SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Konya

QHA - Kırım Haber Ajansı - Konya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Konya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Konya'da bulunan Selçuklu kabirleri restore edilecek Haber

Konya'da bulunan Selçuklu kabirleri restore edilecek

Türkiye’nin Konya ilindeki Musalla Mezarlığı’nda yer alan tarihi alandaki mezar taşlarının restorasyon çalışmalarının başlatıldığı açıklandı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 26 Aralık 2024 tarihinde yaptığı yazılı açıklamada; Ahlat’tan sonra en önemli Türkiye Selçuklu mezarlıklarının başında gelen Musalla Mezarlığı'ndaki tarihî alandaki mezar taşlarının restore edileceği öğrenildi. Ayrıca Başkan Altay, Türkiye Selçuklu Devleti'nin başkenti olan Konya’nın binlerce yıllık geçmişiyle kadim bir şehir olduğunu vurgulayarak; sahip oldukları değerleri gelecek kuşaklara aktarmak adına üzerlerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmek için çalıştıklarını söyledi.  Bununla beraber Altay, Bitlis’in Ahlat şehrinde bulunan Ahlat Selçuklu Mezarlığı'ndan sonra en önemli Selçuklu kabristanlarından sayılan Musalla Mezarlığı’nın, Konya’nın en eski ve en büyük tarihi yapılarından biri olarak geçmişten günümüze ulaştığını kaydetti. ALANDA TARİHÎ ŞAHSİYETLERİN TÜRBELERİ BULUNUYOR Özellikle mezarlık içerisindeki bir alanda çok sayıda şehit mezarı ve Selçuklu döneminden dervişlerin sohbet ve zikir için toplandıkları hankahlar bulunduğunu belirten Altay, “Türkiye Selçuklu Dönemi’nin ve İslam Dünyasının en büyük mantıkçılarından olan Kadı Siraceddin Urmevi’nin hem türbesi hem de ‘Sirâc Bağı’ olarak isimlendirilen bahçesi de burada bulunuyor. Bunların yanı sıra Evhaüddin Kirmanî, Şeyh Halilî, Şeyh Şücaeddin gibi Selçuklu ve Osmanlı dönemi türbeleri ve etraflarında mezar taşları da yer alıyor.” ifadelerini kullandı.  Başlatılan restorasyon çalışmalarının Türk-İslam tarihi açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Altay, bu gibi tarihî mekânların Türk milletinin geçmişte ödediği bedelleri ve Türk topraklarının kıymetinin anlaşılması açısından eşsiz bir hatırlayıcı olduğunu kaydetti ve “Bu mirası koruyarak şehrimize ve tarihimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.” dedi. MEZARLIK 1988’DE SİT ALANI OLARAK TESCİLLENDİ 13. yüzyıla ait Musalla Mezarlığı; 25 Kasım 1988 tarihinde Konya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulutarafından 339 sayılı kararla tescillenerek koruma altına alındı. 141 adada bulunan mezarlığın en eski ve özel bölgesi olan alan ise, 19 Aralık 2014 tarihinde 2481 sayılı kararla ayrı bir tarihî sit alanı olarak tescil edildi. Öte yandan Konya Büyükşehir Belediyesi 2021 yılında bölgenin tarihî ve kültürel mirasını korumak amacıyla Musalla Mezarlığı’nı yeni defin işlemlerine kapatmıştı. 

Konya Selçuk Üniversitesinde İsmail Bey Gaspıralı konuşuldu Haber

Konya Selçuk Üniversitesinde İsmail Bey Gaspıralı konuşuldu

Konya Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde "İsmail Gaspıralı'nın Hayatı, Eserleri ve Düşünceleri" konulu seminer programı gerçekleşti. Prof. Dr. Şaban Halis Çalış'ın moderatörlüğündeki seminerde; Dr. Öğretim Üyesi Yasin Avcı, Dr. Çağlar Söker ve Yüksek Lisans Öğrencisi Aytan Isayeva sunum yaptı. Azerbaycan Türkü Aytan Isayeva, seminer kapsamında Kırım Tatar aydını İsmail Bey Gaspıralı'nın hayatı ve eserlerine mercek tuttu. SEMİNER KONUSU İSMAİL BEY GASPIRALI OLDU Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Prof. Dr. Şahabettin Yiğitbaşı Konferans Salonu'nda, 4 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşen seminerde "Dilde, Fikirde, İşte Birlik" şiarıyla ömrünü Türk dünyasına adayan, Tercüman gazetesinin kurucusu İsmail Bey Gaspıralı'nın hayatı, çalışmaları ve eserleri ele alındı. Seminere, Kırım Derneği Konya Şubesi Başkanı Mustafa Sırrı Demirel, Konya Genç Tatar İnisiyatifi Başkanı Kamil Can, akademisyenler ve öğrenciler katılım gösterdi. Konya Genç Tatar İnisiyatifi Başkanı Kamil Can, Kırım Haber Ajansına (QHA) verdiği bilgide; Aytan Isayeva'nın özellikle Türk dünyasında aydınlanma hareketlerinin öncüsü İsmail Bey Gaspıralı'yı çalıştığını belirtti. Can, Azerbaycan Türkü Isayeva'nın Kırım Derneği Konya Şubesinde İsmail Bey Gaspıralı'yı anlatacağını da aktardı.  İSMAİL BEY GASPIRALI  Soyadını babasının doğum yeri olan -bugün Rus işgali altındaki- Kırım’ın Gaspıra köyünden alan İsmail Bey Gaspıralı, 1851 yılında Bahçesaray yakınlarındaki Avcıköy’de doğdu. Sırasıyla Bahçesaray, Akmescit, Voronej ve Moskova’da eğitimini devam ettirdi. Daha 17 yaşını bile doldurmadan Bahçesaray’da bulunan Zincirli Medrese’de öğretmenliğe başlayan Gaspıralı, 1872 yılında Kırım’dan ayrılarak, Paris’e gitti. Burada geçirdiği 2 yıl boyunca ünlü Rus edebiyatçı İvan Turgenyev’in asistanlığı da dahil olmak üzere çeşitli işlerle hayatını kazandı. GASPIRALI İSMAİL BEY VE MİLLİ UYANIŞ İÇİN YAYINCILIK 1874 yılında eskiden beri istediği gibi bir Osmanlı zabiti olmak için İstanbul’a geçen Gaspıralı, 1 yıllık bekleyişinin ardından müracaatına olumlu yanıt alamadığı için Kırım’a geri döndü. 1878-1884 yılları arasında Bahçesaray Belediye Başkanlığı görevini yürüten Gaspıralı, Kırım ve yurt dışındaki ülkelerde yaptığı gözlemler ve geniş tecrübe birikimiyle birlikte yabancıların hakimiyeti altında yaşayan soydaşlarının seslerini dünya kamuoyuna duyurmak ve milli bir uyanış yaratmak amacıyla yayıncılığa başladı. Rusya Müslümanları hakkında pek çok yazı kaleme alan Gaspıralı İsmail Bey, Türk-Müslüman topluluklarının ayağa kalkması için gerekli eğitim ve reformun gerçekleştirebilmesi adına çağa uygun bir maarif sisteminin hayata geçirilmesi konusunda büyük çaba gösterdi. GASPIRALI'NIN TÜRK MODERNLEŞMESİNE KATKISI Milli maarif sistemiyle birlikte Gaspıralı’nın tasavvurunda Türk toplulukları için ortak bir edebi dilin teşekkülü bulunuyordu. Ortak bir edebi dilin katkısıyla birlikte milli bir Türk basını teşkil edilerek tüm Türk topluluklarının birbirinden haberdar olmasını arzu ediyordu. Bu şekilde milli kaynaşma ve bilinç sağlanabilecekti. Yine bu amaç doğrultusunda ilk nüshasını 22 Nisan 1883’de Türk dilinde gerçekleştirdiği “Tercüman” gazetesini hayata geçirdi. Osmanlı Türkçesi ile hazırlanan gazetede Tatarca ve diğer Türk dillerinden de takviye kelimeler kullanılmaktaydı. Bahçesaray merkezli gazete önceleri haftada bir gün, 1903’te haftada iki gün, 1912’de günlük hale geldi. Tercüman gazetesiyle birlikte Gaspıralı’nın maarif reformu düşüncesinin en güzel örneği olan “Usûl-ü Cedîd” ve okulları, Türk modernleşmesine büyük katkı sağlamıştır. Modern eğitimin gereklerine uygun olarak dizayn edilen ve donatılan okullarda, Türkçe okuma-yazma öğretiminin yanısıra, temel aritmetik, hat, Kur’an okuma ve İslâm’ın esaslarını öğretmeye yönelik dersler yer almakta, buna bir üst basamakta genel coğrafya ve tarih, İslâm ve memleket tarihi hakkında giriş bilgileri ve tabiat bilgisi dersleri de ilâve olunmaktaydı. Karşılaştığı büyük engellere rağmen Gaspıralı’nın Usûl-ü Cedîd sistemi ve okulları, 1917 yılına kadar “Ceditçiler” olarak bilinen milli reformcuların yetiştirilmesine büyük katkı sağladı. Bütün yaşamı boyunca Türk topluluklarının esenliği ve gelişimi için çaba göstermiş olan İsmail Bey Gaspıralı, bugün halen “Dilde, İşte, Fikirde Birlik” sloganıyla, bütün Türk dünyasının yolunu aydınlatıyor. Türk ve İslam toplumlarında modernleşmenin esaslarını ve gereklerini net bir şekilde ortaya koyabilmiş olan İsmail Bey Gaspıralı, kuşkusuz Kırım Tatar halkının en büyük gurur kaynaklarından ve fikir adamlarından biri olmaya devam ediyor. Türk dünyasındaki milli uyanış hareketlerinin öncülerinden ve en büyük fikir adamlarından olan Kırım Tatarı İsmail Bey Gaspıralı 24 Eylül 1914’de Bahçesaray’da hayata gözlerini yumdu.

Kırım Derneği Konya Şubesinden daha güçlü bir diaspora için birlik ve beraberlik vurgusu Haber

Kırım Derneği Konya Şubesinden daha güçlü bir diaspora için birlik ve beraberlik vurgusu

Kırım Derneği Konya Şubesinde, yaklaşan Yönetim Kurulu seçimlerini görüşmek üzere 5 Kasım 2024 tarihi saat 20.00'de dernek binasında toplantı düzenlendi. Toplantıya; Kırım Derneği Konya Şubesi Başkanı Mustafa Sırrı Demirel, Yönetim Kurulu üyeleri ve Konya'daki Kırım Tatar diasporasından kişiler katıldı. Kırım Derneği Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hamza Çorabatır, toplantıya ilişkin Kırım Haber Ajansına bilgilendirme yaptı. KIRIMOĞLU VE MECLİSİN SAVAŞ ŞARTLARINDA GÖREVİNE KORKUSUZCA DEVAM EDEN ÜYELERİNE DESTEK Toplantıda; yıl boyunca şubenin gerçekleştirdiği faaliyetler, işgalci Rusya'nın Ukrayna'daki topyekun saldırısındaki son gelişmeler ve devam eden savaş ile Kırım Tatar halkının millî lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Tatar Milli Meclisinin yürüttüğü mücadele gündeme geldi. Yönetim Kurulu Üyesi Çorabatır, bu hususta QHA'ya verdiği demeçte, "Yaklaşan seçimler için Konya Şubesi demokratik süreci işletmeye başladı. Yıl içerisinde yapılan faaliyetler değerlendirilerek, Ukrayna'da bulunan Kırım Tatar Milli Meclisine tam bağlılık tekrarlandı. Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na ve Meclisin savaş şartlarında görevine korkusuzca devam eden üyelerine destek verildi" ifadelerini kullandı. DAHA GÜÇLÜ BİR KIRIM TATAR DİASPORASI İÇİN BİRLİK VE BERABERLİK VURGUSU Farklı meslek gruplarından kişilere faaliyetlere sürekli katılım ve destek çağrısının yapıldığını belirten Çorabatır, toplantıda Türkiye'deki Kırım Tatar diasporasının çok daha aktif çalışmalara imza atması gerektiği yönünde fikir birliğine varıldığını belirtti. Kırım'ın Rus işgalinden kurtarılması için Ukrayna'nın verdiği mücadelenin önemine vurgu yapılan istişare toplantısı hakkında Kırım Derneği Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hamza Çorabatır şöyle konuştu: "Ukrayna Savaşı'nda Kırım'ın işgalden kurtarılması için Ukrayna devletinin haklı mücadelesinin yanında yer aldığımızı belirttik. Yeni yönetimin geçmişte yaşanan çatışmalardan uzak daha güçlü ve daha demokratik bir yapıyla kurulması için yeni kanlara ihtiyacı olduğu, gençlerin katılımının desteklendiği ifade edildi. Daha güçlü bir Kırım Tatar Diasporası için birlik ve beraberlik vurgusuyla toplantı sona erdi. Şube Başkanı Mustafa Sırrı Demirel de tüm bu hususlara destek olunması için çağrı yaptı. Ukrayna'ya diasporadan destek ziyaretleri için peyderpey gruplar halinde Kırım Tatar iş adamlarının götürülmesi konusu istişare edildi."

Ukrayna'nın müzik grubu Prime Orkestra, Konya’da dinleyenleri büyüledi! Haber

Ukrayna'nın müzik grubu Prime Orkestra, Konya’da dinleyenleri büyüledi!

2024 yılında onuncu yılını dolduracak olan ve dünya çapında binlerce organizasyona imza atan "Prime Orkestra" Türkiye turnesi kapsamında 11 Eylül 2024 tarihinde Konya’da konser verdi. Selçuklu Kongre Merkezi'nde icra edilen konser, dinleyicilere unutulmaz anlar yaşattı. ???????? Ukrayna'nın müzik grubu Prime Orkestra, Konya’da dinleyenleri büyüledi! pic.twitter.com/EpnSfDR07I — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) September 12, 2024 “Dance Symphony Show 80s-90s"  adlı konserde Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Konya Şubesi, Konya Ukraynalılar Derneği ve Genç Tatar İnsiyatifi üyelerinin yanı sıra çok sayıda katılımcı yer aldı. 35 kişiden oluşan orkestra, özgün senfonik yorumuyla 20. yüzyılın efsanevi dans hitlerini Türk hayranları için sahneye taşıyarak katılımcılara coşku dolu anlar yaşattı. ORKESTRA, UKRAYNA İÇİN YARDIM TOPLUYOR Sahne öncesi Prime Orkestra'nın yönetmeni Yuriy Rıbalka, Kırım Haber Ajansına (QHA) konuştu. Rybalka, “Türkiye bizi çok sıcak karşıladı. Ukrayna’ya destek veren Türk halkına ve Türk yetkililere teşekkür ediyoruz. Türkiye’ye, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı topyekûn işgal girişiminden bu yana Ukrayna’yı desteklediği için teşekkür ederiz.” dedi. Orkestranın konserler sayesinde toplanan parayla Ukrayna’ya yardım gönderdiğini belirten Rıbalka, Türkiye turnesinde de "Mobil Klinik", yaralıların rehabilitasyonu için ekipman ve tahliye nakliyesi için  fon toplanacağını belirtti. Rıbalka, orkestranın daha önce Harkiv’e iki ambulans, çeşitli tıbbi ekipman, malzeme, ilaç, kıyafet, bebek maması ve diğer ihtiyaçlar noktasında destekte bulunduğunu kaydetti. KONYA’DA 19 ARALIK’TA YENİDEN SAHNE ALACAKLAR Ayrıca Rıbalka, sözlerine bu turnenin 1 yıl süreceğini ve 19 Aralık 2024 tarihinde Konya’da yeniden sahne alacaklarını ekledi. “PRİME ORKESTRASI: BİR DUYGU KASIRGASI” Orkestrada çalınan eserlere ilişkin konuşan Rıbalka şu ifadelere yer verdi: Prime Orkestrası sempozyum gösterisi, dünya müzik sahnesinde benzersiz bir fenomendir. Bu, yenilik ve geleneğin, doğal yetenek ve gelişmiş ses teknolojilerin arasında modern bir geçiş orkestrasıdır. Performansları; her zaman büyük ölçekli ve parlak bir gösteri, benzersiz düzenlemeler, kendine özgü güçlü canlı ses, espirili mizah, özel efektler ve en önemlisi bir duygu kasırgasıdır. Orkestra, 24 Şubat 2022'den bu yana Rusya’nın sürekli saldırılarına maruz kalan aynı zamanda UNESCO müzik şehri de olan Ukrayna'nın Harkiv şehrinden geliyor. Orkestra, 2014 yılında Harkiv’de senfonik bir gösteri projesi olan “WORLD HITS” şeklinde doğdu. Yönetmenleri ise Maskım Maksımenko, Yuriy Rıbalka ve Oleksiy Khorolskıy oldu. PRİME ORKESTRASININ EYLÜL AYI TURNE TAKVİMİ Kayseri - 12 Eylül 2024 ​​saat 20.00 - EKM Erciyes Kültür Merkezi Gaziantep - 15 Eylül 2024 ​​saat 20.00 - Gazi Üniversitesi Mâvera Kongre ve Sanat Merkezi Adana - 16 Eylül 2024 ​​saat 20.00 - Çukurova Üniversitesi Kongre Salonu Mersin - 17 Eylül 2024 saat 20.00 - Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi (Cumhuriyet Salonu) Eskişehir - 18 Eylül 2024 ​​saat 20.00 - Vehbi Koç Kongre Merkezi İstanbul - 19 Eylül 2024 saat 20.00 - Mall of İstanbul'da. MOI Sahnesi Ankara - 20 Eylül 2024 saat 20.00 - Nazım Hikmet Kültür Merkezi Bursa - 21 Eylül 2024 saat 20.00 - Merinos Kongre Kültür Merkezi

İsmail Gaspıralı’nın yol arkadaşlarından Abdulgaffar Totaysalgır kimdir? Haber

İsmail Gaspıralı’nın yol arkadaşlarından Abdulgaffar Totaysalgır kimdir?

Şerife Beyza Satılmaz / QHA ANKARA Abdulgaffar Totaysalgır, 13 Mayıs 1877 tarihinde Kırım’ın Yalta şehrinin Avcı köyünde dünyaya geldi. Babası Totay Osman Mırza oğlu Abdulcelil Ağa, annesi Zeliha Hanım’dır. Totaysalgır’ın, Mecid, Yakup, Yahya ve Resul olmak üzere dört erkek kardeşi, bir tane de Tefide adında kız kardeşi vardı. Totaysalgır, askerliğini yedek subay olarak Rus ordusunda yaptı ve 21 Nisan 1903 tarihinde Rus yönetimin baskıları sonucu ailesini de alarak Türkiye’ye göç etti. Kız kardeşi Tefide ise Kırım’da kaldı. Totaysalgır, 3 Mayıs 1903 tarihinden vefatına kadar da Konya’da yaşamını sürdürdü. Abdulgaffar Totaysalgır’ın Kırım’dan Anadolu’ya göç hikayesini torunu Gaffar Tutaysalgır Kırım Haber Ajansına (QHA) anlattı. ABDULGAFFAR TOTAYSALGIR’IN KIRIM’DA GEÇEN GÜNLERİ Gaffar Tutaysalgır, dedesinin ilköğretim eğitimini Avcıköy ve Özenbaş köyünde aldığını ve Müslüman okullarında okuyan her on öğrenciden birisinin Rus okullarında tahsil görme zorunluluğu nedeniyle Yalta’da altı senelik “ZemskiSkola” adlı okulda üç yıl ortaöğretim eğitimi aldığını söyledi. Tutaysalgır, dedesi Abdulgaffar Totaysalgır’ın bu okulda okurken yaşadığı Plevne Marşı hikayesini şu ifadelerle anlattı: “Dedem, Rus okulunda okuduğu dönem Plevne Marşı’nı söylerken bir Rus öğretmene yakalanır. Rus öğretmen, ‘Hem Rus ekmeğini yiyorsun hem de Osmanlı Marşı’nı söylüyorsun.’ diyerek dedemi döver. Bu olay dedemin Osmanlı’ya gelme isteğini artırmıştır.” “ÇOCUKLARIMIZI RUSLARIN ELİNE BIRAKMAYALIM” Tutaysalgır, dedesini en çok etkileyen olayın “Deniz Kulağı” denilen yerde gerçekleştiğini ve Rusların, Kırım Tatarlarına yönelik baskısını artırdığı o dönemi anlatırken göz yaşlarına hakim olamadı. Dedesi Abdulgaffar Totaysalgır’ın notlarından elde ettiği bilgilere göre Deniz Kulağı’nda yaşananları şöyle aktardı: “Rus askerleri ‘Deniz Kulağı’ dedikleri bir yerde Kırım Tatarlarını kuşatırlar ve halk orada bir karar verir. Çocuklarımızı Rusların ellerine bırakmayalım derler ve herkes farklı bir ailenin çocuğunu alarak öldürür. Sabahleyin de Ruslar saldırır ve hepsi orada şehit olur. Bu olay dedemde çok derin izler bırakmıştır.” KIRIM’DAN ANADOLU’YA GÖÇ Tutaysalgır, dedesinin Türkiye’ye göç etme sebeplerini “Camilerde mihrapların önüne çar ve çariçenin resimlerinin asılması, Kafurün Suresi’nin Kuran-ı Kerim’den çıkartılıp yeniden yazılması, hutbelerde 2. Nikola’nın adının anılması, Kırım Tatarlarının askerliğe alınmayacağına dair verilen sözün tutulmaması, Türk askerlere domuz eti ve yağının yedirilmeye çalışılması…” şeklinde sıraladı. GASPIRALI’NIN TOTAYSALGIR’A VE BERABERİNDE GÖÇ EDECEK HALKA MEKTUBU Abdulgaffar Totaysalgır, aynı köyde doğduğu İsmail Gaspıralı ile yol arkadaşı olmuş ve “Dilde, fikirde, işte birlik” düşüncesini benimsemişti. Torunu Gaffar Tutaysalgır, dedesinin ve Gaspıralı’nın Tercüman-ı Ahval gazetesinde beraber çalıştıklarını ancak bu süre zarfına ait anılar hakkında ellerinde bir bilginin mevcut olmadığını söyledi. Tutaysalgır, dedesinin Türkiye’ye göç ederken Gaspıralı’nın bir mektup gönderdiğini belirterek, mektubun 19 Nisan 1903 Perşembe günü sabahleyin köyden ayrılanların önünde okunduğunu kaydetti. Gaspıralı’nın kaleme aldığı o mektupta geçen ifadeler ise şu şekilde: “Sevgili köylülerim, bu adanın her karış toprağa kanımızla yoğruldu. Hakiki sahibi biziz. Orman halini alan binlerce mezarlıklarımızda ecdat yatıyor. Kahraman ecdadımız bu yurdun çevresini kalelerle çevirerek, camilerle süslemiştir. Biz sağ iken mukaddesatımıza kirli ellerle leke sürülemez. Fakat çoğunluğumuzu kaybettiğimiz gün en büyük tehlikeyle karşılaşırız. Bir tekeri kırılan araba iş görebilir mi? Bizim için bir eksik büyük bir boşluktur. Sizin göçmeniz de böyledir. Bir hakikati söylemekten kaçınmayacağım. Bizim refahımızdan sevinç, kederimizden hüzün duyan büyüklerimizin himayelerine sığınmak üzere ayrılıyorsunuz. Kedersiz varın. Hayırlı yolculuk, kalanlara sağlık dilerim.” Ayrıca  Tutaysalgır, dedesi Abdulgaffar Totaysalgır’ın  göç ederken köyde kalan kardeşi Tefide ve onun kızı Zemine’nin dedesinde büyük etkiler bıraktığını belirtti. AYRANCIK’TA YENİ BİR HAYAT KURULUYOR Gaffar Tutaysalgır, dedesigilin göç ettikleri dönem Konya’ya iskan için gönderildiklerini ve Konya bölgesinde yerleşebilecekleri bir alan aramaları söylendiğini ifade etti. Tutaysalgır, “Dedemler, günümüzde Karaman il hudutlarında bulunan Ayrancı’ya ikamet edilirler ve burayı Kırım’a benzetirler. Hatta Kırım’dan fidan almaya birini gönderirler. Kırım’dan getirilen fidanlar Konya’da ekilerek yetiştirilir.” dedi. “ÇORBACI” HİKAYESİ Tutaysalgır, dedesigilin Konya’ya geldikleri ilk zaman yaşadığı “Çorbacı” kelimesinin hikayesini anlatırken, “Dedem burada bir esnafla karşılaşmıştır. Onunla muhabbet etmeye başlamış ve yüceltmek için dedem o kişiye ‘Çorbacım’ demiş. Adam dedemle birkaç gün konuşmamış. Neden konuşmadığını sorduğunda sen bana hakaret ettin, der. Dedem de ‘çorbacı’ kelimesinin Kırım’da iyiliksever insanlara söylendiğini ifade ettikten sonra anlaşırlar.” ifadelerini kullandı. “MODERN EVLİYA ÇELEBİ” Abdulgaffar Totaysalgır, Konya’da yaşadığı süre boyunca imamlık ve öğretmenlik yaptı. Bunu yanı sıra görev yaptığı yerlerde anıtları, etnografyası, halk edebiyatı, yer isimleri ve halk inanışları gibi birçok konu üzerinde araştırma yaptı. Gaffar Tutaysalgır, bu araştırmaları ile dedesini “Modern Evliya Çelebi” olarak tanımlıyor. TOTAYSALGIR, ATATÜRK’ÜN ‘GÜNEŞ DİL TEORİSİ’NE SAHİP ÇIKTI Tutaysalgır, dedesinin kazandığı paranın çoğunu arkeolojik çalışmalara ayırdığını aktardı ve “Dedem, Atatürk’ün ‘Güneş Dil Teorisi’ne dört elle sarılmıştır. Sümerler’in Türk olduklarına dair çalışmalar yapmıştır.” dedi. “DEDEM BİR KIRIM SEVDALISIYDI” Tutaysalgır, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Dedem bir Kırım sevdalısıydı ve vatan hasreti vardı. Bu hasretini; öğrencileriyle, kendi çocuklarıyla uğraşarak, Kırım’dan gelen fidanları Ayrancı’ya dikerek, araştırma yaparak, çevresini daha iyi tanımaya çalışarak gidermeye çalışmıştır. 15 Eylül 1950 tarihinde Ayrancı’da vefat etmiştir.”

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.