SON DAKİKA
Hava Durumu

#Roman Nedilskıy

QHA - Kırım Haber Ajansı - Roman Nedilskıy haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Roman Nedilskıy haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Başkonsolos Nedilskıy, savaşın 1000. gününde Ukrayna'nın vatan mücadelesini anlattı Haber

Başkonsolos Nedilskıy, savaşın 1000. gününde Ukrayna'nın vatan mücadelesini anlattı

Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’nın ana karasına yönelik başlattığı topyekun işgal girişimi ve saldırıları 1000. gününe girdi. Bu süre zarfında işgalci Rusya yoğun saldırılar düzenleyerek Ukrayna altyapısına büyük zarar verdi ve binlerce insanı öldürdü. Rus saldırıları nedeniyle milyonlarca insan evini terk etmek zorunda kaldı. Ukrayna sivil altyapısı yaklaşık 500 milyar dolar zarar gördü. Ülkenin enerji sisteminin neredeyse yarısı Rus saldırılarında yok edildi. Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, Kırım Haber Ajansına (QHA) verdiği röportajda 1000 gündür Rusya’nın topyekun işgaline ve saldırılarına karşı mücadele eden Ukrayna’nın durumunu değerlendirdi.  Başkonsolos, Rusya’nın başlattığı topyekun saldırıların ilk başta kısa sürede sona ermesini beklediklerini ancak geniş çaplı savaşın 1000. gününe gelindiğini belirtti. Nedilskıy, bundan sonra da savaşın ne kadar süreceğini kimsenin bilmediğini belirterek, "Önemli olan kendimize inandık, azimle çalıştık, tek bir ulus olduğumuzu, devletimizi savunabileceğimizi ve bu yola devam etmemiz gerektiğini anladık" dedi. Nedilskıy, 1000 gün içinde savaş alanında birçok dönüm noktasının yaşandığını kaydederek; Rusya’nın Şubat 2022’den sonra işgal altına aldığı toprakların büyük bir kısmının, Ukrayna ordusu tarafından geri alındığına dikkat çekti.  İŞGALCİ RUSYA, UKRAYNA'NIN ENERJİ SİSTEMİNİ YOK ETMEYE ÇALIŞIYOR Rusya’nın sivil altyapıya saldırılar düzenleyerek Ukrayna halkını sindirmeye çalıştığını belirten Nedilskıy, özellikle 2022-2023 yıllarında enerji sistemini hedef alan yoğun saldırılar olduğunu hatırlatarak, "Ruslar, 2022’de enerji sistemini bombalayarak sivil halkı korkutmak istedi. İnsanlarımızı kışın elektriksiz bırakarak dondurmak istediler. Ama bu taktikleri işe yaramadı ve halkımız dayandı. Enerji sistemini yok etme girişimleri, 2023 ve 2024’te de devam etti" şeklinde konuştu. Nedilskıy, Rusya’nın 2024’te enerji tesislerine karşı düzenlediği hava saldırıları sonucunda Ukrayna’nın elektrik üretim kapasitesinin neredeyse yarısının yok edildiğini kaydetti. Ukrayna Enerji Bakanlığının açıklamasına göre; halihazırda Ukrayna'nın enerji sisteminde Rus saldırılarında zarar görmeyen veya tamamen tahrip olmayan tek bir termik santral kalmadı. Hidroelektrik santrallerin de çoğu zarar gördü. Başkonsolos, Rusya’nın, elektrik ihtiyacının yüzde 50'sini karşılayan nükleer enerji üretimini de yok etmeyi planladığını aktararak, "İstihbaratımızın bildirdiğine göre, nükleer santralleri vurmayı elbette planlamıyorlar ama bu elektriği tüketicilere dağıtan istasyonları hedef almayı planlıyorlar. Bu nedenle dağıtım istasyonlarının, nükleer santrallerin güvenliğini sağlamak konusunda bize büyük bir görev düşüyor" ifadelerini kullandı. Önlem almak amacıyla Ukrayna hükumetinin halihazırda birçok bölgede küçük elektrik üretim santralleri kurmaya odaklandığına dikkat çeken Nedilskıy, "Dolayısıyla Rusya’nın ülkenin farklı bölgelerinde kurulan çok sayıda küçük enerji santralini bombalaması daha zor olacak" dedi. Nedilskıy, Ukrayna'da artık insanların evlerini, apartmanlarını, iş yerlerini merkezi enerji sisteminden bağımsız hale getirmeye çalıştığını kaydetti. BİRÇOK ÜLKENİN REFAHI UKRAYNA TARIM ÜRÜNLERİNİN İHRACATINA BAĞLIDIR Rusya’nın son dönemde Karadeniz kıyısında bulunan liman kenti Odesa’ya karşı artırdığı saldırıları değerlendiren Başkonsolos, bu saldırıların bölgedeki güvenlik durumunu olumsuz şekilde etkilediğini belirterek, "Neredeyse her gün liman altyapısına yönelik saldırılar düzenleniyor. Ancak Rusya 2023 yılında  tek taraflı olarak Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'ndan çekildikten sonra her şeyden önce Ukrayna ordusu, Ukrayna Deniz Koridoru olarak adlandırılan yolu güvence altına aldı. Bu koridor sayesinde ihracatçılarımız artık ürünlerini ihraç etme fırsatına sahip ve ürünlerini dünya pazarlarına sunabiliyor. Altyapı Bakanlığı, 2024 yılının mayıs ayında yaptığı açıklamada Ukrayna'nın, ürünlerini Karadeniz limanları üzerinden ihraç etmesi konusunda savaş öncesi seviyeye ulaştığını açıklamıştı" ifadelerini kullandı. Koridorun faaliyete başlamasından beri Ukrayna’nın deniz yoluyla dış pazara 75 milyon tondan fazla çeşitli kargo ihraç ettiğini bunların 50 milyon tonunun tarım ürünleri olduğuna dikkat çeken Başkonsolos, "Evet Rusya liman altyapımızı yok etmeye devam ediyor. Ancak Ukrayna, tarım ürünlerinin ihracatına Afrika’daki ülkeler başta olmak üzere birçok ülkenin yaşamının ve refahının bağlı olduğunu biliyor" dedi. Ayrıca Nedilskıy, kısa süre önce Odesa’dan Filistin’e gönderilmesi planlanan tarım ürünlerinin Rus saldırısı sonucunda yok edildiğini de hatırlattı. RUSYA'NIN KARADENİZ'E BIRAKTIĞI MAYINLAR TÜM BÖLGE İÇİN TEHLİKE OLUŞTURUYOR Karadeniz’deki mayın tehlikesine dair konuşan Roman Nedilskıy şu açıklamaları yaptı: 2022 yılında İstanbul yakınlarında ve Romanya kıyılarında deniz mayınlarının tespit edilmeye başlandığını hatırlıyoruz. Rusya, Ukrayna'nın Karadeniz’e mayın bıraktığını iddia ediyordu. Ancak Karadeniz’e bırakılan mayınlar Kırım’dandı. Yani işgalden önce Kırım’da konuşlandırılan Ukraynalı birliklere aitti. Rusya,  Kırım’ı işgal ettikten sonra onları ele geçirdi. Bu mayınları Karadeniz’e bırakarak Ukrayna’yı suçlamaya çalıştılar. Ancak Ukrayna bunun doğru olmadığını ispat etti. Karadeniz’i mayınlardan temizleme süreci çok uzun ve zor bir süreçtir. Denize bırakılan mayınlar sabit bir yerde kalmıyorlar, akıntıyla sürükleniyorlar dolayısıyla bu da Karadeniz'in tüm su alanları için tehlike oluşturuyor. TÜRKİYE, UKRAYNA'NIN EN ÖNEMLİ ORTAKLARINDAN BİRİDİR Öte yandan, röportaj kapsamında Türkiye’nin Ukrayna’ya verdiği desteği değerlendiren Başkonsolos, "Türkiye ana ortaklarımızdan ayrıca bölgedeki kilit devletlerden biridir. Türkiye’nin geniş çaplı işgal saldırısının en başında bizim için yaptıklarını da çok takdir ediyoruz. Ve Türkiye ile stratejik ortaklığımızın devam edeceğinden de eminiz" dedi. Türkiye’nin insani yardım alanında Ukrayna’ya büyük destek verdiğine dikkat çeken Nedilskıy, "Ukraynalı savaş esirlerinin ve Rusya tarafından esir tutulan sivillerin kurtarılması konusunda çok önemli çalışmalar yürütülüyor. Türkiye Cumhurbaşkanına ve Türkiye hükumetine bundan dolayı çok minnettarız. Türkiye Ombudsmanı da insani yardım alanında çok büyük yardım sağlıyor" şeklinde konuştu. Bununla birlikte Başkonsolos, Türk halkının da Ukrayna'ya verdiği desteğe dikkat çekti. Geniş çaplı işgal saldırısının başlamasından sonra her gün yüzlerce insanın Başkonsolosluğa insani yardım getirip bıraktığını anlatan Roman Nedilskıy, ilk 6 ayda sadece İstanbul’dan Ukrayna’ya 150 kamyon insani yardımın gittiğini aktardı. Başkonsolos, "Herkes elinden ne geliyorsa onu getiriyordu. Çocuklar ise Ukrayna’daki yaşıtları için çizdikleri resimleri getiriyordu. Tüm bu destekleri her zaman hatırlayacağız" sözlerini sarf etti. UKRAYNA İLE TÜRKİYE BÜYÜK ASKERİ İŞ BİRLİĞİ POTANSİYELİNE SAHİP Ukrayna ile Türkiye’nin büyük askeri iş birliği potansiyeline sahip olduğunu ve bunun en iyi örneklerinden birinin Baykar Makina ve Ukrayna şirketlerinin ortaklığı olduğunu belirten Nedilskıy, "Baykar Makina, Ukrayna savunma sanayisine büyük yatırımlar yapmaya devam ediyor. Bu iş birliği, diğer Türk üreticilere Ukrayna askeri-sanayi kompleksinin potansiyelini görme olanağı tanıyan bir örnektir. Savaş nedeniyle büyütmek zorunda kaldığımız askeri-sanayi kompleksimiz, farklı değerlendirmelere göre son 2,5 yılda 6 kat kadar arttı. Çok büyük potansiyele sahibiz. Türkiye ve diğer ülkeler bunu görüyor. Türkiye’deki askeri sanayi kompleksi de çok gelişmiştir ve Türk şirketlerinin, Ukrayna’ya teklif edebileceği çok farklı ürünler vardır. Öte yandan, savaş sırasında askerlerimizin savaş alanındaki ihtiyaçlarını gerçek zamanlı olarak karşılayan Ukraynalı şirketler, modern savaşta neye ihtiyaç duyulduğunu biliyorlar ve Ukraynalı üreticilerin edindiği bu deneyim, Türkiye ve diğer ülkeler için elbette çok önemlidir. Dolayısıyla bu alandaki iş birliğinin devam edeceğinden eminim" ifadelerini kullandı. UKRAYNA TÜRK ŞİRKETLERİ İÇİN BİR FIRSAT KAPISIDIR Öte yandan, iki ülkenin ekonomik iş birliği yapması hakkında konuşan Başkonsolos, "Birçok Türk şirketi Ukrayna’ya yatırım yapıyor ve yapmaya hazır. Cumhurbaşkanı Zelenskıy’ın dediği gibi, şu an yabancı yatırımcılar için bir fırsat kapısıdır ve biz her zaman, her toplantıda bunun Türk iş dünyasının dünyaya açılması için gerçekten bir fırsat kapısı olduğunu söylüyoruz. Savaşın bitmesini beklemeden Ukrayna pazarına girip Ukraynalı ortaklarla çalışmak gerekiyor" dedi. Başkonsolosluk olarak bölgeler arası iş birliği üzerinde çalışmalar yürüttüklerini belirten Nedilskıy, “Örneğin geçen sene başkonsolosluğumuzun katkılarıyla iş birliği anlaşması imzalayan İzmir ile Çernivtsi arasındaki ortaklığı genişletme üzerinde çalışıyoruz. İzmir Ticaret Odasına Çernivtsi bölgesinin potansiyelini tanıttık ve karşılıklı heyet ziyaretleri konusunda anlaşmaya vardık. İzmir heyetinin Ocak 2025’te Çernivtsi’ye ziyaret düzenlemesi gündemde" açıklamasını yaptı. SİVİL ALTYAPI 500 MİLYAR DOLAR ZARAR GÖRDÜ Rus saldırganlığı sonucunda Ukrayna altyapısının şimdiden yaklaşık 500 milyar dolar zarar gördüğünü belirten Başkonsolos, şu şekilde konuştu: Bu rakamı hayal etmek çok zor ama sivil altyapının aldığı zararı görebiliyoruz. Örneğin bir süre önce binlerce kilometre demir yolunun tahrip edildiği açıklanmıştı. Enerji sistemi büyük hasar aldı. Karayolları, köprüler, konut altyapısı. Mariupol, Avdiyivka, Bahmut gibi birçok kent Rus saldırılarında tamamen yok edildi. Ukrayna’da Rus saldırılarda sivil altyapısı zarar görmeyen bir bölge yoktur. Şimdiden sivil altyapının yeniden inşa edilmesi için çalışmalar yürütülüyor. Ve Türk şirketlerinin bu konudaki deneyimi bizim için çok önemlidir.

Nariman Celal’in eşi Leviza Celal QHA’ya konuştu: Mücadelemiz devam ediyor! Haber

Nariman Celal’in eşi Leviza Celal QHA’ya konuştu: Mücadelemiz devam ediyor!

Esma KASAR QHA Ankara Yaklaşık 3 yıldır Rus esaretinde bulunan Kırım Tatar Millî Meclis (KTMM) Başkan Yardımcısı Nariman Celal, 28 Haziran 2024 tarihinde gerçekleşen esir takası ile hürriyetine kavuştu. Rus işgali altındaki Kırım’da yaşayan Nariman Celal’in eşi Leviza Celal ve çocukları Kırım’dan çıkarak Türkiye'ye geldi. Leviza Celal ve çocuklarını Türkiye'de, Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun eşi Safinaar Cemileva, KTMM Üyesi Gülnara Bekirova, Kırım Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Celal İçten, Emel Kırım Vakfı Başkan Yardımcı Nurten Bay ve Kırım Haber Ajansı Türkiye İrtibat Bürosu Müdürü Esma Kasar karşıladı. "MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR" Mutluluğunu Kırım Haber Ajansı (QHA) ile paylaşan Leviza Celal, hâlâ Rus esareti altında olan 200'ü aşkın siyasi mahkûm için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. Nariman Celal'in serbestliğinin Rus esaretinde olanlar için birer umut olduğunu ifade eden Celal, "Mahkûmların ailelerini unutmuyoruz, onlara yardım ediyoruz." dedi. Bu süre zarfında zor yıllar yaşadıklarını vurgulayan Celal, öncelikle 3 yıl içinde destek olan Kırım Tatar halkına ve Nariman Celal'in Rus esaretinden kurtulmasına yardımcı olan herkese teşekkür etti. Ayrıca Nariman Celal'i Rus hapishanesinden kurtulmadan 1 hafta önce ziyaret ettiklerini bildiren Celal, QHA'nın "Eşiniz Rus esaretinden kurtulduktan sonra ne hissettiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "3 yıl mücadele verdik, elbette mücadelimiz devam ediyor. Çok mutlu ve gururluyuz. Özellikle çocuklarımız babalarını çok bekledi. Çocuğumuz, Nariman'ın serbest bırakılmasından sonra babasını arayıp, 'Baba ben sana geleceğim' diyerek 3 gün geçirdi, artık kavuşacağız"  "NARİMAN CELAL’İN EŞİ VE ÇOCUKLARINI BAĞRIMIZA BASTIK" Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun eşi Safinar Cemileva, Türkiye'ye gelen Nariman Celal’in eşi Leviza Celal ve çocuklarını karşıladı. Cemileva, Kırım Haber Ajansı (QHA) mikrofonlarına yaptığı konuşmasında Nariman Celal’in Rusya’nın pençesinden kurtulmasının çok zor bir iş olduğuna işaret ederek emeği geçen herkese teşekkür etti. Cemilev, Rus esaretinde kalan diğer siyasi mahkûmların da kurtulmasını beklediklerini belirtti. "Nariman Celal'in çocuklarını kucakladık, bağrımıza bastık" diyen Cemileva, buradan ailece Kıyiv'e giderek çocukların babalarına kavuşacaklarını söyledi. "YAKINDA TÜM SİYASİ MAHKÛMLAR SERBEST OLACAK!" KTMM Üyesi Gülnara Bekirova KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal’in özgürlüğüne kavuşması sonrasında QHA'ya açıklamalarda bulundu. Rus işgali altındaki Kırım’dan çıkarak Türkiye'ye gelen Leviza Celal’i karşılayan Bekirova, Celal ve ailesine sağlık dilerken, bütün siyasi mahkûmların hapishaneden çıkması için çalıştıklarını belirtti. Gözyaşlarını tutamayan Bekirova, "Çok dua ettik, bu yüzden bu çok mutluyuz. Allah'a şükürler olsun. Yıllarca bekledik ama bir gecede oldu. Nariman Celal'e sağlık dilerim, Allah yıllarca çalışmayı nasip eylesin" dedi. Bekirova, Kırım ve Ukrayna'nın özgürlüğü için mücadele ettiklerini ifade etti.  "NARİMAN CELAL, UKRAYNA PARLAMENTOSUNDA MİLLETİMİZİ TEMSİL ETMELİ" Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği İstanbul Şube Başkanı Celal İçten de 2014 yılından bu yana Rus işgali altında olan Kırım’dan çıkarak Türkiye'ye gelen Nariman Celal’in eşi Leviza Celal ve çocuklarını karşılayanlar arasındaydı. QHA'ya konuşan İçten, Nariman Celal’in Kıyiv’e (Kiev) gelmesinin mutluluk verici bir olay olduğunu belirtti. İçten, Nariman Celal'in özgürlüğüne kavuşmasıyla birlikte Kırım Tatarlarını Ukrayna Parlamentosu'nda (Verhovna Rada) temsil etmesi gerektiğini vurguladı.  İçten, "Kırım Derneği İstanbul Şubesi olarak içimizden geçen Nariman Celal'in Ukrayna Parlamentosu'nda yer alarak milletimizin daha iyi temsil edilmesi. İnşallah ileride de Millî Meclisimizin reisi olmasını arzu ediyoruz" ifadelerini kullandı.  "KIRIM TATAR MİLLÎ BAYRAK GÜNÜ’NÜN EN BÜYÜK HEDİYESİ NARİMAN CELAL OLDU" Emel Kırım Vakfı Başkan Yardımcısı Nurten Bay ise 2014 yılından bu yana Rus işgali altında olan Kırım’dan çıkarak Türkiye'ye gelen Nariman Celal’in eşi Leviza Celal ve çocuklarını karşıladı. QHA'ya demeç veren Bay, tüm siyasi mahkûmların yanında olduklarını kaydetti.  Nariman Celal'in 2021 tarihinde evine yapılan baskın sonrasında alkonulduğunu anımsatan Bay, şu anda 132'si Kırım Tatarı olmak üzere 200'ün üzerinde siyasi tutuklu olduğunu söyledi. Bay, Emel Kırım Vakfı olarak 2023'te siyasi mahkûmlara ulaştırılması için bir mektup kampanyası başlattıklarını ve çok sayıda mektubun Nariman Celal'e ulaştığını dile getirdi. Bay, Nariman Celal'in bu mektuplara karşılık olarak, "Karanlık ve dipsiz bir kuyu kenarında dik duran bizler için bu kartlar, bu mektuplar uzatılan birer iplerdir." yanıtı verdiğini ifade etti. Bay, esaret altındaki Kırım Tatarlarının ailelerinin ümit dolu olduğunu belirttiği konuşmasına, "Çok yakında Kırım özgür olacak. 26 Haziran Kırım Tatar Millî Bayrak Günümüz'ün en büyük hediyesi Nariman Celal'in serbest kalması oldu. İnşallah o günü seneye Akmescit'te, özgür Kırım'da kutlayacağız" ifadeleriyle son verdi. "KAHRAMANLARIMIZIN EVLERİNE DÖNMESİ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ" Öte yandan Nariman Celal'in eşi Leviza Celal'i ve çocuklarını karşılayan Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy de QHA'ya yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi: Bugünlerde çok güzel bir olay  yaşadık. Aralarında Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celal'in de bulunduğu kahramanlarımızın Ukrayna'ya dönmesi nedeniyle çok sevinçliyiz. Ukrayna her bir kahramanı için mücadele veriyor.  Esir alınan işgalcilerin Ukrayna'da ne şartlarda tutulduğunu biliyoruz. Maalesef kahramanlarımızın Rus esaretinde ne hallerde tutulduğunu gördük. Ukrayna ve Kırım Tatar halkı olarak her bir vatandaşımızın, her bir kahramanımızın evlerine, ailelerine, çocuklarına, eşlerine dönmeleri için mücadele etmeye devam edeceğiz. Hiçbir insanımızı unutmayacağız. En kısa zamanda diğer insanlarımızın da dönmesini ümit ediyorum. Bu kez 10 kişi Ukrayna'ya döndü ve onların arasında bizim kahramanımız da vardı.

Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Nedilskıy'den 1944 Sürgünü mesajı: Bu bizim ortak acımız Haber

Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Nedilskıy'den 1944 Sürgünü mesajı: Bu bizim ortak acımız

Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçlayan Sovyetler Birliği, bundan tam 80 yıl önce dünya tarihinin en sistematik soykırım uygulamalarından birisini gerçekleştirdi. Kırım Tatar halkı, Josef Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944'te sabaha karşı vatan topraklarından sürüldü. Hayvan vagonlarında Türkistan, Urallar ve Sibirya bölgelerine sürülen Kırım Tatarlarının yüzde 46'sı sürgün yolunda ve sürgünü takip eden günlerde hayatını kaybetti. Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümü dolayısıyla Kırım Haber Ajansına (QHA) açıklamalarda bulundu. "1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ’NÜ SOYKIRIM OLARAK TANIMAYA ÇAĞIRIYORUZ" Başkonsolos Roman Nedilskıy, yaptığı açıklamada uluslararası toplumuna, Kırım Tatar halkının haklarının ihlallerini kınama ve 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak tanıma çağırısında bulundu. Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy'nin 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı yıl dönümü mesajı pic.twitter.com/i3NntMwIfC — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 17, 2024 Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, QHA aracılığıyla paylaştığı video mesajında  şu ifadelere yer verdi: 18 Mayıs Kırım Tatar Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü. Sürgün yüzünden 190 binden fazla Kırım Tatarı vatanını, yakınlarını; çoğu ise hayatını kaybetti. Sovyet rejiminin zulmüne maruz kalan ve 1932-1933 yıllarında Holodomor (Sunî Açlık) Soykırımı’nın kurbanı olan Ukrayna halkı, sürgünün acısını çok iyi anlıyor ve bu acıyı içtenlikle paylaşıyor. Bu bizim ortak acımız.  18 Mayıs 1944 tarihinde Stalin rejimi bir sonraki suçunu işledi; Kırım Tatar halkının sürgünü. Kırım Tatarlarını Kırım’dan sürme operasyonu 18 Mayıs 1944’te sabahın erken saatlerinde başlamıştı. Kırım Tatarlarını sürgüne götüren ölümcül yol ortalama olarak 2-3 hafta sürmüştü. Havasızlık, açlık, susuzluk ve hastalıklar nedeniyle yolda binlerce Kırım Tatarı hayatını kaybetti. Uzun yıllar sonra vatanlarına dönebilen binlerce Kırım Tatar 2014’te yine evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bugün Rusya, Kırım Yarımadası’nın yerli halkına karşı suç işlemeye devam ediyor. Geçen hafta Ukrayna Parlamentosu, yabancı devletlerin parlamentolarına ve uluslararası örgütlere seslenerek 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nü bir soykırım eylemi olarak tanıma ve 18 Mayıs’ta Kırım Tatar Soykırımı Kurbanları Anma Günü çerçevesinde yapılan anma etkinliklerine katılma çağrısında bulundu. Uluslararası toplumu, Kırım Tatar halkının haklarının ihlallerini kınamaya ve 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak tanımaya çağırıyoruz. Eminiz ki, Ukrayna askerleri sayesinde çok yakında hür insanların yaşadığı özgür ve gelişen Kırım’ı göreceğiz. ???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere Yarımada'daki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan'da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Başkonsolos Roman Nedilskıy:  Kırım Tatar bayrağı, Ukrayna’ya ait Kırım’da dalgalanacak Haber

Başkonsolos Roman Nedilskıy: Kırım Tatar bayrağı, Ukrayna’ya ait Kırım’da dalgalanacak

İşgalci Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna topraklarının tamamına yönelik başlattığı işgal girişimi 16 aydır devam ediyor. Bu kapsamda, İstanbul’da yaşayan Ukraynalılar, Rusya’nın saldırganlığını protesto etmek için her hafta Odakule’de toplanmaya devam ediyor. Ukrayna Kültür Derneği tarafından İstanbul Odakule'de 24 Haziran 2023 tarihi Cumartesi günü düzenlenen eylemde, Rusya’nın Ukrayna‘ya karşı başlattığı savaşın 16 aydır devam ettiğine dikkat çekildi ve 26 Haziran’da kutlanan Kırım Tatar Milli Bayrak Günü’nün önemi vurgulandı. Türkiye, Ukrayna ve Kırım Tatar milli marşlarının okunmasıyla başlayan eyleme, Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, Kırım Tatar Milli Meclisi üyesi Gülnara Bekirova, İsmail Gaspıralı Kırım, Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Hakkı Karadaş ve Maltepe Çerkes Derneği Başkanı Murat Özden ve çok sayıda aktivist katıldı. ???? Ukrayna Kültür Derneği tarafından İstanbul'da 24 Haziran'da düzenlenen eylemde, Rusya’nın Ukrayna ‘ya karşı başlattığı savaşın 16 aydır devam ettiğine dikkat çekildi ve 26 Haziran’da kutlanan Kırım Tatar Milli Bayrak Günü’nün önemi vurgulandı. ???? https://t.co/VqTdMHfDJQ pic.twitter.com/9S0PqVyOCc — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) June 26, 2023 NEDİLSKIY: KIRIM TATAR BAYRAĞI, UKRAYNA'YA AİT KIRIM'DA DALGALANACAK Eylemde konuşma yapan Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, “Hava alarmları, acı, umut ve inancımız 16 aydır devam ediyor. Ukrayna'nın bağımsızlığı ve özgürlüğü için 16 aydır mücadele ediyoruz. 16 aydır boyun eğmeyen Ukrayna halkı ve cesur Ukrayna Silahlı Kuvvetleri ile gurur duyuyoruz. Karşı koyuyoruz ve kazanacağız! İki millet bir ulus, iki can bir hayat, iki bayrak bir ülke. Ataların yüzyıllardır yasaklara rağmen koruduğu Kırım Tatar bayrağı olması gereken yerde, Ukrayna’ya ait Kırım’da dalgalanacak!” dedi. "İKİ HALK ÖZGÜRLÜK İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE EDİYOR" Kırım Tatar Milli Meclisi üyesi Gülnara Bekirova, eylem kapsamında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:  "Uzun süredir birbirine bağlı iki millet olarak yan yana duruyoruz. Yüzyıllardır yaşam hakkı için mücadele eden iki halk; Kırım için, tüm Ukrayna için birlikte mücadele ediyor. Rusya'nın 2014'te başlattığı savaş da ortak mücadelemizin kanıtıdır. Biz Herson bölgesinin sakinleri, Ukrayna toprak bütünlüğünü savunarak 9 yıldır Kırım’ın idari sınırında Ukrayna ve Kırım Tatar bayraklarıyla eylemler düzenledik. 2014 yılında Kırım Tatar bayrağı, dünyadaki birçok insan için yılmazlığın, hak ve özgürlük mücadelesinin sembolü haline geldi. Ve 24 Şubat 2022'den sonra Kırım Tatar bayrağı, Ukrayna bayrağıyla birlikte çatışmaların en sıcak noktalarında dalgalanmaya başladı. Bugün iki bayrak ortak olan özgürlük arzumuz için birleşiyor"

İstanbul'da Ukrayna'nın Haber

İstanbul'da Ukrayna'nın "Savaşa Karşı Kültür" projesi için hazırladığı belgeseller gösterildi

İstanbul Fransız Kültür Merkezinde dün Ukrayna tarafından hayata geçirilen "Savaşa Karşı Kültür" projesi çerçevesinde hazırlanan kısa filmlerin gösterimi yapıldı. Gösterimde, Rusya'nın Ukrayna’ya karşı geniş çaplı işgal girişimi ve saldırılara başlamasından sonra vatanlarını savunmak için orduya katılan Ukraynalı görüntü yönetmeni Sergiy Mihalçuk (Serhiy Mikhalchuk), ünlü Ukraynalı grup "Antıtila", Kırım Tatar yönetmen ve oyuncu Ahtem Seytablayev'in hikayelerinin anlatıldığı 3 kısa film gösterildi. Etkinliğe; Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy ve eşi Lyudmıla Nedilska, Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Olivier Gauvin ve Kırım Tatar Milli Meclisi üyesi Gülnara Bekirova ve çok sayıda davetli katılım gösterdi. Film gösteriminden önce konuşan Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, Ukrayna sanatçılarının eline silah alarak vatanlarını savunmak için Rus işgal güçlerine karşı savaşmak zorunda kaldığı bu günlerde, saldırgan ülke Rusya’nın kültürü bir silah, bir propaganda aracı olarak kullandığına dikkat çekti. Başkonsolos, işgalci Rusya’ya karşı savaşan Ukrayna’nın sadece kendini değil tüm dünyayı savunduğunu vurguladı. Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Olivier Gauvin ise yaptığı konuşmada, "Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş; tüm dünya düzenine, kültür ve medeniyetine bir meydan okumadır" ifadelerini kullandı. Vatanlarını korumak için eline silah alan sanatçıların hikayeleri izleyenlere duygusal anlar yaşattı. Film gösterimi bittikten sonra belgeselin etkisinde olan izleyiciler birkaç dakika boyunca gözleri yaşlı sessizce salonda oturdu. "ÇOCUKLARIMIZA BARIŞ İÇİNDE GELİŞEN BİR ÜLKE BIRAKACAĞIZ" Film gösteriminden sonra Kırım Haber Ajansına konuşan Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, "Çok etkileyici bir film izledik. Ukrayna halkının 26 Şubat 2022’den itibaren işgalciye karşı yürüttüğü mücadele inanılmaz. Bu konuda daha çok film çekilecek, çok hikayeler anlatılacak. Çünkü bunlar toprağını, ailesini gerçekten seven insanların kahramanlık hikayeleri. İzlediğimiz belgesel, daha dün statlarda konser veren, Oscar’a aday olan filmleri çeken, filmlerde oynayan bugün ise eline silah alarak düşmana karşı savaşan sanat insanlarının hikayelerini anlatıyor. Biz Ukraynalılar ve Kırım Tatarları için dün ne olduğun önemli değil bizim için önemli olan, yarın çocuklarım için ne olacağım ve onlara nasıl bir devlet bırakacağım. Bu bizim özümüz. Biz kesinlikle çocuklarımıza barış ve rahat içinde gelişen güzel bir ülke bırakacağız" ifadelerini kullandı. İstanbul'da #Ukrayna'nın "Savaşa Karşı Kültür" projesi için hazırladığı belgeseller gösterildi Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, QHA'ya verdiği demeçte, "Çocuklarımıza barış ve rahat içinde gelişen güzel bir ülke bırakacağız" dedi ????https://t.co/sXRVXwhdaU pic.twitter.com/P5n8USDMvU — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) June 21, 2023 SAVAŞA KARŞI KÜLTÜR PROJESİ "Savaşa Karşı Kültür" projesi, Rus saldırganlığına karşı vatanlarını korumak için Ukrayna ordusuna katılan ünlü Ukraynalı sanatçıları mercek altına alıyor. Projenin amacı, Ukraynalı sanatçıların hikayeleri aracılığıyla dünyaya Ukrayna toplumunu, Ukrayna kültürünü, Ukrayna halkını ve değerlerini tanıtmak. Ukrayna halkının özgürlük ve kendi kimliğini korumak için mücadelesi, bu proje çerçevesinde dünya kamuoyuna anlatılıyor.

Ukrayna İstanbul Başkonsolosundan 18 Mayıs mesajı: Kırım, hiçbir zaman işgalcilerin yurdu olmayacak Haber

Ukrayna İstanbul Başkonsolosundan 18 Mayıs mesajı: Kırım, hiçbir zaman işgalcilerin yurdu olmayacak

Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 79. yıl dönümü dolayısıyla Kırım Haber Ajansına özel mesaj yayımladı. 79. yıl önce Kırım Tatarlarını anavatanları Kırım’dan sürerek Sovyet yönetiminin korkunç bir suç işlediğinin altını çizen Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, "Uluslararası hukuk normlarını ihlal eden Sovyet yönetimi, soykırım eylemi gerçekleştirdi. Amaçları, Ukrayna’nın yerli halkı olan Kırım Tatarlarının milli kimliğini yok etmekti" ifadelerini kullandı. “KIRIM İŞGALDEN KURTARILACAK!” Son dokuz yılda Rusya’nın Kırım’ı bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve işgalci yönetimin baskıları nedeniyle yine binlerce Kırım Tatarının vatanını terk etmek zorunda kaldığını kaydeden Nedilskıy, "Ama Kırım, hiçbir zaman işgalcilerin yurdu olmayacak! Bu konuda hayal kurmasınlar…Kırım işgalden kurtarılacak! Kırım üzerinde Ukrayna bayrağı dalgalanacak. Ukrayna hiçbir zaman topraklarının işgalini kabul etmeyecektir. Kırım Ukrayna’dır! Kırım’ın işgalden kurtarılması nihai amacımızdır" değerlendirmesini yaptı. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdılar.

Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu: Rus işgalciler Herson'daki müzelerden on binlerce eser çaldı! Haber

Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu: Rus işgalciler Herson'daki müzelerden on binlerce eser çaldı!

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİ) Kültür Çalışma Grubu toplantısı yapıldı. Toplantıda, Ukrayna’yı temsil eden İstanbul  Başkonsolosu Roman Nedilskıy, Ukrayna’nın kültür alanındaki planlarını ve Rus işgal güçlerinin Ukrayna’nın kültürel mirasına verdiği zararı anlattı. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarının devam etmesi sebebiyle Ukrayna Kültür ve Enformasyon Politikası Bakanlığı temsilcisi bugün çevrimiçi olarak düzenlenen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİ) Kültür Çalışma Grubu toplantısına katılamadı. Bu nedenle Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu, KEİ Ukrayna Temsilcisi Roman Nedilskıy toplantıda, Ukrayna’nın kültür alanındaki çalışmaları ve Rus saldırıların ülkenin kültürel varlığına verdiği zararı anlattı. Konu ile ilgili sosyal medya üzerinden açıklama yapan Nedilskıy, “Rus saldırılarına rağmen kültür alanında hayata geçirmeyi hedeflediğimiz planların sunumunu yaptım; buna kültürel mirasın korunması ve restorasyonu, Ukrayna kültürel vakıflarının desteklenmesi, dijitalleşme de dahil.” ifadelerini kullandı. RUSLAR SADECE HERSON'DAN ON BİNLERCE ESER ÇALDI! Bununla birlikte Başkonsolos Nedilskıy toplantıda, Rus işgal güçlerinin, Herson Tarih Müzesinden 28 bin 526 tarihi eser, Herson Sanat Müzesinden 13 bin sanat eseri çaldığını, Rus saldırılarıyla Ukrayna’da yaklaşık 500 ibadethanenin yok edildiğini anlattı. Rusya’nın Ukrayna’daki kültürel mirasını yok ettiğine dikkat çeken Nedilskıy konuşmasını, “Son olarak, size retorik bir soru soruyorum: Ukraynalı çocukların kaçırılması nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesinin, liderleri hakkında arama kararı aldığı rejimin temsilcileriyle kültürel alanda işbirliği yapmaya hazır mısınız?” ifadesiyle bitirdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.