toulouse’da, ayrıca Lahey, Berlin, Viyana, Oslo, Stockholm, Helsinki, Tiflis, İstanbul ve New York’ta bir araya gelerek Stalin’in baskılarının kurbanlarını anmıştı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.