Rus zulmünün kurbanları: Kırım Tatar siyasi tutsakların çocukları
Her yıl 1 Haziran tarihi, dünyanın birçok ülkesinde Dünya Çocuk Günü olarak kutlanıyor. Uluslararası Çocuk Günü fikri; 1925 yılında Cenevre'de yapılan Çocukların Refahı İçin Dünya Konferansı'ndan sonra doğdu. 54 ülkenin katılımıyla yapılan bu konferansta, Çocukların Korunmasına Dair Cenevre Bildirgesi kabul edildi. Pek çok ülke, konferansın ardından çocukların sorunlarına ilişkin kamuoyunun dikkatini çekmek, çocuklara mutluluk getirmek ve çocuk konusunda teşvik etmek üzere bu günü Dünya Çocuk Günü olarak belirledi.
Milletlerin ve devletlerin geleceği olan çocukların iyi yetişmesi, sağlıklı ve huzurlu olabilmesi, güvence altında yaşamasının önemi tartışılamaz. Ancak, Rus işgalindeki Kırım'da Kremlin'in baskı makinasının kurbanı binlerce çocuk bu haklardan mahrum ediliyor.
İşgalci Rusya, 9 yıldır Kırım’da Rus işgaline karşı çıkan Kırımlılara baskı uyguluyor. İşgalciler, halka baskı uygulamak ve sindirmek için kurguladığı düzmece davalar çerçevesinde çoğu Kırım Tatarı olmak üzere yüzlerce kişiyi yasa dışı olarak alıkoyuyor. Kremlin rejiminin baskıları nedeniyle yüzlerce Kırım Tatarı çocuk babasız büyüyor.
Rus işgal güçlerinin sabah saatlerinde silahlı baskınlar düzenleyerek evlerinde arama yapmasına tanık olan ve Rus zulmünün kurbanı olan çocuklara maddi ve manevi destek sağlamak için Kırım Tatar aktivistleri “Kırım Çocukluğu” Projesini başlattı. Kırım Haber Ajansına konuşan “Kırım Çocukluğu” Projesinin Koordinatörü, insan hakları savunucusu, Kırım Tatar siyasi tutsak Seyran Saliyev’in eşi Mumine Saliyeva, Rus baskıları nedeniyle babasız büyümek zorunda kalan çocukların sorunlarını anlattı ve “Kırım Çocukluğu” projesi faaliyetleri hakkında bilgi verdi.
“KIRIM ÇOCUKLUĞU” 6 YIL ÖNCE KURULDU
“Kırım Çocukluğu” projesinin 6 yıldır faaliyet gösterdiğini aktaran Saliyeva, “Siyasi tutsakların çocuklarına destek veren bu proje 2017 yılında ortaya çıktı. O zaman Bahçesaray’da ikinci kez toplu baskınlar düzenlendi. Baskınlardan sonra, eşim Seyran Saliyev de dahil olmak üzere 6 Kırım Tatar aktivist alıkonuldu. Alıkonulanlar arasında beden eğitimi öğretmeni, 13 çocuk babası Server Zekiryayev de bulunuyordu. FSB görevlileri, eşimi götürdüğü günün akşamında ben oturup Kırım’da babasız kalan (Rusya’nın Kırım Tatarlarına yönelik baskıları nedeniyle) çocukları saymaya başladım. Sonuçta ortaya çıkan 100 rakamı beni derinden etkiledi.” dedi.
“KIRIM TATAR HALKI SİYASİ TUTSAKLARIN ÇOCUKLARINI SEVGİYLE SARDI”
O dönemde yüksek lisans yaptığını, üniversite öğretmenlerinin kendisine destek verdiğini ayrıca bir dizi öğretmen, psikolog ve eğitimcinin babasız kalan çocuklara manevi destek sağlamayı teklif ettiğini belirten Saliyeva, “Daha verimli olması için her şeyi bir çatı altında birleştirmeye karar verdim. Böylece insanlar yardım için nereye başvurabileceğini bilecek, bilgi alabilecek, yardım etmek isteyenler de bize katılabilecekti. Onlarca aktivist, siyasi tutsakların çocukları ile çalışıyor. Yine de ben ‘Kırım Çocukluğu’ projesini halk girişimi olarak görüyorum, çünkü Kırım Tatar halkı birleşerek siyasi tutsakların çocuklarını sevgiyle sararak onlara bizim çocuklarımız dedi.” ifadelerini kullandı.
KIRIM'DA 210 ÇOCUK BABASIZ BÜYÜYOR
Kırım’da düzmece davalar çerçevesinde işgalcilerce alıkonulan, çoğu Kırım Tatarı olmak üzere 150’den fazla Ukrayna vatandaşı siyasi tutsak, işgal altındaki Kırım’daki ve Rusya’daki hapishanelerde tutuluyor. İşgalcilerce yasa dışı alıkonulan ve ağır hapis cezalarına mahkum edilen siyasi tutsakların çocukları babasız büyümek zorunda kalıyor.
Babasız büyüyen çocuk sayısına dair açıklama yapan Saliyeva, “Bugün, Kırım’da 210 reşit olmayan çocuk babasız büyüyor. Bunların 13’ü babaları alıkonulduktan sonra dünyaya geldi. Örneğin Mecit Abdurahmanov’un kızı babasını ilk kez 2,5 yaşında Rostov-na-Donu kentindeki duruşma salonunda gördü. Küçük kız babasını görebilmek için 700 kilometrelik yolu kat etmek zorunda kaldı.” dedi.
ÇOCUKLARDAN 56’SI CİDDİ KRONİK HASTALIKLARA SAHİP
Mumine Saliyeva, siyasi tutsakların çocuklarından 56’sının fizyolojik ve psikosomatik niteliğe sahip olan ciddi kronik hastalıklara sahip olduğuna dikkat çekerek, “Mayıs ayında siyasi tutsak Ayder Cepparov’un 12 yaşındaki oğluna kanser teşhisi konuldu. Bu haber beni çok etkiledi… Logonevroz (kekemelik), davranış bozukluğu, enürezis (alt ıslatma), kalp hastalıkları bunlar çocuklarımıza en sık konulan teşhisler.” açıklamasında bulundu.
Bununla birlikte insan hakları savunucusu, Rus yönetiminin siyasi tutsakları Kırım’dan çok uzakta bulunan cezaevlerine göndererek çocukların babalarıyla görüşme hakkını ihlal ettiğine dikkat çekti.
“ÇOCUKLAR BASKILARIN KURBANLARIDIR”
Rus işgalcilerin genelde sabahın erken saatlerinde silah ve köpeklerle, kapı, pencereleri kırarak evlere baskın düzenlediğini kaydeden Saliyeva, “Çocuklar sadece baskıların tanıkları değil. Onlar direkt baskı, zulme maruz bırakılıyorlar; onlar hayatlarını, çocukluklarını acımasızca ezen baskı makinesinin kurbanlarıdır.” dedi.
Çocukların hep stres altında yaşadığını belirten Saliyeva, “Başlarına gelen durum bir günlük bir trajedi değil. Çocuklar hep mahkeme, cezaevi ziyaretleri atmosferinde büyüyorlar. Arada sırada babaları cezaevinden arıyor ve mektup yazıyorlar. Çocuklar babalarıyla ancak bu şekilde iletişim kuruyor. Devamlı kötü deneyim, stres, gözyaşı…” diye anlattı.
“5 YIL SONRA BABALARINA SARILABİLMEK İÇİN ÇOCUKLAR 2 GÜNLÜK YOL KAT ETTİ”
Mumine Saliyeva ve çocukları
Kendi çocuklarının babalarının alıkonulmasını çok zor atlattığını aktaran Saliyeva, “12 yaşındaki kızım Samiya’da stres yüzünden otoimmün (bağışıklık sisteminin dost düşman ayrımını kaybetmesi ve kendi dokularına saldırması) hastalığı başladı. Bu yüzden 5 yıldır kızıma kanser iğneleri yapılıyor. Kızım babasına, eşim alıkonulduktan ancak 5 yıl sonra cezaevindeki görüşmede sarılabildi. Bunun için 2 günlük yol katettik. Tekrar babasından ayrılmak onun için çok zordu. Kırım’a geri döndüğümüzde tedavi için hastaneye yatırıldı. Ve buna benzer bir çok hikaye var. Bu hikayeler, güya ‘yasaları’ öne sürerek olmayan terörizm ve aşırılık uydurularak Kırım Tatarlarına uygulanan baskıları ayrıca bu baskıların halkı ve gelecek nesil için oluşturduğu olumsuz etkileri çok iyi anlatıyorlar. Her bir hikaye sanki benim şahsi hikayem gibi. Her aile ile onun acısını, sorunlarını paylaşarak yardım etme yolları arıyoruz.” dedi.
“KIRIM ÇOCUKLUĞU” ÇOCUKLAR İÇİN ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLER DÜZENLİYOR
“Kırım Çocukluğu” projesi çerçevesinde çocuklar için çeşitli etkinlikler düzenleyerek onları günlük sorunlarından biraz da olsa uzaklaştırmaya çalıştıklarını ifade eden insan hakları savunucusu, “Çocuklar için, resim atölyeler, yarışmalar, matematik, Kırım tarihi, Kırım Tatar dili dersleri, psikologlarla özel dersler gibi etkinlikler düzenliyoruz. Bayram kutlamaları, geziler organize ediyoruz. Hasta çocuklar için özel program yapıyoruz. Tüm bunlar halkın desteğiyle hayata geçiriliyor. Bazı insanlar maddi olarak, bazı insanlar çocuklarla ders vermeyi, bazıları kalacak yer, bazıları araç, bazıları yemekleri, çocuklar için hazırlanan hediyeleri karşılıyor.” ifadelerini kullandı.
“HALKIN SAĞLADIĞI YARDIM ÇOCUKLARA, ANNELERİNE VE SİYASİ TUTSAKLARA DESTEK VERİYOR”
Bir çok insanın Facebook ve Instagramdaki sosyal medya hesaplarından “Kırım Çocukluğu” projesi ile iletişime geçerek yardım teklif ettiğini belirten Saliyeva, “Hiç tanımadığımız insanların bize ulaşması işimize ilham veriyor. Bu tür dayanışma çocuklara, annelerine destek veriyor ayrıca insanlık dışı şartlar altında hapiste olan siyasi tutsaklara moral ve metanet gücü sağlıyor.”dedi.