SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kırım Tatar Sürgünü Ve Soykırımı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kırım Tatar Sürgünü Ve Soykırımı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırım Tatar Sürgünü Ve Soykırımı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Riga’da 1944 Sürgünü ve Kırım’daki mevcut durum ele alındı Haber

Riga’da 1944 Sürgünü ve Kırım’daki mevcut durum ele alındı

Letonya'nın başkenti Riga'da 24 Ekim 2024 tarihinde 3. Kırım Platformu Parlamenter Zirvesi yapılacak. Zirve öncesi Riga’daki Letonya İşgali Müzesinde “Kırım Tatarları” isimli sergi açıldı. Ayrıca sergi açılışı çerçevesinde “1944'te Kırım Tatar Sürgünü: Soykırımın Tanınmasından Kırım Tatarlarının Ukrayna Devletindeki Haklarının Restorasyonuna Kadar" başlıklı panel düzenlendi. Estonya İnsan Hakları Enstitüsü ve Kırım Tatar Kaynak Merkezi tarafından hazırlanan sergi, Kırım Tatarlarının 14. yüzyıldaki oluşumlarından günümüze kadar uzanan tarihi, Kırım Tatar milli hareketini ve Kırım Tatarlarının 2014’ten sonra anavatanında işgalcilere karşı yürüttüğü şiddet içermeyen direnişini anlatıyor. Serçi açılışı çerçevesinde düzenlenen panele; Ukrayna Parlamentosu (Verhovna Rada) Başkanı Ruslan Stefançuk, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal, KTMM üyesi ve Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı Eskender Bariyev, Letonyalı avukat, siyasetçi ve diplomat Andris Teikmanis, Letonyalı hukukçu Ineta Ziemele konuşmacı olarak katıldı. Etkinlikte, Parlamento Başkanı Stefançuk, 1944 Kırım Tatar Sürgünü ile Rus işgali ardından Kırım’da yaşanan olayların arasındaki benzerliklere dikkat çekerek Rusya'nın geçmişte olduğu gibi halkların milli kimliğini yok etmeye devam ettiğini vurguladı. RUSYA HER CEPHEDE KAYBETMELİDİR Stefançuk, “Sergi, 1944'te Kırım Tatar halkının da Ukraynalılarla aynı şeyleri yaşadığını, aşağılandığını ve milli kimliklerinin silinmeye çalışıldığını açıkça ortaya koyuyor. Bugün Rusya, halklarımızı yok etme politikasını sürdürüyor. Rusya'nın her cephede kaybetmesi için elimizden geleni yapmalıyız.” şeklinde konuştu. KTMM Başkanı Çubarov, 2014 yılındaki işgal sonrası Rusya tarafından gerçekleştirilen Kırım'ın sömürgeleşmesiyle ilgili sorunlara dikkat çekti. Rus vatandaşların işgal altındaki bölgelere zorla yerleştirilmesinin, Kırım Tatarları dahil yerli halkların milli haklarını tehdit ettiğini vurguladı. KIRIM'A YASA DIŞI YERLEŞENLER YARIMADAYI TERK ETMELİ Çubarov, "1944 yılı olaylarının tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz. 2014 yılından sonra Kırım'a yasa dışı olarak yerleşenler, burayı terk etmelidir. Burası onların evi değil ve yarımada kurtarıldığında burada kalamazlar." dedi. RUSYA ESKİ SUÇLARINI TEKRARLIYOR KTMM Başkan Yardımcısı Celal, Rusya'nın Kırım Tatarlarını zorla seferber ederek ve onları takip ederek tarihsel suçları nasıl tekrarladığını konuştu. Askerî yolun, işgal altındaki toprakları geri almak ve Kırım Tatarlarının haklarını sağlamak için tek yöntem olduğunu belirten Celal, Ukrayna ordusu için destek çağrısında bulundu. Celal, "Rusya, 18. yüzyılda ve Sovyetler Birliği döneminde yaptığı şeyleri tekrarlıyor. Kırım Tatarlarının zorla seferber edilmesi, binlerce insanın kendi topraklarından sürülmesi; tüm bunlar uluslararası hukukun ihlâlidir. Kırım Tatar halkını korumak ve topraklarımızı geri almak için Ukrayna Silahlı Kuvvetlerini desteklemeliyiz." ifadelerini kullandı. KTMM üyesi Bariyev, Sovyet rejiminin Kırım Tatarlarına karşı işlediği suçların cezasız kalmasının, Rusya'nın modern baskılarının nedenlerinden biri olduğunu vurguladı. 1944 Sürgünü ile günümüzdeki baskılar arasında paralellik kuran Bariyev, bu eylemlerin uluslararası alanda kınanmasının, gelecekteki suçların önlenmesi için kritik öneme sahip olduğunu belirtti. Bariyev, "Soykırım, bir son değil; 1944 yılında başlayan süreçlerin devamıdır. Uluslararası topluluğun bu suçları kınamaması, Rus otoritelerinde cezasızlık hissinin oluşmasına yol açtı ve bu, 2014'te Kırım'ın işgali ve 2022'deki tam ölçekli saldırı gibi yeni korkunç suçlara neden oldu… Kırım Tatar Sürgünü'nün uluslararası alanda soykırım olarak tanınması, tarihi adaletin yeniden tesis edilmesi açısından kritik öneme sahiptir." dedi. Letonyalı siyasetçi Teikmanis ise uluslararası toplumun Kırım Tatarlarına karşı işlenen suçları tanıma ve Rusya'yı sorumlu tutma konusunda daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini vurguladı. Letonya'nın, Ukrayna'dan sonra Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan ilk ülke olduğunu hatırlatan siyasetçi, “Rusya'nın tüm suçlarını belgelemek ve sorumluları uluslararası düzeyde hesap vermeye zorlamak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.” ifadelerini kullandı. 

Estonya, Kırım Tatar Sürgünü'ne sessiz kalmadı: Ukrayna ve Avrupa Parlamentosu destekledi Haber

Estonya, Kırım Tatar Sürgünü'ne sessiz kalmadı: Ukrayna ve Avrupa Parlamentosu destekledi

Eli kanlı Sovyet rejiminin gerçekleştirdiği vahşet 21. yüzyılda hafızalardaki yerini koruyor. Dünya kamuoyunda yankı bulan 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü bugün Estonya Parlamentosunda gündeme geldi. ESTONYA PARLAMENTOSU SÜRGÜNÜ SOYKIRIM OLARAK TANIDI Estonya Parlamentosu (Riigikogu), 16 Ekim 2024 tarihli genel kurulunda, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan kararı kabul etti. Genel kurula sunulan karar metninde, Kırım Tatarlarının Kırım Yarımadası'ndaki anavatanlarından Türkistan coğrafyasına toplu bir şekilde sürgün edilmesinin şiddetle kınandığı ifade edildi. Bildiride ayrıca, Rusya Federasyonu'nun 2014 yılında işgal ettiği Kırım'da, Kırım Tatarlarının kimliğini yok etmek, tarihi ve kültürel mirasını silmek amacıyla Sovyetler Birliği'nin Kırım Tatarlarına karşı yürüttüğü soykırım politikasını sürdürdüğünün altı çizildi. Ukrayna Parlamentosu (Verhovna Rada) ise Kırım Tatar Sürgünü'nün Estonya tarafından soykırım olarak kabul edilmesini değerlendirdi. Parlamento, Rusya'nın 1944 yılında gerçekleştirdiği eylemin soykırım olduğunu bir kez daha yineledi. "ESTONYA, UKRAYNA TOPRAKLARINI SAVUNMASI KONUSUNDA LİDERLİK GÖSTERDİ" Öte yandan Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola ise söz konusu kararı, "Estonya, Ukrayna'nın topraklarını savunması ve kendini yeniden inşa etmesi konusunda destek vererek kayda değer bir liderlik gösterdi." ifadeleriyle destekledi. ESTONYA, 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ'NÜ SOYKIRIM OLARAK TANIDI! Estonya Parlamentosu (Riigikogu), 16 Ekim 2024 tarihli genel kurulunda, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan kararı kabul etti. Toplam 101 üyeli parlamentonun 91 üyesinin hazır bulunduğu oturumda 83 milletvekili "evet" oyu verdi. 8 milletvekili ise çekimser oy kullandı. SÜRGÜNÜ SOYKIRIM OLARAK TANIYAN ALTINCI DEVLET Estonya 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan 6. ülke oldu. Kırım Tatar Sürgünü’nün 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edilmesi sonrasında; 2019 yılında Letonya ve Litvanya parlamentoları, 2022’de ise Kanada Parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'ün temmuz ayında Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımıştı. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.

Bir ülke daha, Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımaya hazırlanıyor Haber

Bir ülke daha, Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımaya hazırlanıyor

Estonya Parlamentosu (Riigikogu) Dışişleri Komisyonu Başkanı Marko Mihkelson, 54 milletvekili adına, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasını öngören karar tasarısını 8 Ekim 2024 tarihinde parlamentoya sundu. Estonya Parlamentosundan yapılan açıklamada, sunulan belgede totaliter Sovyet rejimi tarafından planlanan ve Mayıs 1944'te gerçekleştirilen, Kırım Tatarlarının anayurtları olan Kırım Yarımadası’ndan Türkistan topraklarına toplu sürgününün şiddetle kınandığı kaydedildi. Belgede, Sovyet rejiminin 1944’te 200 bine yakın Kırım Tatarlarını vatanından sürdüğü, sürgün sırasında ve sonraki yıllarda binlerce Kırım Tatarının hayatını kaybettiği, vatanını kaybeden halkın onlarca yıl boyunca acımasız Ruslaştırma politikasına maruz kaldığı ve anavatanlarına dönüş yasağının ancak Kasım 1989'da kaldırıldığına dikkat çekiliyor. Bununla birlikte belgede, Rusya Federasyonu'nun 2014 yılında işgal ettiği Kırım'da Kırım Tatarlarına karşı, Sovyetler Birliği tarafından uygulanan, amacı Kırım Tatarlarının kimliğini, kültürel mirasını yok etmek ve tarihlerini silmek olan soykırım politikasını sürdürmeye devam ettiği vurgulanarak Kremlin yönetiminin Kırım Tatarlarına yönelik baskıları kınanıyor. Uluslararası toplumu Kırım Tatarlarıyla dayanışma göstermeye ve Kırım'ın Rusya Federasyonu tarafından işgalini kınamaya devam etme çağrısının yer aldığı belgede, Ukrayna toprak bütünlüğüne destek verilerek Kırım’ın Ukrayna’nın ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulanıyor. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI ???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024 Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. BEŞ DEVLET SÜRGÜNÜ SOYKIRIM OLARAK TANIDI Kırım Tatar Sürgünü’nün 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edilmesi sonrasında; 2019 yılında Letonya ve Litvanya parlamentoları, 2022’de Kanada Parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarası, 2024'de ise Polonya 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Kırım Temsilciliğinden, Almanya'daki 1944 Sürgünü'nün soykırım olarak tanınması kampanyasına destek çağrısı Haber

Kırım Temsilciliğinden, Almanya'daki 1944 Sürgünü'nün soykırım olarak tanınması kampanyasına destek çağrısı

Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Simferopol) Kenti Temsilciliği tarafından 24 Eylül 2024 tarihinde yayımlanan açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme uyarınca Kırım Tatar Sürgünü’nün, 2015'te Ukrayna, 2019'da Letonya ve Litvanya, 2022'de Kanada ve 2024'te Polonya tarafından soykırım olarak tanındığı anımsatıldı. Temsilcilik bireyleri imza kampanyasına katılmaya davet ederek, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün Almanya tarafından soykırım olarak tanınmasının önemli olduğunu vurguladı. Dilekçenin imzalanmasına ilişkin ayrıntılı talimat hazırlayan Temsilcilik, "Sizi bağlantıya gidip kampanyayı imzalamaya davet ediyoruz." çağrısında bulundu. 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınmasını isteyen herkes aşağıdaki linke tıklayarak imza kampanyasına katılabilir: https://epetitionen.bundestag.de/content/petitionen/_2024/_07/_12/Petition_170582.html İMZA KAMPANYASI Almanya Federal Meclisinin resmî internet sayfasında, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanınmasına dair bir imza kampanyası başlatıldı. Temmuz 2024’de yayımlanan dilekçede Federal Meclisten 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıması talep ediliyor. Rus devletinin, yaklaşık 300 yıldır, Kırım'ı sömürgeleştirme ve Yarımada'nın yerli halkını yok etme yönünde bilinçli bir politika izlediği belirtilen dilekçede, 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım'ın yerli halkı olan Kırım Tatarlarının tarihindeki en büyük trajedisinin yaşandığı kaydedildi. Almanya Federal Meclisinden, Kırım Tatar Sürgününü soykırım olarak tanınmasını talep eden dilekçe Kırım Tatar aktivist ve Psikiyatri Doktoru Elvis Çolpuh tarafından hazırlandı. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. ???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024 Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.

Karayev: Anıt, Kırım Tatar halkının tarihindeki 3 büyük trajediyi yansıtıyor Haber

Karayev: Anıt, Kırım Tatar halkının tarihindeki 3 büyük trajediyi yansıtıyor

Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’de, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy ve Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun katılımıyla 1944 Kırım Tatar Soykırımı Kurbanları Anıtı'nın açılışı yapıldı. Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Kırım Cephesi Girişimi Koordinatörü Feliks Karayev, Kıyiv’deki Barış Parkı’nda dikilen Kırım Tatar Soykırımı Kurbanları Anıtı'nın anlamını anlattı. İlk baştaki anıt projesinin dua ederken göğe doğru açılan iki el olduğunu açıklayan Kereyev, “Ve her el Kırım Tatar halkının sürgünlerinin gerçekleştirildiği tarihi hatırlatıyor; ilk sürgünümüz 1783’te ve ikinci sürgünümüz 1944’te… 3. el ise Kırım’ın 2014’teki Rus işgalini sembolize ediyor. Yükselen ağaç yeni hayatın doğuşu mesajını veriyor. Aynı zamanda Ukrayna haritasının üzerinde yer alan Kırım haritasıyla ‘Kırım Ukrayna’dır’ mesajını vermek istiyoruz.” şeklinde konuştu. 1944 KIRIM TATAR SOYKIRIMI ANITI Anıt KTMM ve Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Temsilciliği desteğiyle Kırım Milli Gelişim Vakfı, ASTEM Vakfı, Rinat Ahmedov Vakfı tarafından hazırlandı. Törene Volodımır Zelenskıy ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu haricinde, Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nausėda, Letonya Başbakanı Evika Silina, Ukrayna Parlamentosu Başkanı Ruslan Stefançuk (Stefanchuk), Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, Ukrayna Başbakanı Denıs Şmıgal (Denys Shmigal), Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Tamila Taşeva, Türkiye'nin Kıyiv Büyükelçisi Mustafa Levent Bilgen, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal, Kırım Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Müftü Ayder Rüstemov, Ukrayna'nın Arap ve Müslüman Devletlerle Etkileşiminden Sorumlu İstişare Kurulu Sekreteri Snaver Seythalil, Kırım Milli Varlık Vakfı Başkanı Lenur Mambetov başta olmak üzere çok sayıda davetli katıldı.

Kıyiv'de 1944 Kırım Tatar Soykırımı Kurbanları Anıtı açıldı Haber

Kıyiv'de 1944 Kırım Tatar Soykırımı Kurbanları Anıtı açıldı

Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’deki Barış Parkı’nda, bugün Kırım Tatar Soykırımı Kurbanları Anıtı'nın açılışını yaptı. Tören Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy ve Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Törene Volodımır Zelenskıy ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu haricinde, Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nausėda, Letonya Başbakanı Evika Silina, Ukrayna Parlamentosu Başkanı Ruslan Stefançuk (Stefanchuk), Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, Ukrayna Başbakanı Denıs Şmıgal (Denys Shmigal), Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Tamila Taşeva, Türkiye'nin Kıyiv Büyükelçisi Mustafa Levent Bilgen, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal, Kırım Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Müftü Ayder Rüstemov, Ukrayna'nın Arap ve Müslüman Devletlerle Etkileşiminden Sorumlu İstişare Kurulu Sekreteri Snaver Seythalil, Kırım Milli Varlık Vakfı Başkanı Lenur Mambetov başta olmak üzere çok sayıda davetli katıldı. Törende konuşan Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy, "Bu, birliğimizin ve adaleti yeniden tesis etme kararlılığımızın bir simgesidir. Bu çok önemli. Ve Rus işgalinin Kırım'a bir kez daha nasıl acı getirdiğini görüyoruz." dedi. Anıtı "boyun eğmez bir iradenin sembolüdü" olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Zelenskıy, "Bu bize Kırım Tatar halkının tarihindeki üç trajik dönemi hatırlatıyor; Kırım'ın 1783'te Rusya İmparatorluğu tarafından işgali, 1944 Sürgünü ve 2014’teki Rus işgali." ifadelerini kullandı. Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ise yaptığı konuşmada, Rusya’nın yüzyıllardır Kırım Tatarlarına zulüm ettiğine dikkat çekerek, “Kırım'da Kırım Tatar halkının kültürel mirasına ait tüm kalıntılar, tüm coğrafi isimler, Kırım Tatarlarını hatırlatan her şey yok edildi. Hedefin halkı tamamen yok etmek, onunla ilgili her şeyi silmek olduğu çok açık." dedi. Anıt KTMM ve Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Temsilciliği desteğiyle Kırım Milli Gelişim Vakfı, ASTEM Vakfı, Rinat Ahmedov Vakfı tarafından hazırlandı. ANITTAKİ SEMBOLİZM Anıt tasarımının zemininde, merkezinde Kırım’ın yer aldığı Ukrayna haritası bulunuyor. Anıtın ortasında, kalpteki üzüntü ve kederi simgeleyen selvi ağacı yer alıyor. Selvi ağacının kaidesi aynı zamanda Kırım’ın kültür ve geleneklerini, derin köklerine sahip halkın mirasının sembolü olan motiflerle süslenmiş bir evi temsil ediyor. Dua için göğe doğru açılan elleri temsil eden üç demir sütun ise yardım ve adalet talebini sembolize ediyor. Sütunları oluşturan şeritler Kırım Tatarlarını sürgüne götüren yük vagonlarını temsil ediyor. Şeritlerin üzerinde Kırım Tatarlarının sürgün edildiği yerleşim yerlerinin orijinal adları yer alıyor. Sütunların sayısı Kırım Tatarlarının tarihindeki üç trajik olayı; 1783'te Kırım'ın Rusya İmparatorluğu tarafından işgali, 1944'te Kırım Tatar halkının Sovyet yetkilileri tarafından vatanından sürgün edilmesi ve Kırım’ın 2014’teki Rus işgalini sembolize ediyor. Kırım Tatar halkının tarihi adalet arzusunu sembolize eden tüm bu unsurlar aynı zamanda Kırım Tatar halkına vatanları Kırım'da işgalcilerden arınmış refah ve kalkınma umudu sağlıyor.

Almanya Federal Meclisine 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak tanıma talebi Haber

Almanya Federal Meclisine 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak tanıma talebi

Almanya Federal Meclisinin resmî internet sayfasında, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanınmasına dair bir imza kampanyası başlatıldı. Temmuz 2024’de yayımlanan dilekçede Federal Meclisten 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıması talep ediliyor. Rus devletinin, yaklaşık üç yüz yıldır, Kırım'ı sömürgeleştirme ve Yarımada'nın yerli halkını yok etme yönünde bilinçli bir politika izlediği belirtilen dilekçede, 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım'ın yerli halkı olan Kırım Tatarlarının tarihindeki en büyük trajedisinin yaşandığı kaydedildi. Çoğunluğu kadınlar, yaşlılar ve çocuklardan oluşan yaklaşık 200 bin kişinin, evlerinden zorla kopararak yük vagonlarıyla Türkistan'a ve Sibirya'ya götürüldüğü aktarılan dilekçede, “Sürgünün ilk yıllarında Kırım Tatarlarının yüzde 46'sından fazlası açlık, hastalık, ağır çalışma ve insanlık dışı yaşam koşulları nedeniyle hayatını kaybetti.” denildi. Bununla birlikte dilekçede, 1944 Sürgünü sonucu Kırım Tatarlarının; vatanlarından, mallarından ve haklarından mahrum bırakıldığı, Kırım’daki ulusal özerkliğin kaldırıldığı, Yarımada'daki orijinal yer adlarının (şehirler, köyler, nehirler, dağlar ve göller) yüzde 90'ından fazlasının değiştirildiği, Kırım Tatarlarının kültürel ve tarihi mirasına ait anıtların ve mezarlıkların yıkıldığı, kütüphanelerin yakıldığı belirtildi. Ayrıca uzun yıllar boyunca Kırım Tatarlarının Kırım'a dönmeleri, ana dillerini öğrenmeleri, kültürlerini korumaları ve geliştirmeleri, ulusal örf, adet ve geleneklerini yaşamaları yasaklandığı kaydedildi. 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme'ye göre, Kırım Tatarlarına karşı işlenen tüm suçların "soykırım" tanımına uyduğuna dikkat çekilen dilekçede, “BM Sözleşmesi hükümlerine göre Kırım Tatar Sürgünü, Ukrayna (2015), Letonya ve Litvanya (2019), Kanada (2022) ve Polonya (2024) tarafından soykırım olarak tanındı. Bugün, bu trajik tarihten 80 yıl sonra, tüm dünya toplumlarının ve medeniyet sahibi ülkelerin dikkatini Kırım Tatarlarının sorunlarına çekiyoruz ve etnik sebeplerle hedef alınarak soykırıma uğratılan bir halkın, Kırım Tatarlarının, sürgününü soykırım olarak tanınmasını talep ediyoruz." ifadelerine yer verildi. Almanya Federal Meclisinden, Kırım Tatar Sürgününü soykırım olarak tanınmasını talep eden dilekçe Kırım Tatar aktivist ve Psikiyatri Doktoru Elvis Çolpuh tarafından hazırlandı. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI ???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024 Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgün yıllarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti.

KTMM Başkanı Çubarov: Soykırım kararı adalete temel olacak Haber

KTMM Başkanı Çubarov: Soykırım kararı adalete temel olacak

Esma KASAR QHA Ankara Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejm, 12 Temmuz 2024 tarihinde gerçekleştirdiği genel kurulunda, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıyan kararı kabul etmişti. Polonya'nın kabul ettiği karar ile birlikte, Sovyetler Birliği diktatörü Josef Stalin'in emriyle Kırım Tatar halkına uygulanan sürgünü soykırım olarak tanıyan ülke sayısı beş olmuştu.  Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov; Ukrayna Parlamentosunun 2015, Letonya ve Litvanya parlamentolarının 2019, Kanada Parlamentosunun alt kanadı olan Avam Kamarasının 2022 ve Polonya Parlamentosunun alt kanadı olan Sejmin 2024 tarihli kararları bağlamında, Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak kabul edilmesinin önemini ve gelecekteki olası etkilerini Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi. SOYKIRIM KARARI GELECEKTE YENİ ŞARTLAR SAĞLAYACAK Alınan kararın çok önemli olduğunun altını çizen KTMM Başkanı Çubarov, bununla birlikte 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nün soykırım olarak tanınması hususunun salt olarak kararın kabulü ile noktalanmadığını vurguladı. 18 Mayıs Sürgünü’nün soykırım olarak tanınması kararları sonrasında, bu cinayetin günümüze kadar süren bütün etkilerini ortadan kaldırarak, Kırım Tatar halkının gelişmesi için şartlar yaratabileceğini belirten Refat Çubarov, “Soykırım olarak tanımak ne demek? Bir milleti yok etme kastıyla yapılan cinayetten sonra o millete uygun şartlar yaratılarak canlanmasını ve kuvvetlenmesini sağlamak ve diğer halklar ve milletler gibi kendi toprağında yaşamak için şanslar bulsun.” dedi. Çubarov, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nün soykırım olarak tanınmasında birinci adımın bu perspektifte ele alınması gerektiğini söyledi. İkinci adımın ise, Kırım azat edildikten sonra ortaya çıkacağını kaydeden KTMM Başkanı, bu aşamadaki temel bakış açısının, soykırımın üzerinden 80 yıl geçmiş olsa da bugün devam eden sonuçlarını ortaya koyarak silmek olduğunu açıkladı. Çubarov, “Misal olarak, bütün tarihi köylerin ve kasabaların Kırım Tatarca isimlerini geri getirmek, oralarda Kırım Tatar millî mekteplerini açmak, Kırım’ı Kırım Tatar halkı ve bölgede yaşayan diğer milletlere mensup insanlarla birlikte yönetmek.” şeklinde örneklendirdi. Refat Çubarov, “Bu bakımdan soykırım olarak tanınma kararı, adalete temel oluşturması anlamına gelmektedir.” dedi. Çubarov ayrıca kararın soykırımların gelecekte tekrar edilmemesi açısından da önemli olduğunu vurguladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.