Kocaeli Kefken'de Kafkas Sürgünü Anıtı açılacak
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Büyük Çerkes Sürgünü'nde yaşanan acıları yansıtmak amacıyla “Kafkas Sürgünü Anıtı” açılıyor. Konuyla ilgili Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) tarafından yapılan açıklamada, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Kefken Babalı Köyü sahilinde yapımına başlanan heykelin tasarımının Doç. Dr. Ceyhun Konak tarafından, tarihi akademik çalışmalarının ise Dr. Öğr. Üyesi Oğuz Polatel tarafından yürütüldüğü bildirildi.
TARİHİ ANIT 21 MAYIS'TA AÇILIYOR
7.5 metre yüksekliğinde olan demir plakalardan oluşturulan anıt heykelin etrafına tarihsel süreç, yaşanan acıları anlatan yazılar ve haritalar yer aldı. Anıtın, 21 Mayıs 2023 tarihine açılacağı öğrenildi.
TÜM ÇERKES DİASPORASI DAVETLİ
Ayrıca mimari, sanatsal ve tarihi tüm aşamalarında KAFFED, çalışmalara destek oldu. KAFFED, açılışa tüm Çerkes diasporasının davetli olduğunu belirtildi. Ayrıca Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Çerkez Sürgünü Anma Programı organize edildi.
21 MAYIS 1864: BÜYÜK ÇERKES SÜRGÜNÜ
Çarlık Rusyasının yüzlerce yıllık vatanlarından kitleler halinde sürdüğü Kafkas halklarından Çerkeslerin, 21 Mayıs 1864’deki büyük göçünün ve Çarlık rejimi tarafından soykırıma uğramasının yıl dönümü yaklaşıyor. Çerkesler, 21 Mayıs 1864 tarihini, Çarlık Rusyası tarafından sürgüne tabi tutulmalarının ve katledilmelerinin yıl dönümü olarak hatırlıyorlar.
Çarlık Rusyası 18. ve 19. yüzyılda Kafkasya’da emperyalist yayılmacılığın en kanlı örneklerini verdi. Özellikle 19. yüzyılın başından itibaren Kırım’ın işgal edilmesinden sonra Karadeniz’deki Rus hakimiyetini arttırmak için Kafkasya’nın Karadeniz kıyısındaki bölgelerine yönelik Çarlık baskısı ve zulmü artmıştı. Kerç boğazının doğusundaki Karadeniz kıyısında bulunan Anapa şehrinin Ruslar tarafından 1828’de ele geçirilmesinden sonra ilk Adige Çerkeslerinin Osmanlı İmparatorluğu topraklarına zorunlu göçü başlamıştı.
RUSYA, KARADENİZ KIYISINDA MÜSLÜMAN HALK İSTEMEDİ
Çerkeslerin, Çarlık Rusyası’nın ana hedeflerinden biri haline gelmesi özellikle 1853-56 yılları arasında gerçekleşen Kırım Savaşı ile birlikte oldu. Kırım Savaşı’nda Kafkasya’da bulunan Şeyh Şamil taraftarları ile birlikte Müslüman Çerkesler, Rusya’nın bölgeye kuvvet ayırmasına ve Kırım’daki cephelere destek göndermeyi engellemesine neden oldu. Rusya bu gelişmeden sonra Karadeniz kıyısında bulunan Müslüman topluluklarını yok etmeye yönelik emperyalist politikalarını hızlandırdı.
Bu Müslüman toplulukları içerisinde Kırım Tatarları, Çerkes Adigeler, Abhazlar ve Nogaylar bulunuyordu. 1860’lı yıllara gelindiğinde Rusya’nın kontrol altına alamadığı tek alan, Çerkes halklarının bulunduğu bölgeyi kapsıyordu. Rusya bu tarihten itibaren Çerkesleri sürgün ederek, Karadeniz kıyılarından çıkarma planlarını devreye soktu.
Rus Çarı II. Aleksandr ile Maykop’ta görüşme fırsatı yakalayan Çerkesler, kendilerinin uzlaşmak istediklerini ve bunun karşılığında sürgün politikasından vazgeçilmesini istediklerini bildirdiler. Ancak Çar II. Aleksandr, Çerkeslere “Ya göç edersiniz ya da Kuban Irmağı havzasındaki topraklara yerleşirsiniz” cevabını verdi. Çerkesler ise bataklıklar ile dolu sıtma tehlikesi yüksek olan ve Kozak milislerinin cirit attığı bir bölgeye asla yerleşmek istemediler. Bunun sonucunda Çarlık Rusyası 1862’de “Çerkeslerin göçüne izin veren” bir karar çıkardı.
Bu kararın hemen ardından Rus birlikleri Çerkeslerin yaşadıkları bölgeye sevk edildiler. Direnişçi Çerkes yerleşimleri yakıldı ve insanlar katledildi. 1 yıllık bir direnişten sonra Çerkes halkları Ubıhlar dışında ateşkes istemek zorunda kaldı. Çerkeslerin Abadzeh kolunun bir kısmı sürgünü bir kısmı ise Kuban’a yerleşmeyi kabul etti. Şapsığlar ise Osmanlı’ya sürgün edilmek için kış koşullarının ortadan kalkmasını talep ettiler. Osmanlı İmparatorluğunun da isteği ile Şapsığlara Mart 1864’e kadar yerlerinde kalma hakkı tanındı.
1 MİLYON ÇERKES SÜRGÜN EDİLDİ
24 Mart 1864’te Ruslar Soçi’yi alarak Ubıh direnişine de son verdiler. Buradan sonra daha güneydeki Abhaz topluluklarının yerleşimlerine saldırarak buradaki halkların direnişi de kanlı bir şekilde bastırıldı. Birçok Çerkes halkı, Hristiyanlığa geçmeyi kabul etmeyenler dışında sürgüne tabi tutuldu. Geride kalan Çerkes halklarının sayıları ise keskin bir şekilde azaldı.
ARALARINDA NOGAYLAR DA BULUNUYORDU
Çerkes Sürgününde Rus kaynaklarına göre 1863-64 yılları arasında Osmanlı topraklarına 418 bin kişi göç ettirilmiştir. 1858-65 yılları arasında göç edenlerin toplam sayısı da 493 bindir. Bunlar arasında 30 bin Türk soylu Nogay olduğu da bilinmektedir. İngiliz savaş tarihçisi W.E.D.Allen’e göre, o zamanki Osmanlı topraklarına yerleştirilmiş olan Çerkeslerin (Adıge) sayısı 600 binden fazladır. Amerikalı Justin McCarthy, sürülen Çerkes ve diğer Kafkas topluluklarının sayısının 1.200.000 dolayında olabileceğini, bunun ancak 800 bin kadarının hayatta kalabildiğini belirtiyor. Sağ kalan nüfusun 600 bini 1856-64 arasında, 200 bini de 1864 sonrasında göç etmiştir.
500 BİN ÇERKES RUSLAR TARAFINDAN KATLEDİLDİ
Sürgüne katılan nüfusun en az dörtte birinin yolculuk, kamp yaşamı ve yeni yerleşim yeri sırasında öldüğü kabul edilmektedir. Rusların doğrudan öldürdüğü Adige sayısı ise 500 binden fazla olarak tahmin edilmektedir. Çerkesya’yı boşaltma işi 1864 yılı Haziran ayı ortalarında tamamlanmış, kuzeyde Kuban Irmağı ağzından güneyde Bzıb (Psıbe) Irmağı ağzına (şimdi Abhazya’da) değin uzanan Karadeniz kıyılarında tek bir Çerkes bile bırakılmamıştı. Orta Kuban ve Orta Laba ırmakları solundaki bataklık ovalara yerleştirilenlerle birlikte, bu yerlerde toplanmış olarak, geride sadece 80 bin kadar bir Adige nüfusu kalmıştır. Bu 80 bin sayısı Adige tarihçisi Samir Hatko’ya göre ertesi yıl, 1865’de 51 bine düşmüştü.
RUSLAR YIĞINLAR HALİNDE GEMİLERE DOLDURDU
Rus politikası, Çerkes nüfusu bir an önce Rusya sınırları dışına göndermek ve onlardan ebedi kurtulmak biçiminde uygulanmıştır. Karadeniz kıyısına yığılan sivil nüfus, nine ve dedelerce de doğrulandığı gibi, Rus askerlerinin süngü ve dipçik darbeleriyle de zorlanarak, bazı durumlarda oturmaya bile yer kalmayacak biçimde ve yığınlar halinde gemilere doldurulmuştur. Bu yüzden zayiat da büyük olmuştur. Osmanlı yönetimi ile koordineli olarak, Batum, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Kefken, Burgaz, Varna ve Köstence’de göçmen kampları kurulmuştur. Ancak bu kamplar salgın hastalıklar nedeniyle bir ölüm kampına dönüşmüştür ve kampların etrafı toplu Çerkes mezarlıkları haline gelmiştir.