Prof. Dr. Sezai Özçelik: Rusya'nın amacı, dikkatleri Ukrayna üzerinden başka bölgelere çekmek
Şerife Beyza Satılmaz / QHA Ankara
Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihinde başlattığı Aksa Tufanı operasyonu ile İsrail savaş durumuna geçti ve o günden bugüne çatışmalar, Gazze Şeridi'nde şiddetini artırarak devam ediyor. İsrail ve Filistin arasında yaşanan bu çatışmanın, uluslararası alanda özellikle sıcak bölgelerde etki doğuracağı kaçınılmaz. Çankırı Karatekin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Özçelik, İsrail- Filistin çatışmasının Rusya ve Ukrayna'daki savaşa yönelik etkileri hakkında Kırım Haber Ajansının (QHA) sorularını yanıtladı.
Prof. Dr. Sezai Özçelik: Rusya'nın amacı, dikkatleri #Ukrayna üzerinden başka bölgelere çekmekhttps://t.co/Ohr8pZh6Df pic.twitter.com/fww6UcoIYW
— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) October 20, 2023
“PUTİN’İN BU ATEŞİ HARLADIĞINI VE BUNDAN YARARLANDIĞINI SÖYLEYEBİLİRİZ”
İsrail- Hamas çatışması, dünyanın dikkatini Ortadoğu’ya mı kaydırıyor?
Prof. Dr. Sezai Özçelik: Rusya'nın Ukrayna'daki topyekun savaş ve işgal girişimi üzerinden dikkatleri dağıtma amacı, savaşın kitlenmeye başladığı yani ne Ukrayna’nın ne de Rusya’nın adım atmadığını gördüğümüz andan itibaren Rusya’nın stratejisi haline geldi. Rusya, ilk başta Afrika’da böyle bir hamle yaptı. Nijer’de Wagner uçağı düştü ve 100’den fazla Nijer ve Wagner askeri öldü. Putin’in son 6 aydır amacı, dikkatleri Ukrayna-Rusya Savaşı üzerinden farklı bölgelere çekmek. Burada amaç savaşın başka alanlarda yaygınlaşmasıdır.
Tabii, biz biliyoruz ki Putin’in bir de hibrit savaş stratejisi var. Savaşlar, sadece silahlarla olmuyor daha küçük darbelerle de olabiliyor. Bunun dışında ikinci bir örnek Kosova’da yaşandı. Kosova ve Sırbistan arasında tansiyon yükseldi ve bir kriz yaşandı. Kosova çok önemli ABD açısından. Çünkü Kosova’nın bağımsızlığını ve NATO’nun müdahalesini sağlayan Batı olmuştu. Karabağ’ı da unutmamak lazım. Kremlin’in yeşil ışığı olmadan 24 saat içinde Azerbaycan, Karabağ’a giremezdi. Biliyoruz ki, Ermenilerin en çok kızdıkları arasında ilk sırada İsrail, ikinci sırada ise Rusya var. Ermenistan, Putin’in kendilerini yarı yolda bıraktığını düşünüyorlar. Putin, bu stratejiyi niye yapıyor? Çünkü Rusya, Batı’nın dikkatini, Ukrayna savaşından diğer alanlara kaydırmayı amaçlıyor. Karabağ’da Ermenileri destekleyen, Ermeni diasporasının özellikle ABD ve Fransa’da yoğun olduğunu biliyoruz. Amerika’nın ve Fransa’nın iç politikadaki etkisi dikkatleri Karabağ’a çekmek zorunda kaldı.
"ORTADOĞU’NUN 11 EYLÜL'Ü"
Hamas'ın bu saldırısının altından Putin’in ilk ateşi yaktığını düşünmüyorum. Yani silah sağladığını veya bunun arkasındaki akıl olduğunu söyleyemeyiz. Ama ateş yandıktan sonra Putin’in bu ateşi harladığını ve bundan yararlandığını söyleyebiliriz.
Hatta burada önemli bir anekdot vermek istiyorum. Aksa Tufanı operasyonunun başladığı 7 Ekim’de aslında Hamas, Putin’e bir doğum günü hediyesi vermiş oldu. Çünkü 7 Ekim aynı zamanda Putin’in doğum günü. Bu bağlamda da bir benzerlik kurabiliriz. Şu anda, Putin’in, Hamas saldırısını, Batı'nın tüm dikkatini buraya çekmesini sevinerek izlediğini söyleyebiliriz. Şu anda dünyanın tüm dikkati, Ukrayna-Rusya Savaşı'ndan Ortadoğu’ya, Ortadoğu’nun 11 Eylül'üne dönmüş durumda.
"UKRAYNA BİR MÜTTEFİK KAZANDI..."
Rusya’nın Ukrayna savaşındaki stratejisi bu olaydan sonra nasıl şekillenir?
Prof. Dr. Sezai Özçelik: Ukrayna-Rusya cephesinde karşılıklı bir adım atmazlık var. Her iki taraf da cephedeki pozisyonunu korumaya devam ediyor. Savaşlarda cephane ve insan kaynağı önemli bir nokta. Şu anda, Amerika ve Batı hala açık bir şekilde Ukrayna’yı silah, mühimmat ve lojistik anlamında desteklemeye devam ediyor.
Rusya’nın da artık mühimmatı azalmış durumda ve yeterince üretim yapamıyorlar. Bu yüzden Rusya, İran ve Kuzey Kore ile yaptığı görüşmelerle silah, mühimmat ve lojistik desteği almaya çalışıyor. İsrail-Hamas çatışması mühimmat krizini bu alana yönlendirecek.
Amerika Birleşik Devletleri, bir kısım silahları İsrail’e verebilir. İsrail’in şu an buna ihtiyacı yok ama bu bağlamda bir kriz çıkabilir. Rusya’nın Ukrayna savaşındaki stratejisi şöyle değişebilir. Rusya olabildiğince, İsrail’i Ukrayna savaşının dışında tutmaya çalışıyordu. İsrail birçok nedenden dolayı Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmamıştı. Rusya’dan çekindiği için Ukrayna’ya silah satmamıştı. Ancak, unutmayalım ki, İsrail’in İkinci Karabağ Savaşı'nda Azerbaycan’a sağladığı İHA ve SİHA’lar çok etkiliydi.
Bu olaydan sonra İsrail ve Rusya ilişkilerinin gerileyeceğini söyleyebiliriz. Belki de İsrail’in daha çok Ukrayna’yı destekleyeceğini ilerleyen zamanda görebiliriz. Hamas’ın saldırısının, Ukrayna açısından yararı bu. Ukrayna bir müttefik kazandı diyebiliriz.
İsrail’in, Rusya ile ters düşmek istememesinin sebebi; İsrail’in Suriye’de, Rusya’nın hava sahasına olan ihtiyacıdır. İran ve Suriye hedeflerini vurmak için Rusya’nın yeşil ışık yakması gerekiyordu. Ayrıca İsrail’de oy potansiyeli olan Rus Yahudisi nüfus mevcut. İsrail, içerisindeki bu grubu kızdırmamak adına böyle bir politika izliyordu. Fakat, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un, Hitler'in de Yahudi kökenli olduğu benzetmesinden başlayarak İsrail-Rusya ilişkilerinin iyice bozulacağını söyleyebiliriz.
Hamas’ın Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi hamlelerinden bir tanesi de şu anda Rusya üzerinden yürüyor. Hamas lideri, daha önce birçok kez Moskova’ya giderek Lavrov ve Putin ile üst düzey görüşmeler yaptı. Bu bağlamda artık kılıçlar çekilmiş durumda.
Zaten Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy’ın İsrail’e desteğine ilişkin açıklamaları da bunu gösteriyor. Yine dikkat çekmek istediğim bir diğer nokta, Ukrayna-Rusya Savaşı'nın Filistin-İsrail çatışması üzerinden yürüdüğünü görebiliriz.
“ORTADOĞU’DAN ÇEKİLEN BİR RUSYA, ZATEN UKRAYNA’DAN DA ÇEKİLECEK OLUP KENDİ İÇİNE KAPANACAKTIR”
Hamas'ın saldırısı ile Rusya ve Putin'in zaman kazandığını söylediniz. Peki, Ukrayna’nın bundan sonraki hamleleri neler olacaktır?
Prof. Dr. Sezai Özçelik: Ukrayna, savaşı kendi topraklarından Rusya topraklarına taşımayı amaçlayan bir stratejiye sahip. Son birkaç aydır Moskova’ya yapılan saldırılar var. Her ne kadar askeri anlamda etkili saldırılar olmasa da Rus kamuoyu açısında etkili oluyor. Ukrayna’nın Kerç Köprüsü'nü vurduğunu biliyoruz. Çünkü artık savaşın, Ukrayna topraklarında olması Ukrayna’yı hem savaş sonrası dönemde daha fazla hırpalayacağı için hem de moral ve motivasyon açısından Ukrayna’yı zor durumda bırakıyor. Bu Hamas saldırısı, sonucunda Batı'nın Rusya’ya daha çok sertleşeceğini söyleyebiliriz.
“ABD, BİR ÇUVAL İNCİRİN BERBAT OLMASINI İSTEMİYOR”
"Ortadoğu’nun 11 Eylül'ü" diyebileceğimiz İsrail-Filistin çatışması, Ukrayna-Rusya Savaşı'nı da birçok açıdan etkileyecek. İsrail-Hamas çatışması her ne kadar uzun sürerse Ukrayna açısından negatif etkileri olacaktır. Fakat bunun kısa süreceğini düşünüyorum. ABD Başkanı Biden’ın ilk günlerdeki açıklamalarının yumuşamış olduğunu görüyoruz. Çünkü ABD, Ukrayna-Rusya Savaşı'nda, Ukrayna’ya milyarlarca dolar yardımda bulundu. Sadece ekonomik ve askeri açıdan da değil politik ve prestij anlamında da destek sağladı. ABD bir çuval incirin berbat olmasını istemiyor. Bundan dolayı, savaşın Ukrayna aleyhine sonuçlanmasını istemiyor. Ayrıca, öte yandan da İsrail’in isteklerini de frenlemeye çalışıyor.
Ortadoğu’daki bu kriz; Lübnan, İran ve Suriye’ye sıçrarsa Ukrayna olumsuz anlamda etkilenebilir ama aynı zamanda Rusya da etkilenebilir. İran ve Suriye, Rusya’nın önemli müttefikleri. Suriye ve İran’a yayılmış bir savaş, Rusya’nın Ortadoğu’dan çekilmesine yol açacaktır. Ortadoğu’dan çekilen bir Rusya zaten Ukrayna’dan da çekilecek olup kendi içine kapanacaktır.
“ŞİDDETSİZLİK VE TERÖRE BULAŞMADAN HAKLI BİR MÜCADELE VERİYORUZ”
Prof. Dr. Sezai Özçelik, bu bağlamda Kırım Tatarlarının yıllardır Rus işgaline karşı verdiği mücadele hakkında da değerlendirme yaptı. Kırım Tatarlarının şiddete ve teröre bulaşmadan verdiği mücadelenin takdirle karşılanmasıg gereken önemli bir mücadele örneği olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Özçelik bu hususta şunları söyledi:
“İsrail-Filistin çatışmasında her iki taraf da terörü kullanıyor. Kırım Tatarları, 1944 yılında sürgüne uğramış olmalarına rağmen topraklarına geri döndü ve şiddetsizlik eylemleriyle başarıya ulaşmaya çalıştı. Aslında aynı şekilde yarı şiddetsizlikle, Filistinliler de bunu yaptılar. 1987-1993 yılları arasındaki Birinci İrtifada sadece taş atan 13- 15 yaşındaki gençler, İsrail işgaline ve terörüne karşı mücadele verdiler. Bu mücadele sonucunda Filistinliler, Oslo Anlaşması’nı imzaladılar ve Filistin devletini kurdular. Şu anda, Türkiye’de Filistin büyükelçisi var. Bunu başardılar ve başarmalarının sebebi terörle olmadı, şiddetsizlikle oldu.
Kırım Tatarları da her zaman şiddetsizliği kullanmışlardır. Kimilerine göre toprak olarak politik bir kazancımız olmayabilir ama biz şiddetsizlik yoluyla teröre bulaşmadan çok haklı bir mücadele veriyoruz. Eminim bunu hem dünya hem de Türk kamuoyu görecektir.