SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kırım Tatar Sürgün Ve Soykırımı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kırım Tatar Sürgün Ve Soykırımı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırım Tatar Sürgün Ve Soykırımı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Genç Tatar İnsiyatif Üyesi gençler, 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün 80. yılında atalarını andı Haber

Genç Tatar İnsiyatif Üyesi gençler, 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün 80. yılında atalarını andı

18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın üzerinden tam 80 yıl geçti. Kırım Tatar halkı, 18 Mayıs 1944'te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle vatan topraklarından sürüldü. Hayvan vagonlarında Türkistan, Urallar ve Sibirya bölgelerine sürülen Kırım Tatarlarının yüzde 46'sı ise yolda ve sürgünü takip eden günlerde hayatını kaybetti. Genç Kırım Tatarları, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümünde atalarını andı pic.twitter.com/4x5uvcnXOU — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024 Genç Tatar İnsiyatif  Üyesi gençler, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 80. Yılında sürgün yollarında Stalin rejiminin zulmüne uğrayarak şehit olan atalarını andı. Ayrıca Kırım Tatarı gençler 18 Mayıs Gecesi (Sürgünlik) şiirini de seslendirerek duygulara tercüman oldu.  18 Mayıs Gecesi (Sürgünlik) 18 Mayıs gecesi, Prikaz (emir) oquldı. Nafle yerde tatar halqı sürgün olundı. Adım Tatar, yurtum Qırım, munasip olur. Yoq olsun bu qara kunler, kormesin kozüm. Demir yolnın kenarında ölümlerimiz qaldı. Bütün bir halq ağlap – sızlap, birbirinden ayrıldı. Bahçisaray vokzalında poyezdge mindik. 22 kun yol yurip Taşkentke keldik. Şu Qırımnın dağları yüksek, suvları salqın. Qırım bizim vatanımız edi, kul oldı halq. Tatar halqını Uzbekistanğa sürgün ettiler. Samarkandnın vokzalına ketirip töktiler. Şu arada komedantlar yaqamızğa yapıştı. Bala – çağa, qart ve yaşlar fiğan kopardı. Şu künlerin unutmanız, hatırlamaq bizden. Qırımğa qaytmaq qısmet etsin epimizge. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin eli kanlı lideri Stalin’in vermiş olduğu emirle, Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı#18Mayıs1944 pic.twitter.com/7aCjv0XSkz — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024 Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere Yarımada'daki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan'da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı. ???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024

Irak Türkmen Cephesi Başkanı Turan, 18 Mayıs Sürgünü şehitlerini andı Haber

Irak Türkmen Cephesi Başkanı Turan, 18 Mayıs Sürgünü şehitlerini andı

Kırım Tatar halkı, 18 Mayıs 1944'te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle vatan topraklarından sürüldü. Hayvan vagonlarında Türkistan, Urallar ve Sibirya bölgelerine sürülen Kırım Tatarlarının yüzde 46'sı ise yolda ve sürgünü takip eden günlerde hayatını kaybetti. “IRAK TÜRKMENLERİ 80 YIL ÖNCE YAŞANAN BU SOYKIRIMI HİÇBİR ZAMAN UNUTMADI” Irak Türkmen Cephesi Başkanı Hasan Turan,  18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yılında hayatını kaybeden Kırım Tatarlarını andı. Turan,  “Irak Türkmenleri 80 yıl önce yaşanan bu soykırımı hiçbir zaman unutmadı, unutmayacak. Sürgün sırasında hayatını kaybeden soydaşlarımızı rahmet ve saygıyla anıyoruz.” dedi. 18 Mayıs 1944... Kırım Tatar Sürgünü Irak Türkmenleri 80 yıl önce yaşanan bu soykırımı hiçbir zaman unutmadı, unutmayacak. Sürgün sırasında hayatını kaybeden soydaşlarımızı rahmet ve saygıyla anıyoruz. pic.twitter.com/gcJHtsvLq3 — Hasan TURAN حسن توران (@ITChasanturan) May 18, 2024 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI ???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024 Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere Yarımada'daki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan'da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı. 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin eli kanlı lideri Stalin’in vermiş olduğu emirle, Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı#18Mayıs1944 pic.twitter.com/7aCjv0XSkz — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024

Eskişehir'de 18 Mayıs Sürgünü'ne atıfla Haber

Eskişehir'de 18 Mayıs Sürgünü'ne atıfla "Büyük Anma Mitingi" gerçekleştirildi

Kırım Tatarlarının eli kanlı Sovyet lideri Josef Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944'te vatan topraklarından sürgüne gönderilmesinin acı tarihi hafızalardan silinmiyor. Yıllarca vatana dönüş mücadelesi veren Kırım Tatarları 2014 yılında Vladimir Putin yönetimince işgal edilen vatan topraklarından uzakta yaşamaya devam ediyor. https://x.com/qha_kirimhaber/status/1792147330398892442?t=xRCQJBOln55J-GVoNVhz-w&s=08 Eskişehir'de 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı’nın 80. yıl dönümünde Ulus Meydanı'nda başlayan yürüyüşün ardından saat 14.00’te Cumhuriyet Meydanı’nda anma miting gerçekleştirildi. Kırım Derneği Genel Merkezine bağlı şube ve temsilcilikler, Kırım Tatar Teşkilâtları Paltformuna bağlı organlar, Kırım Tatar diasporasından çok sayıda temsilci Büyük Anma Mitingi’nde yerini aldı. BÜYÜK ANMA MİTİNGİ İÇİN TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINDAN GELDİLER Büyük Anma Mitingi’ne Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, Ukrayna milletvekili Mıkola Knyajıtskıy, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı, Ukrayna Milletvekili ve Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası İlişkiler Grubu Başkanı Ahtem Çiygöz, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayyüce Türkeş Taş, CHP Eskişehir Milletvekili Umut Çakırözer, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Türkiye ve Ortadoğu Ülkeleri Temsilcisi Abdulhakim Şaptukayev, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Recep Şen, Romanya Dobruca Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Metin Gündoğdu, Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Kırım Ailesi kurucusu Anife Kurtseitova, Kırım Derneği Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Türkiye'nin dört bir yanında gelen Kırım Tatarları ve Kırım Tatar millî davasını destekleyen vatandaşlar katıldı. KOROLAR KIRIM TATAR TÜRKÜLERLE SAHNE ALDI Büyük Anma Mitingi, saygı duruşunun ardından Kırım Milli Marşı Ant Etkenmen, Ukrayna Marşı ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Mitingte 79 yaşındaki Fatma Ragıbe gözyaşları içinde elindeki Kırım Tatar gökbayrak ile Ant Etkenmen'in okudu. Kırım Derneği Bursa Şubesi, İzmir Kırım Derneği, Kırım Derneği İstanbul Şubesi, Eskişehir Kırım Derneği ve Romanya Dobruca Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin koroları Kırım Tatar türküleriyle sahne aldı. Ayrıca Kırım Ailesi, "Sağındım Yurtumnı" türküsünü seslendirdi. Akabininde açılış konuşmaları gerçekleştirildi. BÜYÜKELÇİ BODNAR VE PARLAMENTO ÜYESİ KNAJITSKIY'IN TARAK TAMGALI KRAVATI DİKKAT ÇEKTİ Kırım Vakfı Başkan Vekili Ömer Özel, mitingte 18 Mayıs 1944 Sürgün ve Soykırımı’nda hayatını kaybeden Kırım Tatarları için dualar okudu. Öte yandan Büyükelçi Bodnar ve Parlamento üyesi Knyajıtskıy'ın tarak damgalı kravatları dikkatlerden kaçmadı. KIRIM DERNEKLERİNİN KOROLARI SAHNE ALDI Kırım Derneği Bursa Şubesi Korosu "Biz Kırım’dan Çıkkanda" türküsünü, İzmir Kırım Derneği Korosu "Ural Dağı" türküsünü seslendirdi. Romanya Dobruca Kırım Derneği Korosu ise Kırım Tatar sanatçı Gülizar Bekirova şefliğinde, "Bizim Taraf" türküsünü söyledi. Kırım Derneği İstanbul Şubesi “18 Mayıs” isimli ağıtı seslendirdi. Miting konuşmaları, Vasıl Bodnar, Mıkola Knyajıtskıy, Ahtem Çiygöz, Ayyüce Türkeş Taş, Umut Çakırözer, Ayşe Ünlüce, Ahmet Ataç, Av. Kazım Kurt, Recep Şen, Abdulhakim Şaptukayev ve Mükremin Şahin tarafından yapıldı. "İŞGALCİ RUSYA KIRIM’DAN DEFOL" Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Recep Şen, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den gelen mektubu okudu. Özel, Kırım Tatar sürgününden dolayı yaşadığı üzüntüsünü belirterek ve Kırım Tatar mücadelesini tebrik etti. Şen açılış konuşmasında, “80 yıl önce bugün erkekler cephede asker, dağlarda partizan olarak Sovyetler için Alman Nazizmine karşı savaşırken bugünkü Belarus topraklarının neredeyse tamamı Alman işgali altındayken bir gecede hayvan vagonları ile Kırım Tatarlarının kadın, çocuk ve yaşlılarını Urallara, Sibirya’ya, Orta Asya bozkırlarına sürgün ederek soykırıma tabi tutmuştur. Tüm bunlara karşın 80 yıldır yılmadık yıkılmadık. Direniyoruz. Kırım, Kırım Tatarlarındır. Kırım Tatarsız Tatar Kırımsız olamaz.” ifadelerini kullandı. "SOYKIRIM ARTARAK DEVAM EDİYOR" Şen, soykırımın artarak devam ettiğine dikkat çekerek,  “80 yıl önce Stalin’in emriyle bir gecede nasıl ki, hayvan vagonlarıyla vatanlarından alınıp ölüm yolculuğuna gönderildilerse bugün de Putin'in emriyle evlerinin önlerinden insanlar kaçırılıp öldürülüyor, hasta babalarına gitmek isteyenler tutuklanıp sürgüne gönderiliyor. Kısacası soykırım artarak devam ediyor.” dedi. "DÜN STALİN, BUGÜN PUTİN, YARIN KİM OLACAK?" Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, konuşmasına Türkçe selamlayarak başladı. Bodnar, “Kıymetli misafirler bu zor günde sizlerle birlikte olmaktan şeref duyuyorum. 80 yıl önce Kırım Tatar halkına karşı korkunç bir soykırım suçu işlendi. Maalesef bu suç, bugün de baskı politikaları ve tutuklamalarla devam etmekte. Ancak sizlerin sayesinde Ukraynalıların mücadelesinde bu kurbanları unutmuyoruz ve anılarını rahmetle anıyoruz. Dün Stalin, bugün Putin yarın kim olacak? Yarın başka bir suçlu ortaya çıkmasın diye her şeyi yapmalıyız. Bugünkü mücadelemiz sadece Ukrayna’daki savaşı bitirmek için değil, Holodomor, sürgün ve soykırım bir daha yaşanmasın diyedir. Bu kötülüğü birlikte durdurmalı ve cezalandırmalıyız. Aksi halde yine tekrarlayacaklar. Özgürlüğümüz için mücadelemizde halkımıza ve devletimize destek veren Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine teşekkür ederiz.” dedi. UKRAYNA'DA KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMIN ANISINA ANIT İNŞA EDİLECEK Ukrayna’da bu korkunç soykırımın kurbanlarının rahmetle anıldığını ve ağustos ayında sürgün ve soykırımın anısına Kıyiv’de anıt inşa edileceğini söyleyen Bodnar, “Bugün Kırım Tatarları Ukrayna devleti içerisinde özgürce gelişmektedir. Bazıları Ukrayna Parlamentosunda, bazıları Ukrayna birliklerinde.” ifadelerini kullandı.   YAŞASIN KAHRAMAN KIRIM TATARLARI!" Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar konuşmasında “Bugün burada birbirinden güzel çocuklarımızı gördük. İnanın ki, bu savaş bu çocuklar, Ukraynalı çocuklar ve dünya çocukları için verilmekte. Güçlerimizi birleştirilerek hem askeri hem diplomatik anlamda Ukrayna’ya barışı getirebiliriz. Geçmişi hatırlayarak geleceği beraber inşa edelim; gelin bölgemize sükut getirelim. Bu korkunç sürgün ve soykırımdan yaşamını yitiren bütün kurbanları rahmetle anıyorum.” ifadelerine yer verdi. Bodnar konuşmasını Türkçe olarak “Yaşasın Kırım Tatar kahramanları! Yaşasın Türkiye! Yaşasın Ukrayna!” diyerek tamamladı. “HAYATINI KAYBEDEN KURBANLARA BORCUMUZ VAR” Ukrayna milletvekili Mıkola Knyajıtskıy konuşmasına “Selamünaleyküm” diyerek başladı. Knyajıtskıy açılış konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Sürgünün 80. yıl dönümünde hepimiz şunu anlamalı ve tekrar etmeliyiz ki, Kırım Tatarlarının ana vatanlarına dönmeleri için herkes elini taşın altına koyacak. Rusya tarafından işgal edilen topraklardan yuvalarını terk etmek zorunda kalan Kırım Tatarlarına ve Ukraynalılara kapılarını açan Türkiye’ye minnettarız. 1944’teki soykırımdan, bu soykırımın devamı olan işgalden ve Ukrayna’daki tam kapsamlı işgal girişiminde hayatını kaybeden kurbanlara borcumuz var. Hepsinin intikamını almalıyız ama daha da önemlisi bunların tekrarlanmasını önlemek için tarihten dersler çıkarmalıyız. Ortak düşmanımıza karşı zaferin en büyük işareti yeniden Kırım’ın Kırım Tatarlarının ve Ukrayna’nın  olmasıdır. Daha bugünden gerekli mevzuat değişikliklerini yapıp Kırım Yarımadası'nı otonom statüsüne ulaştırmalıyız.” "RUHLARIMIZI KIRIM'DA TESLİM EDECEĞİZ" Ukrayna Milletvekili ve Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası İlişkiler Grubu Başkanı Ahtem Çiygöz, Kırım Tatar bayrağıyla kürsüde yerine alarak, konuşmasını Kırım Tatarca yaptı. Çiygöz, “Biz Kırım’a gideceğiz. Ruhlarımızı orada teslim edeceğiz. Kırım bizim vatanımız, Ukrayna ve dünyanın yardımıyla mücadelemiz devam ediyor.” şeklinde konuştu. "ACI GÜNÜNÜZ ACI GÜNÜMÜZDÜR" İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayyüce Türkeş Taş ise konuşmasında “Kırım Türklerinin her zaman destekçisi olan Alparslan Türkeş’in kızı olarak aranızdayım. Bu acı gününüz bizim acı günümüz. Sizinle beraber olmaktan mutlu ve gururluyum. TBMM’de her zaman sesiniz olduk, sesiniz olmaya devam edeceğiz. 80 yıl önce yaşanan vahşeti kınıyorum. Allah bir daha yaşatmasın.” ifadelerine yer verdi. "ZULME, İŞGALE VE HUKUKSUZLUĞA KARŞI BİRLİKTE DİRENMELİYİZ" CHP Eskişehir Milletvekili Umut Çakırözer, sürgün kurbanlarını andığı konuşmasında “Allah kimseyi öz vatanından sürgün edilmek zorunda bırakmasın. Maalesef 80 yıl önce çok büyük acılar yaşamış bir halk var önümüzde. Onların önünde eğiliyorum. Sürgünde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum. Şu anda Kırım’ın ve Ukrayna’nın haklı mücadelesine destek veriyoruz. Daha fazla destek vermeliyiz. Şu mücadele kaybedilince hakkın hukukun dünyada yeri kalmaz. Sizlerin sesi olmaya devam edeceğiz. Allah bir daha bu acıları yaşatmasın. Zulme, işgale ve hukuksuzluğa karşı birlikte direnmeliyiz” dedi. "ZAFERE DOĞRU BİRLİKTE YÜRÜYECEĞİZ" Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Türkiye ve Ortadoğu Ülkeleri Temsilcisi Abdulhakim Şaptukayev, Sürgündeki Çeçen İçkerya Başbakanı Ahmet Zakaeyev'in mektubunu okudu. Zakayev, dünya kamuoyunu tarihte böylesine korkunç anlar yaşamış tüm halklar için hakikat ve adalet arayışlarına katılmaya çağırdı. Şaptukayev, “Bugün Kırım Tatar halkının direncini, ruhunu ve hepimizin tüm halklar için saygı ve eşitliğin temel olduğu bir dünya inşa etme ihtiyacını hatırlatsın. Bugün aynı zamanda yıllar süren zorluklara ve sıkıntılara rağmen hakları ve tarihi vatanlarına dönmek için mücadele etmeye devam eden Kırım Tatar halkının direncini ve azmini de saygıyla anıyoruz. Bugün yas tutmakla kalmıyor. Aynı zamanda Kırım Tatar halkıyla kopmaz kardeşliğimizi ilan ediyoruz.” şeklinde konuştu. Sonuna kadar adalet için mücadele edecekleri söyleyen Şaptukayev, “Çocuklarının ve torunlarının geleceği için her şeyini feda edenlerin anısına saygı duyarak ve onları onurlandırarak hepimize tarihi vatanımızda özgürce yaşama fırsatı verecek zafere doğru birlikte yürüyeceğiz. Birliğimiz, kararlılığımız ve ortak tarihimiz birlikte yürütmemiz gereken mücadelenin temelini oluşturmaktadır.” ifadeleri kullandı. "YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ FİYEN ATA'NIN TORUNLARI OLARAK KIRIM'DAKİ SOYKIRIMI LANETLİYORUZ" Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt ise konuşmasında “1944’teki soykırımı; sürgünü demiyorum, soykırımı protesto etmek için gelen bütün soydaşlarımı saygıyla selamlıyorum. Türkiye Cumhuriyeti her zaman ezilenlerin yanında olmalıdır. Kırım'da soydaşlarımız sıkıntı içinde. Ama bu sıkıntı 1944’teki soykırımı unutturmamalıdır. Daha Önce Çerkes soykırımı unutulduğu için Kırım Soykırımı olmuştur. Kırım Soykırımı unutulduğu için Boşnak Soykırımı olmuştur. Boşnak Soykırımı unutuduğu için Filistin'de soykırım olmaktadır. Bütün dünyayı 18 Mayıs'tan sonra 19 Mayıs olduğunu ve 19 Mayıs'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş bir cumhuriyet olması için bir başlangıç olduğunu unutmamaya davet ediyorum. Yurtta barış, dünyada barış diyen bir Ata'nın torunları olarak Kırım'daki soykırıma karşı çıkıyoruz. Kırım'daki soykırımı lanetliyoruz.”  ifadelerini kullandı. KIRIM DERNEĞİ GENEL BAŞKANI ŞAHİN, KIRIM TATAR TEŞKİLATLARI PLATFORMU ADINA BASIN AÇIKLAMASI YAPTI Anma mitinginin sonunda Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin basın açıklması gerçekleştirdi. Şahin, “Bizim için sürgün henüz daha bitmedi. Toprakları işgal edilen ve takip eden iki asra yakın sürede vatanlarından kitleler halinde zorla göç ettirilen Kırım Tatar halkının tarihi yurtlarında kalabilen son bireyleri bundan tam seksen yıl önce sürgün edildiler. Işgalci Rusya devletinin eli kanlı Sovyet Rejimi varlıklarını yok etmeye kastettiği Kırım Tatarlarını yaşlı, kadın, çocuk, bebek ayrımı yapmaksızın evlerinden ve yurtlarından kopararak Urallara, Orta Asya çöllerine ve Sibirya'nın ötesine sürgüne gönderdi. 18 Mayıs 1944 gecesi başlayan bu sürgünde vatanlarında hayatta kalma mücadelesi veren 400 binden fazla Kırım Tatarı hayvan vagonlarına yok oluşa doğru bir yolculuğa gönderildiler. Sürgün yolunda ve takip eden şu günlerde nüfusumuzun yarısını kaybettik. On binlerce Kırım Tatarı yurtlarından, atalarının mezarlarından uzak diyarlarda can verdi. Evleri, eşyaları, işgalciler tarafından gasp edildi.” dedi. Bu acımasız işgalin senaryosunu günümüzde Kırım'ı ve ardından Ukrayna'yı işgal eden Rusya Federasyonu tarafından devam ettirildiğini vurgulayan Şahin, ”Aradan geçen yüzyıllar ve dahi seksen yıl halkımızın uğradığı soykırım sonucunun sonuçlarının ortadan kalkmasına yetmediği gibi acımasız fail bütün insanlığın gözleri önünde suçunu işlemeye devam ediyor. İnsanlık tarihinin en vahşi suçlarının faili Sovyet Rusya rejiminin değişmesinin ardından vatanlarına dönebilen Kırım Tatarları günümüzde maalesef bir başka Rus rejiminin zulmü altında hayat mücadelesine devam ediyor.” ifadelerini kullandı. Şahin, Kırım Tatarların insanlıktan ve dünyadan talebini ise şu sözlerle ifade etti: “Soykırımın artık durdurulması, hukukların korunması ve kendilerine karşı işlenen suçların karşı adaletin sağlanmasıdır. Esasen günümüzde bunun ilk adımı Rusya Federasyonu adı altında suç örgütünün vatanımız Kırım ve Ukrayna'ya karşı başlattığı işgalin daha fazla gecikmeksizin sona erdirilmesidir. Kırım ve Ukrayna'da tarih boyunca Rusya rejimlerinin sürdürdüğü soykırım suçunu bugün dahi devam ettiren Rusya idarecilerinin ve diğer sorumluların adalet önünde hesap vermeleri bir diğer talebimizdir. Kırım Tatar halkının işgalciye karşı birlikte mücadele ettiği ve vatandaş olmaktan onur duyduklarını devletin Kırım'ın statüsü konusunda anayasada Kırım Tatarlarına ve Milli Bölgesel Özerlik Hak tanıyan düzenlemeler yapması Ukrayna devletinden ve halkından en büyük beklentimizdir.”

Eskişehir'de 18 Mayıs Kırım Tatar Sürgünü şehitleri için anma yürüyüşü Haber

Eskişehir'de 18 Mayıs Kırım Tatar Sürgünü şehitleri için anma yürüyüşü

Kırım Tatar halkının eli kanlı Sovyet lideri Josef Stalin'in emriyle 18 Mayıs 1944'te vatan topraklarından sürgüne gönderilmesinin acı tarihi hafızalardan silinmiyor. Yıllarca vatana dönüş mücadelesi veren Kırım Tatarları 2014 yılında Rusya tarafından işgal edilen vatan topraklarından uzakta yaşamaya devam ediyor. https://x.com/qha_kirimhaber/status/1792093505461927936?t=MkjtUpuujG-E0UsbzJmuwA&s=08 Eskişehir'de 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 80. yıl dönümünde düzenlenen anma programı, saat 12.00'de Ulus Meydanı'nda geçekleşen Büyük Anma Yürüyüşü ile başladı. Tarak tamgalı gök bayrak, Ukrayna bayrağı ve Türk bayrakları ile yürüşe katılan vatandaşlar “Vatanım Kırım” türküsünü söyledi. 7’den 70’e bütün Kırım Tatarları Kortej yürüyüşünde elinde pankartlarla yol aldı. Türkiye'nin dört bir yanından gelen Kırım Tatarlarının yanı sıra yurt dışından gelenler çok sayıda diaspora temsilcisi de anma programında yerini aldı. Pankartlarda ve dövizlerde “Kırımlı Siyasi Tutsaklara Özgürlük”, “İşgale Hayır”, “Her Şey Kırım İçin”, “Sürgün, Soykırım, Savaş Devam Ediyor”, “Kırım Tatar Halkı Teslim Olmayacak", “İşgalci Rusya, Kırım’dan ve Ukrayna'dan  Defol” ifadeleri yer alırken, Ulus meydanında başlayan yürüyüşe Kırım Tatar şarkıları söylenerek devam edildi. Kortej yürüyüşüne Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı, Ukrayna Milletvekili ve Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası İlişkiler Grubu Başkanı Ahtem Çiygöz, Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Recep Şen, Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit, Kırım Tatar Teşkilatları Platformuna bağlı oluşumların temsilcileri ve Kırım Tatar diaspoarası temsilcileri katıldı.

Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’nden 18 Mayıs Kırım Tatar Sürgünü mesajı Haber

Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’nden 18 Mayıs Kırım Tatar Sürgünü mesajı

Sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Türkiye ve Ortadoğu Ülkeleri Temsilcisi Abdulhakim Şaptukayev, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yılında hayatını kaybeden Kırım Tatarlarını andı. Sürgündeki İçkerya Çeçen Cumhuriyeti Türkiye ve Ortadoğu Ülkeleri Temsilcisi Abdulhakim Şaptukayev'in, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümü mesajı pic.twitter.com/mKepU0XYa6 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024 "TOPRAKLARIMIZA GERİ DÖNÜŞÜMÜZÜN GERÇEKLEŞECEĞİ BU KUTLU YOLDA SONUNA KADAR YANINIZDAYIZ" Şaptukayev, Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Başbakanı Ahmed Zakayev’in mesajını Kırım Haber Ajansı (QHA) aracılığıyla ulaştırdı. Zakayev’in mesajında şu ifadeler yer aldı: “Sevgili kardeşlerim, 18 Mayıs birçok neslin kalbinde silinmez izler bırakan Kırım Tatar halkının toplu sürgününü hatırlatan karanlık bir tarih olarak tarihteki yerini koruyor. Bugün bize her Çeçen’in aşina olduğu acı ve ızdırabı yeniden yaşatıyor. Çünkü halkımızda korkunç, sürgün ve baskı dönemlerine katlandı. Bu tür olayların bir daha asla yaşanmaması için, geçmişin hatırasını korumanın ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Dünya kamuoyunun tarihte böylesine korkunç anlar yaşamış tüm halklar için hakikat ve adalet arayışımızda bize katılmaya çağırıyoruz. Bugün Kırım Tatar halkının direncini ve ruhunu ve hepimizin tüm halkları için saygı ve eşitliğin temel olduğu bir dünya inşa etmek ihtiyacını hatırlarsın. Bugün aynı zamanda yıllar süren zorluklara ve sıkıntılara rağmen hakları ve tarihi vatanlarına dönmek için mücadele etmeye devam eden Kırım Tatar halkının direncini ve azmini de saygıyla anıyoruz. Bugün sadece yas tutmakla kalmıyor. Aynı zamanda Kırım Tatar halkına kopmaz kardeşliğimizi ilan ediyoruz. Biz Çeçenler sizinle birlikte duracağız ve sonuna kadar hakikat ve adalet için mücadele edeceğiz. Çocuklarının ve torunlarının geleceği için her şeyini feda edenlerin anısına saygı duyan ve onları onurlandırarak hepimize tarihi vatanımızı özgürce yaşama fırsatı verecek zafere doğru birlikte yürüyeceğiz. Birliğimiz, kararlılığımız ve ortak tarihimiz, birlikte yürütmemiz gereken mücadelenin temelini oluşturmaktadır. Bugün baskı ve şiddetin yerinin olmadığı her halkın kendi topraklarında uyum ve karşılıklı saygı içinde gelişebileceği, barışçıl bir gelecek inşa etme ihtiyacının bir hatırlatıcısı olsun. Topraklarımıza geri dönüşümüzün ve dirilişimizin hayallerinin gerçekleşeceği bu kutlu yolda sonuna kadar yanınızdayız. Derin saygı ve sarsılmaz destekle...” 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI ???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024 Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere Yarımada'daki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan'da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı. 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin eli kanlı lideri Stalin’in vermiş olduğu emirle, Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı#18Mayıs1944 pic.twitter.com/7aCjv0XSkz — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024

Büyükelçi Bodnar, Kırım Tatar Sürgün Anıtı'na siyah kurdeleli çiçek bıraktı Haber

Büyükelçi Bodnar, Kırım Tatar Sürgün Anıtı'na siyah kurdeleli çiçek bıraktı

18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümünde “Büyük Anma Mitingi” Eskişehir’de düzenleniyor. Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nün 80. yılında düzenlenen Büyük Anma Mitingi için gittiği Eskişehir'de Kırım Tatar Sürgün Anıtı'na siyah kurdeleli bir buket çiçek bıraktı. Törene Ukrayna Büyükelçiliği Müsteşarı Denis Zolotaryov, Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Recep Şen, Romanya Dobruca Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Metin Gündoğdu, Kırım Derneği Bursa Şubesi Başkanı Yunus Güneri, Kırım Tatar diasporasından ve Kırım millî davasına destek veren çok sayıda kişi katıldı. BODNAR’IN “TARAK TAMGALI KRAVATI” DİKKAT ÇEKTİ  Törende Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar’ın kravatında, Kırım Tatar millî bayrağında yer alan Tarak tamgasının olması dikkat çekti.   KIRIM TATAR MİLLİ BAYRAĞI: TARAK TAMGALI GÖKBAYRAK Kırım Tatarlarının milli bayrağı; Türklüğü temsil eden gök mavisi zemin üzerinde yer alan ve binlerce yıllardan beri çeşitli Türk boylarında da kullanılagelen üç dişli ve altın sarısı rengindeki Tarak Tamga’dan oluşmaktadır. 1917 yılında kurulan, Kırım Demokratik Cumhuriyetinin de milli bayrağı olarak, Tarak Tamgalı Gökbayrak kullanılmıştır. Kırım Demokratik Cumhuriyetini ilan edecek olan ve 9 aralık 1917 tarihinde açılan I. Kırım Tatar Milli Kurultayının açılış günü münasebetiyle, Kırım’ın bütün şehir, kasaba ve köylerindeki Türk-Tatar daireleri, evleri ve sokakları Tarak Tamgalı Gökbayrak’larla süslenmişti. Tarak Tamga tarihte çeşitli Türk boylarında, özellikle Kırım’da görülmekte, bugünkü hali ile Kırım Hanlığında ortaya çıkmaktadır. XV. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Kırım’ı ve onun kuzeyindeki geniş bozkırları içine alan kudretli müstakil bir devlet teşekkül etmiş oldu: Kırım Hanlığı’nın başşehri olan Bahçesaray’da bulunan Hansaray’ın bazı giriş kapıları ve duvarlarında da Tarak Tamga’lar görülmektedir. Tarak Tamga’daki üç dişin, Kırım Hanlığındaki üç gücü; tarağın orta dişini Han’ın, sağ dişini Kalgay’ın, sol dişini ise Nureddin’in temsil ettiği rivayet edilmektedir. Bir başka rivayette ise, Tarak Tamga’nın terazi şekli ile adaleti temsil ederek, Kırım Hanlığının adil olduğu anlatılmaktadır. 18 Mayıs 1944’teki büyük sürgünden sonra büyük mücadelelerle Vatan Kırım’a dönen Kırım Tatarları, Akmescit’te 74 yıl aradan sonra II. Kırım Tatar Milli Kurultayı’nı toplamışlardır. 26-30 Haziran 1991 tarihleri arasında toplanan II. Kırım Tatar Milli Kurultayında Gökbayrak milli bayrak olarak Kurultay salonlarına asılmıştı. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere Yarımada'daki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan'da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Başkanı Yumuk, 18 Mayıs Sürgünü'nün 80. yılı dolayısıyla mesaj yayımladı Haber

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Başkanı Yumuk, 18 Mayıs Sürgünü'nün 80. yılı dolayısıyla mesaj yayımladı

Kırım Tatar halkı, 18 Mayıs 1944'te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle vatan topraklarından sürüldü. Hayvan vagonlarında Türkistan, Urallar ve Sibirya bölgelerine sürülen Kırım Tatarlarının yüzde 46'sı ise yolda ve sürgünü takip eden günlerde hayatını kaybetti. Türkiye Muharip Gaziler Derneği Başkanı Beyazıt Yumuk'un #18Mayıs1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümü mesajı pic.twitter.com/ErDscLRjSW — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024 "TÜRK MİLLETİ HER ZAMAN KIRIM HALKININ MÜCADELESİNDE SOYDAŞLARININ YANINDA OLMUŞTUR" Türkiye Muharip Gaziler Derneği Başkanı Beyazıt Yumuk, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yılında hayatını kaybeden Kırım Tatarlarını andı. Yumuk, QHA aracılığıyla verdiği 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nı anma mesajında şu şekilde konuştu: "Bugün; uzun zamandır Kırım Tatarlarının vatan toprağı olan Kırım'dan, Kırım Türklerinin sürgün edilişinin 80. önce yıl dönümü. 1783 tarihinde Ruslar tarafından işgal edildikten sonra 1941- 1944 yılları arasında İkinci Dünya Savaşı esnasında Almanların Rusya'ya karşı göstermiş olduğu tehlikeyi bahane ederek Kırım Türklerini, Kırım Yarımadası'ndan bir kısmını Türkmenistan’a, bir kısmını diğer Türk devletlerinin topraklarına, bir kısmını da Rusya'nın kendi iç topraklarına sürgün ederek Rusya, Kırım halkına büyük bir zulüm yaşatmıştır. Bu sürgün esnasında on binlercesi açlıktan, yoksulluktan, sefaletten ölmüştür. Türk ulusu her gittiği yere bağımsızlık ve özgürlük götürmüş, insanlara insanlık dramı yaşatmamıştır. Ama ne yazık ki bir zamanlar kendilerine bağımsızlık ve özgürlük için savaşan o insanlara karşı bugün emperyalist güçler, emperyalist devletler her türlü kötülüğü yaparak o insanların topraklarını elinden almak, her türlü kötülüğü yapmak için her türlü çareye başvurmaktadırlar. Bugün bu mezalimi Filistin'de yaşıyoruz. Filistin'deki bu mezalime dünya bir türlü dur demiyor. Türk milleti her zaman Kırım halkının bağımsızlık mücadelesinde soydaşlarının yanında olmuştur. Edebiyete intikal eden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Yaşayanlara sağlık, huzurlu, huzur diliyoruz. İnşallah en kısa zamanda ata toprakları olan Kırım Yarımadası'na dönerler diyorum.” 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin eli kanlı lideri Stalin’in vermiş olduğu emirle, Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı#18Mayıs1944 pic.twitter.com/7aCjv0XSkz — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere Yarımada'daki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan'da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Bulgaristan Türkleri Derneği Başkanı Ulutürk, Kırım Tatar Sürgünü şehitlerini andı Haber

Bulgaristan Türkleri Derneği Başkanı Ulutürk, Kırım Tatar Sürgünü şehitlerini andı

Kırım Tatar halkı, 18 Mayıs 1944'te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle vatan topraklarından sürüldü. Hayvan vagonlarında Türkistan, Urallar ve Sibirya bölgelerine sürülen Kırım Tatarlarının yüzde 46'sı ise yolda ve sürgünü takip eden günlerde hayatını kaybetti. Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği Başkanı Rafet Ulutürk'ün 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümü mesajı pic.twitter.com/JfaTFiTMbQ — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024 "KIRIM TOPRAKLARI TÜRK'ÜN YURDU OLANA KADAR CİHANA SES OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği Başkanı Rafet Ulutürk, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yılında hayatını kaybeden Kırım Tatarlarını andı. Kırım Tatarlarına “Gücümüz gücünüzdür” diyerek dayanışma mesajı veren Ulutürk, şu ifadelere de açıklamasında yer verdi: “Kırım Tatar kardeşlerimizin sürgünü bir başka deyişle Kırım Tatar soykırımı Sovyet hükûmeti tarafından Stalin adına hareket eden Berirya'nın organize ettiği bir etnik kültürel temizlik ve soykırımdır. 18 Mayıs 1944 tarihinde bu acı olayda 400 bin civarında Kırımlı kardeşimiz ana vatanlarından zorla kopartılmış sürgün edilmiş ve yurtlarına dönmeleri engellenmiştir. Hepsi ana vatanlarından sürülmesi emredilmiş ve 18 Mayıs'ta sürgün kararı uygulamaya geçmiştir. 18 Mayıs 1944 tarihlerinde birkaç saat içinde eşyalarını toplamaları için izin verilmiş ve Kırımlı kardeşlerimiz hayvanlar gibi kamyonlara tren istasyonlarına taşınmıştır. 400 binden fazla Kırım Türk'ü kardeşlerimiz hayvan taşınan trenlerle ve iki üç hafta süre süren bir yolculukla Özbekistan ve Sibirya'ya kadar uzanan bölgelere sürgün edilmişlerdir. Sürgünde susuzluk, açlık, hastalık ve olumsuz hava şartları nedeniyle sadece yollarda en az 150 bin civarında kişi  yaşamını yitirmiştir. Seksen yıl geçmesine rağmen özür dilenmemiş, Kırım Türklerine maddi ve manevi kayıpları tazmin edilmemiş, yaraları hala sarılamamıştır. Bugün hala yaralar kanamakta, kimse seslerini duymamaktadır. Kırım Türklerine yönelik baskı ve zulüm devam ettiği günümüzde Kırım Türklüğü, vatan ve özgürlük uğruna mücadelesini hala sürdürmektedir. Bulgar Türkü olarak tarihe kara bir sayfa olarak yazılmış olan 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar sürgününün şiddetle kınıyor ve soykırım dönüşen bu zorunlu güçün 80. yıl dönümünde hayatını kaybeden tüm soydaşlarımızı, kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz. ‘Gücümüz gücünüzdür.’ anlayışımızla sizlerle birlikte Kırım toprakları Türk'ün yurdu olana kadar cihana ses olmaya devam edeceğiz.“ ???? 80 yıldır dinmeyen acı: 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgün ve Soykırımı pic.twitter.com/YcZoYflQPH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 16, 2024 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere Yarımada'daki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan'da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

Kuzey Makedonya Bakan Vekili Doko, Kırım Tatar Sürgünü şehitlerini andı Haber

Kuzey Makedonya Bakan Vekili Doko, Kırım Tatar Sürgünü şehitlerini andı

Kırım Tatar halkı, 18 Mayıs 1944'te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Josef Stalin'in emriyle vatan topraklarından sürüldü. Hayvan vagonlarında Türkistan, Urallar ve Sibirya bölgelerine sürülen Kırım Tatarlarının yüzde 46'sı ise yolda ve sürgünü takip eden günlerde hayatını kaybetti. Kuzey Makedonya Siyasi Sistem ve Topluluklar Arası İlişkiler Bakan Vekili Cabir Doko'nun 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yıl dönümü mesajı pic.twitter.com/uOkCakuvU6 — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024 Kuzey Makedonya Siyasi Sistem ve Topluluklar Arası İlişkiler Bakan Vekili Cabir Doko, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı'nın 80. yılında hayatını kaybeden Kırım Tatarlarını andı.   “BU TRAJEDİLERİ ENGELLEMEK İÇİN İNSANLIĞIN DAHA YÜKSEK SESLE HAYKIRMASI GEREKMEKTEDİR” Cabir Doko, Kırım Haber Ajansı (QHA) aracılığıyla yayımladığı video mesajında şu şekilde konuştu: “18 Mayıs 1944 sabahı şüphe yok ki, Türk tarihinin karanlık günlerinden bir tanesi. Bu acı dolu tarihte on binlerce Kırım Tatar Türkü insanlık dışı şartlarda kendi öz yurdundan sürgün edildi. Ve on binlerce ailenin kaderi olumsuz yönde etkilendi. Maalesef bu trajik hadisenin üzerinden 80 yıl geçmiş olmasına rağmen Kırım Tatarlarının travmaları ne maddi ne de manevi anlamda iyileştirilemediği gibi aynı zamanda Rusya-Ukrayna Savaşı'nda soydaşlarımız tekrar hedef haline geldiler. Ancak en zor şartlarda bile mücadelelerinden vazgeçmiş değiller. İnsanlık kendi hatalarından gereken dersleri çıkarmakta bir hayli gecikiyor. Bugün dünya genelinde soydaşlarımız da dahil olmak üzere birçok ulus benzeri zulümlere ve haksızlıklara maruz kalıyor. Bu trajedileri engellemek için insanlığın daha yüksek sesle haksızlıklara haykırması ve gündeme getirmesi gerekmektedir. Bu menfur hadisenin 80. yıl dönümünde bu yaşanan insanlık ayıbını esefle kınıyor, böyle bir insanlık dramının bir daha yaşanmaması temennisiyle sürgünde hayatını kaybeden soydaşlarımızı rahmetle yad ediyoruz.” 18 Mayıs 1944 günü bir şafak vaktinde, milletler hapishanesi Sovyetler Birliği’nin eli kanlı lideri Stalin’in vermiş olduğu emirle, Kırım Tatar halkı öz vatanlarından koparıldı#18Mayıs1944 pic.twitter.com/7aCjv0XSkz — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) May 18, 2024 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Türkistan, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere Yarımada'daki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Türkistan'da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya meclisleri, 2022’de ise Kanada parlamentosunun alt kanadı olan avam kamarası 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.