SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kıbrıs Türkleri

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kıbrıs Türkleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kıbrıs Türkleri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Taşkent Şehitleri katliamın 50. yılında anıldı Haber

Taşkent Şehitleri katliamın 50. yılında anıldı

15 Ağustos 1974 tarihinde Rumlar tarafından ketledilen Kıbrıslı Türkler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın katılımıyla düzenenlenen programda anıldı. Katliamın 50. yılında anılan Taşkent Şehitleri bugün düzenlenen törenle yeniden yâd edildi.  Taşkent Şehitleri Anıtı'nda gerçekleştirilen törene; KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan ve Taşkent Şehit Aileleri Derneği Başkanı Erdinç Erdağlı, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman, bazı bakanlar, milletvekilleri, kurum, dernek, siyasi parti temsilcileri, askeri erkan ve şehit aileleri katıldı.  "KIBRIS TÜRKÜ ÇOK ACI ÇEKTİ, ÇOK BEDEL ÖDEDİ" Tören; protokolün anıta çelenk bırakması, saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklâl Marşı'nın okunmasıyla başladı. Bayrak göndere çekildikten sonra Cumhurbaşkanı Tatar konuşma yaptı. Tatar 50 yıl önce Rum askeri ve polisi tarafından Türklerin katledildiğine dikkat çektiği konuşmasında, “Kıbrıs Türkü çok acılar çekti, çok bedeller ödedi" diyerek katliamların tüm dünyanın gözü önünde, Birleşmiş Mİlletlerin (BM) şahitliğinde gerçekleştiğini ifade etti. Tatar, “Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürebilir bir çözümün olabilmesi için bizlerin de iradesini ortaya koymamız gerektiğini kabul ederken, bunları da unutmamız mümkün değildir” ifadesini kullanarak, katliamların 1974'ten önce başladığına işaret etti. Tatar, EOKA terör örgütünün ENOSİS hayalleriyle bin 30 köyü yakıp yıktığını vurguladı. Kıbrıs Türkü şehitlerinin hiçbir zaman unutulmaması gerektiğinin altını çizen Tatar, “Kıbrıs’ta böyle bir acıyı tekrar yaşamamak için yıkılmadan, pes etmeden üzerine titrediğimiz kırmızı çizgilerimizi sonuna kadar birlik ve beraberlik içinde savunmamız gerekiyor” diyerek sözlerine son verdi. "NE BAYRAĞIMIZDAN NE TOPRAĞIMIZDAN NE DE ANAVATNIMIZDAN VAZGEÇECEĞİZ" Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Benan ise “Enosis hayaliyle yaşayan Rum-Yunan ikilisinin evlerinden ettikleri, göçe zorladıkları ve rastgele katlettikleri masum insanları, bizler özgür ve huzur içinde yaşayalım diye canlarını feda eden şehitlerimizin verdiği onurlu mücadeleyi asla unutmamalıyız.” dedi. Benan 15 Ağustos günü yaşananları anlattı. Ardından Benan sözlerine, “Ne toprağımızda, ne bayrağımızdan ne de anavatan Türkiye'den asla vazgeçeceğiz.” ifadeleriyle son verdi. "BEDELİNİ ŞEHİTLERİMİZİN ÖDEDİĞİ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDEN VAZGEÇMEMELİYİZ" Son olarak Taşkent Şehit Aileleri Derneği Başkanı Erdağlı, "Bu yaşananları aradan 50 yıl geçse de unutmak da unutturmak da mümkün değildir. Elli yıldır bu adada kan dökülmemesi bir barış ortamının mevcut olduğunu göstermektedir. Zaman zaman Kıbrıs sorununa bir çözüm bulma çabaları gündeme geliyor. Bir çözüm mümkün olur mu olmaz mı veya nasıl bir çözüm bulunur bilemiyorum ama 1974 sonrası kavuştuğumuz barış ve güven ortamından ve bedelini şehitlerimizin ödediği özgürlüğümüzden vazgeçmemiz söz konusu olamaz.” ifadelerini kullandı.

Kanlı Noel'in tanığı TMT Mücahidi Işılay Arkan: Bize Türkiye sahip çıktı Haber

Kanlı Noel'in tanığı TMT Mücahidi Işılay Arkan: Bize Türkiye sahip çıktı

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Mücahidi, Kanlı Noel Katliamı'nın tanığı olan Işılay Arkan, 1963-1964 senelerinde Kıbrıs Adası'nı Yunanistan'a bağlama ve Türkleri yok etme hayaliyle Rum terör örgütü EOKA tarafından başlayan katliamları Kırım Haber Ajansına (QHA) anlattı. 1947 doğumlu olan Arkan, o dönemde henüz 16 yaşındayken Türk Mukavemet Teşkilatında gönüllü olarak direniş gösterdiğini, silah yetersizliğinden teçhizatı nöbetleşe kullandıklarını belirtti. KANLI NOEL'İN TANIĞI TMT MÜCAHİDİ IŞILAY ARKAN, O GÜNLERİ QHA'YA ANLATTI Türkiye Cumhuriyetinin desteği sayesinde teknelerle gelen silahlarla mücadele ettiklerini aktaran Arkan, Rumların ilk olarak 21 Aralık 1963 tarihinde, Çetinkaya Grubu'na saldırdığını ifade etti. Ardından Lefkoşa'ya yapılan saldırıları aç, susuz ve uyksuz bir şekilde geri püskürttüklerini anlattı. Arkan, EOKA Rum militanlarının peşisıra gelen saldırılarında 3-5 yaşlarındaki çocukların canlı canlı gömüldüğünü söyledi. Arkan, "Biz Lefkoşa'da çatışırken, Rumlar Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Doktoru Binbaşı Nihat İlhan'ın ailesinin evine girerek, küvete saklanan eşini ve 3 çocuğunu katletti. Biz bunu çok sonradan öğrendik. O ev bugün Barbarlık Müzesi olarak sergileniyor" dedi. KIBRIS TÜRKÜ GENÇ RUMLARA KARŞI TEK BAŞINA DİRENDİ Arkan, aynı günlerde "Erdoğan" isimli arkadaşının Rumlara karşı av tüfeğiyle tek başına direndiğini şöyle anlatıyor: "Erdoğan isminde, halk arasında Zeki Müren denilen bir arkadaşımız vardı. Kendisi av tüfeğiyle tek başına Rumlara karşı koydu. Tek başına nereye kadar dayanabilecekti? EOKAcılar, o bölgeye makineli tüfekle girdi, Erdoğan'ı taradılar ve orada şehit ettiler"  "BİZE TÜRKİYE SAHİP ÇIKTI" Arkan, 21 Aralık 1963 tarihinden sonraki günlerde Türkiye Cumhuriyetinden 2 uçak geldiğini ve bu uçakların Rumların kaçmasına neden olduğunu söyledi. Arkan, "Uçakların evleri seçebilmesi için Kıbrıs Türkleri evlerinin çatısına Türk bayrağı koydu. Uçak dalış yapınca Rumlar korkup kaçtı. Bize o günlerde Türkiyemiz sahip çıktı" ifadelerini kullandı.  İşte o röportaj: Kanlı Noel Katliamı tanığı, Türk Mukavemet Teşkilatı Mücahidi Işılay Arkan, o günleri QHA’ya anlattı https://t.co/GW9LIgM26q pic.twitter.com/4X8BDsnqBH — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) December 21, 2023 KIBRIS'TA TÜRKLERE YÖNELİK KANLI NOEL KATLİAMI Kıbrıs Adası'nın Yunanistan'a bağlanma ve Türkleri yok etme hayali olan Enosis faaliyetleri Rum militanların soykırım girişimiyle 21 Aralık 1963'te başladı. Rum terör örgütü EOKA (Kıbrıs Rumlarının Enosis amacını gerçekleştirmeyi hızlandırmak için kurdukları terör örgütü/Kıbrıslı Savaşçıların Ulusal Örgütü), Türklere ait bölgeleri ve kentleri yerle bir ederek çok sayıda katliama imza attı. İnsanlığın utanç vesikasının üzerinden bugün tam 60 yıl geçti. Katliamın adını Artinas Planı koyan Rum militanlar, 364 Kıbrıs Türkünü şehit etti ve 103 Türk köyünü tamamen boşalttı.  EOAKA militanlarının Kıbrıs'ta Enosis hayalleriyle Kıbrıs Türklerini Ada'dan yok etme amaçları 21 Aralık 1963'te çeşitli katliamlarla baş gösterdi Tarihin unutulmayan sayfalarına kazınmış katliamın üzerinden bugün tam 60 yıl geçti pic.twitter.com/0WaKmE9nvX — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) December 21, 2023 KÜVET KATLİAMI  Kıbrıs Adası her geçen gün kana bulanırken, 24 Aralık 1963'te Lefkoşa'nın Kumsal bölgesinde Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Doktoru Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ve 3 çocuğu saklandığı banyoda, küvetin içinde hunharca katledildi. Küvet katliamı olarak da bilinen bu kara gün tarihten bir daha hiç silinmedi. Olayın yaşandığı bina kurşun izleri ve kan lekeleriyle birlikte Barbarlık Müzesi adıyla müzeleştirildi. Tam 1 yıl süren olaylarda 103 Türk köyü boşaltıldı, 364 Kıbrıs Türkü hayatını kaybetti. 14 Mart 1964 yıılında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi Ada'ya Barış Gücü kuvvetleri gönderdi. EOKA militanlarının soykırım girişimine dur diyemedi. Ancak Kıbrıs Türkü öğrenciler 30-31 Mart 1964'ten sonra tarihe adını yazdıracak bir direniş gösterdiler: Şanlı Erenköy Direnişi. ŞANLI ERENKÖY DİRENİŞİ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluş mücadelesinde önemli bir yeri olan Erenköy Direnişi, adanın batısındaki Erenköy’de Kıbrıs Türklerinin, Rumların saldırılarına karşı koyup geri püskürtmeleriyle tarihe geçti. 1963’te Kıbrıs Türklerini hedef alan Kanlı Noel Katliamından önce ve sonra bu bölge, Anamur üzerinden Türkiye ile kurulan ikmal hattının köprü başı konumundaydı. Silah ve mühimmat ikmalinin yanı sıra Türkiye’de eğitim gören Kıbrıs Türkü öğrenciler 30-31 Mart 1964 tarihinden itibaren gruplar halinde adaya bu güzergâh üzerinden intikal etmişlerdi. 1958-1964 yılları arasında Türkiye’den getirilen silahlar Yeşilırmak üzerinden Ada’nın çeşitli bölgelerine Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) mensuplarınca ulaştırılıyordu. 1964 yılında Kıbrıslı Rumlar ve Yunanlar Erenköy bölgesine saldırı başlatınca, 5-10 Ağustos 1964 tarihleri arasında çarpışmalar yaşandı. Çevredeki Türk köylerinin sakinleri Erenköy’e sığınmasının ardından 8 Ağustos günü Rumlar taarruza geçince, bu tarihte 16.15 sıralarında iki Türk uçağı uyarı uçuşu yaptı. Eskişehir’den Kıbrıs’a, dörtlü kol komutanı olarak gönderilen Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, F-100 uçağının uçuş esnasında yerden isabet alarak düşürülmesinin akabinde paraşütle atlamayı başardı, ancak Rumlar tarafından esir alındı. Topel, uluslararası savaş hukukunun esirleri kapsayan maddelerine aykırı olarak yapılan işkenceler sonucu şehit edilerek Cumhuriyet döneminin ilk hava harp şehidi oldu. Rumların saldırılarına cevaben bu sefer 9 Ağustos günü 64 Türk uçağının müdahalesiyle çatışmalar son buldu ve Rumlar geri çekildi. 10 Ağustos günü de ateşkes imzalandı. Kıbrıslı Türklerin bu destansı savunması “Şanlı Erenköy Direnişi” olarak tarihe geçti.

Kanlı Noel'in üzerinden tam 60 yıl geçti Haber

Kanlı Noel'in üzerinden tam 60 yıl geçti

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara Kıbrıs Adası'nın Yunanistan'a bağlanma ve Türkleri yok etme hayali olan Enosis faaliyetleri Rum militanların soykırım girişimiyle 21 Aralık 1963'te başladı. Rum terör örgütü EOKA (Kıbrıs Rumlarının Enosis amacını gerçekleştirmeyi hızlandırmak için kurdukları terör örgütü/Kıbrıslı Savaşçıların Ulusal Örgütü), Türklere ait bölgeleri ve kentleri yerle bir ederek çok sayıda katliama imza attı. İnsanlığın utanç vesikasının üzerinden bugün tam 60 yıl geçti. Katliamın adını Artinas Planı koyan Rum militanlar, 364 Kıbrıs Türkünü şehit etti ve 103 Türk köyünü tamamen boşalttı.  KÜVET KATLİAMI  Kıbrıs Adası her geçen gün kana bulanırken, 24 Aralık 1963'te Lefkoşa'nın Kumsal bölgesinde Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Doktoru Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ve 3 çocuğu saklandığı banyoda, küvetin içinde hunharca katledildi. Küvet katliamı olarak da bilinen bu kara gün tarihten bir daha hiç silinmedi. Olayın yaşandığı bina kurşun izleri ve kan lekeleriyle birlikte Barbarlık Müzesi adıyla müzeleştirildi. İşte 21 Aralık 1963 Kanlı Noel olaylarının acı hikayesi: EOAKA militanlarının Kıbrıs'ta Enosis hayalleriyle Kıbrıs Türklerini Ada'dan yok etme amaçları 21 Aralık 1963'te çeşitli katliamlarla baş gösterdi Tarihin unutulmayan sayfalarına kazınmış katliamın üzerinden bugün tam 60 yıl geçti pic.twitter.com/0WaKmE9nvX — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) December 21, 2023 Tam 1 yıl süren olaylarda 103 Türk köyü boşaltıldı, 364 Kıbrıs Türkü hayatını kaybetti. 14 Mart 1964 yıılında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi Ada'ya Barış Gücü kuvvetleri gönderdi. EOKA militanlarının soykırım girişimine dur diyemedi. Ancak Kıbrıs Türkü öğrenciler 30-31 Mart 1964'ten sonra tarihe adını yazdıracak bir direniş gösterdiler: Şanlı Erenköy Direnişi. ŞANLI ERENKÖY DİRENİŞİ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluş mücadelesinde önemli bir yeri olan Erenköy Direnişi, adanın batısındaki Erenköy’de Kıbrıs Türklerinin, Rumların saldırılarına karşı koyup geri püskürtmeleriyle tarihe geçti. 1963’te Kıbrıs Türklerini hedef alan Kanlı Noel Katliamından önce ve sonra bu bölge, Anamur üzerinden Türkiye ile kurulan ikmal hattının köprü başı konumundaydı. Silah ve mühimmat ikmalinin yanı sıra Türkiye’de eğitim gören Kıbrıs Türkü öğrenciler 30-31 Mart 1964 tarihinden itibaren gruplar halinde adaya bu güzergâh üzerinden intikal etmişlerdi. 1958-1964 yılları arasında Türkiye’den getirilen silahlar Yeşilırmak üzerinden Ada’nın çeşitli bölgelerine Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) mensuplarınca ulaştırılıyordu. 1964 yılında Kıbrıslı Rumlar ve Yunanlar Erenköy bölgesine saldırı başlatınca, 5-10 Ağustos 1964 tarihleri arasında çarpışmalar yaşandı. Çevredeki Türk köylerinin sakinleri Erenköy’e sığınmasının ardından 8 Ağustos günü Rumlar taarruza geçince, bu tarihte 16.15 sıralarında iki Türk uçağı uyarı uçuşu yaptı. Eskişehir’den Kıbrıs’a, dörtlü kol komutanı olarak gönderilen Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, F-100 uçağının uçuş esnasında yerden isabet alarak düşürülmesinin akabinde paraşütle atlamayı başardı, ancak Rumlar tarafından esir alındı. Topel, uluslararası savaş hukukunun esirleri kapsayan maddelerine aykırı olarak yapılan işkenceler sonucu şehit edilerek Cumhuriyet döneminin ilk hava harp şehidi oldu. Rumların saldırılarına cevaben bu sefer 9 Ağustos günü 64 Türk uçağının müdahalesiyle çatışmalar son buldu ve Rumlar geri çekildi. 10 Ağustos günü de ateşkes imzalandı. Kıbrıslı Türklerin bu destansı savunması “Şanlı Erenköy Direnişi” olarak tarihe geçti.

Cumhuriyetin ilk hava harp şehidi Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel Haber

Cumhuriyetin ilk hava harp şehidi Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel

Cengiz Topel, 2 Eylül 1934 yılında babasının görevli olduğu İzmit’te dünyaya geldi. Ailenin 3. çocuğu olan Topel, babasını kaybettikten sonra İstanbul’un Kadıköy ilçesine yerleşerek ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Lise öğrenimine Haydarpaşa Lisesinde başlayıp Kuleli Askeri Lisesine devam ederek 1953 yılında mezun oldu. Cengiz Topel, 1955 yılında Kara Harp Okulunu bitirip Asteğmen olarak Türk ordusuna katıldı. Pilotaj eğitimi için Kanada’ya giderek eğitimini başarıyla tamamladı. 1957 yılında Türkiye’ye dönen Topel, Merzifon 5. Ana Jet Üs Komutanlığında göreve başladı. Daha sonra görevine 1963 yılında atanmış olduğu Eskişehir 1. Hava Jet Üssü'nde devam etti. ZORLU KIBRIS GÖREVİ Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, 8 Ağustos 1964 tarihinde Rumları, Kıbrıs Türk halkına karşı işledikleri suçlardan caydırmak amacıyla Eskişehir’den Kıbrıs’a Dörtlü Filo Komutanı olarak görevlendirildi. Türk jetlerinin, Kıbrıs üzerinde uyarı uçuşu yapmasına karar verildikten sonra Topel’in F100F jeti ikinci dalışına hazırlanırken yerden isabet alarak düştü. Topel, paraşütle atlamayı başarmış olsa da Rum askerlerince esir edilerek işkence ile şehit edildi. Türk Hava Kuvvetlerinin ilk şehidi Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’in naaşı yoğun girişimler sonucunda 12 Ağustos’ta teslim alındı. Kıbrıs, Ankara, Adana ve İstanbul’da yapılan törenlerden sonra 14 Ağustos tarihinde Edirnekapı’daki Sakızağacı Hava Şehitliği’nde toprağa verildi. Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’in adı, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çok sayıda park, okul, cadde, müze de yaşatılıyor. MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI, ŞEHİT PİLOT YÜZBAŞI CENGİZ TOPEL’İ ANDI Milli Savunma Bakanlığı sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel için anma mesajı yayımladı.    59 yıl önce şehit verdiğimiz Cumhuriyet Dönemi'ndeki ilk hava harp şehidimiz Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’i, Erenköy Direnişi ile destan yazan Kıbrıs Türkü şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.????????#CengizTopel #ErenköyDirenişi pic.twitter.com/f4GfrgXfuD — T.C. Millî Savunma Bakanlığı (@tcsavunma) August 8, 2023

Kıbrıs Türk halkının destansı vatan mücadelesi: Şanlı Erenköy Direnişi Haber

Kıbrıs Türk halkının destansı vatan mücadelesi: Şanlı Erenköy Direnişi

Kıbrıs Türklerinin kimliğini yok etmek amacıyla Ada'daki hakimiyeti ele geçirmeyi hedefleyen Rum ordusunun baskısı ve buna yönelik olarak çeşitli saldırıları Erenköy'de de başgöstermişti. Türk Mukavemet Teşkilatının 8 Ağustos 1964 günü EOKA'nın saldırılarını püskürtmesinin üzerinden tam 59 yıl geçti. Bugün hala Şanlı Erenköy Direnişi ve Erenköy Direnişi şehitleri rahmet ve minnetle anılyor.  ŞANLI ERENKÖY DİRENİŞİ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluş mücadelesinde önemli bir yeri olan Erenköy Direnişi, adanın batısındaki Erenköy’de Kıbrıs Türklerinin, Rumların saldırılarına karşı koyup geri püskürtmeleriyle tarihe geçti. 1963’te Kıbrıs Türklerini hedef alan Kanlı Noel Katliamı'ndan önce ve sonra bu bölge, Anamur üzerinden Türkiye’yle kurulan ikmal hattının köprü başı konumundaydı. Silah ve mühimmat ikmalinin yanı sıra Türkiye’de eğitim gören Kıbrıs Türkü öğrenciler 30-31 Mart 1964 tarihinden itibaren gruplar halinde adaya bu güzergâh üzerinden intikal etmişlerdi. 1958-1964 yılları arasında Türkiye’den getirilen silahlar Yeşilırmak üzerinden Ada’nın çeşitli bölgelerine Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) mensuplarınca ulaştırılıyordu. 1964 yılında Kıbrıslı Rumlar ve Yunanlılar Erenköy bölgesine saldırı başlatınca, 5-10 Ağustos 1964 tarihleri arasında çarpışmalar yaşandı. Çevredeki Türk köylerinin sakinleri Erenköy’e sığınmasının ardından 8 Ağustos günü Rumlar taarruza geçince, bu tarihte 16.15 sıralarında iki Türk uçağı uyarı uçuşu yaptı. Eskişehir’den Kıbrıs’a, dörtlü kol komutanı olarak gönderilen Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, F-100 uçağının uçuş esnasında yerden isabet alarak düşürülmesinin akabinde paraşütle atlamayı başardı ancak Rumlar tarafından esir alındı. Cengiz Topel, uluslararası savaş hukukunun esirleri kapsayan maddelerine aykırı olarak yapılan işkenceler sonucu şehit edilerek Cumhuriyet döneminin ilk hava harp şehidi oldu. Rumların saldırılarına cevaben bu sefer 9 Ağustos günü 64 Türk uçağının müdahalesiyle çatışmalar son buldu ve Rumlar geri çekildi. 10 Ağustos günü de ateşkes imzalandı. Kıbrıslı Türklerin bu destansı savunması “Şanlı Erenköy Direnişi” olarak tarihe geçti.

Kıbrıs Türklerinin özgürlük mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük Haber

Kıbrıs Türklerinin özgürlük mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük

Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi için ömrünü adayan devlet ve siyaset adamı, Türk Mukavemet Teşkilatının kurucularından Dr. Fazıl Küçük vefatının 39. yıldönümünde saygı ve rahmetle anılıyor.  Dr. Küçük, Kıbrıs Türk halkının hak, özgürlük ve adalet mücadelesinin yılmaz bir savunucusu olarak hafızalara kazındı. Onun sarf ettiği şu sözler inancını ve hürriyet mücadelesini gösteriyordu: "Türk her şeye tahammül edebilir, fakat milliyet ve şerefine tecavüz edilmesine asla." "Biz Kıbrıs Türkleri refahımızı ve yaşama haklarımızı ancak Türk bayrağının gölgesinde bulabileceğimize iman etmiş, inanmış bulunuyoruz." "Türkiye için hayati olduğu kadar şeref ve haysiyet meselesi olan Kıbrıs davası, Türkiyesiz hiçbir zaman halledilemez ve halledilemeyecektir." "Ben yalnız mensup olduğum toplumu ilgilendiren meseleleri kaleme alan naçiz bir ferdim. Çünkü Türküm ve hiçbir zaman Türklüğün ayaklar altında çiğnenmesine tahammül edemem." ERSİN TATAR, KIBRIS TÜRK HALKININ UNUTULMAZ LİDERİ DR. FAZIL KÜÇÜK'Ü ANDI KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın vefat yıldönümünde Dr. Fazıl Küçük için yayımladığı anma mesajı: "...Kıbrıs Türk halkının özünde var olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün tanınması ve bu yolla adadaki iki mevcut devlet arasında bir iş birliği ilişkisini tesis etmek üzere Cenevre’de Anavatan Türkiye ile tam bir fikir ve eylem birlikteliği içerisinde tüm dünyaya bildirdiğimiz yeni siyasetimizi savunmak, gelecek nesillerin huzur, refah ve güvenlik içinde yaşaması, bölgemizin istikrara kavuşması adınadır. Dr. Fazıl Küçük’ün de defalarca altını çizdiği üzere, Anavatan Türkiye olmadan, Kıbrıs Türkü’nün güvenlik ve özgürlüğünün tesis edilmesi mümkün değildir. Bu düşüncelerle Dr. Fazıl Küçük’ü, aramızdan ayrılışının 39’uncu yıl dönümünde saygı ve sevgiyle anarken, Kıbrıs Türk halkına gösterdiği yoldan ilerlemekte kararlı olduğumuzu, ilkeleri ve ideallerini gelecek nesillere her hâl ve koşulda anlatmayı görev bildiğimizin altını çizmekte fayda görüyorum.” DR. FAZIL KÜÇÜK'ÜN HAYATI 1906 tarihinde Lefkoşa kazasına bağlı Ortaköy'de doğdu. İlköğrenimini Lefkoşa'da tamamladı ve ardından İstanbul Özel İstiklal Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Tıp Fakültesinin birinci sınıfını başarı ile tamamladı. 12 Haziran 1929 tarihinde okul ile ilişkisini kesip, önce Fransa ve daha sonra İsviçre'ye giderek Lozan Üniversitesi'nde tıp öğrenimini tamamladı. Lozan kliniklerinde ihtisas görerek Dahiliye Mütehassısı oldu. 1937 yılı Mayıs ayında Lefkoşa'da hizmet vermeye başladı. Halkçı bir kişiliği olan Dr. Küçük'ün bu davranışı, mesleğinde de kendini göstermişti. Dr. Fazıl Küçük'ün, aktif siyasi hayata atılması, her ne kadar adaya döndüğü 1937 yılında başlarsa da, siyasi faaliyetleri daha gerilere, 1931'e kadar uzanıyor. Dr. Fazıl Küçük, daha sonra bir üniversite öğrencisi iken, Türk Maarifinin İngiliz müdürler tarafından yönetilmesinde ısrar eden Kavanin Meclisi'nin Türk üyelerine karşı çetin bir mücadeleye girmişti. Dr. Fazıl Küçük, bütün siyasi hayatı boyunca, gayretlerini Türk okulları ile Evkaf İdaresi'nin Türk halkına devredilmesi için, Sömürge Hükümeti'ni ikna etmek üzerinde topladı ve gerektiğinde onlarla açık mücadeleye girdi. 1931 yılında Rumların isyanı ardından ara verilen belediye seçimleri 21 Mart 1943'te tekrar yapıldığı zaman, Dr. Fazıl Küçük muhaliflerine karşı büyük bir zafer kazandı. Altı yıl Lefkoşa Belediye Meclis Üyesi olarak görev yaptı. 18 Nisan 1943'te oluşturulan Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu (KATAK)'nun kurucuları arasındaydı. Daha sonra KATAK'tan ayrılarak, 23 Nisan 1944'te Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi'ni (KMTHP) kuruldu. Parti programındaki ana hedeflerden bir de adanın Yunanistan'a ilhakını (ENOSİS) önlemekti. Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi, 23 Ekim 1949 tarihinde KATAK ile birleşerek Kıbrıs Milli Türk Birliği Partisi adı altında yeniden yapılanmıştır. Dr. Fazıl Küçük, 1 Nisan 1955 tarihinde EOKA'nın Kıbrıs'ta kanlı terör eylemlerini başlatmasının ardından, Kıbrıs Türk haldının EOKA'ya karşı direnmesi için Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği (KTMB) adlı örgütü kurdu. Bu konuda, Rumlar tarafından tehdit edildi. Ardından örgütü sessizce dağıtırken, 1955 yılı Eylül ayında gizlice VOLKAN teşkilatını kurdu. Dr. Fazıl Küçük, Zürih'te Türk ve Yunan Dışişleri Bakanları arasında varılan anlaşama üzerine, 17 Şubat 1959'da Londra'da yapılan konferansta Kıbrıs Türk halkını temsil etti ve iki gün sonra varılan anlaşmayı halkı adına imzaladı. Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmalarına göre Cumhurbaşkanı Rum olurken, Cumhurbaşkanı Muavini ise Türk olacaktı. Kıbrıs Türk Halkı, O'nu bir kurtarıcı olarak gördüğünden 3 Aralık 1959'da rakipsiz olarak Kıbrıs'ın ilk Cumhurbaşkanı Muavini seçti. Rumların 21 Aralık 1963 tarihinde başlattıkları saldırıların ardından oluşturulan Genel Komite'nin başkanlığını yaptı. 27 Aralık 1967 tarihinde kurulan Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi'nde başkanlığa getirildi. Dr. Fazıl Küçük, 18 Şubat 1973 tarihinde Cumhurbaşkan Muavinliği'nden ayrılarak, yerini Rauf R. Denktaş'a bıraktı. Ancak gazetesindeki mücadeleyi sürdürerek, Halkın Sesi'ni Kıbrıs Türkü'nün davasına bayrak yapmaya devam etti. Siyaset hayatını sürdürdü. Halkın haklı taleplerini savunmaktan geri kalmadı. Dr. Küçük, 1980'li yılların başında yakalandığı hastalık günlerinde de yazılarını aralıklarla sürdürüyordu. Dr. Küçük, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasını büyük bir sevinçle yaşadı. Ölümünden önce verdiği son demeçte de hastalığının geçtiğini söylüyor ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasını görmesi ile hayata yeniden kavuştuğunu vurguluyordu. Dr. Fazıl Küçük, 15 Ocak 1984'te yakalandığı hastalığa yenik düşerek, Londra'da hayata gözlerini yumdu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.