Kırımoğlu, Antalya Diplomasi Forumu'nda QHA'ya konuştu: Kırım'da yerli halkın haklarını korumak için uluslararası izleme heyeti kurulması lazım
Antalya, dünya ülkelerinden liderlerin, siyasilerin, diplomatların, uzmanların ve gazetecilerin bir araya geldiği foruma dördüncü kez ev sahipliği yaptı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının himayesinde Dışişleri Bakanlığının ev sahipliğinde gerçekleşen 4. Antalya Diplomasi Forumu (ADF2025), bu yıl "Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" ana temasıyla dünya kamuoyunda öne çıkan meseleleri, dış politika cephesindeki acil çözüm bekleyen konuları tartışma ve çözüm üretme imkanı sağladı. Belek'teki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve 140'ı aşkın ülkeden davetlinin yer aldığı foruma, Ukrayna her yıl olduğu gibi üst düzey katılım sağladı. Yine her yıl olduğu gibi Kırım Tatarlarının Milli Lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, foruma iştirak ederek konuşmaları dinledi, pek çok önemli temasta bulundu.
Kırım Haber Ajansı (QHA), 12 Nisan 2025 tarihinde 4. Antalya Diplomasi Forumu marjında çeşitli üst düzey temaslar gerçekleştiren Kırımoğlu'na, gündemdeki önem arz eden konu başlıkları hakkında sorular yöneltti. Kırım Tatarlarının Milli Lideri; forum kapsamında Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle Kırım Tatarları ve Ukrayna hakkında görüşülen konuları, ABD Başkanı Trump'ın göreve gelmesiyle başlayan adil ve kalıcı bir barışın tesisi noktasındaki tartışmalı müzakere sürecini ve savaşın sona ermesi için atılması gereken adımları QHA'ya değerlendirdi.
"KIRIM'DA YERLİ HALKIN HAKLARINI KORUMAK İÇİN ULUSLARARASI BİR İZLEME HEYETİ KURULMASI LAZIM"
Dördüncü Antalya Diplomasi Forumu kapsamında yapılan görüşmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle temaslarınızda hangi konu başlıklarını ele aldınız?
Her yıl Antalya Diplomasi Forumu'na geliyoruz. Bizim için önemli çünkü burada tüm dünyadan diplomatlar toplanıyor. Özellikle birçok ülkeden dışişleri bakanları ve diğer bazı üst düzey yetkililer... Birçok insanla görüşüp fikir alışverişi imkanı oluyor. Bu kez, Ukrayna heyeti olarak 8 kişi geldik. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'la ayaküstü görüşmüş olduk. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bey ile de yemekte görüştük. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Bey ile heyetler arası toplantı yaptık. Esas olarak konumuz; savaşın nasıl biteceği, kalıcı ateşkesin nasıl sağlanacağı ve ateşkes olursa Türkiye Cumhuriyeti'nden beklentilerimizin neler olduğu. Kırım'da yerli halkın haklarını korumak için uluslararası bir izleme heyeti kurulması lazım. Bu heyette mutlaka Türkiye'nin bir temsilcisinin olması gerekiyor. Bunları dile getirdik.
Türkiye'ye güvenimiz çok büyük. 2014 yılındaki Kırım'ın işgalinden bugüne kadar Türkiye, Kırım Yarımadası'nın Ukrayna toprağı olduğu ve Ukrayna'ya geri verilmesi gerektiği konusundaki pozisyonunu hiç değiştirmedi. Ukrayna 24 Şubat 2022'de Rusya'nın topyekun işgaliyle zor bir durumda kaldığı zaman Batı ülkeleri, bize silah vermeye korkuyordu. Gerekli silahları ilk olarak Türkiye'den aldık. Eğer Bayraktar'lar (Bayraktar TB2 SİHA) olmasaydı belki de Kıyiv düşecekti. Ama şimdi minnettar olduğumuzu ve verilen desteğin devamını istedik.
Cevdet Bey özellikle kendisi Kırım'da Kırım Tatar özerk cumhuriyeti konusunu açtı. Türkiye'nin Ukrayna ile her görüşmede bu konuyu hatırlattığını söyledi. Biz de Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy'ın, bizim bu talebimizi desteklediğini dile getirdik. Ama Ukrayna anayasasına göre; savaş döneminde anayasa değişikliği yapmak mümkün değil. Fakat yine de Zelenskıy bize manevi olarak daima bu konuda destek veriyor. Türkiye'nin, Ukrayna ile her görüşmede bunu hatırlatması bizim için çok önemlidir.
Bunun yanında, hapisteki siyasi tutsaklar konusunu ele aldık. Çünkü, Türkiye'nin Ruslarla bağlantıları var. Gerçekten de, Türkiye'nin bu konuda faydasını gördük. Ankara'ya tayin edilen Ukrayna Büyükelçisi Nariman Celal'in serbest bırakılması konusunda, bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük rol oynadı. Putin ile her görüşmesinde onun adını verdi. Ruslar aslında bunu istemiyorlar çünkü, Kırım Tatarları serbest kalırsa yarımadadaki direnişin artacağını düşünüyorlar. Bu konuda da elbette, Türkiye'nin desteğinin devamını istiyoruz.
"İŞGAL EDİLEN BİR ÜLKEDE REFERANDUM YAPILMASI, KANUNSUZLUĞU BIRAKIN SAVAŞ SUÇUDUR..."
Rusya'nın Kırım'ı işgalinin 11. yılı, Ukrayna'daki topyekun savaşın 4. yılına girildi. ABD'nin ateşkes ve barış hususunda yürüttüğü politikayı, Başkan Trump'ın tartışmalı müzakere sürecini nasıl görüyorsunuz? Bu savaşı sona erdirmenin yolu sizce nedir?
Yakın zamanda ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un savaşın sona ermesiyle ilgili konuşmasını dinledim. Savaşı bitirmek için toprak meselesinin önemli olduğunu, Ukrayna'nın 5 bölgesinde (Lugansk, Donetsk, Kırım, Zaporijjya ve Herson) Rusya'nın hak iddia ettiğini, orada referandumlar yaptıklarını ve aslında halkın büyük çoğunluğunun Rusça konuştuğunu ve Rusya'yı istediğini söyledi. Bu topraklar, Rusya'ya verilirse savaşın bitirilmesinin kolay olacağını dile getirdi. Hayatımda hiç bu seviyede bir diplomat görmedim (!). Sen koca bir ülkenin, demokratik bir ülkenin diplomatı olarak nasıl böyle cahilce konuşabiliyorsun? Birleşmiş Milletler tüzüğünü okumadın mı? İkinci maddede, devletlerin sınırlarının bozulamayacağı hükmü yer alıyor. Toprak bütünlüğüne saygı duyulması lazım. İkinci olarak, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bu hususta birçok karar aldı. Bu uluslararası kamuoyunun tanımadığı sözde referandumları nasıl kabul edebilirsin? İşgal edilen bir ülkede referandum yapılması, kanunsuzluğu bırakın savaş suçudur.
Trump'ın hükumeti, böyle davranacaksa ABD'den beklentilerimiz düşük ama gerçeği de söylemek gerekir. Ukrayna'ya en çok maddi desteği ve silah yardımını onlar yaptı. Tabii, Trump iktidara gelince Avrupa ülkeleri de biraz canlandı. "ABD'nin verdiği yardımı biz vereceğiz" dediler. Ama, Avrupa'nın da gücü sınırlı. Eğer, ABD Patriot hava savunma sistemini ve istihbarat desteğini vermeseydi Ukrayna'nın durumu daha zor olacaktı. Fakat, şimdi bunu elinde bir koz olarak kullandığını düşünen Trump yönetimi, Ukrayna devletine şantaj yapmaya çalışıyor. Ülkenin doğal kaynaklarını istiyor. Verilen yardımları, borç olarak göreceğini söylüyor. Bu gerçekten borç mu? 1994 yılında ABD'nin baskısıyla Ukrayna nükleer silahlarından vazgeçti. ABD, bizim toprak bütünlüğümüz, bağımsızlığımız için garantör olmuştu. Yani şimdi biz bunları geri almak istiyoruz ve bu yüzden ABD'ye borçlu oluyoruz. Bu doğru değil. Sonuç olarak, bu savaşın nasıl çözüleceğini tahmin etmek zor.
"SAVAŞIN DEVAM EDİP EDEMEYECEĞİ TEK BİR ADAMA BAĞLI: PUTİN..."
Uluslararası kuruluşlar Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliği için bir dizi karar alıyor. Rusya'yı kınayan açıklamalar yapıyor. Ancak bunlar Rusya'yı ve Putin'i durdurmaya yetmiyor. Bunlar dikkate alındığında Kremlin'i durdurmak için ne yapmak gerekiyor? Diplomasi yeterli olacak mı?
Rusya, öyle bir devlettir ki, sözden laftan anlamaz. Rusya ile bir anlaşma imzalayabilirsiniz ama 1994 Budapeşte Memorandumu gibi yarın bir gün onu bozabilir. Aslında bu savaşın devam edip edemeyeceği tek bir adama bağlı: Putin. O, çok iyi biliyor ki; savaş biterse iktidarını da kaybedecek. Onun için ne pahasına olursa olsun, fiyatı ne olursa olsun savaşı devam ettirecektir. Şu ana kadar 930 binden fazla Rus askeri öldürüldü veya yaralandı. Ama Putin her gün insanları, ölüme gönderiyor. Her gün 1500'den fazla insanı ölüyor. Ama bunlar Putin için ehemmiyet arz eden şeyler değil. Yerine yenileri gelecek... Kendi insanları yetmedi, Kuzey Kore'den paralı asker aldı ve onları ölüme gönderdi. Son olarak, bu da yetmedi Çin'den asker getirdi. Şunu söylemek istiyorum, Rusya ile anlaşma yapmanın hiçbir manası yoktur. Rus rejimi tamamen yıkıldıktan sonra, son Rus imparatorluğu bütünüyle dağıldıktan sonra olumlu adımlar atılabilir ve çözüm gelebilir.
"ABD, BU YIL KIRIM PLATFORMU'NA KATILMAYABİLİR"
Son olarak, dünya kamuoyunu bir araya getiren küresel sorunların tartışılmasını sağlayan toplantıların büyük önemi var. Rusya'ya uygulanan uluslararası baskıyı artırmak için başlatılan Kırım Platformu Zirvesi'nin önemi hakkında neler söylersiniz?
Aslında bana göre; onun adı Kırım Tatar Platformu olmalı. Çünkü esas konu, yerli halkın durumu. Kırım Platformu Zirvesi'ne cumhurbaşkanları ve dışişleri bakanları iştirak ediyor. Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine destek veriyorlar. Mutlaka, Kırım'ın Rus işgalcilerden temizlenmesi gerektiğini vurguluyorlar. Bu bizim için çok önemli ve olumlu bir gelişme. Hem de her yıl katılımcıların sayısı artıyor. Ancak, şu anda ABD Başkanı Trump'ın Ruslara yakınlaşmaya çalıştığı görülüyor. Belki de bu sene yapılacak olan Kırım Platformu'na katılmayacaklar. Ukrayna Savunma İrtibat Grubu Ramstein Toplantısı'na şu anda ABD iştirak etmiyor. Orada bütün NATO ülkeleri ve İskandinav ülkeleri, Ukrayna'ya nasıl yardım edileceğini konuşuyor ve önemli kararlar alıyor. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri buna katılmıyor...