SON DAKİKA
Hava Durumu

#Soykırım

QHA - Kırım Haber Ajansı - Soykırım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Soykırım haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çin, Kaşgar'da sözde kültürel koruma başlattı: Amaç, soykırımı gizlemek! Haber

Çin, Kaşgar'da sözde kültürel koruma başlattı: Amaç, soykırımı gizlemek!

Çin, Doğu Türkistan’daki Türk halkına karşı sürdürdüğü soykırımı örtbas etmek için yeni bir planı devreye soktu. Bu plan çerçevesinde Doğu Türkistan'daki arkeolojik bölgeler ve kültürel miras sözde restorasyona uğrayacak. Çin propaganda medya ajansı Tianshan’ın 31 Ekim 2024 tarihli haberine göre; Çin hükumeti, Kaşgar Antik Kenti’ni sözde "koruma" altına aldı. ÇİN'İN "KÜLTÜREL MİRASI KORUMA" HAMLESİ: PROPAGANDA MI, GERÇEK Mİ? Çin, 14 Mart 2024 tarihinde bölgedeki 14. Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi tarafından kabul edilen sözde "Kaşgar Antik Kenti’nin Korunmasına İlişkin Düzenlemeler" adlı düzenlemeyi, 1 Mayıs 2024'te yürürlüğe soktu. Bu adım, Çin medyasınca, Çin’in Doğu Türkistan’daki kültürel mirası koruma çabalarının bir göstergesi olarak tanıtıldı. Ancak dünya üzerindeki Doğu Türkistan diasporası, bu hamleyi Çin’in bölgedeki soykırım suçlarını örtbas etme çabası olarak değerlendiriyor. TÜRK SOYKIRIMINI KÜLTÜREL MİRAS MASKESİYLE GİZLEME ÇABASI Çin, Doğu Türkistan'da yerel ve kültürel mirası "koruma" adı altında bölgede ortaya koyduğu baskılara devam ediyor. Kaşgar gibi tarihi bölgelerdeki arkeolojik çalışmalar ve sözde koruma projeleri, aslında Doğu Türkistan'da uygulanan kültürel soykırımı gizlemek amacıyla bir araç olarak kullanılıyor. Çin’in iddialarına göre; bu projeler, tarihi kalıntıları koruma amacı güdüyor. Ancak, bu adımlar aynı zamanda bölgedeki Uygur Türklerinin dilinin, inancının ve kültürünün yok edilmesine yol açıyor. SOYKIRIMIN GÖLGEDE KALAN YÜZÜ Doğu Türkistan'da tarihi eserler ve kültürel kalıntılar Çin tarafından tahrip edilip müzeye dönüştürülürken, bu alanlar sözde koruma projeleri ile yeniden şekillendiriliyor. Çin’in Kaşgar Antik Kenti’ne yönelik müdahaleleri, bölgedeki soykırımın gizlenmesi için birer paravan olarak kullanılıyor.

Bakan Fidan, Ahıska Türklerinin sürgün acısını paylaştı Haber

Bakan Fidan, Ahıska Türklerinin sürgün acısını paylaştı

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 14 Kasım 1944’te Sovyetler Birliği tarafından 94 bin Ahıska Türkünün tarihi vatanlarından sürülmesinin 80. yıl dönümünde önemli bir açıklama yaptı. Bakan Fidan, Ahıska Türklerinin acılarını paylaştığını ve Türkiye olarak onların her zaman yanlarında olduklarını vurguladı. AHISKA TÜRKLERİNİN DÖNÜŞ YOLCULUĞUNA DESTEK Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ahıska Türklerinin günümüzde Gürcistan sınırları içinde kalan ana vatanlarından sürgün edilmesine yol açan trajedinin 80. yılında yayımladığı mesajda, o dönemde hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek, geride kalanların acılarını paylaştığını belirtti. Fidan, Ahıska Türklerinin vatanlarına dönüşünün başarıyla tamamlanması için Türkiye’nin güçlü bir destek verdiğini ifade etti. Türkiye’nin, Ahıska Türklerinin haklarının korunması ve yurda dönüş süreçlerinin takibini başta Avrupa Konseyi olmak üzere uluslararası platformlarda sürdürdüğünü belirterek, "Ahıska Türklerinin ana vatanlarına dönüş yolculuklarının başarıyla tamamlanmasını en güçlü şekilde destekliyoruz" ifadelerini kullandı. Yaklaşık yüz bin Ahıska Türkü kardeşimiz, 14 Kasım 1944 tarihinde, asırlarca yaşadıkları Gürcistan’ın Ahıska bölgesindeki ana vatanlarından sürgün edildiler. Sürgün sırasında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yurtlarından edilen tüm Ahıskalı… — Hakan Fidan (@HakanFidan) November 14, 2024 Ahıska Türklerinin, Gürcistan’daki yaşam koşullarını iyileştirmek amacıyla hayata geçirilen projelere de değinen Bakan Fidan, bu çabalarla Ahıskalı ailelerin ekonomik olarak ayakta kalmalarına yardımcı olunduğunu ve özellikle gençler için burs imkanları sunulduğunu vurgulayarak, "Gürcistan’daki Ahıskalı ailelerin ihtiyaçlarının karşılanması, yaşadıkları bölgelerde ekonomik olarak ayakta kalabilmeleri için projeler hayata geçiriyoruz. Ahıskalı gençlere burs imkanları sunuyoruz" dedi. Fidan, Türkiye’nin, Ahıska Türklerine sağladığı istisnai vatandaşlık ve uzun süreli ikamet izni imkanlarına da değindi. Ayrıca, Ukrayna-Rusya Savaşı sürecinde zor durumda kalan Ahıska Türklerine Türkiye’ye güvenle ulaşmalarına yardımcı olunduğunu vurguladı. DÜNYADA 500 BİN AHISKA TÜRKÜ YAŞIYOR Dışişleri Bakanı, Ahıska Türklerinin dünya genelinde sayılarının 500 bine ulaştığını ve bu büyük topluluğun birlik ve beraberlik içinde kalabilmesi, kültürel miraslarını yeni nesillere aktarabilmesi için Türkiye’nin her türlü desteği sağlayacağını sözlerine ekledi. Fidan, Ahıska Türklerinin ve diğer Türk diasporalarının, Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve her zaman yanında olacaklarını bildirdi.

Kırım Vakfından Ahıska Sürgünü açıklaması Haber

Kırım Vakfından Ahıska Sürgünü açıklaması

Sosyalist Sovyet Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle on binlerce Ahıska Türkü, tıpkı Kırım Tatarları gibi tam 80 yıl önce bugün öz vatanlarından canice koparılmıştı. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı, Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 80. yıl dönümü münasebetiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. KIRIM VAKFI, AHISKA TÜRKLERİNİN SÜRGÜNÜ ANDI Kırım Vakfı resmî internet sayfası aracılığıyla paylaşılan anma mesajında şu ifadelere yer verildi: "İkinci Dünya savaşı sırasında Sovyet Rusyası, erkeklerini cephelerinin önüne sürdüğü Kalmukların, Karaçay-Malkarların, Çeçen-İnguşların, Kırım Tatarların savunmasız kalan kadınlarını, çocuklarını ve yaşlılarını vatanlarından binlerce km. uzaklara topyekûn olarak sürgüne göndermesine 14 Kasım 1944 tarihinde Ahıska Türklerini de ekledi. Sovyetler Birliği’nce ikinci dünya savaşına kadar askere almadığı Ahıska Türklerinin eli silah erkekleri savaş boyunca cephelerde nüfusunun önemli bir bölümünü kaybederken, kadınları ve yaşlıları ise 1944 yılının ekim ayında tamamlanan Ahıska-Borcom demiryolu inşaatında çalıştırıldı. Mükafatlandırılması gerekirken, Stalin tarafından tehdit unsuru olarak görülen Ahıska Türkleri 14 Kasım 1944 tarihinde kendilerinin inşaa ettikleri demiryolu üzerinde istif edilircesine dolduruldukları hayvan vagonlarında günlerce süren bir sürgün yolculuğuna tabii tutulmuştu. İkinci dünya savaşında Sovyet Rusyasının gerçekleştirdiği  topyekün sürgünlerden sonuncusuna maruz kalan Ahıska Türklerinin sürgün esnasında cephede savaşan erkekleri de savaş sonunda sürgünün bir parçası olmaktan kurtulamadı. Sürgün öncesinde sayıları 115 bin olarak belirtilen Ahıska Türklerinin nüfusunun önemli bir bölümü sürgünün zor şartlarına dayanamayarak kaybedilmiş, vatanlarındaki mallarına el konulmuş, mili kimlikleri ile ilgili her türlü izler de yok edildi. Seksen yıldır devam eden sürgün boyunca vatanlarına dönmelerine izin verilmeyen tek halk olarak kalan Ahıska Türkleri, gerek Sovyetler Birliği gerekse kendini Sovyetlerin devamı sayan Rusya tarafından sürgünün telafisine yönelik herhangi bir iyileştirmeye de tâbi tutulmadı. Bugün dünyanın 10 ülkesine dağılmış olarak hayatlarını idame ettirmeye çalışan Ahıska Türklerinin Ukrayna’da yaşayan önemli bir bölümü de Rusya’nın Ukrayna topraklarında başlattığı saldırıları ve işgalleri nedeniyle Rusya’nın müsebbibi olduğu bir sürgünü günümüzde de yaşamaktadır. Ahıska Türklerinin vatanlarına dönüş de dahil gasp edilen ve seksen yıldan beri verilmeyen hakları için verdikleri mücadelelerini içtenlikle destekliyor, sürgünün sekseninci yıl dönümünde acılarını paylaşıyor, sürgün şehitlerini de rahmetle anıyoruz."

Kırım Derneği, Ahıska Sürgünü’nün 80. yıl dönümünü andı Haber

Kırım Derneği, Ahıska Sürgünü’nün 80. yıl dönümünü andı

Sosyalist Sovyet Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle on binlerce Ahıska Türkü, tıpkı Kırım Tatarları gibi tam 80 yıl önce bugün öz vatanlarından canice koparılmıştı. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi, Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 80. yıl dönümü münasebetiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. KIRIM DERNEĞİ, AHISKA TÜRKLERİNİN SÜRGÜNÜ ANDI Kırım Derneği, 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Tatarlarının vatanlarından koparıldığı tarihi anı hatırlattığı 14 Kasım tarihli basın bildirisinde şu ifadelere yer verdi: "Sovyetler Birliği ve cani lideri Stalin tarafından 14 Kasım 1944 tarihinde vatanlarından topyekün sürgüne gönderilen Ahıska Türklerinin  acısını 80 yıl dönümünü yüreğimizin derinliklerinde hissederek hatırlıyoruz. Erkekleri  II. Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği saflarında canlarını siper ederken, olan bitenden habersiz kadınları, çocukları ve yaşlıları Türkiye sınırının birkaç adım ötesinde yaşadıkları topraklarından “sınır güvenliğini tehdit ettikleri" gerekçesiyle vatanlarından koparılmıştı. Tıka basa dolduruldukları hayvan vagonlarında sürgüne gönderilen Ahıska Türkleri; aç, susuz günlerce süren tren yolculuğu esnasında ve sürgün yerlerindeki ilk aylarında maruz kaldığı insanlık dışı uygulamalara ve olağanüstü zor şartlara dayanamayarak nüfusunun önemli bir bölümünü kaybetmişti. Malları ve gayrimenkulleri de ellerinden alınan Ahıska Türklerinin yerleşim yerlerinin adları da değiştirilmiş, yaşadıkları yerlerde izlerini taşıyan her şey yerle bir edilerek yok edilmişti. Bugüne kadar vatanlarına dönmelerine izin verilmeyen Ahıska Türklerine, sürgünün telafisine yönelik herhangi bir iyileştirme sağlanmadığı gibi bugün Ukrayna topraklarında devam eden Rusya’nın işgal ve saldırıları sonucunda yeni sürgünler yaşatılmıştır. Aynı kaderi paylaştığımız Ahıska Türklerinin seksen yıldır devam eden hak mücadelesini destekliyor, acılarını paylaşıyor, sürgün şehitlerini de rahmetle anıyoruz. Unutmadık! Unutmayacağız!"

80 yıldır dinmeyen acı: Ahıska Sürgünü ve Soykırımı Haber

80 yıldır dinmeyen acı: Ahıska Sürgünü ve Soykırımı

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle on binlerce Ahıska Türkü tam 80 yıl önce bugün öz vatanlarından canice koparılmıştı. Ahıska Türkleri, günümüzde Gürcistan sınırlarında kalan vatanlarından bir gece ansızın hayvan vagonlarına bindirilerek Sibirya başta olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerine sürgün edildi. Ahıska Türklerinin Stalin zulmü ile anavatanlarından sürülmelerinin 80. yıl dönümünde sürgünde hayatını kaybedenler dualarla anılıyor. 14 KASIM 1944 AHISKA SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Bugün Gürcistan toprakları içerisinde yer alan ve Ardahan’a 15 kilometre uzaklıkta bulunan Ahıska, 1829’a kadar Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı kaldı. Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından imzalanan Edirne Antlaşması’yla şehrin kaderi değişti. Ahıska, Çarlık Rusya’sının hakimiyetine girdi. Bu da, Ahıskalı Türklerin yıllar boyu yaşayacağı zulümlerin fitilini ateşledi. Ahıska, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetler Birliği sınırları içinde kalan Gürcistan’a bağlandı. 2. Dünya Savaşı’na kadar askere çağrılmayan Ahıska Türkleri, savaş başlayınca Rusya tarafından silah altına alındı. 40 bin civarında insan, Almanlarla savaşmak üzere cepheye gönderildi. Geride kalan kadınlar ve yaşlılar da Ahıska-Borcom demir yolu inşaatında çalıştırıldı. Bu hat, 1944 yılı ekim ayında tamamlandı. Ahıskalılar, kendilerini vatana hasret bırakacak trenlerin yolunu, kendi elleriyle yapmış oldu. Soykırım ve sürgünün 80. yıl dönümünde yurtlarından koparılan Ahıskalı Türklerin yaşadığı zulüm unutulmadı. Bir gece ansızın hayvan vagonlarına bindirilen kadın, çocuk, yaşlı 17 bin insan açlıktan, soğuktan ve çeşitli hastalıklardan hayatını kaybetti, 212 köyün boşaltılmasıyla 94 bine yakın kişi vatanından koparıldı. Katil Stalin idaresindeki askerler, hayatını kaybeden Ahıskalıların naaşlarını yol kenarına attı. Trenlere doldurulan Ahıskalı Türklerin tüm eşyaları geride kaldı. Vagonlara üst üste bindirilen Ahıskalıların zorunlu yolculuğu bir aydan fazla sürdü. Hayatta kalan Ahıskalılar özellikle Kazakistan başta olmak üzere Türkistan ve Sibirya'nın çeşitli bölgelerine sürüldü. Yaşam mücadelesi veren Ahıska Türkleri, 1956 yılında özel yerleşim sınırlamalarının Sovyet idaresince kaldırılması nedeniyle Kafkasya’nın farklı bölgelerine dönmeye başladı. Ancak, halkın büyük bir kısmı sürgüne gönderildikleri bölgelerde yaşamaya devam etti. AHISKA TÜRKLERİNİN VATANA DÖNÜŞ MÜCADELESİ Ahıska Türklerine sürgünden sonra vatan olan topraklardan Türkiye Cumhuriyeti, kanlı sürgünden yıllar sonra Ahıska Türklerinin kendi topraklarına yerleştirilmesi için çalışmalar yürüttü. 2004 yılının şubat ayında Rusya ve ABD hükûmeti, Uluslararası Göç Örgütünün desteğiyle Rusya’nın Krasnodar bölgesinde ikamet eden Ahıska Türklerinin ABD’de yerleştirilmesi programı başlattı. 2005 yılının eylül ayı itibarıyla yaklaşık 21 bin Ahıska Türkü programa katılma başvurusunda bulundu ve 5 bin kişi ABD’nin farklı şehirlerinde yerleştirildi. Günümüzde Ahıska Türkleri dünyada 550 bin civarında nüfusa erişti. Daha sonra da 2014’te Kırım’ın işgali neticesinde Ukrayna’nın doğusunda başlayan Rus işgali nedeniyle çatışmanın ortasında kalan bölgedeki Ahıska Türklerinin bir kısmı Türkiye’nin girişimiyle Erzincan’ın Üzümlü ilçesine yerleştirildi.  Ahıska Türklerinin en çok yaşadıkları ülkelerin başında Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, Özbekistan, Kırgızistan, Ukrayna ve ABD geliyor.

Karaçay-Malkar Sürgünü'nün 81. yılı Haber

Karaçay-Malkar Sürgünü'nün 81. yılı

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Tatarlarına, 14 Kasım 1944 tarihinde Ahıska Türklerine uyguladığı sürgün ve soykırım politikasının bir diğer kurbanı ise 2 Kasım 1943 tarihinde Karaçay Türkleri, 8 Mart 1944 tarihinde ise Malkar Türkleri olmuştu. Kendilerini Tavlu (dağlı) olarak adlandıran Karaçay ve Balkarlar dil, örf, âdet, din, içtimaî teşkilât, folklor, edebiyat ve tarih itibariyle tek topluluktur. Elbruz (Mingi Tav) dağının bir yamacında Karaçaylar, diğer yamacında Balkarlar yaşamaktadır. Coğrafî ayrılık dışında bu iki kardeş topluluk arasında önemli bir farklılık yoktur. Sovyetler Birliği'nin 18 Mayıs 1944'te Kırım Tatarlarına uyguladığı sürgün ve soykırım politikasının daha önceki kurbanları 2 Kasım 1943 tarihinde Karaçay Türkleri olmuştu. pic.twitter.com/gEPAvg2eem — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) November 2, 2024 Sağlıklı ve eli silah tutan Karaçay-Malkarlı erkekler muhtelif cephelerde Sovyet ordusu saflarında Almanlara karşı savaşırken aileleri vatanlarından sürülmekteydi. Kayıtlarda sürgün edilen Karaçaylıların sayısı en az 69 bin 267, Malkarlıların sayısı ise 37 bin 713 olarak yer aldı. Bu sayıların yaklaşık yüzde 54’ü çocuk, yüzde 28’i kadın ve yüzde 18’i yaşlı ve savaştan yaralı dönmüş malûl erkeklerden oluşmaktaydı. MADALYALI KAHRAMANLARIN "VATAN HAİNİ" AİLELERİ! İkinci Dünya Savaşı'nın 9 Mayıs 1945 tarihinde sona ermesiyle zorla Sovyet ordusuna alınan ve birçoğuna madalya verilen Karaçay-Malkarlı askerler ailelerine kavuşmak için vatanlarına döndüklerinde; annelerinin, babalarının, kardeşlerinin, eşlerinin ve çocuklarının vatan hainliğiyle suçlanarak bir gün içerisinde yurtlarından sürgün edildiklerini öğrendi. İkinci Dünya Savaşı sırasında, tıpkı Kırım Tatarlarına ve Ahıska Türklerine uygulandığı gibi Sovyetler Birliği topraklarını işgal eden Almanlarla işbirliği yaptıkları suçlamasıyla Karaçay ve Malkar Türkleri hayvan vagonlarına doldurulmak suretiyle bir gün içerisinde Sovyet yönetimi tarafından topyekûn sürgün edildi. VATANA İLK GERİ DÖNÜŞLER 14 YIL SONRA BAŞLADI SSCB hakimiyetindeki muhtelif bölgelerine gönderilerek sürgün yerlerinde birbirlerinden ayrılması özellikle planlanan Karaçay-Malkarlılar; Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın ücra köşelerine dağıtıldı. Karaçaylılar, Kruşçev’in 1956 yılında Komünist Partisi 20. Kongresindeki gizli konuşmasında Stalin tarafından haksız yere sürüldüklerini belirttiği 5 Sovyet halkından biriydi. Aynı yıl Kruşçev, Karaçaylıların geri dönmeleri ve bu haksızlığın düzeltilmesi yolunda gerekli çalışmaları yapacağına dair garanti vermişti. 14 yıl boyunca Kafkasya’dan uzakta sürgünde yaşayan Karaçay-Malkar halkı, 1957 yılında vatanlarına geri dönmeye başladı. Bir soykırım halini alan sürgün yıllarında Karaçay-Malkarlılar nüfuslarının büyük bölümünü kaybetti. KARAÇAY-MALKARLARIN NÜFUS DEĞİŞMİ 1939 yılında 75 bin 800 kişilik bir nüfusa sahip olan Karaçaylılar 1959 yılında ancak 81 bin 400 kişilik bir nüfusa ulaşabilmişti. Malkarlıların nüfus kaybı ise çok daha fazlaydı. 1939 yılında 42 bin 700 olan Malkar nüfusu, 1959 yılında 42 bin 400’e düşmüştü. 1959 nüfus sayımı sonuçlarına göre sürgünden Kafkasya’ya dönen Karaçaylıların sayısı 67 bin 830 kişiydi. 13 bin 570 Karaçaylı ise sürgün yerlerinde kalmıştı. 1959 yılında Kafkasya’ya dönebilen Malkarlı sayısı ise 34 bin 88 kişiydi. Malkarlıların 8 bin 312’si sürgün yerlerinde kalmıştı.

Çin Ürümçi'deki soykırım politikasını örtbas etme zirvesi düzenledi! Haber

Çin Ürümçi'deki soykırım politikasını örtbas etme zirvesi düzenledi!

Çin yönetimi işgal ettiği Doğu Türkistan'da 17 Ekim 2024 tarihinde 6. Dünya Medya Zirvesi düzenledi. Zirve uluslararası medyanın dikkatini çekti. Üç gün süren etkinliğe 208 tanınmış medya kuruluşundan 500'den fazla katılımcı katıldı. Zirve, Çin'in resmi haber ajansı Xinhua ve Çin'in yerel işgal hükûmeti tarafından "Yapay Zeka ve Medya Değişimi" temasıyla düzenlendi. İNSAN HAKLARI ENDİŞELERİ Zirvenin Ürümçi'de gerçekleştirilmesi, Çin'in bölgedeki insan hakları ihlalleri konusundaki uluslararası eleştirileri artırdı. Uzmanlar, bu etkinliğin amacının, Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine ve Uygur Soykırımına olan dikkati dağıtmak olduğunun altını çiziyor. Komünizm Mağdurlarını Anma Vakfı Çin Araştırma Direktörü Adrian Zenz, bu durumun Doğu Türkistan'ı modern teknoloji ve gelişim tartışmalarının merkezi haline getirme çabası olarak değerlendirildiğini ifade ediyor. Zenz, Doğu Türkistan'daki yerel işgal yönetiminin ekonomik kalkınmaya ve teknoloji modernizasyonuna odaklandığını belirtti. Bu durum, Çin'in sözde "aşırılıkla mücadele" politikasının bir parçası olarak görülüyor.  İNSAN HAKLARI İHLALLERİ DEVAM EDİYOR Doğu Türkistan'da, Uygur ve diğer Türk kökenli Müslüman millete yönelik ciddi insan hakları ihlalleri rapor ediliyor. 2017'den bu yana, 3 milyondan fazla Doğu Türkistan Türkünün sözde "yeniden eğitim merkezlerinde" tutulduğu BM raporlarında açıkça dile getiriliyor. Öte yandan ABD, bu durumu "soykırım" olarak nitelendirerek ilgili Çinli yetkililere yaptırım uyguladı.

Bir ülke daha, Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımaya hazırlanıyor Haber

Bir ülke daha, Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımaya hazırlanıyor

Estonya Parlamentosu (Riigikogu) Dışişleri Komisyonu Başkanı Marko Mihkelson, 54 milletvekili adına, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasını öngören karar tasarısını 8 Ekim 2024 tarihinde parlamentoya sundu. Estonya Parlamentosundan yapılan açıklamada, sunulan belgede totaliter Sovyet rejimi tarafından planlanan ve Mayıs 1944'te gerçekleştirilen, Kırım Tatarlarının anayurtları olan Kırım Yarımadası’ndan Türkistan topraklarına toplu sürgününün şiddetle kınandığı kaydedildi. Belgede, Sovyet rejiminin 1944’te 200 bine yakın Kırım Tatarlarını vatanından sürdüğü, sürgün sırasında ve sonraki yıllarda binlerce Kırım Tatarının hayatını kaybettiği, vatanını kaybeden halkın onlarca yıl boyunca acımasız Ruslaştırma politikasına maruz kaldığı ve anavatanlarına dönüş yasağının ancak Kasım 1989'da kaldırıldığına dikkat çekiliyor. Bununla birlikte belgede, Rusya Federasyonu'nun 2014 yılında işgal ettiği Kırım'da Kırım Tatarlarına karşı, Sovyetler Birliği tarafından uygulanan, amacı Kırım Tatarlarının kimliğini, kültürel mirasını yok etmek ve tarihlerini silmek olan soykırım politikasını sürdürmeye devam ettiği vurgulanarak Kremlin yönetiminin Kırım Tatarlarına yönelik baskıları kınanıyor. Uluslararası toplumu Kırım Tatarlarıyla dayanışma göstermeye ve Kırım'ın Rusya Federasyonu tarafından işgalini kınamaya devam etme çağrısının yer aldığı belgede, Ukrayna toprak bütünlüğüne destek verilerek Kırım’ın Ukrayna’nın ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulanıyor. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI ???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024 Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. BEŞ DEVLET SÜRGÜNÜ SOYKIRIM OLARAK TANIDI Kırım Tatar Sürgünü’nün 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edilmesi sonrasında; 2019 yılında Letonya ve Litvanya parlamentoları, 2022’de Kanada Parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'de ise Polonya 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Kırım Tatar diaspora temsilcileri, 1944 Kırım Tatar Soykırımı Kurbanları Anıtı'nı ziyaret etti Haber

Kırım Tatar diaspora temsilcileri, 1944 Kırım Tatar Soykırımı Kurbanları Anıtı'nı ziyaret etti

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov başkanlığındaki Kırım Tatar heyeti ile Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit başkanlığındaki Türkiye'deki Kırım Tatar diasporasından temsilciler, 8 Ekim 2024 tarihinde Ukrayna'nın başkentı Kıyiv'de bulunan 1944 Kırım Tatar Soykırımı Kurbanları Anıtı'nı ziyaret etti. Bir dizi resmî görüşmede bulunmak üzere Ukrayna'da bulunan diaspora temsilcileri, geçen eylül ayında Kıyiv’deki Barış Parkı’nda açılan anıtta 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı kurbanları için dua ettikten sonra çiçek bıraktı. Ziyarette; KTMM Başkanı Refat Çubarov, KTMM üyeleri Eskender Bariyev, Riza Şevkiyev, Gayana Yüksel, Kırım Girişimi Koordinatörü Feliks Karayev, Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Recep Şen, Kırım Derneği Genel Başkan Yardımcısı İsmet Yüksel, Kırım Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Gündemir ve Kırım Tatar Teşkilatları Platformuna bağlı kurumların temsilcileri yer aldı. 24 kişiden oluşan Kırım Tatar diasporası heyeti, Ukrayna'da devlet kademesinden çeşitli seviyedeki yetkililerle bir araya gelecek. ANITTAKİ SEMBOLİZM 1944 Kırım Tatar Soykırımı Kurbanları anıtı, 11 Eylül 2024 tarihinde Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’deki Barış Parkı’nda açıldı. Anıtın tasarımının zemininde, merkezinde Kırım’ın yer aldığı Ukrayna haritası bulunuyor. Anıtın ortasında, kalpteki üzüntü ve kederi simgeleyen selvi ağacı yer alıyor. Selvi ağacının kaidesi aynı zamanda Kırım’ın kültür ve geleneklerini, derin köklerine sahip halkın mirasının sembolü olan motiflerle süslenmiş bir evi temsil ediyor. Dua için göğe doğru açılan elleri temsil eden üç demir sütun ise yardım ve adalet talebini sembolize ediyor. Sütunları oluşturan şeritler Kırım Tatarlarını sürgüne götüren yük vagonlarını temsil ediyor. Şeritlerin üzerinde Kırım Tatarlarının sürgün edildiği yerleşim yerlerinin orijinal adları yer alıyor. Sütunların sayısı Kırım Tatarlarının tarihindeki üç trajik olayı; 1783'te Kırım'ın Rusya İmparatorluğu tarafından işgali, 1944'te Kırım Tatar halkının Sovyet yetkilileri tarafından vatanından sürgün edilmesi ve Kırım’ın 2014’teki Rus işgalini sembolize ediyor.  Kırım Tatar halkının tarihi adalet arzusunu sembolize eden tüm bu unsurlar aynı zamanda Kırım Tatar halkına vatanları Kırım'da işgalcilerden arınmış refah ve kalkınma umudu sağlıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.