SON DAKİKA
Hava Durumu

#Şi Cinping

QHA - Kırım Haber Ajansı - Şi Cinping haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şi Cinping haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çin’de tüketici güveni dibe vurdu: 30 yılın en düşük seviyesinde Haber

Çin’de tüketici güveni dibe vurdu: 30 yılın en düşük seviyesinde

Selahaddin Kaşgarlı / QHA Ankara Çin'de tüketici güveni, son 30 yılın en düşük seviyesine geriledi. Çin Ulusal İstatistik Bürosu tarafından açıklanan resmî verilere göre, Çin Tüketici Güven Endeksi 2022 yılı itibarıyla sert bir düşüş yaşadı ve o günden bu yana toparlanma belirtisi göstermedi. Endeks, 85 puan seviyelerine kadar gerileyerek, Çin ekonomisindeki durgunluğun ve toplumsal güvensizliğin ne denli derin olduğunu ortaya koydu. SIFIR COVİD DÖNEMİ: GÜVEN EROZYONU BAŞLANGICI Tüketici güvenindeki bu çöküş, Çin’in 2022 yılında uygulamaya başladığı sert 0 Covid politikası ile hız kazandı. Kapsamlı karantinalar, milyonlarca insanı evlerine kapattı, iş yerleri kapandı ve ekonomik faaliyetler durma noktasına geldi. İnsanlık dışı olarak nitelendirilen bu tedbirler, toplumsal hayata derin bir darbe vurdu. Bu süreçte, tüketicilerin ekonomik geleceğe dair güveni büyük ölçüde eridi. Tablodaki verilere göre, endeksin en yüksek olduğu dönem 2019 yılında 120 puanın üzerine çıkmışken, 2022 yılıyla birlikte 85 puanın altına düşerek rekor seviyede bir düşüş kaydedildi. Bu dramatik gerileme, Çin’in ekonomik gücünün sembolü olan güven endeksinde tarihin en büyük çöküşünü gösteriyor. GEÇMİŞİN KORKUNÇ YANKILARI: BÜYÜK KITLIK VE KÜLTÜR DEVRİMİ Çin'in tüketici güvenindeki bu keskin düşüş, ülkenin tarihinde iz bırakan "Büyük Kıtlık" (1959-1961) ve "Kültür Devrimi" (1966-1976) dönemlerinin yarattığı toplumsal travmaları anımsatıyor. Bu iki dönemde de milyonlarca insan açlık, sosyal baskı ve ekonomik çöküşle karşı karşıya kalmıştı. Bugün yaşanan güvensizlik ortamını, o karanlık günlerin bir yansıması olarak değerlendirmek mümkün. EKONOMİK BÜYÜME TEHLİKEDE: İÇ TALEP ZAYIFLIYOR Tüketici güven endeksindeki bu çöküş, yalnızca toplumsal huzursuzluğun bir göstergesi değil, aynı zamanda ekonomik büyüme için de ciddi bir risk teşkil ediyor. İç talebin zayıflaması, ekonominin en önemli motorlarından biri olan tüketici harcamalarını olumsuz etkiliyor. Bu durum, Çin’in ekonomik büyüme hedeflerini tutturmasını zorlaştırırken, küresel ekonomik dengeleri de sarsabilir. Şİ CİNPİNG'İN SIKI DENETİM POLİTİKALARI VE ÇKP'NİN MUTLAK KONTROLÜ Şi Cinping'in uyguladığı sıkı denetim politikaları ve Çin Komünist Partisinin (ÇKP) toplum üzerindeki mutlak kontrolü, tüketici güvenindeki çöküşü daha da derinleştirdi. ÇKP'nin bilgi akışını ve sosyal medyayı sıkı kontrol altında tutması, halkın gerçek ekonomik durum ve politik kararlar hakkında bilgi edinmesini engelliyor. Ayrıca, hükûmetin ekonomik verileri ve sosyal sorunları manipüle etmesi, halkın hükûmete olan güvenini zedeliyor ve ekonomik belirsizliği artırıyor. Bu durum, hem toplumsal huzursuzluğu hem de ekonomik sorunları daha da büyütüyor. ÇİN'DEKİ SOSYAL HUZURSUZLUĞUN SIKINTILARI VE TEHLİKELERİ Çin’deki sosyal huzursuzluk, bir dizi sıkıntı ve tehlikeyi beraberinde getiriyor. Tüketici güveninin ve ekonomik istikrarın bozulması, sosyal dengesizliklere yol açarken, bu huzursuzluğun uzun vadede daha geniş çaplı etkileri olabilir. Sonuç olarak, Çin’deki sosyal huzursuzluk, sadece ekonomik ve toplumsal dengesizlikler yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda devletin sosyal kontrolünü, uluslararası ilişkilerini ve toplumsal uyumu da tehdit edebilir.

Çin'de üst düzey anlaşmazlık işaretleri! Haber

Çin'de üst düzey anlaşmazlık işaretleri!

Çin yönetimi içerisindeki çatlak sesler bu sefer devlet kontrolündeki haber ajanslarına sıçradı. Çin'in resmî devlet haber ajansı olan Xinhua tarafından 15 Temmuz 2024 tarihinde yayımlanan ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in övüldüğü "Reformcu Şi" (改革家习近平) başlıklı geniş hacimli inceleme ve analiz raporu resmî internet sayfasından kaldırıldı. Şİ CİNPİNG'İN ÖVÜLDÜĞÜ RAPOR Ajansın yayımladığı raporda, Şi Cinping'in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile birlikte Çin ve Rus ilişkilerinin, askerî ve stratejik ortaklıkların artırılmasına yönelik anlaşmaların, Şi Cinping'in Çin'in kalkınması için uyguladığı politikaların yanı sıra, askerî alandaki müdahelelerine de yer verilmişti. Ayrıca Çin Komünist Partisi (ÇKP) içinde kendine karşı olan bazı isimleri nasıl bertaraf ettiği övülerek anlatılmıştı. Şİ CİNPİNG İLERİDE DAHA BÜYÜK ENGELLERLE KARŞILAŞABİLİR Xinhua haber ajansının resmî internet sayfasından kaldırılan rapor, ajansın sosyal medya sayfalarında ve devlete bağlı diğer medya organlarda hâlâ yer alıyor. Yurt dışında yaşayan muhalif Çinli analizciler ise bu durumun, ÇKP içindeki Şi Cinping'in mutlak hakimiyetine karşı bir işaret olabileceğini, Xinhua gibi bir devlet ajansında bu türden bir olayın yaşanmasının sıradan bir durum olmadığını ve Şi Cinping'in ileride daha büyük engellerle karşılaşabileceğini ifade ediyor.

Dünya Vatandaşları Mahkemesi Şi Cinping'e tutuklama emri çıkardı Haber

Dünya Vatandaşları Mahkemesi Şi Cinping'e tutuklama emri çıkardı

İşgal altındaki Türk yurdu Doğu Türkistan yıllardır Çin'in soykırım, baskı, asimlasyon ve ayrımcalık politikasına maruz kalıyor. Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping'in göreve gelmesi ile birliktte, Çin'in Doğu Türkistan'da tatbik ettiği soykırım politikası artarak devam ediyor. Bu kapsamda Londra'da 9 Aralık 2021 tarihinde kurulan bağımsız Uygur Mahkemesi, Çin'in Doğu Türkistan'da insanlığa karşı suç işlediğini ve Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk ve Müslüman halklara soykırım uyguladığını tanıkları ile birlikte ispatladı. DÜNYA VATANDAŞLARI MAHKEMESİ Bununla birlikte Türk ve Müslüman devletlerin Uygur soykırımını görmezden geldiği, uluslararası toplumun Çin'e karşı tepkisi giderek arttığı bir dönemde Doğu Türkistanlıları sevindiren bir haber daha geldi.  merkezi Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Dünya Vatandaşları Mahkemesi, 8-12 Temmuz 2024 tarihleri Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping'in Doğu Türkistan, Tibet, Hong Kong ve Tayvan'da işlediği suçlarını delillemek için tanıklarla bir araya geldi.  MAHKEMEYİ ÖNEMLİ İSİMLER YÖNETTİ Mahkemeyi ABD'nin savaş suçları konularından sorumlu eski büyükelçisi Stephen Rapp, Güney Afrika Anayasa Mahkemesinde görev yapan emekli yargıç Zak Yacoob ve Sri Lankalı anayasa hukukçusu ve insan hakları avukatı Bhavani Fonseka yönetti. Ayrıca duruşmaya Doğu Türkistan'daki Çin toplama kamplarından sağ kurtulmayı başaran kamp mağdurları, Tibet, Hong Kong ve Tayvanlı tanıklar da mahkemede hazır bulundu. KAMP MAĞDURLARI VE TANIKLAR DİNLENDİ Duruşmada uzmanlar ve tanıklar Çin'in Doğu Türkistan, Tibet, Hong Kong ve Tayvan'daki müdahaleci gözetim, baskı, işkence, ifade ve hareket özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar da dahil olmak üzere yaygın insan hakları ihlallerinin yanı sıra, farklı kültürel ve dini kimliklerini ortadan kaldırma çabalarını da ayrıntılı olarak anlattı. MAHKEMEDE Şİ CİNPİNG'İ TUTUKLAMA EMRİ ÇIKTI Dört gün süren mahkeme, Çin Halk Cumhuriyeti Şi Cinping'e yöneltilen suçlamalarla tutuklanması için yeterli yasal gerekçe elde ettiğini bildirdi. Mahkeme nihai olarak Roma Statüsü uyarınca Şi Cinping'i saldırı suçu, insanlığa karşı suçlar ve soykırımla suçlayarak tutuklama emri çıkardı. Ayrıca dünya hükûmetlerine ve uluslararası topluma çağrı yaparak bu kararı desteklemeye çağırdı.

Orban tepki çeken Moskova ziyareti sonrasında Pekin’e gitti Haber

Orban tepki çeken Moskova ziyareti sonrasında Pekin’e gitti

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, 2 Temmuz 2024 tarihinde Ukrayna ve 5 Temmuz 2024 tarihinde Rusya’yı ziyaret etti. Viktor Orban’ın tepki alan Moskova ziyareti sonrası ilk durağı ise Çin oldu. Pekin'deki Diaoyutai Devlet Konukevi'nde 8 Temmuz 2024 tarihinde gerçekleşen görüşmede, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile Çin Devlet Başkanı Şi Jinping bir araya geldi. GÜNDEM UKRAYNA'DA DEVAM EDEN SAVAŞ 1 Temmuz 2024 tarihinde AB dönem başkanlığını devralan Macaristan, Ukrayna-Rusya Savaşı'nın sona ermesi için “barış misyonu” başlattığını açıkladı. Orban, Çin’e iniş yaptıktan sonra resmî sosyal medya hesabından “Barış misyonu 3.0” paylaşımında bulundu. Başbakan Orban, paylaşımında işgalci Rusya’nın müttefiki olan Çin’in Ukrayna-Rusya Savaşı’nda barışı sağlama konusunda anahtar olduğu ifadelerine yer verdi. Çin devlet medyası ise, görüşmeye ilişkin olarak, Şi Cinping'in (Xi Jinping), erken bir ateşkes ve siyasi çözümün tüm tarafların çıkarına olduğunu vurguladığını aktardı. Cinping, önceliğin, savaş alanının genişletilmemesi, çatışmaların tırmandırılmaması ve hiçbir tarafın ateşi körüklememesi olmak üzere üç ilkeye uyularak durumun soğutulması olduğunu söyledi. Çin ve Macaristan'ın temel önermelerinin ve çabalarının yönünün aynı olduğunu ve Çin'in Macaristan ve ilgili tüm taraflarla iletişim halinde kalmaya istekli olduğunu sözlerine ekleyen Cinping, "Çin, barış görüşmelerini kendi yöntemleriyle aktif bir şekilde teşvik etmekte ve krizin barışçıl bir şekilde çözülmesine yardımcı olacak tüm çabaları teşvik etmekte ve desteklemektedir" dedi. İki lider, iki ay önce Budapeşte’de bir araya gelmişti.

Şi Cinping 5 günlük AB turunda neyi amaçlıyor? Haber

Şi Cinping 5 günlük AB turunda neyi amaçlıyor?

Selahaddin Kaşgarlı / QHA Ankara Muhabiri Çin ile Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasındaki ticari ilişkiler hâlâ gerginliğini koruyor. AB ülkeleri Çin'e, Ukrayna'ya yönelik topyekûn işgal girişimi yürüten Rusya'ya askerî teçhizat sağladığı için yaptırım uygulamıştı. Çin ise bu yaptırımları lehine çevirmek için farklı yollar aramaya devam ediyor. Bu kapsamda Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkin Ekrem, Çin lideri Şi Cinping'in 5 yıl aradan sonra Avrupa'ya düzenlediği ziyaretle neyi amaçladığı, Çin'in Doğu Türkistan'daki insan hak ihlallerini soykırım olarak tanıyan Fransa'yı ziyareti nasıl ele alınmalı konularını QHA için değerlendirdi. "GÖRÜŞME SIRASINDA İNSAN HAKLARI KONUSU GÜNDEME GELSE BİLE GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YERİNİ ALAMADI" 2022 yılı ocak ayında Fransa Ulusal Meclisinin Doğu Türkistan'da Çin tarafından işlenen insan hakları ihlallerini soykırım olarak tanıdığını anımsatan Ekrem, "Şi Cinping'in Fransa ziyareti öncesi, uluslararası insan hakları izleme örgütü, Doğu Türkistan ve Tibet örgütleri Fransa hükûmetininden özellikle Doğu Türkistan'daki soykırım konusunda Şi Cinping'e baskı yapmasını istedi. Ancak bu görüşme sırasında insan hakları konusu gündeme gelse bile güçlü bir şekilde yerini alamadı. Avrupa ülkeleri değerlerini ve ekonomik çıkarlarını savunmak istiyor. Doğu Türkistan meselesi iki çıkarın arasında kaldığı için bazen ön plana çıkıyor bazen de arka planda kalıyor. Fransa Meclisinin kabul ettiği soykırım kararının yaptırım gücü yok." ifadelerini kullandı. "ÇİN AÇISINDAN BAKILDIĞINDAN 'DÜNYAYA AÇILIYORUZ' İMAJI VERİYOR" Ekrem ayrıca 2019 yılından itibaren Şi Cinping'in Avrupa ülkelerine olan ziyaretinin azaldığını ve Avrupa ülkelerinin de Çin'e olan ziyaretlerinin azaldığına dikkat çekerek, "Şi Cinping'in 5 yıl aradan sonra Avrupa'ya ziyaret düzenlemesinin bir önemi var. Çin açısından bakıldığından 'dünyaya açılıyoruz' imajı veriyor. Dolaysıyla Şi Cinping'in ilk durağının Fransa oluşu da çok önemli. Çünkü Çin'i ilk tanıyan Batı ülkesidir" dedi. Ayrıca zayıflayan ekonomisini Avrupa üzerinden toparlamaya çalışan Çin için, Fransa'nın iyi bir aday olduğuna işaret eden Ekrem, "Fransa diğer Batı ülkeleri ile uyum içinde bir tutum sağlamıyor. Bu Çin'in işine yarıyor. Çünkü Çin Fransa ile olan iyi ilişkilerinden faydalanmak istiyor. Yani Avrupa'yı bölerek yönetme açısından Fransa iyi bir adaydır. Onun için ilk Avrupa ziyaretinde Fransa'yı seçti. Diğer iki ülke ise Çin ile ilişkilerinde gayet iyi. Şi Cinping'in bu 3 ülkeyi ziyaret etmesi Çin'in zayıflayan ekonomisi için önemli." değerlendirmesinde bulundu. "ÇİN FRANSA HÜKÛMETİNE BASKI YAPARAK DOĞU TÜRKİSTAN TEŞKİLÂTLARINA KISITLAMA GETİREMEZ" Doç. Dr. Ekrem, kendisine yöneltilen "Bu ziyaret Fransa'da yaşayan Uygur Türklerini ve Doğu Türkistan mücadelesini nasıl etkiler?" sorusu üzerine, ziyaretin Fransa anasayasına uygun bir şekilde kurulan Doğu Türkistan teşkilâtlarını etkileyemeyceğini belirterek, "Şi Cinping'in ziyareti Uygur Türkleri ve Doğu Türkistan mücadelesine olumsuz bir etki olmaya bilir diye düşünüyorum. Çünkü bu teşkilâtlar Fransa'nın anayasasına göre kurulmuş olan resmî kuruluşlardır. Fransa anayasasının verdiği bazı imkanlarından dolayı Çin, Fransa hükûmetine baskı yaparak Doğu Türkistan teşkilâtlarına kısıtlama getiremez. Yani Doğu Türkistan teşkilâtları Fransa'da diğer insan hakları kuruluşları ile yaptığı çalışmalar, hatta ulusal mecliste yaptığı lobicilik faaliyetleri ile daha etkin hale geldi diyebiliriz. Özbellikle bu ziyaret sırasında Doğu Türkistan teşkilâtları tarafından düzenlenen protesto faaliyetlerinin etkili olduğunu görüyoruz." ifadelerini kullandı. ABD'NİN SEÇİMİNDEN SONRA AVRUPA İLE OLAN İLİŞKİLERİNİ BOZMA GİRİŞİMİ Doç. Dr. Ekrem son olarak Şi Cinping'in 5 günlük ziyaretinin Avrupa'yı bölmeyi amaçladığını belirterek, ziyareti "Şi Cinping Avrupa ziyaretinde, Avrupa'nın içinde Avrupa'nın bir bütünlüğünü bozmak için uğraştığı bir durum söz konusu. Ayrıca Avrupa ile ABD arasındaki ilişkileri bozmaya çalıştığı durumu da var. Bunun dışında kendi ürünlerini Avrupa pazarına satmak, yani ekonomik gücü ile Avrupa ülkelerini kendine bağlamak ve jeopolitik anlamda yine Avrupa'nın içinde bazı bölünmüllük yaratarak, ABD'nin seçiminden sonra Avrupa ile olan ilişkilerini bozma girişimi olduğunu görebiliyoruz" şeklinde yorumladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.