SON DAKİKA
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kanlı Noel

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kanlı Noel haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kanlı Noel haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türk Dışişleri, Kanlı Noel'i unutmadı: Şehitleri unutmayacağız Haber

Türk Dışişleri, Kanlı Noel'i unutmadı: Şehitleri unutmayacağız

Rumların Kıbrıslı Türklere yönelik 1963 yılında gerçekleştirdiği "Kanlı Noel" katliamının üzerinden 61 yıl geçse de acılar halen unutulmadı. Rum terörist örgüt EOKA'nın başlattığı kanlı soykırım, tarihe "Kanlı Noel" olarak geçerken, olaylarda 103 Türk köyü boşaltıldı ve 364 Kıbrıs Türkü şehit oldu. "BARBARCA KATLEDİLEN KIBRIS TÜRKÜ KARDEŞLERİMİZİ ANIYORUZ" Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, EOKA terör örgütü militanlarının Kıbrıs Türklerine yönelik gerçekleştirdiği "Kanlı Noel" katliamının 61 yılında, Kıbrıs Türkünün özgürlük ve varoluş mücadelesinde verilen şehitlerin unutulmadığını anımsattı. Bakanlığın resmî sosyal medya hesapları aracılığıyla yapılan paylaşımda, "Rum terör örgütü EOKA mensuplarının 61 yıl önce bugün Kıbrıs Türklerine yönelik başlattıkları etnik temizlik hareketinin ilk adımı olan Kanlı Noel saldırılarında barbarca katledilen Kıbrıs Türkü kardeşlerimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz. EOKA katilleri Kıbrıs Türklerinin Anavatan ve Garantör Türkiye ile birlikte ortaya koyduğu kahramanca direniş sayesinde menfur amaçlarına ulaşamamışlardır. Kıbrıs Türkünün özgürlük ve varoluş mücadelesinde verdiğimiz şehitleri asla unutmayacağız." ifadelerine yer verildi. Rum terör örgütü EOKA mensuplarının 61 yıl önce bugün Kıbrıs Türklerine yönelik başlattıkları etnik temizlik hareketinin ilk adımı olan Kanlı Noel saldırılarında barbarca katledilen Kıbrıs Türkü kardeşlerimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz. EOKA katilleri Kıbrıs Türklerinin… pic.twitter.com/7cDkhV8dxb — T.C. Dışişleri Bakanlığı (@TC_Disisleri) December 21, 2024

Kıbrıs'ta Rumların gerçekleştirdiği "Kanlı Noel" katliamının üzerinden 61 yıl geçti Haber

Kıbrıs'ta Rumların gerçekleştirdiği "Kanlı Noel" katliamının üzerinden 61 yıl geçti

Rumların Kıbrıslı Türklere yönelik 1963 yılında gerçekleştirdiği "Kanlı Noel" katliamının üzerinden 61 yıl geçse de acılar halen unutulmadı. Rum terörist örgüt EOKA'nın başlattığı kanlı soykırım, tarihe "Kanlı Noel" olarak geçerken, olaylarda 103 Türk köyü boşaltıldı ve 364 Kıbrıs Türkü şehit oldu. Kıbrıs'ta, 16 Ağustos 1960'ta Rumların ve Türklerin ortaklığını esas alan "Kıbrıs Cumhuriyeti" kuruldu. Cumhuriyetin anayasası Kıbrıs Türklerinin siyasi haklarını garanti altına alıyordu ancak bu ortaklık fazla uzun sürmedi ve Rumlar, silah zoruyla Kıbrıs Türklerini yönetimden uzaklaştırdı. Kıbrıs’ta, Rum terör örgütü EOKA militanlarının Kıbrıs Türklerine yönelik başlattığı ve tarihe Kanlı Noel olarak geçen katliamın üzerinden tam 61 yıl geçti. pic.twitter.com/CDyPjEH21C — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) December 21, 2024 Kıbrıs'ta 1960-1963 dönemi, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin hukuken var olduğu dönem olmakla birlikte, Ada'da sorunlar devam etti. Rumlar başlangıçtan itibaren, Türk ve Rum ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'ne inanmamışlar, kurulan düzeni Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması hedefi olan Enosis için bir sıçrama tahtası olarak görmüşlerdi. Daha sonra Türkler, baskı ve silah zoruyla cumhuriyetten dışlandı. Rumlar, Ada'daki Türkleri, Enosis hedeflerinin önündeki engel olarak görüyordu. Bu hedefle 21 Aralık 1963'te Akritas adı verilen ve Türklerin Ada'dan yok edilmesini hedefleyen plan, Rum çeteler tarafından uygulanmaya başladı. Lefkoşa'nın Tahtakale semtinde 20 Aralık 1963 gecesi otomobillerine açılan ateş sonucu Kıbrıs Türkü Zeki Halil ve Cemaliye Emirali şehit edildi.  Rumların ilk saldırılarında sadece Lefkoşa'da 92 Türk öldürüldü, 146 kişi ise yaralandı. Rum terör örgütü EOKA'cı militanlar ilk büyük katliamını, Lefkoşa'da bulunan Ayvasıl köyündeki Kıbrıs Türklerine karşı 23 Aralık 1963'te gerçekleştirdi. Bu köyde esir alınan 21 Kıbrıs Türkü, elleri bağlandıktan sonra katledildi ve toplu mezara gömüldü. Rum çeteleri, 24 Aralık 1963'te Lefkoşa'nın Kumsal bölgesindeki saldırılarına devam ederken, Kıbrıs'taki Türk Alayında doktor olarak görev yapan Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ile 3 çocuğunu da vahşice katletti. Binbaşı İlhan'ın evinin banyo küvetinde eşi Mürüvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi ile Hakan, ölü olarak bulundu. Bu olay tarihe "Kumsal Katliamı" ya da "Banyo Katliamı" olarak geçerken, baskının yapıldığı ev daha sonra Barbarlık Müzesi adıyla ziyarete açıldı.  Olaylarda saldırıya uğrayan 103 Türk köyü boşaltılmak zorunda kalırken, Kıbrıs'ta 1963'te başlayıp 1964'te de devam eden olaylarda 364 Türk şehit oldu. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Ada'ya Barış Gücü gönderme kararı aldı ve ilk BM Barış Gücü (BMBG) 14 Mart 1964 tarihinde Ada'ya geldi. Ancak BMBG'nin Ada'ya gelmesi de Rumların, Türklere yönelik saldırılarının önüne geçemedi. Rumlar 6 Ağustos 1964 tarihinde üniversite öğrencileri ile Erenköylü mücahitlerin savunduğu Erenköy'e EOKA lideri Yeoryos Grivas komutasındaki kuvvetlerle saldırıya geçti.  YÜZBAŞI CENGİZ TOPEL ŞEHİT EDİLDİ Erenköy'ü korumak için gizlice bölgeye gelen öğrenci, veteriner ve öğretmenden oluşan 500'e yakın Türk mücahidi, halkın yanında siper aldı. Rumların bu ağır saldırıları Erenköy'deki direnişi kıramadı. Rumların Erenköy çevresindeki kuşatmasını sona erdiren ise Türk Hava Kuvvetlerinin gerçekleştirdiği uyarı uçuşları oldu. Bu muharebeler sırasında Yüzbaşı Cengiz Topel'in kullandığı F100F jeti, yerden isabet alarak düşürüldü.  Paraşütle atlamayı başaran Topel, indiği Rum köyü yakınlarında esir alındı. Rumlar tarafından işkenceyle öldürülen Yüzbaşı Topel, Cumhuriyet döneminin ilk hava harp şehidi oldu. Müdahaleden sonra Türklere yönelik saldırılar azalmakla birlikte bulundukları bölgelerde tecrit edilip her türlü haklarından mahrum bırakılarak yok edilmelerine girişildi. Bu durum 15 Kasım 1967 tarihine kadar sürdü. 15 Kasım 1967 tarihinde Grivas komutasındaki Rum ve Yunan birlikleri Geçitkale'ye saldırarak katliam yaptı, 20'den fazla Türk öldürüldü. Türkleri silahla yok edemeyeceğini anlayan Makarios, 1967-1974 döneminde Türklere ekonomik ve sosyal baskılar uygulayarak Ada'dan göçe zorlama ve bu suretle asimile etme politikasını uygulamaya başladı.  Kıbrıs'ta 1963-1974 dönemi, Kıbrıs Türkleri için kan, gözyaşı, katliam, toplu mezar ve göç olarak tarihe geçti. Kıbrıs Türkleri 11 yıl süren bu acı dönemde adanın yüzde 3'üne sıkıştırıldı. EOKA mensupları arasındaki görüş ayrılıkları, Türkiye'nin müdahalesinden endişe eden ve Kıbrıs Türklerini ekonomik yoldan bitirmeyi dileyen Rum lider Makarios ve daha hızlı sonuç alınmasını isteyen eski cuntacılardan oluşan EOKA-B mensuplarının karşı karşıya gelmesine sebep oldu. YUNAN CUNTASI 1974'TE KIBRIS'TA DARBE YAPTI EOKA lideri Nikos Sampson, Yunan cuntasının desteğiyle 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak amacıyla Makarios'a karşı darbe yaptı ve iktidarı ele geçirdi. Bu darbeyle Kıbrıs'ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne kastedilmiş oldu.  Türkiye, darbenin ardından 1960 Garanti Antlaşması gereği ilk aşamada diplomatik girişimleri önceledi. Bu noktada 17-18 Temmuz 1974'te Türkiye ile İngiltere arasında, darbenin ardından atılabilecek adımlara yönelik Londra'da görüşmeler de yapıldı. İstişarelere garantör devlet olarak Yunanistan da davet edildi ancak Yunanistan'daki cunta yönetimi görüşmelere katılmadı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile İngiltere Dışişleri Bakanı James Callaghan arasındaki görüşmelerde İngiltere'ye ortak müdahale teklifinde bulunuldu. 20 TEMMUZ BARIŞ HAREKATI GERÇEKLEŞTİ Dönemin Başbakanı Ecevit ve Yardımcısı Necmettin Erbakan, İngiltere'nin olumsuz cevap vermesi üzerine, garantörlük hakkını kullanarak ve Ada'daki Türklerin güvenliğini de dikkate alarak 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı'nın başlaması kararını aldı. Harekat, dünyaya Ecevit'in yaptığı tarihi, "Biz aslında savaş için değil, barış için ve yalnızca Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Ada'ya gidiyoruz." açıklamasıyla duyuruldu. Barış harekatıyla Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakının önüne geçilirken Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve varlığı güvence altına alındı. Türkiye, 20 Temmuz 1974'te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 353 sayılı kararı ile İngiltere ve Yunanistan'a "barışın yeniden tesisini sağlamak üzere müzakerelere başlama" çağrısında bulundu ve 22 Temmuz 1974'te harekatı durdurdu. Bunun üzerine garantör ülkeler, bir araya gelerek Kıbrıs meselesinin çözümü için görüşmelere başladı. 25 Temmuz 1974'te toplanan 1. Cenevre Konferansı, 30 Temmuz 1974'te imzalanan Cenevre Deklarasyonu ile son buldu. Deklarasyonda, Yunanistan ve Rumlar tarafından işgal edilen Türk bölgelerinin acilen boşaltılması ile Ada'da barışın ve anayasal düzenin yeniden tesisini teminen dışişleri bakanları arasında müzakerelere devam edilmesi öngörüldü. Öte yandan deklarasyonla Ada'da Kıbrıs Türk toplumu ile Kıbrıs Rum toplumu olmak üzere iki özerk yönetimin mevcudiyeti ilkesel olarak tanındı. İKİNCİ HAREKAT "AYŞE TATİLE ÇIKSIN" PAROLASIYLA BAŞLADI Konferansın 8 Ağustos'ta başlayan ikinci aşamasında, Yunanistan, Ada'da yeni anayasal düzenin kurulmasına yönelik tüm teklifleri reddetti ve anayasaya ilişkin varılacak bir uzlaşma için Türk birliklerinin geri çekilmesini ön koşul olarak ileri sürdü. Ayrıca ikinci toplantıya kadar Rum ve Yunan askerlerinin, Türklerin bulunduğu bölgeden çekilmeleri gerekiyordu ancak çekilmedikleri gibi saldırılar da sürdü. 2. Cenevre Konferansı görüşmelerinden de bir sonuç çıkmayınca 14 Ağustos'ta "Ayşe tatile çıksın" parolasıyla Kıbrıs Barış Harekatı'nın ikinci aşaması başladı ve 16 Ağustos'ta ateşkes ilan edildi. Türkiye'nin başlattığı harekat başarıyla sonuçlanırken Ada'da yaşayan Kıbrıs Türk halkının güvenliği de sağlandı ve Ada'ya barış hakim oldu. İkinci harekat sırasında geri çekilen Rum askerleri, geçtikleri Türk köylerini yakarak silahsız insanları katletti. Toplu katliamlar ve mezarlar, harekatın bitiminde ortaya çıkarıldı. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, Türk ordusu 498 şehit verirken Kıbrıs Türk tarafı ise 70'i mücahit, 270 kişiyi kaybetti. Kıbrıs Türkleri genel olarak ise 1672 şehit verdi. HAREKATIN ARDINDAN KIBRIS TÜRKLERİ KENDİ YÖNETİMLERİNİ KURDU Kıbrıs'ta mevcut sınırların çizilmesine olanak sağlayan harekattan hemen sonra Kıbrıslı Türkler, 1 Ekim 1974'te Otonom Kıbrıs Türk Yönetimini kurdu. Ardından Kıbrıs Türklerinin devlet yapısını kökleştirme, anayasa yapma ve çok partili sisteme geçme gibi tecrübeler yaşadığı Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) 13 Şubat 1975'te ilan edildi. KTFD Meclisi, 15 Kasım 1983'te oy birliğiyle aldığı bir kararla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kurulduğunu ilan etti. KKTC'nin ilanı, Kıbrıs Türk halkının Ada'daki siyasi yaşamını devlet olgusuyla dünyaya ilan ettiği önemli bir dönüm noktası olurken Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin etme hakkı da ilan edilmiş oldu. KKTC'de, 21-25 Aralık tarihlerinde Milli Mücadele ve Şehitler Haftası dolaysıyla, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde hayatını kaybedenler, tören ve etkinliklerle anılıyor.

Ersin Tatar: Türk askerinin Kıbrıs'taki varlığı bizim kırmızı çizgimizdir Haber

Ersin Tatar: Türk askerinin Kıbrıs'taki varlığı bizim kırmızı çizgimizdir

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) 21 Aralık 2023 tarihinde, 21-25 Aralık Millî Mücadele ve Şehitler Haftası kapsamında Lefkoşa Şehitler Anıtı önünde anma töreni akabinde Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde Şehitleri Anma Programı düzenlendi. Anma törenine, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu ile bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi parti başkanları ve yetkililer katıldı. "YAPILABİLECEK FEDAKARLIKLARIN EN BÜYÜĞÜNÜ YAPARAK CANLARINIZI VERDİNİZ" Cumhurbaşkanı Tatar, Lefkoşa Şehitler Anıtı önündeki törende Anıt Özel Defteri'ni imzalayarak, deftere yazdığı mesajında; "Kahraman Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda başı dik, onurlu bir halk olarak yaşayabilmesi ve kendi vatanına sahip olması için Mehmetçik ile birlikte yapılabilecek fedakarlıkların en büyüğünü yaparak canlarınızı verdiniz." ifadelerine yer verdi. Şehitler sayesinde Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve güven içerisinde yaşadığını hatırlatan Tatar, "Geçmişi unutmadan, acılardan dersler de çıkararak geleceği güvenilir, yaşanabilir ve yürütebilir bir şekilde kurmak için gayret gösteriyoruz. Bugün geldiğimiz aşamada geçmiş acıların bir daha yaşanmaması en büyük dileğimizdir." değerlendirmesinde bulundu. "EGEMEN EŞİTLİK VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜ TEYİT EDİLMEDEN MÜZAKERELERE GEÇİLEMEZ" Tatar, törenin sonrasında Atatürk Kültür Merkezi'nde icra edilen anma programına katıldı. Gerçekleştirdiği konuşmasında 21 Aralık 1963'ten bu yana 60 yıl geçtiğini belirten Tatar; "Bu zaman dilimi içerisinde çok şeyler yaşadık ama 21 Aralık Kanlı Noel’i bizlerin unutması mümkün değildir” dedi. 20 Temmuz 1974'teki Barış Harekatı'nın bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar; "Egemen eşitlik, eşit uluslararası statü. Bunlar teyit edilmeden bizlerin müzakerelere geçmesi mümkün değil. Çünkü artık bu coğrafyada bizleri barış ve güvenlik içerisinde geleceğe taşıyabilecek bir devletimiz vardır: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti." şeklinde konuştu. Tatar, KKTC'nin Doğu Akdeniz'deki bir Türk devleti olarak bu coğrafyadaki millî ve ulusal çıkarları da temsil eden bir kazanım olduğuna dikkati çekerek bunun çok cefa, fedakarlık, şehitlerle ve bedel ödeyerek kazanıldığını vurguladı. ​​​​​​​ "TÜRKİYE'NİN GARANTÖRLÜĞÜ BARIŞIN, HUZURUN VE GÜVENLİĞİN TEMİNATIDIR" Doğu Akdeniz'de şu anda bağımsız bir Türk devleti olarak KKTC'nin çok büyük değer olduğunun, bunun değerinin ve anlamının bilinmesi ve egemenlikten asla taviz verilmemesi gerektiğinin altını çizen Tatar, "Türkiye'nin garantörlüğü, Türk askerinin buradaki varlığı barışın, huzurun ve güvenliğin elbette sigortasıdır, teminatıdır. Bizim vazgeçilmez kırmızı çizgilerimizdir." ifadelerini kullandı.

Kanlı Noel'in üzerinden tam 60 yıl geçti Haber

Kanlı Noel'in üzerinden tam 60 yıl geçti

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara Kıbrıs Adası'nın Yunanistan'a bağlanma ve Türkleri yok etme hayali olan Enosis faaliyetleri Rum militanların soykırım girişimiyle 21 Aralık 1963'te başladı. Rum terör örgütü EOKA (Kıbrıs Rumlarının Enosis amacını gerçekleştirmeyi hızlandırmak için kurdukları terör örgütü/Kıbrıslı Savaşçıların Ulusal Örgütü), Türklere ait bölgeleri ve kentleri yerle bir ederek çok sayıda katliama imza attı. İnsanlığın utanç vesikasının üzerinden bugün tam 60 yıl geçti. Katliamın adını Artinas Planı koyan Rum militanlar, 364 Kıbrıs Türkünü şehit etti ve 103 Türk köyünü tamamen boşalttı.  KÜVET KATLİAMI  Kıbrıs Adası her geçen gün kana bulanırken, 24 Aralık 1963'te Lefkoşa'nın Kumsal bölgesinde Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Doktoru Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ve 3 çocuğu saklandığı banyoda, küvetin içinde hunharca katledildi. Küvet katliamı olarak da bilinen bu kara gün tarihten bir daha hiç silinmedi. Olayın yaşandığı bina kurşun izleri ve kan lekeleriyle birlikte Barbarlık Müzesi adıyla müzeleştirildi. İşte 21 Aralık 1963 Kanlı Noel olaylarının acı hikayesi: EOAKA militanlarının Kıbrıs'ta Enosis hayalleriyle Kıbrıs Türklerini Ada'dan yok etme amaçları 21 Aralık 1963'te çeşitli katliamlarla baş gösterdi Tarihin unutulmayan sayfalarına kazınmış katliamın üzerinden bugün tam 60 yıl geçti pic.twitter.com/0WaKmE9nvX — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) December 21, 2023 Tam 1 yıl süren olaylarda 103 Türk köyü boşaltıldı, 364 Kıbrıs Türkü hayatını kaybetti. 14 Mart 1964 yıılında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi Ada'ya Barış Gücü kuvvetleri gönderdi. EOKA militanlarının soykırım girişimine dur diyemedi. Ancak Kıbrıs Türkü öğrenciler 30-31 Mart 1964'ten sonra tarihe adını yazdıracak bir direniş gösterdiler: Şanlı Erenköy Direnişi. ŞANLI ERENKÖY DİRENİŞİ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluş mücadelesinde önemli bir yeri olan Erenköy Direnişi, adanın batısındaki Erenköy’de Kıbrıs Türklerinin, Rumların saldırılarına karşı koyup geri püskürtmeleriyle tarihe geçti. 1963’te Kıbrıs Türklerini hedef alan Kanlı Noel Katliamından önce ve sonra bu bölge, Anamur üzerinden Türkiye ile kurulan ikmal hattının köprü başı konumundaydı. Silah ve mühimmat ikmalinin yanı sıra Türkiye’de eğitim gören Kıbrıs Türkü öğrenciler 30-31 Mart 1964 tarihinden itibaren gruplar halinde adaya bu güzergâh üzerinden intikal etmişlerdi. 1958-1964 yılları arasında Türkiye’den getirilen silahlar Yeşilırmak üzerinden Ada’nın çeşitli bölgelerine Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) mensuplarınca ulaştırılıyordu. 1964 yılında Kıbrıslı Rumlar ve Yunanlar Erenköy bölgesine saldırı başlatınca, 5-10 Ağustos 1964 tarihleri arasında çarpışmalar yaşandı. Çevredeki Türk köylerinin sakinleri Erenköy’e sığınmasının ardından 8 Ağustos günü Rumlar taarruza geçince, bu tarihte 16.15 sıralarında iki Türk uçağı uyarı uçuşu yaptı. Eskişehir’den Kıbrıs’a, dörtlü kol komutanı olarak gönderilen Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, F-100 uçağının uçuş esnasında yerden isabet alarak düşürülmesinin akabinde paraşütle atlamayı başardı, ancak Rumlar tarafından esir alındı. Topel, uluslararası savaş hukukunun esirleri kapsayan maddelerine aykırı olarak yapılan işkenceler sonucu şehit edilerek Cumhuriyet döneminin ilk hava harp şehidi oldu. Rumların saldırılarına cevaben bu sefer 9 Ağustos günü 64 Türk uçağının müdahalesiyle çatışmalar son buldu ve Rumlar geri çekildi. 10 Ağustos günü de ateşkes imzalandı. Kıbrıslı Türklerin bu destansı savunması “Şanlı Erenköy Direnişi” olarak tarihe geçti.

Kıbrıs'ta Rumların Türklere yönelik soykırım girişimi: 21 Aralık 1963 Kanlı Noel Katliamı Haber

Kıbrıs'ta Rumların Türklere yönelik soykırım girişimi: 21 Aralık 1963 Kanlı Noel Katliamı

EOKA (Kıbrıs Rumlarının Enosis amacını gerçekleştirmeyi hızlandırmak için kurdukları terör örgütü/ Kıbrıs Milli Mücadele Örgütü) Rum çetesi, Kıbrıslı Türkleri adadan silmek için Aralık 1963’te kanlı katliamlar gerçekleştirdi. 21 Aralık 1963'te başlayan katliam girişimi günlerce devam etti. 24 Aralık 1963 gecesi, Lefkoşa’nın Kumsal bölgesinde o dönem Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nda görevli olan Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet ve çocukları Murat, Hakan, Kutsi, eve giren Rumlar tarafından küvette kurşuna dizildi. “Kanlı Noel” olarak tarihe geçen katliamlarda; Nihat İlhan’ın eşi ve çocuklarının katledilmesi, 364 Kıbrıs Türkü ile 174 Kıbrıs Rumunun hayatını kaybettiği katliamların sembolü haline geldi. Olayın gerçekleştiği tek katlı eve, daha sonra “Barbarlar Müzesi” adı verildi. 103 TÜRK KÖYÜ BOŞALTILDI 364 TÜRK ŞEHİT OLDU Saldırıya uğrayan 103 Türk köyü boşaltılmak zorunda kalırken, Kıbrıs'ta 1963'te başlayıp 1964'te de devam eden olaylarda 364 Türk şehit oldu. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Ada'ya Barış Gücü gönderme kararı aldı ve ilk BM Barış Gücü (BMBG) 14 Mart 1964 tarihinde Ada'ya geldi. Ancak BMBG'nin Ada'ya gelmesi de Rumların, Türklere yönelik saldırılarının önüne geçemedi. Rumlar 6 Ağustos 1964 tarihinde üniversite öğrencileri ile Erenköylü mücahitlerin savunduğu Erenköy'e EOKA lideri Yeoryos Grivas komutasındaki kuvvetlerle saldırıya geçti. Erenköy'de Kıbrıs Türkü mücahitler, tarihi bir direniş gösterdi ve Rumların saldırısını bertaraf etti. ŞANLI ERENKÖY DİRENİŞİ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluş mücadelesinde önemli bir yeri olan Erenköy Direnişi, adanın batısındaki Erenköy’de Kıbrıs Türklerinin, Rumların saldırılarına karşı koyup geri püskürtmeleriyle tarihe geçti. 1963’te Kıbrıs Türklerini hedef alan Kanlı Noel Katliamından önce ve sonra bu bölge, Anamur üzerinden Türkiye’yle kurulan ikmal hattının köprü başı konumundaydı. Silah ve mühimmat ikmalinin yanı sıra Türkiye’de eğitim gören Kıbrıs Türkü öğrenciler 30-31 Mart 1964 tarihinden itibaren gruplar halinde adaya bu güzergâh üzerinden intikal etmişlerdi. 1958-1964 yılları arasında Türkiye’den getirilen silahlar Yeşilırmak üzerinden Ada’nın çeşitli bölgelerine Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) mensuplarınca ulaştırılıyordu. 1964 yılında Kıbrıslı Rumlar ve Yunanlılar Erenköy bölgesine saldırı başlatınca, 5-10 Ağustos 1964 tarihleri arasında çarpışmalar yaşandı. Çevredeki Türk köylerinin sakinleri Erenköy’e sığınmasının ardından 8 Ağustos günü Rumlar taarruza geçince, bu tarihte 16.15 sıralarında iki Türk uçağı uyarı uçuşu yaptı. Eskişehir’den Kıbrıs’a, dörtlü kol komutanı olarak gönderilen Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, F-100 uçağının uçuş esnasında yerden isabet alarak düşürülmesinin akabinde paraşütle atlamayı başardı, ancak Rumlar tarafından esir alındı. Topel, uluslararası savaş hukukunun esirleri kapsayan maddelerine aykırı olarak yapılan işkenceler sonucu şehit edilerek Cumhuriyet döneminin ilk hava harp şehidi oldu. Rumların saldırılarına cevaben bu sefer 9 Ağustos günü 64 Türk uçağının müdahalesiyle çatışmalar son buldu ve Rumlar geri çekildi. 10 Ağustos günü de ateşkes imzalandı. Kıbrıslı Türklerin bu destansı savunması “Şanlı Erenköy Direnişi” olarak tarihe geçti.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
QHA - Kırım Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.