SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kırgızistan

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kırgızistan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırgızistan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırgızistan'da yerel seçimler yapıldı Haber

Kırgızistan'da yerel seçimler yapıldı

Kırgızistan halkı, 17 Kasım 2024 tarihinde sandık başına gitti. Ülke genelinde 33 şehir ve 231 ilçede yerel yasama organlarına temsilci seçilmesi için 2 bin 437 seçim sandığı kuruldu. 39 siyasi partinin katıldığı seçimde, 993 şehir meclisi üyeliği için 5 bin 125 aday, 5 bin 394 ilçe ve köy meclisi üyeliği içinse 10 bin 439 aday yarıştı. KIRGIZ LİDER CAPAROV'DAN OY ÇAĞRISI Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Bişkek’teki 1046 No’lu seçim sandığında oyunu kullandı. Cumhurbaşkanı Caparov, vatandaşları oylarını kullanmaya davet etti. Kırgız lider Caparov, ülke genelindeki seçim bölgelerinde 15 binin üzerinde polisin görev yaptığını açıkladı. 18 Kasım 2024 tarihinde yapılan açıklamada, “Polis, devlet kurumları ve Merkezi Seçim Komisyonu ile yakın iş birliği içinde çalıştı. Seçim kampanyasının başlangıcından 17 Kasım'a kadar, elektronik bilgi günlüğüne seçimle ilgili ihlallere ilişkin 96 olay kaydedildi. 17 Kasım günü saat 08.00 ile 20.00 arasında seçim mevzuatı ihlallerine ilişkin 69 vaka kaydedildi" ifadeleri kullanıldı. SEÇİMİN KESİN SONUÇLARI 8 ARALIK’TA AÇIKLANACAK Kırgızistan’daki yerel seçimlere, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 10’dan fazla ülkeden 50’nin üzerinde gözlemci katıldı. Ayrıca, Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Örgütü gibi uluslararası kurum ve kuruluşlar da gözlemci gönderdi. Kesin sonuçlar, Kırgızistan Merkez Seçim Komisyonu tarafından 8 Aralık 2024 tarihinde açıklanacak. 

Kırgızistan'da darbe teşebbüsü: 7 kişiye gözaltı Haber

Kırgızistan'da darbe teşebbüsü: 7 kişiye gözaltı

Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te, hükûmeti devirmek amacıyla yerel seçimlere denk gelen kitlesel ayaklanma planları ortaya çıktı. Kırgız polisi 13 Kasım 2024 tarihinde şiddet çağrılarıyla iktidarı ele geçirmeyi amaçlayan 7 kişiyi göz altına aldı. Kırgızistan İçişleri Bakanlığı, grubun spor etkinliklerini kitleyi provoke etmek için kullanmayı planladığını duyurdu. ŞİDDETLE İKTİDAR DEVRİ PLANI: SPOR ETKİNLİKLERİ ŞİDDETE ALET EDİLECEKTİ Kırgızistan İçişleri Bakanlığı, başkent Bişkek’teki bazı spor organizasyonları aracılığıyla şiddet çağrıları yapılacağı ve anayasa karşıtı taleplerde bulunulacağına dair önemli bilgiler paylaştı. Grubun, 17 Kasım’da yapılacak yerel seçimleri sabote etmek ve iktidarı güç kullanarak ele geçirmek için plan yaptığı bildirildi. Şüphelilerin, “ülkeyi istikrarsızlaştırmayı” hedefledikleri ifade edildi. GÖZALTINA ALINANLAR ARASINDA YABANCI UYRUKLULAR DA VAR Emniyet güçleri, darbe girişiminin planlayıcıları arasında hem Kırgız hem de yabancı uyruklu şahısların bulunduğunu açıkladı. 7 kişilik grubun içinde, eski başsavcı yardımcısının da olduğu kaydedildi. M.M. adlı yabancı bir şahsın, daha önce savaş eylemlerine katıldığı ve insansız hava araçları ile patlayıcı üretimi konusunda uzmanlık kazandığı belirtildi. SİLAH, UYUŞTURUCU, VOTKA VE BİR AT BULUNDU Tutuklamalar sırasında polis, markası belirsiz bir tabanca ve bu tabancaya ait fişekler, uyuşturucu madde, bir ton pirinç, büyük miktarda votka ve ilginç bir şekilde bir at ele geçirdi. Bu malzemelerin, kitleleri etkilemek ve ayaklanmayı provoke etmek amacıyla kullanılacağı öne sürüldü. Bu olay, Kırgızistan'da son bir yıl içinde gerçekleşen üçüncü darbe girişimi oldu. 7 kişilik grubun planları, yalnızca yerel seçimlere birkaç gün kala, ülkenin siyasi atmosferini daha da gerdi. SEÇİMLERİN ARİFESİNDE GÜVENLİK TEDBİRLERİ ARTIRILDI 17 Kasım’daki yerel seçimlerin güvenliği için önlemler artırıldı. Kırgızistan’da yaşanan bu darbe girişimi, ülkenin siyasi ve toplumsal yapısının ne kadar kırılgan olduğunun bir göstergesi olarak kayda geçti. Soruşturma devam ederken, tutuklanan 7 kişi, 10 Ocak 2025’e kadar gözaltında tutulacak. Kırgızistan, tarihsel olarak iç karışıklıklarla mücadele etmiş bir ülke olmasına rağmen, bu son girişimle birlikte Türkistan'daki siyasi istikrarı daha fazla sorgulanır hale geldi.

Türk dünyası liderlerinden ortak iklim değişikliği vurgusu Haber

Türk dünyası liderlerinden ortak iklim değişikliği vurgusu

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 29. Taraflar Konferansı (COP29); Azerbaycan'ın ev sahipliğinde 11 Kasım 2024 tarihinde Bakü’de başladı. Konferansta başta Türk devletleri olmak üzere yaklaşık olarak 200 ülkenin devlet ve hükûmet başkanları, küresel ısınmayla mücadelede gelinen son durum ve buna bağlı olarak iklim değişikliğiyle ilgili görüşmelerde bulunacak. AZERBAYCAN 2030'A KADAR YAKLAŞIK 6 GİGAWATTLIK GÜNEŞ, RÜZGÂR VE HİDROELEKTRİK SANTRALLERİ İNŞA ETMEYİ PLANLIYOR Bununla beraber konferansın "Dünya Liderleri İklim Eylem Zirvesi" ise, 12 Kasım'da gerçekleşti. Konferanstasın açılış konuşmalarını yapan ev sahibi ülke Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, sözlerine Azerbaycan’ın COP29’a ev sahipliği yapmasının Azerbaycan’a duyulan saygının bir göstergesi ve uluslararası arenadaki aktif rolünün takdir edilmesi olarak değerlendirdiklerini ifade ederek başladı. Aliyev, Azerbaycan’ın Doğu ile Batı'nın, Kuzey ile Güney'in buluştuğu bir ülke olduğuna atıfta bulunarak Azerbaycan'ın başlattığı mega projelerin bölgenin enerji ve ulaşım haritalarını değiştiren ve verimli çok uluslu iş birliği formatlarının kurulmasına yol açan projeler olduğu beyan etti. Aliyev, iklim değişikliğiyle mücadele için Azerbaycan’ın yenilebilir enerji çalışmalarına yöneldiğine işaret ederek, “Yenilenebilir enerjiye yönelik teknik potansiyelimizin karada 135 gigawatt, denizde ise 157 gigawatt olduğu tahmin edilmektedir.” dedi. Aliyev ayrıca, “2030 yılına kadar yaklaşık altı gigawattlık güneş, rüzgâr ve hidroelektrik santralleri inşa etmeyi planlıyoruz. Ancak planlarımızın tamamı bu değil. Şu ana kadar 10 gigawattlık yenilenebilir enerji projesi için sözleşme ve mutabakat zaptı imzalandı.” ifadeleriyle gelecekte hayata geçirilecek olan projelerin de yenilebilir enerjiyi destekleyen projeler olacağının haberini verdi. TÜRKİYE 2026 İÇİN ADAY Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dünya Liderleri İklim Eylem Zirvesi" nde konuşan liderler arasındaydı. Erdoğan, konuşmasının başında ev sahipliğinde dolayı Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e teşekkür etti. Türkiye’nin iklim krizinin menfi etkilerinin en yoğun hissedildiği ülkeler arasında olduklarını vurgulayan Erdoğan, “2053 yılı için net sıfır emisyona ulaşma ve Yeşil Kalkınma vizyonumuz ekseninde kilit sektörlerimizi dönüştürüyoruz. Yeşil finans stratejisini uygulama ve Ulusal Yeşil Taksonomi oluşturma gayretlerimiz devam ediyor. Emisyon Ticaret Sistemi'ni de ihtiva eden iklim kanunumuzu çok yakında Meclis’imize sunacağız." diyerek Türkiye’nin iklim değişikliği karşısında hayata geçirdiği çalışmalara işaret etti. Erdoğan ayrıca, “Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 59'a yükselttik. Bu oranla Avrupa'da 5'inci, dünyada 11'inci sıradayız. 2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz için temel önceliklerimiz yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjidir. Bugün 31 bin megavat olan rüzgâr ve güneş enerjisi kurulu gücümüzü 2035 yılında 120 bin megavata çıkaracağız. Nükleer enerjide ise 2050 senesinde, 20 bin megavatlık bir kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı. Konuşmasının sonunda Türkiye'nin 2026 BM İklim Değişikliği 31. Taraflar Konferansı'na (COP31) ev sahipliği yapmak için adaylını açıkladığını bildiren Erdoğan, destek veren ülkelere de teşekkürlerini iletti. "HAZAR DENİZİ TEHDİT ALTINDA" Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, zirvede yaptığı konuşmasında Kazakistan’ın küresel iklim gündemine olan bağlılığını doğruladı ve iklim değişikliğine karşı mücadelede uluslararası iş birliğinin önemini vurguladı. Tokayav ayrıca, iklim değişikliğine müdahale önlemlerinin etkinliğini artırmak için yapay zekâ, uydu izleme gibi ileri teknolojilerin yanı sıra erken uyarı ve su ve arazi kaynaklarının daha etkili yönetimi sağlayan diğer dijital araçlar gibi ileri teknolojilerin aktif olarak kullanılması gerektiğini belirtti. Konuşmasında Hazar Denizi’ne de yer veren Tokayev, “Bugün Hazar Denizi tehdit altında. Dünyanın en büyük gölünü kurtarmak, uzun vadeli uluslararası iş birliği gerektiren ortak sorunumuzdur.” ifadeleriyle küresel ısınmaya karşı iş birliğinin önemini vurguladı. İKİNCİ KÜRESEL DAĞ ZİRVESİ BİŞKEK+25, 2027 YILINDA KIRGIZİSTAN'DA Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, zirvede konuşma yapan Türk devletleri liderlerinden bir diğeri oldu. Caparov Paris Anlaşması’na atıfta bulunarak, küresel iklim değişikliği süreçlerini hızlandırmanın arka planına karşı Paris Anlaşması'nın hedeflerine ulaşmak için koordineli, iyi finanse edilen iklim eylemi üzerinde anlaşılması çağrısında bulundu. Caparov ayrıca Kırgızistan’ın yenilebilir enerji kaynaklarını geliştirmek üzere çalıştığını belirterek; enerji verimliliğini artırarak, gazlaştırma yoluyla kömür tüketimini azaltarak, elektrik iletimi ve dağıtımındaki kayıpları azaltarak, şehirlerdeki ısı tedarik sistemlerini iyileştirerek ve enerji sektöründe hafifletme konusunda halkın farkındalığını artırarak karbon nötrlüğünü sağlamayı planladıklarını kaydetti. Caparov aynı zamanda, BM Genel Kurulu’nun Kırgızistan’ın girişimiyle, 2023-2027'nin “Dağ Bölgelerinin Gelişimi için Beşinci Eylem Yılı” ilanını ve BM tarafından kabul edilen "Beş Yıllık Dağ" planını anımsatarak zirvedeki liderleri, Beş Yıllık Dağ projesinin sonuçlarının özetleneceği 2027 yılında gerçekleşecek “İkinci Küresel Dağ Zirvesi Bişkek+25"e davet etti. MİRZİYOYEV'DEN ULUSLARARASI BİR MERKEZİN KURULMASI ÖNERİSİ Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev zirvede yapmış olduğu konuşmada, iklim değişikliğinin jeopolitik çatışmaların artışını doğrudan etkileyen küresel bir tehdit hâline geldiğini belirtti. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerin Türkistan coğrafyasında çok şiddetli hissedildiğini belirten Mirziyoyev, Özbekistan'nın karbon nötrlüğü sağlamak için büyük ölçekli reformları kararlılıkla yürüttüğünü vurguladı. Bu bağlamda 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 35 oranında azaltmayı planladıklarını kaydeden Mirziyoyev, “yeşil enerji”nin payını yüzde 40’a çıkarmanın hedeflendiğini belirtti. Mirziyoyev, bu bağlamda iklimden kaynaklanan kayıp ve zararların değerlendirilmesi için uluslararası bir merkezin kurulmasını önerdi. Mirziyoyev ayrıca, bitkilerin iklim değişikliğine karşı direncini artırmak için bölgesel bir genetik kaynaklar bankası kurmayı planladıklarının ve Özbekistan’ın gelecek yıl 15 Mayıs Uluslararası İklim Günü'nde, Aral Körfezi bölgesinde gerçekleştirilecek olan Yeşil Dijital Girişimler Küresel Gençlik Festivali'nde katılımcı ülkelerin ağırlanacağının haberini verdi.

TÜRKSOY Genel Sekreteri: Kültür, meydan okumalara verebileceğimiz en güçlü yanıt Haber

TÜRKSOY Genel Sekreteri: Kültür, meydan okumalara verebileceğimiz en güçlü yanıt

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatının (TÜRKSOY) Genel Sekreteri Sultan Raev, Kırgızistan Dışişleri Bakanı Ceenbek Kulubayev’in ev sahipliğinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısının açılışında konuşma yaptı. Toplantıya; Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Kazakistan Dışişleri Bakanı Murat Nurleu, Özbekistan Dışişleri Bakanı Bahtiyor Saidov, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, TÜRKPA Başkanı Mehmet Süreyya Er, Türk Yatırım Fonu Başkanı Bağdat Amrayev, TDT Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım. Türk Akademisi Başkanı Şahin Mustafayev, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ve Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Aktotı Rahimkulova katıldı. Açılış konuşmasındaki sözlerine Kırgızistan’ın, Türk dünyasının ortak kültür ve değerlerinin kalbi olduğunu ifade ederek başlayan Raev; kültürün, küresel meydan okumalara ve medeniyetler arası çatışmalara yanıt verme noktasındaki işlevinin altını çizerek şu ifadeleri kullandı: “Dünyadaki güncel jeopolitik durum, değerlerimiz ve kimliğimiz üzerinde doğrudan etkili olan süreçleri daha dikkatle ele almamızı gerektiriyor. Bu noktada, küresel meydan okumalara ve medeniyetler arası çatışmalara verebileceğimiz en güçlü yanıt kültürdür.” KÜLTÜR TÜRK DÜNYASININ EN GÜÇLÜ DAYANAĞI Raev açılış konuşmasında, TÜRKSOY’un Türk kültürünü yaşatma ve aktarma alanında yapmış olduğu çalışmalara da yer verdi.  TÜRKSOY çatısı altında, ekonomik ve siyasî iş birliğin temelini oluşturan kültürel köprüleri güçlendirmek amacıyla, 2024 yılında 22 ülke ve 54 şehirde 250’den fazla etkinlik düzenlendiğini belirten Raev, “Bu sayede, halklarımız arasındaki bağları güçlendirirken, ortak kültürümüzü küreselleşmenin getirmiş olduğu tehditlerden korumaya çalıştık.’’ ifadeleriyle bu çalışmaların önemini açıkladı. Raev ayrıca, kültürün Türk dünyasının en güçlü dayanağı olduğunu vurguladı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Bugünkü kültürel emperyalizme karşı koymanın en önemli cephesi dilimizi ve kültürümüzü korumaktır. Vatanı önce onun dili ve kültürü korur, ardından ordu" sözüne atıfta bulundu.  TÜRK KÜLTÜRÜ-2040 Konuşmasında TÜRKSOY’un çalışmaları hakkında bilgiler veren Raev, "TÜRKSOY olarak, ortak kültür mirasımızı korumak ve zenginleştirmek hedefiyle ‘Türk Kültürü- 2040’ vizyonunu hazırladık ve önümüzdeki yıllar için bir yol haritası oluşturduk. Stratejik planımız, TÜRKSOY’un 30 yıllık birikiminin ötesine geçerek yeni ve yenilikçi adımların temelini oluşturmakta, geleceğe dair perspektifimizi ortaya koymaktadır" değerlendirmesini yaptı. Raev, hitabında TÜRKSOY’un gelecekteki hedeflerine de yer verdi. Ayrıca Raev, uluslararası gençlik zirvesinin 2024 yılında Almatı’da yapılacağının haberini vererek Türk devletlerini bu zirveye davet etti.

Bugün Kırgızistan'ın Tarihi ve Ataları Anma Günü Haber

Bugün Kırgızistan'ın Tarihi ve Ataları Anma Günü

Kırgızistan'da, 1916 yılındaki Ürkün Katliamı mağdurları ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde eli kanlı diktatör Josef Stalin'in emriyle kurşuna dizilerek şehit edilen 138 aydın, Tarihi ve Ataları Anma Günü vesilesiyle anılıyor. Kırgız halkı, 1916 yılında verimli topraklarının ellerinden alınarak Ruslara verilmesi, İlk olarak Rus-Japon Savaşı ve arkasından 1. Dünya Savaşı için halka getirilen ağır vergiler ve gençlerin askere çağrılması ile göçebe hayatı benimseyen Kırgızların geleneklerinin hiçe sayılması gibi nedenlerle Çarlık Rusyası'na karşı ayaklanmış ve millî kurtuluş mücadelesinde Kırgızların on binlercesi katledilmişti. Literatürde Ürkün Katliamı olarak yer alan Kırgız bağımsızlık mücadelesinin mihenk taşlarından olan olayda, hayatını kaybedenler katliamın 100. yılında; 2016'da ilk kez resmî olarak anılmıştı. 2017 yılında ise dönemin hükûmeti tarafından resmî günler statüsüne alınmıştı. ÜRKÜN KATLİAMI Kırgız Türklüğü, 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başında, siyasi ve etnik açıdan asimilasyonu sistemli bir politika haline getiren Çarlık Rusya'nın yönetimi altında yaşamıştır. Rusya, Kırgızistan bölgesindeki hakimiyetini sağlamak adına askeri baskının yanı sıra bölgede kolonizasyon politikası da uygulamıştır. Kolonizasyon politikası ile birlikte bölgeye gönderilen göçmen nüfus her yıl artarak devam etmiştir. 1907 yılında “Kırgızları Yerleştirme” ve 1908 yılında “Yedisu Bölgesini Koloni Yapma” kararlarıyla birlikte Kırgız topraklarına el koyulmaya başlamıştır. 1916 yılına gelindiğinde bölgede nufüsü yüzde 6 olan Ruslara işlemesi için verimli toprakların yüzde 57,7’si verilmiştir. 1915 yılında yerli halkın askerlik yapmaması ve bunun karşılığında halktan topladıkları vergilere ek olarak yüzde 21 askerlik vergisi alınması emredilmiştir. Söz konusu ek vergi kararından bir yıl sonra ise yeni fermanla askerliğe alınmaya başlanmıştır. Çar tarafından verilen bu karar Kırgızlar için bir kıvılcım oldu ve bağımsızlık yolunda büyük isyan başlamıştır. Çarlık Rusya'nın büyük katliamlarlar bastırdığı olaylarda on binlerce Kırgız Türkü katledilmiştir. Katledilen Kırgız Türklerinin sayısı kimi kaynaklarda 100 bin, kimi kaynaklarda 200 bin, kimi kaynaklarda ise 300 bin olarak yer almaktadır. Kırgızistan'da Sovyet dönemindeki baskı kurbanlarının ve haksız yere suçlananların aklanmasına ilişkin komisyon hayata geçiriliyor. Kırgızistan Parlamentosunda (Jogorku Keneş) 18 Eylül 2023 tarihinde, Kırgızistan'daki Sovyet baskısının kurbanlarının aklanmasına ilişkin komisyon kurulmasını öneren yasa tasarısı sunuldu. KURBANLARI TEMİZE ÇIKARMAK İÇİN ÖZEL BİR KOMİSYON KURULACAK Kırgızistan'daki Sovyet baskısının kurbanlarının beraatına ilişkin yasa tasarısı, siyasî, millî ve dinî inançları ve fikirleri nedeniyle zulme uğrayanlar için parlamentodan; Canarbek Akayev, Nurlanbek Şakiyev, Çolpon Sultanbekova ve Mirlan Samyikojo tarafından hazırlandı. Yasa tasarısını hazırlayan Kırgızistan milletvekillerinden biri olan Canarbek Akayev, yasanın kabul edilmesi halinde Sovyet baskısının kurbanlarını temize çıkarmak için özel bir komisyon kurulacağını bildirdi. 6 MİLYON KİŞİ ZULME UĞRADI Eli kanlı Sovyet diktatörü Stalin'in baskısı sırasında SSCB'nin toplam nüfusunun 1,7 milyonu hapsedildi. Bunların yaklaşık bir milyonu zor şartlar, işkence ve katliam neticesinde öldürüldü. Sayıları milyonları bulan çok sayıda halk, Sibirya ve Türkistan coğrafyasının çeşitli bölgelerine sürüldü. Ulusal bazda zulüm gören nüfusun tahmini sayısı 6 milyonu aşıyor. 18 Mayıs 1944'te Stalin yönetimi, Kırım Tatar halkına karşı sürgün ve soykırım suçunu işlemişti. TÜRKİSTANLI BASMACI HAREKETİ MENSUPLARI İÇİN KOMİSYON KURULDU Özbekistan'da 2021 yılının ağustos ayında Sovyet döneminde yargılanan mücahitlerin aklanmasına yönelik çalışmalar yürüten bir komisyon kuruldu. Özbekistan Yüksek Mahkemesi, Türkistan'ın bağımsızlığı için Sovyet rejimince yargılanan 115 Türkistanlı aydını, ardından aynı yıl ocak ayında 120 Türkistanlı mücahidi mahkeme kararıyla aklamıştı. Sovyetler Birliği'nde 1937-1953 yılları arasında sadece Özbekistan'da yaklaşık 100 bin kişi rejim karşıtı olarak farklı cezalara çarptırılmış ve 13 bin kişi ise kurşuna dizilmiştir.

Kırgızistan'da Yunus Emre Enstitüsü açıldı Haber

Kırgızistan'da Yunus Emre Enstitüsü açıldı

Yunus Emre Enstitüsü, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te Türk kültürünü tanıtmak ve kültürel bağları güçlendirmek adına önemli bir hamle yaptı. Dünyanın pek çok ülkesine ve özellikle soydaş ve gönüldaş ülkelerde açılan kültür merkezlerinin bir yenisi daha Kırgızistan'da hayata geçirildi. Yunus Emre Enstitüsü Bişkek Türk Kültür Merkezi, bugün düzenlenen törende üst düzey bir katılım ile açıldı. Törene; Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy, YTB Başkanı Abdullah Eren, TİKA Başkanı Serkan Kayalar ile çok sayıda misafir katıldı. TÜRKİYE-KIRGIZİSTAN İLİŞKİLERİNE KATKI Bişkek Türk Kültür Merkezi, Türkçe kurslarından kültür faaliyetlerine, sanatsal faaliyetlerden çeşitli etkinliklere çok sayıda hizmete ev sahipliği yapacak. Yunus Emre Enstitüsü, açılış törenine ilişkin şu açıklamayı yaptı: Yunus Emre Enstitüsünün Bişkek’te açtığı bu merkez, sadece bir kültür merkezi olmanın ötesinde, Türkiye ve Kırgızistan arasındaki dostane ilişkileri daha da pekiştirmeyi hedefliyor. Kültür merkezi, Türk ve Kırgız halkları arasında dostluk köprüleri kurarak, Türkiye-Kırgızistan ilişkilerine katkı sağlamaya yönelik çeşitli faaliyetler sunacak. Merkezin, Kırgızistan’da Türkçe öğrenmek isteyenlerin ve Türk kültürüne ilgi duyanların yeni adresi olması bekleniyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.