Kırım Tatar bayrağı, 26 Şubat'ta dünyanın pek çok ülkesinde dalgalandı
Kırım Tatar Milli Meclisi, 26 Şubat Kırım'ın Rus İşgaline Direniş Günü'nde dünyanın dört bir yanında Kırım Tatar bayrağının dalgalandığını ifade etti.
UKRAYNA BÜYÜKELÇİLİKLERİNDE KIRIM TATAR BAYRAĞI GÖNDERE ÇEKİLDİ
Kırım Tatar Milli Meclisinin 26 Şubat 2025 tarihli açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
"Kırım'ın Rus İşgaline Direniş Günü'nde Kırım Tatar bayrağı tüm dünyada dalgalandı. Ukrayna'nın çeşitli ülkelerdeki diplomatik temsilcilikleri, Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar şehrinin işgaline karşı direniş günü kapsamında Kırım Tatar halkının milli bayrağını açtı. Ukrayna'nın; Avusturya, Azerbaycan, Cezayir, Bulgaristan, Botsvana, Gana, Gürcistan, Irak, İtalya, Ürdün, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kırgızistan, Kongo, Kuveyt, Lübnan, Kuzey Makedonya, Malezya, Polonya, Ruanda, Suudi Arabistan, Senegal, Karadağ, Çekya ve İsviçre'deki büyükelçilikleri, Kırım'la dayanışma eylemine ve Kırım Tatarlarının direnişine katıldı. Kırım Tatar Milli Meclisi, dayanışmanız ve desteğiniz için içten şükranlarını sunar. Kırım Ukrayna'dır! Bütün topraklarımızın kurtuluş mücadelesi sürüyor."
RUS İŞGALİNE DİRENİŞİN SEMBOLÜ: 26 ŞUBAT MİTİNGİ
Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM), Kırım milletvekillerini ve Kırım Parlamentosu Başkanını ikna edemeyince 26 Şubat 2014 tarihinde, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü korumak ve yarımadada durumun istikrarsız hale gelmesini önlemek için miting düzenleme kararı aldı. KTMM’nin çağrısıyla, binlerce kişi Kırım Özerk Cumhuri̇yeti̇ Parlamentosu bi̇nasının önünde toplandı. Eylemciler Ukrayna ve Kırım Tatar bayraklarını açtı ve “Yaşasın Ukrayna!”, “Kırım Ukrayna’dır!” sloganları attı. Bu tavır, Kırımlıların işgale direniş iradesini ortaya koydu. Ukrayna yanlısı protestocular, Kırım Parlamentosunun, Ukrayna egemenliğini ihlal eden kararlar almasını engellemeyi amaçlıyordu. Ancak aynı anda, Rus yanlısı Sergey Aksyonov'un liderliğindeki gruplar da bölgenin Moskova'ya bağlanması için karşıt bir düzmece gösteri yaptı.
Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne destek için gelen çok sayıda Kırım Tatarının kararlığı sayesinde Kırım Parlamentosunun olağanüstü toplantısı engellendi. Bir günlük olsa da, Kırım Tatarları, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü korumuş oldu.
27 ŞUBAT 2014: MASKELİ RUS ASKERLERİ KIRIM'DA
Barışçıl ve kararlı direnişe rağmen 27 Şubat 2014 sabahında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yönlendirmesiyle maskeli, işaretsiz, rütbesiz Rus askerlerinin, sözde "Kırım milis güçleri" adı altında Yarımada'yı işgali başladı. Kremlin, Kırım’ın şiddet kullanılarak işgal edilmesinin fitilini ateşlemiş oldu. Yarımadadaki şehirlerin tüm caddeleri ve ana yollar, Rus askerleri ile doldu. Rütbe işaretleri taşımayan “yeşil adamlar” Kırım’ın Parlamento ve Bakanlar Kurulu binaları ile diğer idari binalarını işgal etti. İşgal güçleri, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin üslerini kuşattı, limanları ve havaalanlarını ele geçirdi. Ukrayna donanmasının başındaki Amiral Denis Berezovskiy, Rusya yanlısı oldu. Daha sonra bölgedeki Ukrayna askerî personelinin büyük bir çoğunluğu da işgalcilerin safına geçti.
16 MART 2014: KIRIM'DAKİ SÖZDE REFERANDUM
6 Mart 2014’te Kremlin güdümündeki sözde parlamento, işgali meşrulaştırmak için "referandum" kararı aldı. Bu referandum, Putin Rusyası'nın Kırım Yarımadası'ndaki kontrolü ele alması için kurgulanan bir tiyatroydu. Kırım Tatar Milli Meclisi, 6 Mart 2014'te gerçekleştirdiği açıklama ile Kırım halkına, yasa dışı alınan kararın neticesindeki sözde referandumu boykot etme çağrısı yaptı.
Sözde referandumda, Kırım'da yaşayanlara; Rusya’ya bağlanma veya 1992 Kırım Cumhuriyeti Anayasası'nın yeniden uygulamaya konulması ve ona göre Ukrayna’ya bağlı özerklik olarak kalma seçenekleri sunuluyordu. 1992 Kırım Cumhuriyeti Anayasası, Kırım'ın, "Ukrayna'ya gönüllü olarak devredenler dışında tüm yetkileri kendi topraklarında kullanan" kendi devlet organlarına sahip olduğunu, yani Kırım'ın geniş özerklik haklarına sahip olduğunu belirliyordu. Anayasa, yarımadanın bağımsız Ukrayna'nın bir parçası olmasından hemen sonra Kırım Parlamentosu tarafından kabul edilmişti. Bu anayasa metnini bahane eden Kremlin, Kırım'ı kontrol altına almaya çalışmıştı. Ancak, Ukrayna Parlamentosu, daha önce bu belgeyi zaten yürürlükteki anayasaya aykırı bularak iptal etmişti. Yani aslında, 16 Mart 2014’teki sözde referandumda, Kırım’ın Ukrayna’nın bir parçası olarak kalması seçenekler arasında yoktu.
Sözde referandumu boykot eden Kırım Tatarlarının çoğunluğu oylamaya katılmadı. Silahların gölgesinde yapılan düzmece referandum, ciddi bir hukuk garabetiydi. Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) gizli raporlarına atıfta bulunarak sözde referanduma gerçek katılım oranının yaklaşık yüzde 34,2 olduğunu, Kırım Tatarlarının yüzde 99’unun ise oy kullanmadığını açıkladı. İşgalin hemen ardından Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve KTMM Başkanı Refat Çubarov'un Yarımada'ya girişi yasaklandı.
26 Şubat Kırım’ın Rus İşgaline Direniş Günü: Tarak Tamgalı Gökbayrak, özgür vatanına dönmeyi bekliyor! pic.twitter.com/TWGUAtuiNr
— QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) February 26, 2025
KIRIM'IN İŞGALİ, RUSYA'NIN UKRAYNA'YA KARŞI SAVAŞININ BAŞLANGICIYDI
Bugün, Kırım'daki Rus işgalinin 11. yılına girerken Kremlin destekli sözde yönetim, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunan, ana vatanları Kırım'a sahip çıkan Kırım Tatar halkına karşı baskılarını daha da genişletiyor.
Rusya, işgal sonrası Ukrayna yanlısı görüşlere sahip kişileri susturma politikası izleyerek, Kırım Tatarlarının siyasi liderleri ve toplum önderlerine karşı yoğun baskılar uyguluyor. 2016'da, Kırım Tatar Milli Meclisi'nin faaliyetleri yasaklandı ve pek çok Kırım Tatarı yasa dışı bir şekilde alıkonuldu veya vatanlarından sürüldü. İşgalin ilk günlerinde, Rus askerleri ve milisleri tarafından kuşatılmış olan Akmescit’teki ana meydanda tek kişilik barışçıl bir eylem düzenleyen Reşat Ametov kaçırılarak şehit edildi. 2016 yılında evinin önünden kaçırılan Dünya Kırım Tatar Kongresi Yönetim Kurulu ve Bahçesaray Kırım Tatar Bölge Meclisi Üyesi Ervin İbragimov’dan ise hâlâ haber alınamıyor. Bugün Rus cezaevlerinde 132‘si Kırım Tatarı olmak üzere 218 Kırımlı siyasi tutsak bulunuyor.
Rusya'nın Kırım'ı işgal etmesi, uluslararası hukukun ihlali ve insan haklarının sistematik olarak çiğnenmesi anlamına geliyordu. Bu işgal, sadece Kırım'ın kaybı değil aynı zamanda bölgesel barışın ve istikrarın baltalanmasıydı. Ancak uluslararası toplumun yeterince sert tepki göstermemesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in daha büyük bir savaşı başlatmasına cesaret verdi. Rusya Federasyonu, 24 Şubat 2022'de ise Ukrayna'ya karşı topyekûn işgal girişimini başlattı. Rusya'nın topyekûn işgal girişimi, 26 Şubat 2014'teki işgalin devamıydı.
Savaş suçları, devlet eliyle uygulanan terör ve sivil katliamları, aradan geçen 3 yılda Ukrayna'da büyük bir insani felakete yol açtı. Rusya'ya bu saldırgan fiilleri nedeniyle ağır yaptırımlar gelse de Kremlin'in savaş makinası, halen dikta rejimleri tarafından destekleniyor. Ukrayna halkı ise üç yıldır topyekun işgale karşı vatan mücadelesi veriyor.
TARAK TAMGALI GÖKBAYRAK, 11 YILDIR MAHZUN
Bugün, Kırım'ın işgaline karşı gösterilen direnişin 11. yıl dönümünde, Kırım Tatar halkı ve Ukrayna, adaletin yeniden tesis edilmesi ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün sağlanması için mücadeleye devam ediyor. 26 Şubat tarihi, bir milletin onurunu, direnişini ve özgürlük haykırışını anlatmaktadır. 26 Şubat, Kırım Tatar halkı için unutulmaz bir direniş günüdür.
Kırım'daki işgalin 11. yılı doldu. Ama Kırım Tatar halkı asla boyun eğmedi. Tıpkı 1944’teki sürgünde olduğu gibi, tıpkı Numan Çelebicihan’ın mücadelesinde olduğu gibi… Milli lider Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun ortaya koyduğu ülkü doğrultusunda Kırım Tatarları yine dimdik ayakta duruyor.
26 Şubat, sadece bir mitingi anma günü değil, Kırım’ın özgürlüğü için verilen mücadelenin sembolüdür. Bu direniş, bu mücadele, bu umut asla bitmeyecek. Çünkü vatan, satılık değildir. Çünkü zulme karşı susmak, esareti kabul etmektir. Çünkü Kırım, Kırım Tatarlarınındır!