SON DAKİKA
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sempozyum

QHA - Kırım Haber Ajansı - Sempozyum haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sempozyum haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırım Vakfından Ankara HBVÜ ve Rus Evi ortaklığındaki "Türk-Rus İlişkileri" sempozyumuna tepki! Haber

Kırım Vakfından Ankara HBVÜ ve Rus Evi ortaklığındaki "Türk-Rus İlişkileri" sempozyumuna tepki!

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (HBVÜ) Asya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Türkiye ve dünyada Kremlin tarafından kurgulanan propaganda mekanizmasının sözcülüğünü yapan Rus Evi ortaklığında skandal bir etkinliğe imza atacak. 17 Şubat 2025 tarihinde üniversitede tertip edilmesi planlanan "II. Dünya Savaşı'nda Türk-Rus İlişkileri Uluslararası Sempozyum ve Sergisi" Türkiye'deki Kırım Tatar diasporasının tepkisini çekti. Bilindiği üzere; Azerbaycan'daki Rus Evi, ülkede casusluk faaliyetleri yürütmesi nedeniyle kapatılmıştı. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, 6 Şubat 2025 tarihinde yapılan bir açıklama ile Rus Evinin kapatıldığını ilan etmişti. Başkent Ankara'daki Rus Evi de hayata geçirdiği benzer faaliyetlerle Türkiye'de Rus propagandası yürütüyor ve dezenformasyon yayıyor. KIRIM VAKFI BAŞKANI KALKAY'DAN SERT TEPKİ! Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Rusya'nın Ankara Büyükelçisinin de katılacağı programı sert bir dille eleştirdi. Vakıf Başkanı Kalkay, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Casusluk faaliyetleri yürüttüğü tespit edilen Rus Evi adlı kuruluş bazı ülkelerde yasaklanırken; Türkiye’nin başkentinde hem de bir devlet üniversitesi ile sempozyum düzenleyebilecek kapasiteye erişebilmesi şaşkınlık veriyor. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinde düzenlenecek sempozyumun adı da “II. Dünya Savaşı’nda Türk -Rus İlişkileri” Öyleyse bu döneme yönelik hep beraber aydınlanalım. Bu sempozyum kapsamında olan II. Dünya Savaşı’nda Sovyet Rusyası tarafından Türklere karşı yapılan soykırımlara yer verilecek mi? 1 Kasım 1943 Karaçay Türklerinin Sürgün ve Soykırımına bakılacak mı? 8 Mart 1944 Malkar Türklerinin Sürgünü ve Soykırımı sorulacak mı? 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı anlatılacak mı? 14 Kasım 1944 Ahıska Türklerinin Sürgün ve Soykırımı aydınlatılacak mı? Soykırıma uğrayan bu Türk halkları Türk olarak değerlendirilecek mi? Bu konulara yer verilmemesi bilimselliği ve tarafsızlığı sorgulatacak mı? Ya da aman ilişkilerimiz zarar görmesin diye bu konulara girilmeyecek mi? Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkan Vekili Av. Namık Kemal Bayar da "Rusya lehine casusluk faaliyeti yaptığı ispat edilerek Azerbaycan'da yasaklanan Rus Evi adlı kuruluş Türkiye'de at oynatıyor" açıklamasını yaptı.

Ziya Gökalp'ın hayatı ve düşünceleri, Pamukkale Üniversitesindeki sempozyumda ele alındı Haber

Ziya Gökalp'ın hayatı ve düşünceleri, Pamukkale Üniversitesindeki sempozyumda ele alındı

Türk düşünce hayatının köşe taşlarından olan Ziya Gökalp’ın vefatının 100. yılı anma etkinlikleri kapsamında, 13 Aralık 2024 tarihinde Denizli Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından "Vefatının 100. Yılında Ziya Gökalp Sempozyumu" düzenlendi. Sempozyum, PAÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Sempozyumun açılış konuşmasını Düzenleme ve Bilim Kurulu başkanlığını PAÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Turgut Tok yaptı. Prof. Dr. Tok, Türk düşünce hayatının önemli simalarından birisi olan Ziya Gökalp’ın eserlerini, hayatını ve fikirlerini bu sempozyumla gündeme getireceklerini ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda büyük katkıları olan fikir insanını bu şekilde anacaklarını ifade etti. TURAN, TÜRKİSTAN VE TÜRKİYE OTURUMLARINDA ZİYA GÖKALP'IN DİSİPLİNLERARASI ROLÜ ELE ALINDI Sempozyuma Türkiye'deki çeşitli üniversitelerden seçkin akademisyenler katıldı. Sempozyum; “Turan Oturumu”, “Türkistan Oturumu”, “Türkiye Oturumu” ve “Değerlendirme Oturumu” olmak üzere üç oturumdan oluştu. Oturumlarda tebliğlerini sunan alanında uzman on sekiz akademisyen, Türk milliyetçisi düşünür Ziya Gökalp’i folklor, tarih, Türk dili, Türk edebiyatı, sosyoloji, teoloji ve felsefe disiplinleri bağlamında ele aldı. Başkanlığını Prof. Dr. Turgut Tok’un yaptığı Turan Oturumunda; Balıkesir Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğr. Üyesi Ali Duymaz, “Ziya Gökalp’in Destansı Kişiliği”, Ankara Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. İbrahim Maraş, “Türk Moderleşmesi ve Ziya Gökalp”, PAÜ Tarih Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ercan Haytoğlu “Limni’den Malta’ya Sürgün Hayatında Ziya Gökalp”, PAÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğr. Üyesi Dilek Çetindaş “Millî Kimlik İnşasında Destanlar ve Ziya Gökalp” adlı tebliğlerini sundular. Türkistan Oturumunu ise başkanlığını PAÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Yunus Balcı gerçekleştirdi. Oturumda; Ege Üniversitesi Türk Halk Bilimi Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Metin Ekici “Ziya Gökalp ve Türk Folkloru”, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ali Akar “100 Yıl Sonra Dilde Türkçülüğü Yeniden Düşünmek”, PAÜ Türk Dili ve Edebiyatı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Süleyman Solmaz “Ziya Gökalp’in Din Anlayışı” ve Akdeniz Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Dr. Öğr. Üyesi Oğuzhan Karaburgu “Ziya Gökalp’i Anlama Yolunda” isimli tebliğlerini sundular. Sempozyumun son oturumu olan Türkiye Oturumunda; PAÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Mustafa Arslan başkanlık yaptı. Oturumda; PAÜ Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Güney Çeğin “’Fert Yok, Cemiyet Var’, Bir Devlet İdeolojisi Olarak Gökalpçi Sosyolojinin Veçheleri”, PAÜ Türkçe ve Sosyal Bilimler Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Nurettin Öztürk, Ege Üniversitesi Tarih Bölümü Öğr. Üyesi Abdullah Temizkan, PAÜ Türkçe ve Sosyal Bilimler Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ali Donbay ve Levent Edige Özdemir'in tebliğleri sunuldu.

Ankara’da Türk kültürü ve medeniyetinde Ziya Gökalp’ın yeri konuşuldu Haber

Ankara’da Türk kültürü ve medeniyetinde Ziya Gökalp’ın yeri konuşuldu

Dilara Dilşah KAYA / QHA Ankara Ankara'da 4 Aralık 2024 tarihinde büyük Türk düşünür Ziya Gökalp adına önemli bir sempozyum başladı. "Vefatının 100. yılında Ziya Gökalp Anısına Dünden Bugüne Kültür ve Medeniyet Sempozyumu" birinci gün oturumlarıyla Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinde (ASBÜ) gerçekleşti. Sempozyum; İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü desteğiyle; Türkiye Cumhuriyeti Diyarbakır Valiliği, Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı (TÜRKSOY), Türk Ocakları Genel Merkezi, Türkiye Yazarlar Birliği, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) ve Hacettepe Üniversitesi tarafından düzenlendi. Sempozyuma konuşmacı olarak katılan akademisyenler, Ziya Gökalp’ın Türk kültürü ve medeniyetinin inşasındaki yerini anlattı. ZİYA GÖKALP, KÜLTÜR VE MEDENİYET ASBÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Şevki Duymaz’ın moderatörlüğünü yaptığı “Ziya Gökalp'ta Kültür ve Medeniyet” başlıklı oturum, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Dönmez’in “Ziya Gökalp ve Türk Kimliği” sunumuyla başladı. ZİYA GÖKALP, BUGÜNE DAİR ÇOK ŞEY İFADE EDİYOR Prof. Dr. Süleyman Dönmez, Türkiye’de mevcutta "Türk-Türkiyeli" merkezli bir kimlik tartışmasının olduğuna değindi. Prof. Dr. Dönmez, Ziya Gökalp’tan birkaç cümle örnek vererek bu tartışmayı açıkladı. Ziya Gökalp’ın; Türkiyelileşmek, Türkiyeleşmek, Oğuzlaşmak ve Turanlaşmaktan bahsettiğini belirten Dönmez, Gökalp’ın kurduğu “Türk milletindenim, İslam ümmetindenim, garp medeniyetindenim” ifadelerinin günümüzde tezat kavramlar olarak algılandığına dikkat çekti. Dönmez, bu durumun anlaşılması için kimliğin köküne bakılması gerektiğini belirtti.  Ziya Gökalp’ın ölümünün üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen hala anılmasına da dikkat çeken konuşmacı; Gökalp’ın bugüne dair birçok şey söyleyen bir mütefekkir olduğuna, bugünün sorunlarını çözecek birçok veriye sahip olduğunu aktardı. "GÖKALP, DÖNEMİN RUHUNA UYGUN BİR DEĞER SİSTEMİ YARATMAK İÇİN KÖKLERİNE DÖNÜŞ SAĞLADI" Ardından ASBÜ İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşegül Doğrucan, "Türk Modernleşmesinde Değer Problemi ve Ziya Gökalp’ın Yaklaşımı” konulu sunumunu gerçekleştirdi. Doğrucan; Türk modernleşmesinin arka planında duran ve Cumhuriyet dönemine de miras bırakılan hareketlerin başlangıç noktasında; Batı'nın hareketlerinin yer aldığını vurguladı. Osmanlı mütefekkirlerinin modernleşmenin getirdiği düşünce tarzını yakalamakta ve anlamakta geciktiklerine dikkat çeken Doğrucan, Osmanlı modernleşmesinin ana unsurunun devletin yıkılışını engellemek olduğunu kaydetti. Ziya Gökalp’ın bahsettiği “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” düşüncesinin üç değerin bir arada olabileceğine dair bir arayışın neticesi olduğunu aktaran Doğrucan, Gökalp’ın oluşturduğu değer sistemi hakkında "Ziya Gökalp, dönemin ruhuna uygun olarak bir değer sistemi yaratmak için köklere dönüş sağladı. Çünkü içinde yaşanılan coğrafya, kadim Türk geleneklerini taşımaktadır. İslam geleneğini devam ettirmektedir. Ziya Gökalp, aynı zamanda sistemi oluşturmak için muasırlaşmanın da etkisini biliyor" ifadelerini kullandı. Doğrucan, sunumunda, “Ziya Gökalp’ta Türkleşmeye, Türklüğe, ata düşüncelerine, ata topraklara, ata ruha bir geçiş vardır. Ama bunu yaparken de toplumların ve kültürlerin tecrübelerinin bünyesine kattığı şeyleri de dışlamaz. Buradaki sorun, muasırlaşmanın mevcut  bünyeye nasıl eklemleneceği olarak ortaya çıkmaktadır" cümlelerini kullanarak; üç kavram üzerinden bir değer inşası, bu değer inşası üzerinden de bir toplum çalışması yapıldığına dikkat çekti. GÜNCEL KİMLİK TARTIŞMALARINI ÇÖZMEK İÇİN ZİYA GÖKALP’IN DÜŞÜNCE SİSTEMİ REFERANS ALINIYOR Oturumda son olarak ASBÜ Ortak Dersler Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Gazi Doğan “Devrinin Ayaklı Darülfünunu: 1930’lar Türkiyesi'nde Ziya Gökalp İmajı” konulu sunumunu gerçekleştirdi. Doğan, Ziya Gökalp’tan “fikirleriyle  imparatorluktan cumhuriyete geçişte öncü rol oynayan, dönemin en önemli mütefekkirlerinden biri” olarak bahsetti. Doğan; sunumunda neden özellikle 1930 dönemini incelediğini de açıkladı. Doğan, bu tarihin, Ziya Gökalp’ın Türkiye'de fikrinin iktidarda olup kendisinin gündemden düştüğü bir ara dönemi yansıttığını dile getirdi. Ziya Gökalp’ı var eden önemli unsurlardan birisinin de İkinci Meşrutiyet döneminin kimlik tartışmaları olduğunu belirten Doğan, kimlik problemlerinin ortaya çıktığı dönemde Ziya Gökalp’ın önemli bir adım atarak Türkçülüğün ve Türk milliyetçiliğinin düşünce pratiğinin sistematiğini oluşturduğunu kaydetti. Doğan, “Osmanlı son dönemi mütefekkirlerine bakıldığında Diyarbakır’dan çıkıp gelmiş ve kendi sistematiğini oluşturarak bir döneme ruhunu verebilmiş bir isim olarak Ziya Gökalp oldukça kıymetlidir” ifadesini kullandı. Diğer bütün konuşmacılar gibi Doğan da Ziya Gökalp’ın vefatının üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen fikirlerinin ve düşünce tartışmalarının halen gündemde olduğunun altını çizdi. Doğan, konuyla ilgili tespitini, "Ziya Gökalp’ın düşüncelerinden günümüz problemlerini çözmeye dönük bir arayışımız var. Yeni dönemde arayışımız, kimliğimizi muhafaza etme yönünde" cümleleriyle aktardı. Bildiri sunumlarının ardından konuşmacılara teşekkür belgesi takdimi yapılarak oturum sonlandırıldı. SEMPOZYUM DEVAM EDİYOR Sempozyumun ikinci gün oturumları ise Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü Mehmet Akif Ersoy Konferans Salonu'nda gerçekleşecek. Sempozyum açılış konuşmalarının ardından Türkiye'de Sosyal Bilimler ve Ziya Gökalp II, Türkiye Cumhuriyeti'nin inşasında Ziya Gökalp'in Yeri, Ziya Gökalp ve Türk Edebiyatına Katkıları başlığı altında üç oturum yapılacak.

Doğu Türkistan'ın dünü, bugünü ve yarını Ankara’da konuşuldu Haber

Doğu Türkistan'ın dünü, bugünü ve yarını Ankara’da konuşuldu

Türkiye'nin başkenti Ankara’da “Doğu Türkistan’da Kurulan İki Cumhuriyetin Kuruluş Yıldönümünde Geçmişten Günümüze Doğu Türkistan Sempozyumu” tertip edildi. Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin ve Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümleri çerçevesinde düzenlenen sempozyumda, Doğu Türkistan’ın dünü, bugünü ve geleceği ele alındı. Türk Ocakları Genel Merkezi, Uygur Akademisi Vakfı, Dünya Uygur Kurultayı Vakfı, Uygur Akademisi ve Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı iş birliğiyle düzenlenen sempozyuma siyasiler, akademisyenler, araştırmacılar, STK temsilcileri ve gazeteciler başta olmak üzere çok sayıda Türk dünyası sevdalısı katıldı. Sempozyumun açılış konuşmalarını, Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, Yeniden Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Abdurreşit Abdulhamit, Uygur Akademisi Vakfı Başkanı Abdulhamit Karahan ve Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı Başkan Vekili Prof. Dr. Erkin Emet yaptı. Mehmet Öz, “Doğu Türkistan’ı çok derin bir tarihi var. Türk tarihinin en önemli siyasi teşekküllerinin bulunduğu coğrafyanın bir parçasıdır. Bu coğrafyanın adı Türkistan’dır. Bugün oraları işgal eden Çinlilerin ve Türkiye’deki muhiplerinin iddia ettiğinin aksine burası tarihin en eski zamanlarından beri bir Türk yurdudur. Türklerin vatanıdır. Maalesef Çin egemenliğinin başlamasıyla Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz ve orada ağırlıklı olarak Uygurlar olmak üzere Türk kardeşlerimiz kimliklerindeki iki temel unsur yüzünden maalesef ayrımcılığa, baskılara zulümlere maruz kalmaktadır. Onlar Türk ve Müslümanlar. Bu iki unsur özellikle bugünkü Çin yönetimi tarafından çeşitli dönemlerde onların baskılara maruz kalmasının en önemli sebeplerinden birisidir.” ifadelerini kullandı. Doğu Türkistan’ın stratejik önemi ve Türk dünyasıyla olan bağlantısının öneminin altını çizen Prof. Dr. Öz, özellikle 2017’den sonra Doğu Türkistanlılara karşı Çin rejiminin pek çok katliamlarının olduğunu söyledi. Milletvekili Doğan Bekin ise konuşmasında “1933 ve 1944’te kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ne yazık ki 1949’da yeni Çin hükûmeti tarafından işgal edilmiş ve bu işgalden sonra büyük zulümlere maruz bırakılmışlardır. Bu zulümler 2015’e kadar devam etmiştir. 2015’ten itibaren ise yeni bir evreye girmiş. Ve sistematik bir soykırıma dönüşmüştür.” dedi. Açılış konuşmaları sonrasında sempozyum iki oturum halinde gerçekleşti. Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun başkanlığında gerçekleşen ilk oturumda, Prof. Dr. Saadettin Yağmur Gömec “Tarihselden Bugüne Uygur Türkleri” konusunda, Prof. Dr. Konuralp Ercilasun “Doğu Türkistan Cumhuriyetleri” konusunda ve Prof. Dr. Erkin Emet “Doğu Türkistan Diasporası” konusunda sunum yaptı. Prof. Dr. Mehmet Şahingöz’ün başkanlığını yaptığı ikinci oturumda, Doç. Dr. Erkin Ekrem “Doğu Türkistan Davasının Geleceği”, Prof. Dr. Alimcan İnayet “İki Cumhuriyet Dönemindeki Basın Dili”, Prof. Dr. Ayşe Filiz Yavuz ise “Doğu Türkistan İzlenimlerim” konularında sunum gerçekleştirdi.

Türkiye ve Azerbaycan üniversitelerinden ortak eğitim sempozyumu Haber

Türkiye ve Azerbaycan üniversitelerinden ortak eğitim sempozyumu

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de 6-7 Haziran 2024 tarihinde Azerbaycan Hazar Üniversitesi ile Gazi Üniversitesi ortaklığında Uluslararası Eğtim Yönetimi ve Öğretmen Yetiştirme Sempozyumu gerçekleştirildi. İki üniversite arasında imzalanan eğitim iş birliği protokolü çerçevesinde hazırlanan sempozyuma çok sayıda akademisyen ve öğrenci katılım gösterdi. Sempozyuma Gazi Üniversitesinden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yücel Gelişli ve Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Selvi, Öğretim Üyeleri; Prof. Dr. Mehmet Taşpınar, Prof. Dr. Paşa Tevfik Cephe, Prof. Dr. Salih Şahin, Prof. Dr. Gürcü Koç, Prof. Dr. Seyfullah Yıldırım, Prof. Dr. Muhammed Koçak, Prof. Dr. Yılmaz Yeşil, Prof. Dr. Pınar Bilasa,  Doç. Dr. Nurcan Uzel, Doç. Dr. Derya Yüreğilli Göksu ve Dr. Sinan Demirtürk katıldı. Bakü Devlet ve Kafkas Üniversitelerinin öğretim üyelerinden ise Dr. Afet Süleymanova, Doç. Dr. Elza Semedova, Prof. Dr. Hikmət Alizade, Doç. Dr. Yegane Celilova, Raziyə İsayeva, Doç. Dr. Üzeyir Zeynalov ve Doç. Dr. Leyla Aliyeva sempozyumda yer aldı.  GAZİ ÜNİVERSİTESİ TÜRK DÜNYASI İLE İLİŞKİSİNİ GÜÇLENDİRİYOR Açılış konuşmasında Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gelişli, üniversitenin Türk dünyası ile ilişkiler bağlamındaki görevini başarılı bir şekilde üstlendiğini ifade etti. Söz konusu sempozyumun bir başlangıç olduğunu kaydeden Gelişli,  Azerbaycan ve Türkiye arasında, bütün Türk dünyasında eğitim ortaklıklarının, bilimsel uyumun ve bütünleşmenin sağlanması için önemli bir vazifelerinin olduğunu dile getirdi.  Gazi Üniversitesi Eğitim Dekanı Selvi ise fakültenin öğretim üyeleriyle birlikte Azerbaycan'da olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Selvi iki üniversite arasında tecrübe ve bilgi paylaşımının karşılıklı olarak yapılmasının önemli olduğuna işaret etti. Ayrıca Selvi, "Gazi Eğitim Fakültesinin kurulduğu ilk günden itibaren on binlerce öğretmen yetiştirmiş köklü, etkili ve başarılı bir uluslararası eğitim kurumu haline geldi" dedi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.